İncil, İsa'nın yaşamını, öğretilerini, ölümünü ve dirilişini anlatan her bir biyografidir. Matta, Markos, Luka ve Yuhanna tarafından kaleme alınmış olan ve yazarlarının adlarıyla anılan dört incil, Yeni Ahit'in ilk dört bölümünü teşkil eder. İncil sözcüğü Türkçe konuşan kimseler arasında sıklıkla Yeni Ahit anlamında kullanılır. Bu kullanıma –hatalı olsa dahi– Türkçe Hristiyan kaynaklarda da rastlanabilir. Bu kaynaklarda Müjde sözcüğü de Yeni Ahit anlamında kullanılır.
İsa, 1. yüzyılda yaşamış olan bir Yahudi vaiz ve dinî lider. Günümüzde en çok mensuba sahip din olan Hristiyanlığın merkezî figürüdür. Hristiyanlar, Yeşua'nın Eski Ahit'te kehanet edilen ve beklenen Mesih, Tanrı'nın Oğlu ve Tanrı'nın enkarnasyonu olduğuna inanırlar. Yeşua'nın, Yeni Ahit'e göre Yosef (Yusuf) adında dünyevi bir babası olduğu için Yeşua, mensubu olduğu Yahudi toplumunda "Yosef'in oğlu Yeşua" olarak anılırdı.
Hristiyanlık, Nasıralı İsa'nın yaşamına, öğretilerine ve vaazlarına dayanan, tek Tanrılı İbrahimî bir dindir. Günümüzde Hristiyanlık, dünya nüfusunun yaklaşık %30,1'ini oluşturmaktadır ve 2,4 milyarı aşkın takipçisi ile dünyanın en kalabalık dinidir. Takipçilerine, "Mesihçi" anlamına gelen Hristiyan veya Nasıralı İsa'ya ithafen İsevi veya Nasrani denir. Kitâb-ı Mukaddes'e inanan takipçileri, Yahudi metni olan Tanah'ta kehanet edilen İsa'nın Mesih olarak gelişinin bir Yeni Ahit olduğuna inanırlar.
Kutsal Ruh, Yahudilikte Tanrı'nın evren veya yaratıkları üzerindeki ilahi gücü, kalitesi ve etkisine atıfta bulunur. İznik Hristiyanlığı'nda Kutsal Ruh, Üçlü Birliğin üçüncü kişisidir. İslam'da Kutsal Ruh, ilahi eylemin veya iletişimin bir aracısı olarak hareket eder.
Yahya veya Yuhanna, İsa'nın çağdaşı, Zekeriya'nın ise oğlu olan Yahudi din büyüğüydü. Hristiyanlıkta Vaftizci Yahya olarak anılır ve aziz kabul edilir. Hristiyanlar tarafından her yıl 24 Haziran'da "Vaftizci Aziz Yuhanna Günü" kutlanır. Bahá’ílik, Sâbiîlik ve İslam'da ise bir peygamber olarak kabul edilir. Bu durum Yeni Ahit'teki Matta, Markos, Luka ve Yuhanna İncilleri ile Kur'an'da ve Bahá’í metinlerinde teyit edilir.
Sinoptik İnciller, Kitab-ı Mukaddes'te yer alan ve doğru kabul edilen dört incilden Matta, Markos ve Luka'ya ait olan üçü. Sinoptik, Yunanca "eş görünümlü" demektir. Bu üç incil konu ve üslup olarak birbirine benzediği, hatta önemli miktarda ortak metin içerdiği için Sinoptik adını almıştır. Dördüncü incil olan Yuhanna da İsa'nın hayatını anlatmakla birlikte, üslubu ve içeriği Sinoptiklerden farklıdır.
İsa'nın dirilişi, Hristiyanlıkta İsa'nın çarmıha gerildiği cuma gününü izleyen pazar gününde mucizevi şekilde hayata dönmesi olayıdır. Hristiyan inancının ve teolojisinin merkezî doktrini olarak kabul edilir ve İznik Konsili'nin kararlarına göre o "Kutsal Kitap'ta belirtilene uygun şekilde üçüncü gün yeniden dirildi."
Mesih Efsânesi teorisi ya da İsa Efsânesi teorisi ya da kısa şekliyle Efsânecilik, Nasıralı İsa'nın hiç var olmadığını veya var olmuşsa bile Hristiyanlığın kurulmasıyla ve incillerde anlatılanlarla hiçbir bağlantısı olmadığını öne sürer. Mesih Efsânesi teorisi, tarihsel İsa araştırmacılığına aykırı bir duruş sergiler. Tarihî İsa araştırmacılığı ise İncillerde anlatılan olayların birçoğunun tarihî olmadığını fakat İncillerin dallanıp budaklandığı tarihî bir özünün olduğunu savunur.
Lemuel K. Washburn, Amerikalı özgür düşünce fikir adamıdır. Hristiyanlığın dogmalarından nefret eden bir insandı. Hristiyanlık içi mezhepsel ayrışmalardan tamâmen uzakta bir ilâhi kitabı olması amacıyla Cosmian Hymn Book – A Collection of Original and Selected Hymns (1888) eserini derledi. Hristiyanlıktaki diriliş öğretisi ile ilgili olarak söylediği sözler, Hristiyanlığa ve kanonik dogmalarına bakış açısını yansıtmaktadır. Is the Bible Worth Reading (1911) kitabında şunları yazmaktadır:
"Hristiyanlar, İsa'nın dirilişinin, onun Mesih olduğunu ispatladığını söylüyorlar. Peki söyler misiniz, Diriliş'in gerçekleştiğini ne ispatlıyor? Herhalde, incillerdeki çelişkili hikâyeler değil.. İsa'nın kabirden dirilip kalktığı hikâyesi sâdece bir tek şeyi ispatlıyor, o da birisinin yalan söylemiş olduğunu, hepsi bu."
Havariler Çağı, Hristiyanlık tarihinde geleneksel olarak M.S. 33 yılında Kudüs'te İsa'nın dirilişiyle On İki Havari'ye verdiği Büyük Görev'den M.S. 100 yılında Anadolu'da Yuhanna olduğu düşünülen son havarinin ölümüne kadar geçen süreye verilen ad. Geleneksel olarak havarilerin Kudüs'ten dağıldığına ve Havari Makamları'nı kurduklarına inanılır. Hristiyan geleneğinde İsa'nın havarilerinin çağına büyük önem verilir. Havariler Çağı ile ilgili en önemli birinci kaynak Elçilerin İşleri'dir ancak bu kaynağın tarihsel doğruluğu kimileri tarafından sorgulanmaktadır.
Ebedî hayat, Hristiyanlıkta, geleneksel inanca göre, ölümden sonra gerçekleşen devamlı hayattır. Havarilerin Amentüsü'nde şöyle geçmektedir: "...Bedenin dirilişine ve ebedî hayata... iman ediyorum." Geleneksel inanışa göre, ebedî hayat, İsa'nın ikinci gelişinden ve ölülerin dirilişinden sonra başlayacaktır. Bununla birlikte, Yeni Ahit'teki Yuhanna kitaplarında, bu dünyevi hayatın içindeyken de imanlı kişinin kendisi için önceden belirlenmiş bir ebedi hayata kavuşabileceği ima edilmektedir.
Celsus ya da Kelsos, milattan sonra 2. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış Platon geleneğine bağlı bir filozoftur. Hristiyanlığa karşı yazdığı eleştirel metin ile tanınmaktadır. Ayrıca Celsus, "İsa'nın mucizelerini sihirle gerçekleştirdiğini" savunarak İsa'nın mucizelerine ve İsa'nın kendisine değindi. Bu metin günümüze bütünüyle ulaşmasa da, kilise babası Origenes'in Celsus'a yönelik yazdığı reddiye Contra Celsum sayesinde rekonstre edilebilmektedir.
Yurtsever Simun, İsa'nın 12 havarisi arasında en belirsiz olanlardan biriydi. Birkaç psödopigrafik yazı Simun'a atfedilmiş olmakla birlikte, Hieronymus Simun'u MS 392-393 arasında yazılmış De viris illustribus'a dahil etmemiştir.
İsa'nın vaftizi, Vaftizci Yahya tarafından peygamber İsa'nın Şeria Nehri'nde vaftiz edilmesi olayıdır. İsa'nın hayatında önemli bir nokta olduğu düşünülen ve Matta, Markos ile Luka incillerinde anlatılan bu olayların bugün Ürdün'de bulunan El-Mağtas'ta gerçekleştiği düşünülmektedir.
Tarihî İsa, Kristolojik tanımların ve İsa'nın diğer Hristiyan anlatımlarının aksine, İsa'nın yaşamının ve öğretilerinin eleştirel tarihsel yöntemlerle yeniden inşasıdır. Ayrıca İsa'nın yaşadığı tarihsel ve kültürel bağlamları da göz önünde bulundurur. Tarihî İsa veya Nasıralı İsa, MÖ 4-7 arasında, muhtemelen Nasıra'da doğmuş; MS 30-31'de Kudüs'te yaşamış bir Yahudi gezgin vaizdi. 28 yılından itibaren Celile ve Yahudiye'de halka vaaz vermeye başladı. Aradan geçen iki ila üç yıl sonra, Roma valisi Pontius Pilatus'un emriyle Roma askerleri tarafından çarmıha gerildi. Yeni Ahit, Hristiyanlık inancının ilk belgesi olarak, İsa hakkında yapılan tarihi araştırmaların en önemli kaynağıdır. İsa, havarilerini topladı ve Yahudilere Tanrı’nın Krallığı’nda krallığını ilan etti, bu nedenle halkını tövbe etmeye çağırdı. Havarileri, ölümünden sonra onu İsa Mesih, Mesih ve Tanrı'nın Oğlu olarak ilan ettiler. Bu olayın sonrasında, yeni bir dünya dini olan Hristiyanlık doğdu. İsa, Hristiyanlığın dışında da önemli hale geldi.
Skeva, Elçilerin İşleri 19, 14'te aktarıldığına göre bir Yahudi başkâhini ya da gezgin bir şeytan çıkarıcısı.
Andreas Johannes Köstenberger Yeni Ahit ve Kitab-ı Mukaddes alanlarında araştırma profesörü ve Ortabatı Baptist İlahiyat Yüksekokulu'nda Kitab-ı Mukaddes Çalışmaları Merkezi'nin kurucu yöneticisidir. O, incil uzmanı, yazar ve Kitab-ı Mukaddes Temelleri'nin kurucusudur. Bu kuruluş, evde, kilisede ve toplumda Kitab-ı Mukaddes'i temel alan yaşam biçimine geri dönüşü teşvik etmektedir. Köstenberger'in araştırma yaptığı başlıca alanlar Yuhanna İncili, Kitab-ı Mukaddes ilahiyatı ve yorumsamacılıktır.
Mucizevi balık avı, kanonik İncillerde yaygın olarak mucize olarak kabul edilen iki olaydan biridir. Mucizelerin birbirinden yıllar sonra gerçekleştiği bildirilir, ancak her iki mucizede de havariler Celile Denizi'nde başarısız bir şekilde balık tutarken İsa onlara ağı bir kez daha atmalarını söyler ve bunun üzerine büyük bir avla ödüllendirilirler.
Tarihsel İsa'nın akıl sağlığının iyi olup olmadığı sorusu birçok psikolog, filozof, tarihçi ve yazar tarafından araştırılmıştır. Birkaç girişim dışında açıkça ve doğrudan İsa'nın akıl sağlığı üzerine ilk araştırma yapan kişi Paris'in baş psikiyatristi, dört ciltlik La Folie de Jésus adlı kitabın yazarı Fransız Psikolog Charles Binet-Sanglé idi. Bu tezini destekleyenler de eleştirenler oldu.
Bruce D. Chilton erken dönem Hristiyanlık ve Yahudilik üzerine çalışmış, Amerikalı bir akademisyen ve Anglikan rahiptir. Cambridge Üniversitesi'nde Yeni Ahit konusunda doktora yapmıştır. Cambridge, Sheffield ve Münster Üniversitelerinde akademik pozisyonlarda bulunmuştur.