İçeriğe atla

İsrail Vatandaşlık Yasası

İsrail Vatandaşlık Kanunu (İbranice חוק האזרחות הישראלית) kimlerin İsrail vatandaşı olduğunu ve olabileceğini düzenler. Kanun diğer iki ilgili kanuna dayanır: 1950 yılında yürürlüğe giren, her Yahudinin İsrail’e göçmesine izin veren Geri Dönüş Kanunu ve nasıl İsrail vatandaşlığının alınıp kaybedileceğini tanımlayan, 1952 yılında yürürlüğe giren Vatandaşlık Kanunudur. Geri Dönüş Kanunu iki defa değiştirilirken ve Vatandaşlık Kanunu yürürlüğe girdiğinden beri 13 defa değişikliğe uğradı.[1]

İsrail Vatandaşlığının ana presipleri, Yahudiler için jus sanguinis (kökene bağlı vatandaşlık) ve diğerleri için ise jus soli (doğum yerine göre vatandaşlık) dir.[2]

Vatandaşlığın yanı sıra, İsrail’de ikamet edenler için başka bir sivil statü vardır ve bu daimi oturma iznine sahip olmaktır (İbranice תושב קבע‬‎ toshav keva). Bu statü en çok Golan Tepeleri’ndeki Suriye’lilerde ve Doğu Kudüs’teki Araplarda görülür ama diğer vatandaş olmayan ve İsrail’de yaşayan insanlar da vardır.

Tarih

Bu bölüm, İsrail Devleti’nin 1948’de kurulduğu tarihten bugüne kadar vatandaşlık kanunundaki büyük değişiklikleri anlatmaktadır.

Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki dönem

1948 yılında İsrail’in kurulmasından önce, İsrail’i oluşturan bölge Filistin Mandası’ydı. Bölgede yaşayanlar Filistin Mandası’nın vatandaşlarıydı. Manda birden bire, 1948 Arap-İsrail Savaşı esnasında, İsrail Devleti’nin kurulmasıyla sona erdi. Yeni kurulan devletin bir vatandaşlık kanunu ve teknik olarak, vatandaşları yoktu. Ne Yahudiler ne de Araplar, resmi vatandaşlık statüsüne sahip değillerdi. Tek sahip oldukları birer kimlik ve geçici oturma izinleriydi.

Bu durum birçok yasal problem doğurdu ve İsrailli mahkemeler, vatandaşlık sorusuyla ilgili birbiriyle çelişen pozisyonlar sergiledi. Eski Filistin Mandası vatandaşlarının asıl vatandaşlıklarıyla ilgili bir durumda, Tel Aviv bölge mahkemesi, uluslararası kamu kanununu referans alarak şu kararı aldı[3]

“İsrail Devleti’nin kurulduğu gün, İsrail’i oluşturan topraklarda yaşayan her kişi İsrail Vatandaşıdır. Bundan farklı olan her hangi düşünce, İsrail’i vatandaşı olmayan bir ülke yapar.”

Diğer mahkemeler, Filistin Mandası’ndaki vatandaşların, başka vatandaşlık almadıkları sürece, mandanın sona ermesiyle vatandaşlıklarını yitirdiği kararına vardı.[4] Knesset’in 1949 ve 1951’deki ilk seçimlerinde oy verme hakkı vatandaşlığa değil, oturma iznine bağlandı.

Vatandaşlık Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ve etkisi

5 Temmuz 1950 tarihinde Knesset, Geri Dönüş Kanunu’nu yürürlüğe soktu. Bu kanun daha sonra yürürlüğe girecek vatandaşlık kanunun öncüsüydü. Kanun, “her Yahudi ülkesine oleh (Yahudi göçmen) olarak gelme hakkına sahiptir” i kanunlaştırdı.

İlk vatandaşlık kanunu olan, Vatandaşlık Yasası, 1952’de yürürlüğe girdi ve kanun açıkça 1925 yılında yürürlüğe giren Filistin Vatandaşlık Kanunu’nu feshetti. Bu yasaya göre, İsrail vatandaşlığı, geri dönüş, oturma iznine sahip olmak, doğum ve Telsik sürecinden geçmek olmak üzere, dört şekilde elde edilebilirdi.

Kanunun en tartışmalı kısımları, ikametle vatandaşlık alma ile ilgiliydi. İsrail, Filistin Mandası’nın halefi olurken, kanun Filistin vatandaşlarını otomatik olarak İsrailli diye kabul etmiyordu. Manda vatandaşı Yahudi ve Araplar, farklı yollar kullanarak vatandaş oldular. Yahudiler Geri Dönüş Kanunu’nu kullanarak vatandaş olurken, Araplar sadece;

  • Daha önce Filistin vatandaşlığına sahipseler,
  • 1949 yılı itibarıyla İsrail’de oturma iznine sahipseler,
  • Kanunun yürürlüğe girdiği 1952 yılında hala kayıtlı oturma iznine sahipseler,
  • İsrail Devleti’nin kurulduğu günden kanunun yürürlüğe girdiği dönem arasında İsrail’de ya da daha sonra İsrail’in parçası olan yerlerde yaşıyorlarsa. Ayrıca yasal yollarla İsrail’e bu dönemde girdiyseler vatandaş olabilirlerdi.

Kanundaki bu şartlarının amacı, 1948 savaşında İsrail karşıtı orduları savunan Arapların vatandaş olmalarını engellemekti. Savaş esnasında, büyük bir grup Arap İsrail topraklarını terk ettiler ve o dönemde oturma izinlerine de sahip değillerdi. Bu nedenle, vatandaşlık elde edemediler.

Kaçıp saklandıkları komşu Arap ülkelerinden de vatandaşlık alamayınca, devletsiz kaldılar. Bu Arap ülkelerinin kasıtlı yaptığı, bir uluslararası Filistinli Göçmen Krizi yaratma çabasıydı. Buna ek olarak, bu savaş için ve sadece bu savaş için, göçmen olmanın tanımı yeniden yazıldı. Filistin Mandası’nda 2 yıl veya daha fazla yaşayan herkes göçmen statüsünde olacaktı. Diğer savaşlara uygulanan tanımdaysa, oturum süresi daha fazla olmalıydı. Bu yeni ve eşsiz göçmen tanımı, asıl göçmenlerin soyundan gelenlere de uygulanabilecekti ve bu da yine, bu tek bir savaşa yönelik bir uygulamaydı. Bu faktörler bir araya geldiğinde, dünyanın en uzun metrajlı göçmen krizi oluşturuldu. Filistinli göçmenlerin geri dönme haklarını savunan bilim adamları, 1952 Vatandaşlık Kanunu’nun “vatandaşlıktan çıkarma” ya yönelik bir kanun olduğunu ve uluslararası hukuku ihlal ettiğini belirttiler.[3]

1948 yılındaki Arap göçmen sayısıyla ilgili tahminler oldukça değişkendir. 750.000 civarı gibi fazla tahminler varken, 300.000 gibi daha az sayıdaki tahminler de vardır. 160.000 civarındaki Arap, savaş sonrasında, ateşkes alanlarında kalmıştır.[5][6]

1948 yılını takip eden yıllarda, birçok yerinden edilmiş Filistinli ve İsrail toprakları dışında olan Filistinliler, eski yaşadıkları yerlere dönebildiler. Ancak, mahkemelerin kanundaki “oturma izniyle” elde edilen vatandaşlık kısmını sıkı bir şekilde uygulaması sonucu, vatandaşlıktan men edildiler ve bunun yerine daimi oturma izni hakkı kazandılar. Bu da on binlerce Filistin Mandası vatandaşlarını devletsiz ve pasaportsuz bıraktı.[6]

1950'li ve 1960'lı yıllarda, Filistinliler tarafından açılan birçok dava, vatandaşlık kanunun oturma izniyle olan kısımlarındaki sıkı kurallara meydan okudu. Bu tür meydan okumaların sonucu 1980 yılında geldi ve kanunun oturma izniyle vatandaşlık elde etme kısmı değiştirildi. Yapılan değişiklikte vatandaşlık hakkı bu tür Arap gruplara tanındı.[1]

Yahudiliğin Yasal Tanımı

Geri Dönüş Kanunu bütün Yahudilere İsrail’e göçme hakkı verirken, kimin Yahudi olduğu sorusuna cevap vermedi ve bu da bazı yasal sorunlara sebep oldu. Bu tür sorunlardan biri, 1962 yılındaki Rufeisen davasında görüldü. Oswald Rufeisen, Katolik Hristiyanlığa geçen Polonyalı bir Yahudi'ydi ve İsrail’e göçmen istedi. Anayasa Mahkemesi, başka bir dine geçtiği için, Geri Dönüş Hakkını kaybettiği kararına vardı. Mahkemenin bu kararı, 1970 yılında, Geri Dönüş Kanunu’nun, Yahudilik tanımını yapan ikinci maddesinde yerini buldu. Bu maddedeki Yahudilik tanımına göre bir Yahudi: 1970 yılında, İsrail’e giriş ve yerleşme hakkı, büyükbabası veya büyükannesinden biri Yahudi olanlara ve bir Yahudi'yle evlenen kişilere verilecek şekilde genişletildi. Kişinin, Ortodoks Yahudilik anlayışı olan Halaha’ya göre Yahudi olup olmaması önemli değildi.[7]

4A. (a) Bir Yahudi'nin bu kanundaki hakları ve bir olehin Vatandaşlık Kanunu’ndaki hakları, ayrıca bir Yahudi'nin çocuğuna ve torununa da verilmiştir. Aynı zamanda bu haklar, bir Yahudi'nin eşine, bir Yahudi'nin çocuğunun eşine ve bir Yahudi'nin torunun eşine de verilmiştir. Tek istisna, Yahudi olup, kendi isteğiyle dinini değiştirenler içindir.

(b) Vatandaşlık hakkını kanunun (a) kısmından elde eden kişilerin, haklarını elde etmelerini sağlayan Yahudi kişinin hayatta olup olmaması ve İsrail’e göçmüş olup olmaması önemli değildir.

4B. Bu kanuna göre bir Yahudi, Yahudi bir annesi olan veya Yahudiliğe dönen kişilere denir. Bu kişilerin başka bir dine mensup olmamaları gerekir

.[8]

Yahudilerin Akrabaları ile ilgili değişiklik

1970 yılında, Geri Dönüş Kanunu, bir Yahudi'nin kanunla elde ettiği hakları eşlerine, bir Yahudi'nin çocuklarına ve onların eşlerine ve ayrıca bir Yahudi'nin torunlarına ve torunlarının eşlerine de vermek için genişletildi: Bir Yahudi'nin bu kanundaki hakları ve bir olehin Vatandaşlık Kanunu’ndaki hakları, (5712—1952), ayrıca bir Yahudi'nin çocuğuna ve torununa da verilmiştir. Aynı zamanda bu haklar, bir Yahudi'nin eşine, bir Yahudi'nin çocuğunun eşine ve bir Yahudi'nin torunun eşine de verilmiştir. Tek istisna, Yahudi olup, kendi isteğiyle dinini değiştirenler içindir. 1999’da, İsrail Anayasa Mahkemesi, Halaha’ya göre statüleri ne olursa olsun, dinini değiştirmiş ve başka bir dine mensup olan Yahudilerin ve bu Yahudilerin soylarından gelen insanların Geri Dönüş Kanunu’ndan yararlanarak İsrail’e gelemeyecekleri kararını aldı. Bunun nedeni, bahsedilen bu kişilerin artık Yahudi olmadıklarıdır. 16 Nisan 2008 tarihinde, İsrail Anayasası, Mesihi Yahudi oldukları için başvuruları kabul edilmeyen ama babaları ve büyükbabaları Yahudi olan bir grubun hakkında pozitif karar aldı. Başvuruyu yapan kişiler, Halaha’ya göre zaten hiçbir zaman Yahudi olmadıklarını ve böylece kanun dinden dönme kuralından muaf olduklarını belirttiler. Mahkeme başvurularını tekrar incelemeye alma kararı verdi.

1971 yılındaki vatandaşlık değişikliği

Vatandaşlık kanununa yapılan üçüncü değişiklik, Knesset’te yürürlüğe girdi. Yapılan ek, kanunun 2inci kısmındaki geri dönüşle vatandaşlık bölümüne eklendi: (e) İsrail’e yerleşmek isteyen bir kişi, Geri Dönüş Kanunu (5701-1950) ile oleh vizesi hakkına sahipse veya oleh statüsünde ise, İçişleri Bakanlığı, kendi isteğiyle, bu kişinin aliyasından önce, kişiye geri dönüş erdeminden dolayı vatandaşlık verebilir. Bu ek değişiklik, Altı Gün Savaşı sonrasındaki dönemde Sovyetler Birliği’nden çıkış vizesi nedeniyle ayrılamayan çok sayıdaki Sovyet Yahudiler için yürürlüğe girdi.[9]

Filistinliler için aile birleşmesi

2003 yılında, Vatandaşlık ve İsrail’e Giriş Kanunu Knesset’te geçti. İlk başta geçici bir kanun olarak yürürlüğe girdi ve sonra birçok durumda genişletildi ve günümüzde ise hala yürürlüktedir.

Kanun, İsrail vatandaşları ve Suriye, Lübnan, Irak, İran ve Filistin gibi İsrail tarafından “düşman” olarak kabul edilen ülkelerin vatandaşı olup Yahudi olmayan eşlerinin aile birleşmesi yoluyla vatandaşlık almasını engelledi. Ocak 2012’de İsrail Anayasası, kanunun geçerliliğini bir kere daha teyit etti.[10]

İçişleri Bakanlığı kararnamesiyle ile vatandaşlık alma 1968 yılında eklendi kanuna.[1]

İsraillilik bir Milliyet midir?

Uluslararası hukuka göre, İsrail vatandaşları İsrailli millilerdir ve bu nedenle İsraillilik miiliyet olarak kabul edilir. Ama buna rağmen, İsrail siyasetinde, İsrailliliğin derin anlamda bir milliyet olarak var olup olmadığı tartışması vardır. Yahudilik ve Filistinliliğin dışında bir İsrailli milliyetinden bahsedilebilir mi? İsrail’in iç kanunlarında İsraillilik bir milliyet olarak tanınmamıştır.[11] Vatandaşlar, etnik aidiyetlerine göre kayıt altındadırlar ve bunların başlarında, Yahudilik, Araplık, Dürzülük ve Çerkezlik vardır ama yanı sıra Mısırlı, Gürcü ve Rus gibi yabancı uyruklara da izin verilmiştir. Kayıt, her İsrail vatandaşının daima yanında taşıması gereken İsrail kimlik kartları üzerindeki, İbranice etnik köken veya uyruk anlamına gelen Le’om (לאום) kısmına yapılır.

Vatandaşlar tarafından, uyruklarının kimlikleri üzerinde İsrailli olması üzerine açılan davalardan ikisi Anayasa Mahkemesine taşındı ve her iki defa da davalar kaybedildi. Davalardan ilki insan hakları savunucusu ve psikolog, Georges Tamarin tarafından 1971 yılında açıldı. Tamarin Yahudi olarak belirtilen kimlikteki uyruğunu İsrailli olarak değiştirmek üzere Anayasa Mahkemesine gitti. Mahkemede oy birliği ile aleyhe karar çıktı ve mahkeme, “ Yahudilik dışında İsrailli gibi millet yoktur” diye belirtti.[12]

2010 yılında, emekli dilbilimci ve “Ben bir İsrailli’yim” hareketinin başkanı Uzi Ornan ve Joseph Agassi gibi diğer İsrailli bilim adamları, bu sistemi sorgulayan bir davayı başlattı. Amaçları uyruklarının “İsrailli” olarak resmen tanımlanmasını sağlamaktı.[13] Görünüşte “İsrailli milliyeti”nin var olmasını sağlamak olarak görülen istek, 2013 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmedi. Bunun nedeni İsrail Devleti’nin Yahudi karakterini korumaktı.[14]

Vatandaşların Hakları ve Yükümlülükleri

Vatandaşlık Kanunu’nun bir parçası olmasa da, İsrail vatandaşlarının sahip olduğu haklar şunlardır:

  • İsrail’in siyasi sistemine tamamen katılmak.
  • İsrail Pasaportu.
  • İsrail’e istedikleri zaman girip çıkmak. Bu hak bazen, gerekli yetkilerle engellenebilir.

Diğer haklar, vatandaşlara ve İsrail’de ikamet hakkına sahip olan kişilere eşit şekilde verilmiştir. Bunların içinde, İsrail’de çalışmak, ilgili sosyal güvenlik hizmetlerden zamanı geldiğinde emeklilik hakkı, yerel seçimlerde oy vermek vardır. İkametle yaşayıp vatandaş olmayanlar, İsrail sınırlarından (Golan Tepeleri ve Doğu Kudüs gibi Yeşil Hat olarak adlandırılan bölgelerde dahil) ayrılırlarsa, statülerinden mahrum edilebilirler. Vatandaşlar istedikleri zaman İsrail’den ayrılıp tekrar geri gelebilir ve yerleşebilirler.

İsrail vatandaşları, ülke dışında olduklarında, İsrail pasaportlarına sahip olmalıdırlar ve pasaportları İsrail’den ayrılmadan önce almalılar. Askerlik yasal olarak hem vatandaşlar hem de ikametle yaşayanlar için zorunludur ama çeşitli muafiyet nedenleri vardır. Arap İsrailliler ve Haredi Yahudiler (Ultra Ortodoks) tamamen muaftır askerlikten.

Vatandaşlık Almak

Bu kısım İsrail vatandaşlığı elde etmenin çeşitli yollarını listeler.

Geri Dönüşle Vatandaşlık

Geri Dönüş Kanunu, bütün Yahudilere İsrail’e göçme ve İsrail’e varır varmaz İsrail vatandaşlığı elde etme hakkını tanır. İsrail kanunları Geri Dönüş Kanunu ile kişilere resmen vatandaşlık hakkı veren vatandaşlık kanununu ayrıştırır. Geri Dönüş Kanunu Yahudi olan kişilere ve soydaşlarına, İsrail’e göçtüklerinde vatandaşlık hakkı verirken, vatandaşlık kanunu Yahudi olan ve olmayan kişilere çeşitli yollar ve prosedürlerle vatandaşlık hakkı tanır. Geri Dönüş Kanunu İsrail vatandaşlığını kendisi veremez ama İsrail vatandaşlık kanunu, geri dönüş kanunuyla İsrail’e gelenlere isterlerse vatandaşlık verir.

İsrailli olmayan bir Yahudi veya İsrailli olmayan bir Yahudi'nin çocuğu ya da torunları, İsrail’e göçmek için bir onay almak zorundadır. Bu onayın çeşitli nedenlerden dolayı verilmemesi mümkündür. Bu nedenler arasında başvuruyu yapan kişinin, sabıka kaydına sahip olması, bulaşıcı bir hastalığının olması ya da İsrail toplumuna herhangi bir şekilde tehdit unsuru durumunda olması vardır. İsrail’e Geri Dönüş Kanunu’yla dönen Yahudiler, varışlarından sonraki ilk üç ayda, otomatik olarak İsrail vatandaşlığı alırlar. Sadece açıkça almak istemediklerini belirtirlerse bu durum gerçekleşmez.

İkamet ile Vatandaşlık

İkametle vatandaşlık, Filistin Mandası’nda yaşayan Araplar gibi Yahudi olmayanlar için yürürlüğe girmiştir. İsrail’in kurulduğu günden, kanunun yürürlüğe girdiği güne kadar İsrail’in topraklarında olan kişilere İsrail vatandaşlığı verildi. Kimlerin vatandaşlık kanunun bu hükmüyle vatandaşlık hakkı elde ettiğini belirlemek için, devlet, 1952 ve 1980’de nüfus kaydı gerçekleştirdi.

Kökenle Vatandaşlık

Anne ve babasından biri ya da her ikisi İsrail vatandaşı olan bir çocuk, İsrail dışında doğsa da otomatik olarak İsrail vatandaşı olur. Aileleri İsrail vatandaşlıklarını, doğuştan, Geri Dönüş Kanunu’ndan, ikametten veya Telsik yöntemiyle almış olabilirler.[15]

Kökenle vatandaşlık, jus sanguinis prensibiyle tanınır ve İsrail dışında doğmuş sadece bir jenerasyonu kabul eder. Bu limite rağmen, İsrail vatandaşının soyundan gelen ve İsrail dışında doğan insanlar, Geri Dönüş Kanunu gibi başka kanunlardan ve düzenlemelerden yararlanarak İsrail vatandaşlığı alabilirler.

Evlat Edinmekle Vatandaşlık

1996 yılında, Vatandaşlık Kanunu’nda tekrar değişiklik yapıldı (6. Ek). Bu değişiklikle evlat edinmeyle vatandaşlık hakkı tanındı.[1] İsrailli olmayan bir çocuk, eğer İsrail vatandaşları tarafından İsrail kanunlarına göre evlat edilirse, evlat edildiği gün İsrail vatandaşlığı hakkına sahip olur. İsrail dışında yaşayıp İsrail vatandaşı olan aileler evlat edindikleri çocuklarına isterlerse hemen vatandaşlık verebilirler.[16]

Telsikle Vatandaşlık

Yetişkinler, telsik yoluyla İsrail vatandaşlığı alabilir. Bu yurttaşlığa kabul yönteminden yararlanabilmek için başvuran kişi, son beş yılın üç yılını İsrail’de geçirmiş olmalı, İsrail’de daimi ikamet hakkına sahip olmalı, bir önceki vatandaşlığını terk etmeli ve vatandaşlık yeminini etmelidir.[2] Yemin:

“İsrail Devleti’ne sadık bir vatandaş olacağımı deklare ediyorum” şeklindedir. 2010 yılında tartışmalı bir yasa tasarısı yemini,[17] “Yahudi ve demokratik bir devlet olarak, İsrail Devleti’ne sadık bir vatandaş olacağıma ve kanunlarına uygun davranacağıma yemin ederim” şeklinde değiştirmek istedi. Bu yasa tasarısı Knesset’te destek görmedi ve yürürlüğe girmedi.

Başvuruyu yapan kişi İbranice’yi biraz da olsa bilmelidir ama kişi herhangi bir dil testine alınmaz.[18] Arapça için de böyle bir gereklilik yoktur.[19]

Bütün telsik başvuruları, İçişleri Bakanlığı’nın isteğine bağlıdır.

Evlilikle Vatandaşlık

1970 yılında, İsrail, Geri Dönüş Kanunu’nu, Yahudilerin Yahudi olmayan eşlerinin de evlilikleri sonucu vatandaşlık hakkını elde etmesini sağlayacak şekilde değiştirdi.[20] 2003 tarihli Vatandaşlık ve İsrail’e Girme Kanunu, Filistin sınırlarında yaşayan ve Yahudi olmayan eşlere telsik yoluyla vatandaşlık hakkını yasakladı.[21] Bu yasaklama, en son 2016’da olmak üzere birçok kez uzatıldı. Bu yasağın sebeplerinin arasında, Batı Şeria’daki militanların, evlilikle vatandaşlık yolunu kullanarak İsrail topraklarına girmeleriydi.

Doğum Yeriyle Vatandaşlık

Vatandaşlık Kanunu’nun 4A bölümüne göre:[22] İsrail Devleti’nin kurulmasından sonra, İsrail sınırları içerisinde doğan ve daha sonra hiçbir vatandaşlık almayan kişiler, İsrail vatandaşı olma hakkına sahiptir. 18. Ve 21. yaş günleri arasında vatandaşlık başvurularını yaptıklarında, başvuruu sahipleri, başvurularından önceki 5 yılda İsrail’de yaşıyor olmalıdırlar.

Kökenle vatandaşlık alma prosedürleri

İsrailli ebeveynler, İsrail’de, çocuklarıyla ve üzerinde isimlerinin çocuğun ebeveynleri olarak görüldüğü orijinal doğum sertifikasıyla İçişleri Bakanlığına gitmeliler. Ayrıca ebeveynler kimlik kartlarını ya da İsrail pasaportlarını çocuğun yabancı pasaportuyla getirmelidirler.[23] Eğer ebeveynler evli değillerse veya evliliklerini İçişleri ya da Dışişleri Bakanlıklarına kayıt ettirmedilerse, İçişleri Bakanlığına gidip gerekli prosedürleri yerine getirmelidirler.[23] Bütün bilgiler doğrulandığında, çocuğa bir kimlik numarası ve bir pasaport verilir. Eğer çocuk 16 yaşında veya 16 yaşından büyükse, yine bir kimlik kartı elde eder.[23] İsrail’de din ve devlet ayrı değildir[23] ve bu nedenle, eğer çocuğun annesi Yahudi değilse, Ortodoks Yahudi standartlarına göre çocuk Yahudi olarak kaydedilmez ve Yahudi olan biriyle İsrail’de evlenemez. Evliliğin tek yolu, Yahudiliğe dönmektir.[23] Annesi Yahudi olan her çocuk Ortodoks Yahudilik standartlarına göre Yahudi'dir.[23]

Vatandaşlıktan Çıkma ve Vatandaşlığın İptali

Bazı durumlarda devlet bir İsrail vatandaşının vatandaşlığını iptal edebilir. İsrail vatandaşlık kanununun 11. maddesi, vatandaşlığın iptaline yol açacak üç durumu belirtir:

  • Eğer bir vatandaş, İsrail’in düşmanı bir devlete girdiyse ya da düşman olarak belirtilen bir devletin vatandaşlığını aldıysa.
  • Eğer bir kişi ülkeye sadakini ortadan kaldıracak bir girişimde bulunduysa.
  • Eğer kişinin vatandaşlığı yanlış olan bilgilerle alındıysa. Bu durumda, kişinin çocukları da vatandaşlıklarını kaybedebilir.

Vatandaşlığın yanlış bilgilerle alınması durumuyla ilgili, İçişleri Bakanlığı, vatandaşlığın verildiği ilk üç yıl içinde vatandaşlığı iptal edebilir. Eğer kişi durumun belirlenmesinden üç yıl önce vatandaşlığı aldıysa, İçişleri Bakanlığı, gerekli idari mahkemelerden izin alarak vatandaşlığı iptal edebilir.[24] 2008 yılında, Vatandaşlık Kanunu’nda yapılan bir ek, dokuz ülkeyi düşman ülke olarak adlandırdı: Afganistan, İran, Irak, Lübnan, Libya, Pakistan, Sudan, Suriye ve Yemen.

Vatandaşlık yasasının 10. maddesine göre, yurt dışında yaşayan İsrail vatandaşlarının, vatandaşlıklarını reddetme hakları vardır. Bu reddi, bir İsrail Elçiliğine başvurarak yapabilirler. Başvuruları, İçişleri Bakanlığı gıyabında karar verme hakkına sahip olan Sınır Geçişi, Nüfus ve Göç İdaresi’ne gönderilir. İdare başvuruyu inceler ve kabul eder ya da reddeder.[25] Başvuru, kişinin askerlik yapmamış olmaması veya başka bir vatandaşlık almamış olmaması gibi nedenlerle reddedilebilir.[26] Nüfus ve Göç İdaresi raporuna göre, 2003 ve 2015 arasında, 8308 İsrailli vatandaşlıklarını reddettiler.[27]

Çifte Vatandaşlık

İsrail, vatandaşlarının çifte veya daha fazla vatandaşlığa sahip olmasına izin vermektedir. Çifte vatandaşlığa sahip olan bir kimse, İsrail tarafından bütün haklara sahip bir vatandaş olarak tanınır. Bu kişi İsrail’e vizesiz girebilir, İsrail’de istediği kadar kalabilir, istediği bir işte çalışabilir veya bir iş başlatabilir. Bu duruma iki istisna vardır. Biri Knesset üyeleri içindir. Seçimle Knesset’te sandalye kazanan vekiller, diğer vatandaşlıklarını iptal etmeden bağlılık yemini edemezler. Aynı zamanda telsikle vatandaşlık alan kişiler, önceki vatandaşlıklarını reddetmeden İsrail vatandaşlığına geçemezler. Çifte vatandaşlığa sahip birisi, İsrail Güvenlik Hizmetleri Kanunu’na göre yabancı bir vatandaş olarak kabul edilmez ve bu kişi askerlik hizmetini yerine getirmekle hükümlüdür. Ceza Kanunu’na göre, kişi vatandaş olarak kabul edilir ve kişi suç işlediğinde İsrail Kanunlarına göre cezaya çarptırılabilir. Dini mahkemeler tarafınca evlilik ve boşanma işleriyle ilgili kişisel durumlarda da diğer her vatandaş gibi İsrail vatandaşı olarak tanınır.[28]

Kaynakça

  1. ^ a b c d Harpaz, Yossi; Herzog, Ben (2018). "Report on citizenship law: Israel". 7 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mart 2020. 
  2. ^ a b Safran, William (1 Temmuz 1997). "Citizenship and Nationality in Democratic Systems: Approaches to Defining and Acquiring Membership in the Political Community". International Political Science Review. 18 (3). SAGE Publishing. ss. 313-335. doi:10.1177/019251297018003006. 
  3. ^ a b Mazen, Masri (2014). "The Implications of the Acquisition of a New Nationality for the Right of Return of Palestinian Refugees". Asian Journal of International Law. Cambridge University Press. SSRN 2483882 $2. 
  4. ^ Goodwin-Gill, Guy S.; McAdam, Jane (2007). (3.3başlık=The Refugee in International Law bas.). Oxford University Press. s. 460. ISBN 978-0-19-928130-5 https://archive.org/details/refugeeininterna0000good_m1g3.  Eksik ya da boş |başlık= (yardım)
  5. ^ "How Many Palestinian Arab Refugees Were There?". 7 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mart 2020. 
  6. ^ a b Davis, Uri (1995). "Jinsiyya Versus Muwatana: The Question of Citizenship and the State in the Middle East: The Cases of Israel, Jordan and Palestine". Arab Studies Quarterly. 17 (1/2). Pluto Journals. ss. 26-27. JSTOR 41858111. 
  7. ^ Omer-Man, Michael (7 Ağustos 2011). "This Week in History: Jewish right to aliya becomes law". The Jerusalem Post. 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Aralık 2015. 
  8. ^ "The Law of Return 5710 (1950)". The Knesset of Israel. The State of Israel. 26 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Aralık 2019. 
  9. ^ Schroeter, Leonard (2008). "Soviet Jews and Israeli citizenship: The nationality amendment law of 1971". Soviet Jewish Affairs. 1 (2). ss. 25-34. doi:10.1080/13501677108577093. 
  10. ^ "Israel upholds citizenship bar for Palestinian spouses". BBC News. 12 Ocak 2012. 20 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Ocak 2012. 
  11. ^ Schechla, Joseph (2004). ""Jewish Nationality," "National Institutions" and Institutionalized Dispossession" (PDF). al-Majdal. BADIL. 29 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 15 Mart 2020. 
  12. ^ Tekiner, Roselle (1991). "Race and the Issue of National Identity in Israel". International Journal of Middle East Studies. 23 (1). Cambridge University Press. s. 50. doi:10.1017/S0020743800034541. JSTOR 163931. 
  13. ^ "Lawsuit challenges Israel's discriminatory citizenship definition". Electronic Intifada. 6 Nisan 2010. 2 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Kasım 2018. 
  14. ^ "Supreme Court rejects 'Israeli' nationality status". The Times of Israel. 13 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Kasım 2018. 
  15. ^ "Acquisition of Israeli Nationality". Mfa.gov.il. 20 Ağustos 2001. 15 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2010. 
  16. ^ באינטרנט, אוריון – שיווק. "Acquiring or canceling Israeli citizenship". www.israelishortcut.org. 1 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2018. 
  17. ^ "Israeli cabinet backs controversial Jewish loyalty oath". BBC News. 10 Ekim 2010. 12 Kasım 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Kasım 2018. 
  18. ^ Shohamy, Elana; Kanza, Tzahi (2009). "Language and Citizenship in Israel". Language Assessment Quarterly. s. 83. doi:10.1080/15434300802606622. 
  19. ^ Amara, Muhammad (1999). Politics and Sociolinguistic Reflexes: Palestinian Border Villages. John Benjamins Publishing. ISBN 978-9-02-724128-3. 7 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mart 2020. 
  20. ^ "The Law of Return". The Jewish Agency for Israel. 19 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Temmuz 2019. 
  21. ^ "GRANTING STATUS TO THE FOREIGN SPOUSE OF AN ISRAELI CITIZEN". 20 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mart 2020. 
  22. ^ "חוק האזרחות, תשי״ב–1952". wikitext-HE. 7 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2019. 
  23. ^ a b c d e f "Arşivlenmiş kopya". 14 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mart 2020. 
  24. ^ "Israel: Amendment Authorizing Revocation of Israeli Nationality Passed – Global Legal Monitor". www.loc.gov. 23 Mart 2017. 30 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2018. 
  25. ^ "Renouncing Israeli citizenship". 10 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mart 2020. 
  26. ^ Eichner, Itamar (2015). "Increasing number of Israelis renouncing their citizenship". 7 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mart 2020. 
  27. ^ "8,308 Israelis renounced citizenship over past 12 years". 23 Haziran 2016. 7 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mart 2020. 
  28. ^ "Bet Din and Judges". www.jewishvirtuallibrary.org. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2018. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Filistinliler</span> Levantta bir etnonasyonel grup

Filistinliler, Filistin bölgesi kökenli Arap halk. Dünya genelinde yaklaşık 12 milyon Filistinli Arap vardır ve bunlardan sadece yarısına yakını herhangi bir devletin vatandaşlığına sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Knesset</span> İsrail Devletinin parlamentosu

Knesset İsrail devletinin yasama organıdır. Knesset kelimesi İbranice "meclis" anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Batı Şeria</span> Filistinde bulunan bir bölge

Batı Şeria (Cisürdün) (Arapça: الضفة الغربية‎,, İbranice: הגדה המערבית‎,, Orta Doğu'da batı, kuzey ve güneyinde İsrail, doğusunda ise, Şeria nehri ve Lût Gölü ile çevrili bölgedir.

<span class="mw-page-title-main">Siyonizm</span> Yahudilerin ana vatanına dönüş projesi

Siyonizm, tarihî İsrail Toprakları olarak tanımlanan topraklarda bir Yahudi devletinin asırlar sonra yeniden kurulmasını destekleyen, savunan ve Yahudi milliyetçiliğini temel alan ideolojik fikir hareketidir. Modern Siyonizm, 19. yüzyılın sonlarında Orta ve Doğu Avrupa'da ulusal bir canlanma hareketi olarak hem şiddetlenen antisemitizm dalgalarına tepki olarak hem de "Yahudi Aydınlanması" olarak da bilinen Haskala'ya bir cevap olarak ortaya çıktı. Kuruluşundan çok kısa bir süre sonra varlıklı Yahudi soyluların ilgisini çeken hareket, Osmanlı İmparatorluğu'nun kontrol ettiği Filistin'de sürdürülebilir bir Yahudi devletini, 1900 yıl sonra tekrar yaratmayı amaçlıyordu.

<span class="mw-page-title-main">İsrail</span> Batı Asyada bulunan bir ülke

İsrail, resmî adıyla İsrail Devleti (İbranice: מְדִינַת יִשְׂרָאֵל‎,

<span class="mw-page-title-main">İzak Rabin</span> 5. İsrail başbakanı

İzak Rabin, İsrailli asker ve politikacı. İsrail’in 5. Başbakanı olan Rabin, 1974-77 yılları arasında ve 1992 ile 1995 yılındaki suikastına kadar olan süre olmak üzere iki dönem başbakanlık yaptı.

<span class="mw-page-title-main">Reuven Rivlin</span> 10. İsrail Cumhurbaşkanı

Reuven "Ruvi" Rivlin, İsrailli avukat, siyasetçi ve 2014-2021 yılları arasında İsrail Devleti'nin 10. Başkanı.

<span class="mw-page-title-main">Irak'taki Yahudilerin tarihi</span>

Irak Yahudileri Irak'ta doğmuş veya onların çocukları olan Yahudilerdir. Yahudilerin Irak topraklarındaki varlığı MÖ 586'daki Babil Sürgünü ile belgelenmiştir. Irak Yahudileri dünyanın en eski topluluklarından olup tarihi önemi en yüksek Yahudi cemaatlerinden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Ürdün'deki Yahudilerin tarihi</span>

Ürdün'deki Yahudilerin tarihi, bugünkü Ürdün coğrafyasının büyük bir bölümü bir zamanlar İsrail Diyarı'ndaki Yahudilerin tarihi ile çakıştığı için antik döneme kadar uzanır.

<span class="mw-page-title-main">Kim bir Yahudi'dir?</span> Yahudi kimliği ile ilgili temel soru

"Kim bir Yahudi'dir?", Yahudi kimliğinin temel sorusudur. Yahudi şahsın kültürel, dini, soyağacı ve kişisel boyutlarını irdeler. Bu soru, Almanya'da Nazi Partisi tarafından hazırlanan Nürnberg Yasaları'nda da ele alınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Doğu Kudüs</span> Kudüsün doğusu

Doğu Kudüs veya Doğu Yeruşalim ,1948 Arap-İsrail Savaşı'nda Ürdün'ün ve 1967'deki Altı Gün Savaşı'nda İsrail'in eline geçen Kudüs'ün doğusudur. İçinde, Eski Şehri ve Yahudilik, İslam ve Hristiyanlıkta kutsal yerler olan Tapınak Dağı, Ağlama Duvarı, Mescid-i Aksa, Kutsal Kabir Kilisesi gibi yerleri barındırır. "Doğu Kudüs" terimi, bazen 1949'dan 1967'ye kadar Ürdün'ün hakimiyeti altında olan fakat 1967'den sonra İsrail hakimiyeti altında Batı Kudüs ile birlikte tek bir belediye altında birleştirilen 70 km²'lik alanı bazen de 1967 öncesi bir Ürdün belediyesi olan 6.4 km²'lik alanı tasvir eder. Filistin Devleti, Doğu Kudüs'ü başkent yapmak istemektedir fakat Kudüs tamamen İsrail'in kontrolünde olduğu için şu andaki fiili başkenti Ramallah'tır. İsrail ise 30 Temmuz 1980'de Kudüs Yasası ile Batı Kudüs ve Doğu Kudüs olmak üzere Kudüs'ün tamamını ebedi başkent ilan etmiştir.

Filistin Otoritesi pasaportu 1993 Oslo Anlaşması kapsamında Filistin Yönetimi'nin 2 Nisan 1995 yılından bu yana uluslararası seyahat amacı ile Filistin topraklarında yaşayan Filistin vatandaşları için Filistin Otoritesi tarafından verilen seyahat belgesidir. Sadece Batı Şeria'daki Filistin vatandaşlarına verilir. Filistin Otoritesi pasaportu, Filistin'de doğduğunu gösteren bir doğum belgesi ibraz eden herkes tarafından kullanılabilir. Kudüs'te yaşayan Filistinliler ancak Ürdün'den alınan geçici pasaport ve İsrail'den geçici alınma seyahat belgesi taşıyabilmektedirler. Filistin dışında doğan Filistinliler için pasaportun geçerli olup olmadığı hâlen net değildir. Bununla birlikte, pasaport verilmesi İsrail hükûmeti tarafından getirilen ek kısıtlamalara tabidir. İsrail, Geçici Anlaşma uyarınca güvenlik ihtiyaçları için gerekli olduğunu kabul etmektedir.

İsrail’de laiklik, din ve devlet işlerinin birbiriyle nasıl alakalandığını gösterir. Laiklik, devlet kurumlarının, dini kurumlardan ve kurallardan ayrıl tutulması ilkesidir. Ayrıca laiklik dini kabul etmemeye karşı devletin tutum geliştirmemesidir. İsrail’de laiklik, herhangi bir dine mensup olmayan kesim ile Yahudi toplumu içinde kendini herhangi bir mezheple tanımlamayanlar olarak kendini gösterir. 1948’de, İsrail’in yeni bir devlet olarak kurulmasıyla birlikte, yeni İsrailli nüfus için yeni ve farklı bir Yahudi kimliği ortaya çıktı. Bu nüfus, İsrail kültürü ve İbranice’yle tanımlandı ve Holokost ile yaşananlar toplum için bir bağ oluşturdu.

<span class="mw-page-title-main">İsrail Arapları</span> İsrailde çoğunlukla İslama bağlı olan Arap halkı

İsrail nüfusunun aşağı yukarı yüzde 24’ünü oluşturan, yaklaşık 1.8 milyon kişi Yahudi değildir. Toplu olarak, İsrail’in Arap vatandaşları, İsrail vatandaşı Filistinliler, İsrailli Araplar veya İsrail Arapları olarak adlandırılırlar, fakat içlerinde farklı, Arapça konuşan ve farklı karakteristik özelliklere sahip gruplar da vardır. Arap vatandaşların, dine bakılmaksızın, konuştukları yerel dil Arapça’dır ya da daha spesifik olarak, Arapça’nın Filistin diyalektidir. İsrail Arap vatandaşlarının birçoğu çift dillidir ve ikinci dilleri Modern İbranice’dir. Din olarak, çoğu Sünni Müslüman’dır. Dürziler ve birçok mezheplerden gelen Arap Hristiyanlar da önemli azınlık gruplarını oluşturur. İsrail’deki Mizrahi Yahudiler, bu kesimden sayılmazlar.

<span class="mw-page-title-main">Aliyah</span> Yahudilerin diasporadan İsrail topraklarına göç etmesi

Aliyah, Yahudilerin diasporadan İsrail topraklarına göç etmesini ifade eden terim. Ayrıca "yukarı çıkma" olarak tanımlanan ve "İsrail topraklarına geçerek Aliyah yapma" olarak tanımlanan durum, Siyonizm'in temel ilkelerinden birisidir.

İsrail'de din, ülkenin merkezi bir özelliğidir ve İsrail kültürünü ve yaşam tarzını şekillendirmede önemli bir rol oynamaktadır. Din İsrail tarihinin merkezinde rol oynamıştır. İsrail, aynı zamanda, vatandaşların çoğunluğunun Yahudi olduğu dünyanın tek ülkesidir. İsrail nüfusunun 2016 yılı itibarıyla %74'ü Yahudi, %18'i Müslüman, %2'si Hristiyan ve %1.5'i Dürzi ve geriye kalan'ı Samiriler ve Bahâîlik gibi küçük inançlardan insanları kapsar.

Geri Dönüş Kanunu, 5 Temmuz 1950 tarihinde geçen, Yahudilere İsrail’e dönme ve İsrail vatandaşı olma hakkını tanıyan İsrail kanunudur. Geri Dönüş Kanunu’nun ilk bölümünde şu deklarasyon vardır:

"Her Yahudi, bu ülkeye oleh (göçmen) olarak gelme hakkına sahiptir."
<span class="mw-page-title-main">Çok vatandaşlık</span> aynı kişi tarafından birden fazla ülkenin eşzamanlı vatandaşlığa sahip olunma durumu

Çok vatandaşlık, çift vatandaşlık, çoklu vatandaşlık veya çifte vatandaşlık, bir kişinin eşzamanlı olarak bu ülkelerin yasalarına göre birden fazla ülkenin vatandaşı olarak kabul edildiği vatandaşlık statüsüdür. Kavramsal olarak vatandaşlık, ülkenin iç siyasi yaşamına odaklanır ve milliyet, uluslararası bir meseledir. Bir kişinin milliyetini veya vatandaşlık statüsünü belirleyen uluslararası bir sözleşme yoktur. Bu kavram, yalnızca birbiriyle farklılık gösterebilen ve çatışabilen ulusal yasalar tarafından tanımlanmıştır. Çok vatandaşlık, farklı ülkelerin vatandaşlık için farklı ve mutlaka birbirini dışlamayan kriterler kullanmasıyla ortaya çıkar. Halk dilinde, insanlar birden fazla vatandaşlığa sahip olabilirler, ancak teknik olarak her ulus, belirli bir kişinin kendi vatandaşı olarak kabul edildiğini iddia eder.

<span class="mw-page-title-main">Elyakim Haetzni</span>

Elyakim Haetzni, Almanya doğumlu İsrailli hukukçu, aktivist ve siyasetçi. 1990'dan 1992 yılına kadar Tehiya Partisi'nden Knesset Meclisinde delege olarak görev yaptı.