İçeriğe atla

İvan Pavlov

Farklı kişi ve kavramlar için bakınız: Yakov Pavlov ve Pavlov'un Evi
İvan Pavlov
Doğum14 Eylül 1849
Rus İmparatorluğu / Ryazan
Ölüm27 Şubat 1936 (86 yaşında)
Sovyetler Birliği / Leningrad
ÖdüllerNobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü

İvan Petroviç Pavlov (d. 14 Eylül 1849, Ryazan – ö. 27 Şubat 1936, Leningrad), klasik koşullanma üzerine yaptığı çalışmalarla bilinen Rus fizyologdur.

Fizyoloji ve psikoloji alanındaki çalışmaları ile psikofizyoloji ve deneysel psikoloji alanlarını derinden etkilemiş bir bilim insanıdır. Her iki bilim dalının kurucularından sayılır. 1904 yılında fizyoloji ve tıp alanında Nobel Ödülü’nü kazanmıştır.

Hayatı

Kalabalık bir ailenin çocuğu olarak Rusya’nın Ryazan kentinde dünyaya geldi. 1860 yılında papazlığa hazırlanmak için, Ryazan İlahiyat Okulu’na gitti. 1864 yılında bu okuldan mezun oldu ve Ryazan İlahiyat Yüksek Okulu’na başladı. Kilise tarihi ve öğretisi, Rus ve dünya tarihi, edebiyat, mantık, doğabilimleri, dil ve felsefe ile ilgili birkaç dersten oluşan bir eğitimi tamamladı. Teoloji eğitiminden fizyoloji bilimine yönelmesinde Claude Bernard etkili oldu. Refleksler üzerine çalıştı. 1870 yılında St. Petersburg Üniversitesi’ne girdi. Burada Mendeleyev, Beketov ve Seçenov’dan ders aldı. Uzmanlık olarak hayvan psikolojisini seçti. St. Petersburg’da aldığı eğitimden sonra Askeri Tıp Akademisine girdi. 1879 yılında ortak arkadaşları aracılığı ile tanıştığı Serafima ile 1881 yılında evlendi. 1883 yılında tezini yayınladı. Yayınladığı tezinde, kalbin merkezden dağılan sinirleri üzerine yaptığı çalışmalarla zamanın bilim insanlarının ilgisini çekti. 1890 yılında St. Petersburg’da Askeri Tıp Akademisinde farmakoloji profesörlüğü görevine getirilene dek yoksulluk içinde yaşadı. Hayvan terbiyesi üzerinde çalıştı. Bundan sonra cerrahi usulü geliştirdi. 1886’da hazım cihazını inceledi. 1889 yılında bir hayvan yemek yediğinde, midedeki salgı bezlerinin mide sıvısı üretmesine neyin neden olduğunu araştırdı. Köpeklerin yedikleri midelerine ulaşmasa da midelerindeki salgı bezlerinin çok miktarda ‘iştah sıvısı’ ürettiğini keşfetti. Fizyoloji bilimine kronik deney metodunu tanıttı. 1890 yılında Askeri Tıp Akademisi kurucular komisyonuna atandı ve bundan beş yıl sonra da fizyoloji kürsüsü başkanlığına getirildi. ‘Küçük mide’ ya da ‘ayrılmış mide’ ameliyatı çok dikkat çekti. Deneylerinde hayvanın rahatsızlığını ortadan kaldırmak için anestezi ve birçok teknik geliştirdi. 1935’te Pavlov’un isteği ile St. Petersburg’daki Deneysel Tıp Enstitüsü’nün yakınlarına deneyde kullanılanların anısına bir köpek anıtı inşa edildi.

Pavlov, yanında çalışanların disiplinli olmalarına ve yaptıkları işe kendilerini adamalarına son derece önem verirdi. Gerçekleştirdiği deneyler sırasında kendisine yardım eden asistanların hatasız çalışmalarını isterdi. O dönem birçok kişi Pavlov'un yanında çalışmak istemiştir. Bunun nedeni olarak özel bir hükûmet teşviki gösterilir.Ülkede 5 yaş altındaki çocukların ölüm oranı %50'lere varıyordu. Ayrıca tifüs, çiçek ve difteri gibi bulaşıcı hastalıklarda Rusya, Avrupa'da başı çekiyordu. Hükûmet, bu durumla başa çıkabilmek için hekimlerin yurt dışına gidip kendilerini geliştirmelerini teşvik etti. Yurt dışına gidip orada öğrenim gören hekimlerin birçoğu ülkelerine döndüğünde doktora için Pavlov'un laboratuvarına başvurdu. Dinamiti icat etmesiyle büyük bir servet kazanmış olan Alfred Nobel,1893'te Pavlov'a laboratuvarını büyütmesine imkân verecek miktarda (10.000 ruble) bağışta bulundu. Gerçekten de söz konusu bağış laboratuvar için harcandı. Pavlov, Nobel'in bağışını kendi istediği tarzda bir laboratuvar kurmak için kullandı. Bu iki katlı taş binanın bodrum katında köpek kulübeleri,1. katında üç deney salonu,2. katında da deney hayvanlarına cerrahi müdahalede bulunulan ameliyathaneler ve hayvanların ameliyattan sonra iyileşebilmeleri için bakıma alındığı odalar vardı. Pavlov özellikle binanın "dünyadaki ilk fizyoloji laboratuvarı özel ameliyat bölümü" dediği ikinci katıyla gurur duyuyordu. Pavlov, burada yaptığı ameliyatla ilk kez "bölünmüş mide" operasyonunu gerçekleştirdi. Bu olağanüstü metot, Pavlov ve asistanlarına midedeki sindirim sürecini ilk kez bütün detaylarıyla inceleme fırsatı vermişti. Bölünmüş mide Pavlov'un midedeki sindirimin iki aşamasını da incelmesini sağlamıştı Dönemin 'zeitgeist'ine uygun olarak Pavlov sindirim sistemini karmaşık bir fabrikaya benzetmiştir. O dönem İngiltere'de başlayan Sanayi Devrimi dönemin zeitgeistini de değiştirmiş ve dönen çarklar, işleyen makinalar ve fabrikalar tüm alanları olduğu gibi bilim alanını da etkilemiştir. Bu noktada Pavlov'un böyle bir benzetme yapması da şaşılacak bir şey değildir. 1900'lü yıllarda Pavlov bilim dünyasında hatırı sayılır bir üne kavuşmuştu. Laboratuvarında çalışanlar Pavlov'un araştırmalarını kulaktan kulağa yaymışlardı. Dünyanın çeşitli yerlerinden bilim insanları Pavlov'un gerçekleştirdiği ameliyatların nasıl yapılacağını öğrenmek için laboratuvarını ziyaret ediyordu. Laboratuvarında çalışanlardan biri, 1898'de Pavlov'un kitabını Almancaya çevirdi. Birkaç yıl içinde kitabın Fransızca ve İngilizce baskıları da yapıldı. Böylece Rusça bilmeyen birçok kişi de Pavlov'un eserlerine kolayca ulaşabilme olanağı buldu. Yapmış olduğu cömert yardımlarla Pavlov'un istediği tarzda bir laboratuvar kurmasını sağlayan Nobel, bir kez daha Pavlov'un hayatında dönüm noktası olacaktı. 1904 yılında ilk nobel ödüllerinin dağıtılmasından üç yıl sonra, Pavlov fizyoloji-tıp alanında nobele aday gösterildi ve yapılan incelemeler sonucunda ödülü almaya hak kazandı. Fizyoloji-tıp dalında Nobel ödülü alan ilk fizyolog -ve ilk Rus- olan Pavlov, ödülünü İsveç kralı 2. Oscar'ın elinden aldı. Pavlov, konuşmasının ilk cümlesinde insanın en temel ve en güçlü içgüdüsünün "yiyecek bulmak" olduğunu söyledi. Ardından da ona sindirim sistemiyle ilgili çalışmalarından daha fazla ün kazandıracak olan "koşullu refleks" ve "koşulsuz refleks"ten bahsetti. Salondaki pek çok kişi bu sözleri ilk kez duyuyordu. Pavlov, konuşmasıyla herkesi şaşırttı. Dinleyiciler onun sindirim sistemiyle ilgili keşifleri hakkında konuşmasını bekliyordu.[1]Fizyoloji ve psikoloji alanındaki çalışmaları ile psikofizyoloji ve deneysel psikoloji alanlarını derinden etkiledi. Bu nedenle her iki bilim dalının kurucularından sayılır. Leningrad Fizyoloji Enstitüsü'nün başında bulunarak çalışmalarını sürdürdü. Şartlı reflekslerin doğası ve işleyişi konusundaki buluşu, tüm araştırmaları öğrenme alanına yöneltti. Pavlov, laboratuvarda mide üzerine bir çalışma yaparken bir şeyi fark etmiştir. Köpek daha et verilmeden önce ayak seslerini duyduğunda salya akıtmaya başlamıştır. Bu olaydan sonra Pavlov çalışmalarını bu yöne doğru geliştirmiştir.

Pavlov’un gerçekleştirdiği koşullanma deneylerinin temelinde, psikolojik olayların da deneysel olarak incelenebileceği görüşü vardı. Bu yüzden onun asıl amacı, zihinsel aktiviteleri fizyolojik terimlerle açıklamaktı.

Pavlov, köpeklerde salgı bezlerini incelemiş, bu bulgulardan elde ettiği sonuçlarla insan ve hayvan davranışlarıyla ilgili genel yasalara ulaşmıştır. Pavlov, köpeğe uyguladığı deney sonucunda, köpeğin doğal uyaranların dışında zil, lamba gibi uyaranlara da tepki verip, salgı salgılama durumunu inceledi. Normal şartlarda et gören köpeğin salya salgılaması bir şart gerektirmeyen doğal bir durum olduğu için bu tepkiye şartsız tepki denir. Organizmanın dengesini ve bütünlüğünü şartsız refleksler sağlar. Köpeğe et ile beraber zil sesi sunulmasıyla, köpek zile koşullanır ve bundan sonraki denemelerde köpeğin zil sesine salya salgılamasına şartlı tepki denir. Şartlı refleks, çoğu zaman ortadan kaybolur, çatışma halinde olan hayvan sürekli olarak uyku halindedir.

Pavlov, köpeklerle yaptığı çalışmalar sonucunda, temel tepkileri üç şekilde açıkladı: Birincisi, çevreden gelen her uyaran harekete geçirme veya engellemeye sebep oluyordu. İkincisi, harekete geçirme ve engellemeyle ilgili sinirlerle alakalı olan süreçler, beyinde bazı kurallara göre etkileşime giriyordu. Üçüncüsü, sinir sistemlerinde doğuştan bireysel farklılık olduğuydu.

Pavlov, refleks kavramıyla içgüdüyü açıklamış, içgüdülerin karmaşık reflekslerden oluştuğunu savunmuştur. Ayrıca Pavlov'a göre, şartlı refleksin incelenmesi, hayvan fizyolojisinde yeni bir inceleme alanı doğmasına neden olmuştur. Pavlov, insanlardaki gurur, terbiye gibi olguları da şartlı reflekslerle açıklamıştır.

Pavlov'un deneylerinde, aşırı stres altında kalan deneklerde deneysel nevroz oluştuğu görülmüştür.

1904'te Amerikalı Edwin Burket Twitmyer'in sunduğu diz refleksi hakkındaki doktora tezi ilgi görmeyince, sonraki yıllarda Pavlov'un fikirleri dikkat çekmeye başladı. Daha sonra Watson'un yaptığı deneylerle, Pavlov'un refleks fikirleri Batı'ya yayıldı.

Pavlov, yaptığı çalışmalardan ötürü 1904 yılında Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü'nü kazandı.

Pavlov belirli 'ulusal tipler'in (Almanlar vs.) sinir sistemlerinin dengeli olduğunu, bu sayede bu kişilerin bilime, sanayiye, edebiyata çok önemli katkılarda bulunduklarını düşünüyordu. Rusların ise sinir sinir sistemi genelde dengesizdi. Pavlov'a göre Rusya'daki toplumsal yavaşlamanın altında da bu sebep yatmaktaydı. Fakat bununla birlikte, laboratuvar deneylerinin, zayıf ve dengesiz sinir sistemlerinin uygun bir eğitim ve ortamla iyileştirilebilir olduğunu gösterdiğini düşünüyordu. Bundan hareketle Pavlov insanların sinir sistemlerini iyileştirmeye yönelik proje başlatacaktı.

Deneyler sırasında aldığı titiz ve dikkatli önlemlere rağmen konuyla ilgisi olmayan değişkenlerin deneyindeki hayvanlara etki edebileceğini düşünüyordu. Pavlov buna engel olmak için, sonradan 'Sessizlik Kuleleri' adı verilen ve olağanüstü önlemlerle donatılmış her şeyden izole 3 katlı bir laboratuvar tasarladı. Deneylerine burada devam etti. Deney odalarına Pavlov dahil kimse girmiyordu. Her şey makinalarla yapılıyordu. Pavlov 1910 yılında bir toplantıda yaptığı konuşmada Sessizlik Kuleleri 'nin neden gerekli olduğunu ayrıntılarıyla anlattı. Yine bu konuşmada köpeklerin, sesin şiddet farkını ayırt etmede insanlardan çok daha başarılı olduğunu ifade etti.

Pavlov aldığı Nobel Ödülü sayesinde 1900'lerin başında büyük bir refaha kavuştu ve dünya çapında ün yaptı. Rusya Bilimler Akademisi de dahil birçok ülkede derneklere seçildi.3 laboratuvarı birden yönetmeye başladı. Çocukları da çok başarılıydılar; Vera da babası gibi koşullu reflekslerle ilgili çalışıyordu.

Pavlov hep bir programa göre yaşardı.8 ay durmadan çalışırdı. Cuma akşamları ise arkadaşlarıyla evde iskambil oynardı. Dakik ve mükemmeliyetçiydi. Yazları bisiklet sürer, yüzer, roman okurdu. Dinlenirken bile fiziksel egzersiz yapardı.

Pavlov; araştırmalarının sonucunda, 'savunma ve yiyecek refleksleri' nin yanı sıra 'hürriyet ve esirlik refleksleri'ni de literatüre kazandırdı ve 'Hürriyet Refleksi' bildirisini yayınladı. Aynı yıl Petersburg Felsefe Kurulundan konuşma daveti aldı.

O hayvan incelemelerinin kendimizi anlamada en etkili yöntem olduğu kanaatindeydi. Hayvan psikolojisinde olduğu gibi insanlarda da bilimsel bilgiler edinmenin mümkün olduğunu düşünüyordu. Deney hayvanlarının davranış farklarına dayanarak bozuk ve normal davranışları içine alan 'Şahsiyet Tipleri Teorisi'ni ortaya attı. Sonra da 'Sinir Sistemi Tipleri Teorisi'ni geliştirdi. Vygotsky bir kitabında, Pavlov'un bilimsel olmadığı gerekçesiyle bilinç ve ruh konularına değer vermediğini ifade etmektedir.

1914 yılı ve sonrasında ülkesinde yaşananlar Pavlov'un hayatını da etkiledi. Rusya'daki millî felaketten, kıtlıktan o da fazlasıyla etkilendi. Yeni Bolşevik yönetimi, ona ödül olarak verilen paraya dahi el koydu. Çocuklarının biri öldü biri sürgün edildi. Savaş dolayısıyla çalışma arkadaşlarını ve köpeklerini kaybetti. Bu yaşananlardan dolayı hükûmete, çalışmalarını yapmak için fazla zamanı kalmadığını, ekonomik sıkıntılarını ve yurt dışına çıkmak istediğini anlattığı bir mektup yazdı. Mektubu alan Lenin ona her türlü imkânın sağlanması talimatını verdi ve böylece Pavlov için rahat bir dönem başlamış oldu.

Leningrad'daki Neva Nehrinin taşmasıyla oluşan ve laboratuvarını da sular altında bırakan sel sonunda köpeklerinin koşullu reflekslerinin değiştiğini fark etmesi Pavlov için bir diğer dönüm noktası oldu.

Pavlov Marksizm'i hiçbir zaman kabul etmedi ancak Sovyet psikologlar O'nun görüşleriyle Marx arasında köprü kurmaya çalıştılar. Rejim kendisine muhalif olan Pavlov'a olan desteğini hiçbir zaman çekmedi; Lenin'den sonra Stalin de yardımı sürdürdü. Fakat Pavlov hükûmet baskısından uzak kaldı, temel amaçları hep aynı kaldı. Çalışmalarını daha da genişleterek ilerledi.1929 yılında hükûmet, Koltuşi'de bilim köyü kurarak ona hediye etti. Pavlov ve arkadaşları çalışmalarına burada devam etti. Burası 'şartlı reflekslerin başkenti 'unvanını kazandı. Zaman ilerledikçe Pavlov ve rejim arasındaki ilişki de daha ılımlı bir hal aldı. Birçok kongrenin Rusya'da yapılmasını sağlayan Pavlov, bir kongre esnasında rejime minnettarlığını ifade etti ve 'sosyalizm deneyi'nde başarılar diledi.

Pavlov 'mükemmelleştirilmiş sinir sistemine sahip yüksek tip' üretmek amacındaki öjeni konusuna bilimsel zemin sağlamak amacıyla çalışmalar yaptı ve bu onun şiddetle eleştirilmesine sebep oldu. Fakat 55 yaşında yaptığı sinir sistemi çalışmasıyla bir kez daha bilim hayatında zirveye yerleşti. Çalışma arzusunu ve dinamizmini hiç kaybetmedi.

Ne var ki 27 şubat 1936'da yakalandığı zatürre nöbetini atlatamayarak öldü. Deney ve gözleme önem veren Pavlov, ölümü sırasında da kendi beyin faaliyetlerini inceledi ve yardım için bir sinir uzmanı çağırdı.

Ölümünden sonra, 2004 yılında, Nobel Ödülü'nü alışının 100. yıl dönümünde, Fizyoloji Enstitüsü'nün bulunduğu yere Pavlov' un anısına bir anıt yapıldı. Çalışmalarının devamı sağlamak için yeni enstitüler kuruldu ve buralarda birçok bilim insanı yetişti.

Ölümünün ardından 1900’lü yıllarda Pavlov’un çalışmaları sonuçlanarak tüm dünyaya yayıldı. W. Horsley Gantt, 1955 yılında Pavlov Derneğini kurdu.

O, laboratuvarda ekip halinde çalışmaya büyük önem veren bir insandı. O, gözleme çok önem verirdi. O; Tsion, Ludwig, Heidenhair isimlerindeki fizyologlarla da çalıştı. Edebi dergi ve kitaplara da ilgisi vardı. Ayrıca farmakoloji, zihin bozuklukları, sinir sistemi fizyolojisi, beyin fizyolojisi üzerine de çalışmıştır.

Pavlov, ‘Çarşamba Toplantıları’ yapardı. Bu toplantılar, laboratuvarda çalışmaları yürüten herkesin katılımıyla gerçekleşirdi. O, öğretmen kimliğiyle de öne çıkardı.

Pavlov’un çalışmaları film ile gösterildi. ‘Koşulsuz tepkinin, koşullu bir tepkiye dönüşme süreci Mechanincs of the Brain adlı filmde izleyicilere sunuldu. Sinir Sistemi adlı film Pavlov'un yönetiminde çekilmiştir.

Nişan ve Ödülleri

  • Rusya Bilimler Akademisi'ne üye olarak seçildi. (1901)
  • Fizyoloji ve Tıp alanında Nobel ödülü kazandı. (1904)
  • Rusya Bilimler Akademisi'ne akademisyen olarak seçildi. (1907)
  • Cambridge Üniversitesi tarafından fahri doktorayla onurlandırıldı. (1912)
  • Paris Tıp Akademisi'nde 'Légion d'honneur' nişanı kazandı. (1915)[2]

Ivan Petroviç Pavlov Kronolojisi

  • 1849 - 27 Eylül, Rusya’nın bir taşra kasabası olan Ryazan’da dünyaya geldi.
  • 1856 - Geçirdiği bir kaza sonucu kafasından darbe aldı ve 11 yaşına kadar okula devam edemedi.
  • 1859 - Charles Darwin, The Origin of Species (Türlerin Kökeni) adlı eserini yayınladı.
  • 1860 - Papazlığa hazırlanma düşüncesiyle mahalli teoloji-kilise okuluna gitti.
  • 1863 - I.M.Seçenov, Reflexes of the Brain (Beynin Refleksleri) adlı yapıtını yayınladı.
  • 1869 - Francis Galton zekanın kalıtsal olduğunu öne sürdü. Hereditary Genius (Kalıtsal Deha) adlı eserini yayınladı.
  • 1870 - St. Petersburg Üniversitesi’ne girerek burada kimyanın yanı sıra fizyoloji eğitimi aldı. Uzmanlık alanı olarak hayvan psikolojisini seçti.
  • 1875 - St. Petersburg Üniversitesi’nden mezun oldu ve Askeri Tıp Akademisin’nde Profesör Tsion’un laboratuvarında asistan olarak çalışmaya başladı.
  • 1876 - Francis Galton kalıtsal ve çevresel kavramlarını açıklamak için ‘doğa ve yetişme’ (nature and nurture) terimlerini kullandı.
  • 1876-1878 - Ustimoviç’in laboratuvarında asistan oldu.
  • 1879 - Wilhelm Wundt insan davranışı çalışmalarına yönelik bir laboratuvar kurdu.
  • 1880 - 13 Haziran, Serafima Karçevskaya’ya evlilik teklifinde bulundu.
  • 1881 - Serafima ile evlendi.
  • 1884-1886 - Kazandığı bursla Almanya’ya giderek Rudolf Heiden-hain ve Karl Ludwig ile birlikte çalıştı.
  • 1886 - Rusya’ya geri döndü.
  • 1887 - Alfred Binet ve C. Fere, hipnoz üzerine bir çalışma olan Animal Magnetism’i (Hayvan Manyetizması) yayınladılar.
  • 1890 - William James Principles of Psychology (Psikolojinin Prensipleri) adlı yapıtını yayınladı.
  • 1891-1900 - Deneysel Tıp Enstitüsünde fizyoloji alanında en önemli araştırmalarını gerçekleştirdi.
  • 1892 - Amerikan Psikoloji Birliği (Amerikan Psychological Association) kuruldu.
  • 1897 - Derslerini, Sindirim Bezlerinin Temel Fonksiyonları Üzerine Çalışmalar adıyla yayınladı.
  • 1898 - Edward L. Thorndike bilmece kutusunu tanımladı.
  • 1899 - Bayer firması aspirini piyasaya sürdü.
  • 1900 - Sigmund Freud, The Interpretation of Dreams, (Rüyaların Yorumlanması) adlı eserini yayınladı.
  • 1903 - Şartlı refleks tanımını kullandı.
  • 1908 - Vladimir Bekterev, Denge sinirinin üst kısmındaki çekirdeğini (Bekterev çekirdeği) tanımladı.
  • 1910 - Sessizlik kulelerinin yapımına başlandı.
  • 1912 - Cambridge Üniversitesi tarafından şeref doktorası unvanı verildi.
  • 1917 - Çar II. Nikolay devrildi; Bolşevikler ülke yönetimini ele geçirdi.
  • 1921 - 24 Ocak, Lenin imzalı hükûmet kararnamesiyle ödüllendirildi.
  • 1924 - Askeri Tıp Akademisindeki profesörlük görevinden istifa etti.
  • 1935 - Küçük oğlu, Vsevolod, öldü.
  • 1935 - Sovyet Hükûmeti tarafından inşa edilip şartlı refleks çalışmalarını sürdürebilmesi için kendisine tahsis edilen büyük bir laboratuvar kuruldu.
  • 1936 - Şubat 27, Leningrad’da öldü.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Özel
  1. ^ Schultz, D. P. & Schultz, S. E. (2007). Modern psikoloji tarihi. İstanbul: Kaknüs yayınları.
  2. ^ Kleinman, Paul - Psiko 101 - 1. Baskı - İstanbul: Okuyan Us Yayınları, 2013 - s. 14. - ISBN 978-605-5134-22-8
Genel
  • Alıcı, T., (2012). Öğrenmenin bilimsel temelleri. Ankara: Palme yayıncılık.
  • Akpur, U., (2011). Ivan pavlov. İstanbul: Say yayınları. ISBN 978-975-468-682-1

İlgili Araştırma Makaleleri

Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.

<span class="mw-page-title-main">Farmakoloji</span> İlaçlarla ilgili biyoloji dalı

Farmakoloji ya da eczabilim günümüzdeki anlamıyla canlı organizmadaki ilaç etkilerini ve canlı organizmaya alınan ilaçların yapısını inceleyen bir bilim dalıdır. Yeni sentezlenmiş veya bitkilerden ayrıştırılmış maddelerin etkilerini biyolojik yapısını laboratuvar çalışmaları ile deney hayvanlarında, klinik araştırmalar ile insanlarda inceleyerek ilaç geliştirme çalışmalarına katkı veren bir tıp ve eczacılık bilimidir. Diğer bir deyişle, ilaçların yapımından, kullanıma sunulmasına, ilaçlar ile biyolojik dizgeler arasındaki etkileşimleri inceleyen bilim dalıdır. Farmakoloji, deneyleri ve canlılar üzerindeki araştırmalardan klinik uygulamaya değin uzanan bu karmaşık ve yoğun süreci birçok alt dalı ve yardımcı bilim dalları ile yakından bağlantılı yürütür.

<span class="mw-page-title-main">Fizyoloji</span> Organizmaların veya canlı sistemlerin işlevlerine ilişkin bilim

Fizyoloji (işlevbilim), canlıların mekanik, fiziksel ve biyokimyasal fonksiyonlarını ve sistemlerinin işleyişini inceleyen bilim dalıdır. Fizyolojiyle ilgilenen bilim insanlarına fizyolog denir. Fizyoloji alanında en büyük ödül Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'dür.

<span class="mw-page-title-main">Linda B. Buck</span> Amerikalı biyolog

Linda Brown Buck 2004 Nobel Tıp Ödülü Sahibi Amerikalı bilim insanıdır.

<span class="mw-page-title-main">İnsülin</span> Peptit yapılı bir hormon

İnsülin, moleküler ağırlığı 5,8 kilodalton (kDa) olan, polipeptit yapılı ve vücuttaki karbonhidrat özüştürmesinin düzenlenmesinde glukagon ile birlikte rol alan bir hormondur. Kan şekerini düşürücü etki yapar. Pankreasın hormonal salgı birimleri olan Langerhans adacıklarından salgılanan insülinin adı da Latincede "ada" anlamına gelen "insula" sözcüğünden türetilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü sahipleri listesi</span>

Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü, İsveç Karolinska Enstitüsü tarafından her yıl fizyoloji ya da tıp alanında çeşitli konularda alanlarındaki olağanüstü katkıları için bilim insanları ve doktorlara verilen ödül. Alfred Nobel'in 1895 tarihli vasiyeti üzerine; 1901 yılından itibaren bilim insanlarına alanlarında seçkin katkıları için verilmeye başlanan, kimya, fizik, edebiyat ve barış alanları ile birlikte beş Nobel Ödülü'nden birisidir. Nobel'in vasiyeti gereği ödül Nobel Vakfı tarafından yönetilir ve İsveç Karolinska Enstitüsü tarafından seçilen bir yönetici sekreter ve beş üyeden oluşan bir komite tarafından verilir. Çoğu zaman Nobel Tıp Ödülü olarak anılmasına rağmen Nobel vasiyetinde özellikle "fizyoloji veya tıp" olarak belirtmiştir. Bu sayede ödül daha geniş bir alanda verilebilmektedir. İlk Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü 1901 yılında Alman bilim insanı Emil Adolf von Behring'e verildi. Her ödül sahibine, bir madalya, bir diploma ve miktarı yıllara göre değişen para ödülleri verilir. 1901 yılında Emil Adolf von Behring 150.782 İsveç kronu ki bu 2008 yılı Aralık ayında 7.731.004 İsveç kronuna eşittir, para ödülü aldı. 2008 yılında ise Harald zur Hausen, Françoise Barré-Sinoussi ve Luc Montagnier 10.000.000 kron para ödülünü paylaştılar. Ödül, Stockholm'de Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta bir ödül töreniyle verilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Roger Wolcott Sperry</span>

Roger Wolcott Sperry, bölünmüş beyin çalışmalarıyla ünlü bir nöropsikologtur. Bu çalışmalar sayesinde David Hunter Hubel ve Torsten Nils Wiesel ile birlikte 1981 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü kazanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Wilhelm Wundt</span>

Wilhelm Maximilian Wundt, Alman fizyolog, psikolog, filozof, profesör, tıp doktoru ve modern psikolojinin kurucularındandır. Almanya'nın Leipzig şehrinde 1879 yılında ilk psikoloji laboratuvarını kurarak deneysel psikolojinin adımlarını atmıştır. Zihnin yapısını incelemeye alan yapısalcılık ekolünün kurucusu sayılır. Almanya'da Leipzig Üniversitesi'nde kurulan bu laboratuvar sayesinde insan davranışlarının sebepleri bilimsel ortamda araştırmaya tabi tutulmuştur. Wundt özellikle "KBY" olarak bilinen "konfüzyonel beden algısı" isimli konuda yaptığı çalışmaları ile kendisinden söz ettirmiştir. Halen bu çalışmaların psikolojik alanda geçerliliği bulunmamaktadır.

Refleks ya da tepki, dıştan gelen bir uyarı sonucunda refleks yayı aracılığıyla doğan ve devinim, iç salgı gibi iç tepkilere yol açan istem dışı sinir etkinliğidir.

<span class="mw-page-title-main">Paul Ehrlich</span> araştırmacı

Paul Ehrlich, Yahudi kökenli Alman bakteriyolog.

<span class="mw-page-title-main">Sankt-Peterburg Devlet Üniversitesi</span> 1724 yılında kurulmuş Rusyanın en eski eğitim kurumlarından biri

Sankt Peterburg Devlet Üniversitesi, Sankt Peterburg şehrinde 1724 yılında Çar Büyük Petro tarafından kurulmuş Rusya'nın en eski eğitim kurumlarından biridir. Bir "üniversite" olarak 1821-1914 arasında Sankt Peterburg İmparatorluk Üniversitesi, 1914-1918 arasında Petrograd İmparatorluk Üniversitesi, 1918-1924 arasında Petrograd Devlet Üniversitesi, 1924-1991 arasında Leningrad Devlet Üniversitesi adlarını taşıdı. 1991'de Sovyetler Birliği'nin tasfiyesinden sonra şimdiki adını aldı.

<span class="mw-page-title-main">Deneysel psikoloji</span>

Deneysel psikoloji, psikolojiye doğa bilimleri gözlüğüyle bakar ve onu bilimsel yöntem yardımıyla anlamaya çalışır. Deneysel psikolojinin odaklandığı konular davranışı belirleyen süreçler ve zihinsel yaşamın doğasıdır. Bu dal, psikolojik bilgi birikimini günlük yaşamda karşılaşılan sorunları çözmekte kullanan uygulamalı psikoloji ve zihinsel hastalıkları terapi yoluyla ortadan kaldırmayı amaçlayan klinik psikolojiden ayrılır.

Howard Martin Temin, Amerikalı biyologdur. 1975 yılında kanser araştırmasında yaptığı keşifler için David Baltimore ve Renato Dulbecco ile beraber Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülünü aldı.

<span class="mw-page-title-main">Camillo Golgi</span> Nobel Ödülü sahibi İtalyan bilim insanı

Camillo Golgi, İtalyan doktor, patolog, bilim insanı ve Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü sahibi. Sinir sisteminin yapısıyla ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı 1906 yılında Nobel Ödülünü kazanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Henrik Dam</span>

Carl Peter Henrik Dam, Danimarkalı bilim insanıdır. 1943 yılında Edward Adelbert Doisy ile birlikte K vitamini keşiflerinden dolayı Nobel Fizik ödülünü kazanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">David Baltimore</span> Amerikalı biyolog

David Baltimore, Fizyoloji veya Tıp ödülü kategorisinde Nobel sahibi Amerikalı biyolog ve üniversite idarecisi.

<span class="mw-page-title-main">May-Britt Moser</span>

May-Britt Moser, Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesinde (NBTÜ) psikoloji ve sinirbilim profesörü olarak görev yapmakta olan Norveçli psikolog ve sinirbilimci. 2014 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü kazandı. O dönemdeki eşi Edvard Moser ile birlikte, entorhinal korteksteki ızgara hücreleri ve aynı devrenin içerisinde mekân (uzay) temsilinde rol alarak beynimizde bir konumlanma sistemi oluşturan hücre tipleriyle ilgili çalışmaları sayesinde 2014 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülünün yarısını paylaşmışlardır. 2012'de Edvard Moser ile birlikte yönettikleri Moser Araştırma Ortamını kurmuşlardır. May-Britt Moser, 2012'den bu yana aynı enstitüdeki Sinirsel Hesaplama Merkezini de yönetmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Michael Rosbash</span> Amerikan genetik, kronobiyolog

Michael Rosbash, Amerikalı genetikçi, kronobiyolojist ve bilim insanı.

<span class="mw-page-title-main">Psikoloji tarihi</span>

Psikolojinin tarihi, çok eski uygarlıklara uzanmaktadır. Psikoloji "davranış ve zihinsel süreçlerin bilimsel olarak incelenmesi" olarak tanımlanmaktadır. İnsan zihnine ve davranışına felsefi ilgi, Mısır, İran, Yunanistan, Çin ve Hindistan'ın eski uygarlıklarına dayanmaktadır.