
Sol Parti, Türkiye'de faaliyet gösteren sosyalist siyasi parti. Parti tüzüğüne göre resmî kısaltması "SOL Parti" şeklindedir. Özgürlük ve Dayanışma Partisinin (ÖDP) 22 Aralık 2019 tarihinde Ankara'da düzenlenen 8. Olağanüstü Kongresi'nde partinin isminin Sol Parti olarak değiştirilmesine dair alınan tüzük değişikliği kararıyla kurulmuştur. Genel başkanı Önder İşleyen'dir.
Postmodernizm, modernizmin sonrası ve ötesi anlamında bir tanımlama olarak kullanılmaktadır ve modern düşünceye ve kültüre ait temel kavram ve perspektiflerin sorunsallaştırılmasıyla ve hatta bunların yadsınmasıyla birlikte yürütülmektedir. 20. yüzyılın ortalarında ortaya çıkan postmodernizm; mimari, felsefe, edebiyat, resim gibi alanlarda kendini göstermiştir.
Uluslararası ilişkiler, siyaset biliminin bir dalıdır ve "uluslararası sistem" içindeki aktörlerin, özellikle de uluslararası ilişkilerin temel aktörü olarak kabul edilen devletlerin, diğer devletlerle, uluslararası/bölgesel/hükûmetler arası örgütler, çok uluslu şirketler, uluslararası normlar ve uluslararası toplumla olan ilişkilerini inceleyen disiplinlerarası bir disiplindir.
Siyaset veya politika, gruplar arasında kararların alındığı veya bireyler arasındaki güç ilişkilerinin, kaynakların dağıtımı veya statü gibi diğer etkileşim biçimlerinin ilişkilendirildiği bir dizi faaliyeti ifade eder. Siyaset ve hükümeti inceleyen sosyal bilim dalı ise siyaset bilimi olarak adlandırılır.

Siyaset felsefesi, devlet, hükûmet, siyaset, özgürlük, mülkiyet, meşruiyet, haklar, hukuk gibi konular hakkındaki, bu kavramlar nedir, neden ihtiyaç vardır, bir hükûmeti ne meşru kılar, devlet hangi özgürlükleri ve hakları neden korumalıdır, hangi biçimde kurumsallaşmalıdır, kanun nedir, vatandaşın devlete karşı yükümlülükleri nelerdir, bir hükûmet yasal olarak neden ve nasıl görevden çekilmelidir gibi temel sorulara cevap arayan ve bu konuları felsefeden faydalanarak inceleyen sosyal bilim dalıdır.

Politika biliminde, bir devrim, tipik olarak algılanan bir baskı veya politik yetersizlik nedeniyle halkın hükûmete karşı isyan etmesiyle açığa çıkan politik üstünlük ve organizasyon eşliğinde, nispeten ani gerçekleşen değişiklikler. Aristo, eseri Politika'nın beşinci cildinde iki çeşit devrimden bahsetmiştir: (1) Bir durumdan bir diğerine geçilmesi ve (2) mevcut bir durumun düzeltilmesi.
Biyoiktidar terimi asıl olarak Fransız Filozof Michel Foucault tarafından ortaya atılmış ve modern ulus devletlerin amaçlarını “bedenlerin zaptedilmesini ve nüfusun kontrol edilmesini başarmak için sayısız ve farklı tekniklerin uygulanışındaki bir patlama” aracılığıyla, özellikle de istatistik ve olasılığın kullanılması yoluyla, düzenleme pratiğine işaret eden bir terimdir. Foucault bu terimi ilk College de France’daki derslerinde kullandı, terim yazılı olarak ilk kez Cinselliğin Tarihi adlı kitabının ilk cildi olan Bilme İstenci’nde kullanıldı. Düşünürün iki çalışmasında ve daha sonraki kuramcıların çalışmalarında terim fiziksel sağlıkla daha az doğrudan bağlar taşıyan kamu sağlığı, kalıtımın düzenlenmesi ve risk yönetimi kavramlarına işaret etmek için kullanıldı. Bunun dışında Foucault’nun daha az kullandığı ve ondan sonra gelen düşünürlerin kendisinden bağımsız olarak kullandığı biyopolitika terimiyle de yakından bağlantılıdır.

Post-Marksizm'in iki ilişkili fakat farklı kullanımı vardır. İlk olarak, Post-Marksizm Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliği'nde komünizmin çöküşü sonrasında ortaya çıkan duruma işaret edebilir.
Devlet, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlıktır. Devlet siyasal bir birliktir. Bunun için her şeyden önce devleti kuran bireyler arasında kültürel bir birlik lazımdır. Ancak kültürel birlik devletin yaşaması için yeterli değildir. Tarihte görülen birçok iç savaş, kültürel birliğin devlet kurulmasında yeterli olmadığını göstermektedir. Amerikan İç Savaşı'nın anayasal düzenin kurulmasının ne kadar gerekli olduğunu ortaya koyması ve savaş kültürü yerine hukuk devlet ilişkisinin kavranması açısından önemi büyüktür.

Michael Hardt, Amerikalı edebiyat kuramcısı ve siyaset teorisyeni. Hâlen Duke Üniversitesi'nde edebiyat profesörlüğü yapmaktadır. Özellikle Antonio Negri ile birlikte yazdıkları bir dizi kitapla tanınırlığı artmıştır. Çeşitli toplumsal hareketlere verdiği doğrudan destekle aktivist kimliği de bulunmaktadır. Söz konusu hareketlerin yeni öznellikler yaratacağı ve bu öznelliklerin kuracağı demokrasinin devlet örgütlenmesinin dışında bir siyasal biçim geliştireceğini düşünmektedir.

Antonio Negri, İtalyan felsefeci ve siyaset teorisyeni.

C. Wright Mills, Amerikalı sosyologdur.

Solculuk, genellikle bir bütün olarak toplumsal hiyerarşiye veya belirli toplumsal hiyerarşilere karşı çıkarak, toplumsal eşitlik ve eşitlikçiliği destekleyen ve bunu sağlamaya çalışan siyasi ideolojiler yelpazesidir. Sol siyaset tipik olarak, taraftarlarının toplumda diğerlerine göre dezavantajlı olarak algıladıkları kişiler için endişe duymanın yanı sıra, uygulandıkları toplumun doğasını değiştiren radikal yollarla azaltılması veya ortadan kaldırılması gereken haksız eşitsizlikler olduğuna dair bir inancı da içerir.
Brejnev Doktrini, Soğuk Savaş dönemi sırasında Sovyetler Birliğinin dış politikasını belirleyen bir doktrindir.
Küreselleşme ya da globalleşme, ürünlerin, fikirlerin, kültürlerin ve dünya görüşlerinin alışverişinden doğan bir uluslararası bütünleşme sürecidir.
Çokluk kavramı merkezi liderlik ile lidersiz anarşi arasında politik bir alternatif belirtir. İlk defa Machiavelli tarafından kullanılmıştır ve daha sonra Spinoza tarafından geliştirilmiştir. Son zamanlarda kavram kürsel kapitalist düzene karşı yapılan direniş hareketlerini düzenleyen model olarak Michael Hardt ve Antonio Negri tarafından İmparatorluk (2000) kitabında kullanılmıştır. Hardt ve Negri son kitaplarında, "Multitude: War and Democracy in the Age of Empire" (2004), çokluk kavramını internet ve ağlı toplumun değişen üretim yöntemleri ve toplumsal mücadelesi üzerinden geliştirmişlerdir.

Bolşeviklere karşı sol ayaklanmalar, Ekim Devrimi'ni izleyen dönemde Sovyetler Birliği henüz resmen kurulmamışken SRlar, Sol SRlar, Menşevikler ve anarşistlerce iktidardaki Bolşeviklere yönelik planlanan ve yürütülen bir dizi ayaklanma eylemidir. Bu ayaklanmaların bazıları sürmekte olan Rus İç Savaşında Bolşevik iktidarına karşı oluşturulan Beyaz Orduyu desteklerken bazıları bağımsız hareketlerdir. Bu ayaklanmalar 1918 yılında başlayacak ve 1922 yılına kadar sürecektir. Bu ayaklanmalar sonucunda o döneme kadar diğer sol grupları da iktidara dahil etmek isteyen Bolşevikler bu çabaları bir kenara bırakarak ayaklanmaları askeri kuvvetle bastırma yoluna gitmiştir. Bazı çevreler tarafından gündeme getirilen sol ve devrimci partilerin koalisyon olarak iktidarı gerçekleşmeyecek Bolşevikler tek başlarına iktidarlarını sürdüreceklerdir.
Toplumsal hareket ya da sosyal hareket; sosyal bilimlerde farklı düzenleme biçimlerini içeren, farklı harekete geçirme ve davranış stratejileriyle toplumsal değişimi hızlandırmak, engellemek veya tersine çevirmek için uğraşan kolektif eylemler bütünüdür. Bu haliyle toplumların ve sorunların şekillenmesinde ortak bir rol oynayıcı olarak görülebilir. Toplumsal hareketler, ortak amaç için bir araya gelen insanları barındırır. Bu insanların eylemlerini inceleyen toplumsal hareket analizleri, siyaset bilimciler, sosyologlar, psikologlar, tarihçiler tarafından yapılabilmektedir. Charles Tilly, Sidney Tarrow, Donatella della Porta, Alain Touraine, Alberto Melucci gibi isimler bu alanda çalışan önemli akademisyenlerdir. Bu çerçevede oluşan sosyal hareket teorisi, yeni örnek olayların getirdiği karşı-çıkışlar ve taleplerle gelişmeye devam etmektedir.

Fransız milliyetçiliği Fransızların varlığını, bütünlüğünü, ilerlemesini ve gelişmesini savunan politik düşünce sistemidir. Fransız milliyetçiliği genel olarak monarşinin hegemonyası altında sağlanan ve belirli bir süreç içinde varlık gösteren devlet, ülke ve dil birliğinin artık monarşi rejimi dışında tutulması ve bunun reddedilmesiyle başladı. Sonraki süreçte Fransız ihtilali ile farklı bir noktaya ulaşmış oldu. Fransız ihtilali dünya geneline milliyetçilik düşüncesini yayarak monarşileri zayıflattı ve birey olgusunu ön plana çıkardı. Son iki yüz yıl içerisinde ondan fazla yönetim biçimi değişimine uğrayan Fransa, millet, devlet ve sembollerine olan bağlılığına ise sadık kalabildi.
Ekonomik ve siyasal küreselleşmenin yeni bir uluslararası kültür oluşturması ile kültürün küreselleşmesi ortaya çıkmıştır. Küreselleşme kavramıyla ilgili geçmişe veya günümüze baktığımızda ne zaman ortaya çıktığına dair herhangi bir kanıya rastlanılmamasıyla birlikte bu konu üzerinde kesin bir uzlaşıya varılmamış olunup hem dinamiği hem içerdiği farklı anlamlar ile anlaşılması zor bir olgudur. Yine de kültürün küreselleşmesinde geçmişe baktığımızda insanların yeni alanları keşfetme istekleri, ticari yolların ortaya çıkması ve göç etmenin başlamasına kadar eskiye dayanmaktadır. Bu sistemsel başlangıç bizi geçmişe götürse dahi şu anda olan tamamen etnik değişimlerin bir örneğidir. Son zamanların en çok ilgi gören kavramlarından biri olan küreselleşmenin kültürel sonuçlarını dile getiren bu çalışma, iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda küreselleşme kavramı teorik olarak ele alınmaktadır. İkinci kısımda ise kültürel bakımdan küreselleşmenin sonuçları yer almaktadır.