İçeriğe atla

İsmail Hakkı Bursevî

İsmâil Hakkı Bursevî, (d. H. Zilkâde 1063/ M. Ekim 1653, Aydos, Bulgaristan - ö. H. 9 Zilkâde 1137/ M. 20 Temmuz 1725, Bursa), mutasavvıf, Celvetî şeyhi, müfessir, şâir.

Tefsir, hadis, tasavvuf, şiir, hutbe, gramer gibi birçok dalda çok sayıda eser verdi. Yaşadığı devre göre oldukça sade bir üslûp ve lisân kullanmıştır. Bursa’da yaşadığı için Bursevî; bir müddet Üsküdar’da ikamet ettiği için Üsküdârî; Celvetiyye tarikatına mensup olduğu için Celvetî mahlaslarıyla anılmış olsa da, bilhassa Bursevî nâmıyla bilinir.[1] İstanbul'un Üsküdar ilçesinde mukîm, Bayramiyye tarikatının Celvetiyye kolunun kurucusu Aziz Mahmut Hüdâyî'nin halifesidir.[2]

İbnü’l-Arabî, Sadreddin Konevî ve Mevlana Celâleddîn Rûmî çizgisinde bir tasavvuf anlayışına sahip Bursevî, vahded-î vücûd anlayışının Anadolu topraklarında yayılmasında etkili olmuş bir kişidir.[3] Yirmi seneden uzun süre çalışarak meydana getirdiği Rûhu'l Beyan başlıklı Kur'an-ı Kerîm tefsiri, Osmanlı döneminde yazılan tefsirlerin en önemlilerinden birisi olarak kabul edilir.[4]

Hayatı

Bugün Bulgaristan sınırlarında bulunan, Osmanlı İmparatorluğu'nun Rumeli eyaletinde Burgaz şehrine bağlı Aydos kasabasında dünyaya geldi. Baba tarafından tasavvufa aşina, anne tarafından da ilmiyye sınıfına mensup bir aileden gelmekteydi.[5] Şiirlerinde Hakkı mahlasını kullanmış; ilmî eserlerinde ise İsmâil Hakkı olarak tanınmıştır.[6]

Babası Mustafa Efendi, İstanbul Aksaray'da yaşamakta iken 1652 yılında İstanbul Esir Hanı'nda çıkan büyük yangında evi yanıp kül olunca Aydos'a yerleşmişti. Yedi yaşında annesi Kerime Hanım'ı yitirerek öksüz kalan İsmail Hakkı'ya Aydos'ta büyükannesi baktı.[1]

Yedi yıl Edirne'de öğrenim gördü. Edirne'deki öğrenimini tamamlayınca İstanbul'a gitti ve Fatih'teki Atpazarı Meydanı'nda bulunan Kul Camii'nin imamı olduğu için Atpazarı şeyhi olarak tanınmış Celvetî şeyhi Atpazarî Osman Fazlı'ya intisâb oldu. 1675'te şeyhin halifesi olarak Üsküp'e gitti ve vaazlar verdi. Bu dönemde Üsküp müftüsünü ve şehrin bazı ileri gelenlerini eleştirmesi nedeniyle birçok kişiyi karşısına aldı. Üsküp'te altı yıl kaldıktan sonra muhaliflerinin etkisi ile önce Köprülü'ye nakledildi, sonra Ustrumca'da görev yaptı.

Bursa halifesinin ölümü üzerine 1684-1685 yılında Bursa'ya yerleşti ve onun yerini aldı. Ulucami'de ve diğer bazı camilerde vaaz verdi. Vaazlarında Kur'ân-ı Kerîm'i Fatiha Suresi'nden başlayarak tefsir etmiş; vaazda söylediklerine tasavvufî yorumlar ekleyip şiirler zikrederek yazıya geçirmiştir.[1] Rûḥu’l-beyân (1705) adlı tefsiri bu şekilde tamamlandı.

Her sene şeyhi Osman Fazlı'yı İstanbul'da ziyaret eden Bursevî, Osman Fazlı'nın Mağusa'ya sürgün edilmesi üzerine 1689-1690 yılında onu Mağusa'da ziyaret etti. Bu ziyaret sırasında şeyhi onu kendisi yerine tayin etti.[1]

Bursevî, Sadrazam Elmas Mehmed Paşa'nın daveti üzerine Padişah II. Mustafa'nın I. ve II. Avusturya seferlerine katılıp vaazlarıyla askere cesaret verdi. İki defa hacca gitti (1700 ve 1710 yılları). Üç yıl Tekirdağ'da, üç yıl Şam'da yaşadıktan sonra İstanbul'a yerleşti, Üsküdar'daki Ahmediye Camii'nde vaizliğe başladı. Celvetiyye tarikatının merkezini Üsküdar'a taşıdı.[5] Birçok paşa, vezir ve devlet adamıyla görüşmelerde bulundu; Damat İbrahim Paşa kendisine bir ev hediye etti.[1]

Dostlarının daveti üzerine 73 yaşında iken Bursa'ya döndü ve eser yazmakla meşgul oldu. Bursa'da Tuz Pazarı civarınd Cami-i Muhammedi adını verdiği bir cami ve bir tekke yaptırdı. 20 Temmuz 1725'te Bursa'da öldü. Vasiyeti gereği tekkesinde toprağa verildi.

Tasavvufi görüşleri

İsmail Hakkı Bursevî, Şeyh Üftade, Aziz Mahmud Hüdayi ve Atpazarî Osman Fazlı Efendi’den sonra Celvetiyye tarikatının en önemli ismi kabul edilir.[3] Vahdet-i vücud anlayışının Anadolu toprakları üzerinde yayılmasında rolü olmuştur bir kişidir. Bu görüşü herkesin anlayabileceği örneklerle, âyet ve hadislerle destekleyerek vahdet-i vücûd anlayışının şerîat dışı bir görüş olmadığını dile getirmesi, görüşlerinde aşırı giden bazı akımları eleştirmiş olması sayesinde devrin uleması ve halk nezdinde fazla olumsuz bir tepki görmemiştir.[3]

Osmanlı alim, müfessir ve şeyhleri içinde eserlerinin çokluğuyla tanınan İsmail Hakkı Bursevî, Kutub Osman Efendi'den de ders almış,[7] 1685'te Osman Fazlı Efendi'nin tayin etmesiyle Bursa'ya gidişinden sonra orada Mevlânâ'nın Mesnevî'sinden alıntılarla zenginleştirdiği sohbetleriyle büyük şöhret kazanmıştır. Hayatının yirmi üç yılını adadığı Rûhu'l Beyan isimli tefsirinin de büyük bir kısmını burada yazdı. Arapça kaleme aldığı Rûḥu'l-beyân'ın yazımı 3 Eylül 1705'te, Ulu Cami'de vaaz olarak halka aktarımı 17 Eylül 1705'te tamamlandı; tefsirin hatim meclisine büyük bir kalabalık katıldı. Pek çok hikâye ve menkıbeye yer vermesi eserin halk arasından yaygınlık kazanmasını sağlamıştır. Vaktinin tamamını tefsirle geçirmemiş, Rûḥu'l-beyân'ı yazarken başka hacimli eserlerde meydana getirmişti. Mesnevî’sinin birinci cildinin ilk yedi yüz kırk sekiz beytini açıkladığı Rûhü’l-Mesnevî, bu eserlerden birisidir.[8] Son yapıtı olan Kitab-el Netice'de, insanın kendi yanlışlarına karşı eleştirel, ama başkalarınınkine karşı hoşgörülü ve sevecen davranabilmesinin en büyük ahlâk ilkesi olduğunu savunmaktadır.[9]

Bursevi, Osman Fazlı Efendi'nin ölümünden sonra şeyh olmuştur. Bursevî'nin ölümünden sonra oğlu Şeyh Bahaeddin Efendi, Şeyh Bahaeddin Efendi'nin çocuğu olmadığı için onun ölümünden sonra halifelerinden Hikmetî Mehmed Efendi dergaha şeyh olmuştur.[10] Bundan sonraki dönemlerde dergahta şeyhlik yapanların hemen hemen tamamını Hikmetî Mehmed Efendi ve onun soyundan gelenler oluşturmuştur.

Eserleri

Yüz otuza yakın eseri vardır. Bazı eserler kendisine yanlış atfedildiğinden, bazı eserlerinin birden fazla ismi olması nedeniyle karıştırıldığından eserlerinin sayısı tam olarak bilinmez. Eserlerinin çoğu Türkçe, kırk kadarı Arapçadır. İslâmî ilimlerde derin bilgiye sahip bulunması ve çok sayıda eser vermiş olmasına rağmen tasavvuf sahasında şöhret bulmuş olan Bursevî'nin en ünlü eseri Ruhu'l-Beyan adlı ünlü Arapça Kur'an tefsiridir.

Hemen hemen bütün eserlerinde yeri geldikçe nesre ara verip nazıma yer vermiştir.[11] Şiirleri bir divanda toplanmıştır. Sanat anlayışı da dini esaslara ve tasavvufi düşünceye dayanmaktadır. Divanının yanı sıra şiir şerhi niteliğindeki "Kitâbu’l-Envâr, Kitâbü’nNetîce, Tuhfe-i Atâiyye, Tuhfe-i Ömeriyye, Ferâhu'r-Rûh ve Silsilenâme adlı eserlerin yazarıdır.[12]

Bursevi'nin bestecilik yönü de vardır. Kendisinin ve mürşîdi Aziz Mahmud Hüdayi'nin bazı şiirlerini bestelemiştir.[1]

Ayrıca bakınız

Galeri

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f "İsmâil Hakkı Bursevî". TDV İslâm Ansiklopedisi, Cilt 23, Yıl 2001. 27 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ekim 2020. 
  2. ^ Hüseyin Vassaf (2006). Sefîne-i Evliyâ. İsmâil Hakkı Bursevî maddesi. Mehmet Akkuş, Ali Yılmaz. İstanbul: Kitabevi. ISBN 975-6403-92-6. OCLC 71818209. 
  3. ^ a b c Kargılı, Abdullah. "İsmail Hakkı Bursevî'nin Kitâbü'l-Hucceti'l-Bâliğa adlı eseri: İnceleme-metin" (PDF). İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yüksek lisans tezi, 2011. 28 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 12 Ekim 2020. 
  4. ^ Namlı, Ali. "İsmâil Hakkı Bursevî'nin Rûhu'l-beyân fî tefsîri'l-Kur'ân Adlı Tefsiri". Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, Cilt 9, Sayı 18, Yıl 2011. 15 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ekim 2020. 
  5. ^ a b Eke, Nagehan U. "Bursalı İsmail Hakkı Bursevî". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü, 2014. 28 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ekim 2020. 
  6. ^ "İsmail Hakkı Bursevi (k.s)". Muridan.com sitesi, 4 Aralık 2012. 6 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ekim 2020. 
  7. ^ "Kıbrıs'a sürgün bir sufi!". 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Mart 2017. 
  8. ^ Güleç, İsmail. "İsmail Hakkı Bursevî'nin Rûhü'l-Mesnevî'sinde geçen hadisler üzerine bir değerlendirme" (PDF). Mevlana Araştırmaları Dergisi, Mayıs 2007. 27 Ağustos 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 13 Ekim 2020. 
  9. ^ "İsmail Hakkı Bursevî (Şeyh)". Bursa Gazeteciler Cemiyeti, Bursa Ansiklopedisi (Akkılıç). 28 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ekim 2020. 
  10. ^ Karataş, Ali İhsan (2015). "İsmail Hakkı Bursevî Dergâhı Şeyhlerinden Hikmetî Mehmed Efendi ve Hanımı Sâlihâ Hâtûn'un Terekeleri". Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 25 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ekim 2020. 
  11. ^ Yurtsever, Murat. "Şiir Vadisinde İsmail Hakkî" (PDF). Bursa Kültür Sanat Turizm Vakfı Yayınları No:11, Kasım 2002. 28 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 13 Ekim 2020. 
  12. ^ Aydemir, Yaşar. "Bursalı İsmâil Hakkı'nın Eserlerinden Hareketle Şiir Görüşü ve Şiir Yazma Şekl" (PDF). ^Türkoloji Araştırmaları. Cilt 2 Sayı 3, Yıl: 2007. 14 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 13 Ekim 2020. 


İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Şeyh Galip</span> Türk divan edebiyatı şairi (1757 - 1798)

Galib Mehmed Esad Dede veya tanınan kısa adıyla Şeyh Galib, Türk divan edebiyatı şairi ve mutasavvıf.

Şeyhî, Kütahya doğumlu 15. asır Türk divan şairi ve tabip.

Sufi metafiziği başlıca vahdet (birlik) düşüncesi etrafında gelişmiştir. Öyle ki varlık bir "Mutlak Varlık" ve O'nun aynada yansımalarından oluşan görüntülerden ibarettir. Bu anlayışı açıklayan iki farklı ifade biçimi kullanılır; Vahdet-i vücud ve vahdet-i şuhut. Bazı İslami reformcular bu iki deyim arasındaki farklılığın sadece semantik ve deyimle ilgili olduğunu, özünde bir farklılık içermediğini söylerler. Sufi metafiziğinde diğer dikkat çeken konular hulul, teşkik ve maksut birliği gibi konulardır. Allah ile evren arasındaki ilişkinin tarzı sufiler arasında olduğu gibi, sufi olmayan müslümanlar arasında da tartışılagelmekte olan bir konudur.

<span class="mw-page-title-main">Şeyh Bedreddin</span> Osmanlı şeyh ve filozof

Şeyh Bedreddin Mahmud, Bedreddin Simâvî veya Simavnalı Bedreddin, İslâm tasavvufunun Vahdet-i Vücud okuluna mensup mutasavvıf, filozof ve Osmanlı kazaskeri. Şeyh Bedreddin İsyanı diye bilinen dini ve siyasi ayaklanmanın lideri.

Niyâzî-i Mısrî,, Halvetiye tarikatının Mısriyye kolunun kurucusu olan mutasavvıf ve şair.

Bayramilik veya Bayramiyye Tarikatı, kurucusu Hacı Bayram-ı Veli'nin (1352-1429) adına izafeten Bayramîyye Tarikatı olarak tanınmıştır. Hacı Bayram-ı Veli'nin, hocası Safev’îyye şeyhi Hoca Alâ ed-Dîn Ali Erdebilî'nin talebelerinden Şeyh Hâmid Hâmid’ûd-Dîn-i Veli'nin Aksaray'da ölümünden sonra Ankara'ya dönüp irşâd fa'aliyetlerine başladığı 1412 tarihi, ilk Türk tarikatı olan Bayramiye'nin kuruluşu olarak kabul edilir.

Abdullah Bosnevi (1584-1644), Osmanlı Devleti'nde Melami mutasavvıf ve şair.

Aziz Mahmud Hüdayi, Anadolu’da yetişen velîlerden olup, Halvetiyye tarikatının kolu, Celvetiyye tarikatının kurucusudur.

Celvetîlik ya da Celvet’îyye — Halvetiyye'nin bir alt sınıfına ait olan ve Halvetiyye İslâm Tarikâtı ile karıştırılmaması gereken bu Sufi tarikât, Bayramiyye'nin yan kollarından birisi olarak Hacı Bayram-ı Veli'nin müridlerinden "Akbıyık Sultan" tarafından Bursa'da Celvetîyye-î Bayramîyye Tarikâtı adı altında kurulmuştur. Bu sûfi tarikât, daha sonraları ise Aziz Mahmud Hüdayi tarafından Celvetîyye Tarikâtı adı altında yeniden yapılandırılan Halvetiye sufi tarikâtnın temellerini oluşturmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Sümbül Efendi</span>

Sünbül Sinan Efendi, İstanbul’un büyük velîlerinden, Halvetiyye'nin Sünbüliyye kolunun kurucusu mutasavvıf, medrese kökenli müfessir ve vâiz.

Safranbolulu Mehmed Emin Halvetî Safranbolu'da 19.yüzyılda yaşamış sufi ve tasavvuf üstadı.

Ekberilik, Muhyiddin İbn Arabi'nin temel kavramlarını geliştirdiği sufi metafiziğinin Vahdet-i Vücud denilen meşrep veya okuluna bağlı olan sufileri tanımlamakta kullanılan bir terim.

Osmanlı döneminde yaşamış sufi, şair, hattat ve mesnevihan.

<span class="mw-page-title-main">Tâhirü'l-Mevlevî</span>

Tâhirü'l-Mevlevî, şair, yazar, Mevlevî Dedesi, mutasavvıf, gazeteci, müderris, mesnevîhân ve edebiyat tarihçisi.

Bu liste, Kur'an'ın indirilmeye başladığı 7. yüzyıl'dan günümüze kadar literatürdeki müfessirleri ve varsa eserlerini toplu halde içermektedir. Müfessirin yaşadığı yüzyıl için, ölüm tarihi esas alınmıştır.

Bursalı Abdüllatif Efendi, Osmanlı dönemi din alimi ve mutasavvıf.

<span class="mw-page-title-main">Osman Dede</span>

Kutbü'n Nâyî Osman Dede (1652-1729), Mevlevî şeyhi, derviş, mutasavvıf, bestekâr.

İsmâil Rusûhî Dede ya da Ankaravî İsmâil Rusûhî Efendi, Galata Mevlevîhânesi şeyhlerindendir. Mutasavvıf kimliğinin yanında devrinin önemli ilim adamlarından olan Ankaravî, değişik konularda yirmi dört adet eser yazmıştır. Bazı kaynaklarda eser sayısı 28 olarak belirtilir. Mesnevi hakkındaki çalışmalarıyla da Anadolu tasavvuf hareketinin önde gelen isimleri arasında yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Gaybi Sun'ullah</span>

Gaybî Sun'ullâh, şair ve düşünce adamı.

Kutup Osman Efendi, İstanbul'un Fatih semptinin Atpazarı denilen yerde oturduğu için Atpazarı Şeyhi Osman Efendi nâmıyla tanılırdı. Halvetiyye tarikatı şeyhidir. Sultan IV. Mehmed ve II. Süleyman zamanlarında Kul Camii'nde imamlık ve eğitmenlik görevleri yapmıştır. Devlette sözünün geçmesi bazılarını rahatsız etmiş, çeşitli entrikalardan dolayı M 1690 yılında Kıbrıs'a sürgün edilmiştir. Mağusa kaleiçinde 14 ay yaşamış, Kıbrıs'ın "kutup yıldızı" olarak tanınmış ve surlar dışında toprağa verilmiştir. Türbesi, adaya diğer bir sürgün olan Namık Kemal'in adı verilen lisenin yanındadır.