İçeriğe atla

Şeytan Ayetleri (roman)

The Satanic Verses
The Satanic Verses
YazarSelman Rüşdi
ÜlkeBirleşik Krallık
Yayım1988
YayımcıViking Books
ISBN0312270828

Şeytan Ayetleri (İngilizce: The Satanic Verses), Hint asıllı İngiliz yazar Selman Rüşdi'nin romanı. İlk baskısı 26 Eylül 1988'de Birleşik Krallık'ta yapılmıştır. Birçok İslam ülkesinde yasaklanan kitabın yazarı hakkında İran'da Humeyni tarafından ölüm fetvası verildi. Rüşdi'ye Fransa devleti tarafından onur ödülü[1] ve İngiliz Kraliçesi tarafından şövalyelik nişanı verildi.[2]

Konusu

Salman Rushdie, Pen America/Özgür İfade Edebiyatı'nda, Mayıs 2014.

Şeytan Ayetleri romanı öykülerdeki kahramanların başından geçen büyülü küçük öyküler ve gördüklerini anlatan şekilde şekillenmektedir. Ana öykülerden bir tanesi günümüzdeki Birleşik Krallık'taki Hint göçmenleri ele alır. İki kahraman Gibreel Farishta ve Saladin Chamcha Müslüman Hint iki aktördür. Farishta Bollywood film sektöründe Hindu tanrılarını canlandırmakta ünlüdür.[3] Chamcha ise Hint kimliğini geride bırakmaya çalışarak Britanya'da seslendirme yapmaktadır.

Romanın başında iki aktör de Hindistan'dan Britanya'ya giden ve hava korsanları tarafından kaçırılmış bir yolcu uçağındadır. Uçağın havada infilak etmesine rağmen iki aktör mucizevi bir şekilde kurtulur. Büyülü bir değişim geçiren iki kahramandan Farishta, Cebrâîl isimli meleğe dönüşür, Chamcha ise Şeytan haline gelir. Chamcha, yasa dışı bir göçmen olarak algılanarak polis tarafından tutuklanır ve uygunsuz muameleye maruz kalır.

İki karakter de eski hayatlarının parçalarını bir araya getirmeye uğraşır. Farishta kayıp sevgilisi İngiliz dağcı Allie Cone ile bir araya gelmeye çalışırsa da akıl hastalığı buna engel olur. İnsan formunu koruyan Chamcha ise kendisine yardım etmeyen Farishta'dan intikam almak ister. Bu yüzden Allie ile olan ilişkisini baltalar. Farishta bunu anlamasına rağmen Chamcha'yı affeder ve hatta hayatını kurtarır.

Romanın sonunda iki kahraman da Hindistan'a döner, Farishta bir kıskançlık krizi sırasında önce Allie'yi sonra da kendisini öldürür. Farishta tarafından affedilen Chamcha uzun süredir konuşmadığı babasıyla barışır ve Hint kimliğiyle barışarak Hindistan'da kalmaya karar verir.

Edebi eser olarak değerlendirme

Eser genelde edebiyat eleştirmenlerinden olumlu eleştiriler almıştır. Ünlü eleştirmen Harold Boom eseri Rüşdi'nin en büyük estetik başarısı olarak niteler.[4] Timothy Brennan romanı Britanya'daki göçmenlerin maruz kaldıkları yabancılaşmanın ve ruh hallerinin çok iyi anlatıldığı bir eser olarak değerlendirir. Romanın tepki görmesinden sonra değerlendirmelerde bulunan akademisyenlerden M. D. Fletcher olayların aslında çok ironik olduğunu, Rüşdi'nin romanla sorunlarına tercüman olmaya çalıştığı kesimler tarafından kıyasıya eleştirildiğini yazar.

Eserin yazılması sırasında yazarın çok sayıda yazardan etkilendiği düşünülmektedir. W. J. Weatherby yazarın bu kapsamda James Joyce, Italo Calvino, Franz Kafka, Frank Herbert, Pynchon, Mervyn Peake, Gabriel Garcia Marquez, Jean-Luc Godard, J. G. Ballard ve William Burroughs tarafından etkilediğini belirtmiştir. Srinivas Aravamudan postmodernizm ve postkolonyalizmin aynı romanda başarıyla işlendiğini ifade etmiştir.

Romanda Rüşdi'nin tarzı olarak paralel hikâyeler birlikte anlatılır. Birbirine geçiş yapan paralel rüyalar, gerçeklikler ve tekrarlanan isimler çarpıcıdır.

Tepkiler

Müslümanlıkla ilgili konular

Kitabın bir bölümünde, İslam peygamberi Muhammed'in içinde yaşadığı pagan topluluğun desteğini almak üzere çok tanrılı yaklaşım lehine bir ayeti haber verdiği, sonradan bu ayetin şeytan tarafından yazdırıldığını iddia ettiği anlatılmaktadır.

Bazı kaynakların bildirmesine göre Muhammed şeytan tarafından kandırılmıştır. Bu rivayetin kökeni 6. ve 7. yüzyıla dayandırılmakta ve Muhammed'in bulunabilmiş ilk biyografisinde de geçmektedir.[5] Şeytan, Muhammed'i, "müşriklerce" (paganlarca) kutsal bilinen ve adları Lat, Uzza ve Menat olan üç tanrıçayı övücü sözler söylemeye kandırmış ve bu sözleri onun diline ayet olarak sokmuştur. Şeytan'ın bu oyunu sonucunda Muhammed, "Lat'ı, Uzza'yı ve... üçüncü olan Menat'ı gördünüz mü?" diye konuşmuş ve bu sözleri Kur'an'a Tanrı'dan gelmiş vahiyler olarak koymuştur:[6]

19 Siz de gördünüz değil mi o Lât ve Uzza'yı?[7]
20 ve üçüncü olarak da öteki (put) Menat'ı?[8]
21 Size erkek O'na dişi öyle mi?[9]

Şeytan tarafından eklendiği söylenen "bunlar şefaatleri umulan yüce turnalardır." ayetinde geçen "turna" kelimesi Arapça "gharāniq" diye geçer ve bu "put, varlık" şeklinde de tercüme edilir. Bu olay Muhammed'in sözü edilen pagan tanrılarının gerçekten var olduğunu kabul ettiği şeklinde algılanır. Muhammed'in tanrılarını övdüğünü duyan Mekkeliler bunu sevinçle karşılar ve sureyi sonuna kadar Muhammed'le birlikte okurlar.

Kur'an'da, Hac Suresi'nde ise şeytanın, Tanrı'nın gönderdiği her peygambere türlü şekillerde musallat olduğu, onları ümitsizliğe düşürdüğü ve nihayetinde Tanrı'nın bu peygamberleri ümitsizlikten ve şeytanın yalanlarından koruduğu ve böylece tebliğ görevinin kusursuz bir şekilde yapılmasını sağladığı yazılıdır. Söz konusu ayet de şöyledir:

"Senden önce hiçbir resül ve nebi göndermedik ki, bir şey temenni ettiği zaman, şeytan onun bu temennisine dair vesvese vermiş olmasın. Ama Allah şeytanın vesvesesini giderir. Sonra Allah âyetlerini sağlamlaştırır. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir." (K. 22 Hacc 52)

Bu ayetleri Muhammed'in Kureyşli paganlarla bir uzlaşma taktiği olarak da kullandığı yönünde teoriler de bulunmaktadır[]. Bunlara göre Kureyş'in tanrıçalarını onurlandırarak Muhammed aradaki düşmanlığı ortadan kaldıracağını düşünür. Ama Müslümanlardan gelen yoğun tepki üzerine bu tutumundan hemen vazgeçip Tanrı'dan gelen söz konusu uyarıcı ve düzeltici ayetleri duyurur.

Yaşanan olaylar ve fetva

Roman, Müslüman camiasında büyük yankı yaratmış ve dine küfür olarak algılanmıştır. Rüşdi'nin ifade özgürlüğünü kutsal değerlere saldırarak kullandığı iddia edilir. Olayların büyümesiyle birlikte kitabın ithali Hindistan'da yasaklanır, Birleşik Krallık'taki ilk eylemlerde kitap yakılır. 1989 yılı Şubat ayında Pakistan'da kitaba karşı büyük olaylar çıkar. İran'daki Şii önder Ruhullah Humeyni Rüşdi ve kitabın yayınlanmasında görev alan kişilerin öldürülmesini olanaklı kılan bir fetva yayınlar. Dönemin Birleşik Krallık Başbakanı Margaret Thatcher Rüşdi'ye sürekli koruma sağlamıştır. 1998 yılında İran hükûmetinden olayı yatıştırıcı yönde açıklamalar gelmesi üzerine gerginlik azalmıştır. 2006 yılındaki İran Haber Ajansının haberine göre fetva ancak onu yayınlayan makam tarafından geri alınabildiğinden ve Humeyni de ölmüş olduğundan fetva halen yürürlüktedir.

Şiddet olayları

Kitapla ilgili bazı kişiler şiddet olaylarına maruz kalmıştır. Kitabın Japon çevirmeni Hitoshi Igarashi 11 Temmuz 1991 tarihinde bıçaklanarak öldürülmüştür. İtalyan çevirmeni Ettore Capriolo aynı ay içinde bıçaklanmış ve ağır yaralanmıştır. Norveççe çevirmen William Nygaard Oslo'da 1993 yılı Ekim ayında üç el ateşe maruz kalmış, saldırıdan yara almadan kurtulmuştur. Eseri Türkçeye çevirten[10] yazar Aziz Nesin de İslami çevrelerce hedef gösterilmiştir. Aziz Nesin'in 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas Katliamı olarak bilinen olaylarda yaptığı konuşmalardan sonra ise ikisi eylemci 37 kişi hayatını kaybetmişti.

Rüşdi 12 Ağustos 2022 tarihinde Chautauqua Enstitüsü'ndeki konferansı için tanıtıldığı sırada bir erkek kürsüye atlamış ve Rüşdi’yi boynundan bıçaklamıştır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 5 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mayıs 2015. 
  2. ^ The London Gazette, Issue 58358, Supplement No. 1, 16 June 2007. Retrieved 26 March 2012.
  3. ^ Bu karakterin ilham kaynakları olarak Amitabh Bachchan ve Rama Rao'nun alındığı sanılmaktadır
  4. ^ İlgili eserin amazon.com adresindeki tanıtımı 24 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce) 13 Aralık 2012 tarihinde erişilmiştir
  5. ^ Ibn Taymiyyah. Majmu' al-Fatawa. 13 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2019. 
  6. ^ Ahmed, Shahab (1998). "Ibn Taymiyyah and the Satanic Verses". Studia Islamica. Cilt 87. Maisonneuve & Larose. ss. 67-124. JSTOR 1595926. 
  7. ^ "Elmalılı Hamdi Yazır meali, 16 Mayıs 2022 tarihinde erişilmiştir". 16 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mayıs 2022. 
  8. ^ "Elmalılı Hamdi Yazır meali, 16 Mayıs 2022 tarihinde erişilmiştir". 16 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mayıs 2022. 
  9. ^ "Elmalılı Hamdi Yazır meali, 16 Mayıs 2022 tarihinde erişilmiştir". 13 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Temmuz 2020. 
  10. ^ Eser Türkçeye çevrilse de basılamamıştır

Konuyla ilgili yazılan eserler

  • Nicholas J. Karolides, Margaret Bald & Dawn B. Sova (1999), 100 Banned Books: Censorship Histories of World Literature New York: Checkmark Books ISBN 0-8160-4059-1
  • Pipes, Daniel (2003 with a postscript by Koenraad Elst), The Rushdie Affair: The Novel, the Ayatollah, and the West (1990) Transaction Publishers ISBN 0-7658-0996-6

İlgili Araştırma Makaleleri

Peygamber veya yalvaç, Tanrı aracılığıyla bir dini veya dinî öğretiyi yaymakla görevlendirildiğine inanılan kişidir. Peygamberler ayrıca dinî terminolojide âyet, işaret veya mûcize denilen doğaüstü güç veya olayların kendilerine atfedildiği mitolojik veya yarı mitolojik insanlardır. İbrahimî dinlerin inananları, peygamberlerin Tanrı'dan aldıkları “vahiy” adlı mesajları diğer insanlara ulaştırdıklarına inanırlar.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed Hamdi Yazır</span> Türk din adamı, tercüman ve hattat

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Türk din alimi, tercüman ve hattattır. Osmanlı Devleti'nin son zamanlarında ve Cumhuriyet Dönemi'nde yaşamış olup, Kur'an'ın Türkçe tefsirlerinden birini telif etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">İbn Teymiyye</span> Şeyhülislam

Takıyyüddin ibn Teymiyye, özellikle Selefileri ve Vehhabîleri fıkıh, şeriat ve diğer İslamî görüşler konusunda etkilemiş olan İslam alimi. Kendinden sonra gelen çeşitli ve ağırlıklı olarak Hanbeli mezhebini benimseyen İslâm âlimlerini ve akımlarını da etkilemiştir. İbn Teymiyye'nin etkilediği isimlerin en önemlilerinden birisi de Muhammed bin Abdülvehhâb'dır.

<span class="mw-page-title-main">Selman Rüşdi</span> Britanyalı-Amerikalı romancı ve deneme yazarı

Sir Selman Rüşdi, Hint asıllı Britanyalı-Amerikalı yazar ve romancı.

<span class="mw-page-title-main">Ruhullah Humeyni</span> İran İslam Cumhuriyetinin ilk dinî lideri

Ruhullah Humeyni, İranlı siyasetçi ve Şii din adamı. Ayetullah Humeyni olarak da anılır. İran İslam Devrimi'nin siyasi ve ruhani lideriydi. Muhammed Rıza Pehlevi rejimine son verip İslam Cumhuriyeti'ni kurdu ve devrimden sonraki tüm dinî ve siyasi yetkileri elinde tuttu.

<span class="mw-page-title-main">El-Lât</span> tanrıça

El-Lât, İslam öncesi Arabistan'daki kader, kısmet ve bereket tanrıçası. En büyük tapınağı Taif'te bulunuyordu. Lat, Taif'te dört köşeli düz bir kaya parçası ile temsil ediliyordu ve etrafında bir ev inşa edilmişti. Tapınak Taif Kabesi olarak biliniyordu. Kara taş, İslam öncesi dönemde Petra'da bir adı da Kaab olan tanrıça El-lât'ın sembolü durumundaydı.

<span class="mw-page-title-main">Tefsir</span> İslami dini terim

Tefsir veya Yorumlama, İslam dini terimidir. 'el-Fesr' masdarından tef'il babında yorumlamak, açıklamak manalarına gelen bir kelimedir. Eş değer bir kelime "te'vil"dir (yorum). Kur'an ayetlerinin açıklanmasına dair dalıdır. Tefsir ilmi ile uğraşan kişiye müfessir denir. Al-i İmran suresi 7. ayette yer aldığı üzere Kur'an hem anlamı açık, hem de yoruma açık (müteşabih) ayetleri bünyesinde barındırır. İslam tarihinde Kur'an ayetlerini anlamak veya anlamlandırmak üzere çok sayıda çalışma yapılmıştır.

Şeytan ayetleri, Muhammed tarafından önce vahiy olarak açıklanıp sonrasında bu ayetlerin Şeytan isimli varlık tarafından kulağına söylendiği ifade edilerek Kur'an'dan çıkartıldığı belirtilen ayetlerdir. Bu ayetlerle ilgili rivayetler, Taberî, Vâkidî, İbn Sa'd, Ebu Cafer Taberi ve İbni İshak'ın eserlerinde yer almıştır. Şeytan ayetleri kavramı ilk defa İskoç tarihçi William Muir tarafından 1858'de kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Rum Suresi</span> Kuranın 30. suresi

Başlığın diğer anlamları için, bakınız Rum

<span class="mw-page-title-main">Kur'an mealleri</span>

Meal Arapça kökenli bir kelimedir, "meydana gelen netice", "mana", "anlam", "sonuç" anlamlarına gelir. Kur'an mealleri Kur'an'ı oluşturan sure ve ayetlerin tümünün Arapça dışında bir dile yazarın anladığı mana üzerinden aktarımıdır ve bu açıdan tercüme'den farklıdır. Türkçe meallere ana metinde yer almayan eklemeler yapılır ve bu eklemelerin esas metinde bulunmadığını okuyucunun anlaması beklenir. Ancak bunun genel kural olmadığı da bilinmelidir.

Sâbiîlik veya Mandeizm/Mandaeizm (Mandaeans) (Arapça: الصابئة veya مندائية), Orta Doğu'da bir din. Araplarca Sabiiye olarak adlandırılan grup, kendilerine bilgili, gnostik anlamlarına gelen Manden, din adamlarına ise Nasura demektedirler.

<span class="mw-page-title-main">Kâmil Miras</span>

Kâmil Miras, Türk siyasetçi ve din adamı.

<i>Hak Dini Kuran Dili</i> Kuran tefsiri

Hak Dini Kur'an Dili, Muhammed Hamdi Yazır tarafından yazılmış Kur'an tefsiri kitabı.

<span class="mw-page-title-main">Mübahele Ayeti</span>

Mübahele Ayeti, Âl-i İmrân Suresi'nin 61. ayetidir. Mübahele, kelime anlamı olarak "karşılıklı beddua etme" demektir.

<span class="mw-page-title-main">Barnabas İncili</span> 16. yüzyılda yazılmış psödoapokrif incil

Barnabas İncili, Müslüman bakış açısıyla, yaklaşık olarak 16. yüzyılın son çeyreğinde yazıldığı düşünülen psödoapokrif incildir. İsa’nın öğrencilerinden Barnabas tarafından yazıldığı iddia edilir.

İlāh, "tanrı" ile aynı anlama gelen bir Arapça terimdir. Dişil hâli "ilaha"dır ve bu tanrıça ile eşanlamlıdır. Dinsel inanışlarca kutsal görülen ve tapınılan doğaötesi bir varlıktır. İlah kelimesi İslami ritüellerde sıkça kullanılır: ezan, kelime-i şehadet.

Dinî sansür, ifade özgürlüğünün bir dinî yetke tarafından kısıtlanmasıdır. Tarihi çok eskilere uzanan bu sansür birçok topluluk ve din tarafından uygulanmıştır. Compiègne Fermanı, Index Librorum Prohibitorum ve Salman Rüşdi'nin Şeytan Ayetleri adlı kitabının Ruhullah Humeyni tarafından yasaklanması bu duruma örnek olarak gösterilebilir.

Müfessir, tefsir ile uğraşan ilahiyatçılara verilen isim.

Kur'an mucizeleri ya da orijinal adıyla Îcâzü'l-Kur'ân, İslam peygamberi Muhammed'in ümmi olduğu inancıyla birlikte, Kur'an'ın söz söyleme sanatı, gelecekten haber verme, yazılım zamanındaki bilimsel seviyenin çok ilerisinde bilimsel temellere dayalı alegorik anlatımlar ve ifadeler içerdiği inancıyla ileriki zamanlardaki gelişmelerin bu ifadeleri doğruladığı, dolayısıyla Kur'an'ın taklit edilemez ve insanüstü bir kaynaktan geldiğine verilen isimdir. İslam'a göre eski peygamberlere verilen mucize gösterme yetkisi Muhammed'e gelince, bu, mucize kitap şeklinde ortaya çıkar.

Tağut, Allah'tan başka bir ibadet odağını ifade eden İslami terminolojidir. Geleneksel teolojide bu terim genellikle kendileri için kurbanların kanı akıtılan putları veya İblisleri ifade eder.