İçeriğe atla

İsmail Yalçınlar

İsmail Yalçınlar
Atatürk Üniversitesi Fen - Edebiyat Dekanı
Görev süresi
1964-1966
Türk Coğrafya Kurumu Başkanı
Görev süresi
21 Mayıs 1987 - 20 Mayıs 1999
Yerine geldiğiCemal Arif Alagöz
Yerine gelenMetin Tuncel
Kişisel bilgiler
Doğum 1915
Uşak, Türkiye
Ölüm 2003
İstanbul, Türkiye
Bitirdiği okul İstanbul Üniversitesi
Mesleği Akademisyen

İsmail Yalçınlar (d. 1915 Uşak, ö 2003 İstanbul), Türk akademisyen, coğrafyacı.

Hayatı

İsmail Yalçınlar 1915 yılında Uşak’ta doğdu. Babası Osman Ağa annesi ise Ümmü Gülsüm hanımdır. İsmail Yalçınlar’ın babası 1932 yılında vefat edince 17 yaşında lise birinci sınıfta idi. İlk ve ortaokulunu Uşak’ta, liseyi ise Afyonda okudu. Yedi kardeş olan Yalçınlar içinde bulunduğu sıkıntılara rağmen bir taraftan Afyon Lisesini bitirmiş bir taraftan ise geçim sıkıntısını hafifletmek için Uşak Şeker Fabrikasında çalışmıştır. Afyon Lisesinin 1935 yılında bitirmiş 1935 – 1936 ders yılında İstanbul Yüksek Muallim Mektebinin (Yüksek Öğretmen Okulu) Coğrafya Bölümünü sınavla kazanmış, aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Coğrafya Bölümünün öğrencisi olmuştur. İsmail Yalçınlar üniversitede öğrenci iken Edebiyat Fakültesinde okutulan coğrafya derslerinin yanı sıra Tarih Bölümünün derslerini takip etmiş ayrıca Fen Fakültesi Jeoloji Bölümündeki bazı derslere de misafir dinleyici olarak katılmıştır. Uzun yıllar çalışmalarına devam eden Yalçınlar emekliliğinin ardından da çalışmalarını sürdürmüştür. Hayatını coğrafya bilimine adamıştır. 1 Ocak 1984 yılında emekli olan Yalçınlar 2003 yılında ölmüştür.[1]

Kariyeri

İstanbul Üniversitesindeki öğrenimini, 1939 yılında İstanbul Boğazı Batısında Jeomorfolojik Araştırmalar konulu lisans bitirme teziyle tamamlamıştır. Mezuniyetini takiben 1939 yılının aralık ayında Coğrafya Öğretmeni olarak Yozgat Lisesi’nde göreve başlamış ve 1940 yılında İstanbul Yedek Subay Okulu’na gitmiştir. Bu okulu bitirdikten sonra Samsun’daki Piyade Alayında Asteğmen rütbesiyle görev yapmış ve 1941 yılında bu görevini de tamamlayarak aynı senenin ekim ayında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümüne asistan olmuştur. İsmail Yalçınlar dönemin coğrafya bölümü müdürü ve Fiziki Coğrafya Ordinaryüs Profesörü İbrahim Hakkı Akyol’un asistanlığını yapmış ve 1946 yılında Manyas ve Ulubat Gölleri Havzalarının Jeomorfolojik Etüdü konulu tezini hazırlayarak Coğrafya Doktoru unvanını almıştır. Doktora çalışmalarını takiben Banaz Çayı Havzasının Jeomorfolojik Etüdü konulu doçentlik tezini hazırlamış ve 1948 yılında Üniversite Doçenti unvanını almış ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fiziki Coğrafya öğretim üyeliği görevine atanmıştır.[1]

Bu tarihten sonra İsmail Yalçınlar mesleki çalışmalarını sürdürmüştür. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından 1949 yazında Doğu Karadeniz Dağları Kesiminde Jeolojik Harita Yapımı konulu arazi çalışması teklifini kabul ederek bu bölgenin jeolojik ve jeomorfolojik özelliklerini ortaya çıkaran çalışmalar yapmıştır. İsmail Yalçınlar’ın 1944 yılından beri incelediği İstanbul’un batısında Cebeci Köy çevresinde keşfettiği mercan fosillerini Ernest Chaput aracılığıyla, Paris Üniversitesinde J. Alloiteau tarafından tayin edilmesini sağlamış ve bunların Alt Karbonifer’e (Dinansiyen) ait olduğu 1951 senesinde Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteninde yayınlanmıştır. İstanbul Üniversitesi tarafından 1951-1952 yılları arasında Avrupa’ya gönderilmiş ve kendisi tarafından çeşitli bölgelerde bulunun omurgalı fosillerin Lyon Jeololi Müzesinde Prof. J.Viret’in yardımıyla determinasyonlarını sağlamış ve buluşlarının sonuçlarını Paris Bilimler Akademisinde bir tebliğ halinde sunmuştur. Aynı zamanda Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde keşfettiği omurgalı fosilleriyle ilgili yeni keşifleri Fransa’nın önemli bilim dergilerinde 1952 yılında yayınlamıştır. Cezayir’de 1952 yılında Uluslararası Jeolojik Kongresine de katılmış Türkiye’nin Jeolojik Strüktürleri ve Türkiye’nin Memeli Hayvan Fosilleri konusundan Fransızca iki bildiri sunmuştur. Bu çalışmalarıyla Türkiye dışında da dikkat çeken İsmail Yalçınlar Fransa Coğrafya Kurumu ile Fransa Jeoloji Kurumu’na üye seçilmiştir. Londra Doğa Tarihi Müzesi’nde de çalışmalar yapmıştır.[1][2]

Türkiye’ye döndükten sonra da çalışmalarını sürdüren Yalçınlar, Cebeciköy bölgesindeki incelemelerinde önce 1949’da bulduğu Karbonifer bitki fosillerinin yeni türlerini bulmuş ve bunları Lille Üniversitesi Fitopaleontoloji uzmanı P. Corsin’e determine ettirerek İstanbul bölgesinde karasal Karbonifer arazisinin mevcudiyetini ortaya çıkarmıştır. Bu buluşlarını Türkçe ve Fransızca olarak çeşitli dergilerde yayınlamıştır. İsmail Yalçınlar’ın İstanbul Boğazı’nın batısında Karbonifer arazisini ortaya çıkarması ve bu arazinin hem denizel hem de karasal formasyonlarla temsil edildiğini, tayin edilmiş fosillerle de kesin olarak ortaya koyması, bilim alanında o dönem önemli bir keşif sayılmıştır. Bu keşfi yurt dışında da benimsenmiş olup dünyanın en saygın bilim insanları, kendi eserlerinde bu çalışmaya yer vermiştir.[1]

İsmail Yalçınlar bundan sonra da birçok keşfe imza atmıştır. Bunlardan biri 1961 senesinde Babadağ’da bu defa Dictyonema ve Acanthographus ihtiva eden Silüryen fillatlarını ve bunların üzerine gelen Fusulinli denizel Karbonifer ile bitki fosili karasal Karboniferi ilk defa bilim dünyasına sunarak, Menderes Masifinin o tarihe kadar bilinmeyen birçok özelliklerini ortaya çıkarmıştır. Daha sonra 1963-1964 yılında Torosların Silifke-Ovacık-Anamur kesiminde Graptolitli Silüriyen formasyonları ile Trilobitli, Akrotelli ve Dendroid Graptolitli Alt Ordovisiyen – Üst Kambriyen arazisini keşfetmiş ve buradaki tabakalardan topladığı fosilleri İngiltere, ABD, Fransa ve Almanya’daki bilim insanlarına göndererek fosil determinasyonlarını yaptırmış ve buluşları kesinlik kazanmıştır.

Yalçınlar’ın uzun yıllar devam eden çalışmaları sonucunda Türkiye’de fosilsiz ve metamorfik olarak bilinen pek çok eski temel arazinin alt ve üst Paleozoik’e ait olduğu fosillerle tespit edilerek anlaşılmıştır. Bunun dışında Türkiye’nin çok çeşitli bölgelerinde ilk defa Jura, Kratese, Eosen, Neojen ve Kuaterner fosilleri bularak arazilerin yaşları hakkında geniş katkılarda bulunmuştur.

İsmail Yalçınlar edindiği bilgileri pratik hayatta da kullanmıştır. Örneğin Boğaziçi Üniversitesi Haliç Sempozyumunda İstanbul Haliç’inin dolmasını önleyecek son derece ilgi çekici tedbirler öne sürmüştür. Keza, Prof. Yalçınlar çalışmalarında fiziki ortamın beşeri hayat üzerindeki etkilerini çeşitli araştırmalarında incelemiş; bu suretle şehirlerin yerleşim yeri ve düzenleriyle ilgili orijinal görüşler de ileri sürmüştür.[1]

Yalçınlar’ın 1976 yılında yayınlanan 1/100.000 ölçekli İstanbul Jeoloji Haritası da ayrı bir öneme sahiptir. Bu harita bir ilki temsil etmektedir. Yalçınlar, farklı yerlerde yaptığı araştırmalarına ait eserlerine bizzat kendisinin hazırladığı jeoloji haritalarını koymuştur. Jeomorfolojinin önemini sıkça vurgular, Jeomorfoloji disiplinine Türkiye’de gereken önemin verilmediğini sürekli belirtirdi.[3]

Aldığı görev ve unvanlar

İsmail Yalçınlar 1948 yılında Doçent, 1963 yılında Profesör olmuştur. 1964'te atandığı Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesinde 2 yıl dekanlık yaptı ve eski görevine geri döndü. 1969 yılından itibaren Strüktür ve Yeraltı Kaynakları Kürsüsünü yönetti. 1971-1973 yılları arasında Coğrafya Enstitüsü Müdürlüğü, YÖK yasasından sonra Jeomorfoloji Anabilim Dalı Başkanlığı, sonrasında Fiziki Coğrafya Anabilim Dalı Başkanlığına atandı ve bu görevini 1 ocak 1984 tarihindeki emekliliğine kadar yürüttü. Bu tarihten sonra 1987 – 1999 yılları arasında Türk Coğrafya Kurumu Başkanlığı görevi yapmıştır.[4]

Unvan-GörevTarih
Doçent1948
Profesör1963
Atatürk Üniv. Fen. Edeb. Fak. Dekanı1964
Strüktür ve Yeraltı Kaynakları ABD Başkanı1969
Coğrafya Enstitüsü Müdürü1971-1973
Türk Coğrafya Kurumu Başkanı1987-1999

29-30 Eylül 2005 tarihleri arasında Türk Coğrafya Kurumu ve İstanbul Üniversitesi Coğrafya Bölümü’nün katkılarıyla gerçekleştirilen Ulusal Coğrafya Kongresi 2003 yılında vefat eden Prof. Dr. İsmail Yalçınlar anısına düzenlenmiştir.[3]

Eserlerinden bazıları[5]

  • 1946, Manyas Havzasının morfolojik Etüdü, İ.Ü. Coğr. Enst. Yay. No:9, İstanbul.
  • 1953, Türkiye Bünyesinin Ana Hatları, İ.Ü. Coğr. Enst. Der. Sayı: 3-4, s.48-62, İstanbul.
  • 1954, Güney Türkiye’de Alt Paleozoik Tabakaları, İ.Ü Coğr. Enst. Yay. No:39, İstanbul.
  • 1958, Orta Anadolu’da Bulunan Kambrien ve Silür Arazilerine Dair. İ.Ü. Edb. Fak. Yay. No: 787, İsrtanbul.
  • 1958, Strüktüal Morfoloji I, İ.Ü. Edb. Fak. Yay. No:800, İstanbul.
  • 1960, Strüktüal Morfoloji II, İ.Ü. Coğr. Enst. Yay. No:29, İstanbul.
  • 1963, Türkiye’nin Akdeniz Bölgesinde Bulunan Silürine Ait Graptolitli Seri. İ.Ü. Coğr. Enst. Yay. No: 36, İstanbul.
  • 1968, Amanos Dağlarında Bir Ordovisyen-Silüriyen Faunası, Türk Coğrafya Dergisi, Sayı: 24-25, s.38-47, Ankara.
  • 1976, Türkiye Jeolojisine Giriş (Paleozoik Açısından). İ.Ü. Coğr. Enst. Yay. No:87, İstanbul.
  • 1983, Türkiye’de Neojen ve Kuaterner Omurgalı Araziler ve Jeomorfolojik Karakterleri. İ.Ü, Edb. Fak. Yay. No: 2741, İstanbul.
  • 1998, Kızılırmak ve Toroslar Arasında Jeolojik ve Jeomorfolojik bir Havza, Türk Coğrafya Dergisi, Sayı: 33, s.585-587, İstanbul.
  • 2000, Deprem Afetlerine Karşı Bir Yapı Sistemi, Türk Coğrafya Dergisi, Sayı:35, s.371-379, İstanbul.
  • 2001 Deprem Afetlerine Karşı Çatmalı Yapılar, Marmara Coğrafya Dergisi, Sayı:3, Cilt:1, s.3-6, İstanbul.
  • 2002, Marmara Bölgesi ve Depremler, Türk Coğrafya Dergisi, Sayı: 38, s. 149-153, İstanbul.

Kaynakça

  1. ^ a b c d e Göney, S., 1985, Yaş Haddinden Dolayı Emekli Olması Münasebetiyle Hocamız Prof. Dr. İsmail Yalçınlar, İst. Ünv. Edb. Fak. Coğrafya Bölümü Dergisi, Sayı: 1, s.1-14, İstanbul.
  2. ^ Sözer, A. N., 1985, Prof. Dr. İsmail Yalçınlar’ın Meslek Yaşamı ve Türkiye Jeolojisi ile Fiziki Coğrafyasına Katkıları, Ege Coğrafya Dergisi, Sayı: 3, s.1-15, İzmir.
  3. ^ a b Biricik, A.S., 2005, Ulusal Coğrafya Kongresi ( Prof. Dr. İsmail Yalçınlar Anısına) (Bildiri Kitabından), İstanbul.
  4. ^ Ertek, T. A. ve Özbakan, F., 2012, Türk Coğrafya Kurumu Tarihçesi, Türk Coğrafya Kurumu Yayını, s.26, İstanbul.
  5. ^ Tuncel, H, Yiğit, A, Çelikbağ, S., 2010, Türkiye Coğrafya Bibliyografyası, Kitaplar ve Makaleler, Bilecik Üniv Yay. No: 2, Ankara.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Afet İnan</span> Türk sosyolog ve tarihçi

Afet İnan, Türk sosyolog, tarihçi ve akademisyen. Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi kızıdır.

Muharrem Ergin, Türk Türkologdur.

Ahmed Yüksel Özemre, ilk Türk atom mühendisi ve yazar.

<span class="mw-page-title-main">Sırrı Erinç</span> Türk coğrafyacı

Sırrı Erinç, Türk coğrafyacı.

Ahmet Kılıçbay, Türk ekonometri profesörüdür.

Fikret Ozansoy, Türk paleontolog. Anadolu'daki ilk insansı kalıntıları, 1957 yılında Prof. Dr. Fikret Ozansoy tarafından, Ankara'nın Kızılcahamam ilçesindeki Sinaptepe'de bulunmuştur. 10 milyon yıl öncesine ait ve Ankara maymunu olarak da bilinen bu kalıntılara Ankarapithecus meteai adı verilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yunt Dağları</span>

Yunt Dağları, Batı Anadolu'da Ege Bölgesi'nin kuzeyinde yer alan kırık tipi dağ oluşumudur. Yükseltisi 1076 m'dir.

Fatma Melahat Çağlar, Türk mammalog.

Sirk ve sirk gölleri, yüksek dağ zirveleri yakınlarında buzul aşındırması kontrolünde gelişmiş, kenarları sarp yarım daire veya buna benzer şekildeki çanaklara sirk adı verilmektedir Günümüz buzul arası dönemde yüksek dağlardaki vadi buzullarının erimesi sonucu sirkler günümüzde su ile dolmuş ve gölleşmiştir. Çeşitli büyüklükte olurlar. Oluşumlarının başlangıcında kar aşındırmasının da rolü vardır. Yüksek dağlık kütlelerde yamaçların üst kısımlarında yer alan herhangi bir çukurlukta veya sel kabul havzasında biriken karlar belirli bir kalınlıktan sonra yamacın eğimine uygun olarak hareket ederler ve bu arada zemini oyarak çukurlaştırırlar. Meydana gelen bu çukura nivasyon sirki denir. Burada biriken karlar zamanla buzul buzuna dönüşürler. Bu buzulun aşındırma gücü daha fazladır ve yer aldığı çanağı daha da derinleştirerek onu sirk haline dönüştürür. Nivasyon sirklerinde ters eğimler 5 dereceden daha küçüktür. Buna karşılık asıl sirklerde bu değerden daha büyük bulunur. Sirklerin büyüklüğü buzulun kütlesi ve aşındırma süresiyle doğru orantılıdır. Bu hususta zeminin litolojik özellikleri de önemli bir rol oynar.

Mehmet Besim Darkot, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk büyük coğrafyacılarından biridir.

<span class="mw-page-title-main">İbrahim Hakkı Akyol</span>

İbrahim Hakkı Akyol, Cumhuriyet döneminin ilk coğrafyacılarından biri.

Ahmet Hulusi Ardel, Cumhuriyet döneminin ilk büyük coğrafyacılarından biridir.

Prof. Dr. Ali Macit Arda Türkiye'de modern coğrafyanın kuruculuğunu üstlenmiş bilim insanlarından biridir.

Cemal Arif Alagöz, Cumhuriyet Döneminin ilk coğrafyacılarından biridir.

Ord. Prof. Ali Tevfik Tanoğlu, Cumhuriyet döneminin ilk büyük coğrafyacılarından biridir.

Ernest Chaput, Fransa'dan davet edilmiş ve Türkiye'de modern coğrafya biliminin kurucularından birisi olmuş coğrafyacıdır.

Herbert Louis Almanya’dan davet edilmiş ve Türkiye’de modern coğrafya biliminin kurucularından birisi olmuştur.

Reşat İzbırak, Türk coğrafyacı. Cumhuriyet döneminin ilk büyük coğrafyacılarından ve Türkiye'de çağdaş coğrafyanın kurucularından biridir.

Erol Tümertekin,, beşerî ve iktisadî coğrafya alanında yaptığı çalışmalarla Türk coğrafya bilimine önemli katkılarda bulunmuş coğrafyacı. Mimar Han Tümertekin'in babasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Türk Coğrafya Kurumu</span>

Türk Coğrafya Kurumu, Türkiye’de coğrafyanın ve diğer yer ve beşer ilimlerinin gelişimine ve ilerleyişine çalışmak, Türkiye’nin bilimsel metotlarla coğrafyasını incelemek, dünya coğrafya hareket ve ilerleyişlerini takip etmek amacıyla Birinci Türk Coğrafya Kongresi'nde kurulması önerilmiş ve 12 Mart 1942 tarihinde kamu yararına kurulmuş bir dernektir.