İçeriğe atla

İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı

İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı, İlber Ortaylı'nın 1983'te Hil Yayınları'ndan çıkan eseri. Osmanlı İmparatorluğu'nun 19. Asrını ele alan eser 7 bölümden oluşmaktadır. II. Mahmud ile asi paşası Kavalalı Mehmed Ali Paşa, Balkan uluslarında cereyan eden ulusçuluk fikirleri, Osmanlı merkez idaresinin Bâb-ı Âli'ye geçişi, reformist ve mutlakiyetçi adımlar, laik eğitim ve hukuku tesis etme çabaları, reformların iktisadi meselelerle tıkanması ve Tanzimat asrında gelişen yeni sınıf ve toplum eserde ele alınan konulardır. Eserde Tanzimat reformist ve aydınların 1930'larda nasıl algılandığı görülmektedir. Mete Tunçay'ın kritiğine göre eserde Osmanlıca birçok yazma ve basılı kaynak dışında Avrupa dillerindeki eserler de kaynak olarak kullanılmıştır. Tunçay eserdeki sistematiği karışık bularak metindeki yazım özelliklerinin Niyazi Berkes'i anımsattığını söylemektedir.[1]

Kaynakça

  1. ^ Tunçay, Mete (1984). "Çöküşü Durdurmağçün: Tepeden İnme Çağdaşlaşma, İlber Ortaylı: İmpratorluğun En Uzun Yüzyılı". Tarih ve Toplum. 1 (2). İletişim Yayınları. s. 146-147. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Monarşi ya da tek erklik, bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir. Saltanatın bir başka adıdır. Genellikle seçim dışı yöntemler kullanılır. Bu hükümdar, Türkçede kral, imparator, şah, padişah, prens, emir, kağan, hakan, han gibi çeşitli adlar alabilir. Monarşiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran en önemli özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı boyunca elinde bulundurmasıdır. Hükümdar öldükten sonra onun soyundan biri gelir. Yani yetki genellikle babadan oğula geçer. Demokrasilerde ise devlet başkanı seçimle işbaşına gelir. “Monarşi” sözcüğü Türkçeye Fransızcadan (Monarchie) geçmiştir. Cezalandırma ve bağışlama yetkileri sadece hükümdarın elindedir. Otoritenin bir kralın veya bir imparatorun elinde olduğu yönetim türüdür.

<span class="mw-page-title-main">İlber Ortaylı</span> Türk tarihçi, akademisyen ve yazar

İlber Ortaylı, Türk tarihçi, akademisyen ve yazar. Türk Tarih Kurumu şeref üyesidir. Ortaylı, Uluslararası Osmanlı Etütleri Komitesi yönetim kurulu üyesi ve Avrupa İranoloji Cemiyeti ve Avusturya-Türk Bilimler Forumu üyesidir.

Tanzimât, Osmanlı İmparatorluğu'nda 1839 yılında Tanzimât Fermânı olarak bilinen Gülhane Hatt-ı Şerifi'nin okunmasıyla başlayan modernleşme ve yenileşme döneminin adıdır. Sözcük anlamı "düzenlemeler, reformlar" demektir. Batı dillerinde genellikle Osmanlı Reformu deyimi kullanılmaktadır.

Mete Tunçay, Türk siyaset bilimci ve tarih profesörü.

Vakanüvis, Arapça vak'a ve Farsça nuvіs kelimelerinden gelen, zuhur eden olay, hadise ve durumları yazan manasına gelen ifadedir. Bazı söylem farklılıklarında ufak değişiklikle vākayinüvis olarak da geçer. Şehnâmeci ya da şehnâmenüvis de aynı manada kullanılan bir tabirken zamanla müesseseleşmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nda devrin olaylarını yazmakla görevlendirilen resmî devlet tarihçisine vakanüvis denmiştir.

<span class="mw-page-title-main">İbrahim Peçevî</span> Pécs (Macaristan) doğumlu Osmanlı tarihçisi

İbrahim Peçevî veya Peçuylu İbrahim Efendi, Macaristan doğumlu Osmanlı tarihçisidir.

<span class="mw-page-title-main">Joseph von Hammer-Purgstall</span> Avusturyalı tarihçi, diplomat ve Doğu bilimleri uzmanı

Joseph von Hammer-Purgstall, Avusturyalı tarihçi, diplomat ve Doğu bilimleri uzmanı. Tarihçi, Geschichte des osmanischen Dichtkunst adlı eserinin iç kapağına ismini Yûsuf Hammer Purgstall olarak işlemiştir.

<i>Diyojen</i> (dergi)

Diyojen, Teodor Kasap tarafından Fransızca ve Rumca olarak çıkarılırken 25 Kasım 1870 tarihinden itibaren Osmanlıca yayınlanmaya başlayan ilk Osmanlı mizah dergisi.

<span class="mw-page-title-main">Şeker Ahmet Paşa</span> Osmanlı ressamı, asker ve bürokrat

Şeker Ahmet Paşa, Osmanlı ressamı, asker ve bürokrat. Asıl adı Ahmet Ali'dir.

<span class="mw-page-title-main">Üç Şerefeli Cami</span>

Üç Şerefeli Cami, Edirne'deki Osmanlı döneminden kalma camidir. Kimin tarafından hangi tarihte yaptırıldığı tartışmalıdır. Bazı iddialara göre Yıldırım Bayezid'ın oğullarından Musa Çelebi tarafından 1410 yılında yaptırılmıştır. Diğer bir iddiaya göre ise bânîsi II. Murat olup 1437'de yaptırılmıştır. Bazı kaynaklar yapım tarihi olarak 1447 yılını da vermektedir. Mimarı ise Mimar Sinan'ın ustası Hacı Muslihiddin Ağa'dır.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye İdare Tarihi</span> İlber Ortaylının bir kitabı

Türkiye İdare Tarihi, İlber Ortaylı tarafından yazılan, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE) yayınları arasında 1979 yılında çıkan kitap. Sasaniler İranı, Bizans, İslam, İtalyan şehir devletleri idare tarihinden sonra Anadolu Selçukluları ve Osmanlılarda devlet örgütünü ve sosyo-ekonomik düzeni ele alır. Alanında kaleme alınmış ilk eserdir.

<span class="mw-page-title-main">Millet (Osmanlı İmparatorluğu)</span>

Millet, Osmanlı Türkçesinde dini grupları belirtmek için kullanılan terimdir. 19. yüzyılda Tanzimat reformlarıyla, hakim sınıf olan Sünniler dışındaki, kanunen korunan dini azınlıkları ifade etmek için kullanılmaya başlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nda tüm Sünni gruplar bir millet kabul edilirken, azınlıklar yani gayrimüslimler sadece dine veya mezhebe göre değil aynı zamanda etnik gruplarına göre de ayrı milletler oluştururlardı. Örneğin Ermeniler tek bir millet olmayıp Ermeni Katolik ve Ermeni Protestan milletlerine ayrılırlardı. Millet kelimesi Arapça bir kelime olan mille (ملة)'den gelmektedir. Millet kelimesi günümüzde, Osmanlı'da kullanılandan farklı olarak, dinsel bir anlam değil dilsel bir anlam ifade etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Nişancı</span>

Nişancı, Osmanlı Devleti'nin devlet yönetiminde Divan-ı Hümayun'a katılan görevlilerden biridir.

<i>Tarih ve Toplum</i> Toplumsal Tarih

Tarih ve Toplum: Aylık Ansiklopedik Dergi, 1984 - 2003 yılları arasında Türkiye'de yayımlanmış aylık resimli tarih ve araştırma dergisidir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı hukuku</span>

Osmanlı İmparatorluğu idaresindeki hukuki yapıya Osmanlı hukuku denir. Genelde çok kültürlülüğe uygun yargılama usulüyle öne çıkar. Hukuk anlayışı şer'i ve örfi olmak üzere iki temelde incelenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı toplumu</span> Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde yaşamış halkların sosyal yapısı

Osmanlı toplumu, Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde yaşamış halkların bütününü ifade eder. Toplum, Müslüman ve Müslüman olmayan (gayrimüslim) milletlerden oluşuyordu. Gayrimüslimler, "cizye" vergisi ödemek dışında toplumdan bir ayrıma tâbi değildi. Müslüman toplumun yaşantısı şeriat ile şekillenirken, farklı milletlerin din ve örflerine göre mahalli yaşam tarzlarını koruma imkânı da vardı. Toplumu "yönetenler" ve "yönetilenler" olarak, art zamanlı şekilde, iki sınıfa ayırmak mümkündür. Sınıflar arası geçiş yasak değildir, ancak sınırlı tutulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'nda ulaşım ve haberleşme</span>

Osmanlı Devleti üç kıtaya yayılan topraklarında ulaşım ve haberleşmeye azami önemi vermek zorundaydı. İmparatorluk topraklarının güneyi çöller, merkezi dağlar, batısı ve doğusu da düşman saldırılar ile tehdit edilmekteydi. Çevresindeki devletlere nazaran coğrafyası ulaşım ve haberleşme açısından en zor devlet Osmanlı idi. Bu geniş coğrafyada ulaşım hizmetlerinin aksamaması için lonca teşkilatı ve kati kurallar oluşturulmuştu. Makineleşmeye kadar imparatorluk topraklarındaki ulaşım ve haberleşme devletin sakındığı bir konu idi. demiryolu ve telgraf ile coğrafi koşullar bir nebze hafifletilmiş ve merkezi idare güçlenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'nun dış ilişkileri</span> Devlet ilişkileri

Osmanlı İmparatorluğu'nun dış ilişkileri ya da diplomasisi, Osmanlı Devleti'nin diğer devletlerle olan ilişkilerini ifade eder. Osmanlı'nın uluslararası ilişkileri kuruluşundan itibaren yoğun bir çaba gerektirmiştir. Türk egemenlik sahasının bir uç beyliği olarak yabancı unsurlarla sürekli irtibat halindedir. Klasik dönemde üç kıtaya yayılmış bir devlet olarak dış ilişkilerinde gelişme gösterme mecburiyeti görülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'nda kadının toplumdaki yeri</span>

Osmanlı İmparatorluğu'nda kadının toplumdaki yeri geleneksel ve dinsel birçok nedenden dolayı kısıtlıdır. Bu tutum Tanzimat Dönemi'ne kadar devam etmiş olup Tanzimat döneminin getirdiği eşitlik anlayışı kadın ile erkek arasındaki eşitsizliklere de yansımıştır. Tanzimat döneminde kâğıt üzerinde eşitlik sağlansa bile uygulamada önceki tutum devam etmiştir. Osmanlı'da hukuk kurallarının İslami kaynaklarca belirlenmesi kadın hakları üzerinde de etkisini göstermiştir. Ayrıca Türklerin Orta Asya kökenli olmasından dolayı İslamiyet öncesi dönemlerdeki Türk kültürü, Osmanlı döneminde kadınların sahip oldukları hakların kısıtlı olmasına neden olmuştur. Teokratik ve monarşik rejimli Osmanlı İmparatorluğu'nda şeriat hükümlerinin etkili olması kadınları ev yaşamına itmiştir. Osmanlı'da miras konusunda da kadınların erkeklere oranla daha az miras payına sahip olduğu gözlenmiştir. Osmanlı Mahkemelerinde 2 kadın ancak bir erkeğe denk tutulmuş, dini eğitimde ise kız-erkek ayrımı yapılmayıp kız çocukları sıbyan mekteplerinde eğitim görmüşlerdir. Köydeki kadınlar ise erkekler gibi tarlalarda çalışarak evini yönetip, halı ve kilim dokumasına karşın asla erkekler ile eşit haklara sahip olmamışlardır.

Ahîzâde Hüseyin Efendi, Osmanlı şeyhülislâmı. Osmanlı tarihinde idam edilen ilk Osmanlı şeyhülislâmı olarak bilinir.