Yunanistan, resmî adıyla Helen Cumhuriyeti, Güneydoğu Avrupa'da bulunan bir ülkedir. Nüfusu 2022 itibarıyla yaklaşık 10,3 milyon olan ülkenin en büyük şehri ve başkenti Atina'dır. Kuzeybatısında Arnavutluk, kuzeyinde Kuzey Makedonya ve Bulgaristan, kuzeydoğusunda Türkiye, doğusunda Ege Denizi, batısında İyon Denizi, güneyinde Girit Denizi ve Akdeniz ile sınırlanan Yunanistan, Avrupa, Asya ve Afrika'nın kavşağında stratejik bir konumda yer almaktadır.
Yunanlar ya da Helenler, Yunanistan, Kıbrıs, Arnavutluk, İtalya, Türkiye, Mısır ve Doğu Akdeniz'i çevreleyen diğer ülkelerde yaşamış veya yaşayan, aynı zamanda da dünya çapına yayılmış ve diasporalar oluşturmuş bir etnik grup.
Rum İsyanı/Yunan İsyanı,, Yunan Bağımsızlık Savaşı, Yunan İhtilali veya Yunan Devrimi, Yunanların Osmanlı egemenliği ve isyan bölgelerindeki Müslüman halka karşı başlattığı, 1821-1829 yılları arası süren ve Yunanistan'ın Osmanlı Devleti'nden bağımsızlığını kazanmasıyla sonuçlanan bağımsızlık savaşı, devrim ve etnik temizliktir. 1832 yılında imzalanan İstanbul Antlaşması ile Yunanistan'ın bağımsız bir ülke olarak tanınmasıyla sonuçlanmış bağımsızlık sürecidir.
Pontus Cumhuriyeti, Karadeniz'in güney sahilinde kurulması önerilmiş bir Pontus Rum devletiydi. Ülke topraklarının Kuzey-doğu Anadolu'da yer alan tarihi Pontus Bölgesi ve günümüz Türkiye'sinin Karadeniz Bölgesi'nin bir kısmını da kapsaması düşünülmüştür. Bu önerilen ülke, 1919 Paris Barış Konferansı'nda tartışılmış fakat Eleftherios Venizelos yönetimindeki Yunan hükûmeti, böyle bir devletin güvence altında olamayacağından çekinmiştir. Böylece, daha geniş çapta önerilmiş bir ülke olan Wilson Ermenistanı'na dahil edilmiştir. En nihayetinde, iki ülke de var olamamıştır. Pontus Rum nüfusu katliama uğrayarak 1922'den sonra Türkiye'den sürgün edilmiş ve Sovyetler Birliği ya da Yunanistan'ın Makedonya bölgesine yerleştirilmiştir. Bu olaylar zinciri daha sonra 1923 yılında Yunanistan ile Türkiye arasında gerçekleşmiş olan nüfus mübadelesinin bir parçası olarak tanınacaktır. Günümüzde Yunan politik çevreleri, mübadeleyi Rum Kırımı'ndan ayrıştırılamaz olarak görmektedir.
Müslüman-Türk katliamları, Türk Kırımı ya da Türk Soykırımı Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma döneminde Navarin Katliamı ile başlayan ve 1922 Manisa yangınıyla son bulan Balkan, Ortodoks Devletler ve Fransa tarafından Türkler, Türk Yahudileri ve Osmanlılara yönelik gerçekleşen katliamlar, zorunlu göçler, etnik temizlik. Olaylardan etkilenenlerin ana dili Türkçedir.
Nikiforos Melissenos,, 1070'li yıllarda yaşanan boşlukta tahtı ele geçirmeyi deneyen Bizans generali.
Navarin Katliamı, Yunanistan'ın bağımsızlığını kazanması sırasında yaşanan katliam dizisinin bir parçası olan bir katliamdı. Katliam 19 Ağustos 1821 günü Mora Yarımadası'ndaki Navarin şehrinde gerçekleşti ve şehrin yaklaşık 3000 kişilik Türk sakini katledildi. Avrupa kaynaklarında Navarin katliamı hakkında bilgiler onlarca yıl sonra yayınlanmıştır.
Tripoliçe Katliamı, Yunan Bağımsızlık Savaşı'ndaki Tripoliçe kuşatması esnasında 23 Eylül 1821 günü şehrin düşmesi ile Müslümanların ve Yahudilerin katledilme olaylarıdır. İngiliz asker ve tarihçi Thomas Gordon, katledilen sivillerin sayısını 8.000 olarak tahmin ederken, 8.000 de Osmanlı askerinin öldürüldüğünü belirtmektedir. J. M. Wagstaff ise 10.000 - 15.000 sivilin katledildiğini yazmıştır. Yunan tarihi üzerinde uzman olan tarihçi ve yazar William St. Clair öldürülen sivillerin sayısının 10.000 üzerinde olduğunu belirtmiştir. Katledilenlerin içinde kadınların da olduğu görülmüştür.
Osmanlı Rumları Osmanlı Devletinde yaşayan Rumlara verilen isimdir. Kuruluşundan itibaren pek çok Rum topluluğu Osmanlı sınırları içindeki İç Anadolu (Kapadokya), Ege ve Karadeniz bölgelerinde yaşamıştır ve devletin son dönemlerine kadar önemli rol oynamışlardır. Bugün büyük çoğunluğu Rum Kırımı ve Mübadele'den dolayı Yunanistan'da yaşamaktadır.
Yalova Katliamı, Nisan-Mayıs 1921'de Yunan ordusunun işgali ile birlikte yerli Rum ve Ermeniler tarafından Yalova bölgesinde Müslümanlara uygulanan mezalimdir. Bölgedeki Müslüman köylerinin neredeyse tamamı yakıldı, binlerce insan öldürüldü veya mülteci durumuna düştü.
Konstantinos Dukas ya da Ducas, yak. 1074 ile 1078 ve 1081 ile 1087 yılları arasında Bizans ortak imparatoru. Bizans imparatoru VII. Mihail ile Gürcü karısı Maria Bagrationi'nin oğludur.
Hem Osmanlı İmparatorluğu güçleri hem de Yunan devrimcileri tarafından işlenen Yunan Kurtuluş Savaşı sırasında birçok katliam vardı. Savaş, çatışmanın her iki tarafındaki sivil yaşamına ve savaş esirlerine yönelik saygı eksikliği ile nitelendirildi. Özellikle İyonya, Girit, İstanbul, Makedonya ve Ege adalarında Yunanlara yönelik katliamlar gerçekleşirken, Osmanlılar ile özdeşleşen Türk, Arnavut, Osmanlı yanlısı Yunanlar ve Yahudi nüfusu, özellikle Yunan kuvvetlerinin baskın olduğu katliamlara maruz kalmıştı. Ege, Girit, Orta ve Güney Yunanistan'da yerleşmiş Yunan toplulukları öldürülmüş ve Mora Yarımadası'ndaki Türk, Arnavut, Yunanlar ve küçük Yahudi cemaatleri de aynı şeyleri yaşamıştır.
Sakız Adası Katliamı, 1822'de Yunan Bağımsızlık Savaşı sırasında Sakız Adası'ndaki on binlerce Yunan'ın Osmanlı askerleri tarafından öldürülmesi olayıdır. Çevre adalarda yaşayan Yunanlar, Sakız Adası'na gelmiş ve ada halkını isyana katılmaları için cesaretlendirmişti. Buna karşılık Osmanlı askerleri adaya çıktı ve binlerce kişiyi öldürdü. Hristiyanların katledilmesi uluslararası toplumda kızgınlığa neden oldu ve Yunanların dünya genelinde destek görmesine yol açtı.
İpsara, Yunanistan'ın Kuzey Ege bölgesinde bulunan bir ada, şehir ve belediyedir. Ada, Ege Denizi'nin ortasında yer almaktadır. Yüzölçümü 44.511 km² olan belediyenin nüfusu 2011 yılı itibarı ile 458'dir.
George Finlay, İskoç tarihçi.
Türk Kurtuluş Savaşı boyunca, hem Anadolu Hareketi hem de İtilaf Devletleri sorumluluğunda, Türk, Rum ve Ermeni sivillere yönelik birçok katliam gerçekleşti. Katliamlar boyunca tecavüz, işkence ve soygun yaygın olarak yaşandı.
Orta Çağ Yunancası, ayrıca Bizans Yunancası olarak da bilinir. Geleneksel olarak 1453'te İstanbul'un Fethi ile tarihlenen, 5-6. yüzyıllarda Klasik Antik Çağ'ın sonu ile Orta Çağ'ın sonu arasındaki Yunan dilinin bir aşamasıdır.
50-50 Teorisi, Türk Kurtuluş Savaşı'nın Batı Cephesi boyunca Yunan ordusu ve Rum isyancılar tarafından Türklere karşı gerçekleştirilen savaş suçlarının Rum Kırımı kadar kötü ve iki olayın aynı şiddette olduğu fikridir. Fikir Türk halkı arasında ilk olarak Türk ordusunun Yunan işgali altındaki topraklarda ilerlemesi ve böylece Türk halkının Yunan ordusunun oluşturduğu tahribata tanık olması ile ortaya çıkmış, ilk kez 1926'da George Horton'ın The Blight of Asia kitabında ele alınmıştır. Her ne kadar Horton kitabında 50-50 Teorisi'nin yanlış olduğunu ve Yunanlar tarafından katledilen Türklerin Rum Kırımı'na "50-50 değil 1'e 10.000 bile olamayacağını" söylese de, Horton'ın bu tavrı hem Türk hem de Türk olmayan akademisyenler tarafından Türk düşmanı ve aşırı Filhelenist olarak yorumlanıp tarihi çarpıtmak ile suçlanmıştır.
Anabolu Kuşatması veya Nauplia kuşatması, 12-20 Temmuz 1715'te gerçekleşti. Osmanlı İmparatorluğu,Venedik Cumhuriyeti'nin Güney Yunanistan'daki "Mora Krallığı"nın başkenti olan Nauplia (Osmanlıca Anabolu) şehrini ele geçirdi. Nauplia, Venedikliler tarafından güçlü bir şekilde tahkim edilmiş güçlendirilmiş olmasına rağmen, Osmanlılar, Fransız albay La Salle'nin döneklik etmesi sayesinde de şehri ele geçirmeyi başardı. Osmanlılar patlattıkları bir lağımın ardından 20 Temmuz'da hücüm ederek Palamidi'yi aldı. Venedik savunucuları panik içinde geri çekildiler ve bu da Acronauplia'nın ve şehrin geri kalanının hızla düşmesine yol açtı. Garnizon ve halk katledildi veya tutsak olarak götürüldü. Nauplia'nın düşüşü,Mora'nın Osmanlı tarafından yeniden fethine karşı gösterilen Venedik direnişinin de fiilen sona erdiğinin işaretiydi.
İsmail Gibraltar, Yunan İsyanı esnasında Mısır filosunun komutanı olarak faal olan bir Osmanlı amiraliydi.