İçeriğe atla

Şehzade Burhaneddin Efendi Yalısı

Şehzade Burhaneddin Efendi Yalısı (Mart 2010)

Şehzade Burhaneddin Efendi Yalısı, Yeniköy, Sarıyer sahilinde kısmen neo-barok tarzında inşa edilmiş ahşap Boğaziçi yalısıdır. 64 odaya sahip olan yapı, Boğaziçi'nin en büyük yalıları arasında yer almaktadır. 1911 yılında II. Abdülhamid'in oğlu Şehzade Burhaneddin tarafından satın alındıktan sonra onun adıyla anılmaya başlamıştır. Mısırlı Ahmet İhsan Bey yalıyı satın alınca adı Mısırlılar yalısı olarak da anılmıştır. Kıbrıslı Yalısı'nın ardından en uzun rıhtıma sahip olan yalının fiyatı 100 milyon avrodur.[1]

Konumu ve mimarisi

İstanbul Boğazı’nın Rumeli yakasında, Yeniköy’de Köybaşı Caddesi üzerinde bulunan ahşap karkas yalı bodrumuyla birlikte dört katlıdır.[2] Dolmabahçe'den sonra Boğaz'daki en büyük yalılardan biridir. Ayrıca Boğaz’a bakan cephesinin uzunluğu ise 60 metre olup, Boğaz’da bulunan en uzun kıyıya sahip yalılardan biridir. Yalının toplam 3 bin 633 metrekare kullanım alanı ve toplam 64 odası bulunmaktadır. Yalının genel hatları ampir üslup taşıyan yalı, zarif dekoratif süslemelerin ön plana çıktığı yalıda art nouveau etkileri görünmekte olup, iç süslemelerinde ise altın varaklar hakimdir. Yalının deniz cephesinin iki yanında ikinci katlardan dışarı taşan çıkıntılı cumbalar bulunur. Yalının duvarlarında, yapıldığı dönemden günümüze ulaşan Rokoko üslubu işlemeler vardır. Binanın ön cephesinde cumba furuşları ahşap dallı, cumba pencereleri yarım kemer halindedir.[3] Üçüncü kat balkonu üzerinde ve çatı alınlığında Eski Türkçe “Ya Hafız 1328” yazısı görülmektedir.[3] Haremlik ve selamlık bölümleri bulunan yalının girişinde 650 metrekarelik altın varaklı süslemeler bulunan büyük bir salonu vardır. Münip Paşa zamanından kalma ve şu anda müştemilat olarak kullanılan selamlık binası haremlik’ten farklı olarak çok daha sadedir. Salon yalının mavi çam, manolya, palmiye gibi ağaçlarla yeşillendirilmiş bahçesine bakmaktadır. Salondan yukarıya çıkışta iki taraflı merdivenler vardır. Birinci kata çıkan merdivenlerin bitiminde varak süslemeleri, prinç ve kristal yapımı gösterişli avizeler bulunan balo salonu vardır. Türk hamamı ve Boğaz’a bakan bir suit oda bulunmaktadır. Girişte ikili gelen merdivenler, birinci kattan sonra merdivenler tekli devam etmektedir. ahşap cam olan merdivenlerin süslemeleri ise Paşabahçe’ye özel olarak yaptırılmıştır. Yalının geçmişte kayıkhane olarak kullanılan bölümünde şu an yüzme havuzuna bulunmaktadır.[4]

Mahiyet konutları

Yalının karşısındaki 3 bin 600 metrekarelik alanda “Mahiyet Konutları” yer almaktadır. 1940’lı yıllarda, hala dört ayrı köşkü barındıran konutlar, 1946’da Mısırlı Ahmet İhsan Bey’in çocuklarına miras kalıp, yalı 1984’te Erbilgin Ailesi satın aldıktan sonra, yaklaşık 10 yıl süren bir restorasyondan döneminde yeniden inşa edilen iki taneden oluşmaktadır. Bu konutlardan biri üç katlı, toplamda 900 metrekare, diğeri ise dört katlı 1200 metrekare olup, tanınmış kişilere kiralanmaktadır.[4]

Tarihçesi

1785 yılına ait tapudaki ilk kayıtlarda saatçi Hacı Panayot ismine rastlanıyor. Yalının ilk sahiplerinden biri dönemin ünlü sarraflarından Varki Vartaks’tı.[2] Vartaks ölünce yalı icralık olmuştur. 1887’de yalıyı Hariciye Bakanı Ahmet Münir Paşa satın almıştır. Onun vefatından bir süre sonra da Enver Paşa’nın annesi Ayşe Pervin ile Şükriye Ulviye Hanım’ın mülkiyetine geçtiği biliniyor. 1911 yılına gelindiğinde ise II. Abdülhamit, yalıyı çok sevdiği oğlu Şehzade Burhaneddin Efendi için satın almıştır.

Cumhuriyetin kurulma aşamasında Osmanlı Hanedanı'na ellerindeki malları satmaları için altı ay süre tanınmıştır. Bu süre içinde Şehzade Burhaneddin Efendi yalıyı satamayınca Atatürk'e gitmiş ve biraz daha zaman istemiştir. Atatürk'ten altı ay daha süre alan Şehzade Burhaneddin Efendi, 1923'te Mısırlı Ahmet İhsan Bey'e yalıyı satıp sonra da babasıyla birlikte İstanbul'u terk etmiştir.[3] Şehzade’nin ikinci eşi Aliye Hanım 10 yıl bu yalıda oturduktan sonra 1923’te Mısırlı Ahmet İhsan Bey’e geçen yalı, ‘Mısırlılar Yalısı’ olarak da kayıtlara geçmiştir. 1944'te Ahmet İhsan Bey yalıyı, mimar Burhanettin Bey’e restore ettirip, nakışlar ilave ettirmiş, birçok kapıları da değiştirmiştir. O dönem Fransa ve İstanbul antikacılarından alınan yalının eşyaları, 1946 da Ali İhsan Bey ölünce, yalıyı onartmak için kızları tarafından 1948’de mezatla satılmıştır.[3]

Ahmet İhsan Bey Mısır’da ölerek orada gömüldükten sonra Türk eşi de ölünce, yalı mirasçı olarak dört kızı Nebiha, Melek, Nimet ve Semiha’ya kalmıştır. Mirasçılar Mısır’da yaşamakta, ancak yaz aylarında yalıya gelmekte idiler. Sakıp Sabancı'nın talip olduğu yalının varislerine ulaşılamamış Sabancı daha sonra vazgeçmiştir. Tarihî eserlere merakı bulunan Artvinli müteahhit ve iş insanı Müfit Erbilgin yıkılmaya yüz tutmuş yalıyı alıp restore etmek istemiş, varislerini bulması için avukatını görevlendiği avukatı, Ahmet İhsan Bey'in Paris ve Mısır'da yaşayan kızlarına ulaşınca, tek tek vekâletname alarak alımı gerçekleştirmiştir. 1984 yılında Ahmet İhsan Bey’in çocukları yalıyı Sani Müfit Erbilgin'e sattıktan sonra yıllarca ihmal edilmiş olan yalı, aşırı bir yıpranmaya uğradığından 1989 yılına kadar aile tarafından restorasyona tabi tutulmuştur.

Yalı, Mart 2015'te Katarlı iş insanı Abdulhadi Mana A SH Al-Hajri’ye satılmıştır.[5] 2019 yılından beri restorasyonda olan yalının restoratörlüğünü ünlü konut firması Ege Yapı üstlenmiştir.[6]

Kaynakça

  1. ^ "İstanbul'un gerdanında parıldayan incilere yolculuk". 11 Ocak 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Kasım 2009. 
  2. ^ a b "Arşivlenmiş kopya". 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Mart 2015. 
  3. ^ a b c d "Arşivlenmiş kopya". 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Mart 2015. 
  4. ^ a b "Arşivlenmiş kopya". 28 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Mart 2015. 
  5. ^ "Erbilginler Yalısı 100 milyon euroya Katarlılara satıldı". 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  6. ^ "Katarlılar almıştı! Ünlü yalıda restorasyon başladı". 10 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2024. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Hünkâr Köşkü Müzesi, Bursa'da Uludağ'ın eteklerindeki Temenyeri'de bulunan tarihî yapıda 2003 yılında ziyarete açılan bir müze.

<span class="mw-page-title-main">Kıbrıslı Yalısı</span>

Kıbrıslı Yalısı, Kıbrıslı Mehmet Paşa Yalısı veya Kara Vezir Yalısı, İstanbul Üsküdar'da Kandilli Göksu Caddesi'nde bulunan bir yalıdır. İstanbulda Boğaz'a en geniş cephesi olan yalıdır. Sahil uzunluğu 64 metredir.

<span class="mw-page-title-main">Kont Ostrorog Yalısı</span>

Kont Ostrorog Yalısı veya Server Paşa Yalısı. İstanbul Boğazı'nın Anadolu Yakasında Üsküdar'ın Kandilli semti Göksu Caddesi'nde bulunan kârgir bir yapıdır. 1850 yılında, Adliye Nazırı Server Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Ve 1904 yılında Polonya doğumlu, şeriat hukukunun batılı uzmanı Osmanlı'nın hukuk danışmanı Léon Ostrorog'a satılana kadar bu yapı, Server Paşa Yalısı olarak anılmıştır. Kont Ostrolog, İslam Hukuku üzerine çalışmalar yapmış, Oxford ile Lahey Üniversitelerinde bir dönem öğretim görevlisi olarak hizmet vermiştir. 1900'lü yılların başında, Osmanlı hükûmeti tarafından ülkeye davet edilmiş ve Adliye Nezareti'nde hukuk ve sadaret müşavirliği görevlerinde bulunmuştur. Karısı önde gelen levanten ailelerden birinin kızıydı. Ostrorog'un kişisel eşyaları ve kitapları hala burada sergilenmektedir. Kandilli'de günümüzde de mevcut olan bu yapı, 150 yıldan fazla bir geçmişe sahiptir. Adliye Nazırı Server Paşa tarafından yaptırılmış ve 1904 yılında Kont Ostrolog'a satılarak, ilk kez el değiştirmiştir. 1905 yılında, bu yapının yanında bulunan Ahmet Aşki Paşa Yalısı ile birleştirilerek, genişletilmiştir. Yalının bahçesinde, 1882 yapımı bir hamam aynası, selsebil ve bir çeşme bulunmaktadır. Yalnın bahçesinden, oldukça geniş bir kapı ile salona girilmektedir. Salonun tüm kapıları açıldığında da tüm boğaz ve koru, rahat bir şekilde görünmektedir. İki katlı olan bu ahşap yapının 15 odası bulunmaktadır. Yalının tüm tavanlarında Osmanlı ahşap işçiliğinin ince detayları göze çarpmaktadır. Yalının döşeme parkeleri ise, 1940'ta, Bebek'te yıkılan Köçeoğlu Yalısı'ndan satın alınarak buraya getirtilmiştir. Daha sonraları ise yalı, Rahmi Koç tarafından satın alınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Hekimbaşı Yalısı</span>

Hekimbaşı Yalısı, Anadolu Hisarı, Beykoz ilçesinde bulunan yalıdır. 1697 yılında Amcazade Hüseyin Paşa tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir. İsmini, 1850li yıllarda yalıyı satın alan, I. Abdülmecid dönemi hekimbaşılarından Hekimbaşı Salih Efendi'den almıştır. Hekimbaşı Salih Efendi tarafından satın alındıktan sonra genişletilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Sadullah Paşa Yalısı</span> İstanbul’da tarihi bir yalı

Sadullah Paşa Yalısı, İstanbul ilinin Üsküdar ilçesinin Çengelköy semtinde boğaz kenarında konumlanmış bir yalıdır. Boğazın Osmanlı döneminden kalma klasik ahşap yalılarından biridir.

<span class="mw-page-title-main">Said Halim Paşa Yalısı</span>

Said Halim Paşa Yalısı İstanbul'un Yeniköy semtinde konuşlanmış olan bir yalı. Rıhtımındaki iki arslan heykelinden dolayı "Arslanlı Yalı" ismiyle de anılan bina, neo-klasik tarzda inşa edilmiş olup, 19. yüzyılın son çeyreğine aittir. Üslubuna uygun olarak, daha sakin dış görünüşüne karşın, dekorasyonunda ağır arabesk unsurlar kullanıldığından, küçük bir Arap sarayını andırır. Yapı adını Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın dört oğlundan biri olan Prens Mehmet Abdülhalim Paşa'nın oğlu olan Said Halim Paşa (1861-1921)'dan almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ahmed Rasim Paşa</span>

Ahmet Rasim Paşa, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde çeşitli valilik görevlerinde bulunmuş bir Osmanlı devlet adamıdır. Yazar Ahmet Rasim ile karıştırılmamalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sadberk Hanım Müzesi</span>

Sadberk Hanım Müzesi, Sarıyer, İstanbul'un Sarıyer ilçesindeki Büyükdere semtinde bir müzedir.

<span class="mw-page-title-main">Ev</span> İçinde bir insanların oturabileceği biçimde yapılmış yapı

Ev, içinde insanların yaşadığı, çevresi duvarlarla çevrili, odalara bölünmüş, kendine ait çatısı ve bazen de bahçesi olan ahşap, toprak veya betonarme yapı. Etrafındaki evlere temas etmeyen ve genellikle kendine has bahçesi olan evlere müstakil ev denir. Ev kavramı mimari bir terimdir ve apartman dairesi gibi diğer barınak türlerinden farklı bir kavramı ifade eder. Bununla birlikte gündelik kullanımda türüne bakılmaksızın her türlü barınak için de kullanılır. Günümüzde tipik bir evde salon, odalar, mutfak, banyo ve tuvalet bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Yalı</span>

Yalı, İstanbul Boğazı'nın iki yakasına dağılmış, denize sıfır, genelde iki, bazen de üç katlı olabilen konutlara verilen genel addır.

<span class="mw-page-title-main">Edib Efendi Yalısı</span>

Edib Efendi yalısı, İstanbul’da Kandilli burnu üzerine yerleşmiş tarihi bir yalı. 19. yüzyıl başında yapılmıştır. Boğaziçi yapı tarzındaki yalının içi Avrupai bir dekora sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Esma Sultan Yalısı</span> İstanbul, Ortaköydeki sahil sarayı.

Esma Sultan Yalısı, İstanbul, Ortaköy'deki sahil sarayı.

Ahmed Fethi Paşa Yalısı, Kuzguncuk, Üsküdar sahilinde geleneksel Osmanlı mimarisiyle inşa edilen ahşap Boğaziçi yalısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Muhsinizade Yalısı</span>

Muhsinizade Yalısı, Kuruçeşme, Beşiktaş sahilinde bulunan 9 Boğaziçi yalısından biridir; bugün otel olarak hizmet verir.

<span class="mw-page-title-main">Muradiye Külliyesi</span>

Muradiye Külliyesi, Sultan II. Murad'ın Bursa'da 1425-1426 yıllarında yaptırdığı külliye. Bulunduğu semte de ismini verir.

<span class="mw-page-title-main">Vaniköy Camii</span> Osmanlı döneminden kalma tarihi bir cami

Vanî Mehmet Efendi Camisi ya da halk arasında bilinen ismiyle Vaniköy Camii, İstanbul'un Üsküdar ilçesinin Vaniköy semtinde bulunan, 17'nci yüzyıldan kalma tarihî bir camidir.

<span class="mw-page-title-main">Vahdettin Köşkü</span> İstanbul, Türkiyede bir Cumhurbaşkanlığı ofisi

Vahdettin Köşkü veya Çengelköy Köşkü, İstanbul'un Üsküdar ilçesinde Çengelköy'de bulunan köşktür. Köşk, padişah olmadan önce Şehzade Mehmed Vahdeddin Efendi tarafından kullanıldığı için Vahdettin Köşkü adıyla bilinir. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı tarafından 'Çalışma Ofisi' olarak kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Abdülmecid Efendi Köşkü</span>

Abdülmecid Efendi Köşkü, Kuzguncuk’taki Bağlarbaşı Korusu içinde bulunan tarihi köşk.

<span class="mw-page-title-main">Derviş Paşa Konağı</span> Lefkoşada konak ve müze

Derviş Paşa Konağı, Lefkoşa'nın Arabahmet Mahallesi'ndeki tarihi bir konak ve etnografya müzesidir. Günümüzde Kuzey Lefkoşa'da yer alan konak, Beliğ Paşa Caddesi üzerinde bulunmaktadır ve iki katlıdır. Kıbrıs'taki Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Ahmed Afif Paşa Yalısı</span> Boğaziçinin Avrupa Yakasında İstinye-Yeniköy arasında bulunan ve tahminen 1900-1910 yılları arasında inşa edilmiş yalı

Ahmed Afif Paşa Yalısı, Muhayyeş Yalısı ya da Kemal Uzan Yalısı, Boğaziçi'nin Avrupa Yakasında İstinye-Yeniköy arasında bulunan ve tahminen 1900-1910 yılları arasında inşa edilmiş yalıdır.