İçeriğe atla

İnterlökin

Bir interlökin olan 2ILA interlökin-1 alfa

İnterlökin, ilk kez görüldükleri beyaz kan hücreleri lenfositlerince ekspresse edilen gizli sinyalleme molekülleri olan sitokinlerin bir grubudur. Adı, lenfositlerden lökin ve haberleşme anlamında inter-den gelir.

Keşfedildikleri günden beri çeşitli vücut hücrelerince üretildikleri bilinmektedir. Bağışıklık sisteminin geniş kısmı interlökinlere bağlıdır ve nadir bulunan hastalıklarda bazıları tanımlanmışlardır.

Bazıları eklem enflamasyonunu tetiklemede önemli rol oynarlar. İnterlökin ailesi makrofajlar ve T-lenfositlerden salınır. B-lenfositlerini olgunlaşmak ve farklılaşmak için uyarır. İmmünglobulin metabolizmasını B-lenfosit üzerinden hızlandırır.

Liste

İnterlökinlerin listesi şöyledir:

AdKaynak[1]Hedef reseptörler[1]Hedef hücreler[1]İşlev[1]
IL-1makrofajlar, B hücreleri, monositler,[2] Dendritik hücreler[2]CD121a, CD121bYardımcı T hücreleriko-uyarım[2]
B hücrelerimaturasyon & proliferasyon[2]
DÖ hücreleretkinleştirme[2]
makrofajlar, endotel, diğerenflamasyon,[2] küçük miktarlar akut faz reaksiyonuna, büyük miktarlar ateşe sebep olur.
IL-2TH1-hücreleriCD122/CD25, CD132etkinleştirme[2] T hücreleri ve B hücreleri, DÖ hücreler, makrofajlar, oligodendrositlerT hücre yanıtında gelişmeyi ve farkılıaşmayı uyarır. İmmünoterapide kanser ya da doku nakli hastaları için kullanılabilir.
IL-3etkinleştirilmiş yardımcı T hücreleri,[2] mast hücreleri, DÖ hücreler, endotel, eozinofillerCD123, CDw131hematopoietik kök hücrelerörneğin eritrositlere, granülositlere gelişme ve farklılaşma[2]
mast hücrelerigelişme ve histamin salınımı[2]
IL-4TH2-hücreleri, yeni etkinleştirilmiş tecrübesiz CD4+ hücresi, bellek CD4+ hücreleri, mast hücreleri, makrofajlarCD124, CD132etkin B hücreleriproliferasyon ve farkılıaşma, IgG1 ve IgE sentezi.[2] Alerjik yanıtda (IgE) önemli rol.
T hücreleriproliferasyon[2]
endotel
IL-5TH2-cells, mast hücreleri, eozinfillerCD125, CDw131eozinofillerüretim
B hücrelerifarkılaşma, IgA üretimi
IL-6makrofajlar, TH2-hücreleri, B hücreleri, astrositler, endotelCD126, CD130etkin B hücreleriplazma hücrelerine farkılaşma
plazma hücreleriantikor salgısı
hematopoietik kök hücrelerfarkılıaşma
T hücreleri, diğerleriakut faz reaksiyonu, hematopoiezis, farkılılaşma, enflamasyona sebep
IL-7kemik iliği stromal hücreler ve timus stromal hücrelerCD127, CD132pre/pro-B hücresi, pre/pro-T hücresi, DÖ hücrelerB, T ve DÖ hücre yaşamıyla ilgili, gelişim ve homeostaz, ↑proenflamatör sitokinler
IL-8makrofajlar, lenfositler, epiteliyal hücreler, endoteliyal hücrelerCD128nötrofiller, bazofiller, lenfositlerNötrofil kemotaksi
IL-9Th2-hücreleri, özellikle CD4+ yardımcı hücreleriCD132T hücreleri, B hücreleriIgM, IgG, IgE'yi etkili hale getirir, mast hücrelerini uyarır.
IL-10monositler, TH2-hücreleri, CD8+ T hücreleri, mast hücreleri, makrofajlar, B hücresi altkümeleriCD210makrofajlarsitokin üretimi[2]
B hücrelerietkinleştirme[2]
mast hücreleri
Th1 hücreleriTh1 sitokin üretimini baskılar (IFN-γ, TNF-β, IL-2)
Th2 hücreleriUyarım
IL-11kemik iliği stromakemik iliği stromaakuz faz proteini üretimi, osteoklast formasyonu
IL-12dendritik hücreler, B hücreleri, T hücreleri, makrofajlarCD212etkin[2] T hücreleri,sitotoksik T hücrelerine IL-2,[2] ↑ IFN-γ, TNF-α, ↓ IL-10 ile farklılaşma
DÖ hücreleri↑ IFN-γ, TNF-α
IL-13etkin TH2-hücreleri, mast hücreleri, DÖ hücrelerTH2-hücreleri, B hücreleri, makrofajarB-hücreleri (IgE)'nin gelişme ve farkılaşmasını uyarır, TH1-hücrelerini ve makrofaj enflamasyon sitokinleri (örn. IL-1, IL-6), ↓ IL-8, IL-10, IL-12 baskılar.
IL-14T hücreleri ve kesin kanserleşmiş B hücrelerietkin B hücreleriB hücreleri'nin büyüme ve farkılaşmasını kontrol eder, Ig salgısını baskılar.
IL-15mononüklear fagositler (ve bazı diğer hücreler), özellikle virüslerce enfeksiyonu izleyen makrofajlarCD132T hücreleri, DÖproliferasyon
IL-16lenfositler, epithelial hücreler, eozinofiller, CD8+ T hücreleriCD4+ T hücreleriCD4+ kemoçekiciler
IL-17T hücrelerinin alt kümeleriepithel, endotel, diğerosteoklastogenez, angiogenez, ↑ enlamasyon sitokiler
IL-18makrofajlarTh1 hücreleri, DÖ hücrelerIFNγın üretimine ↑ DÖ hücrelerin etkinliğine neden olur.
IL-19-
IL-20-keratinositlerin proliferasyonunu ve farkılıaşmasını düzenler.
IL-21-
IL-22-STAT1 ve STAT3yi aktive eder ve hepatoma hücre hattında bulunan serum amyloid A, Alfa 1-antikimotripsin ve haptoglobin gibi akut faz proteinlerinin üretimini arttırır.
IL-23-angiogenezi arttırır fakat CD8 T-hücresi infiltrasyonunu azaltır.
IL-24-tümör baskılamada önemli bir rol oynar, hücre ömrünü etkileyerek iyileştirme ve psoriazis yapar.
IL-25-eozinofil bükülmesini uyaran IL-4, IL-5 ve IL-13 üretimine neden olur.
IL-26-IL-10 ve IL-8 salgılarını geliştirir ve epitel hücrelerinde CD54'ın hücre yüzeyi ifadesini yapar.
IL-27-B lenfositlerin ve T lenfositlerin aktivitesini düzenler.
IL-28-Virüslere karşı bağışıklık yanıtında önemli bir rol oynar.
IL-29-Mikroplara karşı savunmada önemli bir rol oynar.
IL-30-IL-27 zincirinin formlarından biridir.
IL-31-derinin enfalmasyonunda rol aldığı sanılmakta.
IL-32-monositlerin ve makrofajların TNF-α, IL-8 ve CXCL2 salgılamasına neden olur.
IL-33-yardımcı T hücrelerinin tip 2 sitokin üretmesine sebep olur.
IL-35düzenleyici T hücreleriyardımcı T hücresinin aktivasyonunu uyarır.

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ a b c d Unless else specified in boxes, then ref is: Lippincott's Illustrated Reviews: Immunology. Paperback: 384 pages. Publisher: Lippincott Williams & Wilkins; (July 1, 2007). Language: English. ISBN 0-7817-9543-5. ISBN 978-0-7817-9543-2. Page 68
  2. ^ a b c d e f g h i j k l m n o p Cytokine tutorial 2 Şubat 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. The University of Arizona

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Eozinofil polimorflar</span>

Eozinofiller, bazende asidofiller denilen çeşitli beyaz kan hücreleridir ve omurgalılarda çok hücreli parazitler ve belirli enfeksiyonlarla mücadeleden sorumlu bağışıklık sistemi'nin bileşenlerinden biridir. Mast hücreleri ve bazofiller ile birlikte alerji ve astım ile ilişkili mekanizmaları da kontrol ederler. Kana geçmeden önce kemik iliği'nde hematopoez sırasında gelişen granülositlerdir bundan sonra son olarak farklılaşır ve çoğalmazlar. Akyuvarların yaklaşık %2-%3'ünü oluştururlar.

<span class="mw-page-title-main">Aşırı duyarlılık</span> Tıbbi durum

Aşırı duyarlılık reaksiyonları, bağışıklık sistemi işlevlerinin kendi dokularına zarar verecek (patolojik) düzeylere ulaştığı olgular için yapılan bir tanımlamadır. Bağışıklık sistemi, organizmayı yabancı antijenlerden korumaya yönelik bir dizi işlev için kurgulanmıştır. Örneğin, bir birey daha önce karşılaştığı bir antijenle ikinci kez karşılaştığında, bu antijene karşı gerekenden çok daha güçlü immun yanıtlar meydana verelebilir. Doku zarar­larına neden olan bu yanıtlara aşırı duyarlılık reaksiyonları adı verilir. Aşırıduyarlılık reaksiyonlarının 2 ana grubu vardır:

<span class="mw-page-title-main">Lenfosit</span> akyuvar tipi

Lenfosit, bir lökosit (akyuvar) tipidir. Kanda dolaşan lökositlerin yaklaşık olarak yarısını oluştururlar. Pluripotansiyel kök hücrelerden (hemositoblast) ürerler. Kanda dolaşan lenfositler, alyuvarlardan biraz büyükçe oldukları halde yine de küçük hücre grubuna girerler. Ayrıca lenfosit bir bağ doku hücresidir. Perifer dolaşımda bulunan lenfosit alt grupları kabaca T, B ve NK hücreler olarak sınıflandırılabilir. Kanda dolaşan lenfositlerin ortalama %80'ini T hücre, %10'unu B hücre geri kalan %10'unu ise NK hücreler oluşturmaktadır. Bu oranlar hücrelerin alındığı dokuya göre değişebilmektedir. Timusta hücrelerin nerede ise %90'ı T hücre iken dalak ve lenf düğümünde %30-40 oranında T hücre görülmekte, B hücreler daha baskın oranda (%60-70) izlenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Bağışıklık sistemi</span> canlılarda hastalıklara karşı koruma sağlayan biyolojik savunma sistemi bütünü

Bağışıklık sistemi, bir canlıdaki hastalıklara karşı koruma yapan, patojenleri ve tümör hücrelerini tanıyıp onları yok eden işleyişlerin toplamıdır. Sistem, canlı vücudunda geniş bir çeşitlilikte, virüslerden parazitik solucanlara, vücuda giren veya vücutla temasta bulunan her yabancı maddeye kadar tarama yapar ve onları, canlının sağlıklı vücut hücrelerinden ve dokularından ayırt eder. Bağışıklık sistemi, çok benzer özellikteki maddeleri bile birbirinden ayırabilir, örneğin; bir amino asidi farklı olan proteinleri bile birbirinden ayırabilecek özelliğe sahiptir. Bu ayrım, patojenlerin konak canlıdaki savunma sistemine rağmen enfeksiyon yapmaları için yeni yollar bulmalarına, bazı uyumlar sağlamalarına neden olacak kadar karmaşıktır. Bu mücadelede hayatta kalmak için patojenleri tanıyan ve onları etkisizleştiren bazı mekanizmalar gelişmiştir. Doğadaki tüm canlılar kendilerinden olmayan doku, hücre ve moleküllere karşı savunma sistemlerine sahiptirler. Hatta bakteriler gibi basit tek hücreli canlılarda da onları viral enfeksiyonlara karşı koruyan enzim sistemleri bulunur. Yüksek canlılardaysa çok daha karmaşık bir bağışıklık sistemi vardır. Omurgalılarda bağışıklık sistemi özel işlevlere sahip çok sayıda farklı hücre ve molekül içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Lenfatik sistem</span> lenf damarları ve lenfatik organlar ile lenfodik dokudan oluşan bir organ sistemi

Lenfatik sistem veya lenfoid sistem, omurgalılarda dolaşım sistemi ve bağışıklık sistemi'nin bir parçası olan bir organ sistemi'dir. Geniş bir lenf ağından, lenfatik damarlardan, lenf düğümlerinden, lenfatik veya lenfoid organlardan ve lenfoid dokulardan oluşur. Damarlar lenf adlı berrak bir sıvıyı kalbe doğru taşır.

<span class="mw-page-title-main">Sitokin</span> hücre sinyalizasyonunda önemli olan küçük proteinlerin (~5-20 kDa) geniş ve gevşek kategorisi

Sitokin, hayvan ve bitki hücrelerince üretilen, hücrelerin birbirleriyle iletişimini sağlayan protein ve peptidlerin bir grubudur. Hücre yüzeyi sitokin reseptörleri aracılığıyla görevlerini yapar. Yangı (enflamasyon) ve bağışıklık reaksiyonlarında, aktif lenfositler, makrofajlar, endotel, epitel ve konnektif dokular tarafından oluşturulurlar. Salınımları geçicidir. Sitokinler, hücrelerdeki reseptörlere bağlanarak hücre çoğalmasını uyarırlar.

<span class="mw-page-title-main">İnflamasyon</span> iltihaplanma

İnflamasyon, canlı dokunun her türlü canlı, cansız yabancı etkene veya içsel/dışsal doku hasarına verdiği sellüler (hücresel), humoral (sıvısal) ve vasküler (damarsal) bir seri vital yanıttır. İnflamasyon normalde patolojik bir durum olmasına karşın, inflamatuar reaksiyon fizyolojik olarak vücudun gösterdiği bir tepkidir. Halk arasında iltihap tabiri yangı için kullanılmasına rağmen sık sık apseler için de iltihap denmesinden dolayı inflamasyon (inflammare) terimini kullanmak daha yerinde olacaktır. Hücre dejenerasyonu ile birlikte inflamasyon konusu, hastalıkların patolojik temelini oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Timüs</span>

Timüs, kemik iliği gibi birincil lenf organlarından biridir.

<span class="mw-page-title-main">Edinilmiş bağışıklık sistemi</span> Özelleşmiş, sistemik hücreler ve süreçlerden oluşan bağışıklık sistemi alt sistemi

Edinilmiş bağışıklık sistemi ya da Edinilmiş bağışıklık ya da Akkiz (acquired) immunite yüksek oranda özelleşmiş bütün sisteme etki edebilen hücreler ve patojenik mücadeleleri ortaya çıkaran süreçlerle düzenlenen bağışıklık sistemi çeşididir.

Biyokimyada reseptör veya almaç, birbiriyle kısmen örtüşen iki anlama karşılık gelir.

Hodgkin hastalığı, Hodgkin lenfoma ya da Hoçkin lenfoma, lenf nodüllerinde tümöral büyüme biçiminde başlayarak gelişen hastalık. 1832'de Thomas Hodgkin tarafından tanımlandığı için onun adıyla anılır. Ayrıca lenfogranülamatoz; lenfadenom, malin granuloma gibi adlarla da tanımlanır. Nedeni bilinmemektedir. En sık genç erişkinlerde ve 55 yaş üzerinde görülür. Hodgkin lenfomada hastanın yaşı, cinsiyeti ve hastalığın evresi, tümör yükü, histopatolojik alt tipine bağlı olarak radyoterapi, kemoterapi ya da hematopoietik kök hücre nakli tedavi için uygulanabilir. Hodgkin lenfoma, bir lenf nodu grubundan diğerine sırayla yayılır ve sistemik belirtilerin gelişmesiyle hastalık ilerler. Hodgkin hücreleri mikroskopla incelendiğinde, histopatolojik bulgu olarak karakteristik çok çekirdekli Reed-Sternberg hücreleri görülür. Geçmişinde, Epstein-Barr virüsünün neden olduğu Enfeksiyöz Mononükleoz hastalığı bulunanların Hodgkin lenfomaya yakalanma riski artmıştır.

Özbağışıklık, otoimmünite, otoimmunite, bağışıklık sisteminde aşırıduyarlıkla oluşan tepkilere genel olarak verilen genel addır. Olağan koşullarda organizma kendi hücrelerinin antijenik yapılarına karşı tepki göstermez; buna “immun tolerans” ya da “doğal hoşgörü” tanımı yapılır. Bu toleransın aksadığı olağanüstü koşullarda otoimmun hastalıklar belirir; bağışıklık sisteminin tüm savunma sistemleri kendi antijenlerine karşı savaşım konumuna geçer. Otoimmun hastalıklardaki doku zararları II, III ve IV tiplerde aşırıduyarlık reaksiyonlarının sonucu olarak belirir.

Bağışıklık yetmezliği veya bağışıklık eksikliği, bağışıklık sisteminin herhangi bir nedenle baskılanması ve doğal davranışlarının kısıtlanması sonucunda savunma sistemi elemanları arasındaki koordinasyonun bozulması olgusudur. Memelilerin fizyolojik savunma sistemi 3 ana parçadan oluşur:

<span class="mw-page-title-main">Lenf nodu</span> lenf sisteminin bir parçası olan birçok hücre çeşidini içeren bir organ yapısı

Lenf düğümü, lenf nodu veya lenf bezi, lenfatik sistemin ve adaptif bağışıklık sistemi'nin böbrek şeklinde bir ikincil lenfoid organ'ıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kurşun zehirlenmesi</span>

Kurşun zehirlenmesi, vücuttaki kurşunun neden olduğu bir tür metal zehirlenmesidir. Beyin en hassas olanıdır. Belirtiler karın ağrısı, kabızlık, baş ağrısı, sinirlilik, hafıza sorunları, çocuk sahibi olamama ve ellerde ve ayaklarda karıncalanma olabilir. Sebebi anlaşılamayan zekâ geriliğinin neredeyse %10'una neden olur ve davranış sorunları meydana gelebilir. Bazı etkiler kalıcıdır. Ağır vakalarda kansızlık, epilepsi nöbeti, koma veya ölüm meydana gelebilir.

<span class="mw-page-title-main">Endometriyal polip</span>

Endometrial polip veya uterin polip, rahmin iç astarında bulunan bir kitle’dir. Endometriyal polip, rahimin iç yüzeyinde dokudan kaynaklı olan iyi huylu bir et parçası veya et beni olarak bilinir.

Granülom, ortadan kaldırılamayan canlı etkenleri sınırlandırılmak ya da yabancı cisimlerin olumsuz etkilerini önlemek amacını taşıyan makrofajların oluşturduğu, yuvarlakça-oval hücre kümeleridir. Üç boyutlu düşünülürse küre ya da yumurta biçiminde olan makrofaj kümelenmesini lenfositlerden oluşan bir katman kuşatır. Lenfositlerin hemen dışında ise, olay uzadıkça yoğunlaşan bir kollajen lif artışı (fibrozis) vardır.

<span class="mw-page-title-main">Adenovirüs</span> Bir virüs ailesi

Adenovirüsler, Adenoviridae ailesi, DNA genomu çift sarmallı olan ve ikosahedral bir nükleokapsid içeren orta büyüklükte ~(90-100 nm), zarfsız, hastalığa sebep olan virüslerdendir.

Lenf düğümü stromal hücreleri, işlevleri aşağıdakileri içeren lenf düğümünün yapısı ve işlevi için esastır : hematopoietik hücrelerin desteği için bir iç doku iskelesi oluşturmak; hematopoietik hücreler arasındaki etkileşimleri kolaylaştıran küçük moleküllü kimyasal habercilerin salınımı; hematopoietik hücrelerin göçünün kolaylaştırılması; adaptif bağışıklık sisteminin başlangıcında antijenlerin bağışıklık hücrelerine sunulması; ve lenfosit sayılarının homeostazı. Stromal hücreler, multipotent mezenkimal kök hücrelerden kaynaklanır.

<span class="mw-page-title-main">Ramnoz</span>

Ramnoz, doğal olarak oluşan bir deoksi şekerdir. Metilpentoz veya 6-deoksiheksoz olarak sınıflandırılabilir Ramnoz ağırlıklı olarak doğada L -formunda L -ramnoz olarak bulunur. Bu olağandışı bir durumdur çünkü doğal olarak oluşan şekerlerin çoğu D -formundadır. İstisnaları, metil pentozlar, L - fukoz, L -ramnoz ve pentoz ve L - arabinozdur. Bununla birlikte, doğal olarak oluşan D-ramnoz örnekleri, Pseudomonas aeruginosa ve Helicobacter pylori gibi bazı bakteri türlerinde bulunur.