İçeriğe atla

İnce ayarlı evren

İnce ayarlı Evren, Evren içerisinde hayata izin verecek koşulların ancak evrensel temel fizikî sabitlerin mevcut değerleri sayesinde oluşacağını anlatan bir önermedir. Önermeye göre bu temel sabitlerdeki en ufak değişimler dahi maddenin, astronomik yapıların, çeşitlilik sahibi elementlerin ve dolayısıyla hayatın oluşmasına engel teşkil etmektedir.[1] Önerme filozoflar, bilim insanları, din adamları ve yaratılışçılar arasında tartışılabilmektedir.

Fizikçi Paul Davies fizikçilerin ve kozmolojistlerin günümüzde Evren'in hayat için ince ayarlı (İngilizcefine-tuned) olduğu fikrini savunduklarını ileri sürer. Aslında Evren'in hayat için değil, hayatın ihtiyaç duyduğu çevre ve temel yapıtaşları için ince ayarlı olduğunu söyleyerek devam eder.[2] Çoğu bilim insanları için paralel evrenler ve antropik ilke gibi hipotezler ikna edici delillere sahiptir. George F. R. Ellis, bahsedilen diğer evrenleri gözlemlemenin astronomik açıdan imkânsız olduğunu, eğer bu evrenler var olmuş olsa bile açıklanmamış doğa sırlarına bir yenisinin ekleneceğini söyler.[3]

Tarih

1913'te kimyacı Lawrence Joseph Henderson (1878-1942) Evren’deki ince ayar kavramını inceleyen ilk kitaplardan biri olan The Fitness of the Enviroment kitabını yazdı. Henderson suyun ve çevrenin yaşayanlar için önemini ele aldı. Özellikle suyun nitelikleri ve yaygınlığı hususunda, hayatın tümüyle dünyadaki çok özel çevresel şartlara bağlı olduğunu söyledi.[4]

1961'de fizikçi Robert Henry Dicke, fizikteki mevcut kuvvetlerin – kütleçekimi ve elektromagnetik kuvvet gibi – Evren'de herhangi bir yerde hayat oluşabilmesi için kusursuz bir şekilde ince ayarlı olması gerektiğini öne sürdü.[5][6] Fred Hoyle da ayrıca Intelligent Universe (Zeki Evren) adlı kitabında ince ayarlı Evren için fikirlerini beyan etti.

John Gribben ve Martin Rees ince-ayar argümanının detaylı bir savunmasını ve tarihini Cosmic Coincidences (Kozmik Tesadüf, 1989) adlı kitaplarında yaptı. Gribben ve Rees'e göre karbon bazlı yaşam rastgele oluşmadıysa da Evren, sonunda 'biçilmiş kaftan, kişiye özel elbise' gibi bir tartıya vardı.[7]

Evveliyatı

İnce-ayarlı Evren iddiasının öncülü farklı; boyutsuz temel fiziksel sabitlerdeki ufak bir değişimin Evren'i kökünden farklı bir yer haline getireceği yönündedir. Stephen Hawking'in yazdığı gibi: Tabiat kanunları şu an bildiğimiz birçok temel rakamları içerir. Elektronun yük büyüklüğü, elektron ve protonun kütleleri oranı gibi… Kayda değer bir gerçek şu ki bu rakamların sahip olduğu değerler, hayatın gelişimi için çok iyi bir biçimde ayarlanmış görünüyor.[8]

Örneğin eğer güçlü nükleer kuvvet var olduğundan %2 daha güçlü olsaydı (mesela çiftlenim sabitinin temsil ettiği güç %2 daha geniş olsaydı) diğer sabitler aynı kaldığında diprotonlar sabit kalacak ve hidrojen; döteryum ve helyum yerine bunlarla füzyon geçirecekti.[9] Bu şiddetli bir şekilde yıldızların fiziğini değiştirecek ve muhtemelen Dünya'da gözlediğimize benzer bir hayatın oluşmasını imkânsızlaştıracaktı. Di-protonun varlığı, hidrojenin döteryuma yavaş füzyonunu kısa devre yaptıracaktı. Hidrojen kolaylıkla füzyon yapacak, yani Evren'deki bütün hidrojenler Big Bang'in ilk birkaç dakikasında tükenecekti.[9] Durağan olmayan strange, charm, top, bottom kuarklarının ve mu ve tau Leptonlarının özelliklerine açıklık getiren temel sabitlerin Evren'deki ve madde yapısındaki rolleri görülecektir.

Fizikçilerin henüz kaç tane bağımsız fiziksel sabitin olduğunu bilmemeleri, bu fikrin kesin formülasyonunu zora sokmaktadır. Güncel tanecik fiziğinin standart modeli 25 tane ayarlanabilir parametreye ek olarak kütleçekimi için kozmolojik sabite de sahiptir. Bununla birlikte standart model matematiksel olarak kesin hükümler (ör. çok yüksek enerjiler, kuantum mekaniği ve genel rölativite ilişkili oluşu) içinde olmadığı için fizikçilerin bunun sicim teorisi, kuantum çekim döngüsü ve Büyük Birleşik Teori gibi bâzı teorilerle altının doldurulduğuna inanmaktadırlar. Bunun yanı sıra bâzı aday teorilerde bağımsız fiziksel sabitlerin asıl sayısı, bir gibi çok küçük bir sayı olabilmektedir. Örneğin kozmolojik sabit temel bir sabit olmasına rağmen bu sabitin hesaplanmasında diğer sabitlerin kullanılması girişiminde bulunulmuştur. Bu hesaplamaların sahiplerinden birine göre de kozmolojik sabitin bu denli küçük oluşu, standart modeldeki parametrelerin dikkat çekici derecede kesin oluşunu ve aralarındaki umulmadık ilişkiyi ortaya koymaktadır.[10]

Martin Rees[11] ince ayarlı Evren'i aşağıdaki altı boyutsuz sabitle formülize etmiştir:

İnce-ayarın varlığı ve kapsamına ilişkin tartışmalar

Fizikçi Victor Stenger ince-ayar'a karşı çıkar özellikle de teist ince-ayar kullanımına. ''Büsbütün sağlam bir temele dayanmayan varsayım olan yalnızca karbon-temelli yaşamın imkanlı olacağı'' diye adlandırdığı kavramı içeren bir hayli eleştirisi mevcuttur.[12] Stenger'in çalışmaları birçoğu ise astrofizikçi Luke Barnes tarafından eleştirilere maruz kalmıştır.[13]

Fred Adams yıldızların yapısını kütleçekim sabitinin G, ince yapı sabitinin α, nükleer reaksiyon hız parametresinin C farklı değerlerini kullanarak keşfetmiştir.[14] Adams'ın çalışması kabaca parametre uzayının %25'inin yıldızların varlığını kabul ettiğini ortaya koymaktadır.[15]

Kaynakça

  1. ^ Mark Isaak (ed.) (2005).  "CI301: The Anthropic Principle" [1] 1 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendiIndex to Creationist Claims.TalkOrigins Archive. Retrieved 2007-10-31.
  2. ^ Davies (2003). "How bio-friendly is the universe". Int. J. Astrobiol 2 (115): 115 [2] 14 Ekim 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  3. ^ George Francis Rayner Ellis, 'Çoklu evren gerçekten var mı?'' Does the multiverse really exist? 28 Şubat 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  4. ^ Lawrence Joseph Henderson, The fitness of the environment: an inquiry into the biological significance of the properties of matter The Macmillan Company, 1913
  5. ^ R. H. Dicke (1961). "Dirac's Cosmology and Mach's Principle". Nature 192 (4801): 440–441. [3] 5 Ekim 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. ve [4] 2 Mart 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  6. ^ Heilbron, J. L. The Oxford guide to the history of physics and astronomy, Volume 10, 2005, p. 8
  7. ^ Gribbin. J and Rees. M, Cosmic Coincidences: Dark Matter, Mankind, and Anthropic Cosmology, 1989 ISBN 0-553-34740-3
  8. ^ Stephen Hawking, 1988, Zamanın Kısa Tarihi (A Brief History of Time), Bantam Books , s. 125, ISBN 0-553-5340-X ::The laws of science, as we know them at present, contain many fundamental numbers, like the size of the electric charge of the electron and the ratio of the masses of the proton and the electron. ... The remarkable fact is that the values of these numbers seem to have been very finely adjusted to make possible the development of life.
  9. ^ a b Paul Davies, 1993. The Accidental Universe, Cambridge University Press, p70-71
  10. ^ Larry Abbott, "The Mystery of the Cosmological Constant," Scientific American, vol. 3, no. 1 (1991): 78.
  11. ^ Martin Rees, 1999. Just Six Numbers, HarperCollins Publishers, ISBN 0-465-03672-4.
  12. ^ Is The Universe Fine-Tuned For Us? Victor J. Stenger, University of Colorado
  13. ^ Barnes (2011). "The Fine-Tuning of the Universe for Intelligent Life".arXiv:1112.4647 [physics.hist-ph].
  14. ^ "Stars in other universes: stellar structure with different fundamental constants" Fred C Adams
  15. ^ Adams, F.C. (2008). "Stars in other universes: stellar structure with different fundamental constants". Journal of Cosmology and Astroparticle Physics 2008 (8): 010.

İlgili Araştırma Makaleleri

Temel etkileşimler veya Temel kuvvetler, fiziksel sistemlerde daha temel etkileşimlere indirgenemeyen etkileşimlerdir. Bilinen dört temel etkileşim vardır. Bunlar uzun mesafelerde etkileri olabilen kütleçekimsel, elektromanyetik etkileşimler ve atomaltı mesafelerde etkili olan güçlü nükleer ve zayıf nükleer etkileşimlerdir. Her biri bir alan dinamiği olarak anlaşılmalıdır. Bu dört etkileşim de matematiksel açıdan bir alan olarak modellenebilir. Kütleçekim, Einstein'ın genel görelilik kuramı tarafından tanımlanan uzay-zamanın eğriliğe atfedilirken diğer üçü ayrı kuantum alanlar olarak nitelendirilir ve etkileşimlerine Parçacık fiziğinin Standart Modeli tarafından tanımlanan temel parçacıklar aracılık eder.

Kütleçekim ya da çekim kuvveti, kütleli her şeyin gezegenler, yıldızlar ve galaksiler de dahil olmak üzere birbirine doğru hareket ettiği doğal bir fenomendir. Enerji ve kütle eşdeğer olduğu için ışık da dahil olmak üzere her türlü enerji kütleçekime neden olur ve onun etkisi altındadır.

<span class="mw-page-title-main">Büyük Patlama</span> Evrenin oluştuğunu açıklayan teori

Büyük patlama, evrenin en eski 13,8 milyar yıl önce tekillik noktası denilen bir noktadan itibaren genişlediğini varsayan evrenin evrimi kuramı ve geniş şekilde kabul gören kozmolojik modeldir. İlk kez 1920'li yıllarda Rus kozmolog ve matematikçi Alexander Friedmann ve Belçikalı fizikçi papaz Georges Lemaître tarafından ortaya atılan bu teori, çeşitli kanıtlarla desteklendiğinden bilim insanları arasında, özellikle fizikçiler arasında geniş ölçüde kabul görmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Sicim teorisi</span> makro ve mikro kosmosun teorilerini birleştirmeye çalışan teori. (her şeyin teorisi)

Sicim teorisi, parçacık fiziğinde, kuantum mekaniği ile Einstein'in genel görelilik kuramını birleştiren bir teori. "Sicim" adı, klasik yaklaşımda "sıfır boyutlu noktalar" şeklinde tarif edilen atomaltı parçacıkların, aslında "bir boyutlu ve ipliksi varlıklar" olabileceği varsayımına dayanır.

<span class="mw-page-title-main">Kozmoloji</span> Evreni konu alan bilim dalı

Kozmoloji, bir bütün olarak evreni konu alan bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kozmolojik sabit</span>

Kozmolojide, kozmolojik sabit, uzaydaki vakum enerjisinin değeridir. Başlangıçta esasen Einstein tarafından genel izafiyet teorisine ek olarak "yerçekimi tedbiri" ve kabul edilen evren sabitini elde etmek için 1917 yılında ortaya atılmıştır. Einstein 1929'da Hubble'ın keşfi olan bütün galaksilerin birbirinden uzağa hareket ettiğini söyleyen konsepti yani evrenin genişlediği konseptini bırakmıştır. Genel genişleyen evren konseptinde, 1929'dan 1990'ların başına kadar, çoğu kozmoloji araştırmacıları tarafından kozmoloji sabiti sıfır farzedilmiştir.

Teistik evrim veya Tanrı güdümlü evrim olarak da bilinen teistik evrim, Tanrı hakkındaki dini öğretileri biyolojik evrim hakkındaki modern bilimsel anlayışla uyumlu gören görüşleri içeren genel bir terimdir. Teistik evrim kendi başına bilimsel bir teori değil, genel evrim biliminin -özel yaratılışçı görüşlerin aksine- dini inançlarla ilişkisine dair bir dizi görüşü ifade ediyor. Teist evrimciler, Dünya'nın yaşı, evrenin yaşı, Big Bang, Güneş Sistemi'nin kökeni, yaşamın kökeni ve evrim konularında bilimsel görüş birliğini kabul ederler.

<span class="mw-page-title-main">Karanlık enerji</span> Evrenin yaklaşık 4/3 nü oluşturan ve evreni durmadan genişleten bir enerji türü

Karanlık enerji, fiziksel evrenbilimde, astronomide, astrofizikte ve gök mekaniğinde, evreni sürekli genişlettiği ve galaksileri birbirlerinden uzaklaştırdığı varsayılan bir enerji türüdür.

Kuantum kütleçekim kuramsal fiziğin bir dalı olup doğanın temel kuvvetlerinden üçünü tanımlayan kuantum mekaniği ile dördüncü temel kuvveti kütleçekimin kuramı olan genel göreliliğini birleştireceği düşünülen bir kuramdır.

Evrenin genişlemesi, gözlemlenebilir evrenin kütleçekimsel olarak bağlı olmayan herhangi iki parçası arasındaki mesafenin zamanla artmasıdır. Bu, uzay ölçeğinin bizzat değiştiği içsel bir genişlemedir. Evren hiçbir şeyin "içine" genişlemez ve "dışında" var olmak için uzaya ihtiyaç duymaz. Teknik olarak ne uzay ne de uzaydaki cisimler hareket etmez. Bunun yerine ölçek içinde değişen şey metrikdir. Evrenin uzay-zaman metriğinin uzaysal kısmı ölçek içinde arttıkça, cisimler giderek artan hızlarda birbirlerinden uzaklaşır.

<span class="mw-page-title-main">Evrenin nihai kaderi</span> Evrenin yapısı göz önüne alınarak birbiriyle rekabet halinde olan bilimsel tahminlere verilen ad.

Evrenin nihai kaderi, fiziksel kozmolojinin ilgilendiği bir konudur. Evrenin durağan veya genişleyen yapısı da göz önünde alınarak birbiriyle rekabet halinde pek çok bilimsel tahminde bulunuldu.

Hubble kanunu, fiziksel kozmolojide gözlemlere verilen isimdir: uzayın derinliklerinde gözlenen nesnelerin dünyadan uzak göreceli bir hızda yorumlanabilir bir Doppler kaymasına sahip olduğu bulunur ve dünyanın gerisinde kalan çeşitli galaksilerin bu Doppler kaymasıyla ölçülen hızı yaklaşık birkaç yüz ışık yılı uzaklığındaki galaksiler için uzaklıklarıyla doğru orantılıdır. Bu normal olarak gözlemlenebilir evrenin uzaysal hacminin genişlemesinin doğrudan bir gözlemi olarak yorumlanır.

<span class="mw-page-title-main">Enflasyon (kozmoloji)</span> Kozmolojide erken evrendeki uzayın üstsel genişlemesi üzerine teori

Evrensel şişme, kozmik enflasyon veya kozmolojik enflasyon, evren biliminde erken evrendeki uzayın üstsel genişlemesiyle ilgili bir teoridir. Enflasyona maruz kalınan çağ büyük patlamadan 10−36 saniye sonra 10−33 ile 10−32 saniyeleri arasında sürdü. Sonraki dönemde, evren genişlemeye devam etti ancak genişleme oranı düştü.

Çoklu evren veya çoklu kâinat, birbirinden farklı, gözlemlenebilir evrenlerin hipotezsel toplamı. Teleskop ile gözlemleyebildiğimiz bilinen evren yaklaşık 93 milyar ışık yılı genişliğindedir. Ancak bu evren, farazî çoklu evrenin çok küçük bir kısmına tekabül eder. Çoklu evren sonlu ve sonsuz var olan muhtemel evrenlerin hipotezsel bütünü olup bu evrenler var olan her şeyi - bütün mekân, zaman, madde ve enerji ile birlikte fizik kanunları ve fizikî değişimleri - kapsar. Bu evrenlere "alternatif evrenler" ya da "paralel evrenler" de denir.

<span class="mw-page-title-main">Neil Turok</span> araştırmacı

Neil Turok, Güney Afrikalı fizikçi ve Perimeter Institute for Theoretical Physics'in direktörüdür. Matematiksel fizik ve evrenin oluşumuyla ilgili araştırmalar yapmıştır. Bu araştırmalarda Evrenin halka modeli ve kozmolojik sabit üzerinde çalışmıştır. Son yapılan araştırmalarda Big Bang'den gelen yer çekimi dalgaları bu modelin yanlış olduğu yönünde kanıya neden oldu. Bu dalgalar BICEP2 deneylerinde fark edildi.

<span class="mw-page-title-main">Genel göreliliğe giriş</span>

Genel görelilik veya genel izafiyet, 1907 ve 1915 yılları arasında Albert Einstein tarafından geliştirilen bir çekim teorisidir. Genel göreliliğe göre, kütleler arasında gözlenen kütleçekim etkisi uzayzamanın eğrilmesinden kaynaklanır.

F. Takayama and M. Yamaguchi, Phys. Lett. B 485 (2000)Genel görelilik ve Süpersimetri teorilerinin birleştirilmesi ile süper kütleçekimi oluşmuştur. Gravitino (G͂), graviton denilen varsayılmış parçacığın, süper simetrideki kalibretik Fermiyonudur. Bu parçacık, Kara madde için bir aday olarak önerilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Büyük patlama teorisinin tarihi</span>

Büyük patlama teorisi'nin tarihi, büyük patlamanın gözlemlenmesi ve teorik değerlendirmesinin yapılmasıyla başladı. Kozmolojideki teorik çalışmaların çoğu artık temel Büyük Patlama modeline yapılan iyileştirmeleri içermektedir. Teorinin kendisi aslında Belçikalı Katolik rahip, matematikçi, astronom ve fizik profesörü Georges Lemaître tarafından resmîleştirilmiştir.

Başarısız Hipotez Tanrı, bilim insanı Victor J. Stenger tarafından yazılan ve bir tanrının varlığına dair hiçbir kanıt olmadığını ve Tanrı'nın varlığının imkansız olmasa da, olanaksız olduğunu savunan 2007 New York Times Çok Satanlar kitabıdır.

Fizikte quintessence ya da öz kuvveti, karanlık enerjinin varsayımsal bir biçimidir, daha doğrusu skaler bir alandır ve evrenin hızlanan genişleme hızının gözleminin bir açıklaması olarak kabul edilir. Bu senaryonun ilk örneği Ratra ve Peebles (1988) tarafından önerilmiştir. Konsept zamanla değişen daha genel karanlık enerji türlerine genişletildi ve "öz kuvveti" terimi ilk olarak Robert R. Caldwell, Rahul Dave ve Paul Steinhardt tarafından 1998'de yayınlanan bir makalede tanıtıldı. Bazı fizikçiler tarafından beşinci bir temel kuvvet olduğu öne sürülmüştür. Öz kuvveti, dinamik olması bakımından karanlık enerjinin kozmolojik sabit açıklamasından farklıdır; yani, tanımı gereği değişmeyen kozmolojik sabitin aksine, zamanla değişir. Quintessence, kinetik ve potansiyel enerjisinin oranına bağlı olarak çekici veya itici olabilir. Bu varsayımla çalışanlar, öz kuvvetinin yaklaşık 10 milyar yıl önce, Büyük Patlama'dan yaklaşık 3.5 milyar yıl sonra itici hale geldiğine inanıyorlar.