
İshak Paşa Sarayı; Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde bulunan bir saraydır. Yapımına 1685 yılında başlanan ve 1784'te tamamlanan saray; içinde barındırdığı cami, türbe, kütüphane, mahzenler, koğuşlar, harem ve selamlık bölümleri ile büyük bir yapı kompleksidir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşa edilmesine karşın genel olarak Selçuklu mimarisinden izler taşıyan İshak Paşa Sarayı'nda; Batı kökenli barok, gotik, rokoko ve ampir gibi sanat akımlarının etkileri de gözlemlenir. 2000 yılından beri UNESCO'nun Dünya Mirası Geçici Listesi'nde bulunmaktadır.

Kabartma veya diğer adıyla rölyef, yüzey üzerine yapılan yükseltme ya da çökertmelere denir.
Gotik, kendine has özelliği olan bir sanat anlayışı ve yazı şekli. Gotik yazılar ilk baskı denemelerinde denenmiş, çoğunlukla Almanlar tarafından kullanılan bir yazı stilidir. Gotik sanatı 12. yüzyılın ikinci yarısında Romanesk sanatının değişmesiyle, Latin sanatına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Orta Çağı kapatan, Rönesansı başlatan akımdır. Gotik tarzı, yalnız mimarlıkta tesirli olmayıp; heykelcilik, resim, yazı, süs ve hatta gündelik eşyada da etkili olmuştur.

Fransız mimarisi veya Fransa mimarisi, Fransız ve yabancı asıllı mimarların Fransa Cumhuriyeti coğrafi sınırları içinde tasarladığı veya inşa ettiği mimari eserlere verilen genel isimdir.

Mahfil veya maksure, bir camide mihrabın veya kıble duvarının ortasına yakın bir yerde konumlandırılan genellikle bir hükümdar ve maiyeti için ayrılmış alandır. Mahfil, ilk etapta devlet adamlarını namaz sırasında muhtemel suikastçılardan korumak amacıyla tasarlanmıştır. Mahfil içinde görev yapan imam genellikle hükümdarla aynı mezhebe sahipti.

Taçkapı ya da anıtsal kapı, anıtsal binalarda cephelerin en süslü kısmını meydana getiren büyük ve gösterişli kapılardır. Bu tip düzenlemelerinin en erken örnekleri Eski Anadolu, Ege ve Mezopotamya mimarlıklarının kale, tapınak ve saraylarında görülür. Erken çağlara ait kapı düzenlemelerinde koruyucu bekçi simgesi olarak genellikle aslan heykelleri kullanılmıştır.

Haçkar veya K(h)açkar genellikle Ermenistan'da bulunan, Ermeni kültüründe önemli bir yere sahip işlenmiş anıtsal taşlardır.

Bizans mimarisi, Bizans İmparatorluğu mimarisidir. İmparatorluk, Büyük Konstantin, Roma İmparatorluğu başkentini Roma'dan Byzantion'uma doğuya taşıdığı 330 yılından sonraki Roma İmparatorluğu'nun sanatsal ve kültürel varlığını adresler. Byzantion, "Yeni Roma", sonradan Konstantinopolis ismini almıştır, bugün İstanbul olarak adlandırılmaktadır. İmparatorluk, bir Milenyumdan fazla yaşamış, Avrupa'da Orta Çağ ve Rönesans mimarlığını etkin şekilde etkilemiş, 1453 yılında İstanbul'un fethinden sonra Osmanlı mimarisini etkilemiştir.

Topkapı Parşömeni, Timur İmparatorluğundan kalma, Topkapı Sarayı Müzesi'nde bulunan, mimarî süsleme desenleri içeren parşömen bir tomardır.

Gotik mimari Orta Çağ'ın ortalarından sonuna kadarki süreçte yaygın olarak uygulanmış bir mimari stilidir. Amacı Tanrı'nın büyüklüğünü yansıtan muhteşem yapılar karşısında insanın acizliğini simgelemektir. Romanesk mimarinin gelişmesiyle ortaya çıkmış, zamanla yerini Rönesans mimarisine bırakmıştır. Alametifarikaları arasında kaburgalı tonozlar, sivri kemerler ve uçan payandalar bulunur. Gotik mimarinin Romanesk mimariden dönüşümü, Romanesk mimarinin çapraz tonozlarına kaburga eklenmesiyle gerçekleşti.

Aziziye Camii, Konya'da 17. yüzyıl Osmanlı dönemine ait tarihi camidir.

İznik Yeşil Camii, Bursa ili, İznik ilçesinde bulunan Osmanlı mimarisinin ilk örneklerindedir. I. Murat'ın sadrazamı Çandarlı Halil Paşa tarafından yaptırılmıştır. Paşanın 1387'de ölmesi üzerine cami oğlu Çandarlı Ali Paşa tarafından bitirilmiştir.

Yeni Cami, Lefkoşa'nın kuzey kesiminde yer alan bir camidir. İçinde bulunduğu Yenicami Mahallesi'ne adını verir. Mevcut cami 1898-1899 yılında tamamlanmış olup, yanında bulunan ve günümüze kalıntıları ulaşan eski cami ise kiliseden çevrilmişti.

Ninotsminda Katedrali Gürcistan'a bağlı Kaheti bölgesinin Sagareco köyünde konumlanmış bir katedraldir.

Mozarap mimarisi, romanesk dönem öncesi Hristiyan Mozaraplar tarafından geliştirilmiş ve inşa edilen yapıların sahip olduğu mimari tarzdır. Mozarap mimarisi kendisini bilhassa Endülüs'te ve Reconquista dahilinde yeniden fethedilen bölgelerde göstermektedir. İspanyolca literatürde bu mimari tarz için Arte de Repoblación, kavramı da kullanılmaktadır. Kurtuba Emirliği ve Endülüs Emevi Devleti dönemine ait Mozarap mimarisi örnekleri büyük çoğunlukla günümüze ulaşamamıştır.

Sâmâni Türbesi, Özbekistan'ın Buhara ilinin kuzeybatı kesiminde, tarihi merkezin hemen dışında yer alan, 10. yüzyılda inşa edilmiş bir türbedir. Türbe erken İslam mimarisinin ikonik örneklerinden biri olarak kabul edilir ve Orta Asya mimarisinin en eski mezar binası olarak bilinir. Yaklaşık olarak 900'den 1.000'e kadar hüküm süren güçlü ve etkili İslami Samani aile hanedanının mezar alanı olarak inşa edilmiştir. Samaniler fiilen bağımsızlıklarını Bağdat merkezli Abbasi Halifeliği'nden elde etti ve günümüzün Afganistan, İran, Özbekistan, Tacikistan ve Kazakistan'ını kapsayan bazı bölgelere hükmetti. Mükemmel simetrik, boyutu açısından karmaşık, ancak yapısı ile anıtsal olan türbe, sadece Soğd, Sasani, Fars ve hatta Klasik gibi çok kültürlü bina dekoratif gelenekleri birleştirmekle kalmadı, aynı zamanda yenilikçi kubbe destek sistemi ve geleneksel Orta Çağ İslami bina özellikleri - dairesel kubbe ve mini kubbeler, sivri kemerler, ayrıntılı kapılar, sütunlar ve karmaşık geometrik tasarımları da sergilemiştir.

Süsleme, bazı ilavelerle bir şeyi daha çarpıcı bir hale getirme sanatıdır. Başka bir değişle süsleme bir yeri veya bir başka sanat eserini süsleyip güzelleştirmektir. Mimarlık ve dekoratif sanatta, süsleme bir yapının veya nesnenin parçalarını süslemek için kullanılan bir dekorasyondur. Anıtsal heykel ve dekoratif sanattalardaki eşdeğerleri gibi büyük figüratif elemanlar bu terimden dışlanmıştır. Çoğu süs eşyası insan figürlerini içermemektedir. Genel ölçeğe göre küçüklerdir.

İtalya, 1861 yılına kadar çeşitli küçük devletlere bölünmesi nedeniyle, döneme veya bölgeye göre basitçe sınıflandırılamayacak kadar geniş ve çeşitli bir mimari tarza sahiptir. Bu, mimari tasarımlarda oldukça çeşitli ve eklektik bir yelpaze yaratmıştır. İtalya, antik Roma döneminde su kemerleri, tapınaklar ve benzeri yapıların inşası, 14. yüzyılın sonlarından 16. yüzyıla kadar Rönesans mimari hareketinin kurulması; Neoklasik mimari gibi hareketlere ilham veren 17. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında başta Birleşik Krallık, Avustralya ve Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere tüm dünyada soyluların kır evlerini inşa ettikleri tasarımları etkileyen bir inşaat tarzı olan Palladyanizm'in anavatanı olması gibi önemli mimari başarıları ile tanınır.

Gürcistan mimarisi, Gürcistan'da bulunan mimari tarzları ifade eder. Ülke mimari anıtlar açısından son derece zengindir. Gürcü mimarisinin karakteristik özellikleri, anıtsallık, net kompozisyon, katı orantılar, makul derecede dekorasyon kullanımı ve hepsinden önemlisi doğa ile uyumlu etkileşimdir.

Bizans Uyanış çoğunlukla dini, kurumsal ve kamu binalarında görülen bir mimari uyanış hareketidir. Özellikle İstanbul ve Ravenna Eksarhlığı olmak üzere 5. ila 11. yüzyıllardan kalma Doğu ve Ortodoks Hristiyan mimarisiyle ilişkili Bizans stilinin unsurlarını içerir. Yeni Bizans mimarisi 1840'larda Batı Avrupa'da ortaya çıktı ve 19. yüzyılın son çeyreğinde Rusya İmparatorluğu'nda ve daha sonra Bulgaristan'da zirveye ulaştı. Yeni Bizans ekolü Yugoslavya'da I. Dünya Savaşı ile II. Dünya Savaşı arasında etkindi.