İçeriğe atla

İzladi Derbendi Muharebesi

İzladi Derbendi Muharebesi
1437-1444 Osmanlı-Macar Savaşı
Tarih12-16 Aralık 1443
Bölge
Sebep Macar-Haçlı ordusunun Osmanlı başkenti Edirne'yi ele geçirmek istemesi
Sonuç

Osmanlı zaferi

  • Haçlı ilerlemesi durduruldu
Taraflar
Osmanlı Devleti Macaristan Krallığı
Sırbistan Prensliği
Eflak Prensliği
Transilvanya
Papalık Devleti
Komutanlar ve liderler

II. Murad

Kasım Paşa
Turahan Bey
İsa Bey
Ladislas
Hunyadi Yanoş
Brankoviç
Kardinal Cesarini
Güçler
16.000[1] 40.000[1]
Kayıplar
Hafif Savaş sırasında ağır kayıplar ve ardından gelen geri çekilme[2]

İzladi Derbendi Muharebesi, 1437-1444 Osmanlı-Macar Savaşı'nda bir evre. 1443 kışındaki uzun mesafeli seferiyle Niş ve Sofya'yı işgal ederek Osmanlı başkenti Edirne'yi ele geçirmeye çalışan Macar-Haçlı ordusu, Osmanlı padişahı II. Murad komutasındaki Türk ordusu tarafından Bulgaristan'ın batısındaki İzladi geçidinde (Derbent Farsçada dar geçit anlamına gelmektedir) durduruldu (12-16 Aralık 1443). Macar-Haçlı ordusu ağırlıklarını terkederek geri çekilmeye başladı.

Sözkonusu seferde iki tarafın da ağır kayıplara uğraması sonucunda gerek Osmanlı Devleti gerek Macaristan Krallığı barış müzakerelerine meyletmeye başladılar ve nihayetinde 1444 yazında Edirne-Segedin Antlaşması'nı imzaladılar.

Muharebe öncesi

Tabur cenginde kullanılan araba kaleleri (wagenburg)

Papalık ve Venedik'in desteğiyle Macar ordusu 1396 yılında hezimetle sonuçlanan (Niğbolu Muharebesi) seferden 47 yıl sonra Osmanlı topraklarına yönelik tam teşekküllü bir saldırı harekâtı başladı. Krallığın, Papalık teşvikiyle gelen paralı askerlerin de katılımıyla, yaklaşık 15.000 kişiye ulaşan ordusu 22 Temmuz 1443'te Buda'dan harekete geçti. Macar komutan Hunyadi Yanoş'un komutasındaki yaklaşık 15.000 asker, Sırp Prensi Brankoviç'e (Osmanlı kaynaklarında Vılkoğlu olarak geçmektedir) bağlı 8.000 süvari ve 2.000 Eflaklı süvarinin Belgrad'da bu orduya katılmasıyla 40.000'i aşkın askerden oluşan büyük bir Macar-Haçlı ordusu Osmanlı başkenti Edirne'yi hedefleyerek Ekim ayında Sırp Prensin kılavuzluğunda Tuna'yı geçti. Osmanlı birliklerinin bir bölümünün Anadolu'da bir bölümünün Mora'da olması, bir bölümünün de kış mevsimi nedeniyle sancaklarına dağılması nedeniyle Rumeli'de mevcut olan boşluktan yararlanan Macar-Haçlı ordusu Rumeli Beylerbeyi Kasım Paşa'nın küçük çaplı birliğini püskürttükten sonra Niş'i ele geçirdi. Kasım Paşa, Turahan Bey ve İshak Bey'in öncü birlikleriyle yapılan çatışmaları kazandıktan sonra, 3 Kasım'da Niş Muharebesi'nde bu komutanların birleşik ordularını mağlup etti. Bu muharebede Macarların başarıyla uyguladıkları tabur cengi taktikleri öne çıktı.

Osmanlı Padişahı II. Murad Niş Muharebesi sırasında birliklerinin başında Sofya'daydı. Muharebenin kaybedilmesi üzerine ise Sofya'da tutunmanın güç olduğunu değerlendirdi. Macar-Haçlı cephesinde ise; Sırp Prensi Brankoviç'in seferin sonlandırılması fikrine karşın, Kral Ladislas ve Komutan Hunyadi Yanoş seferin sürdürülmesine karar verdiler. 9 Kasım'da ileri harekâtına devam eden Macar-Haçlı ordusu Pirot'a girdi, ardından da 1 Aralık'ta önceden tahliye edilmiş olan Sofya'yı işgal etti.

4 Aralık 1443'te Macar-Haçlı ordusundaki Papalık temsilcisi Kardinal Cesarini Venedik Senatosu'na yazdığı mektupla "Sultan'ın kaçtığını" bildirdi.[3] Halbuki II. Murad kaçmamış, taktiksel bir geri çekilme uygulayarak gerisindeki Meriç vadisini koruma altına alacak şekilde Batı Balkan geçitlerini berkitmiş ve İzladi geçidinde (derbendinde) Macar-Haçlı ordusunu karşılamak için hazırlanmıştı.

Muharebe

Kral Ladislas

Soğuk geçen kışın etkisiyle erimeye başlayan Macar-Haçlı ordusu 10 Aralık'ta geçitlere dayanarak kamp kurdu. Esasen tüm geçitler, iri kayalar ve tomruklarla kapanmış, stratejik yükseltiler de Türk askerleri tarafından tutulmuştu.

Osmanlı savaş meclisinde (Niş Muharebesi'nde yenilgiye uğramış bulunan Rumeli Beylerbeyi Macar-Haçlı ordusuna karşı taarruz edilmesi fikrini savunurken Turahan Bey ise ikmal hatları zayıflamış ve kış koşulları nedeniyle erimeye başlayan Macar-Haçlı ordusuna karşı savunmada kalıp yıpratma savaşı verilmesini teklif etti. Turahan Bey, açık sahadaki bir muharebede kanatları oluşturacak Rumeli ve Anadolu süverilerinin etkisiz kalacağını, merkezdeki yeniçerilerin de çevirme harekâtı için kafi gelemeyeceğini öne sürerek, taarruzun Macar-Haçlı ordusu geri çekilmeye mecbur kaldığı zaman düzenlenmesini önerdi. İsa Bey de bu iki öneriden Turahan Bey'inkine daha yakın bir görüş benimsedi.

Macar-Haçlı ordusu 12 Aralık'ta Kasım Paşa'nın kısıtlı sayıda süvariyle yaptığı kısmî taarruzla sarsıldı. 13-16 Aralık'ta da İzladi geçidine yönelik taarruzda da ilerleme sağlayamadığı gibi, ağır kayıplar verdi (Aşıkpaşazâde tarihine göre Macar-Haçlı ordusu geçidin içine bir süreliğine girmeyi başarırıken, Oruç Beye göre ise Osmanlı birlikleri geçidin girişinde direnmeyi başardılar).

Geçidi aşamayacağını anlayan Kral Ladislas ve komutasındaki birlikler 16 Aralık'ta geri çekilmeye başlarken, Macar komutan Hunyadi Yanoş da cephe gerisini tutarak Kral ve birliklerinin emniyetle çekilmelerini sağladı. Osmanlı okçuları geri çekilen Macar-Haçlı ordusunun üzerine ok yağdırırken, Yeniçeriler ve Azablar hücuma geçtiler. Ancak, geri çekilen Macarların tabularının içine kapanmalarının ardından, Turahan Bey'in tavsiyesiyle, hücum eden birlikler geri çekilerek eski mevkilerine döndüler.[4]

Ardından, Macar-Haçlı ordusu tüm ağırlıklarını da bırakarak Sofya yönünde geri çekilmeye başladı.

Muharebe sonrası

Hunyadi Yanoş

Geri çekilen Macar-Haçlı ordusunu takip eden Osmanlı ordusu 24 Aralık 1443'te Meştiçe Muharebesi'nde hasmına kayıplar verdirse de, yine taburlarına kapanan Macar-Haçlı ordusunu kesin bir yenilgiye uğratamadı. Geri çekilişini sürdüren Macar-Haçlı ordusunu takibi sürdüren Osmanlı birlikleri 2 Ocak 1444'te tuzağa düştüler ve Kunoviçe Muharebesi'nde yenilgiye uğradılar. Bu yenilginin ardından Macar-Haçlı ordusunu takibi bıraktılar.

Öte yandan; İzladi Derbendi Muharebesi dönemin koşullarında aşağıdaki sonuçları doğurdu:

  • Sözkonusu muharebe; Macar-Haçlı ordusunun dönemin klasik sefer mevsiminin dışında icra ettiği ve Osmanlı Devleti'nin hazırlıksız yakalandığı iddia edilebilecek harekâtın durdurulması açısından büyük önem taşımaktadır. Nitekim, Macar-Haçlı ordusunun durdurulamaması halinde, İzladi geçidinden Edirne'ye kadar Osmanlı ordusunun yeniden savunma pozisyonu alabileceği herhangi bir doğal engel bulunmamaktaydı (Macar-Haçlı ordusunun önünde Filibe-Hasköy-Edirne doğrultusunda geniş bir ova vardı).
  • Macar-Haçlı ordusu İzladi'ye kadar, kışlamak üzere merkezlerine dağılmış Rumeli ordusundan toparlanabilen Türk birlikleriyle Niş Muharebesi hariç ufak çaplı çarpışmalar yaşamış, sefer sırasında merkezî Osmanlı ordusuyla gerçek anlamda ilk kez İzladi'de karşı karşıya gelmişti. Osmanlı ordusu Karaman tehlikesi nedeniyle Anadolu askerlerini Rumeli'ye geçirememiş, ayrıca sefer mevsimi olmaması nedeniyle Rumeli ordusunun kısıtlı bir bölümüyle Macar-Haçlı ordusunun karşısında savunma pozisyonu alabilmişti. Bununla birlikte, ikmal merkezlerinden giderek uzaklaşan Macar-Haçlı ordusunu olumsuz etkileyen kış koşulları ve coğrafi üstünlük stratejik noktaları tutmuş olan Osmanlı ordusundaydı.
  • İzladi'ye kadar Osmanlı birlikleri aşina olmadıkları Macar-Haçlı ordusunun tabur cengi stratejisini alt edebilecek bir taktik üretememişler, dolayısıyla Edirne'ye yürüme hedefinde olan bu orduyu İzladi geçidinden önce durdurmayı başaramamışlardı. Buna karşılık, Macar-Haçlı ordusunun meydan muharebelerinde etkili olan tabur cengi taktiği dar geçide taarruz edilmesi gerektiğinde etkisiz kalmış, alıştığı savaş düzenini bozan Macar-Haçlı askerleri ağır kayıplar vermişti.
  • Macar-Haçlı ordusu durdurulsa da, Osmanlılar gerek 1426-1428 Osmanlı-Sırp Savaşı'nda gerek 1437-1444 Osmanlı-Macar Savaşının ilk dört yılında fethettikleri Sırbistan topraklarını kaybettiler. Gerek Rumeli cephesindeki tehlikenin geçmemiş olması gerek Karaman tehlikesi nedeniyle iki cephede savaş riski Padişah II. Murad'ı Macaristan Krallığı'yla barışa yanaştırdı. Macarların da Edirne'yi alamadıkları gibi, kaydadeğer kayıplara uğramış olmaları aynı şekilde barış fikrini öne çıkardı. Bunun sonucunda 1444 yazında Edirne-Segedin Antlaşması imzalandı.
  • Osmanlılar Macar-Haçlı ordusunu İzladi'de durdurmuş olmalarına karşın, bir Hristiyan ordusunun Osmanlı topraklarına bu kadar derinlemesine inebilmesi ve başkent Edirne'yi tehdit eder hale gelmesi Osmanlı tarafında sarsıntı yarattı. Edirne-Segedin Barışından sonra Padişah II. Murad tahttan feragat ederek yerini oğlu II. Mehmet'e bıraktı.
  • Macaristan Krallığı da İzladi'deki yenilgisinden gerekli sonuçları çıkaramadı. Kaydadeğer kayıplarına ve tüm ağırlıklarını geride bırakmış olmasına rağmen Macar-Haçlı ordusu Niş Muharebesi'nde ele geçirdiği sayısı hayli kabarık Osmanlı sancakları ve Kunoviçe Muharebesi'nde esir ettikleri Mahmud Bey ile birlikte Belgrad ve Buda'ya muzaffer bir şekilde girdi. Osmanlı ordusunu hazırlıksız yakalayarak sonbahar-kış döneminde baskın şeklinde sefer yapma fikri Kral Ladislas'ın Edirne-Segedin Antlaşması'nı bozmaya yöneltti. Bu hatalı çıkarım, 1444 sonbaharındaki Haçlı ordularının Osmanlılar karşısında Varna Muharebesi'nde aldığı büyük hezimete yolaçtı (Macar-Haçlı orduları 1448'de II. Kosova Muharebesi'nde ikinci bir bozguna daha uğrayacaklardı).
  • Papalığın teşvikine rağmen, Macar askeri ağırlıklı bir ordu Osmanlı başkentine yürürken, Venedik Cumhuriyeti Çanakkale Boğazı'nı kapatarak Türk birliklerinin Rumeli'ye geçişlerini engellemek için kendisinden beklenen donanmayı göndermekten imtina etti. Macarlar, II. Murad'ın birlikleriyle Rumeli'ye geçebilmesini, İzladi'de direnip Macarlara ağır kayıplar verdirmesini ve Edirne'nin ele geçirilemeyişini Venedik'in donanma göndermemesine atfederek bu ülkeyi itham ettiler (bir yıl sonraki seferde Venedik donanması bu defa Çanakkale Boğazı'nı kapatacak ve II. Murad Cenevizlilerin yardımıyla birliklerini İstanbul Boğazı'ndan Rumeli'ye geçirmek zorunda kalacaktı.
  • Osmanlı ordusu Macarların Hussit Savaşları'nda geliştirdikleri tabur cengi taktiklerini gözlemleyip müteakip dönemde tatbik etmeye başladı.
  • Edirne, 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı'na kadar yaklaşık dört yüzyıl işgal tehdidiyle karşılaşmadı.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b IORGA, Nicolae. "(I-V, Gotha 1908-1913". Geschichte des Osmanischen Reiches. 
  2. ^ Imber, Colin (2006). The Crusade of Varna 1443-145. Ashgate Publishing. ISBN 9781472416940. In reality, it had been a disaster. In his account of the Hungarian army's retreat, Długosz describes 'the greater part of the King's army falling in heaps, overcome by hunger, and some soldiers marching with their bodies tottering hither and thither... most of them in truth so exhausted that you would think them to be ghosts devoid of flesh rather than men. His description echoes precisely the account of the army's return in The Holy Wars of Sultan Murad. 
  3. ^ ""A History of the Crusades", Settons, Kenneth Meyer, Univ of Wisconsin Press (1969), 6. cilt s.270". 15 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Temmuz 2020. 
  4. ^ ""The Holy Wars of King Wladislas and Sultan Murad: The Ottoman-Christian Conflict from 1438-1444", John Jefferson, Brill (2012), s. 221". 8 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Temmuz 2020. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">I. Bayezid</span> 4. Osmanlı padişahı (1389–1402)

I. Bayezid veya Yıldırım Bayezid, dördüncü Osmanlı padişahı. 1389'dan 1402 yılına kadar hükümdarlık yapmıştır. Babası Sultan I. Murad, annesi ise Gülçiçek Hatun'dur.

<span class="mw-page-title-main">II. Murad</span> 6. Osmanlı padişahı (1421–1444; 1446–1451)

II. Murad veya Koca Murat, 6. Osmanlı padişahı, I. Mehmed'in oğlu, Fatih Sultan Mehmed'in babasıdır.

Turahan Bey. Osmanlı Devleti'nde 15. yüzyılın ikinci yarısında Rumeli'de Teselya'da sancak beyi ve Mora'da akıncı olarak görev yapmış asker ve devlet adamıdır. Teselya sancak beyi iken emri altında bulunan akıncı birlikleri ile Mora'ya akınlar düzenlemişti. Korint Körfezi'ne birkaç kez hücum ederek oradaki surları tahrip etmişti. Mora'ya yaptığı akınlarla Mora Despotluğu Osmanlı Devleti'ne yıllık tazminat ödeyen tabi devlet haline gelmiş ve Mora'nın daha sonra Osmanlı toprağı olmasına giden süreci başlatmıştır. 10 Kasım 1444 tarihinde, Papalık önderliğinde Macar, Leh, Eflak ve çeşitli Balkan milletlerinden oluşan, Kral I. Ulászló komutasındaki Haçlı ordusu ile II. Murad'in yaptığı Varna Muharebesi'ne kendi sancak askerleri ile katıldı. Teselya Sancakbeyi iken bu bölgeye Türklerin yerleşmesine önem vermiş; Teselya Tırnova'sı kentini kurmuş; yerel ekonomiyi yeniden diriltmiş ve bu bölgede yüzyıllarca sürecek olan Osmanlı idaresine sağlam bir temel atmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Varna Muharebesi</span> Varna Kuşatmasının bir bölümü

Varna Muharebesi veya Varna Savaşı, 10 Kasım 1444 tarihinde, Papalık önderliğinde Macar, Leh, Eflak ve çeşitli Balkan milletlerinden oluşan, Kral I. Ulászló komutasındaki Haçlı ordusu ile II. Murat önderliğindeki Osmanlı ordusu arasında bugünkü Bulgaristan'ın Varna şehri yakınında yapılmış bir savaştır. Osmanlı ordusu kazanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Edirne-Segedin Antlaşması</span> Barış antlaşması

Edirne-Segedin Antlaşması, 1444 yılında Osmanlı Devleti ve Macaristan arasında imzalanmış bir barış antlaşmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">János Hunyadi</span> Orta çağ Macar ordu komutanı

Hünyadi Yanoş ya da Yanoş Hunyadi, Orta Çağ Macar ordu komutanıdır. Hunyadi soyadı, János adıdır, Macar geleneğine göre önce soyadı, sonra adı yazılır, Türkçeye de bu şekilde geçmiştir.

<span class="mw-page-title-main">II. Kosova Muharebesi</span>

II. Kosova Muharebesi veya İkinci Kosova Meydan Muharebesi (Macarca: Második Rigómezei csata, Sultan II. Murat önderliğindeki Osmanlı ordusu ile Macar kumandanı János Hunyadi önderliğindeki bir müttefik ordusu arasında yapılmış bir muharebedir. Osmanlı Devleti'nin zaferiyle sonuçlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sırpsındığı Muharebesi</span>

Sırpsındığı Muharebesi veya Birinci Meriç Muharebesi 1364 yılında, Sırp İmparatorluğu, Macar Krallığı, İkinci Bulgar İmparatorluğu, Bosna Banlığı ve Eflak Prensliği'nden oluşan ittifakın, Osmanlı'yı Balkanlar'dan atmak için başlattıkları bir savaştır.

Niş Muharebesi Kasım 1443'ün başlarında János Hunyadi komutasındaki Haçlılar ile Osmanlı kuvvetleri arasında yapılmıştır. Sonuçta Niş kalesi ele geçirilip bölgedeki 3 farklı Osmanlı birliği yenilgiye uğratılmıştır. Niş Muharebesi Hunyadi'nin Uzun Sefer'inin bir parçasıdır. öncü birliklerin başında Trajan Geçidine dayanan Hunyadi, 3 farklı paşanın komutasındaki 3 Osmanlı ordusunu yenilgiye uğratmıştır. Ardından öncü haçlı kuvvetleri Macar Kralının Ordusu ile birleşip Sofya'yı ele geçirmiştir. Bu arada Macar Kralı ile birlikte sonucu tartışmalı çeşitli kaynaklara göre Osmanlı zaferi ile biten ama Osmanlıları Edirne-Segedin Antlaşmasına zorlayacak kadar ağır Osmanlı kayıpları ile sonuçlanan; diğer bir kaynağa göre ise Macar zaferi ile biten ama bastıran kış koşulları, kralın sabırsızlığı neticesinde Haçlı ordusunun bu muharebeden bir süre geri dönmek zorunda kaldığı, sonrasında Osmanlıların yeniden barış antlaşmasına zorlandığı İzladi Derbendi (Kustinitza) Muharebesi'ni sultan II. Murad'la yapmıştır. Bir başka görüşe göre ise Osmanlıların ağır kaybına karşı kendileri de ağır kayıplar verip İzladi'de bozguna uğrayan Macarlar kış şartları altında geri çekilmeye zorlandılar ancak beklenmedik bir olay savaşın gidişini değiştirdi, Dragoman'da bu orduyu takip eden Osmanlı kuvvetleri, pusuya düşürülüp yenilgiye uğratıldı ve sultan II. Murad'ın damadı ve veziriazam Çandarlı 2. Halil Paşa'nın kardeşi Mahmud Bey esir alındı. Bu da Osmanlılar üstünde moral bozukluğuna neden oldu; Haçlılarınsa bu seferi başarılı bir sefermiş gibi göstermelerini sağladı. İzladi Muharebesi'nin sonucu ne olursa olsun, Haçlılarla yapılan bu muharebeler ve Niş muharebesi Bosna, Hersek, Sırbistan ve Arnavutluk'ta geçici süreliğine Osmanlı egemenliğinin zayıflamasına ve sarsılmasına neden olmuştur.

Baltaoğlu Süleyman Bey, 15. yüzyılda yaşamış Osmanlı devlet adamı ve kaptan-ı derya.

<span class="mw-page-title-main">Torvioll Muharebesi</span>

Torvioll Muharebesi veya Aşağı Debre Muharebesi, 29 Haziran 1444 tarihinde Torvioll Ovası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile Leş Birliği arasında gerçekleşen bir muharebedir.

<span class="mw-page-title-main">Mora Seferi (1446)</span>

Mora Seferi, II. Murad komutasındaki Osmanlı ordusunun 1446 yılında Mora Despotluğu'na karşı askerî harekâtı.

<span class="mw-page-title-main">Macaristan Seferi (1438)</span> Osmanlı İmparatorluğu’nun 1438’de Macaristan Krallığı’na karşı düzenlediği askeri harekat

Macaristan Seferi, 1438 yılında Osmanlı padişahı II. Murad'ın Macaristan Krallığı üzerine açtığı ve Sibiu'ya kadar ilerleyen Türk ordusunun başarısıyla biten sefer.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı-Macar Savaşı (1437-1444)</span>

1437-1444 Osmanlı-Macar Savaşı, 1437 ve 1444 arasında Osmanlı Devleti ile Macar Krallığı arasında süren ve 12 Haziran 1444 tarihinde Edirne-Segedin Antlaşması'nın imzalanmasıyla biten savaş.

<span class="mw-page-title-main">Varna Haçlı Seferi</span>

Varna Haçlı Seferi (1443-44) çok sayıda Avrupa hükümdarı tarafından Osmanlı İmparatorluğu'nun Orta Avrupa'daki, özellikle Balkanlar'daki ilerleyişini durdurmak için başlattığı başarısız bir seferdir. Sefer çağrısını 1 Ocak 1443'te Papa IV. Eugenius yapmış, seferi Lehistan Kralı III. Władysław, János Hunyadi, Erdel Voyvodası ve Burgundiya Dükü İyi Philip komuta etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Meştiçe Muharebesi</span>

Meştiçe Muharebesi, 1437-1444 Osmanlı-Macar Savaşı'nda bir evre. 12-16 Aralık 1443'teki İzladi Derbendi Muharebesi'nde Osmanlı ordusuna yenildikten sonra tüm ağırlıklarını bırakarak Belgrad'a doğru geri çekilmeye başlayan Macar-Haçlı ordusuna Meştiçe'de baskın yapan Osmanlı birlikleri hasımlarına kaydadeğer kayıplar verdirseler de imha etmeyi başaramadılar.

<span class="mw-page-title-main">1387-1388 Osmanlı-Bulgar Savaşı</span>

1387-1388 Osmanlı-Bulgar Savaşı, Osmanlı Devleti ile İkinci Bulgar İmparatorluğu arasında yapılan ve Osmanlıların kesin zaferiyle sonuçlanan askerî mücadeledir.

<span class="mw-page-title-main">1444-1449 Osmanlı-Macar Savaşı</span>

1444-1449 Osmanlı-Macar Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu ile Macaristan Krallığı arasında 1444 yılında Macarların Edirne-Segedin Antlaşması'nı bozmalarıyla başlayan ve 1449 yılında yapılan mütareke ile sona eren büyük çaplı askerî mücadele.

<span class="mw-page-title-main">Kunovica Muharebesi</span>

Kunovica Muharebesi veya Kunovitsa Muharebesi, 2 veya 5 Ocak 1444'te Pirot ve Niš arasındaki Kunovica dağının yakınında, János Hunyadi liderliğindeki haçlılar ile Osmanlı İmparatorluğu arasında meydana gelen savaştır.

<span class="mw-page-title-main">Yenişehir Sevgendnamesi</span>

Yenişehir Sevgendnamesi, Osmanlı Devleti ile Karamanoğulları Beyliği arasında 1444 Ağustos'unda Bursa Yenişehir'de imzalanan ve aynı yılın ilkbaharında ortaya çıkan savaş halini sonlandıran barış antlaşması.