İçeriğe atla

İlgisiz Alternatiflerin Bağımsızlığı

İlgisiz Alternatiflerin Bağımsızlığı (İAB), karar kuramındaki ve çeşitli toplum bilimlerindeki bir belit için kullanılan bir terimdir. Her ne kadar İAB'nin kesin tanımları değişse de kişisel davranışların ve kişisel tercih dökümlerinin incelenemesinde akılcı bir temel teşkil edilmesindeki kullanımı benzerlik gösterir.

Genel bir tanıma göre, belit şunu söylemektedir:

Eğer {A,B} şeklindeki bir seçenek kümesinde A, B'ye tercih ediliyorsa bu durumda üçüncü bir alternatif olarak X'in getirilerek seçenek kümesinin {A,B,X} şeklinde genişletilmesi, B'nin A'ya tercih edilir olmasına yol açmamalıdır.

Bir başka deyişle, A'nın mı B'nin mi daha iyi olduğuna karar verirken bu karar ile "ilgisiz" olan X'in var olup olmaması kararı etkilememelidir. Bu tanımla pazarlık kuramında, bireysel tercih kuramında ve oylama kuramında karşılaşıyoruz. Bu tanım iki nedenden dolayı tartışmalıdır; bunlardan ilki belitin bazı kuramcılarca çok katı bulunmasıdır, ikincisi de Amos Tversky, Daniel Kahneman ve diğerlerinin yaptığı deneylere göre insan davranışının çoğunlukla bu bu belitle uyuşmamasıdır.

İAB'ye farklı bir tanım toplumsal seçi kuramından gelir:

{A,B} seçenek kümesinin elemanları ve küme dışındaki bir X elemanı arasında bir dereceli tercih sıralaması yapılsın; eğer seçmenlerin tercih sıralamalarında oylama kuralına göre A, B'ye tercih ediliyorsa, tercih sıralamasında sadece X'in yerinin değişmesi oylama kuralına göre B'nin A'ya tercih edilir hale gelmesine yol açmamalıdır.

Bir başka deyişle, seçilenin A mı yoksa B mi olacağı, devre dışı olan yani A ve B arasındaki tercihle ilgisi olmayan X seçeneğinin aldığı oylardaki değişimden etkilenmemelidir. Kenneth Arrow (1951), İAB'yi ve başka bazı mantıklı koşulları aynı anda sağlayan bir bireysel tercihler ("oylar") bileşkesi ortaya koymanın imkânsız olduğunu göstermiştir.

Oylama kuramı

Oylama sistemlerinde İAB'nin ele alınışı genellikle şöyledir: eğer bir aday (X) seçimi kazanıyorsa ve yeni bir alternatif (Y) eklenirse, seçimi ya X ya da Y kazanır.

Onayla oylama ve puanlı oylama sistemleri ilgisiz alternatiflerin bağımsızlığı kıstasını sağlamaktadır, zira bunlar sıralı değil toplamlı oylama sistemleridir; bir adaya oy vermek başka bir adaya oy verilemeyeceği anlamına gelmez. Bir başka toplamlı sistem olan birikimli oylama İAB kıstasını sağlamaz.

Bu kıstasın delinişiyle ilgili, Sidney Morgenbesser'e atfedilen bir fıkra:

Yemekten sonra, Sidney Morgenbesser tatlı söylemeye karar verir. Garson kendisine iki seçeneği olduğunu söyler: elmalı turta ve çayüzümlü turta. Sidney elmalı turta söyler. Bir süre sonra garson geri gelir ve kirazlı turtanın da olduğunu söyler; bunun üzerine Morgenbesser "O halde çayüzümlü turta alayım" der.

Tüm oylama sistemleri, oylamaya hangi adayların stratejik olarak katıldığına yönelik kendilerine özgü duyarlılıklara sahiptir (bkz. Stratejik adaylama). Oylama sistemi klonların bağımsızlığı kıstasını sağlayamayan türdense bu duyarlılık önem kazanmaya başlar.

Yerel bağımsızlık

İAB'nin akraba kıstaslarından biri, H. P. Young ve A. Levenglick tarafından öne sürülen ilgisiz alternatiflerin yerel bağımsızlığı kıstasıdır. Bu kıstas, göre eğer oylamayı X adayı kazanacaksa, yeni bir alternatif olan Y adayı yarışa katıldığında eğer bu Y adayı Smith kümesinde değilse kazananın yine X olacağını söyler. Bir başka deyişle, oylamanın sonucu Smith kümesinde olmayan alternatiflerden bağımsızdır. Bunun İAB kıstasının getirdiği bir sonuç veya İAB kıstasına götüren bir sonuç olmadığına dikkat ediniz; aslında bu kıstas birbirini karşılıklı olarak dışlar (ing. mutually exclusive).

Hiçbir deterministik dereceli sıralama yöntemi İAB kıstasını sağlamaz, ancak ilgisiz alternatiflerin yerel bağımsızlığı (İAYB) kıstası, sadece Smith kümesinden seçim yapan bazı yöntemlerde sağlanır; dereceli çiftler ve Schulze yöntemi bunlara örnektir.

Eleştiri

Pek çok oylama kuramcısı İAB'nin fazla kuvvetli bir kıstas olduğu görüşündedir. Çoğunluk kuralı bu kıstasla uyumsuzdur. Şöyle ki;

7 oy A > B > C
6 oy B > C > A
5 oy C > A > B

şeklinde olsun.

Genelliği kaybetmeden, çoğunluk kıstasını sağlayan bir seçim düzeneğinde kazananın A olduğunu varsayalım. Eğer B seçimden çekilirse:

7 oy A > C
11 oy C > A

durumunda çoğunluk kıstasınca kazanan C olur, her ne kadar zaten kazanamayacak olan B'nin çekilmesi diğer adaylarla "ilgisiz" görünse de. Bu durum oyunbozan etkisine bir örnektir.

Aşağıdaki metnin ingilizcesi http://condorcet.org/emr/criteria.shtml 16 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. adresinden izinle alınmıştır.

Toplumsal tercihte İAB

Kenneth Arrow'a göre (1951), toplumdaki her i "seçmen"inin akla gelebilecek tüm toplumsal tercih kümelerindeki elemanları (X, Y ve Z diyelim) en çok istenenden en az istenene doğru tercih sırasına sokan Ri şeklinde bir derecelendirmesi vardır (örneğin her seçmen, belediye başkanlığı adaylarını veya değişik devlet sistemlerini kendine göre en çok beğendiğinden en az beğendiğine doğru bir tercih sıralamasına tabî tutar). Sonraki aşamada bu (R1, ...,Rn) tercih sıralamaları oylama düzeneği tarafından X, Y ve Z'nin toplumdaki beğenilme sırasını ortaya koyan R şeklinde bir toplumsal tercihe dönüştürülür. Arrow, bu tercih sıralamaları arasında önerme tarafından yapılabilir ve yapılamaz olanları ayırır. Örneğin iki toplumdan (, ..., ) ve (, ...,) şeklinde iki tercih sıralama kümesini ele alalım. ve de her i seçmeni X'i ve Y'yi aynı sıralamaya koymuş olsun. Oylama düzeneği bunlara karşılık gelen R ve R' toplumsal sıralamalarını üretecektir. Şimdi diyelim ki X ve Y yapılabilir (seçilebilir) fakat Z yapılamaz olsun (örneğin aday oylamadan çekilmiş olsun, veya düşünülen devlet sistemi üretim olanak eğrisinin dışında olmuş olsun). Arrow'un İAB kıstası, oylama düzeneğinin R ve R' kümelerinden aynı (ilk sıradaki) yapılabilir toplumsal tercihi seçmesini gerekirir. Bu koşul iki kümede Z'nin X ve Y'ye göre derecesi ne olursa olsun sağlanmalıdır. Paramesh Ray (1973), Arrow'un İAB kıstasının bu makalenin başındaki İAB'ye (veya bunun ona) benzer bir İAB olmadığını göstermiştir.

Ekonometride İAB

Ekonometrideki İAB, ekonometrideki "multinomial logit 13 Eylül 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi."in modelinin varsayımlarından biridir. Kuramsal olarak bu İAB'yi delecek olan sonuçlar (çok adaylı seçimlerin sonuçları gibi, veya insanların aldığı herhangi bir karar gibi), multinomial logit'i geçersiz bir tahmin aracı haline getirebilir.


Kaynakça

  • Kenneth Arrow (1963), Toplumsal Tercih ve Bireysel Değerler
  • Paramesh Ray (1973). "Independence of Irrelevant Alternatives," Econometrica, Vol. 41, No. 5, pp. 987–991. Discusses and deduces the (not always recognized) differences between various formulations of IIA.
  • Peter Kennedy (2003), A Guide to Econometrics, 5th ed.
  • G.S. Maddala (1983). Limited-dependent and Qualitative Variables in Econometrics

Dış bağlantılar

  • Steven Callander and Catherine H.Wilson, "Context-dependent Voting," Quarterly Journal of Political Science, 2006, 1: 227–254

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Doğal sayılar</span> sayma sayıları kümesine 0ın eklenmesiyle oluşan sayılar kümesi

Doğal sayılar, şeklinde sıralanan tam sayılardır ve kimi tanımlamalara göre 0 sayısı da bu kümeye dâhil edilebilir. Aralarında standart ISO 80000-2'nin de bulunduğu bazı tanımlar doğal sayıları 0 ile başlatır ve bu durum negatif olmayan tam sayılar için 0, 1, 2, 3, ... şeklinde bir karşılık bulurken, bazı tanımlamalar 1 ile başlamakta ve bu da pozitif tam sayılar için 1, 2, 3, ... şeklinde bir eşlenik oluşturur. Doğal sayıları sıfır olmadan ele alan metinlerde, sıfırın da dahil edildiği doğal sayılar bazen tam sayılar olarak adlandırılırken diğer bazı metinlerde bu terim, negatif tam sayılar da dahil olmak üzere tam sayılar için kullanılmaktadır. Özellikle ilkokul seviyesindeki eğitimde, doğal sayılar, negatif tam sayıları ve sıfırı dışlamak ve saymanın ayrık yapısını, gerçek sayıların bir karakteristiği olan ölçümün sürekliliğiyle karşıtlık oluşturmak amacıyla sayma sayıları olarak adlandırılabilir.

Fonksiyon, matematikte değişken sayıları girdi olarak kabul edip bunlardan bir çıktı sayısı oluşmasını sağlayan kurallardır. Fonksiyon, 17. yüzyılda matematiğin kavramlarından biri olmuştur. Fizik, mühendislik, mimarlık ve birçok alanda kullanılmaktadır. Galile, Kepler ve Newton hareketlerin araştırılmasında, zaman ve mesafe arasındaki durumu incelemek için fonksiyonlardan faydalanmıştır. Dört işlemden sonra gelen bir işlem türüdür.

Matematikte permütasyon, n elemanlı bir kümenin k elemanlı alt kümelerinin k kere yer değiştirme sayısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Halka</span>

Halka, matematikte cebirin temel yapılarından biridir ve soyut cebirde tam sayıların soyutlamasıdır. Bu yapıyı işleyen dala halka kuramı denir. Halkalar diğer bir temel yapı olan grupların üzerine inşa edilir. Her halka, aynı zamanda değişmeli bir gruptur, ama bir halkadan daha fazla özelliği sağlaması istenir. Örneğin halkada grup işlemine ek olarak ikinci bir işlem daha vardır. Halkalara örnek olarak tam sayılar, modülo n sayılar, polinomlar ya da karmaşık sayılar verilebilir.

Oyun teorisi veya Oyun kuramı, istatistik, sosyal bilimler, biyoloji, mühendislik, siyasi bilimler, bilgisayar bilimleri kullanılan meşhur teoridir. Oyun teorisi, bireyin başarısının diğerlerinin seçimlerine dayalı olduğu seçimler yapması olan bazı stratejik durumların matematiksel olarak davranış biçimlerini yakalamaya çalışır. İlk başlarda bir bireyin kazancının ötekinin zararına olduğu yarışmaları çözümlemek için geliştirilmişse bile, daha sonradan birçok kısıta dayanan çok geniş bir etkileşim alanını incelemeye başlamıştır. Bugün:

Oyun teorisi, sosyal kelimesinin geniş anlamda insan ve insan-dışı oyuncuları kapsayacak biçimde tanımlandığı, sosyal bilimlerin rasyonel yönü için bir birleşik alan kuramı veya bir tür şemsiyedir.

Matematikte karmaşık sayı, bir gerçel bir de sanal kısımdan oluşan bir nesnedir. a ve b sayıları gerçek olursa karmaşık sayılar şu biçimde gösterilirler:

<span class="mw-page-title-main">Arrow'un imkânsızlık teoremi</span>

Arrow’un İmkansızlık Teoremi veya Arrow’un Paradoksu, oylama sistemlerinde, dereceli tercihlere dayanan ve üç ya da daha fazla seçenek sunan hiçbir oylama sisteminin belli bir takım mantıklı kıstasları aynı anda sağlayamayacağını gösterir. Bu kıstaslar, kısıtlanmamış alan, dayatmama, diktatörsüzlük, tekdüzelik ve ilgisiz alternatiflerin bağımsızlığı kıstaslarıdır ve aşağıda açıklanacaklardır.

Seçim paradoksu veya diğer seçenek paradoksu, Marquis de Condorcet tarafından 18. yüzyılın sonlarında tespit edilmiş bir durumdur. Bireysel tercihlerin döngüsel olmasa bile birikimli tercihlerin olabileceğini ifade eder. Bu bir paradokstur, zira farklı grupların ve bireylerin oluşturdukları "farklı çoğunlukların" isteklerinin birbiriyle çelişkili olabileceğini söylemektedir. Örneğin bir seçimde A, B ve C şeklinde üç aday olsun ve üç seçmen oylarında aşağıdaki tercih sıralamalarında bulunsun :

1. Seçmen: A B C
2. Seçmen: B C A
3. Seçmen: C A B
<span class="mw-page-title-main">Küme</span> matematiksel anlamda tanımsız bir kavramdır. Bu kavram "nesneler topluluğu veya yığını" olarak yorumlanabilir.

Küme, matematikte farklı nesnelerin topluluğu veya yığını olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımdaki "nesne" soyut ya da somut bir şeydir. Fakat her ne olursa olsun iyi tanımlanmış olan bir şeyi, bir eşyayı ifade etmektedir. Örneğin, "Tüm canlılar topluluğu", "Dilimiz alfabesindeki harflerin topluluğu", "Masamın üzerindeki tüm kâğıtlar" tümcelerindeki nesnelerin anlaşılabilir, belirgin oldukları, kısaca iyi tanımlı oldukları açıkça ifade edilmektedir. Dolayısıyla bu tümcelerin her biri bir kümeyi tarif etmektedir. O halde, matematikte "İyi tanımlı nesnelerin topluluğuna küme denir." biçiminde bir tanımlama yapılmaktadır.

Bayes teoremi, olasılık kuramı içinde incelenen önemli bir konudur. Bu teorem bir rassal değişken için olasılık dağılımı içinde koşullu olasılıklar ile marjinal olasılıklar arasındaki ilişkiyi gösterir. Bu şekli ile Bayes teoremi bütün istatistikçiler için kabul edilir bir ilişkiyi açıklar. Bu kavram için Bayes kuralı veya Bayes savı veya Bayes kanunu adları da kullanılır.

Bağıntıda yansıma, simetri ve geçişme özelliği varsa bu bağıntı denklik bağıntısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Yeni Zelanda bayrağı</span> Ulusal bayrak

Yeni Zelanda bayrağı günümüzde kullanıldığı hâli ile 1869 yılından itibaren kullanılmaya başlanmış, New Zealand Ensign Act ile birlikte de 12 Haziran 1902 yılında göndere çekilerek ada ülkesinin resmî bayrağı olarak kullanılmaya başlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Cebirsel topoloji</span>

Cebirsel topoloji, topolojik uzayları cebirsel gereç ve yöntemlerle inceleyen matematik dalı. Matematikte bir kümenin üzerine döşenecek yapı, yönelinen matematik dalını belirler. Bir kümeye bir ya da birkaç işlem konarak sayılar kuramı ya da cebir yapmaya başlanabilir. Kümenin üzerine bir topoloji koyaraksa topoloji ve, ayrıca uzunluk koyarsak, geometri yapmaya başlanır. Üzerine topoloji konmuş bir uzayı incelemek için kimi cebirsel, aritmetik veya topolojik değişmezler tanımlanır; bunlar aracılığıyla topolojik uzayın özellikleri ayırdedilir. Örneğin tıkızlık, bağlantılılık, sayılabilirlik bu tür değişmezlerdir. Topolojik eşyapısal iki uzaydan biri bu değişmeze sahipse diğeri de buna sahip olmalıdır. Yani, eğer iki uzay için ayrı ayrı bakılan bir değişmez aynı değilse, bu iki uzay eşyapısal olmayacaktır. Yukarıda anılan en eski değişmezlerin hemen ardından inşa edilen klasik değişmezler cebirsel olanlardır.

Sıra teorisi, ikili bağıntıları kullanma sırasının sezgisel kavramını inceleyen bir matematik dalıdır. "Bu, şundan daha küçüktür" veya "bu, şundan daha öncedir" gibi durumları inceler.

Eşyapı ya da izomorfizma (ya da izomorfi), aynı kategoride(grupta) olan benzer iki matematiksel obje arasında bir gönderim olup matematiksel vücut tersi yapıda da muhafaza edilir. Aralarında bu şekilde eşyapı bulunan objelere eşyapısal ya da izomorf(ik) objeler denir. Örneğin iki küme arasında eşyapı, birebir, örten bir gönderimdir. Kümelerin üzerinde elemanlara sahip olma haricinde bir oluşum olmadığından, eşyapı gönderiminin koruyacağı başka bir yapı yoktur. Soyut cebirde iki grup arasında bir eşyapı, birebir, örten bir gönderimdir; dahası, iki gruptaki işleme saygı gösterir, bu iki işlemin birbirleriyle etkileşim halinde olmasını sağlar.

Paul Hough tarafından patenti alınmış ve sonrasında Richard Duda ve Peter Hart tarafından geliştirilmiş olan Hough Dönüşümü, görüntülerdeki doğru ve daireleri tespit etmeyi kolaylaştıran, bilgisayarda görme ve görüntü işleme alanlarında kullanılan algoritmalar bütünüdür. Bu algoritmalar basit bir oylama mantığıyla çalışmaktadır. Dana H. Ballard, daha farklı nesne çıkarımlarında kullanabilmek için 1981 yılında, Hough Dönüşümü için daha genel bir algoritma ortaya koymuştur.

<span class="mw-page-title-main">Destek vektör makinesi</span>

Destek vektör makinesi, eğitim verilerindeki herhangi bir noktadan en uzak olan iki sınıf arasında bir karar sınırı bulan vektör uzayı tabanlı makine öğrenme yöntemi olarak tanımlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Devredilebilir tek oy</span>

Devredilebilir tek oy, çok koltuklu kuruluşlarda veya seçim bölgelerindeki adayları sıralayan seçmenler aracılığıyla orantılı temsile ulaşmak veya ona yaklaşmak için tasarlanmış orantılı bir oylama sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Ölçü (matematik)</span> uzunluk, alan, hacim ve integralin bir genellemesi olarak görülebilecek bir kümenin bazı alt kümelerine sayılar atayan işlev

Matematiksel analizde, küme üzerindeki bir ölçü, bu kümenin her bir uygun alt kümesine bir sayı atamanın sistematik bir yoludur ve sezgisel olarak kümenin boyutu olarak yorumlanır. Bu anlamda ölçü, uzunluk, alan ve hacim kavramlarının bir genellemesidir. Özellikle önemli bir örnek, Öklid geometrisinin geleneksel uzunluğunu, alanını ve hacmini n-boyutlu Öklid uzayının Rn uygun alt kümelerine atayan bir Öklid uzayındaki Lebesgue ölçüsüdür. Örneğin, gerçek sayılardaki [0, 1] aralığının Lebesgue ölçüsü, kelimenin günlük anlamındaki uzunluğudur ve tam olarak 1'dir.

Psikolojide, ekonomide ve felsefede tercih, genellikle alternatifler arasında seçim yapmakla ilgili olarak kullanılan teknik bir terimdir. Örneğin, biri B yerine A'yı tercih ederse, A'yı B'ye tercih eder. Tercihler, davranışla bu ilişkiden dolayı karar teorisinin merkezinde yer alır. Bağlaç durumları olarak, arzularla yakından ilişkilidirler. İkisi arasındaki fark, arzuların bir nesneye yönelik olması, tercihlerin ise biri diğerine tercih edilen iki alternatif arasında bir karşılaştırma ile ilgili olmasıdır.