İçeriğe atla

İnternet bağımlılığı

İnternet bağımlılığı rahatsızlığı (İBR) Ivan Goldberg tarafından 1995 yılında yerici bir şaka ile ortaya çıkan varsayımsal bir rahatsızlıktır.[1] Goldberg'in bu esprili tanımı tanısı ilk olarak DSM-IV tarafından konulan nedensiz kumar rahatsızlığından esinlenmiştir.

İBR her ne kadar yerici bir şaka olarak ortaya çıkmışsa da bazı kişiler bu olgunun gerçek bir duruma karşılık geldiğini savunmaktadırlar. Bu kişiler İBR'yi genellikle alt türlere ayırırlar. Bu türlerden bazıları pornografi,[2] coşkun ve mantık dışı oyun tutkusu,[3] sosyal iletişim siteleri ya da web güncelerinde aşırı zaman tüketimi[4] ve İnternet üzerinden alışveriş takıntısı[5] dır. Dayanılmaz bir kumar oynama ya da alışveriş yapma isteği gibi kişide sorun yaratması olası olgular zaman zaman İnternet içtepileri olarak adlandırılır.[6] Son yapılan çalışmalar aşırı sosyal medya ve problematik düzeyde telefon kullanımının öz saygıyla bağlantılı olduğunu ortaya koymuştur.[7] Bilgisayar oyunları karşısında aşırı zaman geçirme ise bu olgunun etkilerinin günlük yaşama etkisi olmadığı sürece tehlikeli sayılmaz.

Nedensiz bilgisayar kullanımı günlük yaşama etkiyen aşırı bilgisayar kullanımına örnek olarak verilebilir. Bu terimler bağımlılık terimini özellikle içermemekte ve oluşma nedenleri tek bir etmene bağlı bulunmamaktadır.

Günümüzdeki durum

Birçok çevrenin olumsuz tavrına karşın ruhbilimci Kimberly Young İBR'nin DSM'nin yeni sürümü DSM-V'e eklenmesi için çaba harcamaktadır. Young'a destek verenler rahatsızlığın resmî orunlarca tanınması durumunda sigorta şirketlerinin İnternet bağımlılığı danışmanlığı için ödenek ayırmalarının kolaylaşacağını düşünüyorlar. Ne var ki, karşı görüşteki birçok uzman İBR'nin gerçek bir bağımlılık ya da özel bir rahatsızlık olmadığını ve bu nedenle DSM-V'te yer almaması gerektiğini savunmaktalar. Ayrıca, tedavi gerektiren durumların ele alınmadığı da gerçek dışı ve hastalık genellikle başka adlar altında (ADD ve depresyon) ele alınarak tedavi ediliyor.

Amerikan Medikal Kurumu Haziran 2007'de Amerikan Ruhbilim Kurumu'na ilettiği mektupta İBR'nin DSM'nin 2012 sürümüne eklenmeyeceğini bildirdi.[8] Bunun yanında kurum, "uzun süreli oyun oynama" olgusunun daha ayrıntılı bir biçimde incelenmesini salık vermiştir.[9] Amerikan Bağımlılık İlaçları Topluluğu üyeleri aşırı İnternet kullanımı ve uzun süreli video oyunu oynamanın gerçek bir bağımlılık olduğu yargısına karşı çıktı.[10] Bu aşamadaki araştırma konuları "aşırı kullanım"ın tanımlanması, "İnternet bağımlılığı"nın takıntı, depresyonda ilaç alımı ve içtepiden ayrılmasıdır.

İnternet bağımlılığının kabul edilebilir bir rahatsızlık olup olmadığı tartışıladursun bu rahatsızlığı yaşadığını söyleyen kimi kişiler mahkemelerde tazminat davaları açmaktadırlar. Yakın tarihli bir Amerikan davasında (Pacenza - IBM Corp.) davacı Amerikan Engellilik Yasasına aykırı biçimde engellendiğini (Vietnam Savaşı ile ilintili Travma Sonrası Stres Bozukluğunun yol açtığı İnternet bağımlılığına bağlı olarak) savunmuştur. Dava, New York'un güney kesimindeki başka bir davanın sonucunu beklemektedir.

Destekleyicileri

Harvard Üniversitesi McLean Hastanesi Bilgisayar Bağımlılığı Çalışma Merkezi müdürü Maressa Orzack'e göre İnternet kullanıcılarının %5 ila 10'unda İnternet bağımlılığı görülmektedir.[11]

Başka bir destekleyici İnternet Davranışları Merkezi müdürü olan David Greenfield'dır. Greenfield, 1999 yılında ABC News.com ile bir çalışma yürütmüştür ve halen Virtual Addiction yazarlığı görevini sürdürmektedir. Bu uzmana göre bazı İnternet hizmetleri sunduğu özellikler kullanıcıların kişilik çözünmesi, zaman algısı yitimi ve anlık zevk gibi bozukluklara yakalanma risklerini artırıyor ve tüm kullanıcıların %6'sı bu olguların doğrudan sonuçlarını gündelik yaşamlarında duyumsuyor. Ne var ki, bu olgunun bağımlılık yerine bir içtepi olarak kabul edilmesinin daha doğtu olacağını savunuyor. Greenfield, İnternet ortamında seks, oyun, kumar ve alışverişin kişilik bozukluklarına yol açabileceğini düşünüyor.

İnternet Bağımlılığı Merkezi'ne göre İnternet bağımlıları depresyon ve kaygı bağlantılı rahatsızlıklar yaşamakta ve hoş olmayan düşünce ve stres yaratan durumlardan kaçmak amacıyla İnternet'in düşlemsel ögelerini kullanmaktadırlar.[12] İBR tedavisi gören insanların yaklaşık %60'ı pornografiye karşı aşırı ilgi ve seks içerikli konuşmalarda bulunma gibi uygunsuz buldukları davranışları sergiliyor.[13] Bu kişilerden yarıdan fazlasının ise alkol, uyuşturucu, tütün ve seks bağımlısı olduğu gözleniyor.[12]

"Çoğu danışman ve uzmana göre bilgisayar karşısında geçirilen süre İnternet bağımlılığı tanısına katkı sağlayamaz. Asıl sorulması gereken İnternet kullanımının iş yitimi, evlilik sorunları, depresyon, içe kapanma ve kaygı gibi ciddi sorunlara yol açıp açmadığıdır. Proctor Hastanesi'nden Dr. Zehr İnternet bağımlılığı sınırını İnternet kullanımının kişinin denetiminden çıktığı nokta olarak kabul ediyor. Dr. Cash ve diğer terapistler bilgisayar oyunları ve anlık iletiler nedeniyle eskiye oranla daha fazla sayıda gencin karşılarına bağımlı olarak çıktığını söylüyorlar. Bu kişilerde ilgi eksikliği ve sosyal beceri bozukluğu sorunları gözleniyor."[14]

Amerikan Ruhbilim Dergisi'nin Mart 2008 sayısındaki bir yazıda Ruhbilimci Jerald Block İnternet bağımlılığının APA tarafından hazırlanan Tanı ve İstatistik Kılavuzu'nun beşinci sürümüne bir rahatsızlık olarak eklenmesi gerektiğini savunuyor.[15] Bu uzmana göre İnternet bağımlılığının belirtileri aşağıdaki rahatsızlıklarınkilerle birebir örtüşmektedir:

  • Aşırı kullanım (genellikle zaman algısı yitimi ile ilişkilendirilir)
  • Engellenme karşısında geri çekilme
  • Hoşgörüde artış
  • Olumsuz geri tepmeler (içe kapanıklık gibi)

Ayrıca, İnternet bağımlılığı bulgusuna rastlanan hastaların %86'sında diğer zihinsel sağlık sorunlarının görüldüğü gözlenmiştir.

Eleştiriler

İBR öncelikli olarak yanıltıcı bir ada sahiptir. Ruhbilimci Dr. Goldberg'e göre İnternet bağımlılığı gerçek bir bağımlılık olmamasının yanı sıra diğer rahatsızlıkların belirtisi olabilir.[16] Bağımlılığın ucu açık bir tanımı herhangi bir dengeleyici davranışın bağımlılık olarak tanımlanması olasılığına açık kapı bırakıyor. Örneğin, hoş olmayan bir durumun oluşmasını engellemek isteyen bir kişinin yaptığı uzun süreli bir telefon konuşması bu kişinin "telefon bağımlısı" olarak adlandırılmasına yol açabilir.

Carol Potera ve Jonathan Bishop da İnternet bağımlılığının yanlış adlandırıldığını savunuyorlar. İnternet'in bir nesne değil sosyal bir ortam olması insanların ona bağımlı hale gelmelerini engeller. Bu olgu şu benzerliklerle açıklanabilir: Bir kişi çok sevdiği bir kentte, bir Japon balığı havuzda yaşamaya bağımlı olamaz.

Daha sık kabul gören bir görüşe göre ise "İnternet bağımlıları"nın büyük bir kısmı bilinen diğer rahatsızlık ulamları altında sınıflandırılabilmektedirler.[17] İnternet'in aşırı ya da uygunsuz kullanımı çoğu hasta için depresyon, kaygı, içgüdü denetimi rahatsızlıkları ve nedensiz kumarın göstergesidir.[18] Bu görüşe göre İBR yemek bağımlılığıyla benzeştirilmektedir (yemek bağımlısı olduğu düşünülen insanların gerçekten yemeğe bağımlı olmadıkları bağlamında).

Bir kişinin çevrimiçi açık artırmalarda fiyat bildirimlerine katılması, porno içerikli siteleri görüntülemesi, İnternet üzerinden oyun ve kumar oynaması gibi durumlara konu olması İnternet ortamının bağımlılık yaratan bir doğası olduğunu göstermez. Şu sorunlar İBR etiketi altında sunulmaktadırlar:[18]

  • Bir nedene bağlı olmaksızın kumar oynayan bir kişi bu eylemi bilgisayar karşısında ya da yüz yüze yapmasına bağlı olmaksızın kumar tutkunu olarak nitelendirilir.
  • İçgüdü denetimi zayıf bir kişinin bilgisayar oyunları ya da İnternet'te gezinme nedeniyle uykusuz kalması bu kişinin sürükleyici bir roman ya da çok sevdiği bir televizyon izlencesi nedeniyle uykusuz kalabileceği gerçeğini değiştirmez.
  • Seks takıntısı bulunan bir kişiye ait bu gerçek pornografik ürünlerin bilgisayarda ya da kâğıt üzerinde izlenmesine bağlı olarak değişmez.
  • Alışveriş çılgını bir kişi bu özelliğini satın aldığı ürünlerin sergilendiği ortama bağlı olmaksızın koruyacaktır.
  • Borsada sürekli işlem yapan bir kişinin bu alışkanlığının bulunduğu ortama bağlı olmadığı anlaşılmıştır.

Ayrıca, İBR'nin üzerinde çok durduğu İnternet etkinlikleri (e-posta, yazışma, gezinme, kumar oynama) arasında ciddi farklılıklar bulunmaktadır. Kumara atfedilen toplumsal yaşam çemberinin dışına çıkma eğilimi İnternet için kesinlikle kabul edilebilir değildir. Sözde İnternet bağımlıları genelgeçer bağımlılık türleri ile ilgili tedavi gören kişilerin yaşadığı sağlık ve ilişki sorunlarıyla karşılaşmamaktadırlar.[17]

Yaygınlığı

Bir araştırma sonucuna göre dokuz milyon Amerikalı nedensiz bilgisayar kullanıcısı olarak nitelendirilebilirler.[19]

Britanyalı ruhbilimcilerin geçen yıl Advances in Psychiatric Treatment dergisinde yayımlanan raporda "önemli azınlık" (tüm İnternet kullanıcılarının yüzde 5 ila 10'u arasında olduğu tahmin ediliyor) olarak adlandırılan kullanıcı öbeğinin İnternet bağımlısı olduğu belirtiliyor. Ayrıca, önceki bulgulara göre İnternet bağımlılarının içe dönük erkekler olan büyük bir kısmının evlerinde bilgisayar kullanan orta yaşlı kadınlar olduğu gözlenmiştir.[20]

Çin, Güney Kore ve Tayvan'ın da içinde bulunduğu birçok Asya ülkesi genç kuşakta İnternet bağımlılığına en sık rastlanan ülkelerdir.

Konuyla ilgili hükûmet destekli bir araştırmayı kısa süre önce sonuçlandıran Hanyang Üniversitesi çocuk ruhbilimi uzmanı Ahn Dong-hyun Güney Koreli gençlerin yaklaşık %30'unun (2.4 milyon insanın) İnternet bağımlısı olma riski taşıdığını belirtmektedir.[21]

Çin İnternet Ağı Bilgi Merkezi (CNNIC) 30 Haziran 2006 tarihi itibarıyla 123 milyon kişinin İnternet'e girdiğini, bunların %14.9'unun 18 yaşından küçük olduklarını açıklamıştır. Chou ve Hsiao'ya göre hastalığın Tayvan Üniversitesi öğrencileri arasında görülme sıklığı %5.9'dur.[22] Wu ve Zhu[23] Çinli üniversite öğrencilerinin %10.6'sının İnternet bağımlısı olduğunu ortaya koymuştur.[24]

Pekin savcısı Shan Xiuyun kentteki gençliğe özgü suçların %85'inin İnternet'le ilintili olduğunu vurgulamaktadır.[25] Çin Komünist Gençlik Birliği 2007 yılında yaptığı bir açıklamada 13-17 yaş aralığındaki Çin yurttaşlarının yüzde 17'sinin İnternet bağımlısı olduğunu öne sürmüştür.[26]

Block, son araştırma sonuçlarına dayanarak; yaptığı açıklamada Çinli yetişkinlerin %13.7'sinin İnternet bağımlılığı tanısına ait ölçütlerle uyumluluk gösterdiğini belirtmiştir. Bu durum Çin hükûmetince başlatılan günde üç saatlik bilgisayar oyunu kısıtlamasına yol açmıştır.[]

Seyri

Tümünde olmamakla birlikte çoğu durumda sorun kendi kendine düzelir. Profesör Kiesler İnternet bağımlılığını moda bir hastalık olarak adlandırmaktadır. Kiesler şöyle diyor: "Televizyon bağımlılığı daha kötü. İnternet'te uzun süre geçiren kişiler üzerinde bir araştırma yapmaktayım ve ilk bulgular deneklerin büyük bir kısmının İnternet kullanımını azalttığını gösteriyor. Bu bana ciddi durumların bile kendi kendine düzelebildiğini düşündürüyor."[14]

Önlemler ve tedavi

Tedavi yöntemleri içerik denetimi yazılımları kullanma, danışmanlık, kavramsal davranış terapisi ve 12 adım izlencesidir.[27][28][29][30][31]

Ayrıca bakınız

  • İnternet bağımlılığı

Kaynakça

  • Block, J.J. (2008). "DSM-V'in Sorunları: İnternet Bağımlılığı". American Journal of Psychiatry. 165:3; Mart 2008; s. 306-307.
  • Caruso, D. (1998). Eleştiriler İnternet ve depresyon araştırmalarını ayırdı. çevrimiçi sürümü bulunuyor.
  • Hansen, S. (2002). "Aşırı İnternet kullanımı" Mı 'İnternet Bağımlılığı' Mı? Öğrenci kullanıcılara ait tanı ulamlarının anlattıkları." Journal of Computer Assisted Learning 18(2) s.232-236.
  • Potera, C. (1998). "İnternet Tutsaklığı Mı?" Psychology Today, Mart/Nisan 98, 31(2) s.66-70.
  • Surratt, Carla G (1999). İnternet Bağımlılığı Mı? : Bir Hastalığın Yaratılışı Commack, NY: Nova Science Publishers.
  • Young, Kimberly S. (2001). İnternet'te Tutsak Kalmak: İnternet Bağımlılığı Belirtilerini Anlama ve Tedavi İçin Güçlü Öneriler

Dipnotlar

  1. ^ İnternet Bağımlılığı Mı? 25 Mayıs 2012 tarihinde Archive.is sitesinde arşivlendi 8 Ağustos 1997
  2. ^ "İnternet Bağımlılığı Rahatsızlığı: Zihin Hapsi Türleri". 26 Eylül 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2008. 
  3. ^ "İnternet Bağımlılığı Rahatsızlığı: Zihin Hapsi Türleri 2". 28 Kasım 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2008. 
  4. ^ "İnternet Bağımlılığı Rahatsızlığı: Zihin Hapsi Türleri 4". 27 Kasım 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2008. 
  5. ^ "eBay Bağımlılığı". 8 Haziran 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2008. 
  6. ^ "İnternet Bağımlılığı Türleri ?". 9 Haziran 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2008. 
  7. ^ https://www.mdpi.com/2076-328X/14/8/683 11 Ağustos 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. []
  8. ^ Video oyunları henüz bağımlılık sınıfına girmiyor 21 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 26 Haziran 2007
  9. ^ Medikal kurum 'video-oyunu bağımlılığı'nı tanımayı geri çevirdi 23 Aralık 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 28 Haziran 2007
  10. ^ Uzmanlar video oyunlarının bağımlılık yaratmadığını söylüyor 25 Haziran 2007
  11. ^ Lea Goldman (5 Eylül 2005). "Tıkladığınız Sizin Beyniniz". Forbes. 9 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2007. 
  12. ^ a b "Sıkça Sorulan Sorular". 21 Temmuz 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2008. 
  13. ^ "İnternet ortamında seks/porno bağımlılığı". 8 Haziran 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2008. 
  14. ^ a b "İnternet'te Buluşma: Yardım Kapıda". 3 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2008. 
  15. ^ "İnternet bağımlılığı 'bir hastalıktır'". 9 Ağustos 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2008. 
  16. ^ "Uzmanlar İnternet bağımlılığını tartışıyor". 8 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2008. 
  17. ^ a b "İnternet'te Buluşma: Yardım Yolda". 16 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2008. 
  18. ^ a b "netaddiction.com'daki 4. basın bildirisi". 17 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2008. 
  19. ^ "Sorunlu İnternet kullanımı araştırmasında bulgulanan yaygınlığa gerekli önem verilmiyor". İnternet Bağımlılığı: Tanınması ve Engellenmesi. Armenian Medical Network. 2007. 3 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2008. 
  20. ^ "İnternet bağımlılığını zihinsel bir hastalık olarak kabul edin". İnternet bağımlılığı. The Ottawa Citizen. 2007. 5 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2008. 
  21. ^ "Kore'deki toplu İnternet takıntısı tedavisi". New York Times. 2007. 17 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2008. 
  22. ^ C. Chou ve M.C. Hsiao (2002). "İnternet bağımlılığı, kullanımı, memnuniyet ve haz: Tayvan üniversite öğrencileri bağlamında". Comput Educ 35 (2000). ss. s. 65-80. 
  23. ^ H.R. Wu ve K.J. Zhu (2004). "Üniversite öğrencilerinde İnternet bağımlılığına yol açan etmenler hakkında bir çözümleme". Chin J Public Health 20. ss. s. 1363-1364. 
  24. ^ "Bir Çinli test öbeğine ait dürtüsellik ve İnternet bağımlılığı ilişkisi". European Psychiatry. 2007. 2 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2008. 
  25. ^ Çinli gençler İnternet'e kaçıyor 27 Aralık 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 20 Kasım 2005
  26. ^ Gençlerin %17'si İnternet bağımlısı 15 Ocak 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 11 Ocak 2007
  27. ^ "Notre Dame Üniversitesi Danışmanlık Merkezi, "Kendi kendine yardım - Sanal dünyada kaybolma"". 17 Mart 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2008. 
  28. ^ "Texas State Üniversitesi Danışmanlık Merkezi, "İnternet bağımlılığı"". 17 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2008. 
  29. ^ "Önlemler". 26 Eylül 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2008. 
  30. ^ "Tedavi sonrası süreç". 13 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2008. 
  31. ^ "Kendi kendine yardım yöntemleri". 26 Eylül 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2008. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Alkolizm</span> alkolik olma durumu

Alkolizm, alkollü içkilere kişinin fiziki ve psikolojik sağlığına zarar verecek şekilde olan aşırı tutkunluk. Alkolizm sorunu olan kişiye ise alkolik denir.

<span class="mw-page-title-main">Panik atak</span> aniden başlayan yoğun korku ve endişe nöbeti

Panik atak; çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı, uyuşma veya kötü bir şeyin olacağı hissiyle karakterize; aniden gelen yoğun korku dönemidir. Semptomların şiddeti dakikalar içinde yükselmektedir. Genellikle bir atak yaklaşık 30 dakika sürer, ancak bu süre saniyeler ila saatler arasında değişebilir. Atak sırasında kontrolünü kaybetme korkusu ve göğüs ağrısı da görülebilir. Panik ataklar kişiye fiziksel olarak herhangi bir zarar vermez.

Dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu nörogelişimsel bir bozukluktur. DEHB dikkat, dürtüsellik ve öz düzenlemeyle ilgili sorunlarla kendini gösterir ; Bazen şiddetli fiziksel huzursuzluk da ortaya çıkabilir.

Psikoz, düşünce ve duyunun ağır oranda bozulduğu zihin durumunu tanımlamakta kullanılan genel bir psikiyatri terimidir. Psikotik epizod geçiren hastalar halüsinasyonlar görüp, delüzyonel inançlar taşıyabilir, kişilik değişiklikleri ve düşünce bozukluğu gösterebilir. Bir psikotik epizod gerçek ile bağlatının kopması veya zarar görmesi ile karakterizedir denilebilir. Gençlerde daha sık görülen psikoz ağır bir zihinsel hastalığın belirtisi olabilir.

<span class="mw-page-title-main">İntihar</span> kişinin kendi ölümüne neden olan kasıtlı eylemi

İntihar veya özkıyım, bir bireyin, neticesinin ölüm olacağının bilincinde olarak, kendisinin ölümüne yol açacak bir eylem yapmasıdır. Risk faktörleri arasında; majör depresif bozukluk, akıl hastalıkları, bipolar bozukluk, şizofreni, kişilik bozuklukları gibi akıl hastalıkları, alkolizm ve madde bağımlılığı bulunmaktadır. Bireyin kendisine yönelik bir saldırganlık hâli olan intihar davranışı, birçok şiddet davranışının aksine her yaştan kişiyi etkilemekte olup, bireyin bilerek ve isteyerek kendi hayatına son vermesi olarak da tanımlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Alprazolam</span> Benzodiazepin türevi sakinleştirici ilaç

Alprazolam, kaygı-endişe giderici (anksiyolitik) olarak ve panik bozukluklarında kullanılan benzodiazepin türevidir. Myasthenia gravis, akut dar açılı glokomda kontrendikedir. Gebe ve emziren annelerde kullanılmamalıdır. Xanax® ismi Pfizer firmasının ticari markasıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nde bağımlılık riski ve kötüye kullanımı engellemek için yeşil reçete ile satılması zorunludur.

<span class="mw-page-title-main">Kumar</span> belirsiz bir sonucu olan bir şans veya olayla ilgili bir oyuna para koymak

Kumar, ortaya para koyarak oynanan talih oyunudur. Birden fazla kişi arasında rekabete dayalı bir şekilde oynanabildiği gibi, bir kişi tarafından bir oyun makinasına karşı da oynanabilir. Bir oyunda şahsi maddi varlıklarını risk etmeye kumar oynamak denir.

<span class="mw-page-title-main">Ekstazi</span> Ekstazi adıyla da bilinen psikoaktif uyuşturucu

3,4-metilenedioksi-N-metilamfetamin (MDMA) veya bilinen adlarıyla ekstazi, XTC, X, bir tür psikoaktif madde. Kimyasal formülü C11H15NO2 şeklindedir.

<span class="mw-page-title-main">Televizyon bağımlılığı</span>

Televizyon bağımlılığı, bir fiziksel bağımlılık olmamakla birlikte Öforik etkisi nedeniyle televizyon izlemenin kişinin yaşamında önemli bir yer tutmasını ifade eden bir rahatsızlıktır. Uyuşturucu madde, video oyunu, internet ve kumar bağımlılığına benzer bir seyir gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Jennifer Ketcham</span> Amerikalı cinsel içerikli film oyuncusu

Jennifer "Jennie" Ketcham, bilinen adıyla Penny Flame, Amerikalı reality show karakteri ve performanscısı, eski porno oyuncusu ve film yönetmeni.

Rehabilitasyon veya Rehab şu anlamlara gelebilir:

<span class="mw-page-title-main">Hipokondriya</span>

Hipokondriyazis veya hipokondriya kişinin ciddi bir hastalığa yakalanma konusunda aşırı ve gereksiz endişe duyması durumudur. Eski bir kavram olan hipokondrinin anlamı defalarca değişti. Bu zayıflatıcı durumun, gerçek bir tıbbi teşhis olmamasına rağmen beden veya zihin durumunun yanlış algılanmasından kaynaklandığı iddia edildi. Hipokondriyazisi olan kişiye hipokondriyak denir. Hipokondriyaklar, bulgu ne kadar küçük olursa olsun, saptadıkları herhangi bir fiziksel veya psikolojik bulgu hakkında gereğinden fazla alarma geçerler ve ciddi bir hastalıkları olduklarına veya teşhis edilmek üzere olduklarına ikna olurlar.

<span class="mw-page-title-main">Sosyal ağ</span> Kişinin çevresindeki diğer kişilerle oluşturduğu ilişki ağı

Sosyal ağ kavramını ilk kez 1954 yılında Barnes, kişinin çevredeki diğer insanlarla olan ilişkilerini tanımlamak amacıyla kullanmıştır. İnternet ortamında, kullanıcıların kendilerini tanımlayarak her kültürden farklı kullanıcı ile iletişime geçtiği, bunun yanında normal sosyal yaşamda kullanılan jest ve mimik hareketlerini simgeleyen sembollerle duygu ve düşüncelerini sanal olarak ifade ettiği, bu şekilde sosyal iletişim kurduğu ortamlar “sosyal ağ” olarak tanımlanmaktadır. Bugün sosyal ağlar dediğimizde en büyük örnek olarak karşımıza Facebook, Instagram, Twitter ve LinkedIN gibi web siteleri çıkmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Katatoni</span> Psikoloji

Katatoni, psikomotor belirtilerle karakterize bir klinik tablo. İlk kez 1874 yılında, Karl Ludwig Kahlbaum tarafından tanımlanmıştır. Psikiyatrik bozukluklar dışında başka çeşitli tıbbi nedenlerle de ortaya çıkabilir.

Bilişim suçu veya bilgisayar suçu terimi bir bilgisayar ve bilgisayar ağı kullanılarak işlenen herhangi bir suçu ifade etmek için kullanılır. Bilgisayar, bir suçun işlenmesinde kullanılmış olabileceği gibi bir suçun hedefi de olabilir. Siber suçlar şu biçimde tanımlanır: Bireylere veya birey gruplarına yönelik, mağdurun onurunu zedelemeye veya mağdura fiziksel veya zihinsel olarak doğrudan veya dolaylı olarak zarar verme suçu kastı ile İnternet ve cep telefonu (SMS/MMS) gibi çağdaş iletişim araçları kullanarak zarar verme amaçlı saldırıların yapılmasıdır. Bu tür suçlar bir ulusun güvenlik ve ekonomik bütünlüğüne yönelik bir tehdit de oluşturabilir. Bu tür suçlarda ortaya çıkan görünüm, özellikle yazılım CD' lerinin şifrelerinin kırılması, telif hakları ihlalleri, çocuk pornografisi ve çocukların diğer biçimlerde istismarı konularında başlıca görünüm yüksek kazanç elde etme isteğidir. Mahrem bilgilerin kaybedilmesi veya yasaya aykırı olarak elde edilmesi durumlarında özel yaşamın gizliliğinin ihlali suçu ortaya çıkar.

Hiperseksüalite, cinsel dürtüleri çok artmış ya da cinsel aktivitesi son derece sık veya aniden beliren kişileri nitelendirmek için kullanılan terimdir. Hiperseksüaliteye bazı tıbbi durum ve uygulamalar neden olabilmesine rağmen, çoğu durumda nedeni bilinmemektedir. Bipolar bozukluklar gibi ruhsal sağlık sorunları hiperseksüalitenin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Ayrıca alkol ve bazı ilaçlar kişilerdeki sosyal ve cinsel çekingenlikleri etkileyebilir. Bir dizi hiperseksüaliteyi açıklamak veya tedavi etmek amacıyla bazı teorik modeller kullanılmıştır. Özellikle popüler medyada en yaygın olan kanı, bu kişilerin cinsel bağımlı olduklarına dair yaklaşımdır fakat bu kanı üzerinde seksolojistler herhangi bir görüş birliğinde bulunmamaktadır. Bu durum için yapılan açıklamalar genel olarak, eylemin kompulsif davranışlar ve dürtüsel davranış modelleri olduğu yönündeki teorileri içerir.

Bağımlı kişilik bozukluğu (BKB), Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından ileri derecede bağımlı, uysal ve boyun eğen kişilik olarak kendini belli eden kişilik bozukluğu olarak tanımlanmıştır. Bu kişilik bozukluğu, insanların duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılamak için başkalarına bağımlı olduğu uzun vadeli bir durumdur. Bağımlı kişilik bozukluğu, aşırı korku ve kaygı ile karakterize edilen bir C kümesi kişilik bozukluğudur. Genel olarak erken yetişkinlik döneminde semptomplar ortaya çıkmaya başlar. Semptomlar, aşırı pasiflik, ilişkilerin sona ermesi sonucu yıkım veya çaresizlik, sorumluluklardan kaçınma ve aşırı derecede boyun eğme gibi davranışları içerir.

Kleptomani bir kişinin belirli bir neden olmaksızın gösterdiği istemsiz hırsızlık davranışıdır. Ruhbilimde dürtü kontrol bozukluğu sınıfında incelenen bu olgu, kişisel kullanım ve ekonomik kazanç gibi gereksinimlerden bağımsız biçimde ortaya çıkmaktadır. Olgu, kaygı ve yeme bozukluğuyla da ilişkilendirilmektedir.

Helyofobi Güneş'e veya herhangi bir parlak ışığa korku duymaktır. DSM-5'e göre, helyofobi özgül fobi kategorisi altında listelenecektir.

Oyun bağımlılığı veya internet oyunları bağımlılığı, genel olarak, bireyin uzun bir süre boyunca çeşitli yaşam alanlarında işlev görme yeteneğinde önemli ölçüde bozulmaya neden olan, bilgisayar oyunlarının sorunlu, kompulsif kullanımını ifade eden psikolojik bir bağımlılık olarak tanımlanmaktadır. Çeşitli disiplinlerdeki uzmanlar arasında önemli bir araştırma, tartışma ve müzakere konusu olan bu kavram ve ilişkili kavramlar tıp, bilim ve oyun toplulukları içinde tartışmalara yol açmıştır. Bu tür sorunlar, bir bireyin günlük sorumluluklarını yerine getirme veya olumsuz sonuçlarını dikkate almadan diğer ilgi alanlarını takip etme pahasına oyun faaliyetlerine katılması durumunda teşhis edilebilir. ICD-11 tarafından tanımlandığı üzere, bu rahatsızlığın ana kriteri oyun oynama üzerinde öz kontrol eksikliğidir.