İçeriğe atla

İklim değişkenliği ve değişiklikleri

İklim değişiklikleri, bilimsel olarak klimatoloji dalına göre incelenen bir tür atmosferik ya da astronomik değişikliklerdir.

İklim sistemi, içsel ve insani etkiler, Güneş'in periyodik aktiviteleri ve sera gazları, vb. nedenlerden etkilenmektedir. Atmosferdeki sera gazlarının oranı, 1750’li yıllarda başlayan Sanayi Devrimi sonrasında artmaya başlamıştır.[1]

İklimdeki etkiler

Küresel ısınma ve küresel soğuma iklim değişiklikleri için iki büyük nedendir.

Küresel ısınma

Atmosferdeki CO2 (Karbon dioksit), CH4 (Metan), N2O (Nitröz oksit) gibi sera gazları ile atmosferdeki ısının çıkamamasıdır. Bu yüzden ısı enerjisi, madde partiküllerinden ya çok fazla kalıp ısının artışına neden olur; ya maddeden çabuk ayrılıp ısı kaybına neden olur; ya da periyotlu olarak değişir. Bu da Dünya, Mars, Venüs ya da söz konusu herhangi bir gezegenin iklimindeki sürekli değişimlere yol açar. Günümüzde örnek olarak, kışın havaların fazla sıcak ve nemli olması ya da yazın yüksek sıcakların geç gelmesi olabilir.

Küresel ısınma kimyasal etkilidir. Canlıların solunum ve boşaltım yaptıktan ve çeşitli aktivitelerinden sonra çıkan sera gazları ile gerçekleşir. İnsanların yaptığı fabrika gibi çeşitli etkenler de kirlenmeye neden olur.

Etkileri

Küresel Isınma, atmosferdeki ısının orada kalmasını sağlayarak iklimlerin normalin üzerinde sıcak olmasını sağlar. Bu sayede örneğin kış mevsimi her zamankinden sıcak olabilir ya da yaz mevsimi çok sıcak olabilir. Ayrıca buzulların sıcaklık nedeniyle erimesi, Dünya'nın büyük bir kısmının su altında kalması en sonunda ise Dünya'daki suların buharlaşarak büyük bir su problemi yaşanması olanaklar içindedir.

Küresel soğuma

Dünya bir gezegen ve sönmüş bir yıldızdır. Milyarlarca yıl önce üç adet jeolojik zamandan geçerek soğudu. Bunun sonucunda buz devirleri oluştu. 2008'de yayınlanan yazarları John Lloyd ve John Mitchinson olan Cahillikler Kitabı adlı kitapta şu an son buzul çağında olduğumuzu belirtmiştir. Bu da hâlen 3.Jeolojik Zaman'ın etkisinde olduğumuzu gösterir.

İklim Değişikliğinin Etkenleri

Güneş Lekelerinde Görülen Değişimler

Dünya’ya ulaşan enerji miktarı, sunspot cycle olarak adlandırılan güneş lekesi döngülerine paralel bir biçimde değişmektedir. Çevresine göre görece daha soğuk olan alanlar olan güneş lekeleri manyetik açıdan aktif alanlardır. Sayıları arttığı dönemlerde solar radyasyon seviyesi artmaktayken sayıları azaldığında solar radyasyon seviyesi azalmaktadır. Güneş lekelerinin sayısındaki değişimler ise 11 yıllık döngüler halinde yaşanmakta olup solar maksimum olarak adlandırılan ve güneş lekeleri ile güneş patlamalarının sayısının en yüksek seviyeye ulaştığı dönemde etki en yüksek boyuta ulaşmaktadır.[2] Atmosfere giren yüksek boyuttaki radyasyonun sıcaklığa olan etkilerine ek olarak basınç kuşakları üstünde etki olmak suretiyle iklim üzerinde etkili olduğu görülmektedir. 300 yıl önce yaşanan küçük buzul çağı olarak adlandırılan soğuk dönemin Güneş lekelerinde görülen değişimlerle ilgili olduğu düşünülmektedir.[3]

Milankoviç Döngüsü

Milankoviç döngüsü olarak bilinen Dünya’nın eksen eğikliğindeki değişimler (Rotasyon), Güneş etrafındaki yörüngenin şeklinde meydana gelen değişiklikler (Eksantriklik) ve eksenindeki yalpalanma (Presesyon) gibi hareketler de iklim değişikliğinin belirli döngülerle değişmesine neden olmaktadır. Milankoviç döngüsü olarak adlandırılan bu değişiklikler, Dünya'ya düşen Güneş ışığı miktarını etkiledikleri için iklim üzerinde etkide bulunurlar.[4] Ancak günümüzde yaşanan küresel iklim değişikliğinin on veya yüz binlerce yıl süren bu döngülerle bir bağlantısı yoktur.[5]

Levha Tektoniği

Levha tektoniğinin jeolojik devirler içerisindeki hareketleri, kıtaların konumları başta olmak üzere fiziki yapıdaki farklılaşma da iklim değişikliklerine neden olabilmektedir. Kıtaların yer değiştirmesi sonucu buzulların oluşumunda değişiklikler yaşanır, zira buzulların sadece karalarda oluşabilmesinden dolayı, kara kütlelerinin kutuplara yakınlaşmasıyla iklimde bir soğuma görülür.[6][7] İklimde gözlenen bu değişimler çok uzun yıllar almakta olup günümüzdeki iklim değişikliği uzunca dönemler boyunca süregelen bu değişimlere bağlı olarak yaşanmamaktadır.

Dış bağlantılar

  • Cahillikler Kitabı, John Lloyd ve John Mitchinson, Temmuz 2008
  • İklim Kumarı: Isınan Dünyada Risk, Belirsizlik ve İktisat, William Nordhaus, Doğan Kitap. Çeviren: Cesi Mizrahi, Ocak 2020

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "İklim Değişikliği | WWF". www.wwf.org.tr. 31 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2021. 
  2. ^ GİZDEŞ, EMRE (2018). "Ulusal Tez Merkezi | Anasayfa". tez.yok.gov.tr. 6 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Haziran 2021. 
  3. ^ "Climate Science Investigations South Florida - Causes of Climate Change". www.ces.fau.edu. 10 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Haziran 2021. 
  4. ^ "MILANKOVITCH DÖNGÜLERİ" (PDF). Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Deniz ve Çevre Araştırmaları Dairesi, Ankara. 2014. 6 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). 
  5. ^ "Causes of climate change". Met Office (İngilizce). 20 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Haziran 2021. 
  6. ^ "Climate Change due to Plate Tectonics". apollo.nvu.vsc.edu. 3 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Haziran 2021. 
  7. ^ Üstün, Yusuf Mert (6 Kasım 2019). "Antropojenik İklim Değişikliğine Bağlı Deniz Seviyesi Değişiminin Sinop Yarımadası'na Olası Etkileri". Afet ve Risk Dergisi. 2 (2): 64-79. doi:10.35341/afet.567218. ISSN 2636-8390. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kyoto Protokolü</span> Küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda mücadeleyi sağlamaya yonelik tek çerçeve

Kyoto Protokolü, küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda mücadeleyi sağlamaya yönelik uluslararası tek çerçeve. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi içinde imzalanmıştır. Bu protokolü imzalayan ülkeler, karbon dioksit ve sera etkisine neden olan diğer beş gazın salımını azaltmaya veya bunu yapamıyorlarsa karbon ticareti yoluyla haklarını arttırmaya söz vermişlerdir. Protokol, ülkelerin atmosfere saldıkları karbon miktarını 1990 yılındaki düzeylere düşürmelerini gerekli kılmaktadır. 1997'de imzalanan protokol, 2005'te yürürlüğe girebilmiştir. Çünkü, protokolün yürürlüğe girebilmesi için, onaylayan ülkelerin 1990'daki emisyonlarının yeryüzündeki toplam emisyonun %55'ini bulması gerekmekteydi ve bu orana ancak 8 yılın sonunda Rusya'nın katılımıyla ulaşılabilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Metan</span> formülü CH4 olan doymuş hidrokarbon

Metan, kimyasal formülü CH4 (Karbon ve 4 Hidrojen atomu) olan bileşiktir. Normal sıcaklık ve basınçlarda gaz halinde bulunan metan, kokusuzdur. Doğalgazın bir bileşenidir ve önemli bir yakıttır. Oksijenin varlığında bir mol metanın yanmasıyla bir mol karbondioksit ve iki mol su ve 55.5 MJ/kg ısı açığa çıkar:

CH4 + 2 O2 → CO2 + 2H2O+55.5 MJ/kg
<span class="mw-page-title-main">Ahşap</span> Ağaçtan elde edilen doğal ve organik bir malzeme

Ahşap, ağaçtan elde edilen doğal ve organik bir malzemedir. Tarih öncesi çağlardan beri insanların ihtiyaçlarını karşılamada ve gereksinimlerini gidermede kullandığı en yaygın malzemelerdendir.

<span class="mw-page-title-main">İklim</span> Belirli bir bölgedeki hava koşullarının uzun dönemler boyunca istatistikleri

İklim, bir yerde uzun bir süre boyunca gözlemlenen sıcaklık, nem, hava basıncı, rüzgâr, yağış, yağış şekli gibi meteorolojik olayların ortalamasına verilen addır. Hava durumundan farklı olarak iklim, bir yerin meteorolojik olaylarını uzun süreler içinde gözlemler. Bir yerin iklimi o yerin enlemine, yükseltisine, yer şekillerine, kalıcı kar durumuna ve denizlere olan uzaklığına bağlıdır. İklimi inceleyen bilim dalına klimatoloji adı verilir. İklim türleri, sıcaklık ve yağış rejimi gibi durumlara bakılarak sınıflandırılabilir. Ancak günümüzde en çok kullanılan sınıflandırma sistemi, aslen Wladimir Köppen tarafından geliştirilmiş olan Köppen iklim sınıflandırmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Deniz seviyesi</span> Terim

Deniz seviyesi, atmosfer ile deniz yüzeyinin birleştiği yükseklik. Deniz seviyesi, Dünya'nın bir veya daha fazla su kütlesinin ortalama yüzey seviyesidir. Yeryüzündeki tüm yüksekliklerin ve denizaltındaki tüm derinliklerin tanımlanmasında kullanılan referans seviyedir. Deniz seviyeleri birçok faktörden etkilenebilir ve jeolojik zamanlar içerisinde büyük farklılıklar gösterdiği bilinmektedir. Dünya üzerindeki herhangi bir bölgenin deniz seviyesi; gel-git, atmosfer basıncı ve rüzgâr gibi nedenlerle kısa süreli değişiklikler gösterir. Kısa vadedeki değişimler ise Dünya'nın iklim değişikliklerine bağlıdır. Örneğin; 20. yüzyılda mevcut deniz seviyesindeki yükselmenin küresel ısınmadan kaynaklandığı varsayılmaktadır. Deniz seviyesinin ölçülmesi; devam eden iklim değişikliğine ilişkin ön görüler sunabilir. Bu değişimler nedeniyle deniz seviyesini, deniz yüzeyinin uzun vadedeki tüm hareketlerinin ortalaması alınarak hesaplanmış olan ortalama deniz seviyesi şeklinde tanımlamak daha doğru olur. Ortalama deniz seviyesi, uluslararası şekilde MSL kısaltması ile gösterilir. Türkçe yayınlarda zaman zaman ODS kısaltması kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">İklim değişikliği</span> Dünyanın ortalama sıcaklığındaki mevcut artış ve buna bağlı olarak hava modellerindeki büyük ölçekli değişimler

İklim değişikliği, küresel ısınmayı ve bunun Dünya'nın iklim sistemi üzerindeki etkilerini ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Buzul çağı</span> yeryüzü ve atmosfer sıcaklığının uzun süren bir dönem boyunca azalarak kıtasal, kutup ve alp buzullarının genişlemesi ve varlığını sürdürmesi

Buzul çağı ya da buz çağı, Dünyanın ve atmosferinin sıcaklığının uzun süren dönem boyunca azalarak kıtasal, kutup ve alp buzullarının genişlemesi ve varlığını sürdürmesidir. Dünyanın iklimi, gezegende buzulların olmadığı sera dönemleri ile buzul çağları arasında gidip gelir. Dünya halen Kuvaterner buzullaşması içindedir. Buzul çağındaki soğuk iklimin bireysel darbeleri buzul dönemi ve buzul çağındaki aralıklı sıcak dönemlere ise buzullararası denir.

<span class="mw-page-title-main">Sera gazları</span> Atmosferde bulunan ve termal kızılötesi aralıktaki radyasyonu emen ve yayan gaz

Sera gazları, Dünya'nın yüzeyi, atmosferi ve bulutları tarafından yayılan kızılötesi radyasyon spektrumu dahilinde belirli dalga boylarındaki radyasyonu emen ve yayan, atmosferin hem doğal hem de antropojenik gaz hâlindeki bileşenleridir. Bu özellikleri nedeniyle, sera etkisine neden olurlar. Su buharı (H2O), karbondioksit (CO2), nitröz oksit (N2O), metan (CH4) ve ozon (O3) başlıca sera gazlarıdır. Sera gazları olmadan, Dünya yüzeyinin ortalama sıcaklığı mevcut ortalama olan 15 °C yerine yaklaşık -18 °C olurdu.

<span class="mw-page-title-main">Sera etkisi</span> üreteç devrede kullanılan pil piller ve güç kaynakları gibi güç kaynakları

Sera etkisi, bir gezegenin atmosferinden gelen radyasyonun, gezegenin yüzeyini normalden daha yüksek bir sıcaklığa ulaştırarak ısıtması sürecine denir.

<span class="mw-page-title-main">Dünya'nın enerji bütçesi</span> Dünyanın yüzey sıcaklığını belirleyen ve iklimini yönlendiren enerji akışlarının muhasebesi

Dünya, giren enerji kazançlarını ve çıkan enerji kayıplarını içeren bir enerji bütçesine sahip fiziksel bir sistem olarak incelenebilir. Gezegenimiz yaklaşık olarak dengededir. Girenlerin toplamı neredeyse çıkanların toplamına eşittir.

<span class="mw-page-title-main">Su döngüsü</span> suyun; okyanus ve denizlerden atmosfere, atmosferden yeryüzüne ve sonra yeniden deniz ve okyanuslara dönüşü

Su döngüsü yahut hidrolojik döngü, suyun Dünya yüzeyinin üstünde ve altında sürekli hareketini tanımlar. Suyun okyanus ile denizlerden atmosfere, atmosferden yeryüzüne ve yeniden deniz-okyanuslara ulaşması şeklindeki genel turu, döngüyü oluşturur. Evrenin korunumu yasası gibi, yeryüzündeki su kaynaklarının artmaz veya eksilmezliğini ifade eden bir terimdir ve bir başlangıç veya sonu yoktur.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler öncülüğünde imzalanan küresel ısınmaya yönelik hükûmetlerarası ilk çevre sözleşmesidir. Sözleşme; insan kaynaklı çevresel kirliliklerin iklim üzerinde tehlikeli etkileri olduğunu kabul ederek atmosferdeki sera gazı oranlarını düşürmeyi ve bu gazların olumsuz etkilerini en aza indirerek belli bir seviyede tutmayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda genel ilkeler, eylem stratejileri ve ülkelerin yükümlülüklerini düzenlemektedir. Sözleşme; hükûmetlerarası düzeyde iklim değişikliğine yönelik ilk çevre mutabakatı olmasıyla önemli olsa da yaptırım gücü zayıftır, taraf ülkeler iyi niyet düzeyinde sözleşmeyi desteklemişlerdir. Bu sözleşme kapsamında 1997 yılında imzalanan Kyoto Protokolü daha somut hedefler içermektedir.

Karbon döngüsü, ekosistemdeki canlıların yapısını oluşturan en önemli elementlerden biri karbondur. Karbon, canlılardaki bütün organik bileşiklerin yapısında bulunur.

Paleoklimatoloji, doğrudan ölçümlerin alınmadığı iklimlerin incelenmesidir. Araçsal kayıtlar Dünya tarihinin yalnızca küçük bir bölümünü kapsadığından, eski iklimin yeniden inşası, doğal çeşitliliği ve mevcut iklimin evrimini anlamak için önemlidir. Paleoklimatoloji, kayalar, tortular, sondaj delikleri, buz tabakaları, ağaç halkaları, içinde korunmuş verileri elde etmek için Dünya ve yaşam bilimlerinden çeşitli PROXY yöntemlerini kullanır. Vekilleri tarihlendirme teknikleriyle birleştirilen bu paleoiklim kayıtları, Dünya atmosferinin geçmiş durumlarını belirlemek için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Eksen eğikliği</span> eksen eğikliğinin bir sonucu olarak mevsimleri verebiliriz, GYKda kış; KYKda yaz yaşanır

Eksen eğikliği veya eğiklik, astronomide, bir nesnenin dönme ekseni ile yörünge düzlemine dik olan yörünge ekseni arasındaki açıdır; aynı şekilde, ekvator düzlemi ile yörünge düzlemi arasındaki açıdır ve yörünge eğiminden farklı bir kavramdır.

Huronian Buzul Çağı, 2.400 milyon ile 2.100 milyon yıl öncesi arasında gerçekleşmiştir. Jeolojik geçmişin en sert ve en uzun buzul çağıdır. Paleoproterozoik dönemin Siderian ve Rhyacaian alt bölümleri boyunca gerçekleşmiştir. Bu dönemlerde yeryüzünde sadece Tek hücreliler için yaşam mevcuttu. Huronian Buzul Çağı boyunca yeryüzü Kartopu halini aldı. Kartopu Dünya yine bir başka buzul çağına bağlı olarak 650 milyon yıl önce de yaşanmıştır. Kartopu Dünya dönemlerinde yeryüzü birkaç kilometre kalınlığında buz ile kaplanmıştır, bu nedenle Buztopu Dünya denilse daha yerinde bile olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Buzullar arası dönem</span>

Buzullar arası dönem, buzul çağındaki art arda buzul dönemlerini ayıran binlerce yıllık sıcak küresel ortalama sıcaklığın jeolojik bir aralığıdır. Mevcut Holosen yaşlı buzullar arası oluşum yaklaşık 11.700 yıl önce Pleistosen'in sonunda başladı.

Buzul dönemi veya buzul aşaması, buzul çağında daha soğuk iklim ve buzul ilerlemeleri ile belirginleşen bir zaman aralığıdır. Buzullar arası dönem, buzul dönemleri arasında daha sıcak iklim koşullarına sahiptir. Son buzul dönemi yaklaşık 15.000 yıl önce sona erdi. Holosen Çağ günümüzde mevcut buzullar arası dönemdir.

<span class="mw-page-title-main">Atmosfer bilimi</span> atmosferin incelenmesi ile ilgilenen bilim türü

Atmosfer bilimi, Dünya atmosferi ve içinde gerçekleşen fiziksel süreçlerinin incelenmesidir. Meteorolojinin kapsamında atmosferik kimya ve atmosfer fiziği bulunmasıyla beraber, ana odağı hava tahminidir. İklim bilimi, hem doğal hem de antropojenik iklim değişkenliği nedeniyle ortalama iklimleri ve bunların zaman içerisindeki değişimlerini tanımlayan atmosferik değişikliklerin incelenmesidir. Aeronomi, ayrışma ve iyonlaşmanın önem arz ettiği atmosfer üst katmanlarının incelenmesidir. Atmosfer bilimi, gezegen bilimi alanına, güneş sistemindeki gezegenlerin ve doğal uyduların atmosferlerinin incelenmesine kadar genişletilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Sera gazı emisyonları</span> İnsan faaliyetleri sonucu atmosfere salınan sera gazlarının kaynakları ve miktarları

İnsan faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonları sera etkisini güçlendirerek iklim değişikliğine neden oluyor. Çoğu fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan karbondioksittir: kömür, petrol ve doğal gaz. En büyük kirleticiler arasında Çin'deki kömür ile çoğu OPEC ve Rusya'da devlete ait olan büyük petrol ve gaz şirketleri yer alıyor. İnsan kaynaklı emisyonlar, Dünya atmosferindeki Karbondioksiti yaklaşık %50 oranında arttırdı.