İçeriğe atla

Şeyhî

Şeyhî (ö. 1431), Kütahya doğumlu 15. asır Türk divan şairi ve tabip.

Kendinden sonra gelen birçok şairi etkilemiş bir şairdir. Harnâme adlı hiciv mesnevisi ve Fars edebiyatının ünlü şairi Nizami'nin aynı adlı eserinden Türkçeleştirdiği Hüsrev ü Şîrîn adlı aşk mesnevisi en ünlü eserleridir. Aynı zamanda döneminin ünlü bir hekimi olan Şeyhî, Germiyan Beyi II. Yakub'un, Osmanlı padişahlarından Çelebi Mehmed ve II. Murad’ın özel doktoru olmuştur.

Hayatı

Tahminen 1371- 1376 yılları arasında,[not 1] o devirde Germiyanoğulları Beyliği sınırları içindeki Kütahya'da doğdu. Adı bazı kaynaklarda Yusuf, bazı kaynaklarda Sinan olarak geçer; Germiyanlı Şeyhi ya da Hekim Sinan olarak da bilinir. Babasının adının Mecdeddin Ahmed olduğu tahmin edilmektedir. Şair Kasım İzarî ile şair Germiyanli Cemali yeğenleridir.

Çocukluğunu, devrin kültür merkezlerinden birisi olan Kütahya'da geçirdi. Germiyanoğulları beylerinden II. Yakub Bey'in hem hekimi hem de sohbet arkadaşı idi. Bilime olan merakı ile İran'a gitti; burada başta tıp ve tasavvuf olmak üzere yoğun bir eğitim gördü. Öğrenimini tamamlayarak Anadolu'ya geri döndükten sonra Hekim Sinan olarak ünlendi. Tıpta en ziyade mahareti göz hastalıkları üzerine idi.[1] Dönüş yolunda Ankara'ya uğrayıp Hacı Bayram Veli'nin halifesi olduğu söylenir. Şeyhî mahlasını bundan sonra aldı ancak fiilen şeyhlik yaptığına dair bir bilgi yoktur.[2] Bir görüşe göre de Hâcı Bayram’a değil Emîr Sultân’a bağlandığı için “Şeyhî” mahlasını seçmiştir.[3]

Karaman seferi sırasında Ankara'da rahatsızlanan Osmanlı padişahı I. Mehmed'i tedavi etmek için çağrıldı ve başarılı olunca kendisine tımar olarak Tokuzlu köyü verilerek sultanın özel tabipliğine tayin edildi.[not 2] Kimi kaynaklara göre Tokuzlu köyüne giderken köyün eski sahipleri tarafından soyulması üzerine rakiplerini eşekle sembolleştirdiği Harname (Eşekname) adlı mesneviyi yazıp Çelebi Mehmet'e sunmuş ve Çelebi Mehmet, olay üzerine Şeyhî’nin zararlarını ziyadesiyle karşılamıştır.[4]

Sehî Bey’in Heşt Behişt tezkiresinde Harname'nin ve Hüsrev ü Şirin mesnevisinin yazılması şöyle anlatılır:[4] Çelebi Mehmet'ten sonra Osmanlı tahtına geçen II. Murad'ın Şeyhi'yi kendisine vezir tayin etmek istemiş; ancak araya giren kimseler vezir olabilmesi için Nizâmî’nin hamsesinden bir hikayenin yazılmasını şart olarak koşmuştu Şeyhî, bunun üzerine Nizami'nin Hüsrev ü Şîrîn eserini tercüme etmeye başladı ve bu esere Türk kültüründen bazı eklemeler yaptı; Sehi'nin ifadesiyle "bu güzele Türk elbisesi dikti". Şeyhi bin kadar beyit yazıp II. Murad'a sunduktan sonra padişahın hediyeleri ile Germiyan'a dönerken yolda harami baskınına uğrayıp her şeyi yağmacılara kaptırınca Harname mesnevisini yazıp padişaha sundu ve ardından Hüsrev ü Şirin'i yazmaya devam etti.

Latifî ise bu iki eserin yazılışı ile ilgili farklı bir hikâye anlatır: Şeyhi, Hüsrev ü Şirin'i yazıp II. Murad'a sunmuş ve padişah eseri çok beğenmişti ancak rakipleri, bunun Nizamî'den tercüme olduğunu söyleyerek kötülediler; Şeyhi, padişahın ihsanlarından yararlanamadı. Bunun üzerine kendisine şikayet edenler hakkında Harname'yi yazdı.

Ölüm tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, genel kanı 1431 yılında öldüğü üzerinedir.[5][not 3]Hüsrev ü Şirin eserini tamamlayamadan öldü. Eserini Rumî isimli bir şair tamamladı. Eseri tamamlayan şair Rumî'nin yeğeni Germiyanli Cemali olduğu düşünülür. Mezarı, Kütahya'da Dumlupınar Mahallesi'nde bir ziyaret yeridir.[6] 1961 yılında 15. yüzyılda bir türbe inşa edilmiştir.

Çalışmaları ve edebî kişiliği

Şeyhi erken dönem Divan Edebiyatı şairlerindendir ve divan edebiyatının gelişmesine büyük katkısı olmuştur. Kaside ve mesnevide zamanının en ileri gelen şâiri idi. Hacı Bayram Veli'den çok etkilenmiş ve onun dervişi olmuştur. Tasavvufi bir kişilik olmasına ve tasavvuf eğitimi almış olmasına rağmen eserlerinde tasavvufi öğeler bulunmamaktadır. Din dışı şiirler yazmayı tercih etmiştir. Şiirde üstadı Ahmedî'dir.

Divanı dışında iki önemli mesnevisi bulunur: Harnâme (Eşeknâme) ve Hüsrev ü Şirin. Köyünde uğradığı saldırı üzerine yazdığı Harnâmede, kaderi yük taşımak olan bir eşeğin semiren öküzlere özenmesi üzerine başına gelenler mizahi ve alegorik bir dil ile hicvedilmiştir. Nizami'nin eseri Hüsrev ü Şirin'in Türkçe tercümesini bizzat Osmanlı padişahı II. Murad'ın isteği üzerine yazmaya başladığı düşünülür. Bir tercüme olarak başladığı çalışmaya, yaptığı ilave ve değişikliklerle telif eser niteliği kazandırdı. Bu eserini tamamlayamadan ölmüştür. Eseri kız kardeşinin oğlu Cemâlî Germiyanî tamamlamıştır.

Ayrıca Ney-nâme adlı ufak bir mesnevisi, tıbba dair bir eseri Farsçadan tercüme ettiği Habnâme adlı bir mesnevisinin daha bulunduğu rivayet edilir.[2]

Çağdaşlarına ve ondan önceki şairlere göre dilinde Farsça tesirinin çok olduğu görülür.

Başlıca eserleri

Şiirleri

  • Divan. 15 kaside, 4 tercî’-i bend, 2 terkîb-i bend, 1 mesnevi, 2 müstezat ve 202 gazelden oluşur. Yazma kütüphanelerde pek çok nüshasına rastlanır.[7]
  • Hüsrev ü Şirin. Şeyhî’yi asıl üne kavuşturan en önemli eseridir. 6694 beyitten oluşur. Nizami’nin aynı adlı mesnevisinin tercümesi olarak başlayan eser, aynı konuyu farklı bir şekilde işleyip özgün bir eser haline gelmiştir. II. Murat'a ithaf edilmiş olan eser, yazıldığı zamandan itibaren büyük rağbet görmüş, çok okunmuştur.[8]
  • Harnâme. II. Murad'a sunulmuş 126 beyitlik küçük bir hiciv eseridir.

Tıpla ilgili eserleri

Notlar

  1. ^ Latifî tezkiresinde onunla ilgili "Murad Han- Gazi devrinde geldugi" şeklinde bir kayıt bulunur ve 1415'te Çelebi Sultan Mehmed'i tedavi ettiği zaman 40-45 yaşlarında olması olasılığından hareketle 1371-1376 arasında doğduğu tahmin edilmektedir
  2. ^ 825 tarihli Germiyan oğlu Yakub Bey vakfiyesinde Şeyhî'nin şâhitler arasında bulunduğuna bakılırsa bu tarihte yine eski efendisinin yanına geri döndüğü anlaşılır. Sonradan tekrar Osmanlı padişahının yanına gitmiştir
  3. ^ Halet Efendi kitapları Numara 628 da 1423'te gösterse de 1428'de Germiyanoğlu II. Yakub Bey'in Edirne'ye seyahatinde beraberinde bulunduğu ve onun vefatına mersiye yazdığına göre 1428'den sonra öldüğü kesindir

Kaynakça

  1. ^ Uzunçarşılı, İ.H. Kütahya Şehri, İstanbul Devlet Matbaası, 1932, s, 267, 268
  2. ^ a b Tavukçu, Orhan Kemal (2000). "Ahmed Rıdvan Hüsrev ü Şirin" (PDF). Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü doktora tezi. 17 Eylül 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  3. ^ Sözlüğü, Türk Edebiyatı İsimler. "ŞEYHÎ, Yûsuf Sinâneddîn". teis.yesevi.edu.tr. 24 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Eylül 2021. 
  4. ^ a b Güler, Kadir; Ersoy, E. (2009). "16. yüzyıl kaynaklarına göre Germiyan ve Kütahya şuarâsı üzerine değerlendirmeler". Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 26 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  5. ^ Müstakimzâde Süleyman Sa'deddin Efendi, Mecalletün Nisâb adlı eserinde 1451 Nisan/Mayıs aylarında öldüğünü yazar
  6. ^ Evliya Çelebî, Seyahatnâme, 9. cilt
  7. ^ Kocabaş, Mükerrem (2019). "Şeyhî divanı'nda sosyal hayat". İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yüksek lisans tezi. 18 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  8. ^ Özkan, Mustafa (2000). ""Şeyhî'nin Hüsrev ü Şîrin'i ve Rûmî'nin Şirin ü Perviz'i". İlmî Araştırmalar : Dil, Edebiyat, Tarih İncelemeleri,. 18 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Leylâ ile Mecnun</span> Arap efsanesine dayanan aşk hikâyesi

Leylâ ile Mecnun, Arap efsanesine dayanan klasik bir aşk hikâyesidir.

<span class="mw-page-title-main">Şeyh Galip</span> Türk divan edebiyatı şairi (1757 - 1798)

Galib Mehmed Esad Dede veya tanınan kısa adıyla Şeyh Galib, Türk divan edebiyatı şairi ve mutasavvıf.

<span class="mw-page-title-main">Ahmedî</span> Türk divan şairi ve hekim (1334–1413)

Ahmedî divan şairi ve hekim.

<span class="mw-page-title-main">IV. Murad</span> 17. Osmanlı padişahı (1623–1640)

IV. Murad, dîvân edebiyatındaki mahlası Murâdî, 17. Osmanlı padişahı ve 96. İslam halifesi. 1623 ile 1640 yılları arasında hüküm sürdü. Revan ve Bağdat fatihidir. IV. Murad İstanbul'da, Sultan I. Ahmed'in ve Kösem Sultan'ın oğlu olarak dünyaya geldi. Ağabeyi II. Osman'ın Yedikule Zindanları'nda bir grup isyancı tarafından öldürülmesi üzerine amcası I. Mustafa tahta geçmişti. Aklî dengesi bozuk olan amcası I. Mustafa'nın yerine 11 yaşındaki IV. Murad padişah yapıldı.

Divan edebiyatı, Türk kültürüne has süslü ve sanatlı bir edebiyat türüdür. Bu edebiyata genellikle "divan edebiyatı" adı uygun görülmekte olup bunun en büyük nedenlerinden birisinin şairlerin manzumelerinin toplandığı kitaplara "divan" denilmesi olduğu kabul edilmektedir. Öte yandan, divan edebiyatı gibi tabirlerin modern araştırmacılar tarafından geliştirildiğini ve halk-tekke-divan edebiyatları arasındaki ayrımların bazen oldukça muğlak olduğu ve bu edebiyatlar arasında ciddi etkileşimlerin de bulunduğu vurgulanmalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Hüsrev ü Şirin (Şeyhî)</span> Şeyhinin kaleme aldığı Hüsrev ve Şirin mesnevisi

Hüsrev ü Şirin, şair Şeyhî tarafından, Genceli Nizami'nin aynı adlı eserini Türkçeye naklederek mesnevi nazım şekli ile kaleme alınmış edebiyat yapıtı.

<span class="mw-page-title-main">Germiyanoğulları Beyliği</span> Batı Anadoluda eski bir Türk beyliği

Germiyanoğulları Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti’nin çökmesi ve dağılmasıyla başlayan Anadolu Beylikleri döneminde Batı Anadolu’da Kütahya merkezli olarak kurulmuş bir beyliktir. Germiyan adının anlamı Farsçada "sıcak" anlamına gelen germâ sözcüğünden, yine Farsçadaki çoğul üretme takısı -yân ile türetilmiştir. "Ilıcalar" anlamına gelir. Germiyan aşiretinin menşei hakkında çeşitli görüşler vardır.

Mesnevi, özellikle Arap, Fars ve Osmanlı edebiyatında kendi aralarında uyaklı beyitlerden oluşan ve aruz ölçüsüyle yazılan divan edebiyatı şiir biçimidir.

<span class="mw-page-title-main">Germiyanoğlu Süleyman Şah</span>

Süleyman Şah bin Mehmed, Germiyanoğlu Mehmed Bey'in ölümünden sonra 1368'den önce hükümdar oldu. Çahşadan Mehmed Bey'in büyük oğludur. Lakabı "Şah Çelebi" ve "Alem Şah" tır. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin torunu, Sultan Veled'in kızı Âbide Mutahhara Hatun ile Mutahhara Hatun 18 yaşında iken evlenmiştir. Bir diğer eşi de Mübarezeddin Umur bin Savcı'nın kızıdır. Çocukları Hızır Paşa, İlyas Paşa ve Devletşah Hatun; Mutahhare Hatun'dan doğmuştur.

Harnâme, divan edebiyatı şairi Şeyhî tarafından kaleme alınmış mesnevi. 126 beyitten oluşmaktadır.

Ahmed-i Dâ'i, 14. yüzyılın ikinci yarısıyla 15. yüzyılın başında yaşamış olan, çok eser vermiş alim bir şairdir.

<span class="mw-page-title-main">Ferhat ile Şirin</span>

Ferhat ile Şirin, klasik Türk edebiyatında ve Türk halk edebiyatında işlenen bir klasik aşk macerasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Nizâmî-i Gencevî</span> Fars edebiyatında hamse türünün kurucusu şair

Nizâmî-i Gencevî, Fars edebiyatında hamse türünün kurucusu şair.

II. Yakub Bey 1387-1390, 1402-1411 ve 1413-1428 tarihleri arasında üç defa Germiyanoğulları Beyi oldu.

Tacizade Cafer Çelebi 15. yüzyılın Amasyalı divan edebiyatı şair ve yazarı, devlet adamı.

<i>Hüsrev ve Şirin</i>

Hüsrev ve Şirin, İran ve Türk edebiyatlarında mesnevilerde işlenen klasik bir aşk macerası.

Hüsrev ü Şirin mesnevisi, 14. yüzyılda Harezm Türkçesiyle yazılan bir yapıttır.

Devletşah Hâtûn veya Sultan Hatun (doğumu: 1365 - ölümü: 1414); Germiyanoğlu Süleyman Şah’ın kızı; Yıldırım Bayezid'in Üçüncü eşi; Osmanlı Şehzâdeleri İsa Çelebi, (Düzmece) Mustafa Çelebi ile Büyük Musa Çelebi Han’ın öz annesidir.

<span class="mw-page-title-main">Hatifi</span> XV. ve XVI. yy arasında yaşamış İranlı şair

Mevlana Abdullah Hatifi 15. ve 16. yüzyılda yaşamış Timurlu ve Safevi vatandaşlı bir Alevi Türk şair. Aynı zamanda Yedi Ulu Ozanlar'dan olan Fuzulî'nin Pîr ve hocasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Hamdullah Hamdi</span> Türk divan şairi, mutasavvıf (1449 - 1503)

Hamdullah Hamdi (doğumu: 1449, Göynük - ölümü: 1503, Göynük) Türk divan şairi, mutasavvıf. Mesnevileri ile tanınmıştır.