İman
İman (Arapça: إيمان), etimolojik olarak güvenmek ve samimiyetle inanmak anlamlarına gelir. Kur'an'da sadece bir olan Allah'a ve kendisinin mesajına güvenmek anlamına gelmektedir. Genel anlamda bir dine ya da yaşam tarzına gönülden bağlanmak anlamı taşır.
İslam'da iman
İslam dininde iman, Allah'a ve onun elçisi kabul edilen Muhammed'e kutsal kitap Kur'an'da anlatıldığı gibi güvenerek şüphesiz, aksini düşünmeden inanmak şeklinde anlaşılmaktadır. İslam, iman esaslarını Kur'an'dan alır.
“ | Ey iman edenler! Allah’a, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkâr eden kimse iyice sapıtmıştır.[1] | „ |
İmanın ilk şartı şöyledir: “Ben tanıklık ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve yine tanıklık ederim ki Muhammed onun kulu ve elçisidir.” Tanıklık (şehadet) etmek, bir olayı görmek demektir. Olayı görmeyene tanık (şahit) denilemez. İslam'a göre Allah görülmez ama çevrede yapılan gözlemlerle onu gözle görmüş gibi kavrar, ondan başka ilah olamayacağını anlaşılır. Burada “duyduğumuza göre” veyahut “söylendiğine göre Allah’tan başka ilah yoktur” denmez. “Ben şahitlik ediyorum” denir. Yani olayı “gözümle görmüş gibi kesin olarak biliyorum” denir. Bununla akla kabul ettirmeden iman etmiş olunamayacağını göstermektedir. İman çoğunlukla yalın inanç şeklinde ele alınırken bazı inanç mezhepleri ameli imanın bir parçası olarak ele alır. Bu durumda ibâdetlerin terki kişinin imansız olduğunun göstergesi olarak kabul edilir.
Konuyla alakalı Kuran'da geçen iman şartları şunlardır:
Bu elçi, Rabbinden kendine indirilene inanmıştır. Müminler de öyle. Her biri Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine inanmıştır. 'Onun elçileri arasında bir ayırım yapmayız' derler. Şunu da söylerler: "İşittik ve boyun eğdik! Bağışla bizi ey Rabbimiz! Dönüş sanadır!" (Bakara 2/285)
Musevilikte iman
Her dinde olduğu gibi Musevilikte de İman esasları vardır bunlara İbranice’de emunot adı verilir. Museviliğin amentüsü (Credo) olan bu 13 Emunot şunlardır:
- Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız’ın yarattıkları onun eseridir. O yaratır ve yaratacaktır.
- Tüm imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız tektir, ondan başkası yoktur O bizim tanrımız olmuş ve olacaktır.
- Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız bir beden değildir ve bedene benzerliği yoktur hiçbir şekilde tasvir edilemez.
- Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız ezeli ve ebedidir O’nun dışında başka tanrı yoktur.
- Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız’a sadece ona dua etmeli başkasına etmemeliyiz.
- Bütün imanımızla inanırız peygamberlerin bütün sözleri doğrudur Tanrı tarafından kabul edilmiştir.
- Bütün imanımızla inanırız ki rahmetle andığımız Musa hakikatlerin peygamberi ve peygamberlerin en büyüğüdür.
- Bütün imanımızla inanırız ki ezelden beli elimizde olan Tevrat, Sina dağında rahmetle andığımız Musa’ya verilenin aynısıdır.
- Bütün imanımızla inanırız ki elimizde olan Tevrat değiştirilmemiştir ve asla değiştirilemez.
- Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız insanların bütün hareket ve düşüncelerini bilir. Kutsal Kitapta da yazdığı üzere : "Her birinin yüreğini yaratan, bütün onların işlerini anlayan O’dur"
- Bütün imanımız ile inanırız ki Davud soyundan Mesih gelecektir. Gecikmesine rağmen geleceği günü bekleriz.
- Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız, emirlerini yerine getirenleri ödüllendirir, emirlerini ihlal edenleri tövbe etmezlerse cezalandırır.
- Bütün imanımızla inanırız ki ruhumuz ölümsüzdür ve kutsal yaratıcımızın dilediği zaman ölüler hayata kavuşacaktır.
Hristiyanlıkta iman
Katolik Kilisesi'ne göre
Katolik Kilisesi'ne göre iman esasları aşağıdaki sözlerle dile getirilir:
"İman ederim ki: Tek Tanrı'ya, her şeye gücü yeter Peder'e, gök ile yeryüzünü yaradana ve onun biricik oğlu, efendimiz İsa Mesih'e, Kutsal Ruh'tan beden alarak, bakire Meryem'den doğduğuna, Pontuslu Pilatus zamanında azap çektiğine, haça gerilerek ölüp gömüldüğüne, Araf'a (Limbos) indiğine, üçüncü gün ölülerden dirildiğine, göğe çıktığına, gücü her şeye yeten Peder Tanrı'nın sağında oturduğuna, oradan gelip dirilerle ölüleri yargılayacağına inanırım. Kutsal Ruh'un varlığına, Kutsal Evrensel Kiliseye, azizlerin birliğine, günahların bağışlanmasına, bedenin dirilmesine ve sonsuz hayata. Amin"
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ "Nisâ Suresi - 136 . Ayet Tefsiri". Kur'an Yolu Meali. Diyanet İşleri Başkanlığı. 6 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Kasım 2021.