Yılanlı Kilise, Aksaray'da Ihlara Vadisi'nde bulunan, 9. yüzyılın sonlarına ait kilise.
Tufanbeyli, Adana ilinin bir ilçesidir.
Bazilika, eski Roma kentlerinde forumun yanında bulunan, içinde mahkemelerin görüldüğü veya diğer resmi hizmetlerin görüldüğü büyük çatılı kamusal binalara; Erken Hristiyanlık ve Orta Çağ dönemlerinde ise yan geçitleri bulunan, galerili veya galerisiz olabilen kiliselere verilen isim.
Gül Camii veya Azize Teodosya Kilisesi, İstanbul'un Ayakapı semtindeki Bizans İmparatorluğu döneminden kalma ve fetihten sonra camiye dönüştürülmüş bir dinî yapıdır. Eski adı ve yapım tarihi hakkında kesin bilgiler olmamakla birlikte 10. ya da 11. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir.Bu kilise, Bizans tarafından inşa edilen en yüksek kilise olarak bilinir. İkonoklazm akımı sırasında Büyük Saray'ın ana girişi Halki Kapısı üzerindeki İsa ikonasının indirilmesine karşı çıktığı için öldürülen Theodosia adlı kadının kutsal emanetlerinin bu kiliseye konduğu ve bu kilisenin Aya Theodosia olduğuna inanılır.
Akçapınar, Bursa ilinin Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı bir mahalledir.Köyde Rumlara ait kilise bulunmaktadır. Akçapınar köyündeki Kilisenin adı Hagios Paraskeva'dır. kilise/cami öreni. 1904 tarihinde yaptırıldığı bilinmektedir. Camiye çevrilmiş ve giriş kapısına 1928 tarihi yazılmıştır. Doğu-batı doğrultusunda bazilika planlıdır. Kaosu, ahşap sütunlarla üçe ayrılmıştır. Apsis doğu duvar eksenindedir, iki yanında dikdörtgen nişler vardır. Güney ve kuzey duvarlarda basık kemerli üç, batı duvarında kare planlı bir pencere bulunmaktadır. Yapı içten harap ve terk edilmiş durumdadır.
Asvan ya da Asuan, Güney Mısır'da Nil ırmağı kıyısında bir kent ve turizm merkezidir. Asvan aynı zamanda Mısır'ın Asvan ilinin idari merkezidir. Nüfusu yaklaşık 200,000 kadardır. Nil ırmağının doğu yanında yer alır ve Nil'in ilk şelalesini bünyesinde barındırır. Dünyanın en kuru yerleşim yerlerinden biridir. En son yağış 2006 yılında kaydedilmiştir.
Apsis, Hristiyanlığın dini mabetleri olan kiliselerin sunak odasını kapsayan, çoğunlukla yarım daire ya da çokgen, çok nadir durumlarda dikdörtgen planlı bir yapı unsurudur. Apsisler antik döneme ait bazilikalarda yaygın olarak da mimari öğe olarak kullanılmıştır. Apsisler, yapının cephesinde dışa doğru göbekli bir yapı olabildiği gibi, bina içlerinde ya da dikdörtgen planlı duvarlarla da sarılı olabilir. Apsislerin çatısı çoğunlukla yarım kubbe biçiminde olur, ancak düz çatılı apsisler de mümkündür. Çoğunlukla kiliselerin yan neflerinden, yan şapellerinden veya apsislerinden açılan küçük apsislere ise, mimarlıkta apsidiyol denir.
Carussa ya da Karussa, ayrıca Carusa ya da Karusa (Καροῦσα) olarak da söylenir, Polichnion olarak da bilinir, Paflagonya'nın Karadeniz sahilinde ve Sinop'un 150 Stadyum güneyinde Yunan ticaret yeridir (Emporion). Pseudo-Scylax'ın periplusunda ve Gaius Plinius Secundus tarafından da Yunan şehri olarak zikredilmiştir. Antik Atina haraç listesinde yer almasından Attika-Delos Deniz Birliği'nın bir üyesi olduğu anlaşılmaktadır.
Pisidya'daki Sozopolis, Seleukos döneminde Apollonia (Ἀπολλωνία) ve Apollonias (Ἀπολλωνίας) olarak adlandırılan, eski Roma eyaleti Pisidya'da bir kasabaydı ve günümüzde Bulgaristan'da yer alan Haemimonto'daki Trakya Sozopolis'i ile karıştırılmamalıdır..
Potami veya Potamoi antik Paflagonya'nın kuzeydoğu kesiminin kıyısında müstahkem bir limandı. Arrianus'a göre, Stefane'nin 150 stadyum kuzeydoğusunda idi, ancak diğerlerine göre sadece 120 stadyum uzaklıktaydı.
Myonessus veya Myonessos Teos ve Lebedos yakınlarında bulunan Antik İyonya'da bir kasabasıdır. Aynı adı taşıyan burnun üzerinde bulunmaktaydı. Myonessus, olarak da adlandırılan bir ada kıyının açıklarındaydı. Roma Cumhuriyeti ile III. Antiohos arasında MÖ 190 yılında açık denizde yapılan deniz savaşının yeri kaydedilmiştir.
Orthosia veya Orthasia Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde yerleşim gören antik Karya kenti.
Polymedium ya da Polymedion, Palamedium veya Polymedia, antik Aiolis bölgesinde bulunan, Lekton burnu ile Assos arasında ve ilkinden 40 stadyum mesafede bulunan küçük bir kasabaydı.
Laodicea ; Laodikeia veya Laodiceia olarak da bilinen Mezopotamya'da Helenistik bir şehirdir. Plinius, Laodicea'yı Seleucia ve Artemita ile aynı yere koyar. Laodicea 'nın kesin yeri bilinmiyor, ancak günümüz Irak sınırları içinde yer alıyor.
Thynias birçok antik yazarın eserinde bahsettiği, Pontus Euxinus kıyısındaki bir burunda yer alan bir Antik Trak kentiydi. Muhtemelen bir zamanlar Thyni toprağı olan Salmydessos'un kuzeyinde yer almaktaydı ancak Strabon bu bölgenin Apollonia halkına ait olduğundan bahsetmektedir. Yaşlı Plinius'a göre kent burnun biraz güneyinde konumlanmaktaydı.
Charax Bizanslı Stefanos tarafından not edilen Pontus kasabasıdır.
Phthira, antik Karya'da bulunan bir dağdı ve Yunan olmayan Phthires halkı tarafından iskan edilmişti. Bu dağ, açıkça Homeros'un İlyada'sında "ağaç taçlı" olarak adlandırdığı Phtheiron oros ile aynıdır. Hekataios'a göre bu dağ, Latmus Dağı ile aynıydı, ancak buranın Latmus Dağı'na paralel uzanan Grium Dağı ile aynı olduğunu düşünenler vardı.
Ilbıra veya İlbir Dağları, antik dönemde Grium veya Grion Dağı, Aydın ve Muğla illerine yayılan Latmos Dağı'na paralel olarak uzanan, Latmik Körfezi'nin batı tarafında bulunan ve Anadolu'nun antik Karia bölgesindeki Milet civarından Milas yakınlarındaki Euromos'a kadar uzanan bir dağ zinciridir. Bazıları bu yeri Homeros'un İlyada'sında bahsettiği Phthira yeriyle özdeşleştirdiler.
Magnesia Antik Yunanistan'ın bir bölgesiydi ve sonunda antik Tesalya tarafından özümsendi. Başlangıçta Magnetler (Μάγνητες) tarafından iskan edilen Magnesia, batıda Ossa ve Pelion dağları ile doğuda deniz arasında uzanan uzun ve dar bir toprak parçasıydı. Kuzeyden Peneius Nehri'nin ağzından güneyde Pagasaean Körfezi'ne kadar uzanıyordu. Magnetler, Amfiktiyonik Birliği'nin üyesiydi ve Homeros zamanında bu bölgeye yerleşmişlerdi. İlyada 'da da bahsedilmektedirler.
Astyra, Strabon'un bahsettiği antik Troad'un bir kasabasıydı. Strabon, Abydos'un üstünde olduğunu ve bir zamanlar bağımsız bir şehir olduğunu, ancak Strabon'un zamanında harap bir yer olduğunu ve Abydos sakinlerine ait olduğunu yazar. Bir zamanlar orada altın madenleri vardı, ancak Strabon'un zamanında neredeyse tükenmişlerdi.