
Öksürük ilacı öksürük ve öksürükle ilgili durumların tedavisinde kullanılan ilaçlara verilen isimdir. Öksürük ilaçları ikiye ayırılabilir: kuru öksürüklerin tedavisinde kullanılan öksürük dindirici antitussifler ve balgam üreten öksürüklerin tedavisinde kullanılan ekspektoranlar.

Parkinson hastalığı (PH) veya kısaca Parkinson, başlıca merkezî sinir sisteminin etkilendiği, uzun süreli bir nörodejeneratif hastalıktır ve hem motor hem de motor olmayan sistemleri etkiler. Semptomlar genellikle yavaş yavaş ortaya çıkar ve hastalık ilerledikçe motor olmayan semptomlar daha yaygın hale gelir.

Genellikle çocuk felci veya polio olarak da bilinen poliomyelit, poliovirüsün neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Vakaların yaklaşık %75'i asemptomatiktir; ortaya çıkabilecek hafif semptomlar arasında boğaz ağrısı ve ateş yer alır; vakaların bir kısmında baş ağrısı, ense sertliği ve parestezi gibi daha ciddi semptomlar gelişir. Bu semptomlar genellikle bir veya iki hafta içinde geçer. Daha az görülen bir belirti ise kalıcı felç ve aşırı vakalarda olası ölümdür. İyileşmeden yıllar sonra, kişinin ilk enfeksiyon sırasında sahip olduğu kas güçsüzlüğüne benzer şekilde yavaş bir gelişme ile postpolio sendromu ortaya çıkabilir.

Omurilik soğanı veya medulla oblongata, ya da basitçe medulla beyin sapının ayrılmaz bir parçasıdır. Beyin sapının alt segmenti olarak konumlanmış olup, beyinciğin önünde ve biraz altında yer alır. Koni şeklindeki bu nöron kümesi, çeşitli otonom (istemsiz) bedensel işlevler için çok önemlidir. Bunlar kusma, hapşırma ve daha fazlası gibi refleks eylemleri içerir.

Beyin ölümü, tüm beyin fonksiyonlarının geri dönüşsüz kaybıdır. İlk olarak 1968 yılında Harvard'da tanımlanmış ve beyin ölümü kriterleri Harvard Kriterleri olarak yerleşmiştir. Bu nedenle Beyin ölümü tanısı dünyanın her yerinde aynı standartlarda konur.

Varisella olarak da bilinen suçiçeği, herpesvirüs ailesinin bir üyesi olan varisella zoster virüsü (VZV) ile ilk enfeksiyonun neden olduğu oldukça bulaşıcı, aşıyla önlenebilir bir hastalıktır. Hastalık, sonunda kabuk bağlayan küçük, kaşıntılı kabarcıklar oluşturan karakteristik bir deri döküntüsü ile sonuçlanır. Genellikle göğüs, sırt ve yüzde başlar. Daha sonra vücudun geri kalanına yayılır. Döküntü ve ateş, yorgunluk ve baş ağrısı gibi diğer semptomlar genellikle beş ila yedi gün sürer. Komplikasyonlar bazen zatürre, beyin iltihabı ve bakteriyel cilt enfeksiyonlarını içerebilir. Hastalık genellikle yetişkinlerde çocuklardan daha ağır seyreder.

İnsan beyni, insan sinir sisteminin merkezi organıdır ve omurilikle birlikte merkezi sinir sistemini oluşturur.

Temporal lob, memelilerin beynindeki serebral korteksin dört ana lobundan biridir. Temporal lob, memeli beyninin her iki serebral hemisferindeki lateral fissürün altındadır.

Anksiyete bozuklukları, belirgin ve kontrol edilemeyen anksiyete ve korku duyguları ile karakterize edilen bir grup zihinsel bozukluklardır. Bu durumlar, bireylerin sosyal, mesleki ve kişisel işlevselliğini önemli ölçüde bozar. Anksiyete, huzursuzluk, alınganlık, kolay yorulma, konsantrasyon güçlüğü, kalp hızında artış, göğüs ağrısı, karın ağrısı gibi fiziksel ve bilişsel belirtilere yol açabilir ve belirtiler bireyler arasında değişiklik gösterebilir.
Reye sendromu, genellikle influenza (grip) veya suçiçeği gibi bir viral enfeksiyondan sonra özellikle aspirin alınmasıyla ortaya çıkar. Son yıllarda çocuklara ateş düşürücü olarak aspirin verilmemesi, doktorların bu konuda aileleri bilinçlendirmesi sonucu sıklığı giderek azalmıştır. Çoğu kez enfeksiyonun iyileşme döneminde aniden bulantı-kusma ve döküntülerle başlar, ancak aspirin alınmadan da ortaya çıkabilen vakalar vardır. Tam sebebi bilinmese de hücrelerin enerji santrali gibi çalışan mitokondrinin metabolik fonksiyonlarında bir bozulmaya bağlı olarak ortaya çıkar. Birçok organ etkilenmekle birlikte, karaciğer ve beyin en çok etkilenen organlardır. Karaciğerde genellikle yağlanma olur, ancak sarılık gibi karaciğer hastalığı belirtileri olmaz. Beyinde ciddi ödeme bağlı olarak şuur kaybıyla giden ağır bir ensefalopati tablosu görülür. Kalp, böbrek ve pankreasta da daha az seviyede yağlanma görülebilir. Erken tanı hayat kurtarıcıdır, şüphe olduğu anda, erkenden şuur kapanmadan önce yoğun bakım ünitesine alınmalı ve sıklıkla görülen kan şekeri düşüklüğüyle (hipoglisemi) ve beyin ödemiyle mücadele edilmelidir.
Kuru tedavisi olmayan, Papua Yeni Gine'nin kabile bölgelerine endemik bir dejeneratif nörolojik bozukluktur . İnsanlarda bulunan bir priondan kaynaklanan bir tür bulaşıcı süngerimsi ensefalopatidir.

Anterior serebral arter (ACA) ya da ön beyin atardamarı beynin frontal loblarının ve parietal lobunun ön üst orta kısmının ve her iki lobun dış korkelsinin orta hatta yakın bölümlerini besler. ACA Willis poligonunu oluşturan arterlerden biridir ve önde anterior komünikan arter ile her iki ACA bağlantı halindedir. ACA tıkanıklığına bağlı inme bu alanın beslediği alanlardaki fonklsiyonların kaybına bağlı tipik bulgular verir. Tıkanan ACA'nın karşı tarafında bacakta kuvetsizlik ve bilişsel fonksiyonlarda değişiklikler görünür.
Psikolojide konfabulasyon, kişinin kendisi ya da dünya hakkında uydurma, çarpık veya yanlış yorumlanmış anılar üretmesi olarak tanımlanan bir bellek hatasıdır. Konfabulasyon sergileyen insanlar, “ince değişikliklerden tuhaf uydurmalara” kadar, geniş bir ölçekte çeşitlenen yanlış anılar sunarlar ve çelişkili olduklarına ilişkin kanıtlara rağmen genellikle hatırladıkları anılardan çok emindirler.
Zanamivir, grip hastalığına neden olan influenza A ve B virüslerinin tedavi edilmesinde ve önlenmesinde kullanılan bir ilaçtır. Bir nöraminidaz inhibitörüdür ve Avustralyalı biyoteknoloji firması Biota Holdings tarafından geliştirilmiştir. 1990'da Glaxo'ya lisans verildi ve 1999'da ABD'de sadece grip tedavisinde kullanılmak üzere onaylandı. 2006 yılında, influenza A ve B'nin önlenmesi için onaylandı. Zanamivir, ticari olarak geliştirilen ilk nöraminidaz inhibitörüdür. Halen GlaxoSmithKline tarafından Relenza ticari adı altında oral inhalasyon için toz formunda pazarlanmaktadır.
Hoffmann refleksi, kortikospinal sistemden kaynaklanan sorunların varlığını veya yokluğunu doğrulamaya yardımcı olabilecek bir refleks testi ile ortaya çıkan nörolojik muayene bulgusudur. Adını nörolog Johann Hoffmann'dan almıştır. Klinik ortamda genellikle patolojik bir refleks olarak kabul edilen Hoffmann refleksi, egzersiz eğitimine yanıt olarak spinal refleks işlemenin (adaptasyon) bir ölçüsü olarak da kullanılmıştır.

Kafa travması, kafatası veya beyinde travma sonrası gerçekleşen herhangi bir yaralanmadır. Travmatik beyin hasarı ve kafa travması terimleri tıp literatüründe sıklıkla birbirinin yerine kullanılmaktadır. Kafa yaralanmaları çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Kafa yaralanmaları kaza, düşme, fiziksel saldırı veya trafik kazaları gibi birçok nedenle olabilir.
Ayrılma kaygısı bozukluğu (AKB), bireyin evinden ve/veya güçlü bir duygusal bağa sahip olduğu kişilerden ayrılma konusunda aşırı düzeyde kaygı yaşadığı bir anksiyete bozukluğudur. Ayrılma kaygısı gelişimsel sürecin doğal bir parçasıdır. Daha büyük çocuklarda, yaşlılarda ve yetişkinlerde patolojik olarak kendini gösterebilse bile en çok bebeklerde ve küçük çocuklarda yaygındır. Aşırı düzeyde kaygı ile belli olan AKB'den farklı olarak, normal ayrılma kaygısı bir çocuğun bilişsel olgunlaşmasında sağlıklı ilerlemeleri gösterir ve gelişen bir davranış sorunu olarak görülmemelidir.

Miyalji, kas ağrısı için kullanılan bir tıbbi terimdir. Miyalji birçok hastalığın belirtisidir. Akut miyaljinin en yaygın nedeni, bir kasın veya kas grubunun aşırı kullanımıdır; bir başka olası neden viral enfeksiyondur, özellikle de travma olmadığında.
Galant refleksi, nörolog Johann Susmann Galant'ın adını taşıyan ilkel reflekstir. Yenidoğanı ventral askıda tutarak ve omurganın bir tarafının uyarılması sonucunda ortaya çıkar. Normal reaksiyon, yenidoğanın uyarılan tarafa doğru yanal olarak bükülmesidir(lateral fleksiyon).

E vitamini eksikliği, insanlarda E vitamini açısından düşük bir diyetten ziyade diyetteki yağ emilimi veya metabolizmasındaki anormalliklerin bir sonucu olarak ortaya çıkan çok nadir bir durumdur. Toplu olarak E vitamini ve diğerlerine yönelik EAR'lar, RDA'lar, AI'ler ve UL'ler temel besinlere Diyet Referans Alımları (DRI'ler) adı verilir. E vitamini eksikliği, sinir zarı yapısı ve işlevindeki değişikliklere bağlı olarak sinirler boyunca elektriksel uyarıların zayıf iletimi nedeniyle sinir sorunlarına neden olabilmektedir.