
Grip, influenza veya enflüanza, viral bir hastalıktır. Sağlıklı insanlarda ortalama bir haftada geçmesine rağmen; vücut direncini düşüren kronik hastalığı olan kişilerde ve yaşlılarda pnömoni (zatürre), meningoensefalit, myokardit gibi ölümle sonuçlanabilecek hastalıklara yol açabilir. Bu tür risk grubundaki kişilere "yüksek risk grubundaki kişiler" denir.
Kangren veya gangren, dokuların kendilerini besleyen atardamarların herhangi bir sebeple, tamamen yetersiz hale gelmesi sonucunda hayatiyetini kaybetmesi durumu.
Guillain-Barré sendromu (GBS), çevresel sinir sisteminin edinilmiş bir bağışıklık kökenli yangısal bozukluğudur; merkezi sinir sistemi etkilenmez. Bu hastalık için kullanılan diğer isimler şöyledir: akut enflamatuvar demiyelinize edici polinöropati, akut idiyopatik poliradikülonörit, akut idiyopatik polinörit, Fransız polyosu, Landry'nin yükselici felci.

Verem veya tüberküloz, bakteriyel ve bulaşıcı bir hastalık. Halk arasında ince hastalık olarak da bilinir. Mycobacterium tuberculosis mikrobunun neden olduğu uzun seyirli ve granülomatöz karakterde bakteriyel ve bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Bulaşma yolu, çoğu zaman, bir tüberküloz hastasının çevreye tükürdüğü balgamı ya da öksürdüğünde saçılan basil yüklü damlacıklarla olur.
Antiinflamatuvar, inflamasyonu ve ödemi azaltan maddelerin ve tedavilerin ortak adı. Antiinflamatuvar ilaçlar analjeziklerin yaklaşık yarısını oluştururlar. İnflamasyonu azaltarak ağrıyı azaltmayı amaçlarlar.

Viroloji, virüsleri ve virüslerin özelliklerini konu alan bilim dalı. Viroloji genellikle mikrobiyoloji veya patoloji'nin bir parçası olarak gösterilen; organik virüsleri, zincirlerini, sınıflandırılmalarını, hücrelere giriş yollarını ve hastalığa yol açışlarını inceler. Viroloji alanında çalışan kişilere virolog denir. Virüslerin canlılık özelliği tartışmalarıyla gündeme gelmişlerdir

Hastalık, bir organizmanın tamamının veya bir kısmının yapısını veya işlevini olumsuz yönde etkileyen ve hemen herhangi bir dış yaralanmaya bağlı olmayan belirli bir anormal durumdur. Hastalıklar genellikle belirli belirti ve semptomlarla ilişkili tıbbi durumlar olarak bilinir. Bir hastalığa patojenler gibi dış faktörler veya iç işlev bozuklukları neden olabilir. Örneğin, bağışıklık sisteminin dahili işlev bozuklukları, çeşitli bağışıklık yetmezliği, aşırı duyarlılık, alerjiler ve otoimmün bozukluklar dahil olmak üzere çeşitli farklı hastalıklara neden olabilir.

İlaç ya da em, canlı hücre üzerinde oluşturduğu etki ile bir hastalığın tanısını, iyileştirilmesi veya semptomlarının azaltılması amacıyla tedavisini veya bu hastalıktan korunmayı mümkün kılan, canlılara değişik uygulama yöntemleri ile verilen doğal, yarı sentetik veya sentetik kimyasal preparatlardır. İlaçların tüketimi inhalasyon, enjeksiyon, sigara içme, yutma, derideki bir yama yoluyla emilim, fitil veya dil altında çözünme yoluyla olabilir. Ticari ilaçlar ilaç firmaları tarafından üretilir ve genellikle patentlidir. Etken maddesinin patent süresi dolmuş ve birden çok firmanın üretebildiği ilaçlara ise jenerik ilaçlar denir. İlaçlar uygulama yoluna, kimyasal özelliklerine ve etkilediği biyolojik sistemlere göre sınırlandırılabilir. Daha güvenilir ve geniş kullanım alanına sahip sınıflandırma sistemi ise Anatomical Therapeutic Chemical Classification Systemdir.

Kanserler (Habis tümörler, Malign tümörler), genellikle sürekli ve hızlı büyüyen tümörlerdir. Kapsülleri yoktur, büyürken sınır tanımazlar, çevresindeki dokuların ve damarların içine girerler (invazyon, infiltratif büyüme). Sıklıkla metastaz yaparlar. Tedavi edilmeyen ya da tedavisi gecikmiş kanserler ölümcüldür.

İnflamasyon, canlı dokunun her türlü canlı, cansız yabancı etkene veya içsel/dışsal doku hasarına verdiği sellüler (hücresel), humoral (sıvısal) ve vasküler (damarsal) bir seri vital yanıttır. İnflamasyon normalde patolojik bir durum olmasına karşın, inflamatuar reaksiyon fizyolojik olarak vücudun gösterdiği bir tepkidir. Halk arasında iltihap tabiri yangı için kullanılmasına rağmen sık sık apseler için de iltihap denmesinden dolayı inflamasyon (inflammare) terimini kullanmak daha yerinde olacaktır. Hücre dejenerasyonu ile birlikte inflamasyon konusu, hastalıkların patolojik temelini oluşturmaktadır.

Multiple skleroz, beyni ve omuriliği tutan özbağışıklık hastalığıdır. Kısaca MS olarak anılır.

Raşitizm, çoğunlukla D vitamini eksikliğine bağlı olan, genellikle 6-18 aylık çocuklarda görülen kemik hastalığıdır. Kemik oluşumunun tam olmaması nedeniyle tedavisi geciktirilmiş, ihmal edilmiş hastalarda uzun kemiklerde şekil bozukluğu olur.

Cüzzam veya lepra, Hansen basili adı verilen bir mikroorganizmanın yol açtığı, çevresel sinir sistemi ve deri başta olmak üzere birçok sistem ve organı etkileyebilen, bulaşıcı bir hastalıktır. Ancak bulaşma ihtimali yok denecek kadar azdır, bu nedenle uzun yıllar bulaşıcı bir hastalık olarak kabul edilmemiş ancak halk arasında en az veba kadar bulaşmasından korkulan bir hastalık olmuştur. İnsandan insana bulaştığı düşüncesi temelde bir varsayımdır, zira henüz nasıl bulaştığı kanıtlanamamıştır. Hastalık eski dönemlerde miskin hastalığı olarak da adlandırılmıştır. Çağlar boyu çok korkulan bir hastalık olan cüzzam, birçok yazıya ve sinema yapıtına da konu olmuştur.

Jinekoloji, kadın sağlığı ve hastalıklarını inceleyen bilim dalıdır. Daha çok kadın hastalıkları ve doğum ana bilim dalı ile eğitim verilen tıp fakülterinde obstetrik, yani doğum ve ilgili patolojileri dışarıda tutan ancak bir noktada onkolojiyi de içeren bilim dalıdır. Bu bilim ile ilgilenen uzman doktorlara jinekolog denir.

Otofaji, yeni ve daha sağlıklı hücreler elde edinmek için vücudun hasarlı hücreleri temizleme yoludur.
Psikiyatr veya psikiyatrist, ruh sağlığını inceleyip ruh hastalıklarını tedavi etmeye çalışan uzman hekimdir. Psikiyatri alanında en az 4 yıllık uzmanlık eğitimine sahip kişidir.
Asalak ya da parazit, bir canlıya bağımlı olarak yaşayabilen ve üzerinde yaşadığı canlıya zarar verebilen organizmadır. Bu canlılardan kimileri mikroskobik boyutlardan erginlikte çok büyük boyutlara ulaşabilecek değişimlere sahip olabilirler.
Sohbet ya da muhabbet; dostça, arkadaşça konuşmak, hasbihal, söyleşi, yârenlik, hasbihal etmek anlamına gelir. Türkçeye Arapçadan geçmiştir.

Biyoloji ve tıpta bulaş, bir bulaşıcı hastalığın enfekte konakçıdan, doğal konaklardan, vektörlerden veya portörlerden başka canlılara geçmesine denir. Hastalık bulaştıran canlı bazı durumlarda hasta olmayabilir.
Amiloidoz, Amiloid hastalık olarak da bilinir, bağdokusunda amiloid birikimiyle nitelenen hastalık. Amiloid, antikor etkinliği gösteren bir protein grubu olan, immünoglobülinlerden türeyen, lifsi yapıda bir protein-karbonhidrat bileşiğidir (glikoprotein). Bu maddenin dokulara sızarak birikmesinden ileri gelen hastalık bütün vücudu etkileyebildiği gibi, gırtlağa ya da üst solunum yollarının başka bir bölgesine yerleşen tümör benzeri bir oluşumla da sınırlı kalabilir. Yalnızca belli bir bölgedeki dokularla sınırlı olan amiloidoz, başka herhangi bir hastalıkla ilintisi olmayan ve doğrudan ortaya çıkan birincil bir hastalıktır. Tüm vücudu etkileyen amiloidoz ise ya kendiliğinden birincil olarak gelişir ya da tüberküloz, frengi, romatoit artrit gibi uzun süreli enfeksiyonları izler. Bütün vücuda yayılan birincil amiloidozun etkin tedavisi henüz bulunamamıştır; başka bir hastalığa bağlı olarak gelişen (ikincil) ve tüm vücudu saran amiloidoz da ise, neden olan hastalığın tedavisi amiloidozun da büyük ölçüde iyileşmesini sağlamaktadır. Belli dokularla sınırlı kalan amiloidoz genellikle cerrahi yöntemlerle tedavi edilir.