İçeriğe atla

İmmünojen

Bir immünojen, konak bir organizmaya maruz kaldığında B hücresi (humoral/antikor) ve/veya T hücresi (hücresel) adaptif bağışıklık tepkileri oluşturan herhangi bir maddedir.[1][2] Antikor üreten immünojenler antijen ("antikor üreten") olarak adlandırılır.[2] Antikor üreten immünojenler konak antikorları tarafından doğrudan bağlanır ve antijene özgü B hücrelerinin seçici olarak genişlemesine yol açar. T hücreleri oluşturan immünojenler, konak antijen sunan hücreler tarafından işlendikten ve sunulduktan sonra konak T hücreleri tarafından dolaylı olarak bağlanır.

Bir immünojen, makromoleküler taşıyıcı ve immün yanıtı indükleyebilen epitoplardan (belirleyiciler) oluşan tam bir antijen olarak tanımlanabilir.

Açık bir örnek haptenlerdir. Haptenler, antikorlar tarafından bağlanabilen ancak bir bağışıklık tepkisi ortaya çıkaramayan düşük molekül ağırlıklı bileşiklerdir. Sonuç olarak haptenlerin kendileri immünojenik değildir ve daha büyük bir taşıyıcı immünojenik molekül ile bağlanana kadar bir immün yanıt oluşturamazlar. Hapten-taşıyıcı kompleksi, serbest haptenin aksine, bir immünojen olarak hareket edebilir ve bir immün yanıtı indükleyebilir.[3]

1959 yılına kadar immünojen ve antijen terimleri birbirinden ayırt edilmiyordu.[4]

Kullanılan taşıyıcı proteinler

  • Anahtar deliği limpet hemosiyanini (KLH)
Anahtar deliği limpetlerinden (Megathura crenulata) izole edilen bakır içeren solunum proteinidir. Memelilerden evrimsel olarak uzak olması, yüksek moleküler ağırlığı ve karmaşık yapısı nedeniyle omurgalı hayvanlarda genellikle immünojeniktir.[5]
  • Concholepas concholepas hemosiyanin (CCH)
(ayrıca mavi taşıyıcı immünojenik orotein) Concholepas concholepas'tan izole edilen KLH'ye alternatiftir. KLH ile benzer immünojenik özelliklere sahiptir, ancak daha iyi çözünürlük ve dolayısıyla daha iyi esneklik sağlar.[6]
  • Sığır serumu albümini
İneklerin kan serumlarından elde edilir ve KLH veya CCH ile benzer immünojenik özelliklere sahiptir. BSA'nın katyonize formu (cBSA) yüksek oranda pozitif yüklü bir proteindir ve immünojenikliği önemli ölçüde artmıştır. Bu değişiklik, proteine daha fazla sayıda olası konjuge antijene sahiptir.[7]
  • Ovalbümin
Yumurta albümini olarak da bilinen OVA, tavuk yumurtası akında bulunan ana proteindir (%60-75). OVA dimetil sülfoksit (DMSO) içinde çözünür, bu da sulu tamponlarda çözünmeyen haptenlerin konjugasyonunu sağlar. İmmün yanıt, immünojen ile birlikte enjekte edilen bir adjuvan kullanılarak arttırılabilir.[8]

İmmünolojik adjuvanlar

Bir adjuvan (Latince adiuvare'den - yardım etmek), antijenden farklı olarak, çeşitli mekanizmalarla bağışıklık tepkisini artıran herhangi bir maddedir: Profesyonel antijen sunan hücrelerin (APC'ler) antijene maruz kalınan bölgeye çekilmesi; gecikmeli/yavaş salınım yoluyla antijenlerin iletiminin artırılması (depo üretimi); sitokin üretimi yoluyla immünomodülasyon (Th1 veya Th2 yanıtının seçilmesi); T hücresi yanıtının uyarılması (peptid-MHC komplekslerine uzun süre maruz kalınması [sinyal 1] ve APC'lerin yüzeyinde T hücresi aktive edici yardımcı uyarıcıların [sinyal 2] ifadesinin uyarılması) ve hedefleme (örn. APC'ler üzerindeki lektin reseptörlerini hedef alan karbonhidrat adjuvanlar).

Adjuvanlar 1920'lerden beri aşı etkinliğini artırmak için katkı maddesi olarak kullanılmaktadır. Genel olarak, adjuvanların uygulanması hem deneysel immünolojide hem de klinik ortamlarda, antijenlerin spesifik bir immün yanıtın üretimini en üst düzeye çıkaracak şekilde hazırlanması ve verilmesi gereken yüksek kalite/miktarda hafıza ile güçlendirilmiş antikor yanıtı sağlamak için kullanılır. Yaygın olarak kullanılan adjuvanlar arasında tam ve eksik Freund adjuvanı ve alüminyum hidroksit veya alüminyum fosfat çözeltileri bulunmaktadır.[9][10]

Kaynakça

  1. ^ "im·mu·no·gen", Merriam-Webster Collegiate Dictionary, 11th, Springfield, Massachusetts, USA: Merriam-Webster, Inc., 2003, a substance that produces an immune response 
  2. ^ a b "Immunogen". immunopaedia.org.za. 4 Mart 2015. 21 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2021. A substance capable of eliciting a immune response. All immunogens are antigens, but some antigen are not immunogens (e.g. haptens) 
  3. ^ Abbas A.K.; Lichtman A.H.; Pillai S. (2012). Cellular and Molecular Immunology. 7th edition. Elsevier, Ed. Gruliow R. ss. 101-103, 483. 
  4. ^ Medical Dictionary, Merriam-Webster. "Immunogen". 1 Ocak 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Aralık 2013. 
  5. ^ Harris J.R.; Markl J. (1999). "Keyhole limpet hemocyanin (KHL): a biomedical review". Micron. 30 (6). ss. 597-623. doi:10.1016/s0968-4328(99)00036-0. PMID 10544506. 
  6. ^ Arancibia S.; Del Campo M.; Nova E.; Salazar F.; Becker M.I. (2012). "Enhanced structural stability of Concholepashemocyanin increases its immunogenicity and maintains its non-specific immunostimulatory effects". Eur J Immunol. 42 (3). ss. 688-99. doi:10.1002/eji.201142011. hdl:10533/126832. PMID 22144228. 
  7. ^ Chen J.S.; Chen A.; Chang L.Ch.; Chang W.S.W.; Lee H.S.; Lin S.H.; Lin Y.F. (2004). "Mouse model of membranous nephopathy induced by cationic bovine serum albumin: antigen dose response relation and strain differences". Nephrol Dial Transplant. 19 (11). ss. 2721-2728. doi:10.1093/ndt/gfh419. PMID 15385633. 
  8. ^ De Silva B.S.; Egodage K.L.; Wilson G.S. (1999). "Purified protein derivate (PPD) as an immunogen carrier elicits high antigen specificity to haptens". Bioconjug Chem. 10 (3). ss. 496-501. doi:10.1021/bc9800724. PMID 10346883. 
  9. ^ Abbas A.K.; Lichtman A.H.; Pillai S. (2012). Cellular and Molecular Immunology. Elsevier. s. 85. 
  10. ^ Cox J.C.; Coulter A.R. (1997). "Adjuvants –a classification and review of their modes of action". Vaccine. 15 (3). ss. 248-256. doi:10.1016/s0264-410x(96)00183-1. PMID 9139482. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Aşırı duyarlılık</span> Tıbbi durum

Aşırı duyarlılık reaksiyonları, bağışıklık sistemi işlevlerinin kendi dokularına zarar verecek (patolojik) düzeylere ulaştığı olgular için yapılan bir tanımlamadır. Bağışıklık sistemi, organizmayı yabancı antijenlerden korumaya yönelik bir dizi işlev için kurgulanmıştır. Örneğin, bir birey daha önce karşılaştığı bir antijenle ikinci kez karşılaştığında, bu antijene karşı gerekenden çok daha güçlü immun yanıtlar meydana verelebilir. Doku zarar­larına neden olan bu yanıtlara aşırı duyarlılık reaksiyonları adı verilir. Aşırıduyarlılık reaksiyonlarının 2 ana grubu vardır:

<span class="mw-page-title-main">Lenfosit</span> akyuvar tipi

Lenfosit, bir lökosit (akyuvar) tipidir. Kanda dolaşan lökositlerin yaklaşık olarak yarısını oluştururlar. Pluripotansiyel kök hücrelerden (hemositoblast) ürerler. Kanda dolaşan lenfositler, alyuvarlardan biraz büyükçe oldukları halde yine de küçük hücre grubuna girerler. Ayrıca lenfosit bir bağ doku hücresidir. Perifer dolaşımda bulunan lenfosit alt grupları kabaca T, B ve NK hücreler olarak sınıflandırılabilir. Kanda dolaşan lenfositlerin ortalama %80'ini T hücre, %10'unu B hücre geri kalan %10'unu ise NK hücreler oluşturmaktadır. Bu oranlar hücrelerin alındığı dokuya göre değişebilmektedir. Timusta hücrelerin nerede ise %90'ı T hücre iken dalak ve lenf düğümünde %30-40 oranında T hücre görülmekte, B hücreler daha baskın oranda (%60-70) izlenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">B hücresi</span>

B hücresi, humoral bağışıklık yanıtında büyük bir rol oynayan lenfositlerdir. Bu hücreler ilk defa 1960'larda kuşlarda tespit edilmiştir. 'B' kısaltması, kuşlarda bu hücrelerin olgunlaştığı organ olan Bursa Fabricius'tan gelmektedir. Öte yandan Bursa Fabricus kuşlara ait bir organdır ve memelilerde bulunmaz.

<span class="mw-page-title-main">Antijen</span> bağışıklık sistemi tarafından antikor üretimine yol açan vücuda yabancı moleküller

Bağıştıran ya da antijen vücuda girdiğinde bağışıklık sistemi tarafından antikor üretimine yol açan yabancı moleküllerdir.

<span class="mw-page-title-main">Bağışıklık sistemi</span> canlılarda hastalıklara karşı koruma sağlayan biyolojik savunma sistemi bütünü

Bağışıklık sistemi, bir canlıdaki hastalıklara karşı koruma yapan, patojenleri ve tümör hücrelerini tanıyıp onları yok eden işleyişlerin toplamıdır. Sistem, canlı vücudunda geniş bir çeşitlilikte, virüslerden parazitik solucanlara, vücuda giren veya vücutla temasta bulunan her yabancı maddeye kadar tarama yapar ve onları, canlının sağlıklı vücut hücrelerinden ve dokularından ayırt eder. Bağışıklık sistemi, çok benzer özellikteki maddeleri bile birbirinden ayırabilir, örneğin; bir amino asidi farklı olan proteinleri bile birbirinden ayırabilecek özelliğe sahiptir. Bu ayrım, patojenlerin konak canlıdaki savunma sistemine rağmen enfeksiyon yapmaları için yeni yollar bulmalarına, bazı uyumlar sağlamalarına neden olacak kadar karmaşıktır. Bu mücadelede hayatta kalmak için patojenleri tanıyan ve onları etkisizleştiren bazı mekanizmalar gelişmiştir. Doğadaki tüm canlılar kendilerinden olmayan doku, hücre ve moleküllere karşı savunma sistemlerine sahiptirler. Hatta bakteriler gibi basit tek hücreli canlılarda da onları viral enfeksiyonlara karşı koruyan enzim sistemleri bulunur. Yüksek canlılardaysa çok daha karmaşık bir bağışıklık sistemi vardır. Omurgalılarda bağışıklık sistemi özel işlevlere sahip çok sayıda farklı hücre ve molekül içermektedir.

Bir alt ünite aşı veya alt birim aşısı patojenin antijenik olan veya koruyucu bir bağışıklık tepkisi ortaya çıkarmak için gerekli olan saflaştırılmış kısımlarını içeren bir aşıdır. Alt ünite aşı, hücre kültüründe veya rekombinant DNA ekspresyonunda dağılmış viral partiküllerden yapılabilir, bu durumda rekombinant alt ünite aşısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Edinilmiş bağışıklık sistemi</span> Özelleşmiş, sistemik hücreler ve süreçlerden oluşan bağışıklık sistemi alt sistemi

Edinilmiş bağışıklık sistemi ya da Edinilmiş bağışıklık ya da Akkiz (acquired) immunite yüksek oranda özelleşmiş bütün sisteme etki edebilen hücreler ve patojenik mücadeleleri ortaya çıkaran süreçlerle düzenlenen bağışıklık sistemi çeşididir.

Antijen sunumu, vücuttaki bağışıklık sisteminin, makrofajlar, dendritik hücreler ve diğer hücre çeşitleriyle antijenleri yakalama ve onları T-hücreleri ile tanımlama sürecidir. Edinilmiş bağışıklık sisteminin temelleri, bağışıklık sistemi hücrelerinin kendi hücreleri ile enfektöz patojenleri tanıması arasındaki kapasitede yatar.

Kompleman sistem, Komplement sistemi veya tamamlayıcı sistem, bir canlıdan patojenlerin temizlenmesine yardım eden biyokimyasal bir kaskaddır. Bağışıklık sisteminin bir canlının yaşamı süresindeki gidişlerle değişmeyen ve uyum sağlamayan doğuştan gelen bağışıklık sistemine ait geniş kısımlarıdır. Bununla beraber edinilmiş bağışıklık sistemiyle birlikte işleme konulup, eyleme geçirilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Kanser immünoterapisi</span> kanseri tedavi etmek için bağışıklık sisteminin kullanılması

Kanser immünoterapisi, bağışıklık sisteminin hastalıkla savaşmak için doğal yeteneğini geliştirerek kanseri tedavi etmek için bağışıklık sisteminin uyarılmasıdır. Kanser immünolojisinin temel araştırmalarının bir uygulaması ve onkolojinin büyüyen bir alt uzmanlık alanıdır.

İmmünoterapi veya biyolojik terapi, bağışıklık sistemini aktive ederek veya baskılayarak hastalığın tedavi edilmesidir. Bir immün yanıtı ortaya çıkarmak veya güçlendirmek için tasarlanan immünoterapiler aktivasyon immünoterapileri olarak sınıflandırılırken, azaltan veya baskılayan immünoterapiler baskılama immünoterapileri olarak sınıflandırılır. İmmünoterapi, çeşitli kanser türlerini tedavi etme potansiyeli açısından ön araştırma aşamasındadır.

<span class="mw-page-title-main">Lenf nodu</span> lenf sisteminin bir parçası olan birçok hücre çeşidini içeren bir organ yapısı

Lenf düğümü, lenf nodu veya lenf bezi, lenfatik sistemin ve adaptif bağışıklık sistemi'nin böbrek şeklinde bir ikincil lenfoid organ'ıdır.

<span class="mw-page-title-main">Dendritik hücre</span>

Dendritik hücreler memelilerin bağışıklık sistemini oluşturan immün hücrelerden biridir. Bu hücrelerin ana işlevi antijenleri işlemek ve immün sistemin diğer hücrelerine yüzeyinden sunmaktır. Diğer bir deyişle dendritik hücreler antijen sunan hücre görevi görürler. Doğuştan bağışıklık sistemi ve adaptif immün sistem arasında haberci olarak hareket ederler.

Sıvısal bağışıklık veya humoral bağışıklık, vücut savunmasının 3. hattının bir bölümüdür. Savunmanın üçüncü hattı T lenfositleri ve B lenfositleri tarafından sağlanır. Humoral bağışıklık antijene özgü tepki verilmesini sağlar. Savunmanın üçüncü hattında T & B lenfositleri beraber çalışırlar. T lenfositleri antijenin tanınmasında ve hücresel bağışıklıkta, B lenfositleri tanınan antijene özgü antikorlar üretilmesinde ve tehlikenin ortadan kalkmasından sonra bir bölümünün hafıza hücresi olarak vücutta kalmasından sorumludur.

<span class="mw-page-title-main">İnaktif aşı</span> bir hastalık patojeninin öldürülmüş bir halini kullanan aşı

İnaktif aşı, kültürde yetiştirilen ve daha sonra hastalık üretme kapasitesini yok etmek için öldürülen virüs partikülleri, bakteriler veya diğer patojenlerden oluşan bir aşıdır. Buna karşılık, canlı aşılar hâlâ canlı olan patojenleri kullanır. İnaktif aşılar için patojenler kontrollü koşullar altında yetiştirilir ve enfektiviteyi azaltmak ve böylece aşıdan kaynaklanan enfeksiyonu önlemek için bir araç olarak öldürülür.

<span class="mw-page-title-main">İmmünsüpresif ilaç</span> bağışıklık sistemi aktivitesini engelleyen ilaç

İmmünsupresif ajanlar, immünsupresanlar ve antirejeksiyon ilaçları olarak da bilinen immünsupresif ilaçlar, bağışıklık sisteminin aktivitesini engelleyen veya önleyen ilaçlardır.

Moleküler taklit veya moleküler mimikri, yabancı ve kişinin kendisine ait "öz" peptitler arasındaki sekans (dizi) benzerliklerinin, patojen türevli peptitler tarafından otoreaktif T veya B hücrelerinin çapraz aktivasyonu ile sonuçlanması için yeterli olduğu teorik olasılığı olarak tanımlanır. Doğası gereği hem yabancı hem de öz olabilen birkaç peptit sekansının yaygınlığına rağmen, tek bir antikor veya THR, moleküler taklit teorisinde yapısal homolojinin önemini vurgulayan sadece birkaç önemli amino asit rezidü tarafından aktive edilebilir. B veya T hücrelerinin aktivasyonu üzerine, taklit eden peptite spesifik T veya B hücrelerinin insan proteini kaynaklı "kendi" epitoplarıyla çapraz reaksiyona girebileceğine ve dolayısıyla doku patolojisine (otoimmünite) yol açabileceğine inanılmaktadır. Moleküler taklit, diğer ismi özbağışıklık olan otoimmünitenin harekete geçirilebileceği çeşitli yollardan biri olarak görece yakın zamanda keşfedilmiş bir olgudur. Bununla birlikte, bir moleküler taklit olayı, meydana gelme olasılığı düşük olmasına rağmen bir epifenomenden daha fazlasıdır ve bu olayların birçok insan otoimmün bozukluğunun başlangıcında ciddi etkileri vardır.

İmmünolojide adjuvan, bir aşıya karşı bağışıklık tepkisini artıran veya modüle eden bir maddedir. "Adjuvan" kelimesi Latince adiuvare kelimesinden gelmektedir ve yardım etmek veya yardımcı olmak anlamına gelmektedir. "İmmünolojik bir adjuvan, spesifik aşı antijenleri ile birlikte kullanıldığında antijene özgü bağışıklık tepkilerini hızlandıran, uzatan veya geliştiren herhangi bir madde olarak tanımlanır."

Kanser aşısı, mevcut kanseri tedavi eden ya da kanser gelişimini önleyen bir aşıdır. Mevcut kanseri tedavi eden aşılar, terapötik kanser aşıları veya tümör antijen aşıları olarak bilinir. Aşıların bazıları "otolog" olup, hastadan alınan örneklerden hazırlanır ve o hastaya özgüdür.

<span class="mw-page-title-main">Konjuge aşı</span> aşı türü

Konjuge aşı, zayıf bir antijeni taşıyıcı olarak güçlü bir antijenle birleştiren ve böylece bağışıklık sisteminin zayıf antijene karşı daha güçlü bir yanıt vermesini sağlayan bir alt ünite aşı türüdür.