İçeriğe atla

Şehit

Şehit (Arapçaشهيد şehîd, çoğulu: Arapçaشُهَداء şühedâ') kutsal bir ülkü, din veya inanç uğrunda ölen kimse.[1] Şehit olma eylemine "şehâdet" adı verilir.

Etimoloji

Arapça kökenli şehadet sözcüğü Arapçada "tanıklık" şehit de "tanık" anlamına gelir. Şehadet sözcüğünün Türkçede tanıklık anlamında kullanımı yok olmaya yüz tutmuştur. Bununla birlikte aynı kökten gelen "şahit" sözcüğü "tanık" anlamında kullanılmaya devam eder.

Ülkeler

Ülkeler belirli teamüllere ve yasalarına göre şehitliği çeşitli şekillerde tanımlarlar.

Türkiye

Türkiye'de şehit kavramı zamanla dinî anlamından sıyrılıp vatanını veya milletini müdafaa yolunda ölen herkes için kullanılır hale gelmiştir. Türkiye'de şehit olarak nitelendirilen kimseler şu kategoriler altında toplanabilir:

  • Profesyonel veya vatanî görevini yapmakta olan askerlerden görev başında herhangi bir şekilde yaşamını yitirenler,
  • Herhangi bir terörist saldırı sonucu yaşamını yitiren eğitim, sağlık, güvenlik vb. görevliler,[]
  • Görev başında yaşamını yitiren polis, itfaiyeci vb. diğer görevliler.

Bu kimseler, inançlarına bakılmaksızın, Türkçe medyada yaygın şekilde "şehit" olarak nitelendirilirler.[2][3][4] Bunların bir kısmının şehadeti, bağlı oldukları kurumların tüzükleri ve yasalarla da sabittir ve geride kalan yakınları devletten tazminat veya maddi yardım almaya hak kazanabilirler.

Bunun haricinde bazen dinî, siyasi ve ideolojik görüşleri veya eylemleri nedeniyle öldürülmüş kimseler de yakınları, dava arkadaşları, meslek arkadaşları veya taraftarları tarafından "şehit" olarak nitelendirilirler.

Dinler

Birçok dinde şehit ve şehâdet kavramına rastlanır.

Hristiyanlık

Önemli Hristiyan şehitlerinden Sebastian

Hristiyanlıkta şehadet kavramı savaşta ölenlerin aksine daha çok inancı nedeniyle -genellikle zulüm görerek- öldürülen din büyüklerini tanımlamakta kullanılır. Hristiyan şehitlerinin büyük bölümü Roma İmparatorluğu'nda Hristiyanlığın yayılmaya başladığı dönemlerde öldürülen erken dönem Hristiyanlarıdır. Hristiyan şehitlerinin bir kısmı azizlik ve azizelik mertebesine yükseltilmişlerdir.

İslam

Şehit, İslam dininde Allah yolunda ölmüş bir Müslüman'a verilen isim ve makamdır. Kur'an'da sıklıkla bu kimselerin kurtuluşa erdiği, ahiretteki makamlarının diğer insanlardan üstün olacağı belirtilir.[5][6]

Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz. (Bakara Suresi: 154)

Hanefi mezhebinde şehitlik

Hanefî mezhebi alimlerinin görüşlerine göre şehitlik üçe ayrılabilir[]:

  • Dünya ve ahiret için şehit olanlar: Bunlar İslam dini için savaşlarda veya işkencede ölenler gibi, inançları nedeniyle öldürülen kimselerdir.
  • Ahiret için şehit olanlar: Bunlar yine İslami inançları nedeniyle fiziksel zulüm görmüş ve bunun neticesinde, hemen değil de sonradan ölmüş kişilerdir. Bu kimseler sonradan öldükleri için geride kalanlar tarafından şehit olarak kabul edilmeseler bile ahirette şehit muamelesi göreceklerdir.
  • Dünya için şehit olanlar: Bunlar dünyada, görünüşte İslam dini için ölmüş gibi gözükse de niyetleri farklı olan kişilerdir. Bu kimseler öldükten sonra geride kalanlar tarafından şehit olarak anılsalar bile ahirette şehit muamelesi görmeyeceklerdir.

Notlar

  • Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, internet sitesinde yer alan Basın Şehitleri listesinin başlığını 2005 yılında Öldürülen Gazeteciler olarak değiştirdi.[7]

Ayrıca bakınız

  • Kelime-i Şehadet

Kaynakça

  1. ^ şehit 28 Mart 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Güncel Türkçe Sözlük. Türk Dil Kurumu. Erişim: 1 Aralık 2011.
  2. ^ "İBB Haber Sitesi, Şehit itfaiye amiri hakkında haber". 28 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Eylül 2007. 
  3. ^ "Sabah Gazetesi, Şehit polis memuru hakkında haber". 27 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2008. 
  4. ^ "MEB Şehit Öğretmenlerimiz Sitesi". 18 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2008. 
  5. ^ Âl-i İmrân Suresi, 170. ayet
  6. ^ Nisa Suresi 69. ayet
  7. ^ "Milliyet Gazetesi, 27/10/2005". 8 Ekim 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2008. 


İlgili Araştırma Makaleleri

Peygamber veya yalvaç, Tanrı aracılığıyla bir dini veya dinî öğretiyi yaymakla görevlendirildiğine inanılan kişidir. Peygamberler ayrıca dinî terminolojide âyet, işaret veya mûcize denilen doğaüstü güç veya olayların kendilerine atfedildiği mitolojik veya yarı mitolojik insanlardır. İbrahimî dinlerin inananları, peygamberlerin Tanrı'dan aldıkları “vahiy” adlı mesajları diğer insanlara ulaştırdıklarına inanırlar.

Ahiret veya ahret, İslâm termonolojisinde ölümden sonra gidilecek yere verilen bir isim. Ahiret, Kur'an'ın İslâmî eskatolojinin önemli bir parçası olan Ahiret Hesaplaşması ile ilgili bölümlerinde defalarca bahsedilmektedir. Geleneksel olarak, Müslümanların altı temel inanç esaslarından biridir.

Cihat, İslami bir terim. Arapça "mücadele" kökünden gelir ve güncel Türkçede çoğunlukla "İslam uğruna savaşma" anlamında kullanılır.

Şirk İslam'da, Allah'a ortak koşma anlamına gelen bir kavramdır. Kur'an'a göre en önemli iman sorunu olan şirk, Allah'a ortak koşmak, Allah'tan başka ilah olduğuna inanmak ve ona tapmak anlamlarına gelir. Şirk eyleminde bulunanlar müşrik olarak isimlendirilir.

<span class="mw-page-title-main">Fatiha Suresi</span> Kuranın ilk suresi

Fatiha Suresi, Kur'an'ın ilk suresidir. Sure, 7 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">İhlas Suresi</span> Kuranın 112. suresi

İhlas Suresi, Kur'an'ın 112. suresidir. Sure, 4 ayetten oluşur.

İman, etimolojik olarak güvenmek ve samimiyetle inanmak anlamlarına gelir. Kur'an'da sadece bir olan Allah'a ve kendisinin mesajına güvenmek anlamına gelmektedir. Genel anlamda bir dine ya da yaşam tarzına gönülden bağlanmak anlamı taşır.

<span class="mw-page-title-main">İslam'ın beş şartı</span> İslam dininin beş ana ögesi

İslam'ın beş şartı, İslâm Dini'nin Ehl-i Sünnet ve Ca'feriyye mezheplerine göre büyük önem arz eden beş ibadeti. Bu şartlar sırasıyla: Şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, oruç tutmak ve hacca gitmektir. Şehâdet etmek dışındaki şartlar itîkâdî yani dininin inanç esaslarına dâir olmayıp, âmeli yani davranışsal, ibâdetsel şartlardır. Çoğu İslam âlimi dini inanç esaslarına dâir kurallar benimsendiğinde kişinin Müslüman kabul edileceğini, davranışsal ve ibâdetsel yönlerin en azından inanan olmak açısından bağlayıcı olmadığını öne sürmüşlerdir. Bazı İslam âlimleri ise imanın yani inancın ancak davranış ve ibadetlerle tamam olacağını bu nedenle şehadet getirip Müslüman olduğunu iddia eden kişinin ibadetlerini yerine getirmemesi halinde Müslüman kabul edilemeyeceğini ileri sürmüşlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Cennet</span> Dini Mekan

Cennet, dinî kozmoloji veya transandental felsefede gök, yedi gök, uçmak, behişt gibi adlarla da anılan ilah, melek, cin, aziz, yeniden dirilmiş atalar gibi varlıkların yaşadığı, köken aldığı veya hüküm sürdüğüne inanılan yer. Bazı dinî inanışlara göre cennet yaratıkları yeryüzüne inebilir (reenkarnasyon) ve yerde yaşayanlar ölümlerinden sonra, bazı özel durumlarda yaşamakta oldukları hayat devam ederken cennete gidebilirler.

Günâh,, (Farsça: گناه ‎, genellikle dinî bağlamda kullanılan bir terimdir. Tanrı'nın açıkladığı ilâhi kanunlara karşı yapılan bilinçli ihmâlkârlık veya inkâr olarak da tanımlanabilir. Tanrı buyruklarına karşı olan, dince suç sayılan, öteki dünyada/ahirette cezayı gerektiren iş veya davranış demektir. Günâh işleyenlere veya günâhı olanlara günahkâr denir. İbrahimî dinler de dâhil olmak üzere, birçok farklı inanç ve felsefede, dinî nitelik taşısın taşımasın, günah kavramı mevcuttur.

Mizan, İslam eskatolojisi ve ahiret inancına göre, ahirette insanların yeryüzündeki davranışlarına dair geçtikleri hesaptan sonra herkesin iyi ve kötü davranışlarının tartıldığı ilahi adalet ölçüsüdür. İslam dinine göre bu tartının nasıl bir şey olduğu bilinmemektedir. Onun yeryüzündeki ölçü aletlerine, tartılara benzemediği söylenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Sekülerizm</span> Akıl ve mantığı esas alan örgütlü bir toplum yaratmayı amaçlayan düşünce akımı

Sekülarizm veya sekülerizm; toplumda ahiretten ve diğer dinî, ruhani meselelerden ziyade dünya hayatına odaklanılması yönündeki hareket. TDK, sekülerizm kavramına karşılık olarak dünyacılık sözcüğünü önermiştir. Sekülerizm, din merkezli veyahut dinî öğeleri sosyal, hukuki ve siyasi anlamda tayin edici kılan bir yaklaşımın tersine, bunları sosyal, hukuki ve siyasi kümeden ayıran bir yaklaşımı tanımlar. Çok geniş bir terim olan sekülerizm, içinde birçok farklı akım, tür ve teori barındırır. Seküler kelimesi, dünyevi veya çağa uygun olanı belirtir ve dünyanın nesnel hâlinin göz önünde tutulması demektir. Latince çağ anlamına gelen Saeculum sözcüğünden İngiliz dili için türetilen Secularism (Sekülerizm) Türkçeye laiklik, çağdaşlaşma veya dünyevileşme olarak üç farklı terimle çevrilebilmektedir. Fransa'da laiklik için Laïcité (Laicisme) terimi kullanılmaktadır. Bu terim, somut ve bilimsel olan ile soyut ve dinsel olanın birbirine karıştırılmamasını ifade etmektedirler.

Kâfir, İslam dinî terminolojisinde küfür işleyerek dinden çıktığı düşünülen veya hiç Müslüman olmamış kişiye denir.

İslam mezhepleri, başlangıçta İlk dönemlerde Ali ile Muâviye b. Ebû Süfyân arasındaki savaş ve İslâm toplumundaki bölünme Ehl-i Sünnet, Şîa ve Hâricîler şeklinde ilk mezhepsel ayrışmayı beraberinde getirmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Mesih</span> kurtarıcı olarak beklenen figür

İbrahimî dinlerde mesih, bir grup insanın kurtarıcısı veya özgürlüğe kavuşturucusudur. Geleneksel Yahudilikte maşiah, mesihçilik veya Mesih Çağı gibi kavramlar, kutsal mesh yağıyla meshedilmiş bir seçkine atıfta bulunan Tanah'la ortaya çıkmıştır.

Sâbiîlik veya Mandeizm/Mandaeizm (Mandaeans) (Arapça: الصابئة veya مندائية), Orta Doğu'da bir din. Araplarca Sabiiye olarak adlandırılan grup, kendilerine bilgili, gnostik anlamlarına gelen Manden, din adamlarına ise Nasura demektedirler.

<span class="mw-page-title-main">Mâlik</span>

Mâlik, Arapça bir kelime olup "Mülk" kökünden türemiştir ve "bir mülke sahip olan" anlamını taşır. İslam inancında Mâlik cehennemin yöneticisi olan meleğin ismidir. Kur'an'da bu anlamdaki tek kullanımında, günahkârlar Mâlik'e, Allah'ın kendilerini yok etmesini isteyerek seslenirler, ancak orada sürekli kalacakları cevabı ile karşılaşırlar.

<span class="mw-page-title-main">Huri</span> Cennette erillere verileceği vadedilen dişiler

Huri veya Arapça kullanım şekliyle Hûr, Cennet kadınlarını ve bu kadınların güzelliğini ifade eden bir tabir.

Arş, Arapçada taht ve koltuk anlamlarına gelen bir kelimedir, Allah'ın tahtı veya daha ayrıntılı anlatımlarda taht odası; İbrahimî dinlerde gök katlarının üzerinde, tek Tanrı'nın dünyayı idare ettiği yerdir. Yahudilikte Araboth, İslam'da Arş olarak isimlendirilir. "Arş-ı Âlâ" Allah'ın tahtı anlamında özel isim olarak kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Sureler listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Kur'an, İslam dininin kutsal kitabıdır. Müslümanlar, ibadetlerinde ondan çeşitli bölümleri okurlar. İslam'da inanç, ibadet, şeriat, ahlak, tasavvuf gibi uygulamaların dayandırıldığı ana kaynak Kur'an'dır.