İçeriğe atla

İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış... ve İlkbahar

İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış... ve İlkbahar
봄 여름 가을 겨울 그리고 봄
YönetmenKim Ki-duk
YapımcıKarl Baumgartner
Lee Seung-jae
YazarKim Ki-duk
OyuncularOh Yeong-su
Kim Young-min
Seo Jae-kyung
Kim Jong-ho
Ha Yeo-jin
MüzikBark Jee-woong
Görüntü yönetmeniBaek Dong-hyeon
KurguKim Ki-duk
DağıtıcıCineclick Asia
Çıkış tarih(ler)i19 Eylül 2003 (2003-09-19)
Süre103 dakika
ÜlkeGüney Kore
Almanya
DilKorece
Hasılat$9,524,745

İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış... ve İlkbahar (Spring, Summer, Fall, Winter... and Spring), 2003 yapımı bir Kim Ki-duk filmidir. Film göl ortasında kurulmuş yüzen bir Budist manastırda geçer. Yaşlı bir Budist keşişin, küçük çırağına hayatın anlamını öğretmesini anlatır. Filmde çırak keşişin hayatının her evresi mevsimler üzerinden anlatılır.

Konusu

Film mevsimlerin isimlerinden oluşan 5 bölümden oluşur. Filmde mevsimler arasında 10-20 yıllık süreler geçirilerek çırak budist keşişin hayatı anlatılır. Filmde küçük keşişe verilen Budizm öğretisi üzerinden hayat dersleri verilirken, her bölümde çeşitli Budizm imge ve simgeleri kullanılır. Filmde çok az diyalog vardır.

İlkbahar

Filmin ilk sahnesi ilkbahar mevsimiyle beraber Kore dağları arasında yer alan bir gölde yüzen Budist manastırda başlar. Manastır odaları duvarsız kapılardan oluşmuştur. İçeride Buda heykelleri, tütsü ve duvarda Budizm ile ilgili resimler vardır. Çırak keşiş ve ustası günlerini dua ederek ve meditasyon yaparak bu manastırda geçirir. Küçük çırak köpek yavrusu ile oynar. İkisi beraber bir sandal ile göl kıyısına geçer yürüyüş yapar ve bitki toplarlar. Bir gün çırak keşiş bir balığı yakalar ve iple taşa bağlar. Balığın taştan dolayı yüzememesi çocuğu güldürür. Ardından benzer şekilde bir kurbağayı ve son olarak bir yılanı iple taşa bağlar ve eğlenir. Usta keşiş, çırak keşişi hayvanlara bu eziyeti yaparken gizliden izlemektedir. Gece çırak keşiş uyuduğu bir sırada ustası onun da sırtına iple bir taş bağlar. Sabah taşın ağırlığı ile uyanan çırak keşiş yürümekte zorlanır ve ustasından taşı çıkarmasını ister. Ustası "Hayvanlara yaptığın eziyeti sen de yaşayacaksın ve hayvanlardan birinin ölmesi halinde "bir ömür boyu yüreğinde taş taşıyacaksın" der. Çırak keşiş sırtında taşla hayvanları bulmak için ormana gider. İlk işkence yaptığı balık ölmüştür ve bu ölümden dolayı ağlar. İkinci olarak kurbağayı bulur ve hayvanın yaşadığını görünce sevinir ve taşı çözerek kurbağayı serbest bırakır. Son olarak yılanın bulunduğu yere gider ancak yılan da ölmüştür. Çırak keşiş büyük bir üzüntü ile ağlamaya başlar.

Yaz

Çırak keşiş artık genç bir erkektir ve bir yaz günü orman yolunda bir kadın ve kızı ile karşılaşır. (Anne ve kızın giydiği kıyafetler filmin modern zamanda geçtiğini gösterir). Çırak keşişi anne ve kızı sandala bindirerek manastıra ustasının yanına götürür. Anne, usta keşişten kızını iyileştirmesini ister. Usta keşiş teklifi kabul eder ve anne manastırdan ayrılır. Genç kadın hiç konuşmaz, günlerini manastırda dinlenerek ve ibadet ederek geçirir. Bu arada genç çırak keşiş kadından etkilenmeye başlar, bir gün genç kadın manastırda yatarken genç keşiş kadının üstünü örter ve ilk defa kadına dokunmak ister. Genç kadın aniden uyanır ve genç keşişe tokat atar. Genç adamın kadına olan ilgisi günler geçtikçe daha da artar. Genç keşiş ve kadın beraber ormana giderler ve birlikte olurlar. Sonraki günler manastırda da birlikte olurlar. Bir gece sandalda birlikte olurlar fakat ertesi sabah usta keşiş onları sandalda çıplak uyurken görür. Usta sandalın tapasını çıkararak içeriye su dolmasını sağlar ve gençleri komik bir şekilde cezalandırır. Kendisi affetmesini isteyen çırağına " Sahiplenme duygusu insanı katil eder" diye nasihat eder. Usta keşiş, genç kadına artık iyileştiğini söyler ve kadını evine yollar. Genç keşiş bu duruma dayanamaz ve bir Buda heykeli ile manastırda bulunan horozu yanına alarak manastırı terk eder.

Sonbahar

Yıllar sona bir sonbahar günü yaşlı keşiş yemeğini sardığı gazeteden otuz yaşındaki bir erkeğin karısını öldürdüğü haberini okur. Yaşlı keşiş habere konu olan kendi öğrencisinin tekrar manastıra geri döneceğini düşünerek hazırlıklar yapar. Elinde karısını öldürdüğü kanlı bıçakla manastıra dönen genç keşişin öfke ve nefreti sürmektedir. Yaşlı keşiş karısının başka bir erkeğe kaçtığı için öldüren çırağına "Çok mu acı çekiyorsun? Bilmiyor musun? Sen ne beğenirsen, herkes onu beğenir" der. Acı ve öfkesine dayanamayan genç keşiş bir gün manastır odasında Budist geleneklerine göre ağzı, gözü ve kulaklarını kâğıtla kapatarak intihar girişiminde bulunur. Yaşlı keşiş durumu fark ederek öğrencisini kurtarır ve içindeki öfkesini dindirmek için ona bir ödev verir (Kalp Sutra). Yaşlı keşiş elindeki beyaz kedinin kuyruğu bir fırça gibi boyaya batırarak manastırın iskelesine Korece isimler yazar ve genç adamdan bunları bıçağı ile kazımasını ister. Bu arada iki dedektif göle gelir ve katil zanlısı genç adamı götürmek ister. Yaşlı keşiş dedektiflere beklemelerini ve genç adamın görevini tamamlamasını gerektiğini söyler. Genç adam durmaksızın iskeleye yazılan isimleri bıçağı ile kazır. Sabaha karşı yorgunluktan uyuduğunda, dedektiflerden biri ceketi ile genç adamın üstünü örter. Yaşlı keşiş ve iki dedektif ellerinde turuncu, yeşil, mavi ve pembe boyalar ile genç adamın kazıdığı isimleri boyar. Dedektifler genç adamı götürdükten sonra yaşlı keşiş sandala tahtalar dizer. Budist geleneklerine göre göz, kulak ve ağzını kâğıtla kapatarak kendini sandalın içinde yakar.

Kış

Çırak keşiş artık orta yaştadır ve soğuk bir kış günü manastıra döner. Bütün sular ve göl buz tutmuştur. Donmuş göl üzerinde yürüyerek manastıra gider ve ustasının olmadığını fark eder. Gölün buz tabakası altındaki ustasının sandalını fark eder. Kazma ile buzları kırar ve ustasının sadece dişlerine ulaşır. Ustasının dişlerini kırmızı bir mendile sararak buzdan oyduğu bir Buda heykelinin ağzına yerleştirir. Manastırda Buda öğretileri ile yazılmış bir meditasyon kitabı bulur her gün egzersiz ve meditasyon yapar. Bir gün yüzünü bezle saklayan bir kadın kucağında küçük bir çocukla manastıra gelir. Kadın yüzünü sürekli gizler ve akşam çocuğu ile beraber manastırda kalır. Kadın çocuğunu manastırda bırakarak ayrılırken karanlıkta donmuş göl üzerindeki bir deliğe düşer ve boğulur. Orta yaşlı çırak keşiş ertesi sabah kadının cesedini donmuş gölün altında fark eder ve cesedi gömer. Sırtına bağladığı bir halat ile büyük bir sal taşı sürükler. Elinde bir Buda heykeli ve sırtındaki taşla ile dağa tırmanır. Çocukluğunda balık, kurbağa ve yılana işkence yaptığı yerlerden geçer. Dağın zirvesinden artık küçücük gözüken göle ve manastıra bakar. Buda heykelini zirvede bırakır.

...ve İlkbahar

Yeniden ilkbahar gelmiştir orta yaşlı keşiş artık usta bir Budist keşiş olmuştur. Kadının bıraktığı çocuk ise manastırda büyüyen ve Budizm öğrenen bir çıraktır. Küçük çocuk bir gün sandal ile karşı kıyıya geçer. Sırasıyla balık, kurbağa ve yılana işkence yapar. Her hayvanın ağzına taş koyarak bu hayvanların ölümüne neden olur. Hayvanlara bu işkenceyi yaparken zevkle güler. Manastırda oynarken bir kaplumbağaya da eziyet eder.

Muzik

Filmin sonunda geleneksel bir şarkı duyulur. Film müziği Kim Young-im tarafından söylenen "Jeongseon Arirang" dir.

Bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Budizm</span> Bir din ve hayat felsefesi

Budizm, bugün dünya üzerinde yaklaşık 500 milyonu aşkın inananı bulunan bir dindir. İlk önce Hindistan’da ortaya çıkmış, daha sonra zaman içinde Güneydoğu ve Doğu Asya’da yayılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Tibet Budizmi</span> Budizmin Vajrayana kolundan Budist inanış

Tibet Budizmi. Tibet, Moğolistan ve Bhutan başlıca olmak üzere Nepal, Hindistan, Çin, Rusya ve bazı Orta Asya Türklerinde takip edilen Budizm koludur. Kimi yerlerde Lamacılık olarak da adlandırılmaktadır. Tibetçe Lama den doğan bu kelime, aynı zamanda bir unvan olarak da kullanılmaktadır. Budizmin Vajrayana koluna aittir.

<span class="mw-page-title-main">Zen</span> aydınlanmacı bir yaşam felsefesi

Zen, kökeni Hindistan'daki Dhyana (ध्यान) okuluna kadar uzanan bir Mahāyāna Budist okulunun Japoncadaki ismidir. Hindistan'dan Çin'e geçen okul, burada Ch'an (禪) olarak ismini duyurmuştur. Tang Hanedanlığı döneminde Çin'de belli başlı Budist okullar arasına giren Ch'an, Çin'den Kore, Vietnam ve Japonya'ya yayılmıştır. 20. yüzyılda Batı'da tanınmaya başlanan bu okul, İngilizce ve diğer Batı dillerine Zen ya da Zen Budizm ismiyle girmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Gotama Buda</span> Budizmin kurucusu olan dinî öğretmen

Sidarta Gotama, yaygın olarak Buda olarak bilinir, MÖ 6 veya 5. yüzyılda Hindistan'da yaşadığı tahmin edilen ve Budizm'in kurucusu olduğu düşünülen din adamı. "Buda" bir lakap olup kendisine ölümünden yüzyıllar sonra atfedilmiştir. Sanskritçede "uyanmış kişi" anlamına gelen Buda, peşine düştüğü yaşam ve ölümün ardındaki gerçeğin arayışı sonucu Sidarta Gotama'da oluşan ruhani aydınlanmayı anlatmak için kullanılan bir ünvandır.

<span class="mw-page-title-main">Nagarjuna</span>

Nagarjuna, M.S. 2. yüzyılda yaşamış ve değilleme mantığıyla ün kazanmış olan ünlü Budist düşünür. Dünyayı anlama, yorumlama ve varlığın gizini çözme girişimlerinin zorunlu olarak sınırlarla karşılaşacağını ve eşyanın boş olduğunu öne süren Nagarjuna, yalnızca bilge kişinin, varlıkla ilgili olarak var mı yok mu sorusuna takılmadan, "ne var, ne yok" diyeceğini, her şeye tepeden bakacağını ve tartışmadan susacağını savunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Giresun Adası</span> Giresunda bir ada

Giresun Adası, Kefken Adası ile birlikte Karadeniz'de bulunan Türkiye'ye bağlı iki adadan biridir. Giresun Adası kıyıdan 1.6 km açıkta olup, 40.000 metrekare alana sahiptir. Adada özellikle Akdeniz defnesi ve Yalancı Akasya başta olmak üzere 71 tür doğal otsu ve odunsu bitki türü bulunmaktadır. Sonradan 10 adet ağaç türü daha ilave edilmiştir. Karadeniz'de karabatak ve martıların doğal olarak ürediği ada aynı zamanda göçmen kuşların uğrak ve dinlenme yeridir. Hakkında birçok efsaneler anlatılan, Amazonların ve birçok kavmin yaşadığı adada mitolojik çağlara ait birçok kalıntı bulunmaktadır. İkinci derece sit alanıdır. Yaz mevsiminde yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan ada günübirlik ziyaret edilerek piknik yapılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Daidalos</span>

Daidalus ya da Daidalos, ustaca işlenmiş ya da işleyen anlamına gelen bu isim, Yunan mitolojisi'nde eli her sanata yatkın olan bu kişiye verilmiştir. Yunan mitolojisindeki, Kekrops, yani Attika'nın kral soyundan gelme olduğu varsayılan Atina'lı bir zanaatkâr sanatçıdır. İkarus ve İapyx adlı iki oğlu vardır. İlk kez Homer tarafından Ariadne'nin dans yerinin mimarı olarak anlatılır.

Budist felsefede anatta (Pāli) ya da anātman (Sanskritçe) "bensizlik" veya "ayrı bir benliğin yokluğu" olarak tanımlanan kavramdır. Geçicilik (anicca) ve ızdırap (dukkha) ile birlikte olgular dünyasının üç özelliğinden biridir. Kimi araştırmacılara göre, "bensizlik, insanlarda ve nesnelerde kısıtlayıcı ben kimliğinin yokluğu" anlamına gelmektedir. Buda'nın açıkça reddettiği yeniden doğumdan sonra varlığını sürdüren bir ruh ya da Ben'in varlığı anlamına gelen atta (Pāli) ya da ātman (Sanskrit) kavramının tam karşıtıdır.

Theravada ; kelime anlamı olarak, "Yaşlıların öğretisi" ya da "Eski öğreti") günümüze ulaşan en eski Budist okuldur. Kökeni, Buda’nın ilk mensubu olan keşişler (rahipler) topluluğuna dayanmaktadır. Mahayana (büyük taşıt) geleneğinden gelen Budistler tarafından küçük taşıt olarak da adlandırılır. Göreceli olarak daha tutucu ve genel olarak erken dönem Budizmine en yakınıdır. Yüzyıllardan beri Sri Lanka ve güneydoğu Asya'nın en yaygın dinidir. Aynı zamanda güneybatı Çin, Vietnam, Bangladeş, Malezya, Filipinler ve Endonezya'da kimi etnik gruplar tarafından izlenmektedir; Singapur ve Avustralya'da da gittikçe popülerlik kazanmaktadır. Günümüzde dünya çapında Theravada Budistlerin sayısı 100 milyonun üzerindedir. Ayrıca son yıllarda Theravada, Batı'da ve Hindistan'da da kök salmaya başlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Şingon Budizmi</span> Japonyada budizm ekolü

Şingon Budizmi Japonya'da önemli Budist okullardan biridir; "Japon ezoterik Budizmi" olarak da adlandırılır. Günümüzde Tibet Budizmi ile birlikte Vajrayana Budizminin önemli kollarından birini oluşturur. Şingon kelimesi oluşturan kanjiler, Çincede "zhen yan" şeklinde okunur ve mantra anlamında kullanılmaktadır.

Budizm’de etyemezlik üzerine görüşler farklı okullar arasında farklı yaklaşımlar mevcuttur. Mahayana okullarının çoğu etyemezliği savunurken, Theravada geleneğinde Buda’nın, hayvanların rahiplerin yemesi amacıyla öldürülmediği sürece, rahiplerinin bazı hayvanların etlerini yemelerine izin verdiği kabul edilmiştir. Yine Therevada’ya göre, Buda rahiplerin etyemezliği benimsemelerine izin vermiş, yalnızca insan, fil, at, köpek, yılan, aslan, kaplan, leopar, ayı ve sırtlan eti yemelerini yasaklamıştır.

Budizm okulları, Budizm'in tarih sahnesine çıktığı M.Ö. 5. yüzyıldan itibaren farklı coğrafyalarda yayılma olanağı bulmuş, girdiği yörenin kültürüne uyum sağlamıştır. Bununla birlikte aynı kültürden gelen Budist gelenekler içindeki yorum ve metotlardaki farklılıkların zamanla derinleşmesi biribirinden bağımsız, çeşitli okulların ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Budizm tarihi. Buda’nın ölümünden 3 ay sonra, öğrencileri Rajagarha’da bir araya gelerek Birinci Budist Konsey'ini düzenlemişlerdir. Buradaki amaç; Buda’nın öğretilerini (Dhamma) ve belirlediği keşiş kurallarını karşılıklı konuşup bir karara bağlamaktır. Sonraki görüşmeler ise yazılı bir kaynağa aktarılmamıştır. İkinci Konsey, Vesali’de yaklaşık 100 yıl sonra yapılmıştır. Günümüzde hala; Ruhani grubun koyduğu kurallar tartışılmaktadır. Bunun nedeni ise, Buda öğretilerinin farklı yorumlanarak değişikliğe uğratılmasıdır. İkinci Konsey esnasında ve devamında gelen toplantılarda Buda’nın asıl öğretilerinden farklı öğretiler benimsemiş 18 okul ortaya çıkmıştır. Bunun yanı sıra, Mahasanghika olarak bilinen ve Mahayana mezhebinin benimsediği Buda öğretilerine uyarlanmış farklı bir anlayış da görülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Padmasambhava</span>

Padmasambhava Tibet kralı Thrisong Detsen zamanındaki Tibet Budizmi'nin kurucusu olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Şinbutsu-şuugō</span>

Şinbutsu-şūgō, Japonya'nın yerel Şinto'suyla ile Budizmin karıştırılıp tek bir inanç sistemi şeklinde yeniden inşasıdır. Bu olguya Şinbutsu-konkō da denir.

<i>Çırak</i> (film, 2014) 2014 filmi Tayfun Belet tarafindan

Çırak, 2014 yapımı bir Tayfun Belet filmi.

<span class="mw-page-title-main">Çin'de Budizm</span>

Çin'de Budizm, MÖ 1. yüzyılda gelmiştir. Budizm, Çin kültürünü sanat, siyaset, edebiyat, felsefe, tıp ve malzeme kültürü gibi çok çeşitli alanlarda şekillendirmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Karkaralı Millî Parkı</span>

Karkaralı Ulusal Parkı, Kazakistan'ın Karagandı Eyaleti'nde yer alan bir koruma alanı ve millî parktır. Park Karkaralı ilçesinde yer almaktadır ve 90.323 hektarlık bir alana yayılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Tibet mitolojisi</span>

Tibet mitolojisi, Tibet halkı tarafından aktarılan geleneksel ve dini hikâyelere atıfta bulunur. Tibet mitolojisi, esas olarak Tibet kültüründen kaynaklanan ulusal mitolojinin yanı sıra hem Tibet Budizmi hem de Bön Dininden gelen dini mitolojiden oluşur. Bu efsaneler genellikle sözlü olarak, ritüellerle veya heykeller veya mağara resimleri gibi geleneksel sanatlarla aktarılır. Ayrıca, tanrılardan ruhlara ve canavarlara kadar çeşitli farklı yaratıklar da Tibet mitolojisinde önemli bir rol oynamaktadır ve bu mitlerin bazıları ana akım Batı medyasına girmiştir, en dikkat çekici olanı ise İngilizce Abominable Snowman olarak bilinen Yeti'dir.