İçeriğe atla

İnsanlık

İnsanlık, insanların içinde bulundukları durumlarladan türemiş, fedakarlığın temel ahlaki değerleri ile ilişkili bir erdemdir.

İnsanlık adaletten farklıdır çünkü adaletin bünyesindeki hakkaniyetten daha fazla, insanlığa dahil olan bireylere karşı bir fedakarlık düzeyi vardır.[1] Yani insanlık, sevgi, fedakarlık ve sosyal zeka tipik olarak bireysel güçlerdir, ancak adalet genellikle herkese genişletilir. Peterson ve Seligman Karakter Güçleri ve Erdemleri: Bir El Kitabı ve Sınıflandırma (2004) adlı eserlerinde, insanlığı, tüm kültürlerde tutarlı olan altı erdemden biri olarak sınıflandırır.[2]

Kavram, Rönesans zamanındaki insani veya hümanist felsefe ve erken modern dönemdeki insancıllık kavramlarının gelişmesine dayanır ve insan hakları gibi çağdaş fikirlerin doğuşuna sebep olmuştur.

Tarihi perspektifler

Konfüçyüs felsefesi

Konfüçyüs, insanlığın ya da “Ren”'in “ayakta durmak istersen, başkalarının ayakta durmasına yardım et” diyen “insan sevgisi” olduğunu söyledi.[3] Yani, Konfüçyüs insanlık teorisi, altın kuralı örneklemektedir. Konfüçyüsçü düşüncenin o kadar merkezindedirki Seçmeler'de 58 defa geçer.[4] Hristiyanların Tanrı'yı bulma sürecine benzer şekilde, Konfüçyüs, görünüşte ilahi bir üstatlık noktasına ulaşıp ustanıza eşit veya ondan daha iyi olana kadar Ren'i aramayı öğretir.[5] Konfüçyüs Ren kavramı, hem sevgiyi hem de fedakarlığı içerir.[6]

Yunan Felsefesi

Plato ve Aristo ikisi de erdemler konusuna kapsamlı bir şekilde yazdı, ancak insanlığın güçlü yanlarından iki tanesi olan sevgi ve nezakete çok değer vermelerine rağmen hiçbir zaman bir erdem olarak insanlık üzerine yazmadılar. Platon ve Aristoteles, sırasıyla "cesaret, adalet, sakinlik" ve "cömertlik, zekâ, samimiyet, doğruluk, ihtişam ve ruhun büyüklüğü"'nü yegane erdemler olarak görüyorlardı.[3]

Semavi Dinler

İnsanlık, Thomas Aquinas'ın '“Yedi İlahi Erdemlerinden" biridir.[7] Bunun ötesinde, bazı pozitivist Hristiyan kültürlerinde insanlık o kadar önemliydi ki Tanrı gibi büyük harflerle yazılması gerekiyordu.[8] İncil'de: nezaket, fedakarlık ve sevgi; hepsi belirtilir. Atasözleri 19:22 "Bir bireyin isteğinin nazik olmak olduğunu" belirtir. Fedakarlık konusunda, yabancılara yardım etmek (İbraniler 13: 1) ve İncil'e ait özdeyiş olan “vermek almaktan iyidir” (İşler 20:35) üzerine vurgu yapılır.

İnsanlığın güçlü yanları

Sevgi

Sevgi, tamamen biyolojik ve kimyasal bir dizi süreçten dini bir konsepte kadar birçok farklı tanımlamaya sahiptir. Bir karakter gücü olarak sevgi, bağlanma, rahatlık ve genellikle olumlu duygular ile karakterize edilen iki kişi arasındaki karşılıklı bir duygudur. 3 kategoriye ayrılabilir: bir çocukla anne babaları arasındaki sevgi, arkadaşların için sevgi ve romantik aşk.[9] Sevgiye bir güç olarak sahip olmak, sevgi dolu bir ilişkiye dahil olmakla ilgili bir güçtür, sevme kapasitesiyle ilgili değildir.

Psikolojik anlamda sevgi, en çok başkalarına olan bağlılık çerçevesinde incelenir. “Sevginin gizemini” ortadan kaldırdığı için, sevgiyi bu şekilde tanımlamayı ve incelemeyi bir dereceye kadar ihtilaf çevrelemektedir.[10] Sevgi gizemli olduğu için, bir ölçüye kadar, bağlanma kuramı açısından incelenir, çünkü zaman süreci boyunca incelenebilir. Bebeklerde bağlanma Garip Durum Testi ile incelenir. Genellikle bir anne olan bir bireye bağlanma, anne deney ortamından alındığında bebeğin ne kadar sıkıntılı hale geldiğine göre belirlenir.[11] Yetişkin Bağlanma Röportajları (Kaplan ve Main), Yetişkin Bağlanma Prototipleri (Hazan ve Shaver) ve daha fazlasını içeren birkaç yetişkin bağlanma modeli vardır. Genellikle yetişkin bağlanma modelleri, bebeklerde görülen belirgin bağlanma belirtilerinin zihinsel temsiline odaklanır.[12]

Sevginin faydalarını destekleyen kanıtlar, sevginin eksikliğinden kaynaklanan olumsuz durumlarda görülür. Yetim çocuklar, bağlanma eksikliğinden kaynaklanan olumsuz niteliklerle ilgili çalışmalarda hedef alınmıştır.[13] Ek olarak, güvenli bir şekilde bağlanma ile gelişen bireylerin daha düşük depresyon olasılığı, yüksek öz saygıları ve daha az boşanma olasılığı vardır.[14]

Nezaket

Nezaketin sahip olduğu güç en çok fedakarlık, cömertlik, yardımseverlik ve genel olarak insanlara yardım etme isteği uyandıran duygularla ilgilidir. Yani, insanlığa yardım etmeye meyilli olma durumudur. Aşağıdaki ifadeler Eylemdeki Değerler (VIA) insanların nezaketle güçlü yönlerini belirlemeyi amaçlayan psikolojik değerlendirmedir: "diğerleri de benim için önemlidir", "vermek almak almaktan daha önemlidir", "minnettar insanlar kadar minnettar olmayanları da önemserim."[15] Nezaket, insanlığın bir parçası olarak felsefi ve dini geleneklerin kökeninde vardır ve Yunancada "agape", İbranicede "chesed" ve "philanthropy" kelimesinin kökeni olan Latince philantropia kelimesi gibi, nezaketin fedakar sevgi yönü ile ilgili sözleri vardır.[15] Nezaket, dini ve teorik kavramların ötesinde bir güç olarak o kadar değerlendirilir ki, okul toplum hizmeti programları ve AmeriCorps gibi ulusal programlar aracılığıyla desteklenir. Ek olarak, nezaketteki cinsiyet farklılıkları istatistiksel olarak anlamlı olsa da minimum düzeydedir ve kullanılan test yöntemleri her zaman yapı geçerliliğine sahip olmayabilir.[16]

Nezaket, genellikle süregelen bir özellik olarak değil, duruma göre ölçülür. Kendi kendine rapor edilmiş fedakarlık ölçeği ve psikolojik ölçümün Uzlaşılabilirlik için fedakarlık ölçeği insanlara ne kadar sıklıkla fedakar davranışlarda bulunduklarını ve dikkatlerini başkalarına verdiklerini sormak için kullanılır.[17] Ancak birincisi birçok fedakar davranış şeklini dışarıda bırakır ve sadece 20 çeşit spesifik fedakarlıkla ilgili davranış sorar.

Nezaket ve fedakarlıktan her iki taraf içinde faydalar vardır. Bazılarının nazik olmasının arkasında bencillik temelli nedenler olabilir ve bu kişiler için fayda davranışlarından dolayı aldıkları olumlu etkidir.[18] Başka bir çalışma nezaket sürecinin çocuklarda sosyal yetenekleri geliştirdiğini ve bunun da bağlanma ilişkilerini olumlu etkilediğini bulmuştur.[19] Buna ek olarak, yaşlılarda gönüllülük aktivitelerinin erken ölüm riskini azalttığı ve ruh sağlığı faydaları olduğu ortaya konulmuştur.[20] Unutulmaması gereken şey, sürekli bir özellik olarak fedakarlık ve bir davranış olarak fedakarlığın arasındaki farktır.[20]

Sosyal Zeka

Sosyal zeka insanlıkla ilişkili üç gücün en modern olanıdır. Karakter Güçleri ve Erdemleri psikolojik değerlendirmesi, sosyal zeka'yı mahremiyet, güven, ikna, grup üyeliği ve politik güçte bulunan sosyal ilşkilerde dahil olmak üzere başkaları ile olan ilişkileri anlayabilme kabiliyetidir.[21]

Zeka için Weschler'in zeka tanımından çoklu zeka ile ilgili çeşitli teorilere kadar birçok psikolojik tanım bulunmaktadır. CSV zekayı sıcak ve soğuk olmak üzere ikiye ayırır ve buna göre sıcak zeka aktif duygusal süreçlerle ilgili olan zekadır. (338) Sosyal zekası yüksek olan insanlar kendilerini iyi bilen insanlardır ve etkili organizatör ve liderdirler.[22] Ek olarak, diğer iki sıcak zeka şekli olan kişisel ve duygusal zekanın öğelerini birleştirir. Kişisel zeka, sosyal zekanın içsel karşılığıdır ve duygusal zeka, duyguları anlama kapasitesidir. CSV, üç sosyal zeka ölçeğini vurgular: Faktöre Dayalı Sosyal Zeka Görevleri, Psikolojik Farkındalık Değerlendirme Prosedürü ve Mayer-Salovey-Caruso Duygusal Zeka Testi.[23]

Sosyal zeka araştırmalarının sayısı sınırlıdır ancak sosyal zeka ile ilişkili özellliklerle ilgili yazılı eser çoktur. Zaccaro et al., sosyal zekâ ve algılayıcılığın etkili liderliğe entegre olduğunu öne sürer; yani, iyi liderler “sosyal uzmanlar” dır.[24]

Bir erdem olarak insanlık üzerine yapılan psikolojik çalışmalar

Erdem ve Refah

Her ne kadar psikolojik araştırmacılar için nispeten yeni bir araştırma alanı olsa da, karakter gücü ve erdemler psikometrik araştırmalarda tutarlı bir şekilde ölçülmüş ve psikolojik ve sübjektif refah ile pozitif olarak ilişkili olduğu gösterilmiştir.[25][26][27][28][29][30] Dahası, bir manevi/teistik dünya görüşünü destekleyenler arasında bile, bu sağlıklı ilişkilendirmelerin doğaüstü bir varlığa bağlanmasına kıyasla insanlık/uygarlıkla daha iyi açıklandığı görülmektedir.[31]

Notlar

  1. ^ Peterson & Seligman 2004, p. 34.
  2. ^ Peterson & Seligman 2004, p. 28.
  3. ^ a b Peterson & Seligman 2004, p. 40.
  4. ^ Chan 1955, p. 296.
  5. ^ Chan 1955, p. 298.
  6. ^ Chan 1955, p. 312.
  7. ^ Peterson & Seligman 2004, p. 48.
  8. ^ Coit 1906, p. 426.
  9. ^ Peterson & Seligman 2004, p. 304.
  10. ^ Peterson & Seligman 2004, p. 306.
  11. ^ Peterson & Seligman 2004, p. 308.
  12. ^ Peterson & Seligman 2004, p. 311.
  13. ^ Smkye 2002
  14. ^ Peterson & Seligman 2004, p. 315.
  15. ^ a b Peterson & Seligman 2004, p. 326.
  16. ^ Peterson & Seligman 2004, p. 333.
  17. ^ Peterson & Seligman 2004, p. 328.
  18. ^ Dovido et. al 1990, p. 249.
  19. ^ Zeece 2009, p. 448.
  20. ^ a b Peterson & Seligman 2004, p. 329.
  21. ^ Peterson & Seligman 2004, p. 339.
  22. ^ Peterson & Seligman 2004, p. 338.
  23. ^ Peterson & Seligman 2004, p. 334.
  24. ^ Zaccaro et. al 1991, p. 334.
  25. ^ Isaacowitz, D. M., Vallant, G. E. & Seligman, M. E. P. (2003). Strengths and satisfaction across the adult lifespan. International Journal of Aging and Human Development, 57(2), 181-201.
  26. ^ Park, N., Peterson, C. & Seligman, M. E. P. (2004). Strengths of character and well-being. Journal of Social and Clinical Psychology, 23, 603-619.
  27. ^ Fowers, B. J. (2005). Virtue and psychology: Pursuing excellence in ordinary practices. American Psychological Association.
  28. ^ Toner, E., Haslam, N., Robinson, J., & Williams, P. (2012). Character strengths and wellbeing in adolescence: Structure and correlates of the Values in Action Inventory of Strengths for Children. Personality and Individual Differences, 52(5), 637-642.
  29. ^ Ryan, R. M., & Deci, E. L. (2001). On happiness and human potentials: A review of research on hedonic and eudaimonic well-being. Annual review of psychology, 52(1), 141-166.
  30. ^ Schuurmans-Stekhoven, J. B. (2011). "Is it God or just the data that moves in mysterious ways? How well-being research might be mistaking faith for virtue?". Social Indicators Research. 100 (2): 313–330. doi:10.1007/s11205-010-9630-7.
  31. ^ Schuurmans-Stekhoven, J. B. (2013). “As a Shepherd Divideth his Sheep from the Goats”: Does the Daily Spiritual Experiences Scale Encapsulate Separable Theistic and Civility Components?. Social indicators research, 110(1), 131-146.

Kaynakça

  • Peterson, Christopher; Seligman, Martin E.P. (2004). Character Strengths and Virtues: A Handbook and Classification. Washington, DC: Oxford University Press. ISBN 978-0-19-530387-2. 
  • Chan, Wing-Tsit (Ocak 1955), "The Evolution of the Confucian Concept Jên", Philosophy East and West, 4 (4), ss. 294-319, doi:10.2307/1396741, JSTOR 1396741 
  • Coit, Wing-Tsit (Temmuz 1906), "Humanity and God", International Journal of Ethics, 16 (4), ss. 424-429, doi:10.1086/206237 
  • Smyke, Anna T.; Dumitrescu, Alina; Zeanah, Charles H. (Ağustos 2002), "Attachment Disturbances in Young Children. I: The Continuum of Caretaking Casualty", Journal of the American Academy of Child and Adolescent Psychiatry, 41 (8), ss. 972-982, doi:10.1097/00004583-200208000-00016, PMID 12162633 
  • Dovido, John F.; Allen, David A.; Schroeder, Judith L. (Ağustos 1990), "Specificity of Empathy-Induced Helping: Evidence for Altruistic Motivation", Journal of Personality and Social Psychology, 59 (2), ss. 249-260, doi:10.1037/0022-3514.59.2.249 
  • Zeece, Pauline Davey (18 Mart 2009), "Using Current Literature Selections to Nurture the Development of Kindness in Young Children", Early Childhood Education Journal, 36 (5), ss. 447-452, doi:10.1007/s10643-009-0306-3 
  • Zaccaro, Stephen J.; Gilbert, Janelle A.; Theor, Kirk K.; Mumford, Michael D. (Kış 1991), "Leadership and Social Intelligence: Linking Social Perspectiveness and Behavioral Flexibility to Leader Effectiveness", Leadership Quarterly, 2 (4), ss. 317-342, doi:10.1016/1048-9843(91)90018-w 
  • George, Jennifer M. (2000), "Emotions and Leadership: The Role of Emotional Intelligence", Human Relations, 53 (4), ss. 1027-1055, doi:10.1177/0018726700538001 

İlgili Araştırma Makaleleri

Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.

Sosyal biliş sosyal etkileşimde rol oynayan bilgiyi işleme, kodlama, depolama ve hatırlama gibi bilişsel süreçlerdir. İnsanların kendilerini kuşatan fiziksel, sosyal çevrelerini ve çevreleriyle olan ilişkilerini, diğer insanlar ve kendileri hakkında nasıl izlenim oluşturduklarını, nasıl hissettiklerini ve düşündüklerini ve bu türden bir düşünce biçiminin yargıları ve davranışları nasıl etkilediğini incelemektedir. Toplumsal bağlamdan etkilenen ve toplumsal bağlamı etkileyen bilişsel süreç ve yapıları incelemektedir Ancak sosyal biliş terimi diğer psikoloji ve bilişsel sinirbilim alanlarında yaygın şekilde kullanılmaktadır. Bu alanlarda sosyal biliş terimi çoğunlukla otizm ve diğer bozukluklar nedeniyle kesintiye uğrayan çeşitli sosyal becerilere karşılık gelmektedir. Bilişsel sinirbilim alanında ise sosyal bilişin biyolojik temelleri araştırılmaktadır. Benzer şekilde Gelişim psikolojisi alanında da sosyal biliş becerileri gelişimsel perspektifle incelenmektedir.

Manipülasyon, başkalarını kendi yararı için kullanmak, kontrol etmek veya başka bir şekilde etkilemek için tasarlanmış davranış.

<span class="mw-page-title-main">Merak</span>

Merak, insanlarda ve diğer hayvanlarda görülen, keşif, araştırma ve öğrenme gibi meraklı düşünmeyle ilgili bir niteliktir.

<span class="mw-page-title-main">Kazanılmış başarısızlık sendromu (psikoloji)</span> Kazanılmış başarısızlık sendromu

Kazanılmış başarısızlık sendromu veya öğrenilmiş çaresizlik sendromu, organizmanın göstermiş olduğu tepkilerin sonuca ulaşmaması durumunda, sonucu değiştiremeyeceğine karşı oluşan inanç ile gelen bir ruh hâli durumudur. İnsanlarda zamanla oluşan başarısızlıklar karşısında kişinin bir şeyleri başarma isteğini günden güne kaybetmesi sonucunda, belli bir konuda veya genel olarak başarısız olacağına dair bir inanç geliştirmesi ile kendini gösterir.

Pozitif psikoloji, 1990'lı yılların sonlarında başlayan bir akımdır ve günümüze geldikçe önem kazanan bir araştırma alanı haline gelmiştir. Pozitif psikoloji hakkındaki araştırmalar ve kuram geliştirme çabaları sayıları gittikçe artan bir psikolog grubunun dikkatini çekmektedir ve hümanistik psikoloji hareketinin en uzun soluklu mirasını temsil edebilir. Ancak bazı psikologlar, hakkını teslim etseler de, pozitif psikolojiyi hümanistik psikolojinin ‘’ yeniden paketlenmesi’’ olarak görüyorlar. Pozitif psikoloji, “bireylerin, grupların ve kurumların uygun bir şekilde işlev görmesine yardımcı olan ve onların gelişmelerine katkı sağlayan durumlar ve koşulların bir çalışması” olarak tanımlanmıştır.

Sosyal baskınlık yönelimi (SBY) sosyal ve politik tutumları yordayan bir kişilik faktörü ve yaygın olarak kullanılan bir Sosyal Psikolojik ölçektir. SBY, grup temelli ayrımcılık düzeylerinde bireysel farklılıkların ölçümü olarak kavramsallaşmıştır. Bir başka deyişle, bireyin herhangi bir sosyal sistem içinde hiyerarşi ve düşük statülü gruplar üzerinde otorite kurma tercihinin bir ölçümüdür. Bu, grup içi ve gruplar arası eşitlikçilik karşıtı bir eğilimdir. SBY, sosyal baskınlık kuramının ölçülebilir bir bireysel farklılık bileşenidir.

Proteus etkisi, çevrimiçi sanal oyun içindeki bireyin davranışlarının, kendi avatarının görsel özellikleri ile ilişkili olarak değişmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu değişim, o sanal ortama dahil diğer kullanıcıların bu karakterlerle tipik bir biçimde eşleştirdiği davranışlar hakkındaki bilgiden kaynaklanmaktadır. Değişken (protean) sıfatına benzer olarak, kavramın ismi Yunan tanrısı Proteus'un şekil değiştirme yeteneğine yapılan bir imadır. Proteus etkisi ilk kez 2007 Haziranında Stanford Üniversitesi'nde Nick Yee ve Jeremy Bailenson tarafından kullanılmıştır.

Psikofizyoloji psikolojinin psikolojik süreçlerin fizyolojik temelleri ile ilgilenen dalıdır. Psikofizyoloji 1960'larda ve 1970'lerde genel bir araştırma alanı iken, şimdi oldukça özelleşmiş ve sosyal psikofizyoloji, kardiyovasküler psikofizyoloji, bilişsel psikofizyoloji ve bilişsel sinirbilim gibi alt uzmanlıklara dallanmıştır.

Kültürlerarası psikoloji, değişkenlik ve değişmezlik de dahil olmak üzere, farklı kültürel koşullar altında insan davranışlarının ve zihinsel süreçlerin bilimsel bir çalışmasıdır. Davranış, dil ve anlamdaki kültürel farklılığı tanımak için araştırma yöntemlerini genişleterek psikolojiyi genişletmeyi ve geliştirmeyi amaçlar. Akademik bir disiplin olarak psikoloji büyük ölçüde Kuzey Amerika ve Avrupa'da geliştiği için, bazı psikologlar, evrensel olarak kabul edilen yapıların, daha önce varsayıldığı kadar değişmez olmadığı konusunda endişe duymuşlardır, özellikle de diğer kültürlerde dikkate değer deneyleri çoğaltma girişimlerinin değişen başarıları vardır. Etki, biliş, benlik kavramları ve psikopatoloji, anksiyete ve depresyon gibi ana temaları ele alan teorilerin, diğer kültürel bağlamlara "dışa aktarıldığında" dış geçerliliğe sahip olup olamayacağı, kültürel psikoloji, kültürel farklılıkları hesaba katmak için kültürel farklılıkları hesaba katmak için tasarlanmış yöntemleri kullanarak bunları yeniden inceler. Her ne kadar bazı eleştirmenler kültürlerarası psikolojik araştırmalardaki metodolojik kusurlara işaret etseler ve kullanılan teorik ve metodolojik temellerdeki ciddi eksikliklerin psikolojideki evrensel ilkeleri araştırmaya engell olduğunu iddia etseler de, kültürler arası psikologlar, fizik veya kimya gibi evrenselleri aramaktan ziyade farklılıkların (varyans) nasıl ortaya çıktığını araştırmaya yönelmektedirler.

Sosyal baskınlık kuramı (SBK) artı değer üreten toplumlarda görülen grup temelli sosyal hiyerarşinin nasıl oluştuğunu ve sürdürüldüğünü açıklamak hedefiyle Jim Sidanius ve Felicia Pratto isimli iki Amerikalı sosyal psikolog tarafından geliştirilen bir gruplararası ilişkiler kuramıdır.

Ahlâki psikoloji ya da ahlâk psikolojisi hem felsefe hem de psikoloji alanlarını ortak bir zeminde inceleyen çalışma alanıdır. Tarihsel olarak, ahlaki psikoloji terimi, ahlaki gelişim çalışmasını ifade etmek için nispeten daha dar bir şekilde kullanılmıştır. Ahlaki psikoloji sonuç olarak etik, psikoloji ve zihin felsefesinin kesişimindeki çeşitli konulara daha geniş olarak değinmeye başlamıştır. Alanın bazı ana konuları ahlaki yargı, ahlaki akıl yürütme, ahlaki duyarlılık, ahlaki sorumluluk, ahlaki motivasyon, ahlaki kimlik, ahlaki eylem, ahlaki gelişim, ahlaki çeşitlilik, ahlaki temeller, ahlaki karakter, fedakarlık, psikolojik egoizm, ahlaki şans, ahlaki tahmin, ahlaki duygu, duygusal tahmin ve ahlaki anlaşmazlık olarak verilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Prososyal davranış</span>

Prososyal davranışlar, olumlu sosyal davranışlar ya da başkalarına yarar sağlama niyeti; yardım etmek, paylaşmak, bağış yapmak, işbirliği yapmak ve gönüllülük gibi, diğer insanlara ya da bir bütün olarak topluma fayda sağlayan sosyal davranışlar bütünüdür. Bunlara ek olarak kurallara uymak ya da sosyal olarak kabul edilen davranışlarla uyum içinde olmak da prososyal davranışlar arasında sayılmaktadır.

Psikoloji temel bilimi, psikoloji alanında yapılan araştırmaların bazıları, uygulanan psikolojik disiplinlerde yapılan araştırmalardan daha "temel" dir ve doğrudan bir uygulaması yoktur. Psikoloji içerisindeki temel bilim yönelimini yansıttığı düşünülen alt disiplinler arasında biyolojik psikoloji, bilişsel psikoloji, nöropsikoloji vb. alt dallar sayılabilmektedir. Bu alt disiplinlerdeki araştırmalar, metodolojik titizlik ile karakterizedir. Psikolojinin temel bilim olarak kaygı, davranış, biliş ve duyguların altında yatan yasaları ve süreçleri anlamaktır. Temel bilim olarak psikoloji, uygulamalı psikoloji için bir temel sağlar. Uygulamalı psikoloji, aksine, temel psikolojik bilimlerin ortaya koyduğu psikolojik ilkelerin ve teorilerin uygulanmasını içerir; bu uygulamalar zihinsel ve fiziksel sağlık ayrıca eğitim gibi alanlarda sorunların üstesinden gelmeyi veya refahı artırmayı amaçlamaktadır.

Kantitatif psikoloji veya Nicel psikoloji, insan veya hayvan psikolojik süreçlerinin matematiksel modellemesi, araştırma tasarımı ve metodolojisi ve istatistiksel analizine odaklanan bilimsel bir çalışma alanıdır. İnsan yeteneklerini ölçmek için testler ve diğer cihazları içerir. Kantitatif psikologlar, psikolojik ölçüm teorisi ve tekniği ile ilgili bir alan olan psikometri olanlar da dahil olmak üzere çok çeşitli araştırma yöntemleri geliştirir ve analiz eder.

<span class="mw-page-title-main">İç grup ve dış grup</span>

Sosyoloji ve sosyal psikolojide, iç gruplar, bir kişinin kendisini psikolojik olarak özdeşleştirdiği toplumsal gruplardır. Dış gruplar ise tersine, bireyin kendini özdeşleştirmediği toplumsal gruplardır. İnsanlar; akran grupları, aileler, spor takımları, siyasi partiler, cinsiyetler, dinler veya milletlerle kendini özdeşleştirebilir. Toplumsal gruplarla ve kategorilerle psikolojik olarak özdeşleşme ile çeşitli olgular arasında ilişkiler bulgulanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Akran grubu</span> yaklaşık olarak aynı yaştaki ve genellikle benzer rütbe veya sosyal statüdeki ortaklar

Sosyolojide, bir akran grubu hem bir sosyal grup hem de benzer ilgi alanlarına (homofilik), yaşa, geçmişe veya sosyal statüye sahip birincil bir grup insandır. Bu grubun üyeleri, kişinin inançlarını ve davranışlarını etkileyebilir. Akran grupları hiyerarşiler ve farklı davranış kalıpları içerir. Örneğin bir lise ortamında, 18 yaşındakiler 14 yaşındaki bir akran grubudur çünkü okulda benzer ve paralel yaşam deneyimlerini birlikte paylaşırlar. Bunun aksine, öğretmenler öğrencileri bir akran grubu olarak paylaşmazlar çünkü öğretmenler ve öğrenciler iki farklı rol ve deneyime sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Nezaket</span> Etik özellik

Nezaket, övgü veya ödül beklemeden, başkaları için cömertlik, düşünme veya ilgi gösterme eylemleriyle işaretlenmiş bir davranış türüdür. "Retorik" kitabında, Aristoteles nezaketi "ihtiyacı olan birine yardım etmek, hiçbir şeye karşılık değil, yardımcının kendisinin yararına değil, yardım edilen kişinin yararına" olarak tanımlar. Friedrich Nietzsche, nezaket ve sevgiyi "insan ilişkisindeki en iyileştirici bitkiler ve ajanlar" olarak görüyordu. Nezaket, Şövalye Erdemlerinden biri olarak kabul edilir. Meher Baba'ya göre Tanrı nezaketle eş anlamlıdır: "Tanrı o kadar nazik ki, O'nun sınırsız iyiliğini hayal etmek imkansız!"

<span class="mw-page-title-main">Bilgelik</span> bilgi, deneyim, anlayış, sağduyu ve içgörü kullanarak düşünme ve hareket etme yeteneği

Bilgelik; bilgi edinme, idrak, görgü, sağduyu ve sezgisel anlayış ile birlikte bu hususiyetleri özümseyebilme ve uygulayabilme kapasitesidir. Aynı zamanda akıl ya da sağgörü; bilgi, deneyim, anlayış, sağduyu ve içgörü kullanarak düşünme ve hareket etme yeteneği olarak da tanımlanır. Bilgelik, tarafsız yargılama, merhamet, deneyimsel öz-bilgi, kendini aşma ve bağlanmama gibi öz niteliklerle ve etik ve iyilik gibi erdemlerle ilişkilidir. Bu vasıfları taşıyan kişiye bilge denir.

<span class="mw-page-title-main">Aşık olmak</span> genellikle başka bir kişiye karşı güçlü bağlanma ve sevgi duyma durumu

Aşık olmak, genellikle başka bir kişiye karşı güçlü bağlanma ve sevgi duygularının gelişmesidir.