İçeriğe atla

Şânizâde Atâullah Efendi

Şânizade Mehmet Ataullah Efendi (d. 1771- ö. 1826), Osmanlı hekim, çevirmen, yazar, tarihçi.

XIX. yüzyılın ilk yarısında Osmanlı İmparatorluğu’nda yetişmiş önemli bilim adamlarından birisidir. Tıp, tarih, matematik, edebiyat ve coğrafya alanında eser çeviren ve yazan Şânîzâde, daha çok Osmanlı-Türk tıbbının çağdaşlaşmasındaki öncü rolü ile tanınır.[1] Avrupa tıbbına ait bilgileri Osmanlı’ya aktarmak üzere Almanca’dan çevirdiği beş ciltlik eserin 1820 yılında tek cilt olarak basılan ilk üç cildi; Osmanlı Devleti’nde basılan ilk tıp kitabı olmuştur.

Yaşamı

1771 yılında İstanbul, Ortaköy’de bir yalıda dünyaya geldi. Asıl adı "Mehmet Ataullah"’tır. Tarak yapıcısı anlamına gelen “Şâni” sözcüğü, büyük dedesinin mesleğinden gelen aile lakabıdır.[2] Babası Şânizade Hacı Mehmet Sadık Efendi’dir.

1786’da medrese eğitimini tamamladıktan sonra Süleymaniye Tıp Medresesi ve Halıcıoğlu Mühendishanesi’nde okudu. Medresede öğrendiği Arapça ve Farsça’dan sonra Mühendishane'de okurken Yahya Naci Efendi’den[2] İtalyanca ve Fransızca öğrendi.[1] Tıp öğrenimini medresede yapmış olsa da dil bilgisi sayesinde Batının çağdaş tıbbından da haberdar oldu; eski ve yeni tıbbı birleştirmeye çalıştı. Çeviri eserleriyle batı tıbbını Osmanlı hekimlerine tanıtmak istedi.

Öğrenimini tamamladıktan sonra 30 yıl boyunca bir görev almayıp ordu kadısı olan babası ile birlikte dolaştı. 1816’da Eyüp Sultan Mahkemesi kadısı olarak atandı; Çorlu medresesi müderrisliği, Haremeyn (Mekke ve Medine) evkaf müfettişliği gibi görevlerde bulundu.

1819-1825 arasında vak’anüvislik (tarih yazıcılığı) yaptı. 1808-1821 arasında meydana eden olayları aktaran ve “Şânizâde Tarihi'” adıyla bilinen dört ciltlik bir eseri yazdı.

Beşiktaş Cemiyet-i İlmiyesi adlı cemiyetin içinde yer alan Şânizade, bilim ve kültürün çeşitli alanlarında isteyenleri eğitmek üzere toplanan bu cemiyette fen dersleri verdi.[2]

Devrin hekimbaşısı Mustafa Mesut Efendi azledildikten sonra Şanizade’nin hekimbaşılığa gelmesi söz konusu olduysa da bir siyasi çekişme sonucu kendisi yerine Mustafa Behçet Efendi hekimbaşı olarak atandı. 1826’da Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması ve yeniçerilikle birlikte Bektaşi tarikatının lağvedilmesinden sonra Şânizade de Beşiktaş Cemiyet-i İlmiyesi’ndeki faaliyetleri nedeniyel Bektaşi olduğu öne sürülerek vak’anüvislik görevinden azledildi; Tire’ye sürgün edildi. Sürgün kısa süre sonra kaldırıldı ancak rivayete göre Şânizade, af fermanını getiren Tire voyvodası Eğinli Ali Bey’in “itlakınıza” (affınıza) diyeceği yerde “itlafınıza” (idamınıza) demesi üzerine kalp krizi geçirerek[2] hayatını kaybetti.

Eserleri

Tıp alanında en önemli yapıtı, “Hamse-i Şanizade” adlı beş kitaptan oluşan eseridir. Söz konusu beş kitap “Miratü’l Ebdan fi Teşrih-i Azaü’l-İnsan” (anatomi hakkındadır), “Usulü’t Tabia” (küçük hacimli bir fizyoloji kitabıdır), “Miyaru’l-Etibba” (hekimler için pratik tıbbı eğitim kitabıdır), “Kanunü’l-Cerrahin” (cerrahi hakkında) ve “Mizanü’l-Edviye” (ecza hakkındadır) isimlerini taşır. İlk üç kitap tek cilt olarak İstanbul Dar’t-Tıba’atü’l-Amire’de 1820 yılında basıldı ve Osmanlı’da basılan ilk tıp kitabı oldu. Hamse’nin dördüncü kitabı 1828 yılında Mısır’da Bulak Matbaası’nda Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından basıldı. Beşinci kitap ise basılmayıp yazma olarak kaldı.

Onun yeni tıp kavramlarını anlatırken türettiği yeni Türkçe tıp terimleri, Cemiyeti Tıbbiye’nin hazırladığı 1873 yılında basılan tıp lügati için bir temel olarak kullanıldı[2] Şanizade tümünü Charles Bossut’ın kitabından tercüme ettiği matematiğe ait üç kitap yazmıştır. Bu kitaplar: “Usul-i Hesap”, “Usul-i Hendese”, “Cebir Mukabele” adlarını taşır.

Askerlik alanında tercüme edilmiş dört kitabından III. Selim ve II. Mahmut tarafından orduda yenilik hareketlerinde yararlanıldığı düşünülür. Askerlik alanındaki kitaplarının adları: “Vesaya Name-i Seferriyye”, “Usul-i Sak”, “Tembihat-i Hükümran”, “Tanzim-i Piyâdegân ve Süveriyân”'dır.

Edebiyat, hat, resim ve müzikle de uğraşan Şânizade, şiirlerini “Divan-ı Şânizade” adlı bir kitapta topladı.

Coğrafya ile ilgili olarak “Tarifat-ı Sevahil-i Derya” adlı bir kitabı vardır.

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

Molla Hüsrev d. Karkın - ö. 1480, İstanbul) Fıkıh alimi ve devlet adamı.

Medrese, Müslüman ülkelerde orta ve yükseköğretimin yapıldığı eğitim kurumlarının genel adıdır. Medrese kelimesi Arapça ders (درس) kökünden gelir. Medreselerde ders verenlere "müderris", onların yardımcılarına "muid", okuyanlara "danışmend", "softa" veya "talebe" adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">İlmiye</span>

İlmiye, Osmanlı Devleti'ndeki başlıca dört enstitüden biri. Diğer üçü ise seyfiye, mülkiye ve kalemiyedir. Devlet kontrolünde örgütlü bir sınıf olan ve tepesinde Şeyhülislam'ın bulunduğu ilmiyenin başlıca görevleri dini eğitim ve şeriatin doğru bir şekilde uygulanmasıdır.

Mahmud Esad Efendi, Osmanlı hukukçusu, yazar ve devlet adamı.

İslam tıbbı, İslam peygamberi Muhammed dönemindeki geleneksel Arap tıbbından olduğu kadar, Eski Roma tıbbı Unani'den, Eski Hint tıbbı Ayurveda'dan ve Eski İran tıbbından etkilenmiştir.

Abdullah Vassaf Efendi Osmanlı şeyhülislamı, divan şairi, ilim adamı ve hattat.

<span class="mw-page-title-main">Kitabu'l-Müntehab</span>

Kitabu'l-Müntehab, Abdülvehhab bin Yusuf bin Ahmed el-Mârdânî tarafından 1420 yılında Osmanlı padişahı Yıldırım Bâyezid'in oğlu Çelebi Mehmed'e ithaf edilmiş Osmanlı tıp kitabı. Eski Anadolu Türkçesi ile kaleme alınan eser bir Osmanlı padişahına ithaf edilmiş ilk tıp kitabıdır. Kitap ilk defe 1949 yılında Mesut Koman tarafından Konya İzzet Koyunoğlu kitapları arasında tespit edilmiştir. Müntehab'ın Köprülü Kütüphanesi, Tire Necip Paşa Kütüphanesi ve İstanbul Fatih-Millet Kütüphanesinde nüshaları bulunmaktadır. Eserin Prof. Dr. Ali Haydar Bayat tarafından hazırlanan tıpkıbasım nüshasıyla birlikte sadeleştirilmiş halinin 2005 yılında yayımı yapılmıştır.

Osmanlı tıbbı, İslam tıbbının bir parçası olan ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde geliştirilen tıp biçimi.

<span class="mw-page-title-main">Yadigâr (kitap)</span>

Yadigâr, 15. yüzyıl tıp ilmine dair Türkçe klasik.

Kadızâde-i Rûmî asıl adı Selahaddin Musa, Orta Çağ'ın ünlü Türk matematik ve astronomi bilgini.

Mustafa Behçet Efendi, Osmanlı saray hekimi.

Mehmed Feyzullah Efendi, Osmanlı Devleti şeyhülislamı, kazasker, müderris, şehzade hocası, padişah danışmanı.

Karaçelebizade Abdülaziz Efendi, Osmanlı din alimi, kadı, kazasker. şeyhülislam ve tarihçi.

<span class="mw-page-title-main">Kemalpaşazâde</span> Şeyhülislam ve tarihçi

Kemalpaşazâde veya İbn-i Kemal, Osmanlı devleti şeyhülislamı ve tarihçidir.

Kırımlı Aziz Bey, Aziz Kırimi, Türk doktor.

Taşköprülüzade Ahmed, Taşköprüzade Ahmed Efendi ya da tam adıyla Taşköprülüzade İsameddin Ahmed bin Mustafa, Osmanlı Devleti'nin ilk bilim tarihçisi ve ilk ansiklopedi yazarıdır. Osmanlı ulemasından olan Taşköprülüzade Ahmet Efendi, Biri "ilimler"i, diğeri ise "bilginler"i konu edinen eserleri kaleme almıştır. İlimleri ele alan cildi Miftâhü’s-Sa‘âde, bilginleri konu edinen cildi ise Şakâyık-i Nu’mâniyye adını taşımaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Ebu İshak İsmail Efendi</span>

Ebû İshâk İsmail Efendi 18. asırda şeyhülislamlık vazifesi yapan Osmanlı din adamıdır.

Beşiktaş Cemiyet-i İlmiyesi, 19. Yüzyılın başlarında Türkiye'de kurulmuş olan ilk özel bilim derneği. Başkanlığını İsmail Ferruh Efendi yapmaktaydı. Kurucu üyeleri ise dönem vakanüvisçilerinden Şanizade Ataullah Efendi, Kethüdazade Arif Efendi ve Farsça öğretmeni Fehim Süleyman Efendi idi. Derneğe üye olan kişiler düzenli olarak haftanın belirli günlerinden birinde İsmail Ferruh Efendi'nin Ortaköy'de bulunan evinde toplanırdı. Bu toplantılarda dersler ve konferanslar verilirdi. Melekpaşazade Abdülkadir Bey derneğin yönetim işleriyle sorumluyken Ferruh Efendi, Ataullah Efendi ve Arif Efendi de fen ve felsefe konularıyla ilgilenirdi. Dernek giderleri ders ve konferanslara katılım sağlayan izleyiciler tarafından karşılanırdı. Haftada bir gün çeşitli edebiyat yarışmaları düzenlenirdi. Nevadir ül-âsar adlı şiir antolojisi dernek tarafından yayımlandı. Derneğin kapanışı ise II. Mahmud zamanında Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması ve Bektâşi tekkelerinin kapatılması ile eş zamanlı oldu ve dernek yöneticileri sürgün edildi.

Çatalcalı Ali Efendi Osmanlı Devleti'nin 56. ve 62. Şeyhülislamı.