İçeriğe atla

İsrail ve Batı Almanya Arasındaki Tazminat Anlaşması

İsrail ve Alman Federal Cumhuriyeti arasındaki Tazminat Anlaşması (Almanca: Luxemburger Abkommen Lüksemburg Anlaşması ya da Wiedergutmachungsabkommen "Wiedergutmachung Anlaşması”.[1] İbranice: הסכם השילומים Heskem HaShillumim "Tazminat Anlaşması") 10 Eylül 1952 tarihinde imzalandı ve 27 Mart 1953 tarihinde yürürlüğe girdi.[2] Anlaşmaya göre, Batı Almanya, İsrail’e tazminat ödeyecek ve mülkünü kaybeden her Yahudinin kayıplarını telafi edecekti. İsrail’e verilen tazminatın nedeni, İsrail’in yerlerinden olmuş çok sayıdaki fakir Yahudiyi yeni evlerine getirmesi ve bunun karşılığında ödediği masraftı. Ayrıca Almanya, Nazi zulmüyle Yahudilerin kaybettiği mülk ve varlıklarını tek tek telafi etmeliydi.[3]

Arka Planı

1952 yılında, İsrail’in ilk Başbakanı David Ben Gurion, tazminat talebinin kaybedilen Yahudi mülküyle oldukça eşit olması gerektiğini belirtti. Böylece “katiller aynı zamanda varis olmayacaktı”. Ayrıca Gurion, bu tazminatın, İsrail’e göçen Holokost kurbanlarının rehabilitasyonu ve yerleşmeleri için önemli olduğunu paylaştı.[4]

Talepler Konferansı

Yahudilerin Almanya’dan Maddi Talepleri Konferansı ya da Talepler Konferansı’nın websitesine göre, Eylül 1951’de Şansölye Konrad Adenauer, Batı Almanya Parlamento’suna seslendi, “Alman halkının adına, korkunç suçlar işlendi, maddi ve manevi tazminat ödememiz gerekiyor… Federal Hükümetler, Yahudi temsilcileri ve İsrail Devleti beraberce bunun için hazırlar… maddi tazminat yoluyla maddi zararlar problemini çözeceğiz, bununla birlikte, sonsuz acının ruhsal açıdan uzlaşmaya ulaşmasının yolunu açacağız.” Adenauer’in konuşmasından bir ay sonra, İsrail Yahudi Ajansı eş başkanı Nahum Goldmann ve Dünya Yahudi Kongresi başkanı, 23 milli ve uluslararası Yahudi kuruluşuyla bir araya geldi. Katılımcılar, bu görüşmelerin sadece maddi tazminatla sınırlanması kararını aldı ve toplantıdan doğan kuruluşun adı, “Yahudilerin Almanya’dan Maddi Talepleri Konferansı” oldu. Yönetim kurulu, toplantıya katılan her kuruluştan delegelerle kuruldu. Her kuruluş iki kişiyi yönetim kuruluna gönderdi. Talepler Konferansının amacı, Alman Hükûmetiyle, Yahudi kişilerin ve Yahudi halkının, Holokost’ta gördüğü zararı tazminatlandırmaktı.

İsrail’in ikilemi

Holokost sonrası, İsrail ve Almanya arasındaki, halihazırda hassas olan ilişkiler, Soğuk Savaş’ın başladığı ve Almanya’nın Doğu - Batı Almanya olarak bölündüğü dönemde daha karışık hale geldi. Çeşitli nedenlerden dolayı, Batı Almanya’nın İsrail’in Holokost ile iddialarıyla hem muhatap olabilecek hem de muhatap olmak isteyecek taraf olduğu anlaşıldı. Durumu daha karıştıran diğer bir faktör ise, İsrail’in ABD’nin stratejik çıkarlarına karşı olmaması gerektiğiydi. Savaş sonrası Sovyetler Birliği’yle olan ilişkinin kopmasıyla, ABD için Bonn’daki demokratik yönetimin güçlü ve sağlıklı kalması önemliydi.

İsrail Avrupa’da kalan Yahudileri almak istiyordu. İsrail ayrıca 1948 Arap-İsrail Savaşı sonrası kendini toparlıyordu ve derin bir ekonomik kriz içindeydi. Bu kriz nedeniyle kemer sıkma politikası yürürlükteydi. İşsizlik oranı çok yüksekti (özellikle ma’abarot kamplarında) ve döviz rezervleri oldukça azdı.[5] David Ben Gurion ve Mapai Partisi pratik bir yol izledi ve anlaşmayı kabul etmenin, İsrail ekonomisini düzeltmek için tek yol olduğunu dile getirdi.[5] “İki yaklaşım vardır” dedi Mapai merkezi komitesinde. “Birisi getto’daki bir Yahudinin ve diğer ise özgür insanların” dedi. “Almanya’nın arkasından koşup yüzüne tükürmek istemiyorum. Kimsenin arkasından koşmak istemiyorum. Burada oturmak ve inşa etmek istiyorum. Amerika’ya gidip Adanauer’e karşı bir gece nöbetine katılmayacağım” diye ekledi.[6]

Müzakereler

Müzakereler İsrail Dışişleri Bakanı Moşe Şarett ve Batı Almanya Şansölyesi Konrad Adenauer tarafından yapıldı. 1951’de İsrail yönetimi, savaş sonrası Almanya’yı işgal eden dört güçten tazminat ve geri ödemeyle ilgili talepte bulundu. Bunu, İsrail’in, savaş sonrası yerinden olan 500,000 Yahudiyi kabul ettiğine bağladı. Hesaplarına göre, bu kabulun masrafı her kişi için 3000 dolardı ve toplamda Almanya’dan 1.5 milyar dolar beklediklerini açıkladı. Ayrıca 6 milyar dolarlık Yahudi gayrimenkulünün Naziler tarafından talan edildiğini ekledi. Tazminat Anlaşmasına doğru giden müzakereler, Mart 1952’de başladı ve Federal Cumhuriyet, İsrail Devleti ve Dünya Yahudi Kongresi’nin temsilcileri arasında yapıldı. Müzakereler Dr. Goldman tarafından yönetildi. Bu müzakereler, İsrail’de tatsız bir tartışma başlattı. Hükûmeti oluşturan koalisyonun başı David Ben-Gurion, Holokost kurbanlarından çalınan her şeyin karşılığı olarak bu tazminatın gerekli olduğunu iddia etti. Anlaşma Adenauer ve Moşe Şarett tarafından 10 Eylül 1952 tarihinde, Lüksemburg’da imzalandı. Almanya Parlamentosu (Bundestag) anlaşmayı 18 Mart 1953 tarihinde oyladı ve 239’a 35 oy gibi büyük çoğunlukla geçirdi. Arap Ligi anlaşmaya karşı çıktı ve Alman Federal Cumhuriyeti’ni boykot etmekle tehdit etti ama daha sonra bundan vazgeçti çünkü Almanya’yla ticaret yapmayı kaybetmek Araplar için büyük kayıplara neden olacaktı.[7]

Muhalefet

Menachem Begin Anlaşmaya karşı, Mart 1952’de protesto gerçekleştiriyor, “Gururumuz parayla satılmamalı. Kanımız mal ya da mülkle telafi edilememeli. Bu utancı kabul etmemeliyiz.”

Toplum içindeki tartışma, İsrail tarihindeki en ateşli tartışmalardan birisiydi. Anlaşmaya muhalefet, siyasetin hem sağından (Herut ve Genel Siyonistler) ve hem de solundan (Mapam) geldi. Her iki taraf ta tazminat ödemesi kabul etmenin, Nazileri, yaptıkları o kadar kötülükten sonra affetmekle eşit olduğunu savunuyordu. 5 Kasım 1951 tarihinde, Mapam’lı Yaakov Hazan Knesset’te şunları söyledi: “Nazilik Almanya’da tekrar doğuyor ve bizim sözde Batılı dostlarımız da bu Naziliği besliyorlar, Nazi Almanyası’nı tekrar hayata döndürüyorlar… Bizim ordumuz, İsrail Ordusu, Nazi Ordu’suyla aynı kampta olacak ve Naziler buraya sızmaya başlayacaklar ve bunu en kötü düşmanımız olarak değil, müttefikimiz olarak yapacaklar…”.[8] Eylül 1952’de gerçekleşen, Dışişleri ve Güvenlik Komitesi’nin bir oturumunda, o dönemde Mapam vekili olan İzak Ben-Aharon, “Almanya’nın 12 yıllık bir dönem içinde, 3 milyon Mark ödeyeceğine ve bunun boş bir söz olmadığına inanan insanların olduğunu sanmıyorum… İsrail Devleti üç milyon markın verileceğine dair bir kağıttan başka bir şey elde edemeyecek…”Dedi.[8]

Protesto

7 Ocak 1952 tarihinde, Knesset’te gerçekleşeceği düşünülen tartışmadan dolayı, yakınlarındaki bütün yollar kapatıldı. Knesset’in etrafı ise, barikat ve tel örgüyle çevrildi. İsrail Güvenlik Güçleri, olası bir ayaklanmayı durdurmak için hazırdı. Anlaşmaya karşı olan kişilerin oluşturduğu topluluk 15000 kişi olarak bir araya geldi ve Knesset’te alınan bir demokratik karara karşı çıkan İsrail tarihindeki en büyük ayaklanmayı gerçekleştirdiler. Knesset tarihinde bir ilk olarak, genel kurul tartışması ayaklanmadan dolayı kesintiye uğradı ama karar sonunda 61 – 50 oy oranıyla kabul edildi ref name=sikur>"סיקור ממוקד : הויכוח סביב הסכם השילומים". 27 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Aralık 2007. </ref>.

Hararetli ve duygusal bir konuşmadan sonra, Menachem Begin, protestocuları, Knesset’e doğru yöneltti. Begin, 1948 yılındaki Altalena Olayı’nı hatırlattı. Olayda, İsrail ordusu, Ben Gurion’ın emriyle, siyonist paramiliter Irgun’e silah taşıyan bir gemi bombalanmıştı. Menachem, “Bana toplarla saldırırken, karşı ateşle karşılık vermemelerini emrettim ama bugün emrediyorum, yapın!” dedi. Gösteriler şiddetlendi ve protestocular Knesset binasının camlarına taş atmaya başladı. Polis karşılığında güç kullanarak onları dağıtmaya başladı. Ayaklamanın başlamasından tam beş saat sonra polis, tazyikli su ve göz yaşartıcı gazla kontrolü ele geçirdi. Yüzlerce kişi tutuklandı. 200 civarında protestocu ve 140 polis yaralanmıştı.[5]

Diğer Protestolar

Karar protestoları durdurmadı. Ekim 1952’de Dov Shilansky, Dışişleri Bakanlığı’nın yakınlarında bir paket dinamitle yakalandı. Duruşması sırasında, Tazminat Anlaşmasında karşı kurulan bir yeraltı kuruluşunun üyesi olmakla suçlandı ve 21 ay hapsine karar verildi.[5] Birçok bomba paketi Adenauer ve diğer hedeflere gönderildi. Bombalardan biri paketle ilgilenen bir polisi öldürdü.[9][10]

Uygulama

Tazminat Anlaşması sonrasında Alman kısımlarla yapılan Trenlerden biri, 1956.

Protestolara rağmen, anlaşma Eylül 1952’de imzalandı ve Batı Almanya, İsrail’e toplam 3 milyar Mark’ı bir sonraki on dört yılda ödedi; 450 milyon Mark Dünya Yahudi Kongresi’ne ödendi. Ödemeler, yaşayan aile üyesi kalmayan ailelerin vârisi olarak görülen İsrail Devleti’ne yapıldı. Para ülkenin altyapısında ve yeni İsrail devletinin ekonomisinin oluşturulmasında kullanıldı. İsrail bu dönemde ekonomik kriz içindeydi ve başka ülkelerdeki Yahudilerin bağışlarına muhtaçtı. Bu ödemeler ve bağışlar daha sonra İsrail’i ekonomik olarak güçlü hale getirecekti.

Tazminatlar, Köln’de bulunan İsrail satın alım delegasyonuna direkt olarak ödendi. Delegasyon parayı Alman hükûmetinden yıllık taksitlerle aldı. Daha sonra, delegasyon, Tel Aviv’de kurulan neyin ve kimin için alınmasına karar veren şirketten şiparişleri aldı ve gereken satın alımları gerçekleştirdi. Tazminatların büyük bir kısmı, hükûmet, Yahudi Ajansı ve Histadrut işçi sendikasının şirketlerine hammadde ve eküpman almaya harcandı. Sayılarla, paranın büyük kısmı 1300 sanayi tesisine eküpman almaya harcandı, üçte ikisi 36 fabrikaya verildi. Bu farbikaların birçoğu Histadrut’a aitti. Aynı zamanda, çoğu özel şirketlere ait olan yüzlerce fabrika çok az olsa da tazminattan ödemeler aldı. 1953 ve 1963 arasında, tazminat ödemeleri, İsrail’in eletkrik sistemine yaptığı yatırımın üçte birini karşıladı ve bu elektrik kapasitesini üçe katladı. İsrail Demiryolları’a yapılan yatırımın yarısını karşıladı. Demiryolları için, Alman yapımı lokomotifler, raylar ve sinyal eküpmanı alındı. Ayrıca tazminatlarla, Alman yapımı su sağlama makinaları, petrol arama araçları, Timna Vadi’sindeki bakırı çıkarmak için madencilik eküpmanı ve biçerdöver, traktör ve kamyon gibi tarım ve inşa sanayi için ağır makineler alındı. Tazminatın 30% u yakıt almaya, 17% si İsrail için ticaret gemisi almaya kullanıldı. 50 ticaret gemisi ve 2 yolcu gemisi alındı. 1961’e doğru bu gemiler İsrail’in ticaret gemilerinin üçte ikisini oluşturdu. Para ayrıca liman yapımında kullanıldı. Haifa limanı için vinçler alındı. Tazminatlar İsrail’in Gayri Safi Milli Hasıla’sını 15% büyüttü ve 45000 yeni iş yarattı.[11]

Yad Vashem, 1990’larda Yahudilerin, Doğu Avrupa’da kendilerinden çalınan mülkiyetlerine yönelik taleplerde bulunduklarını belirledi. Çeşitli gruplar, İsviçre’de yaşamayan fakat oradaki bankalara paralarını yatıran ve Holokost’ta hayatını yitiren Yahudilerin mal varlıklarına ne olduğu sorusuna cevap aramaya başladı. Buna ek olarak, şirketler de, Nazi döneminde zorla çalıştırılan Yahudilere tazminat ödeme baskısını hissetti Yahudi organizasyonlardan. Bunların arasında, Deustche Bank AG, Siemens, BMW, Volkswagen ve Adam Opel gibi şirketler vardı. 1999’ın başlarında, Alman hükûmeti bir fon kurdu ve bu şirketler de, hayatta kalan Holokost felaketzedelerine yardımcı olsun diye maddi katkıda bulundu. Bunun benzeri bir fon da İsviçre’de kuruldu. Macaristan, Holokost kurbanları ve varislerine yardım etmek için bir fon kurdu. 1990’ların sonlarına doğru, aralarında, Allianz, AXA, Assicurazioni Generali, Zürih Finansal Grubu, Winterhur ve Baloise Sigorta Grubu gibi sigorta şirketlerinin olduğu sigorta endüstrisi Holokost’ta hayatını kaybeden sigortalı kişiler üzerine tartışmaya katıldı. Yad Vashem isimlerle ilgili yardımda bulundu.

Tekrar açılan iddialar

2007 yılında, İsrailli milletvekili Rafi Eitan, bazı önerilerde bulundu ve bu öneriler anlaşmanın tekrar açılmasına yönelik girişim olarak algılandı. Eitam, daha sonra asıl amacının Alman-İsrailli bir çalışma grubunun kurulmasını ve bu grubun ise, hayatta kalan kurbanlardan ekonomik sorun yaşayanlarına Almanya’nın nasıl yardım edebileceği konusunda çalışma yapmasını önerdiğini açıkladı.[12] Başta Alman Maliye Bakanı Peer Steinbrück, anlaşmanın her hangi bir şekilde genişletilmesinin mümkün olmadını belirtti[13] ama daha sonra, Alman hükûmeti sözcüsü Thomas Steg, Almanya’nın, İsrail’den resmi bir istek gelmesi durumunda, Holokost’ta sağ kalanlara yönelik, ekstra emeklilik ödenmesiyle ilgili tartışmaya meyilli olduğunu belirtti.[14]

Citations

  1. ^ "Zusammenfassung Abkommen zwischen der Bundesrepublik Deutschland und dem Staate Israel [Wiedergutmachungsabkommen], 10. September 1952 / Bayerische Staatsbibliothek (BSB, München)". 100(0) Schlüsseldokumente zur russischen und sowjetischen Geschichte (1917-1991) (Almanca). Friedrich Alexander Universität Erlangen. 18 Kasım 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ekim 2015. 
  2. ^ Honig, F.: The Reparations Agreement between Israel and the Federal Republic of Germany 2 Ağustos 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., American Journal of International Law 48(4), October 1954. URL last accessed 2006-12-13.
  3. ^ Agreement between the State of Israel and the Federal Republic of Germany 1 Kasım 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Bundesanzeiger Verlag
  4. ^ Ronald W Zweig (11 Ekim 2013). David Ben-Gurion: Politics and Leadership in Israel. Routledge. s. 280. ISBN 978-1-135-18886-3. 22 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Eylül 2019. based on recovering as much Jewish property as possible... "so that the murderers do not become the heirs as well"... to finance the absorption and rehabilitation of the Holocaust survivors in Israel. 
  5. ^ a b c d "סיקור ממוקד : הויכוח סביב הסכם השילומים". 27 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Aralık 2007. 
  6. ^ Barnea, Nahum. "Ben-Gurion's word". Ynetnews. 19 Ocak 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Aralık 2007. 
  7. ^ "1952:Germany to Pay Reparations : IN OUR PAGES:100, 75 AND 50 YEARS AGO". 11 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Eylül 2019. 
  8. ^ a b Sarid, Yossi. "Israel's great debate". Haaretz. Erişim tarihi: 11 Aralık 2007. 
  9. ^ Pedahzur, Ami, and Arie Perliger (2009). Jewish Terrorism in Israel. Columbia University Press. pp. 175-76
  10. ^ Barkat, Amiram. "Book links Begin to 1952 plot to kill then-German Chancellor Adenauer". Haaretz. 14 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Aralık 2007. 
  11. ^ Segev, Tom: The Seventh Million: The Israelis and the Holocaust (2000, 0-8050-6660-8)
  12. ^ Paz, Shelly. "Survivors demand more financial aid from Germany". Jerusalem Post. Erişim tarihi: 13 Aralık 2007. []
  13. ^ "German minister: Reparations deal not up for renegotiation". Haaretz. 25 Temmuz 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Aralık 2007. 
  14. ^ Pfeffer, Anshel. "Germany says willing to discuss Holocaust survivors' pensions". Haaretz. 17 Aralık 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Aralık 2007. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Konrad Adenauer</span> Almanya Federal Cumhuriyetinin ilk şansölyesi (1949–1963)

Konrad Hermann Josef Adenauer, Alman devlet adamı, şansölye.

<span class="mw-page-title-main">Knesset</span> İsrail Devletinin parlamentosu

Knesset İsrail devletinin yasama organıdır. Knesset kelimesi İbranice "meclis" anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Siyonizm</span> Yahudilerin ana vatanına dönüş projesi

Siyonizm, tarihî İsrail Toprakları olarak tanımlanan topraklarda bir Yahudi devletinin asırlar sonra yeniden kurulmasını destekleyen, savunan ve Yahudi milliyetçiliğini temel alan ideolojik fikir hareketidir. Modern Siyonizm, 19. yüzyılın sonlarında Orta ve Doğu Avrupa'da ulusal bir canlanma hareketi olarak hem şiddetlenen antisemitizm dalgalarına tepki olarak hem de "Yahudi Aydınlanması" olarak da bilinen Haskala'ya bir cevap olarak ortaya çıktı. Kuruluşundan çok kısa bir süre sonra varlıklı Yahudi soyluların ilgisini çeken hareket, Osmanlı İmparatorluğu'nun kontrol ettiği Filistin'de sürdürülebilir bir Yahudi devletini, 1900 yıl sonra tekrar yaratmayı amaçlıyordu.

<span class="mw-page-title-main">Adolf Eichmann</span> Holokostun önemli organizatörlerinden biri olan Alman Nazi komutanı

Otto Adolf Eichmann, Hitler'e sunduğu "Yahudi Sorununun Nihai Çözümü" önerisiyle Holokost'un en büyük organizatörlerinden biri olmuş Alman-Avusturyalı SS-Obersturmbannführer'di.

<span class="mw-page-title-main">Şimon Peres</span> 9. İsrail devlet başkanı

Şimon Peres, İsrailli siyasetçi ve İsrail Devleti'nin 9. Başkanı.

<span class="mw-page-title-main">Sosyalist Reich Partisi</span> Neo-Nazi siyasi parti

Sosyalist Reich Partisi, II. Dünya Savaşı sonrasında Batı Almanya'da faaliyet göstermiş bir neo-Nazi siyasi partisiydi.

<span class="mw-page-title-main">Moşe Şaret</span> 2. İsrail başbakanı

Moşe Şaret, David Ben-Gurion'un başbakanlık yaptığı iki dönem arasında iki seneye yakın görev aldı. İsrail'in ikinci başbakanıdır (1954-1955).

<span class="mw-page-title-main">Reuven Rivlin</span> 10. İsrail Cumhurbaşkanı

Reuven "Ruvi" Rivlin, İsrailli avukat, siyasetçi ve 2014-2021 yılları arasında İsrail Devleti'nin 10. Başkanı.

<span class="mw-page-title-main">Tom Segev</span> İsrailli tarihçi, yazar ve gazeteci

Tom Segev İsrail tarihçi, yazar ve gazeteci. Segev, İsrail'in geleneksel anlatıllarına meydan okuyan ve Yeni Tarihçiler olarak adlandırılan bir grupla ilişkilendirilir.

<span class="mw-page-title-main">John Demjanjuk</span> Nazi Kamplarındaki Ukraynalı Gardiyan

Ivan Nikolajoviç Demjanjuk, Yahudi Soykırımı ile ilgili savaş suçu işlediğine dair iddialara sahip Ukrayna asıllı ABD vatandaşı. Yargılanıp mahkûm edildiği 1980'lerde küresel medyanın ilgisinin merkezi haline geldi. Ölümünden kısa bir süre önce, Sobibor'daki 28.000 cinayetin bir parçası olarak tekrar yargılandı ve mahkûm edildi.

<span class="mw-page-title-main">Nazilerden arındırma</span> nazilerden arınma hareketi

Nazilerden arındırma veya denazifikasyon, II. Dünya Savaşı'nın ardından Müttefik Devletler tarafından Alman ve Avusturya toplumlarında uygulanan ve nasyonal sosyalizmin etkisini kültür, toplum, ekonomi, basın, hukuk ve siyaset alanlarından silmek için uygulanan politikaları anlatır. Politika kapsamında sorumlu örgüt liderleri görevden alınmış, ilgili kurumlar kapatılmıştır. Politika, savaşın hemen ardından toplanan Potsdam Konferansı'nda kararlaştırılmıştır. Politika kapsamındaki uygulamalar Soğuk Savaş'ın başlamasıyla beraber fiilen sona erdirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">İsrail ekonomisi</span> Ulusal ekonomi

İsrail ekonomisi, teknolojik açıdan oldukça gelişmiş olan bir market ekonomisidir. İleri teknoloji ve hizmet sektörleri oldukça hızlı bir şekilde gelişmektedir. 2021 yılı itibarıyla İsrail, dünyanın 30. en büyük ekonomiye sahiptir. Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik Endeksi’ne göre İsrail, 187 dünya milleti arasında 17. sıradadır ve “Çok Gelişmiş ülkeler” kategorisi altındadır. En büyük endüstriyel sektörleri arasında metal üretimi, elektronik ve biyomedikal ekipman üretimi vardır. İsrail’deki elmas endüstrisi dünyadaki elmas kesme ve parlatma konusundaki birkaç merkezden biridir. Doğal kaynaklarda nispeten fakir olan İsrail, petrol, kömür, yiyecek, kesilmemiş elmas ve üretim hammaddelerini ithal eder. İsrail yazılım ve telekomünikasyon alanında bir dünya lideridir. Takma ismi Silikon Vadi olan güçlü endüstri tarafından desteklenen İsrail, ileri teknoloji endüstrileri Kaliforniya’dakinden sonra ikinci büyük öneme sahip girişimdir. İsrail ayrıca 2010 yılındaki 3,45 milyon yabancı turist ziyaretiyle dünya turizminde de iyi bir yerdedir. Eylül 2010’da İsrail OECD’ye katılması için davet edildi. İsrail, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Serbest Ticaret Birliği, Türkiye, Meksika, Kanada, Ürdün ve Mısır ile serbest ticaret anlaşmaları imzaladı. 18 Aralık 2007’de Mercosur Ticaret Bloğu ile imzaladığı anlaşmayla bu anlaşmayı imzalayan İlk Latin Amerika ülkesi olmayan ülke oldu.

<span class="mw-page-title-main">Dışişleri Bakanlığı (İsrail)</span> Kurum

İsrail Dışişleri Bakanlığı İsrail hükûmetinin en önemli bakanlıklarından biridir. Bakanlığın rolü, İsrail'in dış politikasını uygulamaktır ve diğer ülkelerle ekonomi, kültür ve bilim alanlarında ilişkiler kurmaktır. Dış İşleri Bakanlığı, Kudüs’ün Givat Ram adlı muhitinde bulunan hükûmet yerleşkesindedir. Yisrael Katz şu anki Dışişleri Bakanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Aharon Appelfeld</span>

Aharon Appelfeld, Nazi Soykırımından kurtulmuş İsrailli romancı ve yazar.

İşçi Siyonizmi ya da Sosyalist Siyonizm, Siyonist hareketin solcu kanadıdır. Yıllar boyunca, Siyonistler ve Siyonist kuruluşlar arasında en kayda değer eğilim olmuştur. Harekete mensup gruplar, kendilerini, Doğu ve Orta Avrupa’daki Yahudi işçi hareketlerinin Siyonist dilimi olarak gördüler ve birçok ülkede çok sayıda Yahudi üyeye sahip yerel birimler kurdular. Theodor Herzl tarafından kurulan ve Haim Wiezmann tarafından desteklenen Politik Siyonizm’in tersine, İşçi Siyonizmi, bir Yahudi devletinin, İngiltere, Almanya ve ya Osmanlı İmparatorluğu gibi büyük devletlere yanaşıp yardım isteyerek basit bir şekilde kurulamayacağına inanıyordu. Aksine, İşçi Siyonistler, bir Yahudi devletinin ancak Yahudi işçi sınıfının gayretleriyle, İsrail topraklarına yerleşerek ve çalışarak kurulacağına inandılar. Yahudiler, kibbutz ve moşavlar ile ilerici bir Yahudi toplumu ve şehirli Yahudi proletaryasını kurmalıydılar.

Geri Dönüş Kanunu, 5 Temmuz 1950 tarihinde geçen, Yahudilere İsrail’e dönme ve İsrail vatandaşı olma hakkını tanıyan İsrail kanunudur. Geri Dönüş Kanunu’nun ilk bölümünde şu deklarasyon vardır:

"Her Yahudi, bu ülkeye oleh (göçmen) olarak gelme hakkına sahiptir."

İsrail İşçi Partisi, genelde HaAdova olarak bilinen, sosyal demokrat ve Siyonist olan İsrailli bir siyasi partidir. İsrail işçi Partisi 1968 yılında, Mapai, Ahdut HaAvoda ve Rafi’nin birleşmesinden doğmuştur. 1977 yılına kadar, bütün İsrail Başbakanları İşçi hareketiyle ilişkili olmuştur. Partinin günümüzdeki lideri Yair Golan’dır.

Damokles Operasyonu, Mossad'ın Ağustos 1962'de, daha önce Nazi Almanyası'nın roket programında çalışan ve Fabrika 333 olarak bilinen askeri bir bölgede Mısır için roket geliştiren Alman bilim adamlarını ve teknisyenlerini hedef alan gizli bir operasyonuydu. Projeye dahil olan Avusturyalı bilim insanı Otto Joklik'e göre, geliştirilen roketler radyoaktif atıkları kullanmak üzere programlanmıştı.

<span class="mw-page-title-main">Adolf Berman</span> İsrailli-Polonyalı siyasetçi (1906-1978)

Adolf Avraham Berman, Polonyalı-İsrailli bir aktivist ve komünist politikacıdır.