Akadca, Doğu Sami dillerine ait Antik Mezopotamya'da, özellikle Asur ve Babil imparatorluklarında kullanılmış ölü dil. Dil, kayda geçmiş ilk Sami dili olup, aslen soysal açıdan akraba olmadığı Sümerce için kullanılmış çivi yazısı ile yazılmıştır. Akadca ismini Akad İmparatorluğu'nun başkenti Akad şehrinden almıştır. Bir izole dil olan Sümerce ve Akadcanın birbirleri üzerindeki karşılıklı etkileşimleri, bu iki dilin bir dil birliği içerisinde sınıflandırılmasına yol açmıştır.
Zamir veya adıl, cümlede varlıkların adları yerine kullanılabilen ve adların yerine getirdiği bütün işlevleri yerine getirebilen ad soylu sözcük. Ben, sen, o, biz, siz, onlar; kendim, kendin, kendi, kendimiz, kendiniz, kendileri; bu, şu, o; kim, ne ve biri gibi kelimeler, sıklıkla zamir olarak kullanılır. Türkçede herhangi bir sözcüğü zamir olarak adlandırmak yanlış olur çünkü pek çok ad soylu sözcük gibi zamirler de cümlede ayrı görevlerde kullanılabilir:
- Şunu da satın alayım. (zamir)
- Şu ceket de hoşuma gitti. (sıfat)
İyelik ekleri veya sahiplik ekleri, isimlere ve isim görevinde kullanılan sözcüklere eklenerek kime veya neye ait olduğunu bildiren ekler.
Sıfat ya da ön ad; isimlerin ya da diğer sıfatların önüne gelerek onları miktar, sıra, konum, renk, biçim, bıraktığı izlenim gibi çeşitli yönlerden tanımlayan, tarif eden kelime türüdür. Sıfat ile nitelediği veya belirttiği ismin oluşturduğu kelime grubuna "Sıfat Tamlaması" denir. Her sıfat, bir Sıfat Tamlaması kurar. Sıfatın olduğu heryerde aynı zamanda Sıfat Tamlaması'ndan da sözedilir. Sıfat Tamlaması'nın çeşitleri yoktur.
Kaynaştırma ünsüzü veya yardımcı ünsüz, Türkçede iki ünlü harf yan yana gelemeyeceği için, ünlü ile biten bir kök veya gövdenin sonuna eklenen ve yine bir ünlü ile başlayan ekin önüne gelen ünsüzü belirtir. Sadece Türkiye Türkçesi için değil, bütün tarihî ve çağdaş Türk yazı dillerinde temel kaynaştırma ünsüzü veya yardımcı ünsüz /y/ ve /n/ sesleridir. Bu ünsüz; kök+ek veya ek+ek durumlarında, iki ünlü yan yana geldiğinde kullanılır.
Büyük ünlü uyumu ya da kalınlık-incelik kuralı, Türkçedeki iki ses uyumundan biri. Kökeni Türkçe sözcüklerin ayırt edilmesinde kullanılır. Türkçedeki öz Türkçe sözcüklere ait ortak bir özelliktir.
Türkçede ekler, yapım eki ve çekim eki olmak üzere ikiye ayrılır. Türkçe sondan eklemeli bir dil olduğu için ekler Türkçedeki en önemli dil yapılarındandır. Yabancı kökenli bazı sözcükler hariç, Türkçede ön ek bulunmaz. Türkçede sözcük köklerine getirilen ekler, cümlede sözcükler arasında geçici anlam ilişkileri kurmak veya yeni sözcükler türetmek amacıyla kullanılır.
Mari (Çirmiş) dili Ural Altay Dil Ailesinin Ural Koluna bağlı Fin/Ugor dilleri ana grubundandır ve 600.000 kişi tarafından konuşulur. Çirmiş dili; Rusya'ya bağlı Mari El Cumhuriyeti başta olmak üzere Rusya'da Tataristan, Udmurtya ve Perm bölgelerinde konuşulur. Etnik Çirmişler, çoğunlukla Ural Dağları'nın doğusunda Vyatka Nehri çevresinde yaşamaktadır.
Çekim ekleri, gerek isim soylu gerekse fiil soylu kelimelerin sonuna eklenerek cümle içinde diğer kelimelerle anlam bağlantısı kurmalarını sağlayan ekler. Kendi başlarına bir anlam ifade etmezler.
Türkçede ismin hâlleri ; kelimeleri belirtme (yükleme), yönelme, bulunma ve ayrılma açısından tanımlayan, sözcüğün yalın hâl ile hâl eki almış durumlarından her biridir. Türkçede ismin beş farklı hâlleri vardır:
- Yalın hâli
- -e hâli (yönelme)
- -i hâli (belirtme)
- -de hâli (bulunma)
- -den hâli (ayrılma/çıkma)
Ses türemesi; Türkçede bir sözcüğe, çeşitli seslerin eklenmesi olayı. Bu sesler çoğunlukla söyleyişi kolaylaştırmak, yeni bir sözcük yaratmak veya anlamı vurgulamak için eklenir.
Ek-fiil, ek-eylem veya cevher fiil, Türkçede isimlerin sonuna eklenerek onları yüklem haline getiren bir ektir. Bu ek Eski Türkçe "ér- : olgunlaşmak, yetişmek, tamam olmak" fiilinden evrilip zaman içinde "i-mek" haline gelmiş ve zamanla kökünün de erimesiyle bugün sadece “şu veya bu durumda bulunmak” manalarını cümleye katan (i)-di, (i)-miş, (i)-se ve (i)-dir halleri kalmıştır. Diğer dillerden muadil olarak İngilizce "to be",Latince "esse" fiilleri örnek verilebilir.
İsim tamlaması; aralarında anlamca ilgi bulunan, biri diğerini iyelik (sahiplik) yönünden bütünleyen, en az iki farklı isimden meydana gelmiş kelime grubu. İsim tamlamalarında birinci sözcük grubuna tamlayan, ikinci sözcük grubuna tamlanan denir. Aşağıdaki tabloda isim tamlamalarına çeşitli örnekler verilmiştir:
İlgi zamirleri, Türkçede aitlik eki -ki ile oluşturulan zamirlerdir. Bu nedenle zaman zaman aitlik eki ve ilgi zamiri kavramları eş anlamlı olarak kullanılır. İlgi zamiri belirtili isim tamlamalarında ikinci kısmın (tamlananın) yerine geçer.
- Senin sunumun benimkinden çok daha güzel oldu.
Aitlik eki, eklendiği isim soylu sözcüklere bir yerde veya zamanda bulunma veya bir varlığa ait olma anlamı katan "-ki" eki. Çoğunlukla ismin bulunma hâli (-de) ve ilgi hâli (-in) ile kalıplaşmış şekilde bulunur. Her zaman sözcüklere birleşik yazılır.
Anlatım bozuklukları, yazılı veya sözlü anlatımda karşılaşılan hatalardır. Bu hatalar yapısal (dilbilgisel) veya anlam ve mantık bakımından olabilir. Öge eksikliği, ek eksikliği gibi yapısal bozukluklara "bağlaşıklık hataları"; gereksiz sözcük kullanımı, yanlış sözcük kullanımı gibi anlamsal bozukluklara ise "bağdaşıklık hataları" denir.
Sorani dilbilgisi, Irak ve İran'da konuşulan bir Kürtçe lehçesi olan Soranicenin dilbilgisidir.

Arapça dilbilgisi Arap dilinin yapısını inceler. Arapça bir Sami dili olmakla birlikte diğer Sami dillerin dilbilgisi kurallarıyla benzerlik göstermektedir.
Esperanto dilbilgisi, kuralları aşırı şekilde düzenli olması için tasarlanmıştır. Eklemeli bir dil olan Esperanto'nun kelime dağarcığı Hint-Avrupa dil ailesi, özellikle de Latin, Slav ve Germen dilleri esas alınarak hazırlanmıştır. Esperanto serbest cümle dizimine sahiptir, cümledeki ögelerin yerleri değiştirildiğinde cümlenin anlamı değişmez.
Tamlayanı düşmüş tamlamalar; tamlayanı zamir olan isim tamlamalarında, tamlayanın düşmesiyle oluşan tamlama türüdür.