İçeriğe atla

Şah

Şah (Eski Farsça: Khşayath) ya da Şehinşah, Fars, Afgan ve diğer İrani halkların hükümdarlarının kullandığı bir ünvan. Kral anlamına gelmektedir. Zamanla İslam aleminde hükümdar anlamında yaygın olarak kullanılagelmiştir.

Hükümdarlar hükümdarı anlamına gelen şehinşah ünvanı, Perslerin krallar kralı saydığı II. Kyros'un (Büyük) anısına 20. yüzyılda Pehlevi hanedanı tarafından kullanılmıştır. Gene Şahtan türetilen Farsça padişah ünvanı da koruyucu, ulu hükümdar anlamını taşır. Şah ünvanı, 1973'te monarşinin yıkılmasına değin Afganistan'da, ayrıca Orta ve Güney Asya'daki başka ülkelerde birçok hükümdar ya da prens tarafından kullanılmıştır. Soyla gelen valiler de bazen kendi adlarına şah sıfatını eklemişlerdir.

İslam'da şah kavramı

Öte yandan bazı İslam tarikatları Ali'yi şah sanıyla anarlar. Ali'nin mezarı Necef'te olduğu için Necef sultanı anlamında Şah-ı Necef, yiğitler sultanı anlamında Şah-ı Merdan ve daha yaygın olarak da velilik sultanı anlamında Şah-ı Velayet sanları kullanılır.

Şah kelimesi Yunus Emre'nin demelerinde de vardır. Safevi Şah'ları ile bağdaştırmak yanlış bir düşüncedir. Şah kelimesi yaradan manasında da kullanılabilmektedir. Gerçek anlamı budur. Sünni Osmanlı düşüncesinde Safevi'ler ile bağdaştırmak için kullanılmıştır.

Alevi-Bektaşi edebiyatında şah sözcüğü zaman zaman hem Ali'yi, hem de ilk Safevi ŞahenŞah'ı Şah İsmail çağrıştıracak biçimde kullanılmıştır.

Hindularda Şah

Raj, Raja gibi bilinen Hint hükümdarlarından sonra belirli bazı yöneticilerde ismen hoş ve komşu ülkelerinin sıklıkla kullanması sebebiyle; "şah" ünvanınıda benimsemiştir.

Örneğin; Shah Devdan

Satrançta şah

Satrançtaki en önemli taş şah olarak anılır. Batılı dillerde bunun yerine kral kullanılır. Satranç oyunu Hindistan'da ortaya çıkmış olmasına rağmen satranca dair bilinen en eski belgeler 5. yy. Pers belgeleridir.

Ayrıca Oğuz Türklerinde de satrancı atası olduğu iddia edilen bir oyun oynandığı bilinmektedir. Oyun günümüzde Anadolu'da da oynanmaktadır.Şahın en uç noktaya gitmesi halinde istediği taş yeniden verilir

Ayrıca bakınız

  • Muhammed Rıza Pehlevi

İlgili Araştırma Makaleleri

18. yüzyıl, miladi takvime göre 1 Ocak 1701 ile 31 Aralık 1800 günleri arasındaki zaman dilimi olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Satranç</span> İki oyuncu ile oynanan, turnuvaları düzenlenen ve birçok farklı türü olan zeka oyunu

Satranç, iki oyuncu arasında satranç tahtası ve taşları ile oynanan bir masa oyunudur. Dünya çapında turnuvaları düzenlenir ve bir spor dalı olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">İsfahan</span> İranda bir şehir

İsfahan (Farsça:

<span class="mw-page-title-main">Safevîler</span> 1501–1736 arasında İranda varlığını sürdürmüş devlet

Safevî İmparatorluğu, Safevîler veya Safevî Devleti, 1501 ve 1736 yılları arasında varlığını sürdürmüş, sıkça modern İran tarihinin başlangıcı olarak kabul edilen, İran tarihindeki en önemli hanedanlıklardan biri olan Türk kökenli Safevi Hanedanı tarafından yönetilmiş devlet. Bugünkü İran, Azerbaycan, Ermenistan, Irak, Afganistan, Türkmenistan ve Türkiye'nin doğu kesiminde varlığını sürdürmüş, Şiî Onikiciliği resmî mezhep olarak kabul etmiş ve İran'ın varisi olduğu Safevî Hanedanı'nın devletidir.

Padişah, bazı İslam hükümdarları tarafından kullanılan ve yücelik belirten ünvan. Farsça bir sözcük olup "şahların en büyüğü" manasına gelmektedir. Esasen İslamiyet öncesi İran'da hüküm süren Sasani hükümdarlarının sıfatı iken daha sonra Osmanlı hükümdarları ve Delhi sultanları tarafından benimsenmiştir. Hindistan'da bazı bölgesel İslam hükümdarları ile Afganistan'daki Dürraniler de "padişah" unvanını kullanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed Rızâ Pehlevî</span> Pehlevi Hanedanından son İran şahı

Muhammed Rızâ Pehlevî, 1941'den, ülkesini terk ettiği 1979'a kadar tahtta kalan İran şahıdır. Batı yanlısı bir dış politika izleyen Pehlevi, İran'ın son Monarşik lideridir. Şehinşah ve Sayeh-eh-Hodah gibi imparatorluk unvanları vardır.

Kağan, kaan veya hakan, Moğol ve Türk devletlerinde hükümdarlar tarafından kullanılan unvanlardan birisi ve göreceli olarak en eskilerindendir. Avarlar döneminden beri Türk devlet kültürü "kağan" sözcüğünü barındırmaktadır. Bu bağlamda "kağan", Tanhu, Bey, Toktamış, Giray gibi Türkçe bir sözcük olup Türk devletleri için ayırt edici bir özellik de oluşturur. Kağanın eşine ise kağatun denilir.

Şah, satranç oyunundaki en önemli taştır. Şah taşının rakip tarafından kıpırdayamayacak şekilde tehdit edilmesine şah mat denir ve oyunun sona erdiği anlamına gelir. Fakat eğer şah tehdit altında değilse, başka bir yere oynayamıyorsa ve oyuncunun oynatacak başka taşı yoksa bu duruma da Pat denir. Satranç tahtasında kendi rengi dışındaki diğer renkteki karede, yani esas kurallara göre beyaz şah e1, siyah şah e8 karesinde oyuna başlar. Şah ayrıca, bir piyonun rakibin son karesine geldiğinde terfi edemeyeceği tek taştır.

<span class="mw-page-title-main">Çehel Sütun Sarayı</span>

Çehel Sütun Sarayı, genellikle sadece Çehel Sütun olarak anılan ve İran'ın İsfahan kentinde bulunan bir saraydır. Safevi şahı I. Abbas tarafından, içine Çehel Sütun'u da alan geniş bir saray ve botanik bahçeler kompleksinin bir parçası olarak inşa ettirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Tebriz Hanlığı</span>

Tebriz Hanlığı, İran'ın kuzeybatısındaki Güney Azerbaycan bölgesinde yer almış eski hanlıktır. Hanlık, Dunbuli Aşireti reisi Necef Kulu tarafından 1757 yılında kuruldu. Hanlık zaman içerisinde bölgedeki Türklerle akrabalık bağları kurmuştur,1802'de hanlık lağvedildi ve toprakları Hoy Hanlığı'na katıldı.

Bugüne dek kullanılmış başlıca soyluluk unvanları şunlardır:

<span class="mw-page-title-main">Kirmanşah (şehir)</span>

Kirmanşah, İran'ın batısında büyük çoğunluğunu Gorani nüfusun oluşturduğu Kirmanşah Eyaleti'nin yönetim merkezi olan şehirdir.

Osmanlı İmparatorluğu'nda birçok soyluluk ünvanı vardı. Batı uygarlıklarındaki geleneklerin aksine, birçok şark ünvanlarında olduğu gibi, sınırlı yetkileri olan birçok devlet görevlisi de saltanata bağlı ünvanlar alıyordu. Bu ünvanlar kimi zaman birkaç kuşak boyunca babadan oğula geçebiliyordu.

<span class="mw-page-title-main">Gülistan Sarayı</span>

Gülistan Sarayı İran'ın başkenti Tahran'ın güneyinde, Erg Meydanı'nın yakınında eski Tahran surlarının sınırları içerisinde Kaçar Hanedanı dönemine ait bir saray.

Mirza, Arapça "emir" kelimesiyle Farsça "zade" ekinin birleşmesiyle oluşmuş soyluluk içeren bir ünvan.

Sasani İmparatorluğu'nun şehinşahları geniş bir coğrafyada hüküm sürmüşlerdir. En güçlü olduğu zaman, batıda Türkiye ve Rodos doğuda Pakistan'a kadar uzanıyordu ve aynı zamanda modern Kafkasya, Yemen, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Mısır, İsrail, Lübnan, Suriye, Ürdün ve Orta Asya'daki bölgeleri kapsıyordu.

<span class="mw-page-title-main">Şirvan (bölge)</span> Azerbaycanda tarihi bir bölge

Şirvan ya da bilinen adlarıyla Sharvān, Şirvan, Shervan, Sherwan ve Šervān, Doğu Kafkasya'da hem İslam öncesi Sasani hem de İslami zamanlarda bilinen tarihi bir İran bölgesi. Günümüzde bölge, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Hazar Denizi'nin batı kıyıları ile Şirvan Ovası üzerinde merkezlenmiş Kura Nehri arasında uzanan endüstriyel ve tarımsal olarak gelişmiş bir parçasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Emir (makam sahibi)</span>

Emir, Arap ülkeleri, Batı Afrika, Afganistan ve Hindistan altkıtasındaki çeşitli yerlerde kullanılan bir kral, aristokrat veya askerî olarak yüksek bir makam ünvanını ifade eder. Terim, bir "komutan", "general" veya "lider" anlamına gelecek biçimde de Emîrü'l-mü'minîn olarak yaygın biçimde kullanılmıştır. Dişil formu emire kelimesidir. "Prens" olarak çevrildiğinde, "emirlik" kelimesi egemen bir prensliğe benzer. Çağdaş kullanımda bu terim, bir Emirliğin Müslüman bir devlet başkanını veya İslamî bir örgütün liderini belirtebilir.

<span class="mw-page-title-main">Dekken-Safevî ilişkileri</span>

Safevi-Dekkan ilişkileri — Safevi devleti ile Dekkan sultanlıkları arasındaki ikili ilişkiler öngörülmektedir. Dekkan saltanatlarının çoğu Şii hanedanları tarafından yönetiliyordu. Bu hanedanların en faal ve güçlüsü olan Kutbşahlar veya diğer adlarla Adil Şahlar, Karakoyunluların soyundan gelenler olup, bunu mektuplarında özel bir gurur kaynağı olarak belirtmişlerdir.

Aznauri, Gürcistan'da soylu bir sınıfa verilen isimdi. Tavadinin altında bir statü sayılıyordu.