İçeriğe atla

İnebolu Limanı

İnebolu Limanı

İnebolu Limanı'nın Geriş Tepesi'nden görünümü (2005)
Konum
Ülke: Türkiye
Yer:İnebolu, Kastamonu
Koordinatlar:41°58′46″K 33°46′3″D / 41.97944°K 33.76750°D / 41.97944; 33.76750
Detaylar
İşletmeci:Eti Bakır
İstatistikler
Web sitesi:http://ineboluliman.com/


İnebolu Limanı, Kastamonu ilinin İnebolu ilçesinde bulunan bir limandır.

Açık deniz kıyısında yer alan İnebolu’da bir liman olmadığı için gelip giden yolcuların vapura binmelerinde veya yük ve eşyaların vapura naklinde her zaman büyük sıkıntılar yaşanmıştır. Çoğu zaman vapurlar yük ve yolcu almadan geçip gitmiş; halk malını ihraç edemediği için çevrede yaşayanlar büyük zarar görmüştür. Bu durumu gören zamanın Kastamonu Valisi Sırrı Paşa, Sadaret Makamına bir yazı yazmış, sıkıntıları izah etmiş ve İnebolu’ya bir liman yapılmasını istemiştir.

Paşa’nın bu isteği yerinde görülmüş ve 1298 (1882) mâlî yılında İnebolu limanının inşaatı başlamıştır. Başta vinç ve dubalar olmak üzere gerekli olan araç ve malzemeler de İstanbul’dan gönderilmiştir.

Liman, halkın Moloz Burnu diye tanımladığı yerden, kuzeye doğru ve 20 derece doğuya meyilli 114 metrelik dik bir çıkıntıdan sonra, doğu istikametine 120 derece iç açı ile dönülerek 400 metre uzunluğunda bir dalgakıran olarak planlanmıştır.

Sırrı Paşa, liman inşaatı ile yakından ilgilenmiş; İnebolu’ya giderek zamanın büyük bir kısmını çalışmalara ayırarak adetâ yapılacak işi tahayyül etmiştir. Paşa görevden ayrılırken halefi Abdurrahman Paşa’yı İnebolu’da beklemiş ve ona liman inşaatı hakkında bilgi verdikten sonra, “Size yetim bir evlat bırakıyorum, cümlece müsellem olan imârât-ı mülkiyemizden birisi de şu görmüş olduğunuz inşaat olsun. En büyük ricam ikmâline inâyetinizdir” demiştir.

Kastamonu’da, başta lise binasının yapımı olmak üzere birçok hayırlı hizmetlerde bulunan Vali Abdurrahman Paşa da liman inşaatı ile yakından ilgilenmiş, zaman zaman İnebolu’ya giderek çalışmalara bizzat nezaret etmiştir. Sonraki vaziyete bakıldığında, aslında liman onun zamanında yapılan şekliyle de kalmıştır.

1884 yılında İnebolu’dan yazılan ve basına yansıyan bir mektupta, liman inşaatı hakkında önemli bilgilere rastlanılmaktadır. İnşaatın hızla devam ettiği, rıhtımın bazı yerlerinin bittiği, denizdeki taşların çıkarıldığı anlatılmıştır. Ancak araçların yetersiz olduğu, maçuneli vinç, demiryolu çubuğu, vagonet yaptırmak için dingil çubuğu gibi malzemelere ihtiyaç bulunduğu bildirilmiştir. İstanbul’dan gönderilen malzemelerin âdi olduğu, inşaatın zamanında bitirilmesi için malzeme takviyesi ile çalışmalara bizzat nezaret edecek olan bir mühendisin görevlendirilmesi istenmiştir. Aynı mektuptan anlaşıldığına göre İstanbul’dan ve Kastamonu’dan gönderilen mühendisler İnebolu’da incelemelerde bulunmuşlardır.

Basına yansıyan bir habere göre, 22 Aralık 1300 gecesi saat 7 sularında şiddetli bir fırtına olmuş, 12 kayığı deniz alıp götürmüş, 50 kayığı parçalamış, vinçleri devirmiş ve rıhtımdaki bekçi kulübesini de yıkmıştır.

Daha sonraki günlerde liman inşaatında Aziz Bey adında bir mühendisin görevlendirildiği anlaşılmaktadır. Nitekim Aziz Bey, 25 Aralık 1304 tarihinde Kastamonu’daki başmühendisliğe bir rapor yazmış ve o güne kadar yapılan çalışmalar hakkında bilgi vermiştir. Aziz Bey, 11 Nisan - 23 Ekim 1304 tarihleri arasındaki çalışmaları anlatırken rıhtım inşaatının tümüne ait 1/10000, o güne kadar yapılan işleri anlatan 1/1000 ve 1304 yılındaki çalışmaları gösteren 1/100 ölçekli haritaları da raporuna eklemiştir. Onun yazdığına göre, İnebolu’ya 2 saat uzaklıktaki Kavşak mevkiinden ve Değirmencikler’den her biri 1 metreküp hacminde 837 adet büyük ve yine her biri 70 cm. ile 1 metreküp arasında değişen 650 adet küçük toplam 1487 adet taş, dubalar vasıtasıyla taşınmıştır. Bu dubalar 8-10 kişi tarafından çekilmiş olup normal havalarda taş ocağına en az 3 günde gidip gelmişlerdir. Bazen bu dubalar kayıklar tarafından çekilmiştir. Getirilen taşlar su seviyesinden 30 cm. yukarıda demir zıvana ve kurşunla bağlanmış, su altında kalan 30 cm'lik bölümleri ise çimentolu harçla derz edilmiştir. Rıhtımda, su altında 146, su üstünde 618 olmak üzere toplam 764 metreküp malzeme kullanılmıştır.

Aziz Bey, elde 5 adet vasat ve küçük vinç olduğunu, bunlardan 3’ünün dubalarda, 2’sinin rıhtımda bulunduğunu yazmıştır. Raporda, rıhtımdaki su seviyesinin 4.5 m olduğunu, bunun 10 m. ulaşacağını, dolayısıyla mevcut araçlarla işlerin devam edemeyeceğini, bu sebeple 6 adet duba, maçuneli vince sahip römorkör vapuru ile taş ocaklarında kullanılmak ve araba üzerinde hareket edebilen 2 adet vince daha ihtiyaç olduğunu yazmıştır. Yine aynı rapordan anlaşıldığına göre belirtilen tarihler arasında yapılan işlere 107 737 kuruş 26 para harcanmıştır. Bu paranın dökümü şu şekilde verilmiştir:

14 995 kuruş 10 para : Denizden çıkarılan taşlara

35 027 kuruş 18 para: İstanbul’dan getirilen vinç, çapa demiri, zincir, makara, çimento vb.

22 124 kuruş 3 para : Taşçı, kalafatçı ve ustalara,

25 024 kuruş 34 para: Memur, geçici memur, bekçi ve duba reislerine

7 195 kuruş 20 para: İşçi gündeliklerine,

3 270 kuruş 19 para : İmal ettirilen taşların müteahhitlerine.

Ayrıca duba reislerine, kaybettikleri zincir, çapa demiri gibi malzemelerin bedeli olarak 446 kuruş 20 para da ödettirilmiştir. Vilayet başmühendisi de 31 Aralık 1304 tarihli bir rapor ile durumu Vali Abdurrahman Paşa’ya sunmuştur. Raporda, İnebolu limanının Kastamonu ve Çankırı açısından ifade ettiği önem vurgulanmış ve limanın yapılması halinde ticaretin gelişeceğini ve İnebolu’nun bu havalinin Varna’sı olacağını, mevcut haliyle denizin buna imkân vermediğini yazmıştır.

1882'de, dönemin Kastamonu Valisi Sırrı Paşa'nın girişimleriyle temeli atılan İnebolu Limanı,[1][2] 125 yıl sonra tamamlandı.[3]

577 bin metre karelik alana yayılan limanın yıllık gemi kapasitesi 720 adettir.[4]

Kaynakça

  1. ^ 124 yıl sonra bitiyor 1 Aralık 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Radikal, 27/10/2006. 20/10/2009 tarihinde erişildi.
  2. ^ Mustafa Eski, "İnebolu Limanı'nın Tarihçesi ve Önemi" 10 Aralık 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Atatürk Araştırma Merkezi, 09/06/1997. 20/10/2009 tarihinde erişildi.
  3. ^ Yapımı 125 yıl sürdü, 58 hükümet eskitti 3 Aralık 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Milliyet, 06/07/2007. 20/10/2009 tarihinde erişildi.
  4. ^ İnebolu Limanı 7 Ekim 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., T.C. Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı. 20/10/2009 tarihinde erişildi.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kastamonu (il)</span> Türkiyenin Karadeniz Bölgesinde bir il

Kastamonu, Türkiye'nin kuzey kesiminde, Karadeniz Bölgesi'nde yer alan ildir. İlin komşularını Sinop, Çorum, Çankırı, Karabük ve Bartın illeri oluşturmakta olup, ilin ayrıca kuzeyde Karadeniz'e kıyısı bulunmaktadır. İlin merkezi aynı isimli Kastamonu şehridir.

<span class="mw-page-title-main">İnebolu</span> Kastamonu iline bağlı bir ilçe

İnebolu, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan Kastamonu ilinin bir ilçesidir. Geleneksel yerli mimarinin birçok örneğine sahip bir Karadeniz liman şehridir.

<span class="mw-page-title-main">Akçe</span> Osmanlı Devletinin ilk zamanlarından itibaren bastırılan ve kullanılan gümüş para birimi

Akçe, Osmanlı Devleti'nin ilk zamanlarından itibaren bastırılan ve kullanılan gümüş para birimidir. İlk akçe Bursa'da Orhan Gazi tarafından 1327 yılında bastırılmıştır. Akçe Osmanlı Devleti'nin temel para birimiydi. Bu para biriminde ilk dönemlerde üzerine basılı bir tarih bulunmamasıyla birlikte, padişah I. Bayezid ile birlikte akçeler üzerine tarih basılma uygulamasına geçilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Abdurrahman Nureddin Paşa</span> 203. Osmanlı sadrazamı

Abdurrahman Nûreddin Paşa (Osmanlıca: عبدالرحمن نور الدين پاشا‎;, II. Abdülhamid saltanatında 2 Mayıs 1882 - 12 Temmuz 1882 tarihleri arasında iki ay on bir gün sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.

<span class="mw-page-title-main">Zeynep Sultan Camii</span>

Zeynep Sultan Camii 1769 yılında III. Ahmed'in kızı Zeynep Sultan tarafından Ayazma Camii'nin de mîmarı olan Mehmed Tahir Ağa'ya yaptırılmış barok tarzındaki câmidir. Mîmârî tarzına bulunduğu mekân göz önüne alınarak karar verilmiştir. Bu özel tarzı ve yapımında kullanılan malzemeler nedeniyle Bizans kiliselerini anımsatır.

Osmanlı donanması, Osmanlı Devleti'nin askerî deniz gücü. XIV. yüzyılda kuruldu. Osmanlı Devleti, 1323 yılında Karamürsel'i fethederek denize ulaştı, Kara Mürsel komutasında ilk donanma oluşturuldu ve Kocaeli'nde yapılan savaşlarda denizden destek sağlandı. 1327 yılında Karamürsel'de ilk Osmanlı tersanesi kuruldu ve böylece deniz gücünün kurumsallaşma çalışmaları başladı. Osmanlı donanmasında hiyerarşik sisteme geçildi, ilk Derya Beyi, Kara Mürsel Bey oldu. 1337 yılında Kocaeli ele geçirildi; böylece 1353 yılında gerçekleşecek olan Rumeli'ye geçişin önü açıldı. Bundan sonra donanmanın merkezi sırasıyla İzmit, Gelibolu ve son olarak da İstanbul oldu.

Vinç, genellikle bir halat, tel halat veya zincirlerle donatılmış, malzemeleri hem kaldırmak hem indirmek hem de yatay olarak hareket ettirmek için kullanılabilen bir makine türüdür. Ağır nesneleri kaldırmak ve başka yerlere taşımak için kullanılır. Vinçler, bir veya daha fazla basit makine kullanarak mekanik avantaj yaratır ve böylece insanların normal kapasitesinin ötesinde yükleri taşır. Vinçler, nakliye için yüklerin yüklenmesi ve boşaltılması, inşaat için malzemelerin hareketi ve ağır ekipmanların montajı için sanayide yaygın olarak kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Haydarpaşa Limanı</span>

İstanbul ili Üsküdar ilçe sınırları içerisinde bulunan, yük aktarma limanıdır. Limanda 250.000 ton taşıma kapasitesine sahip bir yüzer vinç, 3 demiryolu feribotu, 3 adet 2500 HP gücünde römorkör ve 2 adet palamar botu mevcuttur. Haydarpaşa Garı ile trenyolu bağlantısı mevcuttur.

<span class="mw-page-title-main">İsmail Hakkı Uzunçarşılı</span> Türk tarihçi, akademisyen ve politikacı (1888–1977)

İsmail Hakkı Uzunçarşılıoğlu, Türk akademisyen, eğitimci, siyasetçi ve tarihçi. Yaptığı çalışmalarla Osmanlı tarihine önemli katkılarda bulunan isimlerden biri olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">İnşaat</span> bir bina veya altyapının inşası veya montajı süreci

İnşaat ya da yapım, bina, altyapı, endüstriyel sanayi yapıları gibi insan ihtiyaçlarına karşılık gelen, üretime dayalı her çeşit yapının amacına uygun inşa edilme sürecidir. İnşaat tipik olarak bilinen bir müşteri için yerinde gerçekleşirken, imalattan imalata farklı olarak, belirlenmiş bir alıcı olmadan benzer ürünlerin seri üretimini de gerektirir. Sanayi yapıları gelişmiş ülkelerdeki gayrisafi yurtiçi hasılanın % 6 ila % 9'unu oluşturur. İnşaat planlama, tasarım ve finansman ile başlar; proje inşa edilinceye ve yapı kullanıma hazır oluncaya kadar devam eder.

<span class="mw-page-title-main">Vedat Tek</span> Türk mimar (1873–1942)

Mehmet Vedat Tek, Türk mimar. 20. yüzyılın başlarındaki çalışmalarıyla tanınmakta ve Birinci Ulusal Mimarlık Akımı'nın Mimar Kemalettin Bey ile birlikte en önde gelen iki isminden biridir.

<span class="mw-page-title-main">D 010</span> Türkiyede bir devlet karayolu

D.010, Türkiye'nin kuzeyinde yapılmış bir devlet yoludur.

<span class="mw-page-title-main">Erdemir</span> Şirket

Erdemir, 1960'ta devlet tarafından Karadeniz Ereğli'de kurulan ve 2006'da özelleştirilerek OYAK'a devredilen demir ve çelik fabrikası.

<span class="mw-page-title-main">İZDENİZ</span>

İZDENİZ, 18 Kasım 1992 tarihinde İzmir merkezli kurulmuş ve denizyolu ulaşımı alanında faaliyet gösteren bir şirkettir. İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı olan şirket, 8 Mart 2000 tarihinden beri İzmir Körfezi'ndeki denizyolu ulaşımından sorumludur. Bünyesinde barındırdığı 16 Yolcu Gemisi, 5 Arabalı Vapur, 1 Yüzer Tesis ve 12 iskele ile İzmir körfezinde hizmet veren şirket, 2022 yılında başlattığı İzmir Limanı çıkışlı İzmir – Midilli seferlerini de düzenlemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı</span> Mustafa Kemalin Bandırma Vapuru ile yapılan yolculuk sonrası Samsuna ulaşması olayı

Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı, 19 Mayıs 1919 tarihinde 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal'in Bandırma Vapuru ile yaptığı yolculuk sonrası Samsun'a ulaşması olayı. Bu olay Kurtuluş Savaşı'nın fiili başlangıcı olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Blohm + Voss</span>

Blohm + Voss, bir Alman gemi inşaat ve mühendislik şirketidir. Steinwerder, Hamburg'da Kuzey Elbe Nehri'nin güney kıyısında tersanesi kuruludur. 1877'de kurulan şirket, Hamburg Limanı'nda kalan son büyük tersanedir. 1996'dan bu yana tersanenin çalışma alanları çeşitli şirketlere dönüşmüştür: Blohm + Voss Shipyard GmbH - Gemi İnşaatı, Blohm + Voss Repair GmbH - gemi tamiratları ve Blohm + Voss Industries GmbH - makine ve tesis imalatı. ThyssenKrupp Denizcilik Sistemleri'nin alt kuruluşudur; firmanın %80'inin Abu Dhabi Mar Grup'a satılması söz konusuydu, lakin Temmuz 2011'de anlaşmadan vazgeçilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Rotterdam Limanı</span>

Rotterdam Limanı Avrupa’da en geniş liman'dır. Hollanda'nın Rotterdam kentindedir. 1962'den 2004'e kadar dünyanın en işlek deniz limanı olma özelliğini elinde bulundurdu. Bu unvan ilk önce Singapur'a ve ardından Şangay'a kaptırdı. 2012'de Rotterdam Limanı, (TEU) Standardı’na göre yıllık tonaj bakımından dünyanın en fazla konteyner taşımacılığı yapılan limanları arasında 6. oldu.

<span class="mw-page-title-main">Sadullah Güney</span>

Sadullah Güney Türk asker, bürokrat ve siyasetçi.

<span class="mw-page-title-main">Çoruh'ta kayıkçılık</span>

Çoruh’ta kayıkçılık, geçmiş yüzyıllarda, bugün Gürcistan'ın Batum kenti ile Türkiye'nin Artvin kenti arasında kayıklarla yapılan ulaşım ve taşımacılık için genel bir adlandırma olarak kullanılır. Bu ulaşım ve taşımacılık son zamanlarda Batum’a kadar devam etmese de Çoruh Nehri’nde 1950’lere kadar sürmüştür.

<span class="mw-page-title-main">İnebolu bombardımanları</span>

İnebolu bombardımanları, 9 Haziran - 30 Temmuz 1921 tarihleri arasında Yunanistan'ın Kilkis zırhlısı ve Panter muhribi tarafından İnebolu kıyılarında yaptığı çeşitli saldırılardır. Saldırıların sebebi, Türk Kurtuluş Savaşı esnasında Yunan ablukası altında olan Anadolu kıyılarında, İnebolu'dan Anadolu'ya akan cephane taşıma işlerini sekteye uğratmak ve Türk ordusunun ikmal yeteneğini azaltmaktı. Yunan gemilerinin yaptığı bombardımana Ankara hükûmetine bağlı Türk topçusu kısmen cevap verdi. Saldırılar sonucunda ciddi bir hasar oluşmadı. Bombardımanın ardından Birleşik Krallık komutanı General Harrington ile Ankara hükûmetinin başındaki Mustafa Kemal Paşa arasındaki görüşmelerden sonuç çıkmadı.