
Türkiye'de mimarlık, Türk mimarisi veya Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarisi 1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinin toprakları üzerinde süregelen mimarlık sürecini inceler. Türkiye’deki mimarlık uygulamaları belli dönemlerde yaygın olan mimari akımlardan, cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan belli sorunlardan ve çelişkilerden etkilenerek veya onlara tepki olarak oluşmuştur. Bu çelişkilerden başta geleni özellikle cumhuriyetin ilk dönemlerinde gündeme gelen Doğu-Batı ikilemidir. Buna ek olarak ulusal-evrensel, geleneksel-modern veya dindarlık-laiklik gibi ikilemler ve farklı siyasi görüşler de mimarlık uygulamalarının seyrini etkilemiştir. Bu dönemlerin birbirinden kesin olarak ayrılması pek mümkün değildir. Bazı akımlar diğerleri ile iç içe belirli bir zaman dilimine kadar varlığını sürdümüşler; bir dönemin veya ekolün temsilcisi olarak nitelendirilen bazı Türk mimarlar, kariyerlerinin ileriki dönemlerinde daha farklı stillerde de eserler tasarlamışlardır.

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD), Türkiye'deki demiryolu ulaşımının altyapısını geliştiren, düzenleyen ve kontrol eden resmî kurumdur.
August Carl Friedrich Jasmund, Prusyalı mimar. 1888'den 1907'ye kadar Osmanlı Devleti'nin hizmetinde bulundu.

Paul Bonatz, Alman mimardır. Türkiye'de bulunduğu 1940'larda İkinci Ulusal Mimarlık Akımı'nın destekleyici ve yönlendiricilerinden olmuştur.

Ankara Garı, Türkiye'nin başkenti Ankara'nın Altındağ ilçesi Hacı Bayram Mahallesi'nde yer alan TCDD'ye ait hemzemin ana tren istasyonudur.

Büyük Tiyatro veya diğer adıyla Opera Sahnesi; Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunan bir tiyatro sahnesidir. Türk mimar Şevki Balmumcu tarafından bir sergi evi olarak tasarlanan ve 1933 yılında inşası tamamlanan yapı, 1948'de gerçekleştirilen yenileme çalışmaları sonrasında opera binası olarak kullanılmaya başlamıştır. Küçük Tiyatro'dan sonra şehirdeki en eski tiyatro sahnesine sahip salondur. Günümüzde, Ankara Devlet Opera ve Balesi ile Ankara Devlet Tiyatrosu'nun ortak kullanımındadır.

Ahmed Kemaleddin, 20. yüzyılın başlarındaki çalışmalarıyla tanınan ve Birinci Ulusal Mimarlık Akımı'nın önde gelen isimlerinden olan Türk mimar.

Hayati Tabanlıoğlu, Türk mimar.

Şevki Vanlı, Türk mimardır.

Clemens Holzmeister, Avusturyalı mimar ve tasarımcı.
Enver Tokay, Türk mimar. Türkiye'deki mimarlık tarihinde önemli yer tutan ve Türkiye'de inşa edilmiş ilk gökdelen olarak kabul edilen Kızılay Emek İşhanı'nı tasarlamıştır.

Sakarya Hükûmet Konağı Sakarya’da yer alan ve 1999 Gölcük Depremi’ne kadar hükûmet konağı olarak hizmet veren bir yapıdır. Rasyonalizmin en önemli örneklerinden birisi olması ve bu alanda Sakarya’da inşa edilmiş ilk uygulaması olması nedeniyle Türkiye mimarlık tarihinde oldukça önemli bir yapıdır. 1999 Gölcük Depremi’nden sonra yıkılmıştır.
M. Altay Erol Türk mimardır. Türkiye mimarlık tarihinin 1960'lı yıllarda tasarlanmış en önemli binalarından birisi olarak kabul edilen Taksim Vakıflar Oteli'ni tasarımcılarındandır.

Altuğ Çinici, Türk mimar. İTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu ve Behruz Çinici’nin eşidir.
Ertur Yener Türk mimar. Türkiye mimarlık tarihinde oldukça önemli bir yapı olan Türk Tarih Kurumu'nu Turgut Cansever ile birlikte tasarlamıştır.
Ersen Gömleksizoğlu Türk mimardır. Türkiye mimarlık tarihinde önemli bir yere sahip olan Tandoğan Öğrenci Yurdu'nu tasarlamıştır.
Ercan Yener, Türk mimar. İstanbul'da yer alan Abdi İpekçi Arena'yı Ziya Tanalı ve Ragıp Buluç ile tasarlamıştır.

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu , Ankara’da 1961-2020 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın (CSO) konserlerini verdiği ve provalarını gerçekleştirdiği 800 kişilik konser salonudur. Günümüzde Devlet Çoksesli Korosu'na tahsis edilmiştir.

TOBB kuleleri(İngilizce: TOBB towers), Ankara'da Eskişehir yolu üzerinde bulunan 34 kat, 140 metre yükseklikteki iki bloktan oluşan ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ne ait ikiz kulelerdir. TOBB kuleleri, hâlen Ankara'nın en yüksek yapıları arasında yer almaktadır.

Ankara ilinin Çankaya ilçesinde yer alan ve Mustafa Kemal Atatürk'ün anıt mezarını içeren yapı kompleksi olan Anıtkabir'in inşa fikri, Atatürk'ün 10 Kasım 1938'deki ölümünün ardından ortaya çıktı. Atatürk'ün naaşının ise, Ankara'da bir anıt mezar inşa edilene kadar Ankara Etnografya Müzesi'nde kalması kararlaştırılmıştı.