İçeriğe atla

Şahabettin Süleyman

Mayıs 1909 tarihli Resimli Kitab dergisinde Şehabettin Süleyman Bey.

Şahabettin Süleyman, (d. 1885 İstanbul - ö. 1921 İsviçre), Türk yazar.

Şiir dışında edebiyatın hemen her türünde eser vermiş bir edebiyatçıdır. Fecr-i Ati adlı edebi topluluğun kuruluşunda rol almıştır.

Yaşamı

1885 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası, Süleyman Şevket Bey’dir.[1] Süleyman Şevket Bey, Türkmenistan'dan gelerek Sındırgı-Bigadiç civarına yerleşen ve Osmanlı Devleti’ne yüksek bürokratlar yetiştirmiş olan “Çavdarlı Ali Ağa hanedanına” mensuptu.[2] Şahabettin Süleyman, ailenin en büyük oğlu idi. Kardeşleri Memduh Süleyman ve Rıza Çavdarlı da yazar olarak yetişmiştir.

Çocukluğu İstanbul ve İzmir’de geçti. Ortaöğrenimini 1904 yılında İzmir İdadisi’nde tamamladı. Lise yıllarında iken Batı edebiyatını izleyecek kadar Fransızca öğrendi.[3] İlk yazısı, 1903 yılında İzmir’de yayımlanan “Ahenk” adlı dergide çıkan “Ceriha-i Namus” adlı öyküsüdür. Bu ilk öyküden sonra yazılarını İzmir gazetelerinde yayımlamayı sürdürdü.

Yüksek öğrenimini İstanbul’daki Mülkiye Mektebi’nde 1908 yılında tamamladı. Babası Süleyman Şevket Bey, o sene hayatını yitirmişti. Ailenin geçimini üstlenen Şahabettin Süleyman, Vefa İdadisi’nde Fransızca öğretmenliği ve müdür muavinliği yaptı. Bir yandan da yazı hayatına II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’da yayımlanmaya başlayan çok sayıdaki gazete ve dergide devam etti. 1909’da, türlü edebiyat ve sanat dergilerinde yazıları çıkan gençlerin bir araya gelip bir topluluk kurmalarına öncülük etti. Fecr-i Ati (Geleceğin Ateşi) adını alan topluğun “Sanat şahsî ve muhteremdir” sloganı Şahabettin Süleyman’a aittir.[2] Fecr-i Aticiler çıkarmayı düşündükleri dergiyi yayımlayamayınca “Şiir ve Tefekkür” (2–9 Eylül 1909) ile “Jale” (25 Kasım 1909) dergilerini yayımladı.

1910 yılında idadilerin 6. ve 7. sınıfları için “Tarih-i Edebiyat-ı Osmaniye” adlı edebiyat tarihi kitabını yayımladı. Bu kitabı daha sonra geliştirerek sultanîler için Mehmed Fuad'ın da (Köprülü) imzasıyla Yeni Osmanlı Târîh-i Edebiyyâtı adlı eseri yayımladı.[2]

Ahlaksızlığı yayıcı” bulunan[2]Çıkmaz Sokak” oyunu nedeniyle 1910 yılı mayıs ayında Vefa İdadisi’ndeki görevinden uzaklaştırılınca on bir ay boyunca açıkta kaldı.[3] Bu sırada siyasetle ilgilendi. Başlangıçta İttihat ve Terakki taraftarı olsa da Fecr-i Ati zümresi yazarlarından arkadaşı Ahmet Samim’in İttihatçılarca öldürülmesi üzerine bu cemiyetin karşısında yer aldı[4] Bu partinin karşısında kurulan Osmanlı Demokrat Fırkası (Fırka- İbad)’na katıldı ve Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde siyasi yazılar yazdı.[2] Yeni Ses ve Muahede gazetelerinde başyazarlık yaptı.

1911’de Mekteb-i Sultani’de Osmanlıca öğretmenliğine atandı. 1912 yılından itibaren “edebi müdürü” olduğu “Rübab” adlı bir haftalık dergi çıkardı; başyazarlığını yaptı. Türk edebiyat tarihindeki iki büyük kalem savaşı bu dergide gerçekleşti.[5] Birisi, daha sonra kendilerini “Nayiler” olarak tanıtan “Nesl-i Ati” (yeni nesil) sanatçılar ile Fecr-i Ati sanatçıları arasında idi. Bu tartışmada Fecr-i Atici eski arkadaşlarına karşı yeni nesli destekledi. Mevlana’dan ilham alan bu gençlere Mevlevilerin sembolü neyden ötürü “Nayiler” adı verildi. İkinci kalem savaşı ise Şahabettin Süleyman’ın derginin 51. sayısında yayımlanan bir yazısıyla başladı. Bu yazısında Hüseyin Rahmi’nin “Cadı” adlı eserini ağır bir dille eleştirdi. Şahabettin Süleyman ve onu takip eden pek çok yazarın eleştirileri, Hüseyin Rahmi’yi “Şekavet-i Edebiye” adlı yeni bir eser yazmaya yöneltti.[5]

II. Meşrutiyet’ten sonra İstanbul’da kurulan “Dârü't Temsîl-i Osmânî” ve “Yeni Tiyatro Cemiyeti” gibi kuruluşların edebi heyetinde yer aldı.[2]

1914’te Darülmuallimin’de edebiyat ve Fransızca dersleri vermeye başladı. 1915’te ise Galatasaray Mekteb-i Sultanisi ve İstanbul Sultanisi’nde edebiyat ve felsefe öğretmenliği yaptı.

1914 yılında Vezir Köse Mehmed Raif Paşa’nın kızı İhsan Raif Hanım ile evlendi. İhsan Raif, dönemin tanınmış kadın şairlerindendir. Sanatçı çiftin evi, devrin edebiyatçıların toplantı yerlerinden birisi oldu.[1] Tatillerini her sene İsviçre’de geçirmeye başlayan Şahabettin Süleyman, Davos-Platz kasabasında iken İspanyol gribine yakalanarak 1921 yılında hayatını kaybetti.

Eserleri

  • “Fırtına” (oyun ve öyküler, 1910)
  • "Tarih-i Edebiyât-ı Osmaniye" (Osmanlı Edebiyat Tarihi, 1910);
  • “Çıkmaz Sokak” (oyun, 1912)
  • “Tenkidat-ı Edebiyye: Namık Kemal” (1913)
  • "Tenkîdât-ı Edebiyye: Abdülhak Hâmit Hayatı ve Sanatkâr" (1913);
  • "Yeni Osmanlı Tarih-i Edebiyâtı" (1914);
  • “Malumatı Edebiyye” (Fuat Köprülü ile, 2 cilt, 1914 - 1915).
  • "Osmanlılıkta Vâhime-i Mesûliyyet" (Osmanlılıkta Sorumluluk Kuruntusu, 1915).

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Tevfik Fikret</span> Türk şair, öğretmen, yayıncı

Tevfik Fikret, Osmanlı Türkü şair ve öğretmen. Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma sürecinde Servet-i Fünûn topluluğunun lideri olan Tevfik Fikret, devrimci ve idealist fikirleriyle Mustafa Kemal başta olmak üzere dönemin pek çok aydınını etkiledi. Türk edebiyatının Batılılaşmasında öne çıkan isimlerden birisi oldu. Farsçada "kuş yuvası" anlamına gelen Aşiyan ismini verdiği semt, yaşamının son yıllarını geçirdiği ve eserlerini kaleme aldığı yerdir.

İhsan Raif Hanım, Türk şair ve besteci.

<span class="mw-page-title-main">Ali Canip Yöntem</span> Türk yazar, şair ve siyasetçi

Ali Canip Yöntem, Türk şair, yazar, edebiyat tarihi araştırmacısı ve siyasetçi.

<span class="mw-page-title-main">Emin Bülent Serdaroğlu</span> Türk futbolcu ve Fecr-i Âti şairi

Emin Bülent Serdaroğlu, Galatasaray Lisesi mezunu eski Türk futbolcu ve Fecr-i Ati şairidir.

<span class="mw-page-title-main">Tahsin Nahit</span> Türk yazar

Tahsin Nahit, Galatasaray Spor Kulübü'nün 9 numaralı kurucu üyesidir. Hukuk eğitimi almıştır, "Adalar Şairi" olarak tanınmış bir şair ve oyun yazarıdır. Fecr-i Ati topluluğunun bir üyesidir. Yazar ve çevirmen Mîna Urgan'ın babasıdır. Faik Üstünidman' ın yeğenidir.

<span class="mw-page-title-main">Fecr-i Âtî</span> Türk edebiyatının 1910-1912 arasındaki kısmı olan edebî topluluk

Fecr-i Ati bir edebi topluluktur. Fecr-i Ati'nin Edebiyat-ı Cedide’ye tepki olarak doğan bir akım olduğu savunulmuştur. Fecr-i Ati batıdaki benzerlerinde olduğu gibi belli ilkeler çevresinde birleşen bir yazın topluluğu biçiminde ortaya çıkmıştır. 1908 özgürlük bildirisiyle Servet-i Fünûn dergisinin çevresinde toplanan gençlerin açtığı bu çığır; en fazla "Fransız sembolizmi" üzerinde çalışarak Ahmet Haşim gibi büyük bir şairin doğmasına olanak hazırlar.

<span class="mw-page-title-main">Süleyman Nazif</span> Osmanlı şair, yazar ve bürokrat

Süleyman Nazif, Osmanlı İmparatorluğu ve cumhuriyet döneminde yaşamış Türk şair, yazar ve bürokrattır.

<span class="mw-page-title-main">Halit Fahri Ozansoy</span> Türk şair, gazeteci, oyun yazarı ve öğretmen (1891-1971)

Halit Fahri Ozansoy, Türk şair, gazeteci, oyun yazarı ve öğretmendir.

<span class="mw-page-title-main">Ahmet Haşim</span> Türk şair

Ahmed Haşim, Fecr-i Ati topluluğu üyesi Türk şair ve yazar.

<span class="mw-page-title-main">Cenap Şahabettin</span> Türk şair, anı yazarı ve hekim (1870 - 1934)

Cenap Şahabeddin, Türk şâir ve yazar.

<span class="mw-page-title-main">Yakup Kadri Karaosmanoğlu</span> Türk yazar, diplomat

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Türk yazar ve diplomattır. Türk Dil Kurumunun kurucularındandır.

<span class="mw-page-title-main">Fâik Âli Ozansoy</span> Türk bürokrat, eğitimci ve şair (1876 - 1950)

Fâik Âli Ozansoy, Türk bürokrat, eğitimci ve şairdir.

Çallı Kuşağı, 1914 Kuşağı veya Türk İzlenimciler, Sanayi-i Nefise Mektebi tarafından düzenlenen Avrupa sınavını kazanarak Paris'e gönderilen, İbrahim Çallı ve kendi olanakları ile giden Namık İsmail, Hüseyin Avni Lifij, Nazmi Ziya Güran gibi ressamlar I. Dünya Savaşı'nın başlaması ile birlikte 1914'te ülkeye geri döndüler. Türk resim tarihinde "1914 Kuşağı", "Çallı Kuşağı" veya "Türk İzlenimcileri" diye adlandırılan bu grubun başlıca üyeleri, İbrahim Çallı, Ruhi Arel, Feyhaman Duran, Hikmet Onat, Hüseyin Avni Lifij, Nazmi Ziya Güran, Namık İsmail, Sami Yetik ve Ali Sami Boyar ve Hasan Vecih Bereketoğlu'dur.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı Ressamlar Cemiyeti</span> Osmanlı ressamlar derneği

Osmanlı Ressamlar Cemiyeti, dönemin sanat ve sanatçı sorunlarına çözüm bulmak üzere Osmanlı Devleti'nde 1909-1919 yılları arasında faaliyet gösteren bağımsız bir ressam örgütüdür.

<span class="mw-page-title-main">Süleyman Nesib</span>

Süleyman Paşazade Mehmet Sami, Süleyman Nesib, eğitimci ve edebiyatçı.

<span class="mw-page-title-main">Fazıl Ahmet Aykaç</span>

Fadıl Ahmet Aykaç, Türk şair, öğretmen ve milletvekilidir.

Müfit Ratip, Fecr-i Âti'nin kurucularından biri olan eski oyun yazarı ve çevirmen. Aynı zamanda ilk tiyatro eleştirmenlerinden biridir. 1908 yılında Galatasaray Lisesi'ni bitirdikten sonra sanatla yakından ilgilenen Müfit Ratip, şiirler ve makaleler kaleme almış ve tiyatro ile ilgilenmiştir. Bunların yanında, matbaacılık, çevirmenlik ve başkâtiplik görevlerinde de bulunmuştur.

Rübâb, 1912-1914 arasında İstanbul’da yayımlanmış haftalık edebiyat dergisidir.

<i>Demet</i> (dergi)

Demet, II. Meşrutiyet sonrasında çıkan haftalık kadın dergisi. Toplamda 7 sayı çıkan dergide çocuk eğitimi, moda dünyası, Osmanlı kadınının bilinçlendirilmesine yönelik içerikler yayımlanıyordu. İlk sayılarında yazarların çoğu İttihatçı Jön Türklerdi. Derginin sahibi ve imtiyazlı kişisi Celâl Sahir (Erozan) idi. Şefika Kurnaz'a göre ağırlıkla şiir ve hikâyelere yer veren bir edebiyat dergisi mahiyetindeydi. Kadınlığa dair fikir yazıları ise oldukça azdı. Meşruti yönetimi destekleyen dergideki 44 imzadan sadece 11'i kadın yazarlara aitti. Bu yazarlar arasında "Halide Salih" imzasıyla Halide Edib Adıvar, Selim Sırrı Tarcan, Mithat Cemal Kuntay, Cenap Şahabettin, "Enis Avni" imzasıyla Aka Gündüz ve Tahsin Nahit gibi isimler yer almaktaydı.

<i>Servet-i Fünûn</i> 1891-1944 arasında yayımlanan edebi dergi

Servet-i Fünûn, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye'de 1891-1944 yılları arasında yayımlanan sanat ve edebiyat dergisidir. Edebiyât-ı Cedîde topluluğunun yayın organı olan dergi Türk basın tarihinin en uzun süreli ve en etkili dergileri arasındadır. Basım tekniği ve içeriğiyle ön plana çıkan dergi, Türk edebiyatına birçok yeni isim kazandırdı ve Edebiyât-ı Cedîde sonrasında Fecr-i Âtî ve Millî Edebiyat hareketi ile Yedi Meşaleciler topluluğunun yayın organı işlevini 25 Mayıs 1944 tarihine kadar sürdürdü.