İçeriğe atla

Şapka Devrimi

Atatürk Şapka İnkılâbı sonrasında elinde panama şapkasıyla (Kastamonu, 1925)

Şapka Devrimi veya Şapka İnkılâbı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından, erkeklerin baş örtme uygulamalarının düzenlenerek Batı ülkelerindeki normlara uygun hâle getirilmesi için 1925 yılında yapılan kanunî düzenlemedir.[1] Şapka Kanunu genelde tahmin edilenin aksine kolay kabul görmüş bir değişiklikti. Ancak, her yeni değişiklik hareketinde olduğu gibi Müslümanlığın bir simgesi haline gelmiş olan fesin yerine şapkanın kabulü dinin elden gittiği şeklinde yorumlanarak bazı çevrelerin isyan ve tepkisine yol açmıştır.

Mesleki kıyafetlerde değişim

Şapka Kanunu’nun çıktığı 25 Kasım 1925 tarihinden önce ülkede bazı meslekî kıyafetlerde değişiklikler görülmüştü. 1925 yılından itibaren Ankara’daki Cumhuriyet Birlikleri, ardından jandarma ve deniz birlikleri “güneşlikli başlık”lar giymeye başladılar. Ardından çeşitli devlet daireleri ve okullarda yeni başlık ve kasketler giyilmeye başlandı. İstanbul Galata Bekçileri, yeni başlık ve kasketleri ilk giyen bekçiler oldu.[2]

21 Şubat 1925’te İstanbul’da açılan Kızılay Özel Hemşire Okulu’nda Hemşire Esma Deniz’in çabalarıyla hemşire öğrencileri başlarına peçe örtmek yerine şapka takmaya başladılar.[3]

2 Ağustos’tan itibaren adliye ve mahkemelerde hakimler, mübaşirler, zabıt katipleri yeni kıyafet ve şapkalar giymeye başladılar. Ancak halk, dinî bir değer yüklediği fese bağlılığını sürdürüyordu ve bu konuda reform hareketi, Şapka Kanunu’nun meclisten geçmesi ile başlamıştır.[4]

Şapka Kanunu

25 Kasım 1925 tarihinde mecliste kabul edilen 671 No'lu "Şapka İktisası Hakkında Kanun" ile TBMM üyeleri ve memurlarına başlık olarak şapka giyilmesi zorunluluğu getirildi ve Türk halkı da buna aykırı bir alışkanlığın devamından men edildi. Kanun, 28 Kasım 1925 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Şapka Kanunu, 1982 anayasasının 174. maddesine göre "inkılap kanunları" (anayasaya aykırılığı iddia edilip iptal edilemeyecek kanun) arasındadır.[5]

Atatürk'ün Kastamonu gezisi

Yasadan önce Osmanlı Devleti’nde olduğu gibi farklı dinlerden yurttaşlar farklı başlık ve kıyafetler giymeye devam ediyordu. Dinî kaynaklı giyim farklılıklarını ortadan kaldırmak isteyen Mustafa Kemal Paşa, 1925 yazında İnebolu ve Kastamonu yöresine yaptığı gezide şapka giyilmesi konusunu gündeme getirmişti. Kendisi, 24 Ağustos günü Kastamonu'da geniş kenarlı beyaz bir şapka giydi. Şapkayı ilk defa Kastamonu'da giymesinin sebebini; diğer illerde üniformalı ya da fesli tanındığı, Kastamonu'da kendisini ilk defa görecekleri için şapkayı tercih ettiği şeklinde açıkladı.[6]

Şapka nutku

Ertesi gün İnebolu'ya geçen Mustafa Kemal Paşa, tarihî “Şapka Nutku”nu bu ilçede yaptı.[7] 27 Ağustos 1925 günü Türk Ocağı'nda halka hitaben “Bu serpuşun adına şapka derler” diyerek o güne kadar kullanılan “medeni serpuş”, “şemsisiperli serpuş” gibi ifadelerin bırakılmasını sağladı.[8] Nutkunda, “Redingot gibi, bonjur, smokin gibi, işte şapkanız! Buna câiz değil, diyenler vardır. Onlara diyeyim ki, çok gafilsiniz ve çok câhilsiniz ve onlara sormak isterim: "Yunan serpuşu olan fesi giymek câiz olur da şapkayı giymek neden olmaz ve yine onlara, bütün millete hatırlatmak isterim ki, Bizans papazlarının ve Yahudi hahamlarının kisve-i mahsûsası olan cübbeyi ne vakit, ne için ve nasıl giydiler?" sözleriyle şapka giyilmesini savundu.[7]

Yasanın Meclisten geçmesi

Mustafa Kemal Paşa 1 Eylül'de Ankara'ya döndüğünde kendisini karşılamaya gelenlerin şapkalı olduğu görüldü. 2 Eylül günü, devlet memurlarına şapka giyme zorunluluğu getiren 2431 numaralı bakanlar kurulu kararnamesi çıkarıldı. Aynı gün bakanlar kurulu kararnamesi ile din adamı dışındaki kişilerin cübbe ve sarık giymeleri de yasaklandı.[9]

16 Ekim 1925'te Konya milletvekili Refik Bey ve arkadaşları, şapka giyilmesi ile ilgili kanun önerisini meclise sundu. Teklif, 25 Ekim'de mecliste görüşülmeye başlandı. Kanun gerekçesinde sarık ve fesin geri kalmışlığı sembolize ettiği, bu yüzden değiştirilmesi gerektiği üzerinde duruldu. Bursa milletvekili Nureddin Paşa'nın, bu yasanın anayasaya aykırı olduğunu ileri sürerek önerinin geri alınmasını istemesi, mecliste sert tartışmalar yaşanmasına sebep oldu. Toplumun kılık ve kıyafetinin kanunlarla belirlenemeyeceğini ileri sürenlerin yanı sıra, bu kanunun din-devlet işlerinin ayrılmasını kolaylaştıracağını ileri sürenler vardı. Sadece Nureddin Paşa ve Ergani milletvekili İhsan Bey'in aleyhte oy kullandığı oylama sonucunda kanun, meclisten geçti.[2]

Şapka Kanununa direniş

Yasa, çeşitli Anadolu illerinde protestolara neden oldu. Yasanın kabul edildiği gün Erzurum'da protesto gösterileri oldu ve bu ilde bir ay sıkıyönetim ilan edildi. Tutuklananlardan 13 kişi idama mahkûm oldu.[6] 24-25 Kasım tarihlerinde Kayseri'de Şeyh Ahmet Efendi ve dört arkadaşının yönlendirmesi ile büyük bir yürüyüş yapıldı, 300 kişi tutuklandı.[10] Şeyh Ahmet Efendi ve dört arkadaşı İstiklal Mahkemesi'nde yargılanarak idama mahkûm edildi. 25 Kasım günü Sivas'ta duvarlara şapka aleyhine afiş ve bildiri asılması nedeniyle şehrin bütün muhtarları tutuklandı; suçsuzluğu anlaşılanlar beraat etti; ulemadan İmamzade Mehmet Necati Efendi ile Abdurrahman Efendi idama mahkûm edildi. Rize'nin Güneysu bölgesindeki Merkez Camii imamı Hacı Sabit Civelek "Şayet babanız başına şapka taksa katli vaciptir! Onu vuracaksın ve annen dul ise onu sırtına alıp getireceksin!" sözleriyle bölgedeki isyanı başlattı.[11] Dinî taassuptan ziyade geleneksel Laz kıyafetlerini giymek isteyen isyancıların Rize merkeze doğru yürüyüşe geçmesiyle Ziya Hurşit durumu telgrafla Ankara'ya bildirdi. Bunun üzerine Hamidiye kruvazörü gözdağı vermek için Rize'ye geldi. Kruvazörün kente gelmesiyle çoğu isyancı teslim oldu ve on gün kadar süren olaylar sonucu 143 kişi tutuklandı. Tutuklananlardan 8 tanesi okuma yazma bilmediğinden mütevellit kendini savunamadı ve idam edildi. 8 kişiden 3'ü Tan Otel'in önünde, 3'ü belediye parkında ve 2'si iskelenin başında asıldı. Onlarca tutuklunun Adana ve Sinop'ta hapsedilmesine karar verildi.[12] Maraş'ta ise Camii-i Kebir etrafında toplanıp "Şapka istemeyiz" diye bağıranlar tutuklandı, 5 kişi idama mahkûm oldu. İstanbul'da özellikle Fatih semtinde yaptıkları konuşmalarla halkı isyana teşvikle suçlanan çok sayıda kişi tutuklandı ve sanıklar Ankara'da yargılandı.[2][13]

Şapka Devrimi'nin sanata etkisi

25 Kasım 1925 yılında ilan edilen Şapka Devrimi, Çağdaş Türk resim sanatının genç kuşak temsilcisi ressam Orhan Çelik tarafından sanata karakteristik ve figüratif soyutlama olarak indirgenmektedir. Sanatçı resimlerini şu şekilde izleyiciye aktarmaktadır: "Tarihi bir olguyu resimlerime figür/biçim olarak aktarıyorum."[14]

Kaynakça

  1. ^ https://www.ntv.com.tr/turkiye/sapka-kanunu-nedir-ne-zaman-cikti-iste-sapka-devrimi-tarihcesi,JcIRPG75aEOyjvUAOZgl6w
  2. ^ a b c "Burcu Özcan, Basına Göre Şapka ve Kılık Kıyafet İnkılabı, Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2008". 8 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ağustos 2011. 
  3. ^ "Ayten Sezer Arığ, Türklerdeki Kıyafetin Kısa Tarihi, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 64-65-66, Cilt: XXII, Mart-Temmuz-Kasım 2006". 10 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ağustos 2011. 
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya". 27 Ağustos 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2024. 
  5. ^ "Mehmet Yaman, İnkılap Kanunları Hakkında Anayasal Bir Yorum, Kriter.org sitesi 26.07.2011". 29 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ağustos 2011. 
  6. ^ a b "Murat Aksoy, Başörtüsü, Türban: Batılılaşma, Laikleşme, Laiklik ve Örtünme, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2005". 2 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ağustos 2011. 
  7. ^ a b "Selami Kılıç, Şapka Meselesi ve Kılık Kıyafet İnkılabı, Ankara Üniversitesi Atatürk Yolu Dergisi, Cilt 4, Sayı 16, 1995" (PDF). 25 Kasım 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 8 Ağustos 2011. 
  8. ^ "Tarihten Kesitler, Şapka İnkılabı, Genelkurmay Başkanlığı web sitesi, Erişim tarihi:08.08.2011". 8 Ekim 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ağustos 2011. 
  9. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 27 Ağustos 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 27 Ağustos 2024. 
  10. ^ 12 Kânunuevvel 1342 (1925) Cumartesi Maraş Mebusu Abdülkadir Bey’in Başvekâletten Dahilîye ve Hariciye Hakkında Suali ve Başvekil İsmet Paşanın Şifahi Cevabı"BAŞBAKANLARIMIZ ve GENEL KURUL KONUŞMALARI (Cumhuriyet Hükümetleri Dönemi)" (PDF). TBMM Basımevi. 2014. s. 79. 27 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 30 Ağustos 2023. 
  11. ^ Çiftgümüş, Bülent (2007). Rize'de Şapka İsyanı. Zümrüt Gazetesi. ss. 6,7. 
  12. ^ Özhan Öztürk (29 Kasım 2017). "Şapka Kanunu ve Rize'de Şapka İsyanı (1925)". ozhanozturk.com. 21 Şubat 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ağustos 2020. 
  13. ^ "Arşivlenmiş kopya". 27 Ağustos 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2024. 
  14. ^ "Şapka Devrimi". 17 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

1925 (MCMXXV) perşembe günü başlayan bir yıldır.

<span class="mw-page-title-main">Mustafa Kemal Atatürk kronolojisi</span> Atatürkün hayatındaki hadiselerin belirli bir düzende anlatılması

Mustafa Kemal Atatürk'ün biyografik kronolojisidir.

<span class="mw-page-title-main">İnebolu</span> Kastamonu iline bağlı bir ilçe

İnebolu, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan Kastamonu ilinin bir ilçesidir. Geleneksel yerli mimarinin birçok örneğine sahip bir Karadeniz liman şehridir.

<span class="mw-page-title-main">Sakallı Nureddin Paşa</span> Türk asker ve siyasetçi

Mehmed Nureddin Paşa ya da bilinen adıyla Sakallı Nureddin, Türk asker ve siyasetçi.

<span class="mw-page-title-main">Kastamonu'nun ilçeleri</span> Kastamonu ilinde bulunan ilçeler

Kastamonu ilinin ilçeleri şunlardır:

Tabanıyassı Mehmed Paşa IV. Murad saltanatında 18 Mayıs 1632 - 2 Şubat 1637 tarihleri arasında dört yıl sekiz buçuk ay sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

Takrir-i Sükûn Kanunu, 4 Mart 1925'te Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen bir yasadır.

<span class="mw-page-title-main">İstiklâl mahkemesi</span> Türk Kurtuluş Savaşı ve cumhuriyetin ilk yıllarında faaliyet gösteren özel mahkemeler

İstiklâl mahkemesi, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında ayaklanma çıkaran ve yağmaya girişenleri, bozguncuları, orduya ait silah ve mühimmatı çalanları, casusları, asker kaçaklarını ve bağımsızlık hareketini engelleme amacıyla propaganda yapanları yargılamak için, çıkarılan özel bir kanunla ilk olarak 18 Eylül 1920 tarihinde kurulan mahkemelerdir. İlk dönem İstiklâl Mahkemeleri, Ankara'daki hariç olmak üzere 17 Şubat 1921 tarihinde kapatıldı. İkinci dönem İstiklâl Mahkemeleri, çalışmalarına 30 Temmuz 1921'de başladı ve 1923'ün Ekim ayına dek faaliyetlerini sürdürdü. Üçüncü ve son dönem İstiklâl Mahkemeleri ise 1923 ile 1927 yılları arasında etkin oldu.

Frenk Mukallitliği ve Şapka, İskilipli Mehmed Âtıf Hoca tarafından kaleme alınmış, 1 Kasım 1925'te yürürlüğe giren Şapka Kanunu'ndan bir buçuk yıl önce yayımlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Atatürk Devrimleri</span> Türk ulus devletini yaratan köklü reformlar

Atatürk Devrimleri ya da Atatürk İnkılâpları, I. Dünya Savaşı'ndan sonra çokuluslu Osmanlı Devleti'nin Türk laik ulus devletine dönüşmesiyle sonuçlanan, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün kişiliği, önerileri, girişimleri ile gerçekleştirilmiş toplumsal, kültürel, yasal ve iktisadi bir dizi düzenlemenin genel adıdır.

<span class="mw-page-title-main">Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması</span> 677 sayılı yasayla Türkiyedeki tarikat faaliyetlerinin durdurulması

“Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması”, 30 Kasım 1925 tarihinde kabul edilip 13 Aralık 1925 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 677 sayılı kanun ile hayata geçmiştir. Konya milletvekili Refik Bey (Koraltan) ve beş arkadaşının önerisiyle meclise sunulup kabul edilen Tekke ve Zaviyeler ile Türbelerin Seddine ve Türbedarlar ile Bazı Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun; bütün tarikatlarla birlikte şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük, gaipten haber vermek ve murada kavuşturmak amacıyla muskacılık gibi, eylem, unvan ve sıfatların kullanılmasını, bunlara ait hizmetlerin yapılmasını ve bu unvanlarla ilgili elbise giyilmesini de yasaklamıştır. Ayrıca yasa ile Türkiye Cumhuriyeti içinde padişahlara ait ya da bir tarikata çıkar sağlamaya yönelik tüm türbeler kapatılmış, türbedarlıklar kaldırılmıştır. Yasaya aykırı davrananlara para ve hapis cezası getirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Fes (başlık)</span> erkek başlığı

Fes, tepesi düz, genellikle al, püsküllü, silindirik başlık. İsmini başlıca üretim merkezi olan Fas'ın Fes şehrinden alır. Başta Osmanlı İmparatorluğu olmak üzere birçok Müslüman ülkede kullanılagelmiştir. Yaygın olarak kullanılan al rengini kızılcık boyasından alır. Bununla birlikte hemen hemen her renkte ve desende fes üretilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Yusuf Ziya (1882 doğumlu siyasetçi)</span> Kürt siyasetçi

Koçzade Yusuf Ziya Bey, Birinci Meclis üyelerinden Kürt asıllı Türk siyaset adamı.

<span class="mw-page-title-main">Seyyid Abdülkadir</span>

Seyit Abdülkadir Efendi, Şeyh Said İsyanı'ndan sonra idam edilmiş Kürt siyasetçi. Nakşibendi şeyhi olup Şeyh Ubeydullah Nehri'nin oğludur.

<span class="mw-page-title-main">İskilipli Âtıf Hoca</span> Türk imam, müderris

İskilipli Mehmed Âtıf Hoca, Türk imam, müderris.

Kastamonu Arkeoloji Müzesi, Kastamonu ve Çankırı çevresinden toplanan arkeolojik eserlerin sergilendiği müzedir.

<span class="mw-page-title-main">Kıyafet Devrimi</span> Türk Devriminin bir parçası

Kıyafet İnkılâbı ya da Kıyafet Devrimi, Türkiye'nin kurulmasının ardından, halkın ve memurun kılık ve kıyafetinin düzenlenerek çağdaş giyime uygun hâle getirilmesi için 1934 yılında çıkarılan kanunla yapılan düzenlemedir. Atatürk devrimlerinin bir parçası olan bu kanunla belirli tipte kıyafetlerin giyilmesi ise yasaklanmıştır. Bu dönemde kadınlar ise “çağdaş kıyafet” giymeye teşvik edilmişler ancak kadın giyimine dair herhangi bir yasal düzenleme yapılmamıştır.

Ankara İstiklâl Mahkemesi, iki ayrı dönem görev yapmış Olağanüstü yetkilere sahip yargı organıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sultan el-Atraş</span> Önde gelen Arap Dürzi lider ve Suriye milliyetçisi

Sultan el-Atraş,, yaygın olarak bilinen adıyla Sultan Paşa el-Atraş, önde gelen bir Suriye milliyetçisi Arap Dürzi lider ve Suriye Devrimi'nin (1925-27) başkomutanıydı. Fransızlara karşı savaştı. Suriye ve Dürzi tarihinin en etkili isimlerinden biri olarak Cebel el-Dürzi'nin ve genel olarak Suriye'nin kaderinin belirlenmesinde önemli bir rol oynadı.


Türkiye'de 1925 yılındaki olayları içeren listedir.