
Yunanistan, resmî adıyla Helen Cumhuriyeti, Güneydoğu Avrupa'da bulunan bir ülkedir. Nüfusu 2022 itibarıyla yaklaşık 10,3 milyon olan ülkenin en büyük şehri ve başkenti Atina'dır. Kuzeybatısında Arnavutluk, kuzeyinde Kuzey Makedonya ve Bulgaristan, kuzeydoğusunda Türkiye, doğusunda Ege Denizi, batısında İyon Denizi, güneyinde Girit Denizi ve Akdeniz ile sınırlanan Yunanistan, Avrupa, Asya ve Afrika'nın kavşağında stratejik bir konumda yer almaktadır.

Mekke ya da Mekke-i Mükerreme, bugünkü Suudi Arabistan'nın tarihi Hicaz'ında Mekke Bölgesi'nin yönetim merkezi olan şehir.

Tlos bugün Muğla'nın Seydikemer ilçesi yakınlarında yer alan kadim bir Likya kentiydi. Likya'nın en önemli yerleşimlerinden biri olan Tlos Antik Kenti, Fethiye İlçesi’nin yaklaşık 42 km doğusundaki Yaka Köyü sınırları içerisinde kalmaktadır. Bölgenin en yüksek dağları olan Akdağlar'ın (Kragos) sarp batı yamaçlarında başlayan antik yerleşim, Eşen Nehri'nin getirdiği alüvyonlarla oluşmuş vadi düzlüğüne kadar ulaşır. Ayrıca güneydeki Saklıkent Kanyonu ile kuzey yönde bulunan Kemer Beldesi antik kentin egemenlik sınırlarını çizer.
Bakır Taş Çağı, MÖ 5000-3000 yılları arasını kapsayan tarih öncesi dönemdir. Bakır Çağı'nın bir diğer adı Maden Taş Çağı'dır. Taş aletler yanında bakırın da kullanılmaya başlamasından dolayı Kalkolitik Çağ olarak adlandırılan bu dönem, Geç Neolitik Çağ'ın devamıdır. Bu çağda da, Neolitik Çağ'da olduğu gibi, bölgesel farklılıklar bulunmaktadır.

Aydıncık, Mersin ilinin bir ilçesidir.

İda Dağı ya da daha modern adıyla Psiloritis, Girit'nin en yüksek noktasına sahip bir sıradağdır. Girit'in merkezinde Başkent Kandiye'nin güneybatısında yer almaktadır.

Bugünkü Yunanistan topraklarına Yunanlar ayak basmadan önce, Girit, kültürel gelişimin öncülerindendi. Burada Neolitik'ten son Tunç Çağına kadar sürekli bir gelişim izlenilebilir. Minos kültürü; Girit'teki Bronz Çağ kültüründeki kral Minos'a bağlanarak adlandırılmaktadır. Bununla birlikte bir tür akraba olarak tanımlayabileceğimiz Yunan topraklarındaki kültür için "Hellas" terimi kullanılmıştır. Ayrıca "Kiklad" terimi de Kiklad'larda bulunan 3000 yıllık mermer heykelcikleri ve çömlekleri için kullanılmıştır. Bu adlandırmalar dönemi inceleyen arkeologlar tarafından verilmiştir. Kiklad yapıtları, Minos ve Hellas kültürü ile ilişkili değildir. Tam tersine bu yapılar yerel olarak sınırlanmış ve bugüne dek az tanınmış bir kültür çevresine bağlıdır. Erken Minos kültürünün en önemli kalıntıları Girit'in doğu bölümünde, özellikle Gurnia, Vasiliki, Palaikastro gibi küçük kentlerle komşu adalardan Pseira ve Mochios'da bulunmuştur. Akdeniz çevresiyle de karşılıklı ilişkiler kurduğu açıkça bellidir.

Müslüman Rumlar veya Müslüman Yunanlar, Osmanlı döneminde İslam’ı kabul eden Rum kökenli bir halktır. Özellikle yeniçerilerin soyundan gelenler ve Yunan Makedonyası, Girit, Kuzeydoğu Anadolu ve Pontus Alpleri bölgesinde bulunan halk İslam’ı kabul etmiştir. Günümüzde çoğunlukla Türkiye’nin batı kısmında ve kuzeydoğu kısmında bulunurlar. Ayrıca Yunanistan, Kıbrıs, Gürcistan, Lübnan ve Suriye'de de Müslüman Rum bulunur.

Minos patlaması aynı zamanda Thera Santorini patlaması olarak da bilinmektedir. Tarihte bilinen en geniş patlamalardan biridir. Patlama Thera Adası ve Minion yerleşiminde meydana gelmiştir. Girit kıyısındaki ada ve tarım alanlarını da kapsamaktadır. Patlama konusunda kesin bilgiler yoktur ama Yunan mitolojisinde geçtiği söylenmektedir. Mısır'daki gürültünün de bundan kaynaklandığı düşünülmektedir. Patlamanın eski kayıtları net olmamasına rağmen Mısır'daki Tempest Stele'sinde tarif edilen büyük fırtınanın bu olabileceği düşünülüyor. Çin Bambu yıllıklarında da volkanik kış ve belirtilen soğuk dalga ile bulgular çakışmaktadır. Platon'un Atlantis'inin de temel konularının da bu patlamadan oluştuğu iddia edilir.

Frankokrasi , Latinokrasi olarak da bilinir ve Venedik'teki etki alanı için Venetokrasi denir, Yunanistan tarihindeki Dördüncü Haçlı Seferi'nden (1204) sonraki dönemdir. Bir dizi Fransız ve İtalyan Haçlı devletleri dağılmış Bizans İmparatorluğu topraklarında kuruldu.
Aşağıdaki tarih öncesi insan kronolojisi, 300.000 yıl önce Afrika'da Homo sapiens'in ilk görünüşünden başlayıp, 5.000 yıl önce Yazının icadı ve tarihyazımının başlangıcına kadar süren, bir başka anlatımla Orta Paleolitik 'den dünya tarihi nin başlangıcına kadar olan zamanı kapsar.

Denisova Mağarası, Rusya, Sibirya'daki Altay Dağları'nda bulunan bir mağaradır. Mağara büyük paleoarkeolojik ve paleontolojik öneme sahiptir. Denisova insanının kemik parçaları ve yaklaşık GÖ 40.000'e tarihlenen kalıntılar mağarada bulunmuştur. Mağarada 32.000 yıllık bir tarih öncesi at türü de keşfedilmiştir.
Arnavut milliyetçiliği, ilk kez 19. yüzyılda Arnavut millî uyanışı sırasında etnik Arnavutların ürettiği milliyetçi fikir ve kavramların genel bir adıdır. Arnavut milliyetçiliği, coğrafi olarak genişletilmiş bir Arnavut devletinin veya büyük Arnavut nüfusunu barındıran bitişik Balkan topraklarını kapsayan Büyük Arnavutluk'un oluşturulması fikirlerini de içeren Arnavutçuluk ve Pan-Arnavutçuluk gibi benzer kavramlarla da ilişkilidir.
Balangoda İnsanı ya da Balangoda Adamı, Sri Lanka'nın Geç Kuvaterner dönemine ait homininleri ifade eder. Terim başlangıçta adanın Mezolitik 'Balangoda Kültüründen' sorumlu olan Balangoda yakınlarındaki alanlardaki anatomik olarak modern Homo sapiens'e atıfta bulunmak için ortaya atıldı. Balangoda İnsanı'nın mağaralardaki ve diğer yerlerdeki arkeolojik serilerden elde edilen en eski kanıtı, 38.000 GÖ'ye ve bulunan iskelet kalıntılarında 30.000 GÖ'ye kadar uzanmaktadır; bu, aynı zamanda Güney Asya'daki anatomik olarak modern insanların güvenilir bir şekilde ortaya çıkarılmış en erken tarihli kaydıdır. İskelet parçalarının yanında keşfedilen kültürel kalıntılar arasında 28.500 GÖ'ye tarihlenen geometrik mikrolitler yer almaktadır ve bunlar Afrika'daki bazı alanlarla birlikte bu tür taş aletlerin en eski kaydını temsil etmektedir.

Arkeolojide kaya sanatı, doğal yüzeylere, tipik olarak dikey taş yüzeylere yerleştirilen insan yapımı işaretlerdir. Hayatta kalan tarihi ve tarih öncesi kaya sanatının büyük bir kısmı mağaralarda veya kısmen kapalı kaya sığınaklarında bulunur; bu tip aynı zamanda mağara sanatı veya paryetal sanatı olarak da adlandırılabilir. Küresel bir fenomen olan kaya sanatı, dünyanın kültürel açıdan farklı birçok bölgesinde bulunur. İnsanlık tarihi boyunca birçok bağlamda üretilmiştir. Teknik açıdan ana gruplar şunlardır: kaya yüzeyine oyulmuş veya kazınmış petroglifler, mağara resimleri ve oyulmuş kaya kabartmaları. Başka bir teknik, zeminde oluşan jeogliflerdir. Bilinen en eski kaya sanatı, Avrupa, Avustralya, Asya ve Afrika'da bulunan Üst Paleolitik dönemden kalmadır. Bu sanat eserlerini inceleyen antropologlar, bunların muhtemelen büyülü-dini önemi olduğuna inanmaktadır.
Apidima Mağarası, Güney Yunanistan'da, Mani Yarımadası'nın batı kıyısında yer alan ve dört küçük mağaradan oluşan bir komplekstir. Mağaranın sistematik olarak incelenmesi sonucunda Paleolitik çağa ait Neandertal ve Homo sapiens fosilleri ortaya çıkarıldı.

Alepotrypa mağarası, Mora yarımadasının Manya bölgesinde bulunan bir arkeolojik sit alanıdır. Sit alanı, ilk çiftçilerin yaşadığı bir yer olmasının yanı sıra, mezar alanı ve ibadet alanı olarak da kullanılmıştır. Arkeolojik kanıtlar, mağara alanının Avrupa'da günümüze kadar bulunan en büyük Neolitik mezar alanlarından biri olduğunu ortaya koydu. Bölgede MÖ 4. binyıla tarihlenen bir mezardan iki yetişkin insan iskeleti ve en az 170 ayrı kişiye ait kalıntılar bulundu. Arkeologlar, MÖ 2. binyıla tarihlenen ve Alepotrypa'da yeniden gömüldüğü anlaşılan bir Miken mezarını ortaya çıkardılar. Yeniden defin işleminin nedeni ortaya çıkarılamadı. Doğrudan bir kanıt bulunmamakla birlikte, mezar alanının Alepotrypa'yı klasik mitolojide Hades'in Tainaron'a giriş yaptığı kapıya bağladığına inanılmaktadır.

Franchthi Mağarası veya Frankhthi Mağarası, Yunanistan'ın güneydoğusundaki Argolis'teki Kiladha köyünün karşısında, Argolic Körfezi'ndeki Kiladha Koyu'na bakan bir arkeolojik sit alanıdır.

Petralona mağarası, ayrıca Kızıl Taşlar Mağarası olarak da bilinir, Yunanistan'ın Halkidiki yarımadasındaki Selanik şehrinin yaklaşık 35 kilometre (22 mi) güney doğusunda, Petralona köyünün yaklaşık 1 kilometre (0,62 mi) doğusunda, Katsika Dağı'nın batı eteğinde deniz seviyesinden 300 m (984 ft) yükseklikte yer alan bir karstik oluşumdur. 1960 yılında fosilleşmiş bir arkaik insan kafatası bulunduğunda bölge halkın dikkatini çekti. Mağara, erozyon nedeniyle kayada yarıklar oluşmasından sadece bir yıl önce (1959) tesadüfen keşfedilmişti. Etkileyici sarkıt ve dikit oluşumlarıyla dikkat çeken ve yoğun miktarda fosil barındıran mağara kısa sürede jeologları ve paleontologları kendisine çekti. Onlarca yıl süren kazılardan sonra mağara halka açıldı ve bilimsel çalışmalara ait belgeler bitişikteki bir arkeoloji müzesinde sunulmaya başlandı.

Theopetra Mağarası, Yunanistan'ın Teselya ilinde, Kalabaka'nın 3 kilometre (2 mi) güneyinde, bir kireçtaşı kaya oluşumunun kuzey-doğu tarafında yer alan bir mağaradır. Orta ve Üst Paleolitik, Mezolitik, Neolitik ve ötesindeki tüm dönemlere atfedilen insan kalıntıları ve Pleistosen ile Holosen arasında köprü oluşturması nedeniyle giderek daha önemli hale gelmiştir.