İslam devleti
Makale serilerinden |
Hilâfet Arapça: خِلافة |
---|
İslam devleti, İslam hukukuna dayalı bir hükumet biçimine sahip bir devlettir. Bir terim olarak, İslam dünyasında çeşitli tarihsel yönetim biçimlerini ve yönetim teorilerini tanımlamak için kullanılmıştır. Arapça "dawlah islāmiyyah" teriminin bir çevirisi olarak Siyasal İslam veya İslamcılık ile bağlantılı modern bir kavramı belirtir.
Modern İslam devleti kavramı, Reşîd Rıza, Muhammed Ömer, Ebul A'la Mevdudi, Ayetullah Humeyni, Seyyid Kutub ve Hassan el-Benna gibi ideologlar tarafından dile getirildi ve desteklendi. İslam hukukunun uygulanması, klasik İslam siyaset teorilerinde olduğu gibi, modern İslam devleti teorilerinde de önemli bir rol oynamaktadır. Ancak modern teoriler, modern çağdan önce var olmayan kavramlardan da yararlanırlar.
Günümüzde birçok Müslüman ülke, İslam hukukunu tamamen veya kısmen hukuk sistemlerine dahil etmiştir. Bazıları anayasalarında İslam'ı devlet dini olarak ilan ettiler, ancak mahkemelerinde İslam hukukunu uygulamadılar. İslami monarşi olmayan İslam devletleri çoğunlukla İslam cumhuriyetleridir.
Tarihsel İslam devletleri
Mecid Hadduri, İslam devletlerinin tarihi için altı aşama verir:[1]
- Şehir devleti (622-632)
- İmparatorluk (632–750)
- Evrensel (y. 750–900)
- Ademi merkeziyetçilik (y. 900–1500)
- Parçalanma (y. 1500–1918)
- Ulus devletler (1918-günümüz)
Erken İslami hükumetler
İlk İslam Devleti, Muhammed tarafından Medine Sözleşmesi ile MS 622'de Medine'de kurulan siyasi oluşumdu. Müslüman ümmetinin siyasi birliğini temsil ediyordu. Daha sonra Hulefayı Raşidin (MS 632-661) olarak bilinen yöneticiler tarafından halifeliğe dönüştürüldü. İslam Devleti, Emevîler (661-750) ve sonrasında Abbâsîler (750-1258) döneminde önemli ölçüde genişledi.
Muhammed'in doğum yeri, kıble ve Kâbe'nin yerinin neresi olduğu konusu 1970'li yıllardan bu yana tartışılmaktadır. Arkeolojik araştırmalarda Mekke'nin rivayetlerin aksine yeni bir şehir olarak ortaya çıkışı, bilinen tarih kaynaklarında ve haritalarda adının 8. yüzyıl öncesinde geçmemesi,[2] ticaret yolları üzerinde olmaması yanında tarım açısından arazinin uygunsuz oluşu,[3] erken dönem İslam tarihi hakkında ipuçları veren Kur'an ve hadis rivayetlerinde tanımlanan bazı yer isimleri ve özellikleri ile Mekke coğrafi yapısının uyuşmaması araştırmacıları İslam'ın kaynakları konusunda farklı arayışlara yöneltmiştir. Patricia Crone, Michael Cook gibi, diğer bir kısım araştırmacılar metin ve arkeolojik araştırmalara dayanarak, "Mescid-i Haram"ın Kuzeybatı Arap Yarımadası'nda bulunduğunu varsaydılar.(rivayet kültürüne dayalı klasik eserlerde ifade edildiği gibi Mekke'de değil)[4][5][6][7] Kur'anda kullanılan dilin başlangıçta saf Arapça olmadığı ve Kur'anın yazım dönemi itibarıyla sadece Petra bölgesinde kullanılan bir Arap dil yapısının Kur'anda kullanıldığı görülmektedir.[8]
Muaviye'nin ölümü sonrasında çıkan iç karışıklıklarda Kâbe Yezid'in askerlerince mancınıklar kullanılarak taşa tutulmuş, isabet alan karataş üç parçaya bölünmüş, Kâbe yıkılmıştır.[9] Kanadalı arkeolog ve İslam tarihi araştırmacısı Dan Gibson'a göre sözü edilen yıkım bugünkü Mekke şehrinde değil, bundan yaklaşık 1200 kilometre kuzeyde, Petra'da gerçekleşmişti. Araştırmalarında ulaştığı en eski camilerin kıble duvarlarının Petra'yı göstermeleri nedeniyle, bu bulgularla ayet, hadis ve siyer kaynaklarındaki diğer ipuçlarını bir araya getiren Gibson Muhammed'in Petra'da yaşamış ve buradan Medine'ye göç etmiş olduğu sonucuna ulaşmıştır. Ona göre Kur'an'da bahsedilen “bekke” veya “mekke” sözcükleri de Petra'yı ifade ediyordu. Müslümanların ilk kıblesi de Kudüs'teki Mescid-i Aksa değil Petra'da Al-Lat tapınağı olarak kullanılan kübik yapı olmalıydı. Gibson Petra'da İslam öncesi ve İbni Zübeyr öncesi erken İslam döneminde haccın nasıl icra şeklini anlattığı bir video yayınladı.
A&I 14 Petra Pilgrimage (Dan Gibson Petra'da haccın yapılışını anlatıyor), İngilizce |
Bu yapı Müslümanların İkinci Fitne olarak adlandırdığı Abdullah bin Zübeyr İsyanı sırasında mancınıklarla yıkılmış, İbni Zübeyr karataşı diğer kutsal eşyalarla birlikte alarak Emevi saldırılarından uzakta, bugünkü Mekke'nin bulunduğu yere taşımış, yeni tapınağı burada inşa etmişti. Emevilere karşı Abbasilerin desteğini kazanan yeni mekan birkaç yüzyıllık bir geçiş dönemi sonunda tamamen benimsenmiş, yeni yapılan camilerin yönü Mekke'ye dönük olarak inşa edilmeye başlanmış, Kabe Müslümanların yeni hac merkezi olmuştur.[10][11]
The Sacred City (2016) (Kutsal Şehir), Türkçe |
Fakat bu iddiaya erken dönemde Müslümanların Kâbe'nin yerini doğru hesaplayamadıkları için bazı camilerde kıble yönünün yanlış olduğu gerekçesiyle karşı çıkılmaktadır.[12] Nitekim günümüze yakın tarihlerde inşa edilmiş bazı camilerin de kıble yönünün yanlış hesaplandığı belirtilmektedir.[13][14][15] Kâbe'nin bulunduğu Mekke'de bile bazıları 50 yıldan daha eski 200 civarında caminin kıble yönünün yanlış olduğu belirlenmiştir.[16][17] 7. yüzyılda yaşayan John bar Penkaye isimli Süryani bir yazarın Abdullah bin Zübeyr İsyanı devam ederken yazdığı kroniklerinde Kabe'nin taşınmasından veya Petra'dan bahsetmemesi, Kabe'nin konumunun çölün uzak noktalarında olarak bahsetmesi, Kabe'nin taşındığı veya aslında Petra'da bulunduğu iddialarına karşı ileri sürülür.[18][19][20] Ayrıca Kehf Suresi'nde geçen al-Raqīm'in (الرقيم), Petra (Raqēmō) olduğu şeklinde görüş de bulunmaktadır.[21] 2. yüzyılda (100-200) yaşayan gök bilimci, matematikçi, filozof ve aynı zamanda coğrafyacı olan Batlamyus Arabistan'da bulunan 50 şehrin bir listesini yayınlamış ve liste "Macoraba" adlı bir şehri içermiştir. 1646 yılından beri süregelen spekülasyonlar olmakla beraber bu şehrin Mekke ile bağlantılı olduğuna dair tartışmalar sürmektedir. Son zamanlarda, antik haritaları yeniden oluşturmak ve konumlarını modern koordinatlara çevirmek için gelişmiş matematiksel modeller kullanan araştırmacılar, Mekke ve Batlamyus'un bahsettiği Macoraba şehrinin aynı yerde olduğunu doğrulayabildiler.[22]
İslami hükumetlerin özü
İslami hükûmetin veya İslam devletinin özü veya yol gösterici ilkesi Şura kavramıdır. Bazı alimlerin şura kavramıyla ilgili farklı anlayış veya düşünceleri vardır. Bununla birlikte, çoğu Müslüman bilgin, İslami eş-Şuranın aşağıdakilerden oluşması gerektiği görüşündedir:[23]
- İslam'ın öğretilerini takip eden toplantı veya danışma.
- Kur'an ve Sünnet ilkelerine göre istişare.
- Aralarından toplantıyı yönetmek üzere seçilmiş bir lider vardır.
- Tartışma, müşavere ve müzakereye dayalı olmalıdır .
- Tüm üyelere görüşlerini dile getirmeleri için adil bir fırsat verilir.
- Konu amme maslahatı veya kamu yararına olmalıdır.
- Çoğunluğun sözleri, Kuran veya Sünnet'in öğretilerini ihlal etmemesi koşuluyla kabul edilir.
İslam devleti teorisyenleri Muhammed'in şura üyelerinin kararlarına saygı duyduğunu ve bunuHendek Savaşı gibi birçok tarihi olaydan birinde (Müslüman olmayan Arap ordularını Medine dışında işgal etmek veya şehre girmelerini beklemek üzerine) örneklendirdiğini ileri sürerler. Rivayete Selman-ı Farisî Müslümanların Medine'nin kuzey çevresine düşmanların girmesini önlemek için büyük bir hendek inşa ederek Medine'deki gayrimüslim Araplarla savaşmasının daha iyi olacağını önermiş, bu fikir daha sonra sahabenin çoğunluğu tarafından desteklenmiş ve Muhammed de bu karara uymuştu.
Muhammed, şura kararı hakkında anlaşmaya büyük önem verdi, çünkü sahabe tarafından oluşturulan çoğunluğun görüşü tek bir kişinin verdiği karardan daha iyiydi.
Osmanlı Hilafetinin ihyası ve kaldırılması
Osmanlı Padişahı I. Selim (1512–1520), Bağdat'taki son Abbasi Halifesinin 1258de Moğolların Bağdat'ı yağmalaması ve öldürülmesinden bu yana çeşitli hükümdarlar ve gölge halifeler tarafından tartışmalı şekilde yürütülen Abbâsî-Memlûk Halifeliğini yıkarak halife unvanını üzerine aldı.
Osmanlı padişahlarının unvanlarından biri olan Hilâfet, Atatürk'ün İnkılaplarının bir parçası olarak Kemal Atatürk tarafından 1924'te kaldırıldı. Mahatma Gandi ve Hint Müslümanlar, Atatürk tarafından görevden alınan halifeyi eski durumuna getirmeye çalışan Hilâfet Hareketinde birleşerek bu hareketi en şiddetli şekilde eleştirdiler. Hareket, İngiltere'den gelen siyasi baskıya karşı direnişi güçlendirdi ve onu Hint milliyetçiliği ve İngiliz yönetiminden bağımsızlık hareketi ile ilişkilendirdi. Ancak Hilâfet kurumu Osmanlı Türk yönetimi altında olmaktansa bağımsız ulus devletler olmayı tercih eden Orta doğu Müslümanlarından çok az destek gördü. Hindistan'da Gandi, Hilâfet'i ulusal bir hareket olarak seçmeye çalışsa da, hareket kısa süre sonra, Kerala'nın Malabar bölgesinde binlerce kişinin öldürülmesiyle Moplah İsyanları olarak da bilinen gayrimüslimlere karşı bir cihada dönüştü.[24]
Modern İslam devleti
Makale serilerinden |
Milliyetçilik listesi |
Devlet kavramının gelişimi
Arapça dawla kelimesi, "dönmek, döngüsel bir şekilde dolaşmak" anlamına gelen dwl kökünden gelir. Kur'an'da zafer ve yenilgi arasında gidip gelen insan talihlerinin doğasına atıfta bulunmak için kullanılır (3:140). İlk Abbasi halifeleri, "başarı sıramız/zamanımız" anlamında " davlamız "dan söz ettiler. Abbasiler güçlerini sürdürdükçe, hanedanın dawla anlayışı hanedan yönetimiyle birleşti ve daha sonraki zamanlarda el-Devle, İslam dünyasında hükümdarlar ve yüksek görevliler için onursal bir unvan olarak kullanıldı.[25]
Hristiyan çağdaşları gibi, modern öncesi Müslümanlar da genellikle devleti, siyasi gücü elinde bulunduran birey veya gruptan ayrı, soyut bir varlık olarak düşünmediler. Devle kelimesi ve türevleri, 16. ve 17. yüzyıllarda Avrupa ile diplomatik ve ticari alışverişler sırasında Osmanlı İmparatorluğu ve İran'da modern çağrışımlar kazanmaya başladı. 19. yüzyılda Arap devleti ve Türk devleti, modern devlet anlayışının tüm yönlerini üstlenirken, Farsça davlat devlet veya hükumet anlamına gelebilir.
İslam devleti kavramının gelişimi
Pakistanlı İslam tarihçi Kamaruddin Han'a göre, İslam devleti terimi "yirminci yüzyıldan önce Müslüman siyaset biliminin teorisinde veya pratiğinde asla kullanılmadı".[26][27] Süheyl Haşmi, dawla Islamiyya'yı çağdaş İslamcı yazılarda bulunan bir neolojizm olarak nitelendiriyor. Modern devlet kavramına ilişkin İslami teoriler ilk olarak 1924'te Osmanlı Hilâfeti'nin kaldırılmasına bir tepki olarak ortaya çıktı. İslam'ın hem bir din hem de bir devlet olduğuna dair ünlü özdeyiş (el-İslam din ve devle) ilk kez bu bağlamda popüler hale geldi.
Modern İslam devleti anlayışı ilk olarak Suriyeli-Mısırlı İslam ilahiyatçısı Muhammed Reşîd Rıza (1865–1935) tarafından dile getirildi. Raşid Rıza, 1922'de Hilafet'i salt manevi bir otoriteye indirgeyen Türk Saltanatının Kaldırılmasını kınadı; Rıza, I. Dünya Savaşı'ndan hemen sonra 1922'de yayınlanan Hilafet veya Büyük İmamet adlı kitabında, Hilâfet'in hem manevi hem de dünyevi otoritenin birleşik güçlerine sahip olması gerektiğini iddia etti. Araplar tarafından yönetilen, Şeriatı destekleyen ve Müslüman ve gayrimüslim tebaasını koruyan bir zorunlu halifelik olarak işlev gören bir İslam devletinin kurulması için çağrıda bulundu.
İslam devletinin modern kavramsallaştırma işlemi Cemaat-i İslami siyasi partisini kuran ve birçok İslami devrimciye ilham kaynağı olan Pakistanlı ilahiyatçı Abul A'la Mevdudi'yle (1903–1979) gerçekleşir.[28] Ebul A'la Mevdudi'nin erken dönem siyasi kariyeri, Hindistan'daki sömürgecilik karşıtı ajitasyondan büyük ölçüde etkilenmiştir, özellikle de Osmanlı Halifeliğinin 1924te çalkantılı bir şekilde kaldırılmasının ardından, İngiliz karşıtı duyguları besledikten sonra.[29]
İslam devleti, demokrasi ve sosyalizm gibi rakip siyasi sistemlerin arasında üçüncü bir yol olarak algılandı (ayrıca bkz. İslami modernizm).[30] Mevdudi'nin İslam ekonomisi üzerine yazılarında (1941) ve Muhammed Bakır es-Sadr'ın kaleme aldığı Bizim Ekonomimiz'de (1961) serbest piyasa kapitalizmine ve ekonomiye devlet müdahalesi gibi konular tartışma konusu yapıldı. Mevdudi, ideal İslam devletini, seçim siyasetinin demokratik ilkelerini, yoksulları ilgilendiren sosyalist ilkelerle birleştirmek olarak tasavvur etti.[31]
Günümüzün İslam devletleri
Bugün birçok Müslüman ülke, İslam hukukunu kısmen kendi hukuk sistemlerine dahil etmiştir. Bazı Müslüman devletler, anayasalarında İslam'ı devlet dini olarak ilan ettiler, ancak mahkemelerinde İslam hukukunu uygulamadılar. İslami monarşi olmayan İslam devletlerine genellikle İslam cumhuriyetleri denir,[32] örneğin Afganistan İslam cumhuriyetleri,[33] İran,[34] Pakistan ve Moritanya. Pakistan, 1956 anayasası kapsamında bu unvanı benimsedi; Moritanya bunu 28 Kasım 1958'de kabul etti; ve İran, Pehlevi hanedanını deviren 1979 Devrimi'nden sonra bunu benimsedi. İran'da hükûmet şekli İslam Hukukçularının Velayeti olarak bilinir. Afganistan, 1992'den bu yana komünizm sonrası dönemde bir İslam devleti (Afganistan İslam Devleti) olarak yönetildi, ancak daha sonra 1996'dan beri kendi kontrolündeki bölgelerde ve 2001'de Taliban'ın devrilmesinden sonra Taliban (Afganistan İslam Emirliği) tarafından fiili olarak yönetildi. ülke, Taliban'ın ülkeyi ele geçirdiği 15 Ağustos 2021'e kadar Afganistan İslam Cumhuriyeti olarak biliniyordu.
Pan-İslamizm, İslam dünyasının, genellikle bir hilafet veya ümmet olarak tanımlanan tek bir İslam devleti altında birleşmesini savunan, siyasal İslam içindeki bir dini milliyetçilik biçimidir. İslam dünyasını birleştirme ve dünya çapında bir halifelik kurma amacını güden en ünlü, güçlü ve saldırgan modern pan-İslamcı grup, Vahhabi/SelefiIrak-Şam İslam Devleti cihat hareketidir.
3 Ağustos 2011 tarihli Libya Geçici Anayasa Bildirgesi, İslam'ın Libya'nın resmi dini olduğunu ilan etti.
İran
1979 İran Devrimi'ne kadar, Şii İslam'daki en yüksek rütbeli din adamlarının çoğu, yalnızca Muhammed veya onun gerçek haleflerinden birinin siyasi yönetimine izin veren standart İmamet doktrinine bağlı kaldı. Bir İslam devleti kurmaya karşıydılar (bkz. Ayetullah Ha'eri Yezdi (Humeyni'nin kendi öğretmeni), Ayetullah Burucerdi, Büyük Ayetullah Şeriatmedari ve Büyük Ayetullah Ebu'l-Kasım Hoyî).[35] Bir zamanlar İran Devriminin bir parçası olan çağdaş ilahiyatçılar da İran İslam Cumhuriyetinde din ve devletin birliğini eleştiren ve büyülerini yitiren, İslam inancının saflığını korumak için devletin laikleşmesini savunuyorlar (bkz.).[36]
Pakistan
Pakistan, 1947'de İngiliz Hindistan'da Hint Müslümanlar için ayrı bir devlet olarak kuruldu ve parlamenter demokrasi biçimini izledi. 1949'da Pakistan'ın ilk Kurucu Meclisi, gelecekteki herhangi bir yasanın temel öğretilerini ihlal etmemesini sağlamak için devlet dini olarak İslam'a resmi bir rol öngören Hedefler Kararını kabul etti. Genel olarak, devlet, 19. yüzyıldan bu yana İngiliz Raj tarafından uygulanan İngiliz yasal kodundan miras kalan yasaların çoğunu elinde tuttu. 1956'da seçilen parlamento, resmi din olarak İslam'ı ilan ederek Pakistan İslam Cumhuriyeti adını resmen kabul etti.
Afganistan
- Afganistan İslam Devleti (1992-2002)
- Afganistan İslam Emirliği (1996–2001)
- Afganistan Geçiş Dönemi İslam Devleti (2002-2004)
- Afganistan İslam Cumhuriyeti (2004-2021)
- Afganistan İslam Emirliği (2021-günümüz)
Ayrıca bakınız
- Afganistan İslam Emirliği
- Azawad İslam Devleti - Azawad Ulusal Kurtuluş Hareketi tarafından 2012 yılında tek taraflı olarak ilan edilen eski bir kısa ömürlü tanınmayan devlet
- Endonezya İslam Devleti - (Negara İslam Endonezya veya Darul İslam), Endonezya'da bir İslam devleti kurmayı amaçlayan Endonezya'daki İslamcı grup (tanınmayan bir devlet)
- İslam Devleti
- Hizb-ut Tahrir
- Teokrasi
- Müslüman devletler ve hanedanlar
Kaynakça
- ^ "Translator's Introduction". The Islamic Law of Nations: Shaybani's Siyar. Johns Hopkins University Press. 1966. s. 19-22.
- ^ Holland, Tom; In the Shadow of the Sword; Little, Brown; 2012; s. 303: ‘Otherwise, in all the vast corpus of ancient literature, there is not a single reference to Mecca – not one’
- ^ Crone, Patricia; Meccan Trade and the Rise of Islam, 1987, s. 7
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 24 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mart 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 12 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 15 Nisan 2021.
- ^ Meccan Trade And The Rise Of Islam, (Princeton, U.S.A: Princeton University Press, 1987
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 12 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Nisan 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 8 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Mart 2021.
- ^ Orhan Gökdemir, Din ve Devrim, İstanbul: Destek Yayınları. 2010. s. 64
- ^ Data on Gibson's biography taken from his Web pages, his book Qur'ānic Geography and the Amazon author information to this book: [1] 21 Mayıs 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., [2] 8 Nisan 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., [3] 26 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., [4] 31 Mayıs 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- ^ Dan Gibson: Qur'ānic Geography (2011)
- ^ King, David A. The Petra Fallacy
- ^ Sözcü Gazetesi, 70 yıllık caminin kıblesi yanlış çıktı!, 10/06/2019
- ^ Haber Türk, Kıblesi 18 derece yanlış olan cami 64 yıl sonra yıkıldı, 12.07.2020
- ^ Cumhuriyet, 47 yıllık caminin kıblesi yanlış çıktı, 12/06/2019
- ^ NDTV, 200 Mecca mosques face wrong direction?, 06/04/2009
- ^ BBC News, Mecca mosques 'wrongly aligned', 05/04/2009
- ^ S. Brock, A brief outline of Syriac Literature, Moran Etho 9, Kottayam, Kerala: SEERI (1997), pp.56-57, 135
- ^ Hoyland, Robert G. Seeing Islam as Others Saw It: A Survey and Evaluation of Christian, Jewish and Zoroastrian Writings on Early Islam;s. 197. The Darwin Press, Inc. (January 1, 1998).
- ^ Hoyland, R. (31 Aralık 2019). Seeing Islam as Others Saw It. Piscataway, NJ, USA: Gorgias Press. ISBN 978-1-4632-3960-2. 16 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2021.
- ^ Shaddel, Mehdy (2017-10-01). "Studia Onomastica Coranica: AL-Raqīm, Caput Nabataeae*". Journal of Semitic Studies. 62 (2): 303–318.
- ^ Abshire, C.; Gusev, D.; Stafeyev, S.K.; Wang, M. (2020). "Enhanced Mathematical Method for Visualizing Ptolemy's Arabia". International Web Journal on Sciences and Technologies Affined to History of Cartography and Maps. Vol. 15, No. 1: 1–25.
- ^ Jeong, Chun Hai; Nawi, Nor Fadzlina. (2007). Principles of Public Administration: An Introduction. Kuala Lumpur: Karisma Publications. 978-983-195-253-5.
- ^ Gail Minault, The Khilafat Movement: Religious Symbolism and Political Mobilization in India (1982).
- ^ Shahrough Akhavi (2009). Dawlah. The Oxford Encyclopedia of the Islamic World. Oxford University Press.
- ^ Political Concepts in the Quran. Lahor: Islamic Book Foundation. 1982. s. 74.
The claim that Islam is a harmonious blend of religion and politics is a modern slogan, of which no trace can be found in the past history of Islam. The very term, “Islamic State” was never used in the theory or practice of Muslim political science, before the twentieth century. Also if the first thirty years of Islam were excepted, the historical conduct of Muslim states could hardly be distinguished from that of other states in world history.
- ^ Muslim politics. Princeton: Princeton University Press. 1996. ss. 53.
The Pakistani writer Qamaruddin Khan, for example, has proposed that the political theory of Islam does not arise from the Qur'an but from circumstances and that the state is neither divinely sanctioned nor strictly necessary as a social institution.
- ^ Nasr, S. V. R. (1996). Mawdudi and the Making of Islamic Revivalism. Chapter 4. New York: Oxford University Press.
- ^ Minault, G. (1982). The Khilafat Movement: Religious Symbolism and Political Mobilization in India. New York: Columbia University Press.
- ^ Kurzman, Charles (2002). "Introduction". Modernist Islam 1840-1940: A Sourcebook. Oxford: Oxford University Press.
- ^ Khir, B. M. "The Islamic Quest for Sociopolitical Justice". In Cavanaugh, W. T.; Scott, P., eds. (2004). The Blackwell Companion to Political Theology. Malden, Massachusetts: Blackwell Publishing. pp. 503–518.
- ^ Elliesie, Hatem. "Rule of Law in Islamic Modeled States" 10 Haziran 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. In Koetter, Matthias; Shuppert, Gunnar Folke, eds. (2010). Understanding of the Rule of Law in Various Legal Orders of the World: Working Paper Series Nr. 13 of SFB 700: Governance in Limited Areas of Statehood. Berlin.
- ^ Elliesie, Hatem. "Rule of Law in Afghanistan" 9 Haziran 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. In Koetter, Matthias; Shuppert, Gunnar Folke, eds. (2010). Understanding of the Rule of Law in Various Legal Orders of the World: Working Paper Series Nr. 13 of SFB 700: Governance in Limited Areas of Statehood. Berlin.
- ^ Moschtaghi, Ramin. "Rule of Law in Iran" 12 Haziran 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. In Koetter, Matthias; Shuppert, Gunnar Folke, eds. (2010). Understanding of the Rule of Law in Various Legal Orders of the World: Working Paper Series Nr. 13 of SFB 700: Governance in Limited Areas of Statehood. Berlin.
- ^ Chehabi, H. E. (Summer 1991). "Religion and Politics In Iran: How Theocratic is the Islamic Republic?" 26 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Daedalus. 120. (3). pp. 69-91.
- ^ Kurzman, Charles (Winter 2001). "Critics Within: Islamic Scholars' Protest Against the Islamic State in Iran" 8 Ağustos 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. International Journal of Politics, Culture and Society. 15 (2).
Konuyla ilgili yayınlar
- Ankerl, Guy (2000). Çağdaş Birlikte Var Olan Medeniyetler. Arap-Müslüman, Bharati, Çin ve Batı . Cenevre: INUpress. sayfa 5001. 2-88155-004-5ISBN'si 2-88155-004-5 .
Dış bağlantılar
- İslam Devletleri Müslümanlar İçin Neden Kötü Olur? 8 Mart 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.