İskandinav mitolojisi
Nors veya İskandinav mitolojisi, İskandinavya'da yaşamış Kuzey Cermen halklarının Hristiyanlık öncesi dinleri, inanışları ve efsaneleri. Cermen mitolojisinin bir parçası olan İskandinav mitolojisi, Anglosakson mitolojisi ve Kıtasal Cermen mitolojisi ile yakından ilişkilidir.[1]
Kökenler
MÖ 1000 yıllarında Avrupa'nın büyük bir kısmına Hint-Avrupa dilleri ve kültürü yayılmıştı. MÖ 1000 yılın ortalarında Cermen kabileleri, Güney İskandinavya ve Kuzey Almanya bölgesinde yaşamışlardı. Bu halkların yayılmaları ve ilerlemeleri MÖ 2. yüzyılla kadar devam etti. Bu nedenle İskandinav ve Kıtasal Cermen mitolojileri aynı temeller üzerindedir ve birçok ortak noktası vardır. Snorri Sturlusson'un Eddası (1179-1241) bu efsanelerin çoğunu içerir. Mitolojinin yaratılış detaylarını çok çeşitli kaynaklara dayanarak sadece Snorri kaleme almıştır.
Başlangıç
Dünya daha var olmadan önce 11 nehir akan Niflheim'da ölüm var oldu. Niflheim'ın güneyinde başka bir sıcak dünya daha oluştu; Muspell; Devlerin koruduğu yer. Devler buraya Stur yani Siyah dediler. Niflheim'ın nehirleri donmuştu. Bu nehirlere Ginnungagap dendi. Günün birinde Muspell'deki kıvılcımlar nehirlerin üzerine düştü ve nehirleri eritti. Erimiş nehirlerden oluşan damlacıklar Ymir'i şekillendirdi ve Ymir'in terinden diğer dişi ve erkek devler oluştu.
İskandinav mitolojisinde Dokuz Diyar vardır; Odin’in hükmettiği Tanrılar diyarı Ásgard, insanların diyarı Midgard, Vanirlerin diyarı Vanaheim, devlerin diyarı Jotunheim, buz diyarı Niflheim, ateş diyarı Muspelheim, elflerin diyarı Alfheim, cücelerin diyarı Nidavellir, ölülerin diyarı Helheim.[2][3][4][5][6]
Yaratılış efsanesinin bir başka versiyonu daha vardır:
Eriyen damlalar en ilkel inek şeklini aldılar. Audhumla; sütüyle Ymir'i besleyen inek. Audhumla aynı zamanda tuz parçalarını yalayarak bu bloklara ilk insan şeklini verir. İlk insan Buri. Buri'nin, bir devin kızı olan Bolthor ile evli bir oğlu vardır; Borr. Bolthor'u Odin, Vili ve Ve birleşerek Borr'a uygun bir biçimde yarattılar. Ve şeklinden dolayı Ymir'i öldürdüler. Ve sonra iki tane ağaç yarattılar. Düşünen, nefes alan, duyan ve görebilen iki ağaç. Bu ağaçlar insan ırkının ilk modelleriydi. Erkeğe Askr (dişbudak), dişiye de Embla (karaağaç) dediler. Ardından Asgard'ı yarattılar. Tanrıların meskenini. Snorri diğer birçok versiyonda kader ağacı Ygdrassil'den bahseder. Onun ne kadar ihtişamlı olduğunu, dünyanın merkezinde nasıl görkemli bir şekilde yükseldiğini tasvir eder. Ağacın altındaki kader feminen formu olarak tasvir edilir ve insan hayatının buradan başladığı düşünülür.
Tanrılar meclisi
Bazı versiyonlarda da Tanrıların büyük meclisinin burada toplanıp kararlar aldığından bahsedilir. Bu ağaç üç köklüdür; Bu köklerden biri cehenneme kadar uzanır, diğeri devler ülkesine gider ve sonuncu kök de insanların dünyasına gider. Bütün dünyanın mutluluğu bu ilk ağaca bağlıydı. İskandinav tanrıları iki grupta toplanır; Aesir ve Vanir tanrıları. Aesir'in en önemli tanrıları; Odin, Thor ve bazen de Tyr, Vanir'deki önemli tanrılar ise Njord, Frey ve Freya'dır. Vanir; Zenginlik, verimlilik ve doğurganlığı simgeler. Vanir doğurganlığı sembolize eden toprak ve denizle sembolleştirilmiştir. Aesir; Diğer bütün değerlerle sembolleştirilmiştir. Odin bir büyücüdür, tanrıların şefidir ve tüm kahramanların başıdır. Thor, yıldırımın ve gök gürültüsünün tanrısıdır ve havaya hükmeder. Birçok öyküde bu ikili barış içinde yaşarlar ve birbirlerine yardım ederler. En önemli mitolojik hikâyeler uzak geçmişte bir zamanda, Vanir ve Aesir arasında çok vahşi bir savaşın çıktığından bahseder. Bazı bilginler bu savaşın Cermen ırkının diğer ırklarla karşılaşmasının bir yansıması olarak görürler. Georges Dumezil ve Jan De Vries, tanrılar arasındaki savaş ve bölünmenin Hint-Avrupa mitolojisinin bir parçası olduğunu ortaya çıkardılar.
Bilinen üçlü; sihirsel güçleri adilce kullanan Odin ve Thor tarafından yaratılmıştı. Tyr savaş tanrısı ve Vanir bolluk tanrısı beraberce hiyerarşiyi bozguna uğratmışlardı. İskandinav mitolojisinde Odin ve Thor arasındaki çelişki, bütün tanrılık statülerinin Vanir'de kalmasıyla başladı. Aesir'e bir kadın olan Gullveig'i (Altın sarhoşu) göndererek yalvardılar. Daha sonra da savaş çıktı. Her iki tarafta tükendikten sonra, iki taraf kendi grup üyelerini değiş tokuş etti. Vanir Njord ve oğlu Frey'i, Aesir ise Mimir ve Hoenir'i verdi. Bu geçici barış tüm tanrıların toplanarak Kvasir'i yaratmalarıyla kutlandı. Kvasir barış ve mutluluğun sembolü daha sonra kurban edildi. Ve kanından tanrılar için bir içki yaratıldı. Böylece Kvasir Tanrıları sarhoş eden ve ozanlara ilham veren bir içecek olmuştu.
Önemli bir başka mitolojik efsane de Balder ve Loki'yi anlatır. Odin'in oğullarından Balder burada akıl, sevgi ve bilginin tanrısı olarak karşımıza çıkar. Cennette Glitnir denilen bir yeri korumaktadır. Her türlü anlaşmazlıkta bütün tanrılar onun adaletine güvendiklerinden ona gelirler ve burada Balder'in adaleti sağlaması beklenir. Ve Balder adaleti yerine getirir. Loki Aesir tarafından evlat edinilmiş bir devdir. Loki ve Odin aralarında bir dostluk antlaşması yapmışlardı. Bir gece Balder kendi ölümü hakkında çok rahatsız edici bir rüya görür. Annesi Frigg, su, ateş, doğadaki bütün elementlere, kuşlara, canavarlara, toprak ve taşlara, Balder'a zarar vermemeleri için yemin ettirir. Böylece Balder Ölümsüz olur. Bundan sonra Aesir Balder'ı ortalarına alıp onunla eğlenmeye başlar. Ona küçük ok, taş vs. şeyler atarlar. Bu yeminden dolayı Balder sadakatsizlikle karşı karşıya kalmıştır. Loki bu dramayı görünce merak eder ve kadın kılığında Frigg'in yanına giderek ona neler olduğunu sorar. Frigg de ona yeminden bahseder ve yeminin içine katılmayan tek şeyin ökse otu olduğunu da sözlerine ekler. Bunu duyan Loki hemen Aesir'e sunulmak üzere ökse otu getirir. Bunu kör tanrı Hoder'e kendi isteği ile verecek ve böylelikle Balder'a acı çektirme oyununa o da katılabilecektir. Balder'a ökse otundan yapılmış ok atılır ve Balder ölür. Aesir bu olayın suçlusundan intikam almak ister ama bulundukları yerin kutsallığından dolayı bunu yapamazlar. Balder Hel'e gidecektir, yani tüm ölülerin gittiği yere çünkü o bir savaşçı değil ve bir savaşta ölmemiştir dolayısıyla da kahramanların yeri olan Valhalla'ya gidemez. Balder Hel'den ancak Odin onun çıkmasına izin verdiğinde ve aynı zamanda yaşayan ve ölü olan her canlının onun için gözyaşı döktüğü zaman çıkabilecektir. Aksi takdirde sonsuza dek orada kalmaya mahkûm olacaktır. Bu kehanet üzerine Aesir bütün dünyaya elçiler yollar. Doğaya, insanlığa, tanrılara ve onlara Balder için gözyaşı dökmelerini emreder. Bunu tüm yaşayanlar kabul eder. Tabii ki Devlerin kraliçesi Thork (kılık değiştirmiş Loki) hariç. Ve ağlamamak için de kesin kararlıdır. Aesir Thork'un Loki olduğunu fark ettiğinde, onun bu şeytanca oyunlarına son vermesi için zincire vurur.
Ragnarok
Kehanete göre Fenrir bir gün bir şekilde zincirlerini kıracak ve bu bütün şeytanların canavarların ve devlerin tanrılara karşı olan büyük savaş Ragnarok'ta kaybedeceğinin işareti olacaktır. Ragnarok'ta Odin kurt Fenrir tarafından yenilir. Daha sonra da Fenrir Odin'in oğlu Vidar tarafından öldürülür. Bu olaydan sonra tanrılar arasındaki korkunç savaşlar başlar. Tanrı Heimdall ve Loki karşı karşıya gelip birbirlerini öldürene kadar savaşırlar. Ve daha sonra Dünya bir ateşle yok edilir. Evren denizin dibine batmaya başlar. Bu son tekrar doğuşla kendini devam etirir. Dünya denizden tekrar yükselir, yeşillenir, bitkilerle dolup taşar. Aesir'in ölü oğulları Asgard'a geri döner ve atalarının yolunu izlerler.
Kaynakça
- ^ Lindow, John (2002). Norse mythology: a guide to the Gods, heroes, rituals, and beliefs. Oxford: Oxford University Press. ISBN 978-0195153828.
- ^ "The Nine Realms of Norse Cosmology". 16 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "Nine Realms of Norse Cosmology". 1 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "The Nine Realms in Norse Mythology". 11 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2021.
- ^ "Yggdrasil and the 9 Norse Worlds". 2 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "THE NINE WORLDS". 27 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi.