İçeriğe atla

İrnek

İrnek, Hunların bilinen son hükümdarı ve Attila'nın üçüncü oğluydu. Attila'nın ölümünden sonra imparatorluk parçalandı ve Attila'nın üç oğlu (İrnek, Dengizik, İlek) geri kalan toprakları yönetti. İrnek büyük ağabeyi İlek'ten sonra geldi ve büyük ihtimalle kardeşi Dengizik ile toprakları birlikte yönetti.[1]

Priskos Attila'nın sarayındayken Attila ve İrnek arasında özel bir münasebet olduğunu kaydetti. Bir şölen sırasında Attila diğer oğullarına çok önem vermezken İrnek'e huzur dolu bakışlarla baktı.[1] İrnek, Attila'nın favori oğluydu[1] Çünkü bir kahin Attila'ya soyunun başarısız olacağını ancak bu başarısızlığın İrnek tarafından telafi edileceğini söylemişti.[1]

İrnek''Nominalia of the Bulgarian khans'' adlı el yazmasında Tuğluk uruğuna sahip ve Ön Bulgarları 150 boyunca yöneten bir klanın üyesi olan İrnik olarak tanımlandı.[1]

Tarih

En büyük erkek kardeş İlek, MS 454'te Nedao Savaşı'nda öldü.[1] Jordanes'in anlattığına göre:''İlek katledildiğinde geriye kalan kardeşleri, Gotların yerleştiğini söylediğimiz eski Pontus Denizi (Karadeniz) kıyılarında dövüşmeye koyuldular ... eski ikametgâhlarına tekrar geldiler.[1]

Priskos, 465-466'da Dengizik ve İrnek'ın Konstantinopolis'e diplomat gönderdiğini kaydetti. Romalılar ve Hunlar arasındaki eski geleneklere uygun bir barış antlaşması ve Tuna'da bir pazar yeri istediler, ancak reddedildiler.[1] Dengizik 469 yılında öldükten sonra, İrnek'in Dobruca bölgesinde yaşayan Romalılarla barışçıl ilişkileri sürdürdüğü düşünülmektedir. .[2] [3] Kendisine verilen sınırlı araziden Dengizik'e kıyasla memnun kalmış gibi görünüyor.[4] İrnek'ın kaderi belirsizdir.[5]

Etimoloji

İsim, Priskos tarafından Ernakh (Ήρνάχ), Jordanes tarafından Hernac, Nominalia of the Bulgarian khans'da ise İrnik olarak kayıt edildi..[6] Nicholas Poppe ismin başında -h sesi olduğunu savundu.[6]

Omeljan Pritsak ismin Türkçe ''insan, adam, kahraman'' kelimesinin çoğulu olan ''erän'' kelimesinden türediğini söyledi.[6] -nik sonunun sadece Altay diyalektlerinde olan birçoğullaştırma eki olduğunu söyledi.[1] Pritsak tarafından Hērnäk olarak yeniden okunan isim, hem "kahraman" hem de "küçük [şanslı] adam" anlamına gelebilir.[6]

Maenchen-Helfen, Pritsak'ın teorisinin farkında olsa da, ismin kökeninin belirsiz olduğunu kabul etti.[1]

Miras

Bulgaristan'daki bir köy olan Irnik, adını Irnek'ten alır.

Antarktika, Güney Shetland Adaları'ndaki Kar Adası'ndaki Irnik Noktası, adını İrnek'ten (Ernak) alıyor.

Kaynakça

Kaynaklar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hunlar</span> MS 4-6. yüzyıllar arasında Avrasyada yaşamış göçebe halk

Hunlar, MS 4-6. yüzyıllar arasında Orta Asya, Kafkaslar ve Doğu Avrupa'da yaşayan göçebe bir halktır. İlk olarak Volga'nın doğusunda, o zamanlar İskitya'nın bir parçası olan bir bölgede yaşadıkları tahmin edilmektedir. MS 370 yılına gelindiğinde Hunlar Volga bölgesine varmış ve 430 yılına gelindiğinde ise Avrupa'da kısa ömürlü de olsa geniş bir hakimiyet kurmuşlardır. Gotları ve Roma sınırları dışında yaşayan diğer birçok Cermen halkını fethetmiş ve diğerlerinin Roma topraklarına kaçmasına neden olmuştu. Hunlar, özellikle Attila döneminde Doğu Roma İmparatorluğu'na sık ve yıkıcı baskınlar yaptılar. 451'de Hunlar, Batı Roma eyaleti Galya'yı işgal ettiler ve burada Katalonya Tarlaları Savaşı'nda Romalılar ve Vizigotlardan oluşan birleşik bir orduyla savaştılar ve 452'de İtalya'yı işgal ettiler. 453'te Attila'nın ölümünden sonra Hunlar Roma için büyük bir tehdit olmaktan çıkmış ve Nedao Savaşı'ndan sonra imparatorluklarının çoğunu kaybetmişlerdir (454?). Hun isminin varyantları Kafkasya'da 8. yüzyılın başlarına kadar kaydedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Attila</span> Hun Türkü hükümdar

Attila, Hun topluluklarının hükümdarı olduğu 434 tarihinden, 453'teki ölümüne kadar Hun İmparatorluğu hükümdarıdır. Hükümdarlığı sırasında İmparatorluğunu dönemin Avrupasının büyük bölümünü kaplayacak şekilde genişletti. Öldüğü zaman idaresi altındaki topraklar batıda Cermanya, doğuda Ural Nehri, kuzeyde Baltık Denizi ve güneyde Karadeniz'e kadar uzanıyordu. Attila, imparatorluğun başında olduğu zaman diliminde Hunların yanı sıra, birçok Cermen ve İranlı kabileye, Ostrogotlara, Bulgarlara ve Alanlara da önderlik etti.

Oktar veya Ouptaros bir Hun hükümdarıydı ve imparatorluğu kardeşi Rua ile birlikte yönetmişti. Bu ikili yönetim biçiminde muhtemelen Rua Doğu Hun topraklarını yöntirken Oktar, batı topraklarını yönetiyordu. Rua, Muncuk ve Aybars ile kardeştir

Hunca, Avrupa Hun İmparatorluğu'ndaki Hunlar tarafından M.S. 4. ve 5. yüzyıllarda konuşulmuş ölü bir dil veya dil dönemidir. 5. yüzyılda yaşamış Romalı tarihçi ve diplomat Priskos'un çalışmaları Avrupa Hun İmparatorluğu'nun çok uluslu olduğunu ve Huncanın Gotlar gibi devleti oluşturan diğer kavimlerin dilleri ile beraber konuşulmuş olduğunu ortaya koymaktadır. Protodili Asya Huncasıdır.

Attila ya da Türkiye'de kullanılan diğer versiyonuyla Atilla veya Atila, Bulgaristan, Macaristan ve Türkiye'de genellikle erkek çocukları için kullanılan popüler bir isimdir. Macarcada Etele ve eğer kadınlar için kullanılacaksa Etelka şeklinde de yazılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Hun İmparatorluğu</span> Orta Çağda kurulmuş, çeşitli etnik gruplardan oluşmuş bir konfederasyon

Batı Hun İmparatorluğu ya da Avrupa Hun İmparatorluğu, 376 yılında başlayan çeşitli akınlarla Avrupa'daki Hun etkisinin artmasının kuruluşuna zemin hazırladığı, 434 ile 469 yılları arasında hüküm süren Hun kavimlerinin birleşmesi ile oluşmuş bir bozkır konfederasyonu.

Rua (Ρουας), Rona (Ρουας) ya da Ruga (Ρούγας), Hun İmparatorluğu'nun hükümdarı. Bleda ve Attila'nın amcasıdır.

<span class="mw-page-title-main">İlek</span> Hun hükümdarı

İlek Hun İmparatorluğu'nda Attila'nın en büyük oğlu ve ardılı. Hükümdarlığı 453 yılından 454 yılına kadar 2 yıl sürmüştür. Nedao Muharebesinde öldürülmüştür. Yerine Dengizik geçmiştir.

Dengizik, Avrupa Hun Hakanı ve Attila'nın oğlu. Attila'nın 453'te ölümünden sonra tahtı diğer kardeşleri İlek ve İrnek ile birlikte ayrı ayrı yönetmişlerdir. Çöken imparatorluğun parçalarında üç kardeş farklı bölgelerde hüküm sürdü. 460 senesinin ilk yarısından itibaren Dengizik ve İrnek durumlarını toparlamaya gayret ettiler. Konstantinopolis’e bir elçi gönderdiler. Bir barış anlaşması yapmayı, dostluk tesis etmeyi istediler. Tuna’nın bir bölgesinde Hunların ve Romalıların serbest ticaret yapacakları bir Pazar kurulmasını talep ettiler fakat I.Leo bu istekleri reddetti. Bu karardan sonra iki kardeş ayrıldı. Dengizik bunu hakaret olarak görüp savaşmak istedi, İrnek ise yeni bir cephe açılmasına karşıydı. Dengizik Histria bölgesine ordusuyla girdi. Onu karşılayan Bizanslı komutan Anagast ile uzlaşmayı reddetti ve doğrudan imparatora elçi gönderdi. Toprak ve vergi isteğinde bulundu eğer gerçekleşmezse Trakya üzerine yürüyeceğini belirtti. Onun kararlı tutumundan endişelenen I.Leo verdiği cevapta: "Kendisine itaat etmesi durumunda her şeyi yapacağını, düşmanlıkları dostluk ve müttefikliğe dönüştürmenin kendisi için çok hoş olacağını" söyledi. Fakat görüşmelerin akim kalması üzerine Dengizik ile Anagastes arasında 469 yılında gerçekleşen savaşta Hunlar mağlup oldu Dengizik savaşta öldürüldü ve kesik başı Bizans başkenti Konstantinopolis'te halk arasında dolaştırıldı. Chronicon Paschale olayı şöyle aktarır: "Attila'nın oğlu Dinzirichus, Trakya'daki general Anagastes tarafından öldürüldü. Başını Konstantinopolis'e getirdi, Orta Cadde'den geçirildi ve Ahşap Sirkte bir direğe sabitlendi. Bütün şehir ona baktı.

Akatziri veya Akatzirs Karadeniz'in kuzeyinde, Kırım'ın batısında yaşayan bir kabileydi. Jordanes onları zirai insanlar olarak değil avcı-toplayıcı olarak tanımladı. Etnik kökenleri belirlenmemiştir. 5. yüzyıl tarihçisi Priscus onları İskitlerin etnik bir grubu olarak tanımlar. Ayrıca Hunlarla bağlantıları olduğu olduğu söylenir (Akatiri Hunni). İsimlerinin kökeni Ağaçeri Türkleri (Agathyrsi) ile bağlantılıdır. Bir Türk aşireti oldukları varsayıldı. veya "Aq Qazir " olarak Beyaz Hazarlar oldukları söylendi. Ancak Peter B. Golden ayrıca şunları kaydetti: "Bu tezlerin hiçbiri fonetik benzerliğin ötesinde hiçbir şeye dayanmaz"; ve Akatsirleri'in Hazarların atası olduğuna dair diğer hipotez de sağlam bir kanıtla desteklenmemiştir.

Karaton, Hunların ilk krallarından biriydi.

Bu liste, Hun İmparatorluğu'nun tarihi boyunca hükümdarlık yapmış kişileri içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Çernyahov kültürü</span>

Çernyahov kültürü yahut Sântana de Mureș kültürü, MS 2 ila 5. yüzyıllar arasında günümüz Ukrayna, Romanya, Moldova ve Belarus'un bir kısmı olmak üzere, Karadeniz'in batı ve kuzeyinde bulunan bu Doğu Avrupa ülkelerinin topraklarına tekabül eden yerlerde tespit edilmiş bir arkeolojik kültürdür. Kalıntıların Sarmatlar, Slavlar, Gotlar ve Daçyalılar gibi halkların kültürel karışımı sonucu ortaya çıktığı tahmin edilmektedir.

Padua'nın yağmalanması, Attila'nın 452'de İtalya yarımadasını işgal ettiği sırada gerçekleşen olaylardan birisidir. Aquileia'nın Yağmalanması'nın ardından gerçekleşti. Daha sonra Milano Kuşatması gerçekleşti.

<span class="mw-page-title-main">Onegesius</span>

Onegesius, kudretli bir Hun logades (bakan) idi. Kesin olmayan bir iddiaya göre Attila’nın ardından iktidarda söz sahibi olan ikinci kişiydi. Priscus'a göre "kralın sağındaki bir sandalyede oturuyordu".

Adamis bir Hun yöneticisi ve kahyasıydı. Tarihçi Priscus’un Hun sarayıyla ilgili 448/449 tarihli kayıtlarda kendisinden bahsedilmiştir.

Chelchal Bizans İmparatorluğu'nda korgeneral olarak görev yapmış bir Hun komutanıydı.

<span class="mw-page-title-main">Avrupa Hunlarının listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Bu sayfa, tarihi kaynaklarda geçen Avrupa Hunlarının, bir listesidir:

<span class="mw-page-title-main">Laudaricus</span>

Laudaricus, önde gelen bir Hun reisi ve 5. yüzyılın ilk yarısında aktif olan bir generaldi.

<span class="mw-page-title-main">Hun sanatı</span> Hunlar tarafından yapılmış sanat eserleri

Hunların sahip olduğu maddi kültür ve sanata ilişkin kaynaklar antik betimlemeler ve arkeolojidir. Hun toplumunun göçebe yaşam stili nedeniyle onlardan geriye pek az arkeolojik eser kalmıştır. 2005 yılı itibarıyla kesin olarak Hunlara ait olduğu tespit edilen yalnızca 200 arkeolojik kalıntı bulunmuştur. Hun arkeolojik buluntularını Sarmatlarlara ait olanlardan ayırmak zordur zira her iki halk da birbirine yakın bölgelerde yaşamış ve çok benzer maddi kültürlere sahipmiş gibi görünmektedir. Ayrıca Romalıların Hunlara ilişkin tasvirleri genellikle son derece taraflıdır ve onların sözde ilkelliğini vurgular.