İrfan Solmazer
Ali İrfan Solmazer | |
---|---|
Doğum | 1925 Gönen |
Ölüm | 25 Ekim 2008 (83 yaşında) |
Bağlılığı | Türkiye |
Rütbesi | Yüzbaşı |
Sonraki işi | TBMM Tokat Milletvekili |
Ali İrfan Solmazer (1925, Gönen, Balıkesir - 25 Ekim 2008, Mersin)[1] Türk asker ve siyasetçi.
Gönen'de orta halli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Yusuf Ziya Bey askerdi.[2] Bursa Askeri Lisesi, Harp Okulu ve ardından Askeri Muamele Okulunu bitirerek Teğmen rütbesiyle Türk Silâhlı Kuvvetlerinde görev aldı.
27 Mayıs Askeri Darbesi'ndeki rolü
Kara Kuvvetleri Personel Başkanlığı’nda Erkan Şubesi'nde görevliyken Demokrat Parti iktidarına karşı Silahlı Kuvvetler içerisinde oluşturulan cuntaya katıldı.[3] Kurmay Personel Yüzbaşı rütbesindeyken 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi'ne fiilen görev aldı. Ankara'da Orduevi'nin denetim altına alınması[3] ve Demokrat Partili İçişleri Bakanı Namık Gedik'i tutuklanması gibi görevleri ifa etti.[2]
Millî Birlik Komitesi üyesi oldu. Demokrat Partili yöneticilerin Yassıada’ya nakli sonrasında gelen suikast ve kaçırma ihbarlarının değerlendirmesi için kurulan Kontrol Koordinasyon Emniyet Servisi isimli birimde Orhan Kabibay, Numan Esin ve Suphi Karaman ile birlikte görev aldı.[3]
Milli Birlik Komitesi içinde, bir süre daha seçimlere gidilmemesi ve askeri yönetimin bir dizi köklü reform yaparak iktidarda daha uzun süre kalmasını savunan Alparslan Türkeş, Orhan Kabibay, Numan Esin, Orhan Erkanlı, Muzaffer Özdağ, Dündar Taşer, Rıfat Baykal, Fazıl Akkoyunlu ve Ahmet Er gibi isimlerin yanında yer aldı.
İrfan Solmazer'in girişimleri ve uzun çabaları sonucunda Milli Birlik Komitesi, üniversitelerde görev yapan 147 akademisyenin işine son verdi.[3] Kamuoyunda 147'ler olarak anılan isimler arasında Emin Bilgiç, Ali Fuat Başgil, Sabahattin Eyüboğlu, Yavuz Abadan, Nusret Hızır, Tarık Zafer Tunaya, Mîna Urgan, Haldun Taner de vardı. 28 Ekim günü resmi gazetede yayınlanan 114 sayılı Tasfiye Kanunu Milli Birlik Komitesindeki ayrışmayı gözler önüne serdi.
13 Kasım 1960 tarihinde Millî Birlik Komitesi'nin parçalanması üzerine 14'lerden biri olarak “Hükümet Müşaviri” olarak Lahey'e sürgüne gönderildi. Türkiye'ye döndü ancak Türkeş ve arkadaşları ile beraber hareket etmedi. 1965 seçimleri öncesinde Cumhuriyet Halk Partisi'ne katıldı. Seçimlerde Tokat milletvekili seçildi. 28 Nisan 1967'de, CHP'nin 18. Kurultay'ında partinin resmi görüşü olarak Ortanın solunun kabul edilmesi üzerine partide yaşanan tartışmalar ardından Turhan Feyzioğlu'nun liderliğinde bir grup milletvekili ve senatörle beraber CHP'den istifa etti ve 12 Mayıs 1967'de kurulan Güven Partisi'ne katıldı.
12 Mart öncesinde faaliyetleri
Yeniden milletvekili seçilemeyen İrfan Solmazer, Doğan Avcıoğlu yönetimindeki Devrim gazetesi'ne bilgi sızdırdığı için partiden ihraç edildi.[4]
Solmazer’in adı, 9 Mart 1971 darbe teşebbüsü'de askerler ve sivillerden oluşan cunta ile birlikte anıldı. Solmazer'in dönemin devrimci gençlik önderleri ile ilişkisi hakkında yıllar sonra Hasan Cemal kitabında şunları yazacaktı:[5]
Türkiye’nin 12 Mart darbesine (1971) gittiği günlerde, çalıştığım Devrim dergisinin Kızılay’daki bürosunun hemen yakınındaki Mason Derneği’nin bahçesine bize yakın devrimci gençler dinamit atmıştı. O dinamit lokumları İrfan Solmazer’in arabasının bagajında getirilmişti.
12 Mart öncesindeki cuntacılık faaliyetlerine katılmış, o tarihlerde bizim gruba yakın duran, emekli deniz subayı Erol Bilbilik, İrfan Solmazer’i şöyle anlatır:
“Bir gün Orhan Kabibay‘ın evinde toplandık. Hidayet Ilgar, Talat Turan, İrfan Solmazer ve daha birçok kişi vardı. Bir ara İrfan Solmazer bana, ‘Erol, sen denizcileri ihmal etmişsin’ dedi. Kimi ihmal ettiğimi sorunca, Sarp Kuray’ı, Deniz Gezmiş’i ihmal etmişsin, hiç temas kurmamışsın. Ama ben onlara İstanbul’da, Ankara’da mısır patlatır gibi bomba patlattırıyorum’ dedi.
Başka ne yapıyorsunuz diye sorunca, İrfan Solmazer’in yanıtı şu oldu:
‘Deniz Gezmiş’i, Sarp Kuray’ı filan oturtuyorum. Amerikan Büyükelçiliği’nin ön kapısının kurşunla taranmasına demokratik olarak karar veriyoruz. Emri ben veriyorum. (Deniz Gezmiş, ABD Büyükelçiliği’ni tara ve yok ol!) diyorum. Sarp Kuray’a, (Git şurayı bombala!) emrini veriyorum.
Bu işlerden Orhan Kabibay’ın mutlaka bilgisi vardı. Dolayısıyla Deniz Gezmiş’i, Sarp Kuray’ı kullandılar. İrfan Solmazer 12 Mart’a 24 saat kala Almanya’ya uçuruldu.”
Sarp Kuray liderliğindeki deniz subaylarıyla birlikte “Devlet bütünlüğünü bozmak gayesi ile gizli örgüt kurma” suçlamasıyla ve idam talebiyle İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesi'nde yargılandı. Bir süre Kartal Maltepe Askeri Cezaevinde tutuklu kaldı. Atatürkçülük ilkeleri çerçevesinde kurduğu savunması ardından tahliye edildi. Davası Askeri Yargıtay'a götürüldüğü sırada pasaport alarak yurt dışına çıktı.
Ölümü
Uluslararası bir şirketin Türkiye temsilcisi olarak çalışmaya başlayan ve ticarete atılan Solmazer, 1989’da kurulan Mersin Deniz Ticaret Odası’nın kurucu başkanlığını üstlendi. 25 Ekim 2008 tarihinde Mersin'de öldü.
Kaynakça
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ocak 2013.
- ^ a b (Gökçeli), Yaşar Kemal (22 Ocak 1961). "İkinci Cumhuriyetin İhtilâl Meclisi Üyeleri: 8. Yüzbaşı İrfan Solmazer ile görüşme". Cumhuriyet. 16 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Eylül 2021.
- ^ a b c d Sinan Onuş (2010). Sıfır General: Parola İnkılap. Dama Kitap. s. 54. 16 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Eylül 2021.
- ^ "Solmazer Meselesi". Devir (Haftalık, Olaylar, Gerçekler, Belgeler Dergisi). 27 Kasım 1972. s. 6.
- ^ Hasan Cemal. Kimse Kızmasın, Kendimi Yazdım. Doğan Kitap. s. 48. 16 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Eylül 2021.