Timur sonrasında Timur Küregen, Timurlu İmparatorluğu'nun kurucusu olan Türk veya Türk-Moğol asker ve komutan. 1370'ten itibaren düzenlediği seferlerle günümüzdeki Orta Asya, Rusya, İran, Hindistan, Afganistan, Kafkasya, Ortadoğu ve Anadolu'nun büyük bir bölümünü ele geçirmiştir. Çağatay ulusunu oluşturan boylardan Barlaslar'ın önderi olan Turagay ile Tekina Hatun'un çocuğu olarak 1336'da Semerkant yakınlarındaki Şehrisebz'e bağlı Hoca Ilgar köyünde dünyaya gelen Timur, 1370'te Çağatay Hanlığı'nın batısını denetim altına alan askeri bir lider olarak kendini göstermiştir.
İsfahan (Farsça:
Karakoyunlular ya da Karakoyunlu Devleti, başkenti Tebriz olan ve 1380-1469 yılları arasında bugünkü Doğu Anadolu Bölgesi, Güney Kafkasya, Azerbaycan ve Kuzey Irak topraklarında egemenlik sürmüş Oğuz Türklerinin kurmuş olduğu bir devlettir.
Şiraz, İran'ın en büyük beşinci şehri ve Fars Eyaleti'nin yönetim merkezidir.
Ağa Muhammed Şah, Kaçar Aşireti'nin reisi; 1794-1925 yılları arasında İran'a hakim olan Kaçar Hanedanı'nın kurucusudur. Aslen Kaçar kabilesinden Koyunlu kolunun aşiret reisiydi. Ağa Muhammed Han 1789'da İran Şahı olarak tahta çıktı, ancak Mart 1796'ya kadar resmen taç giymedi, 1794'te Zend hanedanlığından Lotf Ali Han'ı öldürmesiyle tahta çıktı. 17 Haziran 1797'de suikasta kurban gitti ve yeğeni Feth Ali Şah Tahta çıktı. Ağa Muhammed Han'ın Saltanatında başkenti Tahran yaparak İran'ın tekrar merkezi otoriteye kavuşmasını sağladı. Gürcistan'ın bağımsızlık ilan etmesiyle Tiflis'e şiddetli bir saldırı düzenleyerek 15,000 Gürcü esir İle İran'a geri döndü.
Kerim Han Zend, 1705; Şiraz - 1 Mart 1779; Şiraz) İran'ın hükümdarı ve 1760 - 1779 yılları arasında İran'ın fiili Şah'ı ve Zend Hanedanı'nın kurucusu.
Şeyh el-Mahmûdî ya da tam künyesiyle Ebü'n-Nasr Seyfüddîn el-Melikü'l-Müeyyed Şeyh el-Mahmûdî ez-Zâhirî 1412-1421 döneminde saltanat süren Çerkes kökenli Burcî Hanedanı'ndan Memlûk Devleti hükümdarı.
Badajoz Kuşatması Wellington Dükü komutasındaki Britanya ve Portekiz Ordularının İspanya'da Fransız denetimindeki Badajoz kentini kuşatması ve teslim olmaya zorlamasını anlatır.
Navarin Katliamı, Yunanistan'ın bağımsızlığını kazanması sırasında yaşanan katliam dizisinin bir parçası olan bir katliamdı. Katliam 19 Ağustos 1821 günü Mora Yarımadası'ndaki Navarin şehrinde gerçekleşti ve şehrin yaklaşık 3000 kişilik Türk sakini katledildi. Avrupa kaynaklarında Navarin katliamı hakkında bilgiler onlarca yıl sonra yayınlanmıştır.
Tripoliçe Katliamı, Yunan Bağımsızlık Savaşı'ndaki Tripoliçe kuşatması esnasında 23 Eylül 1821 günü şehrin düşmesi ile Müslümanların ve Yahudilerin katledilme olaylarıdır. İngiliz asker ve tarihçi Thomas Gordon, katledilen sivillerin sayısını 8.000 olarak tahmin ederken, 8.000 de Osmanlı askerinin öldürüldüğünü belirtmektedir. J. M. Wagstaff ise 10.000 - 15.000 sivilin katledildiğini yazmıştır. Yunan tarihi üzerinde uzman olan tarihçi ve yazar William St. Clair öldürülen sivillerin sayısının 10.000 üzerinde olduğunu belirtmiştir. Katledilenlerin içinde kadınların da olduğu görülmüştür.
Kudüs Kuşatması, 7 Haziran – 15 Temmuz 1099 tarihlerinde Fâtımî Devleti toprağı olan Kudüs'ün Toulouse Kontu Raymond de Saint-Gilles önderliğindeki Haçlılar tarafından kuşatılmasıdır ve ele geçirilmesidir. Savaşın ardından burada Kudüs Krallığı kurulmuştur.
Kudüs'ün Fethi veya Kudüs Kuşatması, 20 Eylül 1187'de Selahaddin Eyyubi'nin başlatmış olduğu kuşatmadır. Şehri savunan Kudüs komutanı İbelinli Balian'ın 2 Ekim 1187'de şehri teslim etmesiyle sona ermiştir. Kudüs'te yaşayan Hristiyan toplumun şehrin teslim edilmesi ile diğer Hristiyan topraklara göç etmiştir. Selahaddin'in Kudüs'ü almasıyla birlikte Kudüs Krallığı'nın başkenti Sur oldu. Avrupa'nın Üçüncü Haçlı seferinde Aslan Yürekli Richard, II. Philip Augustus ve Frederick Barbarossa tarafından Kudüs'ü kurtarmak için 1189'da yanıt geldi. Ancak bir sonuç çıkmadı ve Kudüs, Eyyubiler'in elinde kaldı.
Selanik'in Zaptı veya Selanik'in Fethi, 1422 yılında Selanik Despotu Andronikos Paleologos tarafından birtakım koşullar ile Selanik şehrinin Venedik'e teslim edilmesinden sonra, 1422-1430 yılları arasında devam eden Osmanlı-Venedik savaşı sonunda 29 Mart 1430 tarihinde Sultan II. Murad tarafından kumanda edilen Osmanlı ordusu ile gerçekleşmiştir. Aman dilemeyen ve bu nedenle savaşla alınan şehirlerde uygulanan İslam hukuku, Selanik şehrinde de uygulanmıştır. Dört günlük kuşatmadan sonra ele geçirilen bu şehirde, Selanik'in Türkler tarafından fethinin görgü tanığı olan İoannis Anagnostis'e göre Türkler büyük tahribat ve yağma yapmış, şehrin 40.000 olan nüfusu 20.000'e inmiştir.
Diyarbakır Kuşatması; 1515 yılında Ustacalı Karahan komutasındaki Safevi ordusunun, yönetime karşı gelen Diyarbakır'ı ele geçirmek istemesiyle başlamıştır. Yaklaşık 9 ay süren kuşatma, Bıyıklı Mehmed Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunun 10 Eylül'de bölgeye gelmesi üzerine son bulmuştur.
İzmir Kuşatması, Aralık 1402'de Türk emiri Timur'un İzmir'in limanını ve deniz kalesini Rodos Hospitalier Şövalyeleri'nden almasıdır. Türkler limanı ablukaya almış ve müstahkemlere kuşatma makineleriyle taş fırlatmıştır, sayıları sadece 200 civarı olan şövalyelerse oklar ve yanıcı roketlerle karşılıkta bulunmuştur. Şövalyeler çok daha güçlü rakiplerine iki hafta direndikten sonra dış surlar lağımlarla yıkılmış ve aşılabilmiştir. Garnizonun bir kısmı denizden kaçmış, ancak şehir ve sakinleri yok edilmiştir.
İkinci Özi kuşatması Rus-Türk Savaşı'nın (1787-1792) en önemli olaylarından biriydi. Ayrıca Ochakov kuşatması olarak da bilinir.
İncûlular Kurucusu Şerefeddin Mahmud Şah’ın İlhanlı hükümdarı Olcaytu Han tarafından incûların idaresiyle görevlendirilmiş olmasından dolayı hânedan bu adla anılmıştır. Hamdullah el-Müstevfî'ye göre Şerefeddin Mahmud Şah’ın soyunun mutasavvıf Hâce Abdullah Herevî’ye ulaşır. İlhanlı Hükümdarı Ebû Said Bahadır Han döneminde Şîraz ve hemen hemen bütün Fars bölgesini hâkimiyeti altına alan Şerefeddin Mahmud Şah fiilen bağımsız bir hükümdar haline geldi (1325).
Bulu cezaevi katliamı, Orta Cava, Semarang'daki Bulu cezaevinde II. Dünya Savaşı'nın sonlarında meydana gelen ve yüzden fazla Japon savaş esirinin Endonezya güçleri tarafından öldürüldüğü bir olaydı.
İskender Mirza (1384-1415) Timurlu hanedanının bir üyesidir ve Orta Asya fatihi Timur'un torunudur. İskender, Timur'un ölümünün ardından tahta çıkmaya çalışan şehzadeler arasındaydı. Önde gelen bir hükümdardı ve kültür ile öğrenime olan güçlü ilgisiyle dikkat çekiyordu. Amcası Şahruh tarafından yenilgiye uğratıldı ve daha sonra bir isyan girişimi sırasında idam edildi.
Muzafferî Hanedanı 14. yüzyılda İlhanlıların dağılmasının ardından İran'da iktidara gelen bir Müslüman hanedanıdır. Zirvelerinde Güney Azerbaycan, Orta İran ve Irak-ı Acem'den oluşan bir krallığı yönetiyorlardı. Muzafferîler Arap edebiyatına verdikleri destekle tanınmışlardır. Şah Shoja bir şairdi ve hem Arapça hem de Farsça yazıyordu ve Arap şiirinin sekiz ayetini bir kez okunduktan sonra ezberleyebildiği söyleniyordu. Kirman'ın Muzafferî hükümdarı Şah Yahya, alim Cünyad bin Mahmud El-Umari'yi kendisi için Arap şiiri ve nesirinden oluşan bir antoloji derlemesi için görevlendirmiştir.