İçeriğe atla

İran (kelime)

Nakş-ı Rüstem kabartması

İran sözcüğü, ilk kez Nakş-ı Rüstem'deki I. Ardeşir'in kabartmasına eşlik eden yazıtta tespit edilmiş Orta Farsça Ērān, Pehlevice ʼyrʼn sözcüklerinden gelmektedir.[1] Burada Orta Farsça yazıta eşlik eden Partça dilindeki yazıtta kral için ardašīr šāhān šāh aryān (Pahlavi: ... ʼryʼn) ifadesi kullanılırken, kralın Orta Farsça yazıttaki adı ardašīr šāhān šāh ērān dır.

Kaynakça

  1. ^ MacKenzie, David Niel (1998). "Ērān, Ērānšahr". Encyclopedia Iranica. 8. Cosa Mesa: Mazda. 13 Mart 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Mayıs 2008. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Türkçe</span> Türk halkının Oğuz Türkçesi dili

Türkçe ya da Türk dili, Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya'da konuşulan, Türk dilleri dil ailesine ait sondan eklemeli bir dildir. Türk dilleri ailesinin Oğuz dilleri grubundan bir Batı Oğuz dili olan Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Dil, başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Ege Adaları, Kıbrıs ve Orta Doğu'yu kapsayan eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulur. Ethnologue'a göre Türkçe, yaklaşık 90 milyon konuşanı ile dünyada en çok konuşulan 18. dildir. Türkçe, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal resmî dil statüsüne sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">İran</span> Batı Asyada bir ülke

İran (Farsça:

<span class="mw-page-title-main">Farsça</span> Bir batı İran dili

Farsça ya da Persçe, Hint-Avrupa dillerinin İran dilleri koluna ait bir batı İran dilidir. Başta İran olmak üzere, kuzeyde Rusya ve Azerbaycan, doğuda Afganistan ve Tacikistan, Orta Asya'da Özbekistan ve Basra Körfezi üzerinde Kuveyt ve Irak gibi ülkelerde 100 milyonun üzerinde kişi tarafından konuşulmaktadır. Antik Pers halkının konuştuğu dilden türemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Bronz</span> metal alaşımı

Bronz ya da tunç, bakırın önemli bir alaşımıdır. Tarihi bağlamda bakır ile kalay ve/veya arsenik'den oluşan bakır alaşımlarına tunç denir. Bununla birlikte günümüzde bronz kavramı çağdaş kullanımda bakırın bakır-nikel, bakır-berilyum ve bakır-çinko (pirinç) alaşımı dışındaki bütün alaşımları için kullanılmaktadır. Pirinç bakırın çinkoyla yaptığı alaşımdır. %10 çinko bulunduran pirince ticari bronz da denilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Ahameniş İmparatorluğu</span> MÖ 6. yy.-MÖ 4. yy. arasında hüküm sürmüş bir İran imparatorluğu

Ahameniş İmparatorluğu ya da Hehamenişiler, MÖ 6. yüzyılda Büyük Kiros tarafından kurulan, tarihteki ilk Pers devletidir.

Eski Türkçe, Türk yazı dilinin ilk dönemidir. Dönem Orhun Türkçesi ve Eski Uygur Türkçesi olmak üzere iki altdönemde incelenir. Orhun Türkçesinin kesin tarihlere dayandırılabilir ilk belgesi olan ve VIII. yüzyılın ortalarına tarihlenen Orhun Yazıtlarından Uygur Türkçesinin tarihe karıştığı XIII. yüzyıla değin sürer. Doğu Asya'dan Doğu Avrupa'ya dek önemli bir coğrafyada konuşulduğu anlaşılmaktadır. İlk dönemlerinde yabancı etkilerden epey uzak ve dönemin diğer dillerine göre oldukça yalın olduğu, Uygur çağında git gide zenginleştiği ve yabancı dillerden etkilendiği anlaşılmaktadır. Dil XIII. yüzyılda ölse de türlü Türk toplulukları tarafından yazı dili olarak kullanıldığı XVII. yüzyıla tarihlenen Altun Yaruk nüshasından anlaşılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Sebze</span> yemek pişirmede kullanılan yenilebilir bitki veya bitkinin bir parçası

Sebze ya da göveri, bitkilerin insanlar veya diğer hayvanlar tarafından yenen kısımlarına verilen isimdir. Sebze terimi, kültürler ve mutfaklar arasında farklı anlamlara gelebilir.

Kağan, kaan veya hakan, Moğol ve Türk devletlerinde hükümdarlar tarafından kullanılan unvanlardan birisi ve göreceli olarak en eskilerindendir. Avarlar döneminden beri Türk devlet kültürü "kağan" sözcüğünü barındırmaktadır. Bu bağlamda "kağan", Tanhu, Bey, Toktamış, Giray gibi Türkçe bir sözcük olup Türk devletleri için ayırt edici bir özellik de oluşturur. Kağanın eşine ise kağatun denilir.

<span class="mw-page-title-main">I. Erdeşîr</span>

I. Erdeşîr ya da Erdeşîr-i Bâbekân, Sasani İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk hükümdarıdır. İsmi, Artaxares, Artaşastra ve Artakhşathra olarak da geçer.

Şah ya da Şehinşah, Fars, Afgan ve diğer İrani halkların hükümdarlarının kullandığı bir unvan. Kral anlamına gelmektedir. Zamanla İslam aleminde hükümdar anlamında yaygın olarak kullanılagelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Mühimmat</span>

Mühimmat; askerî terminolojide savaş için gerekli, demirbaş olmayan tüm yedek parça ve cephaneyi kapsayan bir terim. Cephane ise ateşli silahlardan atılmak üzere hazırlanmış her türlü patlayıcı veya delici malzemedir.

Müneccimler veya yıldızbilimciler, Hristiyan geleneğinde bebek İsa'ya "Yahudilerin kralı" olarak hürmetlerini sunmak için doğudan geldiğine ve hediye olarak altın, günnük ve mür getirdiğine inanılan soylu âlimlerdir.Kitâb-ı Mukaddes'te isimlerinden ya da kral olduklarından bahsedilmez ancak sonraki dönem efsanelerde Gaspar, Melkior ve Baltazar isimli üç kral oldukları söylenir. Batı efsanelerinde üç kişi, doğu efsanelerinde 12 kişi oldukları söylenir.

Türkçedeki alıntı sözcüklerin değiştirilmesi, Atatürk'ün Türkleştirme politikasının bir parçasıdır. Osmanlı Türkçesi, Arapça ve Farsçadan birçok alıntı sözcüğe sahipti, aynı zamanda Fransızca, Yunanca ve İtalyanca gibi Avrupa dillerinden bulunan diğer alıntı sözcükler de resmî olarak Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından önerilen Türkçe karşılıkları ile değiştirildi. Türkçedeki yabancı kökenli sözcüklerin (alıntı) Türkçeleştirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra Atatürk Devrimlerinin daha geniş çerçevesindeki kültürel reformların bir parçasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Behistun Yazıtı</span> İranda bulunan çok dilli bir antik yazıt

Behistun Yazıtı, Kirmanşah, İran yakınlarındaki Bisütun Dağının bir uçurumunda yer alan çok dilli bir yazıt ve büyük bir taş kabartma. Ahameniş İmparatoru I. Darius döneminde hazırlanmıştır ve I. Darius'un imparatorluğu genişletişinden bahseder. Eski Farsça, Elamca ve Babilce yazılmış, bilinen en uzun üç dilli çivi yazısı olduğu için çivi yazısının deşifre edilmesi açısından önemlidir.

<span class="mw-page-title-main">Wepwawet</span> Antik Yunan savaş tanrısı

Wepwawet, Yukarı Mısır'da Asyut olan bir savaş tanrısıydı. Adı yolların açacağı anlamına gelir ve sıklıkla bir güneş-tekne eşiğinde ayakta duran bir kurt olarak tasvir edilir. Bazıları, Wepwawet'in ordu ilerlemesine giden yolları açıklığa kavuşturmak üzere bir gözcü olarak gördüğünü yorumlamaktadır. Sina'dan bir yazıtta Wepwawet'in Kral Sekhemkhet'in zaferine "yolu açtığı" belirtilmektedir.

Sasani İmparatorluğu'nun şehinşahları geniş bir coğrafyada hüküm sürmüşlerdir. En güçlü olduğu zaman, batıda Türkiye ve Rodos doğuda Pakistan'a kadar uzanıyordu ve aynı zamanda modern Kafkasya, Yemen, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Mısır, İsrail, Lübnan, Suriye, Ürdün ve Orta Asya'daki bölgeleri kapsıyordu.

Arsamosata Fırat kenarında bugün ki Elazığ kentinin yakınlarında kurulmuş Ermeni Sophene'de antik bir şehirdir. Orontid Hanedanı'ndan Kral I. Arsames tarafından M.Ö. 3.yüzyılda kurulmuştur. Kentin Orta Çağ'daki adı Ashmushat idi, Roma ve Bizans zamanında Armosota (Ἀρμόσοτα) ve Arsamosota (Ἀρσαμόσοτα) isimleriyle anıldı.

<span class="mw-page-title-main">Serhas Yazıtı</span>

Serhas Yazıtı, Ahameniş Kralı I. Serhas'a ait soldan sağa yazılmış üç-dilli bir çivi yazısıdır. Bu yazıt Elamca, Akadca ve Eski Farsça dilleriyle yazılmış olup Van Gölü’nün yanında bulunan Van Kalesi’nin bitişiğinde bulunan dağın güney yamacında yer almaktadır. Yerden yaklaşık 20 metre bulunan yazıt; Van Kalesi’nin yakınında bulunan bir kayanın düzleştirilmiş yüzüne yazılmış olup kimsenin ulaşamayacağı bir kayanın orta kısmındadır. İskit ve Med akınlarıyla zayıflayan Urartulardan sonra bölgeye egemen olan Ermeni Orontid Hanedanı’nın sonrasında Tuşpa’da kontrolü ele geçiren Farslar savaş sonrası bu yazıtı yazdırmıştır. Aslında bu eser Kserkses’in babası Kral Darius tarafından oyulmuş olmasına rağmen, Kral Darius kayanın yüzeyini boş bırakmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kralların kralı</span>

Kralların Kralı, özellikle Orta Doğu'da yerleşik hükümdarlar tarafından kullanılan bir yönetici ünvandı. Osmanlı İmparatorluğunda kullanılan padişah terimi de bu anlama gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Spahbed</span> Orta Pers ordusu unvanı

Spāhbed esas olarak Sasani İmparatorluğu'nda kullanılan "ordu şefi" anlamına gelen Orta Farsça bir unvandır. Başlangıçta Orta Farsça: Ērān-spāhbed adı verilen tek bir spahbed vardı. Sasani ordusunun Generalissimo'su olarak görev yapmıştır. I. Hüsrev'in zamanından itibaren makam, ana yönlerin her biri için birer spahbed olacak şekilde dörde bölünmüştür. Müslümanların İran'ı fethinden sonra, Doğu'nun spahbed'i, Hazar Denizi'nin güney kıyısındaki erişilemez dağlık Taberistan bölgesi üzerindeki otoritesini korumayı başarmış; burada unvanın çoğu zaman İslami biçimiyle Farsça: ispahbadh olduğu görülür, 13. yüzyıldaki Moğol istilalarına kadar kraliyet unvanı olarak varlığını sürdürmüştür. Fars kökenli eşdeğer bir unvan olan ispahsālār veya sipahsālār, 10. ve 15. yüzyıllarda İslam dünyasında büyük bir geçerlilik kazanmıştır.