İçeriğe atla

Şehzade

Osmanlı şehzadesi
İstanbul Pera Müzesi'nde bulunan Şehzade Abdürrahim Efendi tablosu.
Ressam:Fausto Zonaro

Şehzade, padişah oğullarına ve onların erkek çocuklarına verilen unvandır. [1]

Şehzade, Osmanlı Devleti'nde padişahın erkek çocuklarına verilen unvandır. Aynı şekilde şehzadelerin de çocukları bu unvanı alırlar ve kendi erkek çocuklarına da geçirirlerdi. Yani Osmanlı hanedanına mensup padişah dışındaki tüm erkekler bu unvanı taşırlardı. Avrupa ülkelerinde kullanılan prens unvanına karşılık gelir. Şehzadeler, klasik devirde bu unvandan sonra sultan, sonra da kendi isimlerini kullanırlardı.

Ekberiyet uygulamasına kadar okuma çağında yanlarına verilen lala ile eğitme başlayan ve sancağa çıkan şehzadeler yıllar süren zorlu bir taht mücadelesi sonrası tahta çıkıp padişah olurlar ya da çıkamayıp ya tutsak hayatı yaşarlar ya da öldürülürlerdi. Bu nedenle taht mücadelesi çok önem sarf ettiğinden mücadeleyi en baskın ve girişken olan kazanırdı, bu da padişahın en baskın ve girişken şehzade olmasını sağlardı.

Klasik dünya tarihinde sınırlar çizip hükümdarlıkta bulunmuş soyların erkek nesillerinin tümüne batıda Prens, Ortadoğu'da Şehzade unvanı verilmiştir. Şehzade unvanı sadece Osmanlı Hanedanında kullanılmamakla beraber, Türk ve İslam medeniyetlerinin kurmuş olduğu Devlet ve Beyliklerin Hükümdarlarının erkek çocukları ve ondan devam eden soylarına da verilen bir unvandır. Tarihçilerin eserlerine ve belgelere bakıldığında da bu durumun çok net ifade edildiği gözlenmektedir. Orta Asya'da, Anadolu'da ve Orta Doğu'da kurulan Timur Devleti, Akkoyunlu Devleti, Karakoyunlu Devleti, Dulkadiroğlu Devleti ve İlhanlı Devleti Hükümdarlarının erkek çocuklarının da Şehzade unvanı kullandığı bilinmektedir.

Etimoloji

Unvan, Osmanlı İmparatorluğu döneminde kullanılmıştır ve Farsça kökenlidir.[2] Farsça okunuşu şahzāde veya şāhzāde olarak, yazılışı ise شهزاده/شاهزاده şeklinde olup "hükümdar oğlu, prens" anlamlarına gelir. [3] Osmanlı İmparatorluğunda padişah çocuklarına "çelebi" de denilirdi. [4] Eski Türkçede ise prens yani şehzadeler için "tegin" adı kullanılmış, bu sözcük Moğol diline "tigid" olarak geçmiş ardından Osmanlı döneminde "yigit" biçiminde kullanılmıştır. [5]

Eğitimleri

Şehzadelerin eğitimine kuruluşundan itibaren tüm Osmanlı dönemi boyunca büyük önem verilmiştir. Bu eğitimin önemli olmasının asıl nedeni ise tahta geçecek ve padişah olacak şehzadenin ülke yönetimini ele alacak olmasıdır. Ancak bu eğitimler dönemler halinde çeşitli değişimlere uğramıştır. Şehzade eğitimlerinin değişim geçirdiği dönemler ise dört bölüme ayrılabilir. Bunlar;

  1. Kuruluştan Kafes Sisteminin uygulanmasına kadar süren yıllar,
  2. Kafes sisteminden 19'uncu yüzyılın ortalarına kadar süren yıllar,
  3. 19'uncu yüzyılın ortalarından İkinci Meşrutiyetin ilanına kadar süren yıllar
  4. İkinci Meşrutiyetin ilanından sonraki yıllardır.

19'uncu yüzyılın başında ilan edilen İkinci Meşrutiyete kadar şehzadeler, ilk eğitimlerine saraylarda başlıyorlardı. Şehzadelerin bu eğitimlerinden Dâye ve Lalalar sorumlulardı. İlk öğretime başlayacakları zaman Bed’-i Besmele törenleri gerçekleştiriliyordu. [6] Bu zamana kadar alfabe harflerini zaten öğrenmiş olan şehzadelere alfabe okutuluyor ve kısa bir tören gerçekleştirilmiş oluyordu. Okula başlayan şehzadeler çok çeşitli dersler almalarına karşın, öncelik okuma, yazma, Kur'an ve temel dini eğitimler üzerine eğitim alıyorlardı. 11 veya 15 yaşına kadar devam eden bu eğitimlerde dövüş ve binicilik gibi uygulamalı dersler de bulunuyordu.[7]

Şehzadeler 11 veya 15 yaşına kadar aldıkları teorik ve temel eğitimlerin ardından, saltanat sırası kendilerine gelinceye kadar pratik eğitim için büyük sancaklara gönderiliyorlardı. Bu pratik eğitim için sancaklara gönderilme dönemi I. Ahmed ile birlikte son bulmuştur. Bu dönemden sonra kafes sistemi olarak bilinen sistem devreye girmiştir. Bu sisteme göre onlu yaşlarına kadar eğitimlerini tamamlayan şehzadeler, saraylarda Şimşirlik olarak adlandırılan dairelerdeki kendilerine ayrılan bölümlerde yaşamaya başlamışlardır. Ancak 15 yaşından küçük olanlar Topkapı Sarayı'nda, "Dâye" adı verilen çocuk hizmetçilerinin bakımı altında yaşıyorlardı. 15 yaşından sonra ise kendi bölümlerine yerleştiriliyorlardı. Artık burada, saray dâhilindeki yerlerini asla terk edemiyorlardı. Eğitimleri ise aksaksız ve çok sıkı bir şekilde öğretmenler eşliğinde devam ediyordu. Şehzadeler saray bölümlerinde uzun yıllar bir tür hapis hayatı gibi yaşamaya mecbur bırakılıyordu. Çünkü hizmetçiler (cariye) ve anneleri dışında neredeyse kimseyle irtibatları olmuyordu. [8]

II. Abdülhamid 25 yaşında şehzadelik döneminde günümüzde İskoçya'da bulunan Balmoral Kalesinde. (1867)

1839 yılına kadar hiçbir devlet töreni veya bayrama da iştirak etmeyen şehzadeler ancak Abdülmecid'in 1839 ile 1861 yılları arasındaki saltanatı esnasında bazı tören ile bayramlara katılabildiler. Bu dönem zaten kafes sisteminin yumuşadığı ve bozulmaya başladığı bir dönemdir. Ayrıca bu dönemde şehzadelerin eğitimlerinde de değişiklikler olmuş, batı kültürü de verilen eğitimler arasına girmiştir. Ayrıca yine bu dönemde Şehzâdegân Mektebi (Mekteb-i Âli) okulunda daha önce hanedan üyeleri ve Osmanlı Devleti'nin ileri gelenlerinin çocukları eğitim görürken, daha sonra ağırlıklı olarak şehzadeler eğitim almaya başlamışlardır. Bu okulda yabancı öğretmenler de dersler verebiliyordu. Ancak ağırlıklı olarak öğretmenler askerlerden seçiliyorlardı. Sonraki yıllarda padişah II. Abdülhamid bu okulda kendi çocuklarına daha fazla ilgi gösterilmesini ve daha iyi eğitim almalarını istemişti. Çocuklarının eğitimine gösterdiği özeni ve itinayı ise hanedanın diğer erkek çocuklarının eğitiminde göstermedi. Bu nedenle diğer hanedan üyelerinin erkek çocuklarının eğitim seviyeleri bu yıllarda oldukça düşüktü. 1908 yılında İkinci Meşrutiyetin ilanı ile birlikte bu okul kapandı. II. Abdülhamid'in 1909 yılında tahttan indirilmesi, şehzadelerin eğitim ve diğer durumlarını da değiştirdi. Artık şehzadeler kapalı yerlerde de kalmaktan kurtulmuşlardı.[9]

1913 yılında ise şehzadelerin eğitimine yönelik olarak "Hanedân-ı Saltanat Âzâsının Hâl ve Mevkileri ile Vazâifini Tayin Eden Nizamnâme" yürürlüğe girdi. Bu nizamnameye göre artık şehzadeler mükemmel bir şekilde Türkçe ve Arapça eğitimi gördükten sonra, bir yabancı dilin okumasını ve yazmasını da öğreneceklerdi. Ayrıca Nizamnâme ile birlikte şehzadelerin eğitimi de kurumsal bir yapıya kavuşmuş oldu. Şehzade eğitimine dair son karar ise 7 Şubat 1922 tarihinde "Hanedân-ı Saltanat Kararnamesi" ile yapıldı. Bu Kararname ile şehzadelere verilen eğitimin daha net çerçevesi çizilmiştir. [10]

Taht kavgaları

Sancağa gönderilme uygulamasının kaldırıldığı kafes sistemi uygulamasına kadar şehzadeler daha önce askeri görevler üstleniyorlar ve bu bakımdan kendilerini geliştiriyorlardı. Ancak şehzadeler I. Süleyman'ın 1566 yılındaki ölümünün ardından, orduda fiilen görev alamamış ve savaşlara katılamamışlardır. Bu dönem Abdülmecid'in 1839 yılındaki saltanatına kadar da böyle devam etmiştir. Ancak bu dönemden sonra şehzadeler daha özgür bir hayat yaşamalarına rağmen, çok büyük derecede devlet yönetimi veya orduda görev almamışlardır. Daha sonra kısmen bazı şehzadeler bir takım devlet görevlerinde bulunmuşlardır. [11]

Şehzadelerin taht kavgalarına tutuşmasının en önemli nedeni ise tahta çıkma konusunda herhangi bir veraset sisteminin bulunmamasıdır. Yani her şehzade padişah (hükümdar) olma hakkında sahiptir. Ancak bu düzen I. Murat'ın padişahlık döneminde değişmiştir. I. Murat padişahlığı yalnızca padişah ve oğullarına bırakmıştır. Bu durumda beraberinde zaman zaman büyük taht kavgalarını getirmiştir. Bu durum II. Mehmed'in çıkardığı Fatih Kanunnamesi'nde de;

Ve her kimesneye evlâdımdan saltanat müyesser ola, karındaşların nizamı âlem için katletmek münâsibdir

şeklinde geçmiş ve böylece devlet yönetimi aşırı merkeziyetçi bir yapıya dönüştürülmüş, padişahı "mutlak hakim" kılmıştır. Günümüzdeki bazı kaynaklarda bu olay "kardeş katlinin yasallaşması" olarak belirtilmektedir. [12] Yeni düzen ve sisteme, I. Ahmed tarafından padişah çocuğu şehzadelerden en akıllı ve yaşlı olanın tahta getirilmesi kuralı da getirildiğinden dolayı veraset sistemi daha katı ve belirgin duruma gelmiştir. Bu yıllarda şehzadeler genellikle yakınlarının ve özellikle annelerinin ihtirasları nedeniyle sık sık taht kavgaları sonucunda katliamlara kurban gitmişlerdir.[13] [14] [15]

Osmanlı Hanedanı ile hanedan reisliği ve günümüzde şehzadelik

Şehzadeler padişahın erkek çocukları oldukları için Osman Gazi'den itibaren devam eden soy bağı Osmanlı Hanedanlığı olarak adlandırılıyordu. 1792 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğu dağılma dönemi başlamış ve bu dönem 1922 tarihinde Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışına kadar devam etmiştir. Günümüzde aynı soy bağının devamından gelen erkek çocuklar hâlen şehzade adıyla anılmaya devam etmektedir.[16] Hatta Profesör Metin Hülagü II. Abdülhamit’ten sonra tüm şehzadelere yönelik bir siyaset yasağı olduğunu iddia etmektedir. [17] Günümüzde Osmanlı Hanedanları ile soy bağı olanların bir kısmı Türkiye'de, bir kısmı ise yurt dışında değişik ülkelerde yaşamaktadırlar. [18] [19]

Bu kişilerden şehzade unvanını devam ettiren erkek çocukların en yaşlısı ve kıdemli üyesi ise "Hanedan reisi" adıyla adlandırılmaktadır. [20] Osmanlı Hanedanlığı ise 1922 yılında Ankara Hükûmeti tarafından saltanatın kaldırılması ile son bulmuştur. Osmanlı Hanedanları 1922 tarihine kadar hâlen Başbakanlık Osmanlı Arşivleri'nde muhafaza edilen "Osmanlı Hanedan Defteri"'ne kayıt ediliyordu. Bu deftere kayıt edilen [21] son Osmanlı Hanedanı Neslişah Sultan 2 Nisan 2012 tarihinde ölmüştür.[22] Bu nedenle günümüzdeki kayıtları aile içerisinde tutulan Osmanoğulları ailesindeki "Hanedan reisi" kullanımı ile "Osmanlı Hanedanı"ndaki kayıtları "Osmanlı Hanedan Defteri"ne kaydolan "Hanedan reisi" kullanımını birbirlerinden farklıdır.

Ayrıca bakınız

  • Osmanoğulları ailesi

Kaynakça

1.^"Büyük Türkçe Sözlük : Şehzade". tdk. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2013. 
2.^"Şehzade". nisanyansozluk. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2013. 
3.^"XIV. ve XVI. Yüzyıl Osmanlı Kültür ve Uygarlığı". sakarya.edu.tr. s. 1. 7 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2013. 
4.^Hirik, Erkan (2011). "Etimoloji". Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları. s. 187. 17 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2013. 
5.^Kırpık, Cevdet (Mayıs 2010). "II. Meşrutiyet'ten Sonra Şehzade Eğitiminde Değişim". SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi, 21. ss. 99-130. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2013. 
6.^Koç Keskin, Neslihan. "I.Abdülhamit'in Şehzadelerinin Bed'-i Besmele Törenini Anlatan Enderûnlu Fâzıl'ın Sûrnâme-i Şehriyâr'ı Üzerine" (PDF). Türkiyat Araştırmaları Dergisi. s. 149. 14 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2013. 
7.^"Sarayın koridorlarında bir şehzadenin çığlığı". takvim. 3 Ocak 2011. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2013. 
8.^"Evlatlarını Boğduran Süleyman Gerçekten Muhteşem mi?". odatv. 18 Ocak 2011. 2 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2013. 
9.^Turan, Rahmi (3 Ekim 2011). "İktidar, ne evlat dinliyor, ne kardeş!". hurriyet. 6 Ekim 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2013. 
10.^Bardakçı, Murat (18 Ekim 1999). "Bir hanedanın dramı". hurriyet. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2013. 
11.^"Vahdettin hain miydi, değil miydi?". hurriyet. 26 Kasım 2007. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2013. 
12.^"Sürüldüler ama bitmediler". turkiyegazetesi. 10 Mart 2013. 22 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2013. 
13.^"Osmanlı Hanedanı dört kıtada yaşıyor". milliyet. 15 Temmuz 2010. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2013. 
14.^"95'i gören ilk Osmanlı". sabah. 20 Ağustos 2006. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2013. 
15.^Ortaylı, İlber (5 Şubat 2011). "Prenseslik zor meslek". milliyet. 20 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2013. Hanedan defterine yapılan son kayıt Neslişah Sultan’ın ismidir. Ondan sonra doğan hanedan üyeleri artık saltanat kalktığı için aile içinde kayıtlıdır. 
16.^"Onunla bir dönem sona erdi!". gazetevatan. 2 Nisan 2012. 14 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2013. Neslişah Sultan, saltanat altında doğan ve Osmanlı Hanedan Defteri’ne kaydedilen son hanedan mensubuydu. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">V. Murad</span> 33. Osmanlı padişahı (1840–1904)

V. Murad, 33. Osmanlı padişahı ve 112. İslam halifesidir. 93 gün tahtta kalmıştır.

<span class="mw-page-title-main">I. Mustafa</span> 15. Osmanlı padişahı (1617–18; 1622–23)

I. Mustafa, ikinci saltanatı sırasında Deli Mustafa olarak anılmıştır., 15. Osmanlı padişahı ve 94. İslam halifesidir. Akli dengesi yerinde olmayan I. Mustafa'nın ilk saltanatı 96 gün, ikinci saltanatı ise 1 yıl 3 ay 22 gün sürdü. Psikolojik rahatsızlığının zamanla geçeceğini savunanların ısrarıyla padişah yapıldı. Menfaatlerini I. Mustafa'nın padişahlığının devamında gören kimseler, onun keramet sahibi bir veli olduğunu iddia ediyordu. Aklî zayıflığı nedeniyle padişahlık yapamayacağı anlaşılan I. Mustafa'nın tahttan indirilmesi sağlandı. Bulunduğu odanın kapıları üstüne kapatılarak hapsedilen I. Mustafa'nın yerine II. Osman tahta çıkarıldı. I. Mustafa'nın ikinci kez tahta oturması ise II. Osman'ın öldürülmesiyle sonuçlanan ayaklanma ile oldu.

<span class="mw-page-title-main">I. Ahmed</span> 14. Osmanlı padişahı (1603–1617)

I. Ahmed, 14. Osmanlı padişahı ve 93. İslâm halifesidir. Sultan III. Mehmed ve Handan Sultan'ın oğludur. Sancağa gitmeyip tahta çıkan ilk Osmanlı padişahıdır. Saltanatı boyunca sefere gitmemiştir. Saltanatında Celali isyanları bastırılmıştır. Tarihi yarımadada bulunan ve Mavi Camii olarak da bilinen Sultanahmet Camii, 1609-1617 yılları arasında saltanatı döneminde yaptırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">III. Murad</span> 12. Osmanlı padişahı (1574–1595)

III. Murad, divan edebiyatındaki mahlasıyla Muradi, 12. Osmanlı padişahı ve 91. İslam halifesi. Saltanatı sırasında Osmanlı İmparatorluğu en geniş sınırlara ulaşmasına rağmen, devletteki yozlaşma yine saltanatı sırasında başlamıştır. Saltanatı boyunca sefere gitmemiştir.

<span class="mw-page-title-main">İbrahim (Osmanlı padişahı)</span> 18. Osmanlı padişahı (1640–1648)

Sultan İbrahim, 18. Osmanlı padişahı ve 97. İslam halifesidir. İbrahim, 8 Şubat 1640'ta ağabeyi IV. Murad'ın ölümü üzerine 25 yaşında ve 18. padişah olarak Osmanlı tahtına çıktı. Şehzadeliğinde çok sıkı bir saray hayatı yaşamış, erkek kardeşleri IV. Murad tarafından öldürtülmüş olduğundan korku içinde büyümüştü.

<span class="mw-page-title-main">Kösem Sultan</span> Osmanlı İmparatorluğunun Saltanat Naibi Sultan I.Ahmedin nikâhlı eşi, IV. Murad ve I. İbrahimin validesi ve torununun (IV. Mehmed) saltanatını gören tek Valide Sultandır

Mahpeyker Kösem Sultan, Osmanlı İmparatorluğu tarihinin en güçlü kadın figürlerinden birisi, Sultan I. Ahmed'in nikâhlı eşi ve IV. Murad ve İbrahim'in annesidir. Osmanlı tarihinin en güçlü ve etkili kadınlarından biri ve aynı zamanda sonradan Kadınlar Saltanatı olarak adlandırılan dönemin merkezi bir figürü oldu. Naip olarak, Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 20 yıl boyunca etkin bir şekilde yönetti.

<span class="mw-page-title-main">Emetullah Râbia Gülnûş Sultan</span> IV. Mehmedin tek hasekisi iki oğlunun döneminde Valide Sultanlık yaptı. Haseki Sultan ünvanını kullanan son kadındır.

Emetullah Râbia Gülnûş Sultan, Osmanlı İmparatorluğu'nun Valide Sultan'ı, İki ayrı padişahın annesi ve Sultan IV. Mehmed'in tek hasekisi. Osmanlı İmparatorluğunda Haseki Sultan unvanını kullanan son kadın sultan.

<span class="mw-page-title-main">Ömer Faruk Efendi</span> Türk asker ve Osmanlı hanedanı şehzadesi

Ömer Faruk Efendi, Türk asker, son Osmanlı halifesi Abdülmecid Efendi'nin oğlu, son Osmanlı padişahı VI. Mehmed’in damadıdır. 1920-1924 yılları arasında Fenerbahçe Spor Kulübü'nün başkanlığını yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı Hanedanı</span> Osmanlı İmparatorluğunu yöneten aile

Osmanlı Hanedanı, Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 623 yıl yöneten hanedandır. Osmanlılar, Osmanoğulları, Âl-i Osman ve Hanedan-ı Âl-i Osman olarak da bilinir. Hanedan, adını Osmanlı Beyliği'nin kurucusu olan Osman Bey'den alır.

<span class="mw-page-title-main">Osman Fuad Efendi</span> Osmanoğlu hanedan reisi

Şehzade Osman Fuad Efendi, 33. Osmanlı padişahı V. Murad'ın torunu, 1911 ile 1913 yılları arasında Fenerbahçe Spor Kulübü'nün 6. başkanı ve 4 Haziran 1954 ile 19 Mayıs 1973 yılları arası Osmanlı Hanedan reisi, Türk asker.

<span class="mw-page-title-main">Ertuğrul Osman Osmanoğlu</span> Osmanoğlu hanedan reisi

Osman Ertuğrul Osmanoğlu, 1994-2009 yılları arasında Osmanlı Hanedanı'nın reisiydi.

<span class="mw-page-title-main">Ali Vâsıb Efendi</span> Osmanoğlu hanedan reisi (1903-1983)

Ali Vâsıb Efendi, 23. nesil Osmanlı şehzadesi ve hanedan reisi. Padişah V. Murad'ın torunu Şehzade Ahmed Nihad Efendi'nin oğludur. Annesi Safiru Hanımefendi'dir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı hanedan reisleri listesi</span> saltanatın kaldırılmasından sonra Osmanoğullarının başına geçen aile reisi

Osmanlı hanedan reisi, saltanatın kaldırılmasından sonra Osmanoğulları ailesinin başkanlarının kullandığı unvandır. Bu unvana, ailenin en yaşlı erkek üyeleri sahip olur.

Mehmed Feyzullah Efendi, Osmanlı Devleti şeyhülislamı, kazasker, müderris, şehzade hocası, padişah danışmanı.

<span class="mw-page-title-main">Kadınlar saltanatı</span>

Kadınlar saltanatı, Osmanlı İmparatorluğu'nda haseki sultanların veya valide sultanların veya hanım sultanların devlet yönetimine müdahale etmeleri, zaman zaman bizzat devleti yönettikleri döneme verilmiş olan bir addır. Kanuni Sultan Süleyman, döneminde başlamış olup 1656 yılında Köprülü Mehmet Paşa'nın sadrazam oluşuna kadar devam etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Mehmed Selim Efendi</span>

Mehmed Selim Efendi, 34. Osmanlı padişahı II. Abdülhamid'in en büyük oğluydu.

<span class="mw-page-title-main">Neslişah Osmanoğlu</span> Osmanlı Hanedanının son üyesi

Fatma Neslişah Sultan veya Neslişah Osmanoğlu, son Osmanlı padişahı Sultan Vahdettin’in ve son halife Abdülmecit’in torunu.

<span class="mw-page-title-main">Kafes (Osmanlı İmparatorluğu)</span>

Kafes, Şimşirlik veya Şehzadegan Dairesi, Osmanlı İmparatorluğu haremi içinde tahta çıkması muhtemel şehzadelerin muhafızlar tarafından sürekli olarak ev hapsinde tutuldukları yerdir.

<span class="mw-page-title-main">Şehzade Mehmed (I. Ahmed'in oğlu)</span> Osmanlı Padişahı l.Ahmetin oğlu

Şehzade Mehmed, Babası Osmanlı Padişahı I. Ahmet, annesi Kösem Sultan'dır.

Harem, II. Mehmed döneminde kurumsallaşan ve Osmanlı padişahının annesi, kız kardeşi, cariyeleri ve bunların hizmetkârlarının yaşadığı saray alanı. Osmanlı hareminde ortalama olarak 400 kadın bulunduğu, bu sayının 1600'e kadar çıkabildiği ifade edilmektedir.