İçeriğe atla

Şemseddin Yeşil

Şemseddin Yeşil
Doğum27 Mart 1904
Osmanlı İmparatorluğu İstanbul Vilayeti, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm08 Temmuz 1968 (64 yaşında)
Türkiye İstanbul, Türkiye
Takma adYeşil Hoca
MeslekYazar, Mutasavvıf, Din alimi
EğitimDarulfünun İlahiyat Fakültesi
Edebî akımKadiriyye, Nurculuk

Etkilendikleri
  • Said Nursi, Abdülkadir Geylani, İbn Arabi
Resmî site

Muhammed Şemseddin Yeşil (27 Mart 1904, İstanbul Vilayeti - 27 Mart 1968, İstanbul), Türk din alimi, yazar, mutasavvıf.

27 Mart 1904’de İstanbul'da doğmuştur. Baba tarafından akrabaları Bolu’nun Tekke köyündendir. Babası İstanbul, Samatya civarlarında Ağa Hamamı konumunda bulunan Hatuniye Camisi imamı Hüseyin Efendi’dir. Annesi de Bolu’nun Hacılar köyünden Hanife Hanım’dır. Şeceresi Abdülkadir Geylani'ye dayanmaktadır. Gençliğini Samatya'da geçiren Şemseddin Yeşil 20 yaşındayken Hatuniye Camisi’ne imam olarak atandı. Buradaki imamlık vazifesinin birinci yılında İstiklâl Mahkemeleri’nce yargılandı. Müslüman Türk kadınının namusuyla alakalı bir vaazı sebebiyle hakkında açılan soruşturmada dönemin müftüsüyle anlaşamayıp imamlık görevinden ayrıldı.[1] İki sene sonra bu görevler vakıflara devredilince Muhsine Hatun Camisi’nde vazife aldı. Samatya’daki Bayezid-i Cedid Camisi’nde 1936-1951 yılları arasında imamlığa devam etti. İmamlık vazifesinden gayrı 20 Şubat 1947 tarihinden itibaren de Mehmet Salih Yeşiloğlu ile birlikte Hakikat Yolu Mecmûası'nda yazılarını çıkarmaya başlamıştır. Ayrıca 1946’da MKP[2]’den, 1950’de Demokrat Parti’den milletvekili adayı olarak gösterilmiş, ancak kazanamamıştır. Eser, yazı ve vaazlarında genellikle Kur’an'ın işari tefsiri, din ve toplum ilişkisi, günümüzde dinin rolü, tanınmış İslam alimleri, mutasavvıflar, Ehl-i beyt sevgisi gibi konulardan bahseden; dini konuları tasavvufi bakış açısıyla açıklayan Şemseddin Yeşil 8 Temmuz 1968’de öldü, kabri Zeytinburnu’nda Silivrikapı mezarlığındadır.[3]

Eserleri[4]

  1. Füyuzat Kur'an-ı Mübin'in Mealen Tefsiri (7 cilt, 1980)
  2. Bilinmeli – Kırk bir Hadis (1940)
  3. Mesnevi’den Hikmetler (1962)
  4. Gavs'ul Azam Abdulkadir Geylani (1968)
  5. İnsanî Hakikatler – Bil Bul Ol (1962)
  6. Şeyh-i Ekber İbn Arabi Hakikati Nasıl Anlatıyor – Fususu’l Hikem (1968)
  7. Evliyaullah Sözleri

Kaynakça

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">İlahiyat</span> din ile ilgilenen bilim dalı

İlahiyat, teoloji veya tanrıbilim, "tanrı" kavramı ve din olgusunun sistematik olarak ele alan disiplindir. Temel konusu doğaüstü güçlerdir ancak dini epistemoloji ve vahiy ile ilgilenir. Vahiy üzerinden tanrı ya da tanrıların varlığının kabulüne ulaşır. Bunların sadece, doğa ötesi varlıklar olması ile değil, dünya ile ilişki kurmak ve insanlara varlığını göstermeye istekli olduklarını ispat etmeye çalışır.

<span class="mw-page-title-main">Tasavvuf</span> İslamın içsel, mistik boyutu

Tasavvuf veya Sûfîzm ya da Sûfîlik, İslam'ın iç veya mistik yüzü olarak tarif edilir. Ayrıca Sufizmin batıda yükseltilen içeriğinin "Budizm ve Taoizm gibi içeriksiz güzel yaşama tarzı" olarak yorumlanması da vardır.

<span class="mw-page-title-main">Ömer Nasuhi Bilmen</span>

Ömer Nasûhî Bilmen, Türk din alimi ve 5. Diyanet İşleri Başkanı.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed Hamdi Yazır</span> Türk din adamı, tercüman ve hattat

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Türk din alimi, tercüman ve hattattır. Osmanlı Devleti'nin son zamanlarında ve Cumhuriyet Dönemi'nde yaşamış olup, Kur'an'ın Türkçe tefsirlerinden birini telif etmiştir.

<i>Risale-i Nur</i> tefsir külliyatı

Risale-i Nur, konu sırası takip etmeyen, güncel, İslami ve imani konularda Said Nursi tarafından 1925 yılında yazılmaya başlanmış, 24 yılda tamamlanmış kitap ve kitapçıklardan oluşan bir külliyattır.

İman, etimolojik olarak güvenmek ve samimiyetle inanmak anlamlarına gelir. Kur'an'da sadece bir olan Allah'a ve kendisinin mesajına güvenmek anlamına gelmektedir. Genel anlamda bir dine ya da yaşam tarzına gönülden bağlanmak anlamı taşır.

<span class="mw-page-title-main">Tefsir</span> İslami dini terim

Tefsir veya Yorumlama, İslam dini terimidir. 'el-Fesr' masdarından tef'il babında yorumlamak, açıklamak manalarına gelen bir kelimedir. Eş değer bir kelime "te'vil"dir (yorum). Kur'an ayetlerinin açıklanmasına dair dalıdır. Tefsir ilmi ile uğraşan kişiye müfessir denir. Al-i İmran suresi 7. ayette yer aldığı üzere Kur'an hem anlamı açık, hem de yoruma açık (müteşabih) ayetleri bünyesinde barındırır. İslam tarihinde Kur'an ayetlerini anlamak veya anlamlandırmak üzere çok sayıda çalışma yapılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">İslami bayram</span>

İslam dininde Ramazan bayramı ve Kurban Bayramı olmak üzere iki büyük bayram vardır. Bayramlar kültür ve mezheplerin farklılığına göre değişik şekillerde kutlanır. İslami bayramlar ay takvimine göre düzenlenir. İslami takvimde 12 ay ve 354–355 gün vardır. Sünni ve Şia ay takvimleri her zaman örtüşmez. Bazen hem Şiilerin hem de Sünnilerin kutladığı bir bayram farklı günlere denk gelebilir. İslami bayramlar ay takvimine göre düzenlendiğinden 1-2 günlük farklılıklar olabilir.

Şiilik veya Şia, Muhammed'den sonra devlet yönetiminin Ali'ye ve onun soyundan gelenlere ait olduğu fikrini savunan; Ali ile birlikte onun soyundan gelen imamların günahsızlığına, yanılmazlığına ve bizzat Allah tarafından imam olarak seçildiklerine dair inanışların ortak adıdır. İslam dünyası içerisinde Müslüman nüfusun yüzde 10-15'lik kısmını oluşturur. Siyasi saiklerle ortaya çıkan bu ayrılık, zaman içinde fıkhi ve itikadi bir alt yapı kazanarak mezhepleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">İbn Kesir</span> Hadis ve tefsir bilgini, tarihçi

İbn Kesîr, Suriyeli muhaddis, müfessir ve tarihçi. Memlüklüler devrinde yaşamış tarih, tefsir ve fıkıh konusunda uzmanlaşmış tanınmış bir alimdir. İslam dünyasında kaynak bir tarih kitabı olan El Bidaye ve'n Nihayeyi yazmıştır.

<span class="mw-page-title-main">İsrâiliyat</span> İslamdaki dinî bir terim

İsrâîliyât, bir İslam dinî terimi. Yahudi mitolojisi veya İsrail kaynaklı rivayetlerin bütününü kastetmekte kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Mâtürîdî</span>

Mâtürîdî ya da tam adıyla Ebû Mansûr Muhammed bin Muhammed bin Mahmûd el-Mâtürîdî es-Semerkandî,, İslam dininin iki itikadi mezhebinden birisi olan Mâtürîdîlik mezhebinin kurucusu ve Hanefîlik mezhebine bağlı olanların itikad imamı sayılan İslâm alimi.

İslâm'da iman, İslam dininin esaslarına inanmaktır. İslam'a göre kişinin kurtuluşa erebilmesi için iman etmesi şarttır. İnanç konusunda ise, farklı mezheplerin farklı görüşleri bulunmaktadır.

Hurûfilik ya da Hurûf'îyye, adını Arapça hurûf kelimesinden alan, kutsal metinlerde harf ve kelimelerin sayısı, sırası ve diziliminin belirli şifreler barındırdığı iddiasıyla bunlardan kelime, cümle veya cümlecikleri oluşturan harflerin ebced değerlerinden metnin düz anlamı ile ilgili olmayan, telmih, ima, işaret gibi ikincil anlamlar çıkartan ve bu anlamlar üzerinden yeni anlayış ve kavrayışlara yol açan yaklaşımlara verilen addır.

Takiye, İslam dininde bir Müslümanın zor bir durumdan kurtulmak için İslam'ı inkâr ederek Müslüman değilmiş gibi davranmasıdır. Kur'an Nahl suresinde takiye yapmaya izin vermektedir.

Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı, Türk şair, kütüphaneci, mutasavvıf, vaiz, İstanbul müftülerinden.

Müfessir, tefsir ile uğraşan ilahiyatçılara verilen isim.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed Hamidullah</span>

Muhammed Hamidullah, İslam dünyasında tanınmış son dönem avukat ve din bilgini. 22 dili akıcı konuşabilen Hamidullah, 84 yaşında Tayca öğreniyordu.

Arif Tekin, Kürt kökenli Türk yazar, eski imam.

<span class="mw-page-title-main">Yemen imamları</span> Yemeni yönetmiş Zeydi imamlar

Yemen imamları ve daha sonra Yemen kralları, Yemen'de Zeydi Şii İslam'ının kutsanmış dini ve siyasi liderleridir. Tarihçi İbn Haldun imamlardan başa gelmelerini sağlayan kabileden, Banu Rassi veya Rassiler, telaffuza göre Banu Ressî veya Ressîler olarak bahseder. Orijinal Arap kaynaklarında Rassi terimi pek kullanılmaz. El-Mansur el-Kasım bin Muhammed'in kurduğu Rassidilerin alt kolu olan Kasımîler olarak da bilinir. 897'den itibaren Yemen'in bazı bölgelerinde dini ve siyasi yönetimini ellerinde tuttular. Bazen yönetim gücü imamlara değil, Memlûklerin, Osmanlıların valilerine aitti. İmamların; dini ilimler konusunda bilgili olması, savaşlarda Yemen'in reisi olduğunu kanıtlaması gerekiyordu. İmamlık iddiasında bulunanlar İslam'a çağrıda bulunurlardı. Bazen aynı anda iki imam olabiliyordu fakat bu durum çok nadirdir. Birçok İmami'nin aksine, Zeydiler İmamlarına ilahi veya insanüstü nitelikler atfetmezler. Zeydîler’in, kendine özgü bir sosyokültürel yapısı olan Yemen bölgesine intikal edip devlet kurmalarından itibaren günümüze kadar devam eden varlığı, siyasî bakımdan dönem dönem muğlak ve istikrarsız bir seyir izleyerek kesintilere uğramıştır.