İçeriğe atla

İnce iğne aspirasyonu

İğne aspirasyon biyopsisi (İAB) ya da diğer adı ile İnce iğne aspirasyon sitolojisi (İİAS), İnce iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) ve İnce iğne aspirasyonu boyundaki yumrular gibi çeşitli tıbbi durumların teşhisinde kullanılan bir yöntemdir. Bu teknikte mikroskop altında incelenecek hücreleri almak için kitle ya da yumruya ince bir iğne batırılır. İnce iğne aspirasyon (emme) biyopsisi oldukça güvenli küçük bir cerrahi yöntemdir ve pek çok durumda büyük cerrahi müdahaleri gerektiren açık biyopsilerin yapılmasına gerek bırakmaz.

İğne aspirasyon biyopsisi açık biyopsiye göre daha güvenli ve hasarsız olmasına karşın bazı durumlarda iğne aspirasyon biyopsisi yüzünden ortaya çıkan komplikasyonların tedavisi için ameliyat gerekebilir.

İnce iğne aspirasyon biyopsisi, son dönemde özellikle tiroid nodüllerinin tedavisinin planlanmasında anahtar role sahip tanı yöntemlerinden birisidir. Kolay uygulanabilir ve ucuz olmasına karşılık değrelendirilmesinde deneyimli bir sitopatoloğa gerek duyulmaktadır. Aksi durumlarda, yalancı pozitif ve yalancı negatif sonuçlar vererek tedaviyi yanlış yönlendirebilmektedir.

Dünyada iğne aspirasyon biyopsisinin en gelişmiş olduğu ülkeler İsveç, Slovenya ve Hindistandır.[]

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Meme kanseri</span>

Meme kanseri, meme hücrelerinde başlayan kanser türüdür. Akciğer kanserinden sonra, dünyada görülme sıklığı en yüksek olan kanser türüdür. Her 8 kadından birinin hayatının belirli bir zamanında meme kanserine yakalanacağı bildirilmektedir. Erkeklerde de görülmekle beraber, kadın vakaları erkek vakalarından 100 kat daha fazladır. 1970'lerden bu yana meme kanserinin görülme sıklığında artış yaşanmaktadır ve bu artışa modern, Batılı yaşam tarzı sebep olarak gösterilmektedir. Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde görülme sıklığı, dünyanın diğer bölgelerinde görülme sıklığından daha fazladır.

Biyopsi, mikroskop altında incelenmek üzere canlıdan belirli bir doku parçasının çıkarılmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Glokom</span> Görme kaybına yol açabilecek bir çeşit göz hastalığı

Glokom, göziçi sıvısının iyi boşalmaması yüzünden göz tansiyonunun artması.

<span class="mw-page-title-main">Anevrizma</span> kan damarlarının duvarında oluşan baloncuk şeklindeki patolojik genişlemeler

Anevrizma, kan damarlarının duvarında oluşan baloncuk şeklindeki patolojik genişlemeleri tarif eden genel tıbbi tanımlamadır. Beyin atardamarları ve aort, anevrizmaların en sık yerleştiği bölgelerdir. Anevrizmalar biçimlerine, bulundukları bölgelere, duvar yapılarına veya boyutlarına göre sınıflandırılabilirler. Anevrizmalar, toplardamarlara kıyasla atardamarlarda çok daha sık görülür.

<span class="mw-page-title-main">Endoskopi</span> tıpta vücudun içine bakmak için kullanılan bir prosedür

"Endoskopi", Gastrointestinal endoskopi adıyla da bilinen yemek borusu, mide, oniki parmak bağırsağı ve kalın bağırsağın incelendiği tetkik yöntemlerinin genel adı. Ayrıca böbrek taşı düşürenler için de geçerli bir teşhis yöntemidir, sadece mideyle sınırlı değildir. Endoskopi prosedüründe içi boş bir organın veya vücut boşluğunun içini incelemek için bir endoskop kullanılır. Diğer birçok tıbbi görüntüleme tekniğinden farklı olarak endoskoplar doğrudan organın içine yerleştirilir.

Akciğer biyopsisi, çeşitli akciğer hastalıklarının tanısı amacıyla mikroskop altında incelenmek üzere akciğer dokusundan küçük bir parçanın alınması işlemidir.

<span class="mw-page-title-main">Koriyonik villus örneklemesi</span>

Koriyonik villus örneklemesi (CVS), gelişmekte olan plasentanın içine bir iğnenin sokulmasıyla yapılan bir testtir. Bu dönemdeki plasentaya koriyon denmektedir. Plesenta dokusundan birkaç küçük parça bir şırınga yardımıyla alınır. Alınan bu dokunun incelenmesi ile gelişmekte olan bebeğin herhangi bir anomaliye sahip olup olmadığı tespit edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Bronkoskopi</span>

Bronkoskopi, teşhis ve tedavi amaçlı olarak hava yollarının içini görselleştiren endoskopik bir tekniktir. Bronkoskop ile genellikle burun veya ağızdan, buralardan ulaşılamadığı durumlarda da trakeostomi yoluyla hava yollarına ulaşılabilir. Bu, uygulayıcının hastanın hava yollarını yabancı cisimler, kanama, tümörler veya iltihaplanma gibi anormallikler açısından incelemesine olanak tanır. Biyopsi için parça alınmasına ve gerektiğinde yabancı cisimlerin çıkarılmasına da yarar. Fleksibl ve rijit bronkoskopi diye iki çeşidi vardır. Rijit bronkoskopi 19. yüzyılın sonundan beri bilinen ve kullanılan bir teknikken, günümüzde yaygın olarak kullanılan fleksibl bronkoskoplar ya da fibroskoplar 1966'da ortaya çıkmıştır. Fleksibl bronkoskopların kullanımı daha kolay olup, yapılan işleme fibroskopi de denmektedir.

Nadir Paksoy, tıp doktoru ve gezgindir. Uzmanlık alanı sitopatoloji, özel ilgi alanı ince iğne aspirasyon biyopsi yöntemi ile tiroid, meme ve baş-boyun kitlelerinin 'iyi-kötü huylu (kanser)' ayrımıdır. Bu konudaki yandal uzmanlık eğitimini Oslo Üniversitesi Radium Kanser Hastanesinde gerçekleştirdi. İnce iğne biyopsisinin günümüzdeki öncülerindendir. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunudur (76). Patoloji uzmanlık eğitimini İstanbul Üniversitesi İstanbul (Çapa) Tıp Fakültesinde gerçekleştirdi. Antalya -Akdeniz ve Kocaeli Üniversitelerinde öğretim üyeliği yaptı. BM gönüllüsü olarak Pasifik Okyanusu'ndaki adalarda hekimlik yaptı. Gezi-izlenim-anlatı türü 6 kitabı vardır. Kocaeli'nde kendine ait sitopatoloji tanı merkezinde özellikle ince iğne biyopsisi alanında serbest hekimlik yapmaktadır.

Cushing sendromu, 1932 yılında Harvey Williams Cushing tarafından tanısı ilk kez konmuş olan kortizol hormonunun olağanın üstünde bir düzeyde olduğu durumlarda ortaya çıkan belirtiler bütünüdür. Diğer isimleri Itsenko-Cushing sendromu, hiperadrenokortisizm veya hiperkortisizm. Cushing sendromunun alışılmış nitelikleri kilo artması, obezite, kan basıncının artması (hipertansiyon) ve derinin zayıflaması sonucu oluşan çizgilerdir. Her hastada belirtilerin tümü gözlenmeyebilir. Belirtilerin ağırlığı ve niceliği hastanın ne denli uzun bir süredir kortizol etkisinde kalmasına bağlıdır. Ancak kimi belirtiler bu durumdan bağımsız, iveğen olarak da gelişebilir. Örneğin, özellikle uyluk kemiğinin baş bölgesinin iveğen doku ölümüne uğraması çok kısa bir süredir hafif izleyen ya da yıllardır ağır izleyen Cushing sendromlu hastalarda da rastlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Gırtlak kanseri</span> gırtlakta bulunan solunum sistemi kanseri

Gırtlak veya larinks kanserleri çoğunlukla skuamöz hücreli karsinomlardır ve gırtlak epitelinden kaynaklandıklarını gösterirler.

<span class="mw-page-title-main">Mide kanseri</span> Tıbbi durum

Mide kanseri ve gastrik kanser, sindirim sistemi organlarından midenin herhangi bir parçasından gelişebilen bir kanser türü. Başta yemek borusu ve ince bağırsak olmak üzere başka organlara da metastaz yapabilir. Mortalite oranlarına göre kadınlarda 3., erkeklerde 2. kanser türüdür. Tüm dünyada her yıl yaklaşık 900.000 insan mide kanseri nedeniyle ölmektedir

Sedasyon, sedatif ilaçlarla hastanın tüm reflekslerinin korunarak, derinliği kontrollü olarak ayarlanabilen uyku hali. Anestezi uzmanı tarafından uygulanan bir yöntemdir.

<span class="mw-page-title-main">Berlin Alman Kalp Merkezi</span>

Berlin Alman Kalp Merkezi, Berlin'de kâr amacı gütmeyen bir kamu vakfı olarak kurulmuş olan, bir tıp ve araştırma merkezidir. Merkez kardiyovasküler hastalıkların tedavisinin yanı sıra, kalp ve akciğer transplantasyonu alanında da uzmanlaşmıştır.

Doğuştan çarpık ayak olarak bilinen tek ya da her iki ayakta görülebilen doğumsal bir deformitedir. Kısaca PEV olarak da bilinir. Etkilenen ayak ya da ayaklar bilekten içeri dönük şekildedir. Tedavi edilmez ise kişi ancak bileğinin üstünde ya da ayağının yan tarafına basarak yürüyebilir. Bununla birlikte tedaviyle hastaların çok büyük çoğunluğu çocukluk döneminin ilk yıllarında düzelir.

<span class="mw-page-title-main">Tanı</span> Bir hastalığı veya bozukluğu tanımlama süreci

Tanı, teşhis veya diyagnoz, bir kişinin sahip olduğu belirti ve semptomlara dayanarak kişinin hastalık ya da durumunun belirlenmesini içeren tıbbi işlem. Tanı için gerekli bilgiler genellikle tıbbi bakım isteyen kişinin anamnez ve fizik muayenesinden toplanır. Tıbbi testler gibi bir veya daha fazla teşhis prosedürü de işlem sırasında kullanılabilir. Bazen ölüm sonrası tanı bir tür tıbbi tanı olarak kabul edilir. Teşhis evde, klinik ve hastanelerde yapılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Tüberküloz servikal lenfadenit</span>

Skrofula olarak da bilinen ve tarihsel olarak kralın kötülüğü olarak da bilinen mikobakteriyel servikal lenfadenit hastalığı, tüberküloz ile ilişkili ve tüberküloz olmayan (atipik) mikobakteriler ile ilişkili servikal lenf düğümleri 'nin bir lenfadenit 'tir.

<span class="mw-page-title-main">Nazogastrik entübasyon</span>

Nazogastrik entübasyon, plastik bir tüpün burundan, boğazdan geçerek ve mideye inmesini içeren tıbbi bir işlemdir. Orogastrik entübasyon, ağızdan plastik bir tüpün yerleştirilmesini içeren benzer bir işlemdir. Abraham Louis Levin, NG tüpünü icat etmiştir. Nazogastrik tüp, John Alfred Ryle etkisiyle Commonwealth ülkelerinde Ryle tüpü olarak da bilinir.

Meme ameliyatı, meme, meme başı, meme bezi, süt kanalı üzerinde yapılan bir ameliyat şeklidir.

<span class="mw-page-title-main">Sitopatoloji</span> hastalıkları hücresel düzeyde inceleyen ve teşhis eden patoloji dalı

Sitopatoloji, hastalıkları hücresel düzeyde inceleyen ve teşhis eden bir patoloji dalıdır. Bu disiplin 1928 yılında George Nicolas Papanicolaou tarafından kurulmuştur. Sitopatoloji, tüm dokuları inceleyen histopatolojinin aksine, genellikle serbest hücre veya doku parçaları örnekleri üzerinde kullanılır. Sitopatoloji sıklıkla, daha az kesin olarak, "hücrelerin incelenmes" anlamına gelen "sitoloji" olarak adlandırılır.