İçeriğe atla

İyonlaştırıcı olmayan radyasyon

Elektromanyetik spektrumda iyonize ve iyonize olmayan radyasyon arasındaki görünür ışık bölümü.

İyonlaştırıcı olmayan radyasyon, bir atomdan veya molekülden bir elektronu tamamen koparabilmek için atomları veya molekülleri iyonlaştırabilecek yeterli enerji taşıyan kuantumlara sahip olmayan herhangi bir elektromanyetik radyasyon türüdür.[1] Elektromanyetik radyasyon, maddenin içinden geçerken yüklü iyonlar üretmez. Yalnızca, bir elektronu daha yüksek enerji seviyesine çıkaran uyarım için yeterli enerjiye sahiptir. İyonlaştırıcı olmayan radyasyondan daha yüksek bir frekansa ve daha kısa dalga boyuna sahip olan iyonlaştırıcı radyasyon birçok kullanım alanına sahiptir, ancak sağlık için bir tehdit olabilir. İyonlaştırıcı radyasyona maruz kalmak yanıklara, radyasyon hastalıklarına, kansere ve genetik hastalıklara sebep olabilir. İyonlaştırıcı radyasyon kullanmak, iyonlaştırıcı olmayan radyasyon kullanılırken genelde gerekli olmayan dikkatli ve özenle alınmış radyolojik korunma önlemleri gerektirir.

Radyasyonun iyonlaştırıcı olarak düşünülmeye başladığı bölge tam olarak açıklanmaz, çünkü farklı molekül ve atomlar farklı enerjilerde iyonlaşır. Genel açıklamalara göre tanecik ve 10 elektro volttan daha düşük enerjili fotonlar içeren radyasyonun iyonlaştırıcı olmadığı düşünülmektedir. Diğer bir açıklama ise, su moleküllerini iyonlaştırmak için gerekli olan enerjinin 33 elektro volt olması. Güneş'ten Dünya'ya gelen ışınlar, büyük ölçüde iyonlaştırıcı olmayan radyasyondan oluşur, çünkü iyonlaştırıcı uzak ultraviyole ışınlar, özellikle oksijen gibi atmosferdeki gazlar tarafından filtrelenir. Güneş'ten gelen ultraviyole radyasyonu iyonlaştırıcı olmayan bant içindedir ve iyonlaştırmayan fotokimyasal reaksiyonlar ve serbest radikal maddeler yüzünden güneş yanığı gibi moleküler hasara sebep olur.

İyonlaştırıcı olmayan radyasyonun farklı türleri, farklı biyolojik etkiler gösterir.[2] Zor olan şu ki, UV ışınları ve bazı görülebilir ışınlar elektromanyetik spektrumun çoğunu kapsayan bu enerjilerin frekansına yakın iyonlaştırıcı olmayan radyasyonun yüksek frekansları, iyonlaştırıcı radyasyondakine benzer termal olmayan biyolojik hasara yol açabilir. Bu yüzden, sağlık riskleri ile ilgili tartışmalar, daha düşük frekanslardaki radyasyonun termal olmayan etkilerine odaklanmıştır. Mikrodalga, milimetrik dalga ve radyo dalgası radyasyonu düşük frekanstaki radyasyonlardır. Ancak Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (International Agency for Research on Cancer - IARC) son günlerde iyonlaştırıcı olmayan radyasyonun insanlarda kansere sebep olabileceğini ortaya çıkardı.

Canlı dokunun da içinde bulunduğu, madde ile etkileşim mekanizmaları

Yakın ultraviyole ışınlar, görünür ışık, kızılötesi, mikrodalga, radyo dalgaları, alçak frekans ve radyo frekansı (uzun dalga) iyonlaştırıcı olmayan radyasyona örnektir. Bunların aksine, uzak ultraviyole ışınlar, X ışınları, gama ışınları ve radyoaktif bozunmadan doğan bütün tanecik radyasyonlar iyonlaştırıcı olarak düşünülmektedir. Görünür ve yakın ultraviyole elektromanyetik radyasyon, fotokimyasal tepkimelere sebep olabilir ya da biradaki sarhoş edici aromayı üreten tat verici bileşenlerin bozulması veya verniklerin fotokimyasal tepkime ile bozulması gibi radikal tepkimeleri hızlandırabilir. Yakın ultraviyole radyasyonu, teknik olarak iyonlaştırıcı olmamasına rağmen bazı moleküllerde fotokimyasal tepkimelere sebep olabilir, çünkü ultraviyole enerji fotonlarında moleküller, elektronik olarak harekete geçebilir veya iyonlaşma meydana gelmese bile serbest radikal şekle girebilir.

İyonlaşmanın meydana gelmesi, taneciklerin veya dalgaların her birinin sayısına değil enerjisine bağlıdır. Taneciklerin veya dalgaların fazla olması, iyonlaşmaya yetecek derecede enerji taşımıyorlarsa iyonlaşmayı sağlamaz. Ancak, tanecikler veya dalgalar, bir maddenin sıcaklığını atom ya da moleküllerin küçük bir kısmını termal iyonlaşma süreci ile iyonlaştırmaya yetecek kadar yükseltebilirse, iyonlaşma sağlanır. Böyle durumlarda, iyonlaştırıcı olmayan radyasyon bile, iyonlaşma enerjileri için yeterli ısıyı verirse termal iyonlaşmayı sağlayabilir. Bu tepkimeler, iyonlaşmak için yalnızca tek tanecik gerektiren iyonlaştırıcı radyasyondan daha yüksek enerjilerde meydana gelir. Termal iyonlaşmanın en bilinen örnekleri bir ateşteki alev iyonlaşması ve yiyeceklerde direkt ateşte pişirme esnasında kızılötesi radyasyon sebebiyle meydana gelen kahverengi tepkimelerdir.

İyonlaştırıcı olmayan radyasyonun taneciklerinin enerjisi düşüktür ve maddeden geçerken yüklü iyonlar üretmez. İyonlaştırıcı olmayan elektromanyetik radyasyon yalnızca, molekül ve atomların dönüş, titreşim ve elektron değerine göre dizilimlerini değiştirecek yeterli enerjiye sahiptir. Bu işlem sonucu termal etkiler oluşur. Radyasyonun iyonlaştırıcı olmayan türlerinin canlı doku üzerindeki muhtemel etkileri yalnızca son zamanlarda incelenmiştir. Cep telefonları ve termal olmayan etkilere yol açan baz istasyonlarından yayılan radyo frekans radyasyonuna oldukça düşük seviyede maruz kalmak, son zamanlarda en çok tartışılan konu olmuştur. Bazı deneyler, termal olmayan etkilere maruz kalma seviyelerinde bazı biyolojik etkiler olabileceğini öne sürmüştür, ancak sağlık tehditlerinin ortaya çıkmasına dair kanıtlar çelişkili ve ispatlanmamıştır. Bilim camiası ve uluslararası kuruluşlar, bazı alanları kavramamızı geliştirmek için daha fazla araştırma gerektiğini belirtiyor. Genel görüş ise, sağlık üzerinde termal etkilere yol açabilecek kadar enerjiye sahip olmayan radyo frekans radyasyonunun sağlık üzerinde yan etkileri olabileceğine dair tutarlı ve kesin bir bilimsel kanıt olmadığı yönündedir.[2]

Sağlık riskleri

İyonlaştırıcı olmayan radyasyon tehlike uyarı işareti

İyonlaştırıcı olmayan radyasyon biyolojik dokularda yanıklara yol açabilecek termal enerji gibi mutasyona sebep olmayan etkiler ortaya çıkarabilir. Son zamanlarda, Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization)'a bağlı bir kuruluş olan Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC), mikrodalga ve milimetrik dalgaları da içinde bulunduran radyo frekans elektromanyetik alanların insanlar için muhtemelen kanserojen olduğunu belirten bir bildiri yayınladı.

Potansiyel biyolojik etkiler açısından bakıldığında, spektrumun iyonlaştırıcı olmayan kısmı 3 alt bölüme ayrılabilir:

  1. Elektron uyarımının meydana gelebileceği optik radyasyon (görünür ışık, kızılötesi ışık)
  2. Dalga boyunun cisimden daha kısa olduğu kısım. Uyarılmış akım ile ısı oluşabilir. Buna ek olarak, başka biyolojik yan etkiler olduğuna dair iddialar bulunmaktadır. Bu tarz etkiler iyi anlaşılmaz ve hatta genellikle reddedilir. (Mikrodalga ve daha yüksek frekanslı radyo frekansı)
  3. Dalga boyunun cisimden daha uzun olduğu kısım. Uyarılmış akım ile ısı nadiren oluşur. (Daha düşük frekanslı radyo frekansı, şebeke frekansları, statik alanlar)[2]

[3]

Kaynak Dalga Boyu Frekans Biyolojik efektler
UVASiyah ışık, Güneş ışığı 318–400 nm 750–950 THz Göz – fotokimyasal katarakt; deri – eritim, artan pigmentasyon
Görülebilir ışık Güneş Işığı, ateş, LEDs, Ampul, Lazerler 400–780 nm 385–750 THz Deri – photoaging; göz – fotokimyasal & termal retina yaralanması
IR-A Güneş ışığı, termal radyasyon, Ampul, Lazerler, uzaktan kontrol 780 nm – 1.4 µm 215–385 THz Termal retina yaralanması, termal katarakt; deri yanması
IR-BGüneş ışığı, termal radyasyon, Ampul, Lazerler 1.4–3 µm 100–215 THz Göz – kornea yanması, katarakt; deri yanması
IR-CGüneş ışığı, termal radyasyon, ampul, Dalga boyu uzun olan lazerler 3 µm – 1 mm 300 GHz – 100 THz Göz – kornea yanması, katarakt; ateşlenme
MikrodalgaPCS telefonlar, bazı mobil telefonlar, mikrodalga fırınlar, kablosuz telefonlar, milimetre dalgaları, havalimanları milimtre tarayıcıları, hareket sensörleri, uzun mesafeli telekomünikasyon, radar, Wi-Fi1 mm – 33 cm 1–300 GHz Doku ısınması
Radyo-frekans radyasyonumobil telefonlar, televizyon, FM, AM, kısdalga, CB, kablosuz telefonlar 33 cm – 3 km 100 kHz – 1 GHz Vücudun ısınması, vücut sıcaklığının artması
Düşük frekans RF Güçlü çizgiler >3 km <100 kHz Vücutta elektrik yüklenmesi; sinir bozukluğu & kas tepkileri
Durgun alan [2]Güçlü manyetikler, MRI Sonsuz 0 Hz (Teknik olarak statik alanlar radyasyon değildir) Manyetik – baş dönmesi/mide bulantısı; vücut yüzeyindeki elektrik – yük

İyonlaştırıcı olmayan elektromanyetik radyasyon türleri

Yakın Ultraviyole radyasyonu

Ultraviyole ışınları cilt yanıklarına ya da katarakta yol açabilir.[4] Ultraviyole ışınları enerjilerine göre yakın, orta ve uzak ultraviyole olarak sınıflandırılır. Yakın ve orta ultraviyole ışınları teknik olarak iyonlaştırıcı değildir, ancak bütün UV dalga boyları bir ölçüye kadar iyonlaşma ile benzer fotokimyasal tepkimelere sebep olabilir (DNA hasarı ve kanser gelişimi de bunun içindedir.). 10 elektron voltun üzerindeki UV radyasyonu (125 nm'den daha kısa dalga boyu), iyonlaştırıcı olarak düşünülür. Ancak, 3.1 (400 nm) elektron volttan 10 elektron volta çıkan UV spektrumunun geri kalanı, teknik olarak iyonlaştırıcı olmasa da ısı dışında başka yollarla moleküllere zarar verecek fotokimyasal tepkimelere sebep olabilir. Bu tepkimeler, iyonlaştırıcı radyasyonun sebep olduğu tepkimelere genellikle çok benzer olduğundan, UV spektrumunun tümü, genelde iyonlaştırıcı radyasyonun biyolojik sistemlerin de içinde bulunduğu birçok sistemle etkileşimine denk olduğu düşünülür.

Örneğin, ultraviyole ışını iyonlaştırıcı olmayan seviyede olsa bile hücresel hasara yol açabilecek ve kanserojen özellik taşıyabilecek serbest radikal tepkimelere yol açabilir. Şekil olarak iyonlaştırıcı olmayanların çoğunu da içeren birçok UV bandında, DNA'daki timin ikilisi formasyonu gibi fotokimyasal hasarlar meydana gelebilir. Ultraviyole ışınları, melanosit hücrelerde melanin üreterek güneşe çıkıldığında bronzlaşmaya sebep olur. UV radyasyonunun sebep olduğu radikal tepkimelerle ciltte Vitamin D üretilir. Plastik nitelikli (polikarbon) güneş gözlükleri genellikle UV ışınları geçirmez. UV ışınlarına aşırı maruz kalmak, gözde kar körlüğüne sebep olur. Gözdeki bu hasar özellikle denizde veya yerde kar olduğunda risk taşır.

Görünür ışık

Işık ya da görünür ışık, 400 ile 700 nm ya da 380 ile 750 nm dalga boyları arasında insan gözüyle görülebilen elektromanyetik radyasyon aralığıdır. Daha genel bir tanım yapılacak olursa, fizikçiler, ışığı, görülebilir ya da görülemeyen bütün dalga boylarının elektromanyetik radyasyonu olarak adlandırır.

Kızılötesi

Kızılötesi (IR) ışınım, yaklaşık olarak 1 ve 430 terahertz aralığında bir frekans seviyesine denk gelen 0.7 ile 300 mikrometre aralığında bir dalga boyuna sahip olan elektromanyetik radyasyondur. Kızılötesi dalga boyları görülebilir ışığın dalga boyundan daha uzundur, ama mikrodalga terahertz ışınımının dalga boyundan daha kısadır. Parlak güneş ışığı, deniz seviyesinde metre kare başına 1 kilovattı aşan parlaklık yaratır. Bu enerjinin 527 vattı kızılötesi radyasyon, 445 vattı görünür ışık ve 32 vattı ultraviyole radyasyonudur.

Mikrodalga

Mikrodalgalar, 1 metre kadar uzun ya da 1 milimetre kadar kısa olabilen ya da bu rakamlara denk olarak, 300 Mhz (0.3 Ghz) ve 300 Ghz arasında frekanslı dalga boylarına sahip olan elektromanyetik dalgalardır. Bu genel tanımın içinde, hem UHF hem EHF (milimetrik dalga) vardır ve çeşitli kaynaklar farklı sınırlar kullanır. Her durumda mikrodalga, radyo frekans mühendislerinin genellikle düşük sınırı 1 Ghz (30 cm), yüksek sınırı 100 Ghz (3 mm) olarak belirlediği minimum bütün SHF bandını içerir (3 ile 30 Ghz ya da 10 ile 1 cm arası). Uygulamalar arasında cep telefonları, hava durumu radarları, hava alanlarındaki x-ray cihazları, mikrodalga fırın, uzaktan algılama uyduları ve radyo ve uydu iletişimi bulunmaktadır.

Radyo dalgaları

Radyo dalgaları, elektromanyetik spektrumda kızılötesi ışınlardan daha uzun dalga boyuna sahip olan bir elektromanyetik radyasyon türüdür. Diğer elektromanyetik dalgalar gibi radyo dalgaları da ışık hızında hareket eder. Doğal yollarla oluşan radyo dalgaları şimşek ya da astronomik nesneler ile meydana gelir. Sabit ve hareketli radyo iletişimi, radyo-televizyon yayıncılığı, radar ve diğer navigasyon sistemleri, uydu iletişimi, bilişim ağı ve diğer birçok uygulama için yapay olarak oluşturulan radyo dalgaları kullanılır. Radyo dalgalarının farklı frekansları, atmosferde farklı yayılma özelliklerine sahiptir. Uzun dalgalar Dünya'nın bir kısmını sürekli olarak kaplayabilir. Daha kısa dalgalar ise iyonosferden yansıyabilir ve Dünya'nın etrafında dolaşabilir. Çok daha kısa dalga boyları çok az bükülür veya yansır ve bir görüş çizgisinde hareket eder.

Çok düşük frekans (VLF)

Çok düşük frekans (VLF), 3 ile 30 kHz aralığındaki radyo frekanslarıdır. Radyo spektrumunun bandındaki band genişliği fazla olmadığından, radyo navigasyonunda olduğu gibi yalnızca en basit sinyaller kullanılır. Çok düşük frekans, dalga boyları 10 ile 1 mira metre aralığında olduğundan (10 km' ye denk gelen ve artık kullanılmayan metrik birim), aynı zamanda mira metre bandı ya da mira metre dalgası olarak bilinir.

Aşırı düşük frekans ( ELF)

Aşırı düşük frekans (ELF), 300 Hz ile 3 kHz aralığındaki radyasyon frekansıdır. Atmosfer bilimde genellikle verilen alternatif tanımda bu aralık 3 Hz ile 3 kHz'dir. Bu konu ile ilgili manyetosfer bilimde, daha düşük frekanslı elektromanyetik dalgalar (3 Hz'nin altında oluşan frekans), ULF (Ultra Low Frequency- Aşırı Düşük Frekans) aralığındaki frekanslar olarak düşünülür. ULF de, bu sebeple, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU - International Telecommunications Union) radyo bandında farklı olarak tanımlanmıştır.

Termal radyasyon

Dünya'da en çok karşılaşılan sıcaklıklarda oluştuğunda kızılötesi radyasyon ile eş anlama gelen termal radyasyon, bir nesnenin yüzeyinin termal enerjisini elektromanyetik dalgalar şeklinde yansıtma sürecidir. Akkor ampul tarafından yayılan görünür ışık ve kızılötesi ışınlar gibi evlerde bulunan ısıtıcılardan, kızılötesi ısıtma lambalarından veya fırınlardan yayılan kızılötesi radyasyon termal radyasyona örnektir. Akkor telli lambadan yayılan görünür ışık ve kızılötesi ışınlar mavi yüksek frekansları yaymak için yeterince sıcak olmadığından sarımsı bir renkte görünür ve floresan lambalar termal değildir ve daha mavi görünebilir. Termal radyasyon, moleküllerdeki yüklü taneciklerin hareketinden kaynaklanan enerji elektromanyetik dalgaların ısı ve ışık yayan enerjiye (radyan enerji) dönüşmesiyle oluşur. Termal radyasyondan yayılan dalga frekansı, yalnızca sıcaklığa bağlı olan bir olasılık dağılımıdır ve kara cisim için Planck ışınım yasası tarafından belirlenen frekanslarda oluşur.

Kaynakça

  1. ^ "Ionizing & Non-Ionizing Radiation". 29 Ağustos 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2015. 
  2. ^ a b c d John E. Moulder. "Static Electric and Magnetic Fields and Human Health". 20 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2015. 
  3. ^ Kwan-Hoong Ng (20–22 Ekim 2003). "Non-Ionizing Radiations – Sources, Biological Effects, Emissions and Exposures" (PDF). Proceedings of the International Conference on Non-Ionizing Radiation at UNITEN ICNIR2003 Electromagnetic Fields and Our Health. 19 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 30 Ocak 2015. 
  4. ^ "UW EH&S Hazards of Ultraviolet Light". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2015. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Elektromanyetik radyasyon</span>

Elektromanyetik radyasyon, elektromanyetik ışınım, elektromanyetik dalga ya da elektromıknatıssal ışın bir vakum veya maddede kendi kendine yayılan dalgalar formunu alan bir olgudur. Elektromanyetik dalgalar, yüklü bir parçacığın ivmeli hareketi sonucu oluşan, birbirine dik elektrik ve manyetik alan bileşeni bulunan ve bu iki alanın oluşturduğu düzleme dik doğrultuda yayılan, yayılmaları için ortam gerekmeyen, boşlukta c ile yayılan enine dalgalardır. Elektromanyetik dalgalar, frekansına göre değişik tiplerde sınıflandırılmıştır. Bu tipler sırasıyla :

Elektromanyetik tayf veya elektromanyetik spektrum (EMS), evrenin herhangi bir yerinde fizik kurallarınca mümkün kılınan tüm elektromanyetik radyasyonu ve farklı ışınım türevlerinin dalga boyları veya frekanslarına göre bu tayftaki rölatif yerlerini ifade eden ölçüt. Herhangi bir cismin elektromanyetik tayfı veya spektrumu, o cisim tarafından çevresine yayılan karakteristik net elektromanyetik radyasyonu tabir eder.

<span class="mw-page-title-main">Işık</span> elektromanyetik spektrumun insan gözü tarafından algılanabilen kısmı içindeki elektromanyetik radyasyon

Işık veya görünür ışık, elektromanyetik spektrumun insan gözü tarafından algılanabilen kısmı içindeki elektromanyetik radyasyon. Görünür ışık genellikle 400-700 nanometre (nm) aralığında ya da kızılötesi ve morötesi arasında 4.00 × 10−7 ile 7.00 × 10−7 m dalga boyları olarak tanımlanır. Bu dalga boyu yaklaşık 430-750 terahertz (THz) frekans aralığı anlamına gelir.

Fotoelektrik etki ya da fotoemisyon, ışık bir maddeyi aydınlattığında elektronların ya da diğer serbest taşıyıcıların ortaya çıkmasıdır. Bu bağlamda ortaya çıkan elektronlar, fotoelektronlar olarak adlandırılır. Bu olay genellikle elektronik fiziğinde hatta kuantum kimyası ya da elektrokimya gibi alanlarda çalışılır.

<span class="mw-page-title-main">Mazer</span>

Mazer ya da maser, atomların, dışarıdan uyarılması neticesinde dışarıya salınan radyasyon yardımı ile elde edilen, genliği yükseltilmiş elektromanyetik dalga. Mazer, önceleri ilk mazerin mikrodalga frekansında çalışması sebebiyle İngilizce cümlesindeki kelimelerin baş harflerinin alınmasından türetilmiştir. Bugünse işitme frekansından itibaren, görünen ve morötesi frekanslı elektromanyetik bölgelerde dahi aynı prensip tatbik edildiğinden mazer, Molecular amplification by Stimulated Emission of Radiation olarak tarif edilmektedir. Mazer, uyarılmış radyasyon yayılımıyla mikrodalga veya moleküler dalga kuvvetlendirilmesi demektir. Cihaz, hassas olarak tayin edilmiş frekansta mikrodalga osilasyonları (titreşimleri) ve düşük gürültü seviyeli amplifikasyon (kuvvetlendirme) elde etmeyi sağlar. Bu maksatla atomların ve moleküllerin iç enerjisinden faydalanan bir amplifikatör ve osilatör grubu kullanılır. Aletin çalışmasının temel prensibi olan uyarılmış emisyon, uyarılmış haldeki bir atoma, dışarıdan eşit enerjili bir fotonun çarpması sonucu atomun aynı özellikli bir foton yayması şeklinde meydana gelir. Böylece atoma çarpan foton veya dalgalar çarptıkları uyarılmış atomlar tarafından yayılan fotonlarla kuvvetlenir. Bir mazer, gaz veya katı halde aktif bir ortamdan ibarettir. Sistem çeşitli frekanslar halinde elektromanyetik bir radyasyona maruz bırakılır. İçerideki atomların çoğu bu tesirle yüksek enerjili (uyarılmış) hale gelir. Böylece uyarılmış bir frekans meydana gelir. Aktif ortam, rezonans sağlayan bir boşlukla çevrili olduğundan, tek bir çıkış frekansına eşdeğer osilasyon modlu paralel dalgalar meydana gelir. Çok fazla çeşitli, koherent ve tek renk ışık elde etmek amacıyla oluşturulan optik düzenekler mazerdir. Bunların optik frekanslarda çalışanlarına optik mazer veya lazer adı verilir. Birkaç milimetreden daha uzun dalga boyları için rezonatör olarak metal bir kutu kullanılır.Bu kutunun boyutu titreşim modlarından yalnızca biri atomların yaymış oldukları ışınımların frekanslarıyla çalışacak biçimde belirlenir, kutuda yalnızca bir ses frekansında rezonansa uğramış gibi belirli bir mikro dalga frekansında rezonansa gelir.

Ultraviyole (UV) veya morötesi; dalga boyu görünür ışıktan kısa, ancak X-ışınlarından uzun olan bir elektromanyetik radyasyon şeklidir. Güneş ışığında bulunur ve Güneş'ten çıkan toplam elektromanyetik radyasyonun yaklaşık %10'unu oluşturur. Ayrıca elektrik arkları, Çerenkov radyasyonu, cıva buharlı lambalar, bronzlaşma lambaları ve siyah ışık gibi kaynaklar tarafından üretilir. Uzun dalga boylu UV fotonları atomları iyonize edecek enerjiye sahip olmadığı için iyonlaştırıcı bir radyasyon olarak kabul edilmese de, kimyasal reaksiyonlara neden olabilir ve birçok maddenin parlamasına neden olabilir. Kimyasal ve biyolojik etkiler de dahil olmak üzere pek çok pratik uygulama, UV radyasyonunun organik moleküllerle etkileşime girmesinden türer. Bu etkileşimler emilimi veya ısıtma dahil moleküllerdeki enerji durumlarının ayarlanmasını içerebilir.

<span class="mw-page-title-main">Spektroskopi</span>

Spektroskopi elektromanyetik radyasyon ile maddenin etkileşiminin radyasyonun dalga boyu veya frekansının bir fonksiyonu olarak ortaya çıkan elektromanyetik spektrumu (tayf) ölçen ve yorumlayan bir çalışma alanıdır. Başka bir deyişle, elektromanyetik spektrumun tüm bantlarında görünür ışıktan kaynaklı olarak meydana gelen bir kesin renk çalışmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Gama ışını</span> elektromanyetik bir rasyasyon (ışıma) türü

Gama ışını veya gama ışıması, atom altı parçacıkların etkileşiminden kaynaklanan, belirli bir titreşim sayısına sahip elektromanyetik ışınımdır; genelde uzayda gerçekleşen çekirdeksel tepkimelerin sonucunda üretilirler. X ışınlarının ötesinde yer alırlar.

<span class="mw-page-title-main">X ışını</span> Elektromanyetik radyasyon

X ışınları veya Röntgen ışınları, 0,125 ile 125 keV enerji aralığında veya buna karşılık, dalgaboyu 10 ile 0,01 nm aralığında olan elektromanyetik dalgalar veya foton demetidir. 30 ile 30.000 PHz (1015 hertz) aralığındaki titreşim sayısı aralığına eşdeğerdir. X ışınları özellikle tıpta tanısal amaçlarla kullanılmaktadırlar. İyonlaştırıcı radyasyon sınıfına dahil olduklarından zararlı olabilirler. X ışınları 1895'te Wilhelm Conrad Röntgen tarafından Crookes tüpü (Hittorf veya Lenard tüpleri ile de) ile yaptığı deneyler sonucunda keşfedilmiştir. Klasik fizik sınırları içinde, X-ışınları aynı görünür ışık gibi bir elektromanyetik dalga olup, görünür ışıktan farkı düşük dalga boyu, dolayısıyla yüksek frekansları ve enerjileridir. Morötesi'nin ötesidir. X Işınlarının ötesi ise Gama ışınları'dır.

<span class="mw-page-title-main">Kızılötesi</span> dalga boyu görünür ışıktan uzun, fakat terahertz ışınımından ve mikrodalgalardan daha kısa olan elektromanyetik ışınımdır

Kızılötesi, görünür ışıktan daha uzun ancak mikrodalgalardan daha kısa dalga boylarına sahip elektromanyetik radyasyondur (EMR). Kızılötesi spektral bant, kırmızı ışığınkinden biraz daha uzun dalgalarla başlar, bu nedenle IR insan gözü için görünmezdir. IR'nin genellikle yaklaşık 750 nm (400 THz) ila 1 mm (300 GHz) arasındaki dalga boylarını içerdiği anlaşılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Mikrodalga fırın</span>

Mikrodalga fırın (MD), yiyeceği ısıtmak için mikrodalgaları, yani radyo dalgalarını kullanan bir fırın çeşididir.

<span class="mw-page-title-main">Radyasyon</span> Uzayda hareket eden dalgalar veya parçacıklar

Radyasyon veya ışınım, elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar biçimindeki enerji yayımı ya da aktarımıdır. "Radyoaktif maddelerin alfa, beta, gama gibi ışınları yaymasına" veya "Uzayda yayılan herhangi bir elektromanyetik ışını meydana getiren unsurların tamamına" da radyasyon denir. Bir maddenin atom çekirdeğindeki nötronların sayısı, proton sayısına göre oldukça fazla veya oldukça az ise; bu tür maddeler kararsız bir yapı göstermekte ve çekirdeğindeki nötronlar alfa, beta, gama gibi çeşitli ışınlar yaymak suretiyle parçalanmaktadırlar. Çevresine bu şekilde ışın saçarak parçalanan maddelere radyoaktif madde denir.

<span class="mw-page-title-main">İyonlaştırıcı radyasyon</span> Zararlı yüksek frekanslı radyasyon

İyonlaştırıcı radyasyon ya da İyonize edici radyasyon, iyonlaşabilen atomlardan veya iyonlaşabilen moleküllerden elektron koparmak için yeterli enerji taşıyan kuantumlara sahip olan herhangi bir elektromanyetik radyasyon türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Kara cisim ışınımı</span> opak ve fiziksel yansıma gerçekleştirmeyen siyah cisimden yayılan ve sabit tutulan tekdüze ısı

Siyah cisim ışıması içinde elektromanyetik ışıma ya da çevresinde termodinamik dengeyi sağlayan ya da siyah cisim tarafından yayılan ve sabit tutulan tekdüze ısıdır. Işıma çok özel bir spektruma ve sadece cismin sıcaklığına bağlı olan bir yoğunluğa sahiptir. Termal ışıma, birçok sıradan obje tarafından kendiliğinden yayılan bir siyah cisim ışıması sayılabilecek türden bir ışımadır. Tamamen yalıtılmış bir termal denge ortamı siyah cisim ışımasını kapsar ve bir boşluk boyunca kendi duvarını yaratarak yayılır, boşluğun etkisi göz ardı edilebilecek kadar küçüktür. Siyah cisim oda sıcaklığında siyah görünür, yaydığı enerjinin çoğu kızılötesidir ve insan gözü ile fark edilemez. Daha yüksek sıcaklıklarda, siyah cisimlerin özkütleleri artarken renkleri de soluk kırmızıdan kör edecek şekilde parlaklığı olan mavi-beyaza dönüşür. Gezegenler ve yıldızlar kendi sistemleri ve siyah cisimler ile termal dengede olmamalarına rağmen, yaydıkları enerji siyah cisim ışımasına en yakın olaydır. Kara delikler siyah cisim olarak sayılabilirler ve kütlelerine bağlı bir sıcaklıkta siyah cisim ışıması yaptıklarına inanılır . Siyah Cisim terimi, ilk olarak Gustav Kirchhoff tarafından 1860 yılında kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Yıldızlararası ortam</span>

Astronomide Yıldızlar arası ortam (ISM), bir galaksideki yıldız sistemleri arasında var olan maddedir. Bu madde iyonik, atomik ve moleküler formda gaz, toz ve kozmik ışınlar içerir. Yıldızlararası uzayı doldurur ve galaksiler arası uzaya iyi bir şekilde uyum sağlar. Aynı hacmi kaplayan elektromanyetik radyasyon şeklindeki enerji de yıldızlararası radyasyon alanıdır.

Isıl ışınım maddedeki yüklü parçacıkların ısıl hareketiyle meydana gelmiş elektromanyetik ışınımdır. Isısı mutlak sıfırdan büyük olan her madde ısıl ışınım yayar. Isısı mutlak sıfırdan büyük olan maddelerde atomlar arası çarpışmalar, atomların ya da moleküllerin kinetik enerjisinde değişime neden olur.

Kimyasal elementlerin ya da kimyasal bileşiklerin emisyon spektrumu atom ya da moleküllerin yüksek enerji seviyesinden düşük enerji seviyesine geçişinden elde edilen elektromanyetik radyasyonun frekans spektrumudur. Yayılmış fotonun enerjisi iki enerji düzeyi arasındaki farka eşittir. Her atom için birçok mümkün geçişler vardır ve enerji düzeyleri arasındaki her geçiş spesifik enerji farkına sahiptir. Bu farklı geçişlerin toplamı, farklı ışınlar halinde gönderilmiş dalga boylarına ve emisyon spektrumunun düzenlenmesine neden olur. Her elementin emisyon spektrumu özeldir. Dahası, spektroskopi elementlerin madde içindeki bilinmeyen kompozisyonunu tespit etmek için kullanılabilir. Buna benzer olarak, moleküllerin emisyon spektrumları maddelerin kimyasal analizlerinde kullanılabilir.

Atomik, moleküler ve optik fizik, bir ya da birkaç atomun ölçeğinde, madde-madde ve ışık-madde etkileşimi çalışmadır ve enerji, birkaç elektron voltları etrafında ölçeklenir. Üç alanla yakından ilişkilidir. AMO teorisi, klasik, yarı klasik ve kuantum işlemlerini kapsar. Tipik olarak, teori ve emisyon uygulamaları, elektromanyetik yayılım ve emilme, spektroskopi analizi, lazer ve mazerlerin kuşağı ve genel olarak maddenin optik özellikleri, uyarılmış atom ve moleküllerden, bu kategorilere ayrılır.

Terahertz metamalzemeleri birleşimin yeni bir sınıflandırılma biçimidir. Suni malzemeler hala terahertz (THz) frekanslarıyla etkileşimde olan gelişim süreci altındadır. Terahertz frekansları malzeme araştırmalarında sık sık 0.1'den 10 terahertz frekansına kadar kullanılmaktadırlar.

Optik radyasyon elektromanyetik spektrumun bir parçasıdır. Ultraviyole radyasyona (UV), insan için görülebilen ışık spektrumuna (VIS) ve kızılötesi radyasyona (IR) ayrılır. 100 nm ve 1mm dalga boyu arasında değişir. Bu aralıktaki elektromanyetik dalgalar optik yasalarına uyar - örneğin lenslerle odaklanabilir ve kırılabilirler-.