İçeriğe atla

İklim değişikliğini hafifletme

Fosil yakıt kaynaklı CO2 emisyonlarının, IPCC'nin beş emisyon senaryosuyla karşılaştırılması. İnişler, küresel durgunluklarla ilgilidir. Veri kaynağı IPCC SRES senaryoları; Uluslararası Enerji Ajansı, "2010 Yakıt Yakmasından Kaynaklanan CO2 Emisyonları - Öne Çıkanlar" 21 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.; ve Ek IEA verileri 7 Ekim 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Grafik kaynağı: Skeptical Science.
Küresel ortalama yüzey sıcaklığı 1951–1980 ortalamasına göre 1880'den 2016'ya değişmektedir. Siyah çizgi, küresel yıllık ortalamadır ve kırmızı çizgi, beş yıllık yerel ağırlıklı grafik yumuşatmasıdır. Mavi belirsizlik çubukları % 95 güven sınırını göstermektedir. Kaynak: NASA GISS 17 Mayıs 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Sülfat aerosol hava kirliliğinden kaynaklanan Küresel kararmanın, 1950 ve 1980 arasında, küresel ısınmanın bir miktar azalmasına neden olduğuna inanılıyor.
İnsan faaliyetlerinden kaynaklanan küresel karbondioksit emisyonları 1800–2007.[1]
Sektörlere göre sera gazı emisyonları. Ayrıntılı bir analiz için Dünya Kaynakları Enstitüsü'ne bakın.
Karbondioksit eşdeğeri rakamlar bakımından, her bir enerji kaynağının dolaylı veya trend yönünde küresel ısınma potansiyeli etkileri devam etmekte olup hala araştırılmaktadır.

İklim değişikliğinin hafifletilmesi, uzun vadeli küresel ısınmanın ve ilgili etkilerinin büyüklüğünü veya oranını sınırlayan eylemlerden oluşur.[2] İklim değişikliğinin hafifletilmesi genel olarak insan (antropojenik) sera gazı emisyonlarındaki azalmayı içerir.[3] Karbon yutaklarının kapasitesini artırarak da hafifletme sağlanabilir. (örneğin, ağaçlandırma ile)[3] Etki hafifletme politikaları, insan kaynaklı küresel ısınmayla ilişkili riskleri önemli ölçüde azaltabilir.[4]

IPCC'nin 2014 değerlendirme raporuna göre, "İklim Değişikliğini Hafifletme bir kamu yararıdır; İklim değişikliği müştereklerin trajedisi durumudur. Etkili bir iklim değişikliği hafifletme, eğer her bir ajan (birey, kurum veya ülke) kendi bencil çıkarına göre bağımsız hareket ederse elde edilemez (bakınız Uluslararası işbirliği ve Emisyon ticareti) ve bu, kolektif eyleme olan ihtiyacı ortaya koyar. Bazı adaptasyon eylemleri ise, en azından kısa vadede, eylemlerin faydaları onları üstlenen bireylere, bölgelere veya ülkelere daha fazla tahakkuk edebileceklerinden, özel bir fayda özelliklerine sahiptir."[5]

Etki azaltma örnekleri arasında enerji verimliliğini artırarak enerji talebini azaltma, düşük karbonlu enerji kaynaklarına geçerek fosil yakıtları geride bırakma ve karbondioksiti Dünya atmosferinden giderme sayılabilir.[3][6] İklim değişikliğinin azaltılmasına bir diğer yaklaşım ise iklim mühendisliğidir.[7] İklim değişikliğini azaltma önlemleri, ülkelerin ulusal çevre politika belgelerine yazılabilir. (örneğin Paris Anlaşması kapsamında ulusal olarak belirlenmiş katkılar (NDC)).

Çoğu ülke, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne (UNFCCC) taraftır.[8] UNFCCC'nin nihai hedefi, atmosferdeki sera gazı konsantrasyonlarını, iklim sistemine tehlikeli insan etkisini önleyecek bir seviyede sabitlemektir.[9] Bilimsel analiz, iklim değişikliğinin etkileri hakkında bilgi sağlayabilir, ancak hangi etkilerin tehlikeli olduğuna karar vermek, değer yargılarını gerektirir.[10]

2010 yılında, UNFCCC’nin Tarafları, gelecekteki küresel ısınmanın, Sanayi Devrimi öncesi seviyeye göre 2.0 °C'nin (3.6 °F) altında olması gerektiğine karar verdiler.[11] 2015 yılının Paris Anlaşması ile bu doğrulandı, ancak 1.5 °C'nin altında bir ısınma elde etmek için "taraflar elinden gelenin en iyisini yapacak" şeklinde yeni bir hedef belirlenerek revize edildi.[12] Küresel sera gazı emisyonlarının mevcut gidişatı, küresel ısınmanın 1.5 veya 2 °C'nin altına sınırlanması ile tutarlı görünmemektedir.[13] Bazıları 2 °C sınırından daha katı [] veya mütevazı[14] olan başka azaltma politikaları önerilmiştir. 2019 yılında, 2 yıllık bir araştırmanın ardından Avustralya ve Almanya'dan bilim adamları, sıcaklık artışının yılda 1,7 trilyon dolar ile 1,5 °C ile nasıl sınırlandırılabileceğini gösteren "Tek Dünya İklim Modeli'ni" sundu.[15][16]

Sera gazı konsantrasyonları ve stabilizasyonu

refer to caption and adjacent text
CO2 emisyonlarının mevcut seviyelerinde dengelenmesi, atmosferdeki konsantrasyonunu stabilize etmez.[17]
refer to caption and adjacent text
Atmosferik CO2 konsantrasyonunun sabit bir seviyede stabilizasyonu, emisyonların etkin bir şekilde ortadan kaldırılmasını gerektirecektir.[17]

İklim değişikliğini hafifletme ile ilgili sıkça tartışılan konulardan biri, atmosferdeki sera gazı konsantrasyonlarının dengelenmesidir. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC), iklim sistemine “tehlikeli” antropojenik (yani, insan) müdahalenin önlenmesi hedefine sahiptir. Sözleşmenin 2. Maddesinde belirtildiği gibi, bu, atmosferdeki sera gazı (GHG) konsantrasyonlarının, ekosistemlerin iklim değişikliğine doğal olarak adapte olabileceği, gıda üretiminin tehdit altında olmayacağı ve ekonomik kalkınmanın sürdürülebilir bir şekilde ilerleyebileceği bir seviyede dengelenmesini gerektirir.[18]

Çok sayıda antropojenik sera gazı vardır. Bunlar arasında karbondioksit (kimyasal formül: CO2), metan (CH4), azot oksit (N2O) ve halokarbonlar olarak adlandırılan bir gaz grubu bulunur. Başka bir sera gazı olan su buharı konsantrasyonu da insan faaliyetlerinin dolaylı bir sonucu olarak yükseldi.[19] Bu gazların atmosferik konsantrasyonlarını dengelemek için gerekli emisyon azaltmaları değişiklik gösterir.[17] CO2 antropojenik sera gazlarının en önemlisidir.[20]

CO2 emisyonlarının stabilize edilmesi ile atmosferik CO2 konsantrasyonlarının stabilize edilmesi arasında bir fark vardır.[21] CO2 emisyonlarının mevcut seviyelerde dengelenmesi, atmosferik CO2 konsantrasyonunda stabilizasyona yol açmaz. Aslında, emisyonların mevcut seviyelerde dengelenmesi, 21. yüzyılın ve sonrasındaki atmosferik CO2 konsantrasyonunun artmaya devam etmesine neden olacaktır (grafiğe bakınız). Aslında, emisyonların mevcut seviyelerde dengelenmesi, 21. yüzyılın ve sonrasındaki atmosferik CO2 konsantrasyonunun artmaya devam etmesine neden olacaktır (grafiğe bakınız).

Bunun nedeni, insan faaliyetlerinin atmosfere doğal süreçlerin kaldırabileceğinden daha hızlı CO2 eklemesidir (tam bir açıklama için bkz. Dünya atmosferindeki karbondioksit).[17] Bu, bir küvete su akışına benzer.[22] Musluk suyu, küvete, tahliye deliğinden çıkan sudan (atmosferdeki karbon dioksitin doğal olarak uzaklaştırılmasına benzer) daha hızlı aktığı (karbondioksit emisyonuna benzer) sürece, haznedeki su seviyesi (atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonuna benzer) yükselmeye devam edecektir.

Bazı çalışmalara göre, atmosferik CO2 konsantrasyonlarının stabilize edilmesi, antropojenik CO2 emisyonlarının tepe emisyon seviyesine göre% 80 oranında azaltılmasını gerektirecektir.[23] Emisyonlarda% 80'lik bir azalma, CO2 konsantrasyonlarını yaklaşık bir yüzyıl boyunca stabilize eder, ancak bunun ötesinde daha da fazla azalma gerekli olacaktır.[17][23] Diğer araştırmalar, 9 milyar insanın gıda üretimine yönelik emisyon düşüldükten sonra ve küresel sıcaklık artışının 2 °C'nin altında kalmasını sağlayacak şekilde, enerji üretimi ve taşımacılıktan kaynaklanan emisyonların gelişmiş dünyada neredeyse hemen zirve yapması ve 2030 yılı civarında sıfır emisyona ulaşılana kadar yılda yaklaşık % 10 düşmesi gerektiğini buldu. Gelişmekte olan ülkeler'de enerji ve ulaştırma emisyonlarının 2025 yılına kadar zirveye çıkması ve ardından benzer şekilde düşüş göstermesi gerekecektir.[24][25][26][27]

İnsan kaynaklı diğer sera gazlarının atmosferik konsantrasyonunun stabilize edilmesi, atmosfere bırakılma ve atmosferden giderilme hızlarına bağlıdır. Bu gazlar için stabilizasyon, sonraki, CO2 olmayan sera gazları hakkında olan bölümde açıklanmıştır. []

2018 yılında uluslararası bir bilim adamı ekibi, Paris Anlaşması'ndaki mevcut azaltma politikasının, sıcaklık artışını 2 derece ile sınırlamak için yetersiz olduğunu açıklayan araştırma yayınladı. Tüm mevcut taahhütler yerine getirilse bile, on yıllar içinde, 4,5 derecelik bir sıcaklık artışı ihtimali olduğunu söylüyorlar. Bunu önlemek için doğal Karbon yutaklarının restorasyonu, Karbon dioksitin giderilmesi, toplumda ve değerlerde değişiklikler gerekli olacaktır.[28] Projeksiyonlar Gelecekteki sera gazı emisyonları projeksiyonları belirsizdir.[29] İklim değişikliğini hafifletecek politikaların yokluğunda, sera gazı emisyonları 21. yüzyılda önemli ölçüde artabilir.[30]

Çok sayıda değerlendirme atmosferik sera gazı konsantrasyonlarının nasıl dengelenebileceğini dikkate almıştır.[31] Stabilizasyon seviyesinin ne kadar düşük olması istenirse, küresel sera gazı emisyonlarının o kadar çabuk tepe noktasına ulaşıp düşmeye başlaması gerekecektir.[32] Sera gazı konsantrasyonlarının bu yüzyılda büyük politika değişiklikleri olmadan dengelenmesi pek mümkün değildir.[30]

refer to caption and adjacent text
Referans ve hafifletme senaryoları için 21. yüzyılda öngörülen karbondioksit emisyonları ve atmosferik konsantrasyonlar.
1970'ten 2010'a kadar günlük dünya enerji kullanım oranı. Her fosil yakıt kaynağı, 1970 ve 2010 arasında diğer tüm enerji kaynaklarının çok üzerinde olan büyük miktarlarda artmıştır. Hidroelektrik bu aynı dönemde yavaş bir oranda artmış, nükleer mevcut seviyesinde dengelenmeden önce 1970 ve 1990 arasında hızlı bir büyüme dönemine girmiştir. Diğer yenilenebilir enerji kaynakları, 2000-2010 yılları arasında düşük kullanım oranından başlayarak hızlı bir büyüme dönemine girmeye başlamıştır. 1000 TWh=1 PWh.[33]

Güç kaynaklarının enerji tüketimi

"Hidroelektrik İçsel Maliyetler ve Dışsal Yararlar"; Frans H. Koch; Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) - Hidroelektrik Teknolojileri ve Programları için Uygulama Anlaşması; 2000.

Uzun süreli iklim değişikliği hafifletme oluşturmak için, geleneksel fosil yakıtların (petrol, kömür ve doğalgaz gibi) yüksek karbon emisyonlu yoğunluklu güç kaynaklarının, düşük karbonlu güç kaynaklarıyla değiştirilmesi gerekir. Fosil yakıtlar, insanlığa enerji talebimizin büyük çoğunluğunu ve artan bir oranda tedarik etmektedir. 2012 yılında IEA, kömürün önceki on yılın artan enerji kullanımının yarısını oluşturduğunu ve tüm yenilenebilir enerji kaynaklarından daha hızlı büyüdüğünü belirtti.[34] Hem hidroelektrik hem de nükleer enerji, küresel toplam enerji tüketiminin üretilen düşük karbonlu güç fraksiyonunun çoğunluğunu sağlar.

Yakıt cinsiOrtalama toplam küresel güç tüketimi, TW[35]
198020042006
Petrol4.385.585.74
Gaz1.803.453.61
Kömür2.343.874.27
Hidroelektrik0.600.931.00
Nükleer enerji0.250.910.93
Jeotermal, rüzgâr,
solar enerji, Ağaçlar
0.020.130.16
Toplam9.4815.015.8
Kaynak: ABD Enerji Enformasyon İdaresi
O yıl içindeki (PWh) cinsinden, Enerji tüketimi, kaynağı ve miktarı.[36]
Fosil Nükleer Tüm yenilenebilir Toplam
199083.3746.11313.082102.569
200094.4937.85715.337117.687
2008117.0768.28318.492143.851
Değişim 2000–200822.5830.4263.15526.164

Yöntemler ve araçlar

Şu anda karşımıza çıkan sorunlarla başa çıkacak kadar radikal olamayız. Soru pratikte mümkün olan şeydir.

David AttenboroughBirleşik Krallık Avam Kamarası İş, Enerji ve Endüstri Strateji Komitesi'ne tanık olarak.[37]

Refer to caption and image description
Bu grafik, çeşitli enerji kaynaklarının dünya birincil elektrik tüketimine (PEC) tahmini katkısını göstermektedir.[38] Sera gazı emisyonlarının 21. yüzyıl boyunca önemli ölçüde azaltıldığı bir iklim değişikliği hafifletme senaryosuna dayanmaktadır. Senaryoda, emisyon azaltımları bir enerji kaynakları portföyünün yanı sıra enerji talebindeki azalmalar kullanılarak elde edilmektedir. Ayrıca gri tonlama ile bulabilirsiniz.

Değerlendirmeler sıklıkla sera gazı emisyonlarının düşük karbonlu teknolojiler portföyü kullanılarak azaltılabileceğini göstermektedir.[39] Çoğu teklifin merkezinde, enerji israfını azaltarak ve düşük karbon gücü enerji kaynaklarına geçerek sera gazı (GHG) emisyonlarının azaltılması var. Elektrik sektöründeki sera gazı emisyonlarının azaltılmasının maliyeti, ulaşım sektöründeki gibi diğer sektörlerden daha düşük göründüğü için, elektrik sektörü, ekonomik olarak verimli bir iklim politikası ile, en büyük orantılı karbon azalmasını sağlayabilir.[40]

"Ekonomik araçlar, iklim değişikliği hafifletme politikalarının tasarlanmasında yararlı olabilir. "İktisat ve sosyal refah analizinin, maliyet-fayda analizi de dahil olmak üzere sınırlamaları geniş çapta belgelenmekle birlikte, ekonomi, yine de, uyum önlemlerinin alınmasının yanı sıra iklim değişikliği hafifletmek için harekete geçmenin artılarını ve eksilerini değerlendirmek için ve rekabetçi toplumsal hedeflere ulaşmada yararlı araçlar sağlar. Bu artıları ve eksileri anlamak, iklim değişikliğinin hafifletilmesi konusunda politika kararları alınmasına yardımcı olabilir ve ülkeler, kurumlar ve bireyler tarafından gerçekleştirilen eylemleri etkileyebilir."[5]

Sıkça tartışılan diğer araçlar arasında verimlilik, toplu taşıma, otomobillerde yakıt tasarrufunun arttırılması (elektrikli hibritlerin kullanımını içerir), hibritlerin ve elektrikli otomobillerin düşük karbonlu elektrikle şarj edilmesi, bireysel değişiklikler yapılması,[41] ve değişen iş uygulamalarını içerir. Birçok fosil yakıtla çalışan araç, elektrik kullanacak şekilde dönüştürülebilir ve ABD, gece şarjı kullanarak, hafif hizmet tipi araçların% 73'ü için elektrik sağlama potansiyeline sahiptir. Elektrikli bir otomobil için ABD'deki CO2 ortalama emisyon, mil başına 180 gram ve benzinli bir araba için mil başına 430 gramdır.[42] Emisyonlar, "yüksek insan sağlığı etkileri" olan sokak seviyesinden uzaklaştırılacaktır. Gelecekteki taşımacılık yükünü karşılamak için artan elektrik üretimi kullanımı, çoğunlukla fosil yakıt esaslı, çoğunlukla doğal gazdır ve bunu kömür takip eder, ancak nükleer, gelgit, hidroelektrik ve diğer kaynaklardan da karşılanabilir.[43]

Bir dizi enerji teknolojisi, iklim değişikliğinin hafifletilmesine katkıda bulunabilir.[44] Bunlar, nükleer enerji, biyokütle, hidroelektrik, rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi, jeotermal enerji, okyanus enerjisi ve yenilenebilir enerji kaynaklarını, ve; karbon yutaklarının kullanımı ve karbon yakalama ve depolamayı içerir. Örneğin, Princeton'dan Pacala ve Socolow, günümüz teknolojilerini kullanarak, CO2 salınımını yılda 1 milyar metrik ton veya 50 yıl boyunca 25 milyar ton azaltmak için, bir küresel ısınma oyunu gibi, 15 bölümlük bir program önerdi.[45][46]

Diğer bir düşünce gelecek sosyoekonomik gelişme'nin nasıl ilerleyeceğidir. Gelişme seçimleri (veya “yollar”) sera gazı emisyonlarında farklılıklara yol açabilir.[47] Siyasi ve sosyal tutumlar, emisyonları azaltmak için etkili politikaları uygulamanın ne kadar kolay veya zor olduğunu etkileyebilir.[48]

Talep yönetimi

Yaşam tarzı ve davranış

IPCC Beşinci Değerlendirme Raporu, davranış, yaşam tarzı ve kültürel değişimin bazı sektörlerde, özellikle teknolojik ve yapısal değişimi tamamlarken, iklim değişikliğini hafifletmede yüksek potansiyele sahip olduğunu vurgulamaktadır.[49]:20 Genelde, daha yüksek tüketimli yaşam tarzları daha büyük bir çevresel etkiye sahiptir. Bazı bilimsel araştırmalar, özellikle gelişmiş ülkelerde yaşayan ancak daha genel olarak tüm ülkelerdeki insanların, karbon ayakizlerini azaltmak istediklerinde, yapabilecekleri dört önemli "yüksek etkili" eylemin olduğunu göstermiştir:[50][]:[51][52] 1. Araçsız yaşam (2,4 ton CO2)

2. Bir adet gidiş-dönüş transatlantik uçuştan kaçınma (1.6 ton)
3. Bitki bazlı diyet (0.8 ton)

Bunlar, çoğunlukla “düşük-etki” kategorisine girmiş gibi görünen, yaşam tarzını “yeşillendirme” konusundaki popüler tavsiyelerden önemli ölçüde farklı görünüyor: Tipik bir otomobilin bir hibritle değiştirilmesi (0.52 ton); Soğuk suda çamaşır yıkamak (0.25 ton); Geri dönüşüm (0.21 ton); Verimli ampül kullanma (0.10 ton); vb. Araştırmacılar, bir kişinin karbon ayakizini azaltma konusundaki halk söyleminin ezici bir şekilde düşük etkili davranışlara odaklandığını ve yüksek etkili davranışlardan söz etmenin, ana akım medyada, hükûmet yayınlarında, K-12 okul kitaplarında vs. neredeyse yok denecek kadar az olduğunu tespit etti.[50][51][52]

Araştırmacılar, “Önerilen yüksek etkili eylemlerimiz, daha çok tartışılan seçeneklerden daha etkilidir" (örneğin, bitki bazlı bir diyet, ampulleri yükseltmekten sekiz kat daha fazla emisyon tasarrufu sağlar). Daha da önemlisi, bir tane daha az çocuğa sahip olmayı seçen bir ABD ailesi, yaşamları boyunca kapsamlı geri dönüşümü benimsemeyi seçen 684 genç ile aynı düzeyde emisyon azaltımı sağlayacaktır.”[50][51][52]

Diyet değişimi

Genel olarak gıda, küresel karbon ayakizinin yaklaşık % 20'sini oluşturan tüketime dayalı sera gazı emisyonlarının en büyük payını oluşturuyor, bunu konut, mobilite, servisler, üretilen ürünler ve inşaat izliyor. Yiyecek ve hizmetler yoksul ülkelerde, hareketlilik ve üretilen mallar zengin ülkelerde daha önemlidir.[53]:327 İngiliz halkının gerçek yaşam diyetleriyle ilgili yapılan 2014 yılı araştırması, sera gazı katkılarının(CO2eq) yüksek et yiyiciler için günde 7.19 kg/gün, vejetaryenler için 3.81 kg/gün, veganlar için 2.89 kg/gün olduğunu tahmin ediyor.[54]

Vejetaryen bir diyetin yaygın olarak benimsenmesi, gıda kaynaklı sera gazı emisyonlarını 2050 yılına kadar % 63 azaltabilir.[55] Çin, 2016 yılında, et tüketimini % 50 azaltmayı ve böylece sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar 1 milyar ton düşürmeyi hedefleyen yeni diyet yönergeleri getirdi.[56] 2016 yılında yapılan bir araştırma, et ve süt vergilerinin eş zamanlı olarak sera gazı emisyonlarının azalmasına ve sağlıklı diyetlerin artmasına neden olabileceği sonucuna varmıştır. Çalışmada sığır eti üzerinde % 40, sütte % 20 ek ücretler analiz edildi ve optimum bir planın, emisyonları yılda 1 milyar ton azaltacağı öne sürüldü.[57][58]

Enerji verimliliği ve tasarrufu

E27 tabanı (10 watt, 806 lümen ) ile 230 voltluk bir LED ampul.

Bazen sadece "enerji verimliliği" olarak adlandırılan verimli enerji kullanımı, ürün ve hizmet sağlamak için gereken enerji miktarını azaltma çabalarının hedefidir. Örneğin, bir evin yalıtılması, bir binanın konforlu bir sıcaklığı sağlamak ve korumak için daha az ısıtma ve soğutma enerjisi kullanmasını sağlar. LED aydınlatma, floresan aydınlatma veya doğal tavan penceresi pencereleri takmak, geleneksel akkor ampulleri kullanmaya kıyasla aynı aydınlatma seviyesine ulaşmak için gereken enerji miktarını azaltır. Kompakt flüoresan ampuller enerjinin yalnızca% 33'ünü kullanır ve akkor lambalardan 6 ila 10 kat daha uzun süre dayanır.[59] LED lambalar akkor lambanın ihtiyaç duyduğu enerjinin sadece % 10'unu kullanır.

Enerji verimliliğinin, enerji tüketimini arttırmadan ekonomileri büyütmek için verimli bir strateji olduğu kanıtlanmıştır. Örneğin, Kaliforniya eyaleti, 1970'lerin ortalarında, katı verimlilik gereklilikleri ile bina kodu ve cihaz standartları da dahil olmak üzere enerji verimliliği önlemlerini uygulamaya başladı. Sonraki yıllarda, Kaliforniya’nın kişi başına enerji tüketimi yaklaşık olarak sabit kalırken, ABD’nin ulusal tüketimi iki katına çıktı. Kaliforniya, stratejisinin bir parçası olarak, enerji verimliliğini birinci, yenilenebilir elektrik kaynaklarını ikinci ve yeni fosil yakıtlı enerji santrallerini en sona koyan yeni enerji kaynakları için bir "yükleme sıralaması" uyguladı.[60]

Enerji tasarrufu, örneğin davranış değişikliği yoluyla daha az enerji gerektiren bir hizmet elde etmek için daha az enerji kullanmayı içerdiğinden enerji verimliliğinden daha geniştir. Verimlilik artışı olmayan koruma örnekleri, bir odayı kışın daha az ısıtmak, daha az araba kullanmak veya daha az aydınlık bir odada çalışmak olabilir. Diğer tanımlarda olduğu gibi, verimli enerji kullanımı ve enerji tasarrufu arasındaki sınır bulanık olabilir, ancak her ikisi de çevresel ve ekonomik açıdan önemlidir. Bu özellikle eylemlerin fosil yakıtların tasarrufuna yönelik olduğu durumdur.[61]

Enerji kullanımının azaltılması, sera gazı emisyonlarının azaltılması sorununa kilit bir çözüm olarak görülmektedir. Uluslararası Enerji Ajansı'na göre, binalarda, endüstriyel işlemlerde ve taşımacılıkta enerji verimliliğinin artması, 2050'de dünyanın enerji ihtiyacını üçte bir oranında azaltabilir ve küresel sera gazı emisyonlarının kontrolüne yardımcı olabilir.[62]

Talep tarafında kaynakları değiştirme

Talep tarafındaki yakıt değişimi, bir enerji servisine duyulan ihtiyacı karşılamak için kullanılan yakıt tipini değiştirmeyi ifade eder. Derin dekarbonizasyon hedeflerine ulaşmak için, Kaliforniya ve Avrupa Birliği'nde tartışılan 2050 hedefine göre % 80 azalma gibi birçok birincil enerji değişikliğine ihtiyaç duyulmaktadır.[63][64] Sadece enerji verimliliği bu hedeflere ulaşmak için yeterli olmayabilir, talep tarafında kullanılan yakıtları değiştirmek karbon salınımını azaltmaya yardımcı olacaktır.[65][66] Kademeli olarak kömür, petrol ve nihayetinde doğal gazın, binalarda mekan ve su ısıtması için azaltılması gerekecektir. Eşdeğer miktarda ısı için, doğal gaz yakmak, kömür yakmaktan % 45 daha az karbondioksit üretir.[67] Bunun olabileceği çeşitli yollar vardır ve farklı stratejiler muhtemelen farklı yerlerde anlamlı olacaktır. Bir gaz ocağının sistem verimliliği, doğal gaz enerji santrali ve elektrikli ısı kombinasyonundan daha yüksek olabilir. Aynı doğal gaz enerji santrali ve bir elektrik ısı pompası kombinasyonu, en soğuk iklimler hariç hepsinde, iletilen ısı birimi başına daha düşük emisyona sahiptir. Bu, ısı pompalarının çok verimli performans katsayısı nedeniyle mümkündür.

Bu yüzyılın başında, tüm elektriğin % 70'i fosil yakıtlar tarafından üretiliyordu ve karbon içermeyen kaynaklar sonunda üretim karışımının yarısını oluşturduğu zaman, gaz veya yağ fırınları ve su ısıtıcılarını elektrikli olanlar ile değiştirmenin çevresel yararı olacak. Norveç, Brezilya ve Québec gibi bol miktarda hidroelektrik olan bölgelerde, elektrikli ısı ve elektrik ile su ısıtma yaygındır.

Talep tarafını fosil yakıtlardan ısıtma için elektriğe geçirme ekonomisi, yakıtlara göre elektrik fiyatına ve ekipmanların nispi fiyatlarına bağlı olacaktır. EIA Yıllık Enerji Görünümü 2014, yerel gaz fiyatlarının önümüzdeki on yıllarda, elektrifikasyonunu teşvik edecek şekilde, elektrik fiyatlarından daha hızlı artacağını göstermektedir.[68] Elektrikli ısıtma yükleri ayrıca talep yanıtı içerisine katılabilecek esnek bir kaynak sağlayabilir. Termostatik olarak kontrol edilen yükler doğal enerji deposuna sahip olduklarından, ısıtmanın elektrifikasyonu değişken yenilenebilir kaynakları şebekeye entegre etmek için değerli bir kaynak sağlayabilir.

Elektrifikasyon alternatifleri arasında, enerjiyi gaza dönüştürme, biyogaz veya diğer karbon-nötr yakıtlar yoluyla boru hattı gazının dekarbonize edilmesi de bulunur. Enerji ve Çevre Ekonomisi tarafından yapılan 2015 araştırması, boru hattı gazı dekarbonazisyonu için, elektrifikasyon ve enerji verimliliği hibrit yaklaşımının, Güney Kaliforniya'da, yalnızca elektrifikasyon veya enerji verimliliği ile aynı maliyette karbon azaltma hedeflerini karşılayabileceğini göstermektedir.[69]

Talep tarafı şebeke yönetimi

Rüzgâr enerjisi gibi sürekli olmayan elektrik kaynaklarını genişletmek, şebeke dalgalanmalarının dengelenmesi ile ilgili büyüyen bir sorun yaratır. Planlardan bazıları arasında binalar için pompalanmış depolama veya milyarlarca dolar maliyeti olan kıtasal süper şebekeler bulunuyor. Bununla birlikte, daha fazla enerji için yapılaşma yerine, tüketici tarafındaki elektrik talebinin boyutunu ve zamanlamasını etkilemenin çeşitli yolları vardır. Daha küçük bir elektrik şebekesinde azalan talepler için tasarım yapmak, süreksizlik, elektrik kesintileri ve en yüksek talepler için fazladan üretim ve aktarıma sahip olmaktan daha verimli ve ekonomiktir. Bu yeteneklere sahip olmak akıllı şebeke'nin ana amaçlarından biridir.

Kullanım süresi ölçümü, elektrik kullanıcılarını en yüksek yük tüketimini azaltmaya motive etmenin yaygın bir yoludur. Mesela, talebin tepe noktası geçtikten sonra geceleri bulaşık ve çamaşır yıkama, elektrik maliyetlerini düşürüyor.

Dinamik talep planları, elektrik şebekesinde stres algılandığında cihazların pasif olarak kapatılmasını sağlar. Bu yöntem termostatlarla çok iyi çalışabilir. Şebekedeki güç az bir miktar yetersiz kaldığında, şebekedeki yükü azaltan düşük güçte bir sıcaklık ayarı otomatik olarak seçilir. Örneğin milyonlarca buzdolabı, bulutlar güneş panellerini gölgelediğinde tüketimini azaltır. Tüketicinin kredi hesaplamasını yapabilmesi için akıllı sayaç olması gerekir.

Talep yanıtlı cihazlar şebekeden her türlü mesajı alabilir. Mesaj, dinamik talebe benzer düşük güç modunu kullanma talebi, şebekedeki ani bir hata anında tamamen kapanma ya da elektrik için mevcut ve beklenen fiyatlar hakkındaki bildirimler olabilir. Bu, elektrikli otomobillerin günün saatinden bağımsız olarak en ucuza şarj olmasını sağlayacaktır. Araçtan şebekeye önerisi, şebekeyi geçici olarak beslemek için bir otomobilin aküsünü veya yakıt hücresini kullanır.

Alternatif enerji kaynakları

Yenilenebilir enerji

Dünyada yenilenebilir enerjinin büyümesi yeşil ve koyu mavi çizgilerle gösterilmektedir.[70]
Çin'de, Dünyanın en büyük hidroelektrik santrali olan, 22.500 MW etiket kapasitesili Üç Boğaz Barajı.
Shepherds Flat Wind Farm, Oregon ABD eyaletinde 845 megawatt (MW) etiket kapasitesili, rüzgâr çiftliğidir, her türbin etiketli 2 veya 2.5 MW elektrik jeneratörüdür.
150 MW'lık Andasol solar enerji santrali, İspanya'da bulunan ticari parabolik oluk solar termik enerji santralidir. Andasol santrali, güneş enerjisini depolamak için erimiş tuz tankları kullanır, böylece güneş gittikten sonra bile 7.5 saat boyunca elektrik üretmeye devam edebilir.[71]
Solar ocak, dış mekanda yemek pişirmek için güneş ışığını enerji kaynağı olarak kullanır.

Uluslararası Enerji Ajansı açıkladığına göre yenilenebilir enerji akışları güneş ışığı, rüzgâr, yağmur, gelgitler, bitki büyümesi ve jeotermal ısı gibi doğa olaylarını içerir.[72]

Yenilenebilir enerji, sürekli yenilenen doğal süreçlerden elde edilir. Çeşitli formlarında, doğrudan güneşten ya da yerin derinliklerinde üretilen ısıdan kaynaklanır. Tanımda güneş, rüzgâr, okyanus, hidroelektrik, biyokütle, jeotermal kaynaklardan üretilen elektrik ve ısı ve yenilenebilir kaynaklardan türetilen biyoyakıtlar ve hidrojen yer almaktadır.

İklim değişikliği endişeleri[73][74][75] ve karbon emisyonlarını azaltma ihtiyacı, yenilenebilir enerji endüstrilerinde artan büyümeyi hızlandırıyor.[76][77][78] Düşük karbonlu yenilenebilir enerji, üç ana alanda geleneksel fosil yakıtların yerini almaktadır: enerji üretimi, sıcak su/alan ısıtma ve taşımacılık yakıtları.[79] 2011 yılında, dünya genelinde elektrik üretimi içerisinde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı dördüncü yıl arka arkaya artarak % 20,2'ye yükseldi.[80] REN21 2014 raporuna göre, yenilenebilir enerji kaynakları küresel enerji tüketimine % 19 oranında katkıda bulundu. Bu enerji tüketimi, yanan biyokütleden elde edilen % 9, ısı enerjisi % 4 (biyokütle olmayan), rüzgâr % 4,2 ve güneş, jeotermal ve biyokütle termik santrallerinden elde edilen elektrik % 2 olarak paylaşıldı.[81]

Yenilenebilir enerji kullanımı, beklenenden çok daha hızlı büyüdü.[82] Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), toplam küresel enerji talebinin çoğunu karşılamak için bir yenilenebilir enerji teknolojileri portföyünü entegre etmenin birkaç temel teknolojik sınırının olduğunu söyledi.[83] Ulusal düzeyde, dünyadaki en az 30 ülke halihazırda enerji arzının % 20'sinden fazlasına katkıda bulunan yenilenebilir enerjiye sahiptir.

2012 itibarıyla, yenilenebilir enerji, kurulan yeni elektrik kapasitesinin neredeyse yarısını oluşturuyor ve maliyetler düşmeye devam ediyor.[84] Kamu politikası ve politik liderlik, hareket sahasının adil olmasını ve yenilenebilir enerji teknolojilerinin daha geniş kabul görmesini sağlamaya yardımcı olur.[85] (2011 (2011) itibarıyla) itibarıyla, 118 ülkenin kendi yenilenebilir enerji gelecekleri için hedefleri var ve yenilenebilir enerjileri teşvik etmek için geniş çaplı kamu politikaları yürürlüğe koydular.[86][87] Önde gelen yenilenebilir enerji şirketleri arasında BrightSource Energy, First Solar, Gamesa, GE Energy, Goldwind, Sinovel, Suntech, Trina Solar, Vestas ve Yingli vardır.[88][89]

% 100 yenilenebilir enerji kullanma teşviki küresel ısınma ve diğer ekolojik ve ekonomik kaygılar tarafından yaratılmıştır.[82] Mark Z. Jacobson, tüm yeni enerjiyi rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi ve hidroelektrik ile 2030'a kadar üretmenin mümkün olduğunu ve mevcut enerji tedarik düzenlemelerinin 2050 yılına kadar tümüyle değiştirilebileceğini söylüyor. Yenilenebilir enerji planının uygulanmasının önündeki engellerin "öncelikle teknolojik veya ekonomik değil, sosyal ve politik" olduğu görülmektedir. Jacobson, rüzgârın, güneşin ve su sisteminin enerji maliyetlerinin bugünün enerji maliyetlerine benzer olması gerektiğini söylüyor.[90] (IEA) Uluslararası Enerji Ajansı tarafından yapılan 2011 projeksiyonuna göre, güneş enerjisi jeneratörleri, dünyanın elektriğinin çoğunu 50 yıl içinde üreterek, sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde azaltabilir.[91] "% 100 yenilenebilir enerji" yaklaşımının eleştirmenleri Vaclav Smil ve James E. Hansen'i içerir. Smil ve Hansen, güneş ve rüzgâr enerjisinin değişken çıktısı, NIMBYizm ve altyapı eksikliği konusunda endişe duyuyorlar.[92]

Ekonomik analistler, 2011 Japonya nükleer kazalarını takiben yenilenebilir enerji (ve verimli enerji kullanımı) için pazar kazancı beklemektedir.[93][94] 2012 Birlik Devleti konşmasında Başkan Barack Obama, yenilenebilir enerjiye olan bağlılığını yineledi ve 2012 yılında kamu arazisinde 10.000 MW yenilenebilir enerji projesine izin verme konusundaki uzun süredir devam eden İçişleri Bakanlığı taahhüdünden bahsetti.[95] Küresel olarak, yenilenebilir enerji endüstrilerinde tahminen 3 milyon doğrudan iş var, bunların yarısı biyoyakıt endüstrisinde.[96]

Yenilenebilir enerji kaynaklarının ekonomik bir şekilde kullanılması için çok uygun, olumlu coğrafya, jeoloji ve havası olan bazı ülkeler, elektriğinin çoğunu, jeotermal enerji dahil olmak üzere, yenilenebilir kaynaklardan almaktadırlar. Jeotermal enerji; İzlanda yüzde 100 : Hidroelektrik; Brezilya yüzde 85, Avusturya yüzde 62, Yeni Zelanda 65, İsveç yüzde 54.[97]

Yenilenebilir enerji jeneratörleri birçok ülkede yaygınlaşmıştır ve rüzgâr enerjisi bazı bölgesel alanlarda önemli miktarda elektrik sağlar: örneğin, ABD'nin Iowa eyaletinde yüzde 14, Almanya'nın kuzey eyaleti Schleswig-Holstein'da yüzde 40 ve Danimarka'da yüzde 20. Güneş enerjili su ısıtma birçok ülkede, özellikle de şu anda küresel toplamın yüzde 70'ine (180 GWth) sahip olan Çin'de önemli ve büyüyen bir katkı sağlıyor. Dünya genelinde, toplam kurulu güneş enerjili su ısıtma sistemleri, 70 milyondan fazla hanenin su ısıtma ihtiyacının bir bölümünü karşılamaktadır. Biyokütle'nin ısıtma için kullanımı da artmaya devam ediyor. İsveç'te, ulusal biyokütle enerjisi kullanımı, petrolün değerini aştı. Doğrudan jeotermal ısıtma da hızla büyüyor.[97]

Etanol yakıtı ve biyodizel gibi ulaşım için yenilenebilir biyoyakıtlar, 2006'dan beri Amerika Birleşik Devletleri'nde petrol tüketiminde önemli bir düşüşe neden oldu. 2009 yılında dünya çapında üretilen 93 milyar litre biyoyakıt, dünyadaki benzin üretiminin yaklaşık yüzde 5'ine eşit olan yaklaşık 68 milyar litre benzinin yerini aldı.[97] Birçok farklı biyoyakıt nesli, yani 1., 2., 3. ve 4. nesil biyoyakıt olarak ayırt edilebilir. İlk nesil biyoyakıtlar gıda üretimi ile rekabet ederken, sonraki nesillerde artık bu sorun yaşanmadı. Ayrıca, 1. nesil biyoyakıtlar aynı zamanda daha sonraki nesil biyoyakıtlarda artık bulunmayan hurma yağı ve soya yağı (yağmur ormanlarında ormansızlaşmaya neden olan etmenler (Brezilya, Endonezya, ...)) gibi yakıtları da içerir.

Dünyanın en büyük güneş enerjisi santrallarından bazıları: Ivanpah (CSP) ve Topaz (PV), ikisi Kaliforniya'da.

Nükleer enerji

Gelişmiş Test Reaktörünün Fisyon enerjili çekirdeğin yakınında üretilen Mavi Cherenkov ışığı.

2001'den bu yana "nükleer rönesans" terimi, fosil yakıt fiyatları ve sera gazı emisyon sınırlarına uyulmasına ilişkin yeni kaygılar nedeniyle nükleer güç endüstrisinin canlanmasına atıfta bulunmak için kullanılmıştır.[98] Bununla birlikte, Mart 2011'de Japonya'da Fukuşima nükleer felaketi ve diğer nükleer tesislerindeki ilgili kesintiler, nükleer gücün geleceği konusunun bazı yorumcular arasında sorgulanmasına yol açtı.[99][100][101] Platts “Japonya’nın Fukushima nükleer santrallerindeki krizin, önde gelen enerji tüketen ülkelerin mevcut reaktörlerinin güvenliğini gözden geçirmelerine ve dünyadaki planlı genişlemelerin hızı ve ölçeği konusuna şüphe ile bakılmasına yol açtığını” bildirdi.[102]

Dünya Nükleer Birliği, 2012’de nükleer elektrik üretiminin 1999’dan bu yana en düşük düzeyde olduğunu bildirmiştir.[103] Daha önce yapılmış birkaç uluslararası araştırma ve değerlendirme,[104][105][106] diğer düşük karbonlu enerji teknolojiler portföyünün bir parçası olarak, nükleer enerjinin, sera gazı emisyonlarını azaltmada rol oynamaya devam edeceğini ileri sürdü. Tarihsel olarak, nükleer enerji kullanımının, 2013 itibarıyla 64 giga ton CO2 eşdeğeri atmosferik emisyonu engellediği tahmin edilmektedir.[107] Nükleer enerjiyle ilgili kamu endişeleri harcanan nükleer yakıtın kaderi, nükleer kazalar, güvenlik riskleri, nükleer silahların yayılması ve nükleer santrallerin çok pahalı olmasıdır.[108][109][110] Bu kaygılardan nükleer kazalar ve uzun ömürlü radyoaktif yakıtın/"atıkların" elden çıkarılması, muhtemelen dünya çapında en büyük kamuoyu etkisini yarattı.[108] Genel olarak farkında olunmasa da, bu göze çarpan kamusal kaygılardan her ikisi de, mevcut pasif güvenlik tasarımları, deneysel olarak kanıtlanmış "erime koruması" EBR-II, gelecek erimiş tuz reaktörleri ve geleneksel ve daha gelişmiş yakıt/"atık" ısı-işleminin kullanılması ile büyük ölçüde azaltılmıştır.[111] İkinci geri dönüşüm veya yeniden işleme, bir toplum tarafından uzun ömürlü atığın azaltılmasına verilen farklı değerlerin seviyelerine bağlı olarak, çoğu ülkede bir kereye mahsus nükleer yakıt çevrimi kullanmanın genellikle daha ucuz olduğu düşünüldüğü için şu anda yaygın değildir. Örneğin Fransa'da ABD’ye kıyasla önemli miktarda yeniden işleme yapılır.[112][113]

Nükleer enerji, 2013 itibarıyla dünya elektrik üretimindeki % 10,6'lık bir paya sahiptir ve en büyük düşük karbonlu güç kaynağı olan hidroelektrikten hemen sonra gelir.[114] 400'den fazla reaktör 31 ülkede elektrik üretiyor.[115]

Nükleer enerjiden kaynaklanan CO2 yaşam döngüsü değerlendirmesi emisyonlarını analiz eden Endüstriyel Ekoloji Dergisi'nde yayınlanan bir Yale Üniversitesi incelemesi şöyledir: "Toplu LCA literatürü, nükleer enerjiden kaynaklanan yaşam döngüsü sera gazı emisyonlarının, geleneksel fosil kaynaklardan kaynaklanan emisyonların yalnızca küçük bir kısmı ve yenilenebilir teknolojilerle karşılaştırılabilir olduğunu göstermektedir."[116] Bazıları, zenginleştirme yöntemlerinin verimliliğinde bir artış olmadan Uranyum cevheri derecesinde aşırı potansiyel bir düşüşün sonucu olarak gelecekteki GHG nükleer enerji emisyonlarını çevreleyen belirsizliğe dikkat çekmiştir. Gelecekteki küresel nükleer gelişmenin senaryo analizinde, ortalama cevher derecesinin azalan bir küresel uranyum piyasası tarafından etkilenebileceği için, koşullara bağlı olarak, medyan yaşam döngülü nükleer enerji sera gazı emisyonlarının 2050 yılına kadar 9 ile 110 g CO2-eq/kWh arasında olabileceğini belirledi. Bu analizdeki son yüksek rakam, senaryodaki "cevher derecesi" birçok linyit kömür küllerindeki uranyum konsantrasyonundan daha düşük olduğu için makalenin yazarları tarafından "çok sağlam sayılmayan" en kötü durum senaryosundan türetilmiştir.[116]

Bu gelecek analizleri öncelikle mevcut II. Nesil reaktör teknolojisi için ekstrapolasyonlarla ilgilenmesine rağmen, aynı makale aynı zamanda "FBR'ler"/Hızlı Üretken Reaktörleri hakkındaki literatürü özetlemektedir. En yenisi BN-800 olan FBR'lerden ikisi, 2014'ten beri çalışıyorlar ve bu reaktörler için "medyan yaşam döngüsü GHG emisyonlarının ... mevcut hafif su reaktörleri LWR'lere benzer veya daha düşük olduğu ve uranyum cevherini az veya hiç tüketmediği ifade ediliyor. [116]

2014 raporlarında, enerji kaynaklarının IPCC karşılaştırması, özellikle albedo etkilerini içeren, üretilen elektrik birimi başına küresel ısınma potansiyeli, daha yaygın üretken olmayan hafif su reaktörleri için Warner ve Heath Yale meta-analizinden elde edilen medyan emisyon değerini yansıtmaktadır: bir CO2 - eşdeğer 12 g CO2 - eq / kWh. Bu değer, sırasıyla 24 ve 230 g CO2 - eq/kWh olarak, büyük ölçüde daha fazla küresel ısınma katkısına yol açan, hidroelektrik ve biyokütle gibi benzer düşük karbon gücü temel yük kaynakları ile tüm temel yük güç kaynaklarının en düşük küresel ısınma katkı durumudur.[117]

2014 yılında, Brookings Enstitüsü, enerji ve emisyon maliyet analizlerini yaptıktan sonra “Düşük ve Karbonsuz Elektrik Teknolojilerinin Net Yararları” nı yayınladı. Rapora göre yeni nükleer, hidroelektrik ve kombine çevrimli doğal gaz santrallerin net faydaları, rüzgâr veya güneş santrallerinin net faydalarından çok daha ağır basar "ve en uygun maliyetli düşük karbonlu enerji teknolojisi nükleer enerjidir.[118][119][120]

Başkanlık kampanyası sırasında Barack Obama, “Nükleer enerji, karbon dışı elektrik üretimimizin % 70'inden fazlasını temsil ediyor. Bir seçenek olarak nükleer enerjiyi elimine edersek, agresif iklim hedeflerimize ulaşmamız mümkün değildir." şeklinde bir ifade kullanmıştır.[121]

2015 yılında Profesör Barry W. Brook ve meslektaşları tarafından yapılan, dünyanın elektrik şebekesinden fosil yakıtları tümüyle kaldırmak ile ilgili bir analiz, Fransa ve İsveç'te 1980'li yıllarda bu iki ülkenin nükleer enerji geliştirme programları sırasındaki fosil yakıtları nükleer enerji ile mütevazı ve kanıtlanmış değiştirme hızında, 10 yıl içerisinde bu iki ülkenin elektrik şebekelerine bağlı tüm fosil yakıtları nükleer enerji ile değiştirebildiğini ve bu sonucun aynı zamanda en sıkı sera gazı etkilerini hafifletme hedeflerini bile karşılayacak düzeyde olduğunu belirledi.[122] Daha önceki benzer bir analizde Brook, eğer dünyadaki nükleer fisyon yapılandırma hızı bu iki ülkenin 1980 sonrasındaki on yıllık yapılandırma hızına eşit olsaydı 30 yıl içerisinde, ulaşım ile ilgili sentetik yakıtlar vs. de dahil olmak üzere tüm küresel enerjinin yüzde 50'si üretilebilirdi.[123][124][125] Bu, hiçbir tarihsel emsali olmayan ve kısıtlayıcı maliyeti nedeniyle hiçbir zaman denenmemiş ve gelecekte enerjiyi insanlığın daha az kullanacağına dair içsel varsayımı olmasının yanı sıra rüzgâr, dalga ve güneş projelerine ayrılması gereken çok daha büyük arazi alanı ile, tamamen kavramsal bir çalışma olan % 100 yenilenebilir enerji dünyasına tamamen tezat oluşturur.[123][124][124][125][126] Brook'un belirttiği gibi, "nükleer fisyondaki başlıca sınırlamalar teknik, ekonomik veya yakıtla ilgili değil, bunun yerine toplumsal kabul, mali ve politik atalet ve düşük karbonlu alternatifler ile ilgili karşı karşıya kalınan gerçek dünyadaki kısıtlamaların yetersiz eleştirel değerlendirmesi ile bağlantılıdır."[123]

Nükleer enerji, bir karbon vergisi programı bulunmayan ülkelerdeki fosil yakıt enerji kaynakları ile karşılaştırıldığında rekabetçi olmayabilir ve aynı güç çıktısına sahip fosil yakıt tesisi ile karşılaştırıldığında nükleer enerji santrallerinin kurulması daha uzun zaman alır.[127][128][129][130]

Türlerinin ilk örnekleri, Finlandiya ve Fransa'da yapım aşamasında olan EPR reaktörleri gecikti ve bütçeleri aşıldı.[131][132][133] Bununla birlikte, deneyimlerden öğrenerek, Çin'de inşaat halinde olan iki EPR reaktörü inşaatlarından birisi programa göre diğeri ise programın ilerisinde devam etmektedir.[134] 2013 itibarıyla, IAEA ve Avrupa Nükleer Topluluğu'na göre, dünya çapında 15 ülkede yapım aşamasında 68 sivil nükleer güç reaktörü vardı.[135][136] Çin'de, bu nükleer reaktörlerden, 2013 itibarıyla, daha fazlasının inşası planlanmakla birlikte, 29 adeti yapım aşamasındadır.[136][137] ABD'de, reaktörlerinin neredeyse yarısının lisansları 60 yıla çıkarıldı ve bir düzine daha inşa etme düşünceleri ciddiyetini koruyor.[138] Güney Kore, Hindistan ve Rusya'da da inşa edilmekte olan çok sayıda yeni reaktör var. En az 100 adet daha eski ve daha küçük reaktör "büyük olasılıkla önümüzdeki 10-15 yıl süresi zarfında bir bir kapatılacak".[139] Bu, ancak ABD'nin 104 nükleer reaktörünün ömrünün 60 yıla çıkarılmasını sağlamak için ortaya çıkarılan Hafif Su Reaktörü Sürdürülebilirlik Programı hesaba alınmadığı takdirde olasıdır. ABD reaktörlerinin neredeyse yarısının lisansları 2008 yılı itibarıyla 60 yıla çıkarıldı. Oysa yine 2008 yılında ABD Kongresi’nin Bilim ve Teknoloji Komitesi, yeni nükleer santralların ürettiği elektriğin fiyatının güneş enerjisi hariç bütün diğer düşük karbonlu teknolojilerinkinden daha yüksek olduğunu hesaplamıştı.[140] Tek istisna olan güneş enerjisinin fiyatı da hızla düşmekteydi. İki yeni "pasif güvenlik" AP1000 reaktörü, 2013 itibarıyla, Vogtle Elektrik Üretim Santrali'nde inşa ediliyor.

Nükleer enerji hakkındaki kamuoyu, ülkeler arasında büyük farklılıklar göstermektedir.[141][142] Gallup International (2011) tarafından yapılan bir anket 47 ülkede kamuoyunu değerlendirdi.[143] Anket, Japonya'daki Fukushima nükleer santralinde kaza'ya neden olan tsunami ve depremin ardından yapıldı. % 49'u nükleer enerji hakkında olumlu görüşlere sahip olduğunu, % 43'ü ise olumsuz görüşe sahip olduğunu belirtti.[144] Ipsos'un (2011) yaptığı bir başka küresel anket 24 ülkede kamuoyunu değerlendirdi. Bu ankete katılanlar kömür ve nükleer enerji yerine yenilenebilir enerji kaynaklarını açıkça tercih ettiklerini göstermiştir.[145] Ipsos (2012), güneş ve rüzgârın halk tarafından nükleer enerji ve doğal gaza göre daha çevre dostu ve uzun vadede daha yaşayabilir enerji kaynakları olarak görüldüğünü tespit etmiştir.[146] Ancak, güneş ve rüzgâra, nükleer enerji ve doğal gaza göre daha az güvenilir olarak bakıldığı ortaya çıktı. 2012 yılında İngiltere'de yapılan bir ankete katılanların % 63'ünün nükleer enerjiyi desteklediği ve % 11'inin de nükleer enerjiye karşı olduğu tespit edildi.[147] Almanya'da, güçlü nükleer karşıtı duyarlılık, Mart 2011'deki Fukuşima I Nükleer Santrali kazalarını takiben, çalışan on yedi reaktörün sekizinin kalıcı olarak kapatılmasına neden oldu.[148]

Nükleer füzyon araştırması, Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktörü şeklinde devam ediyor. Füzyon gücüyle çalışan elektrik üretiminin, başlangıçta, fisyon gücünün olduğu gibi kolayca ulaşılabilir olduğuna inanılıyordu. Bununla birlikte, sürekli reaksiyonlar ve plazma tutma için aşırı gereksinimler, projeksiyonların birkaç on yıl uzamasına neden olmuştur. 2010 yılında, ilk denemelerden 60 yıldan fazla bir süre sonra bile, ticari elektrik üretiminin 2050'den önce gerçekleşmesinin hala düşük bir olasılık olduğuna inanılıyordu.[149] Bu zorlu ticari saf-füzyon reaktörü/DEMOnstration Enerji Santrali reaktöründe herhangi bir girişimde bulunmadan önce ekonomik füzyon-fisyon hibrit reaktörler inşa edilebilir.[150]

Kömür-gaz yakıt değişimi

Hafifletme tekliflerinin çoğu, doğrudan belirtmek yerine, küresel fosil yakıt üretiminde nihai bir düşüşü ima eder. Ayrıca, küresel fosil yakıt üretiminde doğrudan kotalar önerildi.[151][152]

Doğal gaz, elektrik santrallerinde yakıldığında kömürden çok daha az sera gazı (yani CO2 ve metan — CH4) yayar, ancak bu yararın, gaz sondaj sahalarında ve tedarik zincirindeki diğer noktalardaki metan sızıntısı nedeniyle tamamen ortadan kalktığına dair kanıtlar ortaya çıkmaktadır.

Çevre Koruma Ajansı (EPA) ve Gaz Araştırma Enstitüsü (GRI) tarafından 1997 yılında yapılan bir araştırma, artan doğal gaz (ağırlıklı olarak metan) kullanımından kaynaklanan karbondioksit salınımının azaltılmasının, kaçak ve emisyon gibi kaynaklardan muhtemel bir metan emisyonları artış seviyesi ile sıfırlanma ihtimalini araştırmaya çalışmıştır. Çalışma, artan doğal gaz kullanımından kaynaklanan emisyonlardaki azalmanın, artan metan emisyonlarının zararlı etkilerinden ağır bastığına karar verdi. Daha yakın zamanda yapılan hakemli çalışmalar, bu çalışmanın bulgularına meydan okudu ve Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) araştırmacıları doğal gaz alanlarından gelen yüksek metan (CH4) kaçağı oranlarını bulduklarını teyit ettiler.

Bir iklim araştırması bilimcisi Tom Wigley tarafından yapılan bir 2011 araştırması, fosil yakıt yanmasından kaynaklanan karbon dioksit (CO2) emisyonlarının, enerji üretmek için kömür yerine doğal gaz kullanarak azaltılabileceğini ancak ek metan (CH4) sızıntılarının iklim sistemindeki ısı hapsolmasına katkı koyduğunu, bu da kömürden gaza geçişe eşlik eden CO2 ısı hapsolmasındaki azalmayı sıfırladığını tespit etti.[153][154] Çalışma kömür madenciliğindeki metan sızıntısına baktı; kükürt dioksit ve karbonlu aerosol emisyonlarındaki değişiklikler nedeniyle radyasyon hapsolmasındaki değişikliklere; ve kömür ve gaz yakıtlı enerji üretimi arasındaki elektrik üretiminin verimliliğindeki farklılıklara. Sonuçta, bu faktörler, azalan CO2 emisyonlardan dolayı ısınmadaki azalmayı telafi etmekten daha fazladır. Gaz kömürün yerini aldığında, % 0'lık bir kaçak oranı ile 2,050'ye, kaçak oranı % 10 kadar yüksek ise 2,140'a kadar ek ısınma söz konusudur. Bununla birlikte, 21. yüzyılda küresel ortalama sıcaklığa olan genel etkiler azdır. Petron et al. (2013) ve Alvarez et al. (2012), gaz altyapısından kaçakların hafife alınmış olabileceğini tahmin ediyor.[155][156] Bu çalışmalar, doğal gazın "daha temiz" bir yakıt olarak kullanılmasının şüpheli olduğunu göstermektedir. 20 yıllık doğal gaz teknik literatürünün 2014 tarihli bir meta-araştırması, metan emisyonlarının sürekli olarak hafife alındığını ancak 100 yıllık bir ölçekte, kömürden gaza yakıt geçişinin iklim avantajlarının, doğal gaz kaçağının olumsuz etkilerinden daha büyük olduğunu göstermektedir.[157]

Isı pompası

Hava kaynaklı ısı pompasının dış ünitesi

Isı pompası, bir ısı kaynağından "ısı yutağı" adı verilen bir hedefe ısı enerjisi sağlayan bir cihazdır. Isı pompaları, termal enerjiyi, soğuk bir alandan emerek daha sıcak bir alana bırakarak, kendiliğinden oluşan ısı akışının tersi yönünde hareket ettirmek üzere tasarlanmıştır. Bir ısı pompası, enerjiyi ısı kaynağından ısı yutağına aktarma işlemini gerçekleştirmek için bir miktar harici güç kullanır.

Klimalar ve dondurucular ısı pompalarının bilinen örnekleri olsa da, ısı pompası terimi daha geneldir ve alan ısıtma veya alan soğutma için kullanılan birçok HVAC (Isıtma, Havalandırma ve İklimlendirme) cihazı için geçerlidir. Isıtma için bir ısı pompası kullanıldığında, bir klima veya buzdolabının kullandığı aynı temel soğutma döngüsünü kullanır, ancak tersi yönde, çevreye değil şartlandırılmış alana ısı bırakır. Bu kullanımda, ısı pompaları genellikle daha soğuk dış ortamdan veya yerden ısı alır.[158] Isıtma modunda, ısı pompaları, elektrik gücü kullanımlarında basit elektrik dirençli ısıtıcılara göre üç ila dört kat daha verimlidir.

Isı pompalarının, hanelerin sera gazı emisyonlarını piyasada bulunan diğer tüm teknolojilerden daha iyi azaltabilecek tek teknoloji olduğu sonucuna varılmıştır. % 30'luk bir pazar payı ve (potansiyel olarak) temiz elektrik sayesinde, ısı pompaları küresel CO2 emisyonlarını yıllık % 8 oranında azaltabilir.[159] Toprak kaynaklı ısı pompalarının kullanılması, 2050'de Avrupa'da birincil enerji talebinin yaklaşık % 60'ını ve Avrupa'daki CO2 emisyonların % 90'ını azaltabilir ve yenilenebilir enerjinin yüksek paylarının kullanılmasını kolaylaştırır.[160] Isı pompalarında, yenilenebilir enerji fazlasının kullanılması, küresel ısınmayı ve fosil yakıt tükenmesini azaltmak için en etkili evsel araç olarak kabul edilir.[161]

Elektrik üretiminde kullanılan önemli miktarda fosil yakıt ile, elektrik şebekesinden talepler aynı zamanda sera gazı da üretir. Düşük karbonlu elektriğin yüksek bir payı olmadan evsel bir ısı pompası, doğal gaz kullanmaktan daha fazla karbon emisyonu üretecektir.[162]

Fosil yakıtların ortadan kalkması: karbon nötr ve negatif yakıtlar

3.500–4.000 çevre aktivisti, iklim değişikliğini sınırlandırmak için Almanya'da bir kömür madenini engelliyor (Ende Gelände 2016)

Fosil yakıt, karbon-nötr ve karbon-negatif boru hattı ve gazlaştırma ve gazdan sıvıya teknolojileri ile üretilen taşıma yakıtları ile saf dışı bırakılabilir.[163][164][165][166][167] Fosil yakıt baca gazı kaynaklı karbondioksit, karbon negatif yeniden ağaçlandırmaya izin veren, plastik kereste üretmek için kullanılabilir.[168]

Yutaklar ve negatif emisyonlar

Bir karbon yutağı, büyüyen bir orman gibi, belirsiz bir süre boyunca karbon içeren bazı kimyasal bileşikleri biriktiren ve depolayan doğal veya yapay bir haznedir. Negatif bir karbondioksit emisyonu ise, karbondioksidin atmosferden kalıcı olarak uzaklaştırılmasıdır. Örnekler doğrudan havadan yakalama ve yer altındaki jeolojik oluşumlarda ve biyolojik kömürde depolama gibi gelişmiş teknolojilerdir. Bu süreçler bazen yutak veya hafifletme varyasyonları, bazen de jeomühendislik olarak kabul edilir.[169][170][171] Diğer azaltma önlemleriyle birlikte, 350 ppm hedefine ulaşılması için negatif karbon emisyonlarıyla birlikte yutaklar çok önemli olarak kabul edilir.[172][173][174]

Antarktika İklim ve Ekosistemler Kooperatif Araştırma Merkezi (ACE-CRC), insanlığın yıllık CO2 emisyonlarının üçte birinin okyanuslar tarafından absorbe edildiğine dikkat çekiyor.[175] Ancak bu, deniz yaşamı üzerinde potansiyel olarak önemli etkileri olan okyanus asitleşmesine de yol açar.[176] Asitleşme, kalsifiye eden organizmaların kabuklarını oluşturmada mevcut karbonat iyonlarının seviyesini düşürür. Bu organizmalar Güney Okyanus yemek ağının kurulmasına katkıda bulunan plankton türlerini de içerir. Bununla birlikte, asitlenme, balık solunumu, larva gelişimi ve hem besinlerin hem de toksinlerin çözünürlüğündeki değişiklikler gibi çok çeşitli diğer fizyolojik ve ekolojik süreçleri etkileyebilir.[177] Deniz yosunu gibi bazı bitkiler oksijen üretir, bunlar üretilip bir (üçüncü nesil) biyoyakıt kaynağı olarak işlev görebilir (bu nedenle de geçici olarak karbonu tutarlar).

Yeniden ağaçlandırma, ormansızlaşmadan kaçınma ve ağaçlandırma

Toprak hakları'nın yerli nüfusa aktarılmasının ormanları verimli bir şekilde koruduğu iddia edilmektedir.

Tom Crowther ve arkadaşlarının yaptığı bir araştırmaya göre, 1.2 trilyon ağaç daha ekecek kadar yer var. Bu miktardaki ağaç, son 10 yıldaki CO2 emisyonlarını sıfırlar ve 160 milyar ton karbonu tutar.[178][179][180][181] Bu vizyon Trilyon Ağaç Kampanyası tarafından yürütülmektedir. ETH Zürih'te yapılan araştırmaya göre, tüm dünyadaki bozulmuş ormanların geri kazanılması, toplamda yaklaşık 205 milyar ton karbon yakalayabilirdi (küresel ısınmayı 2 °C'nin altına düşürebilecek olan, tüm karbon salımlarının yaklaşık 2/3'ü).[182][183]

2007 yılında, toplam sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 20'si (8 GTCO2/yıl) ormansızlaşmadan kaynaklandı. Kaçınılacak ormansızlaşmanın CO2 emisyonlarını, 1  ton CO2 başına, kayıp tarımdan kaynaklanan 1-5 $ fırsat maliyeti ile azalttığı tahmin edilmektedir. Yeniden ağaçlandırma, en az 1 GtCO2/yıl tasarruf sağlayabilir, bu da tahmini olarak $5–15/tCO2 tutarındadır.[184] Ağaçlandırma, daha önce ormanın olmadığı bir yere yapılır - bu tür ağaçlandırmaların emisyonları tek başına azaltmak için sınırlayıcı ölçüde büyük olması gerektiği tahmin ediliyor.[185]

Toprak üzerindeki hakların kamu alanından, binlerce yıldır bağlı oldukları ormanları korumada bir menfaat sahibi olan yerli nüfusuna aktarılmasının ormanları korumak için uygun maliyetli bir strateji olduğu iddia edilmektedir.[186] Bu, Hindistan Orman Hakları Yasası gibi mevcut yasalarda belirtilen hakların korunmasını da içerir.[186] Belki de günümüzdeki en büyük toprak reformu olan, bu tür hakların Çin'de devredilmesinin, ormanların kapladığı alanı arttırdığı iddia edilir.[187][188] Arazinin koçanının verilmesi, özellikle Brezilya Amazon'larında, devlet tarafından yönetilen doğal parklardan bile iki ya da üç kat daha az ağaç kesimi ile arazi açmaya neden olduğunu göstermiştir.[189][190] İnsanları dışlamak ve hatta korunan alanlardan gelen sakinleri tahliye etmek, bazen de çevre gruplarının lobi yapması sonucu, yerel halkın daha sonra hayatta kalabilmek için bölgedeki ham madde işleyen şirketlerde çalışmak üzere geri döndüklerinden dolayı toprağın daha fazla sömürülmesine neden olmaktadır.[187]

Artan yoğun tarım ve kentleşme ile birlikte, terk edilmiş tarım arazileri miktarında bir artış var. Bazı tahminlere göre, her yarım hektarlık bir orijinal yaşlı-ormanlık kesimi için, orijinal ile aynı biyolojik çeşitliliğe sahip olmasalar ve orijinal ormanlar bu yeni ikincil ormanlardan % 60 daha fazla karbon depolasa bile, 20 hektardan fazla yeni ikincil orman büyüyor.[191][192] Science dergisindeki bir araştırmaya göre, terk edilmiş tarım arazilerinde büyümeyi teşvik etmek yıllarca süren karbon salımlarını dengeleyebilir.[193] ETH Zürih Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada, yeniden ağaçlandırmaya en uygun arazilerin Rusya, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada'da olduğu tahmin ediliyor.[194][195]

Önlenmiş çölleşme

Yönetilmiş otlatma yöntemlerinin, otlakları eski haline getirebileceği, bu sayede atmosferik CO2 seviyelerinin önemli ölçüde azatılabileceği iddia edilmektedir.[196]

Otlak alanlarını restore etmek, havadan CO2'yi bitki materyaline depolar. Genellikle dolaşmaya bırakılmayan çiftlik hayvanları, otları yer ve otların büyümesini en aza indirir. Bununla birlikte, tek başına bırakılan otlaklar sonunda kendi tomurcuklarını kapsayacak şekilde büyüyerek fotosentezi önler ve ölen bitki yerinde kalır.[197] Otlakları restore etmek için önerilen bir yöntem, birçok küçük çitlerle çevrili alan kullanır. Sürüler, vahşi otlak hayvanlarını taklit etmek ve çimlerin en iyi şekilde yetişmesini sağlamak için bir-iki günden sonra bir alandan diğerine taşınır.[197][198][199] Ek olarak, yaprak maddesinin bir kısmı sürüdeki bir hayvan tarafından tüketildiğinde, önceki miktarda kök madde miktarını koruyamayacağı için, karşılık gelen miktarda kök maddesi dökülür ve kaybedilen kök maddesinin çoğu çürüyüp gider ve atmosfere karışır ancak karbonun bir kısmı toprak tarafından tutulur.[197] Dünyanın 3,5 milyar hektarlık tarım arazisindeki toprakların karbon içeriğinin % 1 oranında artırılmasının yaklaşık 12 yıllık CO2 emisyonunu dengeleyeceği tahmin edilmektedir.[197] Bütünsel yönetim'in bir parçası olarak Allan Savory, çölleşme konusunda büyük sürülerin sık sık suçlanmasına karşın, tarih öncesi toprakların aynı büyüklükte veya daha büyük sürüleri barındırdığını ve ABD’de sürülerin çıkarıldığı bölgelerin hala çölleşmeye devam ettiğini iddia eder.[196]

Ek olarak, şu anda atmosfere salınan karbon miktarının yaklaşık iki katı karbon tutan küresel ısınma kaynaklı permafrostun çözülmesi, güçlü bir sera gazı olan metanı, kaçak iklim değişikliği adı verilen bir tepe noktasına yol açma endişesinin kaynağı, giderek artan bir geri besleme döngüsünde, serbest bırakır.[200] Böyle bir senaryonun önlenmesi için önerilen bir yöntem, Pleistosen Park'ta görüldüğü gibi büyük otçulları geri getirmekti. Gezinmeleri, çalıları ortadan kaldırarak ve toprağı soğuk havaya maruz bırakarak, toprağı daha serin tutar.[201]

Karbon yakalama and depolama

Kömür yakıtlı bir tesisten kaynaklanan karbondioksit emisyonlarının karasal ve jeolojik olarak saklanmasının gösterimi

Karbon tutma ve depolama (CCS), enerji santralleri gibi büyük nokta kaynaklarından karbondioksit (CO2) yakalayarak ve ardından atmosfere serbest bırakmak yerine güvenli bir şekilde depolayarak uygulanan bir iklim değişikliğini hafifletme yöntemidir. IPCC, küresel ısınmayı durdurmanın maliyetinin CCS olmadan iki katına çıkacağını tahmin ediyor.[202] Uluslararası Enerji Ajansı, CCS'nin enerji üretimi ve endüstrisindeki CO2 tasarrufları için en önemli yeni teknoloji olduğunu söyledi.[203] Bir CCS kömür santralinin çalıştırılması, normal bir kömür santraline göre % 40 daha fazla enerji gerektirse de, CCS potansiyel olarak tesis tarafından yayılan tüm karbonun yaklaşık % 90'ını yakalayabilir.[203] 1996'da çalışmaya başlayan Norveç Sleipner gaz sahası, olağanüstü derecede yüksek CO2 seviyesine sahip doğal gaz üretiminden ceza almamak için, yılda yaklaşık bir milyon ton CO2 depolar.[203][204] 2011 yılı sonu itibarıyla faaliyette olan veya yapım aşamasında olan 14 projenin toplamının planlanan CO2 depolama kapasitesi yılda 33 milyon tonun üzerindedir. Bu, her yıl altı milyondan fazla araçtan kaynaklanan emisyonların atmosfere girmesini önlemeye büyük ölçüde eşdeğerdir.[205] Sierra Club analizine göre, ABD'de 2017'de çevrimiçi olacak kömürle çalışan Kemper Projesi, üreteceği elektrik birim watt başına şimdiye kadar inşa edilmiş en pahalı elektrik santralidir.[206]

Geliştirilmiş karbon mineralizasyonu

Geliştirilmiş karbon mineralizasyonu, doğal karbon döngüsü'nün arttırılarak karbonun havadan kayaya mineralize edildiği, karbonun havadan alınarak yüzeye verilmesidir. CarbFix projesi, CCS projelerinde kaçaklarla ilgili ortak kaygılarının giderilmesini ele alacak şekilde, elektrik santrallerinde karbon yakalama ve depolama (CCS) sistemleri ile beraber kullanılarak karbon dioksitin iki yıl gibi kısa bir sürede kayaya dönüştürülmesini sağlar. Bu proje bazalt kaya kullandı ancak olivin de ayrıca umut vericiydi.

Jeomühendislik

Jeomühendislik, Olivier Sterck tarafından hafifletme ve adaptasyona alternatif olarak, ancak Gernot Wagner tarafından iklim değişikliğine tamamen ayrı bir cevap olarak görülmektedir.[207][208] Bir Bilimsel literatür değerlendirmesinde, Barker et al.(2007) jeomühendisliği bir tür hafifletme politikası olarak tanımlamıştır.[209] IPCC (2007), atmosfer'den CO2'i almak için okyanus gübrelemesi gibi jeo-mühendislik seçeneklerinin büyük ölçüde kanıtlanmadığı sonucuna varmıştır[210] ve jeomühendislik için güvenilir maliyet tahminlerinin henüz yayınlanmadığına karar verildi.

Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Bilimler Akademisi raporunun, "Sera Isınmasının Politika Etkileri: Etki Hafifletme, Adaptasyon ve Bilimsel Taban" (1992), jeomühendisliği, "atmosferik kimyadaki değişikliklerin etkileriyle mücadele etmek veya karşı etki yaratmak için çevresel olarak geniş kapsamlı mühendislik seçenekleridir" olarak tanımlamıştır.[211] İki soruya ön cevap vermeye çalışmak için çeşitli seçenekleri değerlendirdiler: bu seçenekler işe yarayabilir mi ve makul bir maliyetle yerine getirilebilir mi. Ayrıca üçüncü bir sorunun tartışılmasını teşvik etmeyi de istediler - hangi olumsuz yan etkileri olabilir. Aşağıdaki seçenek türleri incelenmiştir: yeniden ağaçlandırma, karbon dioksitin okyanus emilimini arttırma (karbon tutma) ve güneş ışığının bir miktar engellenmesi. NAS, "Tasarlanan önlemler değerlendirilmeli ancak doğrudan etkiler ve potansiyel yan etkiler, etik konular ve riskler hakkında geniş bir anlayış olmadan uygulanmamalıdır" dedi.[211] Temmuz 2011'de, Amerika Birleşik Devletleri Devlet Sorumluluk Ofisi tarafından jeomühendislik üzerine bir rapor, "iklim mühendislik teknolojilerinin artık küresel iklim değişikliğine karşı uygulanabilir bir cevap sunmadığını" belirtti.[212]

Karbondioksit giderimi

Karbondioksit giderimi yerkürede ve atmosferde, yansımadan kalan güneş ışınlarının etkisini (radiative forcing veya climate forcing) azaltmak için kullanılır. Karbonu yapay olarak yakalama ve depolamanın yanı sıra doğal sekestrasyon işlemlerini arttırmanın çeşitli yolları araştırılmaktadır. Ana doğal süreç bitkiler ve tek hücreli organizmalar tarafından yapılan fotosentez'dir (bakınız biyosekestrasyon). Yapay süreçler çeşitlilik gösterir ve bu süreçlerin bazılarının uzun vadeli etkileri konusunda endişeler dile getirilmiştir.[213]

Karbondioksiti havadan yakalamayı ticari olarak uygulanabilir hale getirebilecek ucuz enerjinin ve karbonun jeolojik depolanması için uygun yerlerin mevcudiyeti dikkat çekicidir. Bununla birlikte, genel olarak karbondioksitin havadan yakalanmasının, özellikle fosil yakıtla çalışan elektrik santralleri, rafineriler vb. gibi ana kaynaklardan yakalanma ve depolanmasına göre daha az ekonomik olacağı beklenir. Karbon yakalama sistemli ABD Kemper Projesinde olduğu gibi, üretilen enerji maliyetleri önemli ölçüde artacaktır. Bununla birlikte, yakalanan CO2, Statoil ve Shell'in planladığı gibi, petrol yataklarından daha fazla ham petrol elde etmek için kullanılabilir.[214] CO2, ticari seralarda da kullanılabilir ve bu da teknolojiyi başlatmak için bir fırsat verir. Baca emisyonlarını yakalamak için, özellikle de şimdi operasyonlarını durdurmuş olan GreenFuel Technologies Corporation, alg kullanımı için bazı girişimlerde bulunmuştur.[215][216]

Güneş radyasyonu yönetimi

Güneş radyasyon yönetiminin temel amacı güneş ışığını yansıtmak ve böylece küresel ısınmayı azaltmaktır. Stratosferik sülfat aerosoller'in küresel karartma etkisi yaratma kabiliyeti, onları iklim mühendisliği projelerinde kullanmak için olası bir aday haline getirmiştir.[217]

CO2 olmayan sera gazları

CO2, hafifletme ile ilgili tek sera gazı değildir ve hükûmetler, insan faaliyetlerinden kaynaklanan diğer sera gazı emisyonlarını düzenlemek için harekete geçmiştir. Kyoto Protokolü altında çoğu gelişmiş ülke tarafından kabul edilen emisyon sınırları, neredeyse tüm antropojenik sera gazı emisyonlarını düzenlemektedir.[218] Bu gazlar: CO2, metan (CH4), azot oksit (N2O), hidroflorokarbonlar (HFC), perflorokarbonlar (PFC) ve kükürt heksaflorür (SF6).

Farklı antropojenik sera gazı atmosferik konsantrasyonlarının stabilize edilmesi, farklı fiziksel özelliklerinin anlaşılmasını gerektirir. Stabilizasyon, sera gazının, atmosfere ne kadar hızlı eklendiğine ve ne kadar hızlı çıkarıldığına bağlıdır. Çıkarılma oranı, söz konusu GHG'nin atmosferik ömrü ile ölçülür (bir liste için sera gazları maddesine bakın). Burada, kullanım ömrü, atmosferdeki ölçülen sera gazı miktarının, % 37'sine düşmesi için gereken süre olarak tanımlanmaktadır.[17] Metan, yaklaşık 12 yıllık nispeten kısa bir atmosferik ömre sahipken, N2O'in ömrü yaklaşık 110 yıldır. Metan için, mevcut emisyon seviyelerinin yaklaşık % 30'unun altına düşürülmesi, atmosferik konsantrasyonunda bir dengelemeye neden olurken, N2O için % 50'den daha fazla bir emisyon azaltımı gerekli olacaktır.[17]

Metan, özellikle kısa vadede, yakalayabileceği ısı miktarı açısından karbondioksit'den çok daha güçlü bir sera gazıdır.[219] Bir metan molekülünün yakılması, bir adet karbondioksit molekülü oluşturur, bu da gazın bir yakıt kaynağı olarak kullanılmasının net bir faydası olmadığını gösterir.[153][155] İlk başta üretilen atık metan miktarını azaltmak ve bir yakıt kaynağı olarak gaz kullanımından kaçınmak, diğer yollarla boşa harcanan metanın üretken kullanımına başka yaklaşımlarda olabileceği gibi, daha yararlı bir etkiye sahip olacaktır. Önleme açısından, Avustralya'da hayvancılık tarafından gaz çıkarma ve geğirme yoluyla salınan metan'ın kayda değer küresel ısınma katkılarını azaltmak için aşılar geliştirilmektedir.[220]

Hafifletme ile ilgili antropojenik sera gazlarının bir başka fiziksel özelliği, gazların ısıyı tutmadaki farklı yetenekleridir (kızılötesi radyasyon şeklinde). Bazı gazlar ısıyı yakalamada diğerlerinden daha etkilidir, örneğin, SF6, bir sera gazı olarak kilogram başına CO2'den 22.200 kat daha etkili bir sera gazıdır.[221] Bu fiziksel özellik için bir ölçüm şekli küresel ısınma potansiyelidir (GWP) ve Kyoto Protokolünde kullanılmaktadır.[222]

Bu amaç için tasarlanmamış olmasına rağmen, Montreal Protokolü muhtemelen iklim değişikliğini hafifletme çabalarına fayda sağlamıştır.[223] Montreal Protokolü, aynı zamanda sera gazı olan, ozon tabakasını incelten maddelerin, emisyonlarını başarıyla düşüren uluslararası bir anlaşmadır.

Sektör bazında

Ekonomik Sektör bazında Küresel Emisyonlar
Tesla Roadster (2008) egzoz borusu emisyonu yaymaz, şarj başına 220 mi (350 km) menzil için lityum iyon aküler kullanır ve aynı zamanda 4 saniyenin altında 0-100 km/saat hıza ulaşabilir.
Bisikletlerin otomobillere kıyasla neredeyse hiç karbon ayak izi yoktur ve kanal taşımacılığı, 21. yüzyılda belirli navlun türleri için olumlu bir seçenek olabilir.[224]

Taşımacılık

Taşımacılık emisyonları, dünya çapındaki toplam emisyonun yaklaşık 1/4'üne neden olur ve özellikle Kuzey Amerika ve Avustralya gibi gelişmiş ülkelerdeki etki açısından daha da önemlidir. Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada gibi çoğu zaman kişisel araba kullanan birçok ülke vatandaşı, sebep oldukları iklim değişikliklerinin yarısından fazlasının araba emisyonlarından kaynaklandığını görüyor. Otobüs, hafif raylı sistem (metro, vb.) ve uzun mesafeli demiryolu gibi toplu taşıma seçenekleri, çoğu durumda, kişi-mesafe başına, kişisel bir otomobilden yirmi kattan daha az enerji kullanabilen, yolcular için en verimli motorlu ulaşım aracıdır. Plug-in Hibrit elektrikli araçlar ve karbon nötr sentetik benzin ve jet yakıtı gibi modern enerji tasarruflu teknolojiler, petrol tüketimini, arazi kullanım değişikliklerini ve karbondioksit emisyonlarını azaltmada yardımcı olabilir.[225][226] Elektrikli trenlerin ve araçların ulaşımdaki kullanımıyla, onları düşük karbonlu enerji ile çalıştırma ve daha az emisyon üretme fırsatı vardır.

Kentsel planlama

Yayılmayı azaltmaya yönelik etkili kentsel planlama, toplam seyahat mesafelerini (VMT) ve ulaştırmadan kaynaklanan emisyonları azaltmayı amaçlamaktadır. Kişisel otomobiller, yolcu ulaşımında son derece verimsizken, toplu ulaşım ve bisikletler (İnsan ulaşımının en basit şekli olan yürümek gibi) birçok kat daha verimlidir. Bunların hepsi şehir planlaması tarafından teşvik edilmektedir ve sera gazı emisyonlarını azaltmanın etkili bir yoludur. 1982-1997 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri'nde kentsel gelişim için tüketilen toprak miktarı yüzde 47 artarken, ülke nüfusu sadece yüzde 17 arttı.[227] Verimsiz arazi kullanımı geliştirme uygulamaları altyapı maliyetlerini ve ayrıca ulaşım, toplumsal hizmetler ve binalar için gereken enerji miktarını arttırmıştır.

Aynı zamanda, giderek artan sayıda vatandaş ve hükûmet yetkilisi, arazi kullanım planlamasına daha akıllıca bir yaklaşımı savunmaya başladı. Bu akıllı büyüme uygulamaları arasında kompakt yerleşke gelişimi, birden fazla ulaşım seçeneği, karma arazi kullanımı ve yeşil alanı korumak için uygulamalar yer alıyor. Bu programlar çevresel, ekonomik ve yaşam kalitesi yararları sunar; ve ayrıca enerji kullanımını ve sera gazı emisyonlarını azaltmaya da hizmet eder.

Yeni Şehircilik ve ulaşım odaklı kalkınma gibi yaklaşımlar, özellikle özel araçlar tarafından kat edilen mesafeleri azaltmayı, toplu ulaşım'ı teşvik etmeyi ve yürüme ve bisikleti daha çekici seçenekler haline getirmeyi hedefliyor. Bu, "orta yoğunluklu", karma kullanımlı planlama ve şehir merkezlerine ve ulaşım noktalarına yürüme mesafesindeki konut yoğunluğu ile sağlanır.

Akıllı büyüme arazi kullanım politikaları, enerji tüketiminde hem doğrudan, hem de dolaylı bir etkiye sahiptir. Örneğin, bir numaralı petrol yakıt kullanıcısı olan ulaşım enerjisi kullanımı, daha kompakt ve karma kullanımlı arazi geliştirme düzenleri sayesinde önemli ölçüde azaltılabilir ve buna da, daha fazla otomotiv dışı taşımacılık seçimleri ile hizmet edilebilir.

Yapı tasarımı

Konut kaynaklı emisyonlar büyüktür ve devlet destekli enerji verimliliği programları bir fark yaratabilir.[228][229]

Amerika Birleşik Devletleri'nde yüksek öğrenim kurumları için, sera gazı emisyonları öncelikle toplam bina alanına ve ikincil olarak iklime bağlıdır.[230] İklim dikkate alınmazsa, kampüslerde tüketilen enerjiden ve satın alınan elektrikten kaynaklanan yıllık sera gazı emisyonları aşağıdaki formülle tahmini olarak hesaplanabilir: E=aSb, burada E: Toplam tahmini sera gazı emisyonu, a =0.001621 metrik ton of CO2 eşdeğeri/ayak kare veya 0.0241 metrik ton of CO2 eşdeğeri/metre kare ve b= 1.1354 ve S: Toplam Alan. Burada b'nin 1'den büyük olması daha büyük binaların alan birimi başına düşen sera gazı emisyonunun daha fazla olduğu anlamına geliyor.[231]

Yenilenebilir ısı ile pasif solar bina tasarımı, düşük enerjili bina veya sıfır enerjili bina teknikleri kullanılarak yeni binalar inşa edilebilir. Mevcut binalar yalıtım, yüksek verimli cihazlar (özellikle sıcak su ısıtıcısı ve fırın), çift veya üç camlı gaz dolgulu camlar, dış pencere gölgelikleri ve bina yön ve yerleştirme kullanılarak daha verimli hale getirilebilir. Sığ jeotermal ve pasif solar gibi yenilenebilir ısı kaynakları, salınan sera gazı miktarını azaltır. Isıtmak için enerji açısından daha verimli olan binaların tasarlanmasına ek olarak, kentsel alanların gelişiminde, daha açık renkli, daha yansıtıcı malzemeler kullanılarak (örneğin, çatıların beyaza boyanmasıyla) ve ağaç dikerek soğutma enerjisi açısından daha verimli binaların tasarlanması mümkündür.[232][233] Bu, enerji tasarrufu sağlar çünkü binaları soğutur ve kentsel ısı adası etkisini azaltır, böylece klima kullanımını azaltır.

Tarım

Amerika Birleşik Devletleri'nde, topraklar tarımsal sera gazı emisyonlarının yaklaşık yarısını oluştururken, tarım, ormancılık ve diğer arazi kullanımı % 24'ünü oluşturmaktadır.[234] FAO'nun "Hayvancılığın Uzun Gölgesi: Çevresel Sorunlar ve Seçenekler" adlı raporuna göre, küresel olarak, hayvancılık sera gazı emisyonlarının yüzde 18'inden sorumludur.[235]

ABD EPA, topraklardan kaynaklanan azot oksit (N2O) emisyonlarını azaltabilecek toprak yönetimi uygulamalarının, gübre kullanımı, sulama ve toprak işlemeyi de içerdiğini söylüyor. Gübre yönetimi ve pirinç tarımı da gaz emisyonları üretir.

Hayvancılıktan kaynaklanan sera gazı emisyonlarını azaltmak için önemli azaltma seçenekleri genetik seleksiyon immünizasyonu, rumen ıslahı, asetojenlerle metanojenik arkanın bastırılması, metanotrofik bakterilerin rumen içine sokulması, diyet modifikasyonu ve otlatma yönetimidir.[236][237][238][239][240][241][242][243] Bazı diyet değişiklikleri (ör. Asparagopsis taxiformis ile), geviş getiren hayvan ghg emisyonlarının % 99'una kadar bir azalmaya izin verir.[244][245]

Diğer seçenekler arasında, süt ikameleri ve et benzerleri gibi geviş getirme gerektirmeyen alternatifler kullanılması da dahildir.

Geviş getirmeyen hayvanlar (kümes hayvanları, vs...) çok daha az emisyon üretir.[246])

Toprakta karbon sekestrasyonunu artıran yöntemler, geleneksel tarımdan ziyade organik tarımda daha yaygın olarak kullanılan toprağı işlememek, atıklar ile malçlama, örtü bitkileri ile malçlama ve mahsul rotasyonunu içerir.[247][248] ABD tarım arazilerinin yalnızca % 5'i şu anda toprağı işlemeden ve atıklar ile malçlama kullandığından, karbon sekestrasyonu için büyük bir potansiyel vardır.[249]

Bir 2015 araştırması, tarımın toprak karbonunu tüketebileceğini ve toprağı yaşamı destekleyemez hale getirebileceğini, bununla birlikte, çalışma aynı zamanda koruma tarımı'nın topraktaki karbonu koruyabildiğini ve zaman içindeki hasarı onarabileceğini göstermiştir.[250]

Örtü bitkileri tarım uygulamaları Beyaz Saray tarafından iklim-akıllı tarım olarak kabul edilmiştir.[251]

Avrupa'da mevcut 0–30 cm SOC (toprak organik karbon) tarımsal toprak stoğunun tahmini 17.63 Gt idi.[252] Bir sonraki çalışmada yazarlar toprak organik karbonunu artırmak için en iyi yönetim uygulamalarını tahmin etmişlerdir: ekilebilir alanların otlaklara dönüşümü, saman katılımı, azaltılmış toprak işleme, azaltılmış toprak işleme ile birleştirilen saman katılımı, geçici otlak kırpma sistemi ve örtü bitkileri.[253]

İklim değişikliğini hafifleten tarım şekline Rejeneratif tarım denir. Bunların başlıcaları şunlardır: korumaya yönelik toprak işleme, çeşitlilik, rotasyon, örtü bitkileri, fiziksel rahatsızlığı en aza indirgeme, kimyasalların kullanımını en aza indirme. Toprağın durumunu ve sonuçta elde edilen verimi iyileştirme gibi başka faydaları vardır. General Mills gibi büyük tarım şirketlerinden bazıları ve birçok çiftlik bunu destekliyor.[254]

Toplumsal kontroller

İncelenmekte olan bir başka yöntem, ticareti yapılabilir "kişisel karbon kredisi" ile karbonu yeni bir para birimi yapmaktır. Fikir, bireyleri 'karbon ayakizlerini', yaşama biçimleri ile azaltmaya teşvik ve motive edecek olması şeklindedir. Her vatandaş, seyahat etmek, yiyecek almak ve işlerini yapmak için kullanabilecekleri yıllık ücretsiz bir karbon kotası alacaktır. Bu kavramı kullanarak iki sorunun çözülebileceği öne sürülmüştür; çevre kirliliği ve yoksulluk, yaşlı emekliler daha iyi durumda olacaklar, daha az hava yolu ile seyahat ettikleri için yıl sonunda kotalarını nakit olarak alabileceklerdir. []

Nüfus

Ülkeye göre nüfus yoğunluğu

Çeşitli örgütler, nüfus kontrolünü küresel ısınmayı hafifletmenin bir aracı olarak teşvik ediyor.[255][256][257][258][259] Önerilen önlemler arasında aile planlaması ve üreme sağlığı bakımına ve bilgisine erişimin iyileştirilmesi, doğumu teşvik eden politikaların azaltılması, nüfusun sürekli büyümesinin sonuçlarıyla ilgili halk eğitimi ve kadınların eğitime ve ekonomik fırsatlara erişiminin iyileştirilmesi bulunmaktadır.

Çevresel Araştırma Mektupları'nda yayınlanan bir 2017 çalışmasına göre, bir daha az çocuğa sahip olmak, örneğin araba kullanmamak ya da bitki bazlı bir diyet yemek yerine sera gazı emisyonları üzerinde çok daha önemli bir etkiye sahip olacaktır.[50]

Nüfus kontrolü çabaları, bazı ülkelerde bu tür çabaların dikkate alınmasına karşı bir tabunun olması nedeniyle engellenmektedir.[260] Ayrıca, çeşitli dinler doğum kontrol formlarının bir kısmına veya tamamına karşı cesaret kırıcıdır ve hatta yasaklar.

Nüfus büyüklüğü, farklı ülkelerde küresel ısınma üzerinde kişi başına farklı bir etkiye sahiptir, çünkü antropojenik sera gazlarının kişi başına üretimi ülkeden ülkeye büyük farklılıklar göstermektedir.[261]

Maliyetler ve faydalar

Maliyetler

Stern Review atmosferdeki sera gazı emisyonları konsantrasyonunun 2050 yılına kadar maksimum 550 ppm CO2 düzeyine stabilize edilmesini önermektedir. İncelemede, toplam sera gazı emisyonlarının 2007 seviyelerinin dörtte üçüne inmesi gerektiği tahmin ediliyor. İnceleme ayrıca, bu kesintilerin maliyetinin, yaklaşık % 1'lik bir ortalama tahminle, toplam Dünya gayri safi hasılasının (GWP) yüzde -1.0 ila + 3.5 aralığında olacağını tahmin ediyor.[184] Stern sonradan tahminini % 2 olarak revize etti.[262] Karşılaştırmak gerekirse, 2010 yılında satın alma gücü paritesine göre (PPP) toplam GWP'nin 74,5 trilyon USD olduğu tahmin ediliyor ve bu rakamın yüzde 2'si 1,5 trilyon USD'e denk geliyor. İnceleme, bu maliyetlerin düşük karbonlu teknolojilerin maliyetindeki sürekli düşüşe bağlı olduğunu vurgulamaktadır. Etki hafifletme maliyetleri, emisyonların nasıl ve ne zaman azaltılacağına göre de değişecektir: erken, iyi planlanmış bir eylem, maliyetleri en aza indirecektir.[184]

Tek Dünya İklim Modeli'ne göre, küresel ısınmayı 1.5 ° C'nin altında tutmak için yılda yaklaşık 1,7 trilyon dolarlık küresel bir yatırım gerekli olacaktı. Tek Dünya İklim Modeli tarafından kullanılan yöntem tehlikeli jeo-mühendislik yöntemlerine başvurmuyor. Bu büyük miktar olsa da, Uluslararası Para Fonu tarafından yılda 5 trilyon ABD dolarından fazla olduğu tahmin edilen, halihazırda hükûmetlerin sallantıda olan fosil yakıt endüstrisine sağladıkları sübvansiyonlardan çok daha azdır.[263][264]

Emisyonları azaltmanın maliyetini tahmin etmenin bir yolu, potansiyel teknoloji ve üretim değişikliklerinin muhtemel maliyetlerini göz önünde bulundurmaktır. Politika yapıcılar zaman içindeki olası azaltmanın maliyetini ve miktarını değerlendirmek için farklı yöntemlerin marjinal azaltma maliyet değerlerini karşılaştırabilirler. Çeşitli önlemlerin marjinal azaltma maliyetleri ülkelere, sektörlere ve zamana göre farklılık gösterecektir.[184]

Yararlar

Toplam aşırı hava olaylarının maliyeti ve 1980’den 2011’e kadar ABD’de, maliyeti 1 milyar dolardan fazla olan olay sayısı

Yohe et al. (2007) sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği ile ilgili literatürü değerlendirdi.[265] Yüksek güven ile, 2050 yılına kadar, sera gazı (GHG) emisyonlarını 550 ppm'de sınırlama çabalarının gelişmekte olan ülkelerde önemli derecede fayda sağlayacağını öne sürdüler. Bunun, özellikle geliştirilmiş adaptasyon uygulamaları ile birleştirildiğinde geçerli olacağı, bununla birlikte, 2100 itibarıyla,küresel ısınmanın etkilerinin yine de olacağı ve agresif hafifletme ve önemli ölçüde gelişmiş uyarlanabilir kapasitenin kullanıldığı zaman bile geçerli olacağı yargısına varıldı.

Paylaşım

Hafifletme ile ilgili faktörlerden biri, hafifletme politikalarının maliyet ve faydalarının nasıl paylaşılacağıdır. Bu maliyet ve faydaların nasıl paylaşılacağı konusunda bilimsel bir fikir birliği yoktur (Toth et al., 2001).[266] Etki hafifletme politikaları bağlamında, UNFCCC'nin nihai hedefi atmosferdeki sera gazı konsantrasyonlarını tehlikeli iklim değişikliğini önleyebilecek bir düzeyde sabitlemektir (Rogner et al., 2007).[267]

Sera gazı emisyonları, en azından şu an için zenginliğin önemli bir korelasyonudur (Banuri et al., 1996, s. 91–92).[268] Kişi başına düşen gelirle ölçülen zenginlik, değişik ülkeler arasında büyük farklılıklar gösterir. Sera gazı emisyonlarını içeren yoksulların faaliyetleri genellikle katlanılabilir ölçüde soğuktan korunmak için ısınmak gibi temel ihtiyaçlarla ilişkilidir. Daha zengin ülkelerde, emisyonlar araba, merkezi ısıtma, vb. gibi şeylerle ilişkili olma eğilimindedir. Bu nedenle emisyonların azaltılması, insan refahı üzerinde, servet miktarına göre değişecek şekilde farklı etkiler yaratabilir.

Emisyon azaltma maliyetlerinin dağıtılması

Emisyon azaltma sorumluluğunun nasıl dağıtılacağına dair farklı önerilerde bulunuldu (Banuri "et al.", 1996, s. 103–105):[268]

  • Eşitlikçilik: bu sistem, sorunu, her insanın örneğin atmosferi kirletmek gibi küresel bir kaynakta eşit haklara sahip olduğu bir sorun olarak yorumluyor.
  • Temel ihtiyaçlar: bu sistem, asgari düzeyde tüketim seviyesine göre tanımlanmış, temel ihtiyaçlara göre tahsis edilmiş emisyonlara sahip olacaktır. Temel ihtiyaçların üzerindeki tüketim, ülkelerin daha fazla emisyon hakkı satın almasını gerektirecektir. Bu açıdan bakıldığında, gelişmekte olan ülkelerin, en azından rejim dışında oldukları gibi, emisyon kontrol rejimi altında da iyi durumda olmaları gerekir.
  • Orantılılık ve kirleten öder ilkesi: Orantılılık, insanların koyduklarına orantılı olarak almaları ve verdikleri zarara orantılı olarak ödemelerini savunan Aristotelesçilik ilkesini yansıtmaktadır. Bunun, “kirleten öder ilkesi” ile çeşitli şekillerde yorumlanabilecek potansiyel bir ilişkisi vardır:
    • Tarihi sorumluluklar: bu, emisyon haklarının tahsis edilmesinin geçmiş emisyon paternlerine dayanması gerektiğini ileri sürmektedir. Şu anda atmosferdeki sera gazı stoklarının üçte ikisi, gelişmiş ülkelerin geçmiş eylemlerinden kaynaklanmaktadır (Goldemberg "et al", 1996, s. 29).[269]
    • Karşılaştırılabilir yükler ve ödeme kabiliyeti: bu yaklaşımla ülkeler, karşılaştırılabilir yükler ve azaltma maliyetlerini üstlenebilmelerine dayanarak emisyonları azaltacaktır. Yükleri değerlendirme yolları, UNDP'nin İnsani Gelişme Endeksi gibi daha karmaşık önlemlerin yanı sıra, birey başına düşen parasal maliyetleri içerir.
    • Ödeme isteği: Bu yaklaşımla ülkeler, emisyonlarını azaltmalarından ne kadar yararlandıkları ile birlikte ödeme kabiliyetlerine dayanarak emisyon azaltımları uygulamaktadırlar.

Özel teklifler

  • Ad hoc: Lashof (1992) ve Cline (1992) (Referans alan Banuri et al., 1996, s. 106 ), örneğin tahsislerin kısmen GSMH bazında olmasının, emisyon azaltma yüklerini paylaşmanın bir yolu olabileceğini önerir. Bunun nedeni, GSMH ve ekonomik faaliyetlerin kısmen karbon emisyonlarına bağlı olmasıdır.
  • Kişi başına düşen eşit sorumluluk: bu, azaltma maliyetlerini dağıtmada en yaygın olarak belirtilen yöntemdir ve eşitlikçilik felsefesinden türetilmiştir. (Banuri "et al.", 1996, s. 106–107). Bu yaklaşım iki kategoriye ayrılabilir. Birinci kategoride, emisyonlar ulusal nüfusa göre tahsis edilmektedir. İkinci kategoride, emisyonlar, geçmiş (birikimli) emisyonları dikkate almaya çalışacak şekilde tahsis edilir.
  • Statüko: Bu yaklaşımla tarihsel emisyonlar göz ardı edilir ve mevcut emisyon seviyeleri statüko salınım hakkı olarak kabul edilir (Banuri et al., 1996, s. 107). Bu yaklaşım için bir benzetme, ortak, sınırlı bir kaynak olan balıkçılık ile yapılabilir. Benzetme, tükenebilir doğal kaynak olarak görülebilecek atmosfer ile olacaktır (Goldemberg "et al.", 1996, s. 27).[269] Uluslararası hukukta bir devlet, başka bir devletin balıkçılık kaynaklarını uzun zamandır kullanıldığını kabul etmiştir. Diğer devlet ekonomisinin bir kısmının bu kaynağa bağlı olduğu da söz konusu devlet tarafından kabul edilmiştir.

Hükûmet ve hükûmetler arası eylem

"Sera gazı emisyonlarını azaltmak, çok sayıda insanın, en azından iklim değişikliği bilimini kabul etmelerini gerektirir. Gelecekteki nesillerin daha az sıkıntı çekmesi için ve uzaklarda yaşayan insanların ihtiyaçlarını göz önünde bulunduracak şekilde bugün fedakarlık yapmalarını gerektiriyor."[270]

Hem gelişmekte olan hem de gelişmiş birçok ülke, daha temiz teknolojiler kullanmayı hedeflemektedir (Dünya Bankası, 2010, s. 192).[271] Bu teknolojilerin kullanılması, iklim değişikliğini hafifletmeye yardımcı olur ve CO2 emisyonlarında önemli düşüşlere neden olabilir. Politikalar arasında emisyon azaltma hedefleri, yenilenebilir enerji kullanımı ve enerji verimliliğinin arttırılması bulunmaktadır. İklim değişikliğinin sonuçlarının, altyapıların zayıf olduğu ve az sayıda sosyal hizmetin bulunduğu fakir ülkelerde daha zararlı olduğu iddia edilir. Kalkınma Endeksi Taahhütü, küresel müştereklerin orantısız kullanımını azaltmak için, yürürlüğe konulan zengin ülke politikalarını analiz etmeye yönelik bir girişimdir. Ülkeler, sera gazı emisyonları düşürüyorsa, gaz vergileri yüksekse, balıkçılık endüstrisini sübvanse etmiyorlarsa, kişi başına düşük fosil yakıt oranına sahiplerse ve yasadışı olarak kesilmiş tropik kereste ithalatını kontrol ediyorlarsa iyi durumdadırlar.

Kyoto Protokolü ve Paris Anlaşması

İklim değişikliğiyle mücadele konusundaki ana uluslararası anlaşma Kyoto Protokolü'dür (yerine Paris Anlaşması geçti). Kyoto Protokolü, 11 Aralık 1997 tarihinde Japonya'nın Kyoto kentinde kabul edildi ve 16 Şubat 2005’te yürürlüğe girdi. Kyoto Protokolü Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nde (UNFCCC) yapılan bir değişikliktir. Bu protokolü onaylayan ülkeler, karbondioksit emisyonlarını ve diğer beş sera gazı emisyonunu azaltmayı veya bu gazların emisyonlarını sürdürür veya arttırırlarsa emisyon ticareti yapmayı taahhüt etmişlerdir. Kyoto raporları için hükûmetler, ilgili ülkelerin ormanlarının mevcut durumunu ve devam eden süreçleri beyan etmek zorundadır.

Sıcaklık hedefleri

Refer to caption and image description
Sağdaki grafik UNFCCC'nin “küresel teknoloji”, “merkezi olmayan çözümler” ve “tüketim değişikliği” olarak adlandırılan 2°C hedefine ulaşmak için üç “yol” gösteriyor. Her yol, çeşitli önlemlerin (örneğin, iyileştirilmiş enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kullanımının arttırılması) emisyon azaltmalarına nasıl katkıda bulunabileceğini göstermektedir. Image credit: PBL Hollanda Çevre Değerlendirme Ajansı.[272]

İklim değişikliğini hafifletme çalışmaları bazen belirli bir sıcaklık sınırını koruma hedefine dayanmaktadır. Önerilen hedeflerden biri, gelecekteki küresel ortalama sıcaklık (küresel ısınma) artışının, sanayi öncesi seviyeye göre 2 °C'nin altına sınırlanmasıdır.[273][274] 2 °C hedefi, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin taraflarınca 2010 yılında kabul edilmiştir.[275] Dünyanın çoğu ülkesi UNFCCC’nin Taraflarındandır.[276] Hedef, 1996 yılında Avrupa Birliği Konseyi tarafından kabul edilmiştir.[277] 2 °C'nin Uygulanabilirliği Sıcaklıklar, sanayi öncesi seviyeye kıyasla 0,8 °C arttı ve buna ek olarak 0,5-0,7 °C artışın kaçınılmaz olacağı kabul ediliyor.[278] 2 °C artışı tipik olarak hacme göre 400-500 ppm karbon dioksit eşdeğer konsantrasyonlu iklim modellerinde bulunur; mevcut (Ocak 2015) karbondioksit seviyesi zaten hacimce 400 ppm'dir ve yıllık olarak 1-3 ppm de artmaktadır. Bu nedenle, ihtimali yüksek olan 2 °C hedefinin aşılmasını önlemek için, CO2 seviyelerinin çok yakında stabilize edilmesi gerekir; Bu, bugüne kadar yürürlükte olan mevcut programlara dayanarak, genellikle olası sayılmaz.[279][280] Değişimin önemi, dünya ekonomik enerji verimliliğinin, dünya ekonomik büyüme oranının ancak yarısında arttığı gerçeğiyle gösterilmektedir.[281] Literatürdeki görüşler Uzmanlar arasında 2 °C hedefinin gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği konusunda anlaşmazlık vardır.[282][283] Örneğin, Anderson ve Bows (2011)'a göre, hedefe ulaşma şansı çok azdır veya hiç yoktur.[284] Öte yandan, Alcamo "et al." (2013)'e göre:[285]

  • UNFCCC taraflarının kabul ettikleri politikalar 2 veya 1,5 °C'lik bir hedefi karşılayamayacak kadar zayıftır. Bununla birlikte, derhal daha sıkı azaltma politikaları kabul edilirse, bu hedeflere ulaşılabilir.
  • Maliyet açısından etkili 2 °C senaryoları, yıllık küresel sera gazı emisyonlarının 2020'den önce zirve yapmasını ve daha büyük düşüşler göstererek, 2050'de, 1990'lara göre % 41'lik bir düşüşe yol açmasını öngörmektedir.[286] Diğer hedefler

Bilimsel analiz, iklim değişikliğinin etkileri ve sera gazı emisyonlarının azaltılması gibi ilgili politikalar hakkında bilgi sağlayabilir. Ancak, hangi politikaların en iyisi olduğuna karar vermek değer yargılarını gerektirir.[10] Örneğin, küresel ısınmanın, Sanayi Devrimi öncesi seviyelere göre 1 °C ile sınırlandırılması, 2 °C sınırına göre, iklim değişikliği zararlarının daha fazla azaltılmasına yardımcı olabilir.[287] Bununla birlikte, 1 °C'lik bir limit, 2 °C'lik bir limitin elde edilmesinden daha maliyetli olabilir.[288]

Bazı analistlere göre, 2 °C "koruma sınırı", hafifletmenin gereken derece ve zamanlamasına uygun değildir.[289] Öte yandan, bazı ekonomik çalışmalar daha mütevazı azaltma politikaları önermektedir.[14] Örneğin, Nordhaus (2010) tarafından önerilen emisyon azaltımları, Sanayi Devrimi öncesi seviyelere göre yaklaşık 3 °C civarında küresel ısınmaya (2100 yılında) neden olabilir.

1.5 °C Resmi uzun vadeli hedef

2015 yılında, iki resmi UNFCCC bilim uzmanı organı, "bazı bölgelerde ve hassas ekosistemlerde, 1.5°C'nin üzerinde ısınma için bile yüksek risklerin öngörüldüğü" sonucuna vardı.[290] Bu uzmanlık pozisyonu, en yoksul ülkelerin ve Pasifik'teki ada uluslarının güçlü diplomatik sesleri ile birlikte, Paris Konferansı 2015'in, mevcut 2 °C hedefinin üzerine bu 1.5 °C'lik uzun vadeli hedefi belirlemesine yol açan itici güç oldu.[291]

Kullanım değişikliklerini teşvik etmek

Vatandaşlar iklim eylemi için Halkın İklim Yürüyüşü (2017)'de.

Emisyon vergisi

Sera gazı emisyonları üzerindeki emisyon vergisi, emisyonu olanların, atmosfere salınan her ton sera gazı için bir ücret veya vergi ödemesini gerektirir.[292] OECD ülkelerindeki sera gazı emisyonları için etkileri olan çevresel olarak ilgili vergilerin çoğu doğrudan CO2 emisyonlarından ziyade enerji ürünleri ve motorlu taşıtlara uygulanmaktadır.[292] Bu nedenle, tarım sektörü (güçlü sera gazları, yani metan üreten) gibi nakliye dışı sektörler tipik olarak vergilendirilmeden bırakılmaktadır. Ayrıca, emisyon vergilerinin geliri, her zaman emisyonları doğrudan dengelemek için kullanılmamaktadır.[293][294]

Emisyon vergileri hem düşük maliyetli hem de çevresel olarak etkili olabilir.[292] Emisyon vergilerindeki zorluklar arasında potansiyel olarak popüler olmayışları ve belirli bir emisyon azaltma seviyesini garanti edemedikleri gerçeği yer alıyor.[292] Emisyon vergileri veya enerji vergileri de genellikle orantısız bir şekilde düşük gelirli sınıflara düşmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde, çok çeşitli kaynaklardan emisyon ücretlerinin toplanması için kurumlar yeterince gelişmemiş olabilir.[292]

Sübvansiyonlar

Mark Z. Jacobson'a göre, beklenen sel felaketi maliyetleri ile dengeli bir sübvansiyon programı, 2030 yılına kadar % 100 yenilenebilir güce dönüşüm için masrafları karşılayabilir.[295] Jacobson ve meslektaşı Mark Delucchi, 2020'de güç üretme ve aktarma maliyetinin rüzgâr için kilovat saati 4 sentten (2007 doları bazında) daha az, dalga ve hidroelektrik için 4 sent, jeotermal için 4 ila 7 sent arası ve güneş, fosil ve nükleer enerji için kilovat saat başına 8 sent olacağını öne sürüyor.[296]

Yatırım

Yenilenebilir enerjinin kullanımını teşvik etmenin ve sürdürülebilirliği ve çevre korumanın sürdürülmesini sağlayan dolaylı bir yöntem de, bu alanda, ulusal ve uluslararası yatırım alanında da halihazırda yapıldığı üzere, yasal yollarla yatırım yapılmasını sağlamaktır.[297]

Karbon emisyon ticareti

Kyoto Protokolü dahilinde karbondioksit emisyonları ticareti için bir pazarın yaratılmasıyla, Londra finansal piyasalarının, bu potansiyel olarak kazançlı iş için, merkez olması muhtemeldir; New York ve Chicago borsaları, ABD Kyoto’yu reddetiği sürece, beklenenden daha düşük bir işlem hacmine sahip olabilir.[298]

Ancak, emisyon ticareti, fosil yakıtlardan vazgeçilmesini geciktirebilir.[299]

Kuzeydoğu Amerika Birleşik Devletleri'nde başarılı bir emisyon sınırlaması ve ticaret programı bu çözüm için potansiyel olduğunu göstermiştir.[300]

Avrupa Birliği Emisyon Ticareti Programı (AB ETS), dünyadaki en büyük çok uluslu, sera gazı emisyonları ticaret programıdır.[301] 1 Ocak 2005 tarihinde faaliyete geçmiştir ve Avrupa Birliği üyesi 28 ülkenin tümü, yılda 35 milyar Euro (43 milyar ABD Doları) olarak tahmin edilen karbondioksit emisyon izinlerinde yeni bir pazar oluşturan plana katılmıştır.[302] Chicago Climate Exchange ilk (gönüllü) emisyon piyasasıydı ve Chicago'yu yakında Asya'nın ilk pazarı (Asya Karbon Borsası) takip edecek. 2004 yılında, 2003 yılına göre (78 Mt CO2e) % 38 artışla, toplam 107 milyon mt karbondioksit eşdeğeri, takas edilmiştir.[303]

Ocak 2005'te Dünya Ekonomik Forumu'nda oluşturulan, yirmi üç çok uluslu şirket'in üye olduğu bir iş grubu, G8 İklim Değişikliği Yuvarlak Masa Toplantısı'nda bir araya geldi. Grup, Ford, Toyota, British Airways ve BP'yi içerir.[304] 9 Haziran 2005 tarihinde, Grup, iklim değişikliği konusunda harekete geçmenin gerekli olduğunu belirten ve pazar tabanlı çözümlerin yardımcı olabileceğini iddia eden bir bildiri yayınladı.[305] Hükûmetleri, tüm büyük sera gazı üreticilerini de içerecek olan “uzun vadeli politika çerçevesi” yoluyla “net, şeffaf ve tutarlı fiyat sinyalleri” oluşturmaya çağırdı.

Bölgesel Sera Gazı İnisiyatifi, dokuz Kuzeydoğu ve Orta Atlantik Amerikan eyaleti tarafından oluşturulan bir karbon alım satım planıdır; Connecticut, Delaware, Maine, Massachusetts, New Hampshire, New Jersey, New York, Rhode Island ve Vermont. Program Nisan 2005’e kadar geliştirilecekti, ancak henüz tamamlanmamıştır.

Uygulama

Uygulama, iklim değişikliğini hafifletme stratejileri ve hedeflerini yürürlüğe koyar. Bunlar uluslararası kuruluşlar tarafından belirlenen hedefler veya bireyler veya kurumlar tarafından gönüllü eylemler olabilir. Bu, çevresel yönetişimin en önemli, pahalı ve en az çekici olan yanıdır.[306]

Finansman

Uygulama için finansman kaynakları gerekir ancak çoğu zaman kimin ve hangi koşullarda fon sağlaması gerektiği konusunda anlaşmazlıklarla gölgelenir.[306] Finansman eksikliği, iklim değişikliğinin gelişmesini ve uygulanmasını finanse edecek resmi düzenlemeler olmadığından, başarılı stratejilere engel teşkil edebilir.[307] Finansman genellikle uluslar, ulus grupları ve gittikçe artan şekilde STK'lar ve özel kaynaklar tarafından sağlanmaktadır. Bu fonlar genellikle Küresel Çevre Kuruluşu (GEF) aracılığıyla yönlendirilmektedir. Bu, küresel çevre sorunlarıyla uğraşmak üzere tasarlanmış olan Dünya Bankası'ndaki bir çevresel finansman mekanizmasıdır.[306] GEF aslen dört ana alanla baş etmek için tasarlandı: biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliği, uluslararası sular ve ozon tabakasının incelmesi ve bunlara daha sonra arazi bozulması ve kalıcı organik kirletici eklenmiştir. GEF, hükûmetler tarafından onaylanan ve GEF'in uygulayıcı kuruluşlarından biri tarafından denetlenen, küresel çevresel faydaların elde edileceğine karar verilen projeleri finanse etmektedir.[308]

Problemler

Mevcut görünen uygulama eksikliği ile sonuçlanan, çok sayıda sorun vardır.[306] Uygulamanın önündeki ana engellerin belirsizlik, parçalanma, kurumsal geçersizlik, politikaların ve politikacıların kısa süreli ufku ve motivasyon ve uyum sağlama isteği eksiklikleri olduğu öne sürüldü. Birçok iklimsel süreç arasındaki ilişkiler, tam olarak anlaşılmadıkları ve uygulamaya engel teşkil ettiği için büyük belirsizlik seviyelerine neden olabilir. İklim değişikliği ile ilgili veriler çok sayıda oyuncu arasında paylaşıldığında, veriler çok dağınık, içeriğe özgü ve erişimi zor olabilir ve bu da sorunu küçük parçalara bölmeyi bir engel haline getirir. Kurumsal geçersizlik, politika süreçlerinin gerçekleşmesi için yaygın olarak kabul edilen kuralların ve normların bulunmaması ve takiben politika işlemlerinin meşruiyetinin ve etkinliğinin sorgulanmasıdır. Politikaların ve politikacıların kısa süreli ufku, iklim değişikliği politikalarının toplumsal olarak tercih edilen toplumsal meseleler lehine uygulanmadığı anlamına gelir. Kararların alınmasını engelleyecek veya erteleyecek siyasi eylem illüzyonunu sürdürmek için, sık sık açıklamalar yapılır.[307] Emisyon sınırı ve ticaret gibi uluslararası hükûmetlerin işbirliğini içeren bir sistemle ortaya çıkan sorunlar, kuralların bir genel uygulayıcı kurumun aksine birçok küçük otorite bölümünü tarafından uygulandığı polisentrik bir yaklaşımla potansiyel olarak geliştirilebilir.[309] Fotovoltaik, nükleer güç ve elektrikli taşıt (plug-in hibrit) gibi vazgeçilmez dekarbonizasyon teknolojilerinde metal gereksinimi ve/veya bulunabilirliği ile ilgili endişeler de engel olarak ifade edilmiştir.[310]

Oluşumlar

Görünen bir oluşum eksikliğine rağmen, uygulamanın kanıtı uluslararası olarak yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır. Buna bazı örnekler, Ulusal Uyum için Eylem Programlarının (NAPA) ve ortak uygulamaların başlatılmasıdır. Gelişmekte olan birçok ülke, adaptasyon ihtiyaçlarını önceliklendiren çerçeveler olan NAPA'lar hazırlamıştır.[311] Bunların çoğunun uygulanması GEF kurumları tarafından desteklenmektedir.[312] Pek çok gelişmiş ülke, özellikle devlet ve yerel yönetim ölçeğinde “birinci nesil” kurumsal uyum planlarını uygulamaktadır.[311] Ayrıca, hedeflere ulaşılması için uygun maliyetli bir yol olarak önerildiğinden, UNFCCC tarafından, ülkeler arasında ortak uygulamaya yönelik bir baskı olmuştur.[313]

Bölgesel politikalar

Carbon taxes and emission trading worldwide
Dünyada emisyon ticareti ve karbon vergileri (2019)[314]
  Karbon emisyon ticareti uygulanıyor veya programlandı
  Karbon vergisi uygulanıyor veya programlandı
  Karbon emisyon ticareti veya karbon vergisi uygulaması değerlendiriliyor

Amerika Birleşik Devletleri

ABD'nin sera gazı emisyonları'nın azaltılmasına yönelik çabalar, Energy Star, Ticari Bina Entegrasyonu ve Endüstriyel Teknolojiler Programı gibi programlarla verimliliği teşvik eden enerji politikalarını içermektedir.[315] 12 Kasım 1998'de, Başkan Yardımcısı Al Gore Kyoto Protokolünü sembolik olarak imzaladı, ancak gelişmekte olan ülkelerin katılımının Amerika Birleşik Devletleri Senatosu onayına sunulmadan önce gerekli olduğunu belirtti.[316]

Kongre tarafından elde edilen e-postalara göre, 2007 yılında, Ulaştırma Bakanlığı Sekreteri Mary Peters, Beyaz Saray onayı ile, valileri ve onlarca Temsilciler Meclisi üyesini, ülkedeki sera gazı üzerindeki ilk sınırlama olan Kaliforniya’nın girişimini engellemeye çağırdı.[317] ABD İklim Değişikliği Bilimi Programı, hepsi küresel ısınmayı ele almak için birlikte çalışan yaklaşık yirmi federal kurum ve ABD Kabine Daireleri grubudur.

ABD Temsilciler Meclisinin Gözetim ve Hükûmet Reform Komitesine ilişkin Kaygılı Bilim İnsanları Derneğinin ifadesine göre, George W. Bush yönetimi, küresel ısınma tartışmalarının azaltılması için Amerikalı biliminsanlarına baskı yaptı.[318][319] Bush yönetimi, bilim insanlarını, küresel ısınma konusundaki yazılarını Bush yönetiminin şüpheciliğine uyacak şekilde, bazı durumlarda eski bir petrol endüstrisi lobi faaliyetçisinin emriyle, uyarlamaları için baskı yapmaya zorluyordu. “Katılımcıların neredeyse yarısı,“ iklim değişikliği ”,“ küresel ısınma ”ya da benzeri terimleri çeşitli iletişimden kaldırmaya yönelik baskıları algılamış ya da kişisel olarak deneyimlemiştir.” Benzer şekilde, Devlet Hesap Verebilirlik Projesi kıdemli memurlarının ifadesine göre, Beyaz Saray, ABD yasalarına uygun olarak Amerikalı bilim insanları tarafından üretilen "İklim Değişikliği ve Değişimin Potansiyel Sonuçlarının Ulusal Değerlendirmesi" raporunun üzerini kapatmaya çalıştı.[320] Bazı Amerikalı bilim insanları, küresel ısınmanın olduğundan daha önemsiz gösterilmesi için Beyaz Saray'ın yaptığı baskıya boyun eğmek yerine işlerini bıraktılar.[318]

Önemli bir federal eylemin yokluğunda, eyalet hükûmetleri Kuzeydoğu'daki Bölgesel Sera Gazı İnisiyatifi ve Kaliforniya'daki 2006 Küresel Isınma Çözümleri Yasası gibi emisyon kontrol yasalarını kabul etmiştir.[321] 2019'da Minnesota'da yeni bir iklim değişikliği tasarısı getirildi.[322]

Çin

2019'a gelindiğinde, Çin iklim değişikliğiyle mücadele için 100'den fazla politika uygulamaktadır. Çin Paris Anlaşması'nda, emisyonunun 2030 yılında düşmeye başlayacağını, ancak muhtemelen 2026’da bile gerçekleşebileceğini söyledi. Bu, Çin'i konuyla ilgili lider olarak konumlandırabilir çünkü GHG emisyonu'nun en büyük yayıcısıdır, bu yüzden onları gerçekten azaltırsa, önemi çok büyük olacaktır.[323]

Avrupa Birliği

Nisan 2019’da İspanya Sosyalist Partisi, İspanya’daki seçimlerde en fazla sayıda sandalye aldı. Parti kendisini Yeşil Yeni Anlaşma'nın bir parçası olarak ilan etti ve şunu önerdi: “yüzyılın ortalarına kadar emisyonların, 1990'lar seviyesinin yüzde 90 altına inecek oranında azaltılması ve ülkenin bütün enerjisinin aynı zaman çizelgesi boyunca yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilmesi; 2030 yılına kadar enerjinin yüzde 74'ü yenilenebilir kaynaklardan elde edilecek şekilde. Tasarı, ülke çapında petrol aramayı yasaklayacak, fosil yakıt sübvansiyonlarını ve fosil yakıtlara yapılan devlet yatırımlarını ortadan kaldıracak ve 2040 yılına kadar karbon yayıcı araçların kayıt ve satışını yasaklamak amacıyla fosil yakıtlı araçlardan vazgeçecekti."[324][325]

2050 yılına kadar Avrupa Birliğinde sıfır karbon ekonomisine ulaşma önerileri 2018 - 2019'da önerildi. Onu destekleyen ülkeler: Belçika, Fransa, İspanya, Hollanda, Danimarka, Lüksemburg, Portekiz, Letonya, Slovenya, Finlandiya, Büyük Britanya, İtalya. Asıl engel, bu durum hakkında henüz karar vermemiş olan Almanya ve durumu belirsiz olan birçok Doğu Avrupa ülkesidir: Bulgaristan, Hırvatistan, Çekya ve Polonya, iklim değişikliğine karşı en savunmasız olmalarına rağmen henüz destek kararı almadılar.[326]

2018 yılında, sürdürülebilir yatırımlara doğru sermaye akışını yeniden yönlendirmek ve çevresel ve sosyal sorunlardan kaynaklanan finansal riskleri yönetmek için Sürdürülebilir Eylem Planı yayımlandı. 2019'da Avrupa Komisyonu, çevre dostu bir yatırımın tanımlanmasına yardımcı olan kılavuzları kabul etti. Kılavuzlar, işletmelerin AB'nin 6 çevresel hedefine yaptıkları katkılara dayanarak nasıl "yeşil" olarak nitelendirilebileceği ile ilgili parametreleri belirler. Kılavuzlar, kömür ve nükleer enerji içermez ve 2030 hedeflerini desteklemektedir: Nihai enerji tüketiminde yenilenebilir enerji oranının en az üçte bir olması, normal işletme senaryolarına kıyasla üçte bir enerji tasarrufu, sera gazı emisyonlarında ise, 1990 seviyelerine kıyasla % 40'lık bir azalma.[327]

Gelişmekte olan ülkeler

Ekonomik kalkınma ile karbon emisyonlarını hafifletme işini bir araya getirmek için, gelişmekte olan ülkeler hem finansal hem de teknik olarak özel desteğe ihtiyaç duyuyor. Bunu başarmanın araçlarından biri Kyoto Protokolü'nün Temiz Kalkınma Mekanizması'dır (CDM). Dünya Bankası'nın Prototip Karbon Fonu, CDM içinde faaliyet gösteren bir kamu özel ortaklığıdır.[328]

Bununla birlikte, önemli bir tartışma konusu, iklim değişikliği azaltma ile doğrudan ilgili olmayan yurtdışı kalkınma yardımlarının iklim değişikliği azaltma için sağlanan fonlardan nasıl etkilendiğidir.[329] UNFCC'nin Kopenhag İklim Konferansı'nın sonuçlarından biri, gelişmiş ülkelerin 2010-2012 yılları arasında 30 milyon ABD Doları tutarında yeni ve ek kaynak sağlama sözü verdikleri Kopenhag Anlaşması idi.[329] Bununla birlikte, ilave tanımının tam olarak ne olduğu hala netleşmemiştir ve Avrupa Komisyonu, üye devletlerinden, ilave tanımından ne anladıklarını tanımlamalarını istedi ve Yurtdışı Kalkınma Enstitüsü'ndeki araştırmacılar dört ana madde buldular:[329]

  1. İklim finansmanı, yardım olarak sınıflandırılmıştır, ancak '% 0.7' ODA hedefine ek olarak (üstünde ve daha fazlası) sağlanacaktır;
  2. İklim değişikliğinin azaltılmasına harcanan önceki yılın Resmi Kalkınma Yardımı (ODA) artışı;
  3. İklim değişikliği finansmanını içeren ancak belirli bir yüzde ile sınırlı olan yükselen ODA seviyeleri; ve
  4. ODA'ya bağlı olmayan iklim finansmanındaki artış.

Asıl mesele, OECD devletleri bütçe açığı kesintilerini arasında bir çelişki olduğu, gelişmekte olan ülkelerin sürdürülebilir kalkınmaya adapte olmalarına yardım etme ihtiyacı olduğu ve finansmanın diğer önemli Birleşmiş Milletler Binyıl Kalkınma Hedefleri'ne yapılan yardımların azaltılmasından kaynaklanmadığından emin olmaktır.

Ancak, bu girişimlerden hiçbiri gelişmekte olan ülkelerden gelen emisyonlar için niceliksel bir sınır belirlemez. Bu, özellikle zorlu bir politika önerisi olarak kabul edilmektedir, çünkü gelişmekte olan ülkelerin ekonomik büyümesi orantılı olarak sera emisyonlarının büyümesine yansımaktadır. Hafifletme eleştirmenleri [], genellikle, gelişmekte olan ülkelerin, gelişmiş ülkelere göre karşılaştırılabilir bir yaşam standardı yakalama çabalarının, küresel ısınmanın hafifletilmesi girişimini baltalayacağını savunuyor. Eleştirmenler ayrıca, emisyonları alt seviyede tutmanın insani maliyetlerinin, genel olarak yayılmış bir maliyetten, fakir nüfusun en çok etkilendiği bir şekle kayacağını savunuyor.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO), gelişmekte olan ülkelerin temiz teknolojileri kullanabilmeleri için daha fazla fırsat sağlamak amacıyla, uluslararası toplumu ticaret engellerini azaltmaya ve "çevresel ürün ve hizmetlerde ticaretin açılmasını de içeren" Doha Kalkınma Takvimi'ni sonuçlandırmaya çağırdı.[330]

2019 haftasında Latin Amerika ve Karayipler'deki iklim eylemi, liderlerin ulaştırma, enerji, şehircilik, endüstri, orman koruma sektörlerinde ve arazi kullanımında emisyonları azaltmak için harekete geçeceklerini beyan etmeleri ile sonuçlandı. Tüm dünya ormanlarını korumanın ortak bir sorumluluk olduğunu ve ormanların yaşam için hayati önem taşıdıklarını ve iklim değişikliği çözümünün önemli bir parçası olduklarını vurgulayarak, Amazon bölgesindeki yağmur ormanı yangınlarının sonuçlarına katlanan Brezilya'nın bütün halklarıyla dayanışma mesajı verdi.[331][332]

Sivil toplum yaklaşımları

Küresel ısınmayı hafifletmek için önerilen yöntemlerin birçoğu devlet finansmanı, mevzuat ve düzenleyici eylem gerektirse de, bireyler ve işletmeler de hafifletme çabalarında rol oynayabilir.

Kişisel eylemlerde ve ticari faaliyetlerde seçimler

Çevresel gruplar, tüketicileri hedef alarak, küresel ısınmaya karşı bireysel eylemleri teşvik etmektedir. Yaygın tavsiyeler arasında, evsel ısıtma ve soğutma kullanımını azaltmak, daha az benzin yakmak, yenilenebilir enerji kaynakları desteklemek, taşımayı azaltmak için yerel ürünler satın almak ve kullanılmayan cihazları kapatmak ve diğerleri vardır.

Utrecht Üniversitesi'ndeki bir jeofizikçi, benzer kurumları, hafifletme konusunda gönüllük açısından öncülük yapmaya çağırdı ve video konferans gibi iletişim teknolojilerinin uzun mesafeli uçuşlara bağımlılıklarını azaltmak için kullanılmasını önerdi.[333]

Hava yolculuğu ve sevkiyat

2008 yılında, iklim bilimcisi Kevin Anderson, hızla artan küresel hava taşımacılığının iklim üzerindeki artan etkisi ile ilgili endişesini, emisyonların azaltılması için bu eğilimin tersine çevrilmesi gerektiğini öne süren bir yazı ve sunumla dile getirdi.[334][335]

Zorluğun bir kısmı, havacılık emisyonlarının yüksek rakımda yapıldığında, iklim etkilerinin diğerlerinden çok daha büyük olmasıdır. Diğerleri, iş veya eğlence için seyahat etmek, sık ve genellikle uzun mesafeli hava yolculuğu içeren, bireylerin artan hipermobilitesi ve ürünlerin hava yolu ile taşınması ile ilgili endişelerini dile getirmektedir.[336]

İş fırsatları ve riskler

9 Mayıs 2005 tarihinde General Electric CEO'su Jeff Immelt, GE'nin küresel ısınmayla ilgili emisyonlarını 2012 yılına kadar yüzde bir azaltmayı planladığını açıkladı. "GE, öngörülen büyümesi göz önüne alındığında, bu emisyonların bu tür bir eylem olmaksızın yüzde 40 oranında artacağını söyledi."[337]

21 Haziran 2005'te, bir grup önde gelen havayolu şirketi, havaalanı ve havacılık üreticisi, yakıt verimliliğini artırarak ve yeni uçakların karbondioksit salınımını 2020 yılına kadar koltuk kilometresi başına 2000 seviyesinden yüzde elli oranında azaltarak, havacılığın iklim değişikliği üzerindeki etkisinin sınırlandırılmasında birlikte çalışmaya söz verdi. Grup, 2005 yılı sonuna kadar uçak başına karbondioksit emisyonları için ortak bir raporlama sistemi geliştirmeyi hedefledi ve Avrupa Birliği'nin karbon emisyon ticareti planına havacılığın erken dahil edilmesi için baskı yaptı.[338]

Yatırımcı yanıtı

İklim değişikliği aynı zamanda uzun vadeli ufku ve çok uluslu işletmelerinin büyük coğrafi ayak izleri nedeniyle küresel ısınmanın olumsuz etkilerine maruz kalma potansiyeli yüksek olan büyük kurumsal yatırımcılar için de bir endişe kaynağıdır. SRI (Sosyal açıdan sorumlu yatırım) Fonları bu hedeflerle uyumlu şirketlere yatırım yaptıkları için, yatırımcıların yüksek ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) standartlarını karşılayan fonlara yatırım yapmalarını sağlar.[339] Proxy firmaları, bu kaygıları dikkate alan yatırım yöneticisinin kılavuzlarını hazırlamak için kullanılabilir.[340]

Yasal eylem

Bazı ülkelerde, iklim değişikliğinden etkilenenler büyük üreticileri dava edebilir. Palau ve Inuit halklarının yanı sıra Sierra Kulübü gibi sivil toplum kuruluşları tarafından dava girişimlerine başlandı.[341][342][343] Her ne kadar belirli hava olaylarının özel olarak küresel ısınmadan kaynaklandığını ispatlamak mümkün olmasa da, küresel ısınmanın neden olduğu bu tür olayların artan riskini gösteren metodolojiler geliştirilmiştir.[344][345]

İhmalden (veya benzerinin) kaynaklanan yasal bir işlemin başarılı olabilmesi için, "Davacılar ... büyük olasılıkla, kişisel yaralanmalarının, başka herhangi bir nedenin aksine, söz konusu risk faktöründen kaynaklandığını göstermelidir. Bu bazen en az iki nispi risk gereksinimine çevrildi.”[346] Başka bir yol (az miktarda yasal zorluğa rağmen), Dünya Mirası Sözleşmesidir, eğer iklim değişikliğinin Dünya Mirası Alanı olan Everest Dağı gibi yerleri etkilediği gösterilebilirse işe yarayabilir.[347][348]

Birbirlerini dava eden ülkelerin yanı sıra, bir ülkedeki insanların kendi devletlerine karşı yasal adımlar attıkları durumlar da var. Örneğin, ABD Çevre Koruma Ajansını Temiz Hava Yasası kapsamında sera gazı emisyonlarını düzenlemeye zorlamak için ve NEPA[] kapsamında çevresel etkilerin değerlendirilmemesi nedeniyle İhracat ve İthalat Bankası ve OPIC'e karşı yasal işlem başlatıldı.[349]

Aynı zamanda Hollanda ve Belçika'da, Urgenda ve vzw Klimaatzaak gibi kuruluşlar, ülkelerinin kabul ettikleri emisyon indirimi taahhütlerini yerine getirmediklerine inandıkları için hükûmetlerini dava ettiler.[350][351][352][353][354][]

Dünya'nın Dostları tarafından görevlendirilen 2004 tarihli bir araştırmaya göre,, ExxonMobil ve selefleri 1882 ile 2002 arasında dünyanın insan kaynaklı karbondioksit emisyonlarının yüzde 4,7 ila 5,3'üne neden oldu. Grup, bu tür çalışmaların nihai yasal işlem için temel oluşturabileceğini öne sürdü.[355]

2015 yılında Exxon bir mahkeme celbi aldı. Washington Post'a ve şirket tarafından da onaylanan bilgilere göre, New York başsavcısı Eric Schneiderman, şirketin halkı ve yatırımcıları iklim değişikliği riskleri konusunda yanlış yönlendirdiği ihtimaline ilişkin bir soruşturma başlattı.[356]

2019’da, ABD 'deki 22 eyalet, 6 şehir ve Washington, DC, Trump yönetimine, Temiz güç planının yürürlükten kaldırılmasını engellemek için dava açtı.[357]

Aktivizm

Çevre örgütleri, Halk İklim Yürüyüşleri ve Fosil yakıtlardan vazgeçme gibi farklı eylemler düzenler. 8 trilyon dolar değerinde 1000 kuruluş, fosil yakıttan 2018'e kadar vazgeçme taahhüdünde bulundu.[358] Diğer bir eylem şekli ise iklim grevidir.[359] Ocak 2019'da 12.500 öğrenci Brüksel'de yürüyüş yaparak İklim eylemi talebinde bulundu.[360] 2019 yılında Extinction Rebellion organizasyonu, “iklim değişikliği hakkındaki gerçeği söyleme, 2025 yılına kadar karbon salınımını sıfıra düşürme ve ilerlemeyi kontrol etmek için bir vatandaş meclisi oluşturma” talep eden kitlesel protestolar düzenledi. Birçoğu tutuklandı.[361]

Birçok durumda, aktivizm olumlu sonuçlar getirir.[362]

20 - 27 Eylül 2019'da küresel bir iklim grevi planlanıyor. Ana organizatörler Fridays For Future ve Earth Strike'tır. Sendikalar grevi destekleyecek.[363][364] Üniversiteler ve Kolej Birliği (UCU), grevi desteklemek amacıyla 20 Eylül'de bir iş günü dayanışma grevi için, Eylül 2019'da yapılacak olan İngiltere'nin bir sonraki Ticaret Birliği Kongresi'nde (TUC) teklif verecek. Herhangi bir grev, öğrenci protestosuyla işbirliği yapar.[365] Earth Strike sayfasında daha fazla ayrıntıya bakabilirsiniz. Hedef, 23 Eylül'de BM tarafından düzenlenen iklim eylem zirvesini etkilemektir.[366] Organizatörlere göre, 20 Eylül'de gerçekleşen greve 4 milyon kişi katıldı.[367]

Kaynakça

  1. ^ Marland, G., T.A. Boden, and R. J. Andres. 2007. Global, Regional, and National CO2 Emissions. In Trends: A Compendium of Data on Global Change. Carbon Dioxide Information Analysis Center, Oak Ridge National Laboratory, United States Department of Energy, Oak Ridge, Tenn., US.
  2. ^ Fisher, B.S., "Ch. 3: Issues related to mitigation in the long-term context", Contribution of Working Group III to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change, 2007, 3.5 Interaction between mitigation and adaptation, in the light of climate change impacts and decision-making under long-term uncertainty , in IPCC AR4 WG3 2007
  3. ^ a b c IPCC, "Summary for policymakers", Climate Change 2007: Working Group III: Mitigation of Climate Change, Table SPM.3, C. Mitigation in the short and medium term (until 2030) , in IPCC AR4 WG3 2007
  4. ^ Oppenheimer, M., et al., Section 19.7.1: Relationship between Adaptation Efforts, Mitigation Efforts, and Residual Impacts, in: Chapter 19: Emergent risks and key vulnerabilities 8 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.(archived), pp. 46–49, in IPCC AR5 WG2 A 2014
  5. ^ a b "Social, Economic, and Ethical Concepts and Methods, Executive Summary" (PDF), Climate Change 2014: Mitigation of Climate Change , in IPCC AR5 WG3 2014, s. 211
  6. ^ "Sec 5.5 Technology flows and development", Climate Change 2007: Synthesis Report , in IPCC AR4 SYR 2007, s. 68
  7. ^ UK Royal Society 2009
  8. ^ UNFCCC (5 Mart 2013), Introduction to the Convention, UNFCCC, 20 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 2 Ekim 2019 
  9. ^ UNFCCC (2002), Full Text of the Convention, Article 2: Objectives, UNFCCC, 13 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 2 Ekim 2019 
  10. ^ a b Oppenheimer, M., et al., FAQ 19.1, in: Chapter 19: Emergent risks and key vulnerabilities 8 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.(archived), p. 52, in IPCC AR5 WG2 A 2014
  11. ^ UNFCCC. Conference of the Parties (COP) (15 Mart 2011), Report of the Conference of the Parties on its sixteenth session, held in Cancun from 29 November to 10 December 2010. Addendum. Part two: Action taken by the Conference of the Parties at its sixteenth session (PDF), Geneva, Switzerland: United Nations, 13 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF), erişim tarihi: 2 Ekim 2019 , p. 3, paragraph 4. Document available 5 Ağustos 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. in UN languages and text format.
  12. ^ Sutter, John D.; Berlinger, Joshua (12 Aralık 2015). "Final draft of climate deal formally accepted in Paris". CNN. Cable News Network, Turner Broadcasting System, Inc. 27 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Aralık 2015. 
  13. ^ Victor, D., et al., Executive summary, in: Chapter 1: Introductory Chapter 3 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., p. 4 (archived, in IPCC AR5 WG3 2014
  14. ^ a b van Vuuren & others 2009, ss. 29–33
  15. ^ "One Earth Climate Model". One Earth Climate Model. University of Technology, Climate and Energy College, German Aerospace Center. 24 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ocak 2019. 
  16. ^ Chow, Lorraine (21 Ocak 2019). "DiCaprio-Funded Study: Staying Below 1.5ºC is Totally Possible". Ecowatch. 3 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ocak 2019. 
  17. ^ a b c d e f g Meehl, G.A., "Ch. 10: Global Climate Projections", Climate Change 2007: Working Group I: The Physical Science Basis, FAQ 10.3: If Emissions of Greenhouse Gases are Reduced, How Quickly do Their Concentrations in the Atmosphere Decrease? , in IPCC AR4 WG1 2007, ss. 824–825
  18. ^ Rogner, H.-H. (2007). "1.2 Ultimate objective of the UNFCCC". B. Metz (Ed.). Introduction. Climate Change 2007: Mitigation. Contribution of Working Group III to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change. Print version: Cambridge University Press, Cambridge, United Kingdom and New York, NY, USA. This version: IPCC website. 23 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Haziran 2011. 
  19. ^ Forster, P., "Ch. 2: Changes in Atmospheric Constituents and in Radiative Forcing", Contribution of Working Group I to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change, 2007, FAQ 2.1 How do Human Activities Contribute to Climate Change and How do They Compare with Natural Influences? , in IPCC AR4 WG1 2007, s. 135
  20. ^ IPCC, "Summary for Policymakers", Contribution of Working Group I to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change, 2007, Human and Natural Drivers of Climate Change , in IPCC AR4 WG1 2007
  21. ^ U.S. Climate Change Science Program and the Subcommittee on Global Change Research (Ocak 2009). Granger Morgan; H. Dowlatabadi; M. Henrion; D. Keith; R. Lempert; S. McBride; M. Small; T. Wilbanks (Ed.). "Best practice approaches for characterizing, communicating, and incorporating scientific uncertainty in decisionmaking". National Oceanic and Atmospheric Administration, Washington D.C., USA. ss. 10-11. 27 Mayıs 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Haziran 2010. 
  22. ^ Sterman, J.D.; L.B. Sweeney (2007). "Understanding public complacency about climate change: adults' mental models of climate change violate conservation of matter" (PDF). Climatic Change. 80 (3–4). ss. 221-22. doi:10.1007/s10584-006-9107-5. 20 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 10 Mayıs 2011. 
  23. ^ a b 2. Stabilization and Climate Change of the Next Few Decades and Next Several Centuries, p. 21 27 Aralık 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., in: Summary 6 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., in US NRC 2011
  24. ^ Anderson, Kevin; Bows, Alice (13 Ocak 2011). "Beyond 'dangerous' climate change: emission scenarios for a new world". Philosophical Transactions of the Royal Society A. 369 (1934). ss. 20-44. Bibcode:2011RSPTA.369...20A. doi:10.1098/rsta.2010.0290. PMID 21115511. 1 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2019. 
  25. ^ Anderson, Kevin; Bows, Alice (2012). "A new paradigm for climate change". Nature Climate Change. 2 (9). ss. 639-40. Bibcode:2012NatCC...2..639A. doi:10.1038/nclimate1646. 
  26. ^ Anderson K. (2012). Real clothes for the Emperor: Facing the challenges of climate change. The Cabot annual lecture, Univ. of Bristol. Video 2 Mayıs 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Transcript 8 Ocak 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  27. ^ The Radical Emission Reduction Conference: 10–11 December 2013 27 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., sponsored by the Tyndall Centre. Video proceedings 24 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. on-line.
  28. ^ Steffen, Will; Rockström, Johan; Richardson, Katherine; M. Lenton, Timothy; Folke, Carl; Liverman, Diana; P. Summerhayes, Colin; D. Barnosky, Anthony; E. Cornell, Sarah; Crucifix, Michel; F. Donges, Jonathan; Fetzer, Ingo; J. Lade, Steven; Scheffer, Marten; Winkelmann, Ricarda; Hans Joachim Schellnhuber, Hans (6 Ağustos 2018). "Trajectories of the Earth System in the Anthropocene". Proceedings of the National Academy of Sciences. 6 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ağustos 2018. 
  29. ^ Fisher, B.S., "Ch 3: Issues related to mitigation in the long-term context", Contribution of Working Group III to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change, 2007, Sec 3.1 Emissions scenarios , in IPCC AR4 WG3 2007
  30. ^ a b Rogner, H.-H., "Ch 1: Introduction", Contribution of Working Group III to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change, 2007, Sec 1.3.2.4 Total GHG emissions , in IPCC AR4 WG3 2007, s. 111
  31. ^ Fisher, B.S., "Ch 3: Issues related to mitigation in the long-term context", Contribution of Working Group III to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change, 2007, Sec 3.3 Mitigation scenarios , in IPCC AR4 WG3 2007
  32. ^ Fisher, B.S., "Ch 3: Issues related to mitigation in the long-term context", Contribution of Working Group III to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change, 2007, Table 3.5, in: Sec 3.3.5 Long-term stabilization scenarios , in IPCC AR4 WG3 2007
  33. ^ BP: Statistical Review of World Energy 16 Mayıs 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Workbook (xlsx), London, 2012
  34. ^ "World energy outlook 2012 (IEA)" (PDF). 19 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 5 Ekim 2019. 
  35. ^ World Consumption of Primary Energy by Energy Type and Selected Country Groups 9 Kasım 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 31 December 2008 Microsoft Excel file format
  36. ^ Eenergiläget in Sweden 2011 figure 49 and 53
  37. ^ 'We cannot be radical enough': Attenborough on climate crisis action (İngilizce). 9 Temmuz 2019. ISSN 0261-3077. 2 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Eylül 2019. 
  38. ^ Figure 4.10, in: Chapter 4: Stabilization Scenarios, in Clarke & others 2007, s. 103
  39. ^ "Sec 5.5 Technology flows and development", Climate Change 2007: Synthesis Report , in IPCC AR4 SYR 2007
  40. ^ Issues in Science 27 Eylül 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. & Technology Online; "Promoting Low-Carbon Electricity Production"
  41. ^ "Sec 4.3 Mitigation options", Climate Change 2007: Synthesis Report , in IPCC AR4 SYR 2007
  42. ^ "Arşivlenmiş kopya". 17 Mayıs 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ekim 2019. 
  43. ^ "Impacts assessment of plug-in hybrid vehicles on electric utilities and regional u.s. power grids" (PDF). Pacific Northwest National Laboratory. 2010. 28 Aralık 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ekim 2019. 
  44. ^ "Table 4.2, in: Sec 4.3 Mitigation options", Climate Change 2007: Synthesis Report , in IPCC AR4 SYR 2007
  45. ^ Pacala, Stephen; Socolow, Robert H. (2004). "Stabilization Wedges: Solving the Climate Problem for the Next 50 Years with Current Technologies" (PDF). Science]] dergisi. 305 (5686). ss. 968-72. Bibcode:2004Sci...305..968P. CiteSeerX 10.1.1.642.8472 $2. doi:10.1126/science.1100103. PMID 15310891. 24 Ekim 2007 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Ekim 2007. 
    Ayrıca bakınız: "Stabwedge". CMI (Carbon Mitigation Initiative) at Princeton Üniversitesi. 30 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ekim 2019. Resources for Pacala & Socolow(2004) 
  46. ^ Romm, Joe (19 Haziran 2008). "Cleaning up on carbon". Nature Reports Climate Change. 3 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2013. 
  47. ^ Sathaye, J., "Ch 12: Sustainable Development and mitigation", Contribution of Working Group III to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change, 2007, Sec 12.2.1.1 Development paths as well as climate policies determine GHG emissions , in IPCC AR4 WG3 2007, ss. 701–703
  48. ^ Morita, T., "Ch 2. Greenhouse Gas Emission Mitigation Scenarios and Implications", Climate Change 2001: Working Group III: Mitigation, Sec 2.5.2.2 Storylines of Post-SRES Mitigation Scenarios , in IPCC TAR WG3 2001, ss. 149–150
  49. ^ Edenhofer, Ottmar; Pichs-Madruga, Ramón (2014). "Summary for Policymakers" (PDF). IPCC (Ed.). Climate change 2014: mitigation of climate change. Contribution of Working Group III to the Fifth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change. Cambridge, UK and New York, NY, USA: Cambridge University Press. ISBN 978-1-107-65481-5. Erişim tarihi: 21 Haziran 2016. 
  50. ^ a b c d Wynes, Seth; Nicholas, Kimberly A (12 Temmuz 2017). "The climate mitigation gap: education and government recommendations miss the most effective individual actions". Environmental Research Letters. 12 (7). s. 074024. Bibcode:2017ERL....12g4024W. doi:10.1088/1748-9326/aa7541. 
  51. ^ a b c Ceballos, Gerardo; Ehrlich, Paul P; Dirzo, Rodolfo (23 Mayıs 2017). "Biological annihilation via the ongoing sixth mass extinction signaled by vertebrate population losses and declines". Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America. 114 (30). ss. E6089-E6096. doi:10.1073/pnas.1704949114. PMC 5544311 $2. PMID 28696295. 30 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ekim 2019. Much less frequently mentioned are, however, the ultimate drivers of those immediate causes of biotic destruction, namely, human overpopulation and continued population growth, and overconsumption, especially by the rich. These drivers, all of which trace to the fiction that perpetual growth can occur on a finite planet, are themselves increasing rapidly. 
  52. ^ a b c Pimm, S. L.; Jenkins, C. N.; Abell, R.; Brooks, T. M.; Gittleman, J. L.; Joppa, L. N.; Raven, P. H.; Roberts, C. M.; Sexton, J. O. (30 Mayıs 2014). "The biodiversity of species and their rates of extinction, distribution, and protection" (PDF). Science. 344 (6187). s. 1246752. doi:10.1126/science.1246752. PMID 24876501. 7 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 15 Aralık 2016. The overarching driver of species extinction is human population growth and increasing per capita consumption. 
  53. ^ Fleurbaey, Marc; Kartha, Sivan (2014). "Chapter 4: Sustainable Development and Equity" (PDF). IPCC (Ed.). Climate change 2014: mitigation of climate change. Contribution of Working Group III to the Fifth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change. Cambridge, UK and New York, NY, USA: Cambridge University Press. ISBN 978-1-107-65481-5. Erişim tarihi: 21 Haziran 2016. 
  54. ^ Scarborough, Peter; Appleby, Paul N.; Mizdrak, Anja; Briggs, Adam D.M.; Travis, Ruth C.; Bradbury, Kathryn E.; Key, Timothy J. (Temmuz 2014). "Dietary greenhouse gas emissions of meat-eaters, fish-eaters, vegetarians and vegans in the UK". Climatic Change. 125 (2). ss. 179-92. doi:10.1007/s10584-014-1169-1. PMC 4372775 $2. PMID 25834298. 
  55. ^ Harvey, Fiona (21 Mart 2016). "Eat less meat to avoid dangerous global warming, scientists say". The Guardian. 23 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Haziran 2016. 
  56. ^ Milman, Oliver (20 Haziran 2016). "China's plan to cut meat consumption by 50% cheered by climate campaigners". The Guardian. 9 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Haziran 2016. 
  57. ^ Carrington, Damian (7 Kasım 2016). "Tax meat and dairy to cut emissions and save lives, study urges". The Guardian. Londra, United Kingdom. ISSN 0261-3077. 22 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2016. 
  58. ^ Springmann, Marco; Mason-D'Croz, Daniel; Robinson, Sherman; Wiebe, Keith; Godfray, H Charles J; Rayner, Mike; Scarborough, Peter (7 Kasım 2016). "Mitigation potential and global health impacts from emissions pricing of food commodities". Nature Climate Change. 7 (1). s. 69. Bibcode:2017NatCC...7...69S. doi:10.1038/nclimate3155. ISSN 1758-678X. 
  59. ^ Diesendorf, Mark (2007). Greenhouse Solutions with Sustainable Energy, UNSW Press, p. 86.
  60. ^ "Loading Order White Paper" (PDF). 28 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 16 Temmuz 2010. 
  61. ^ Diesendorf, Mark (2007). Greenhouse Solutions with Sustainable Energy, UNSW Press, p. 87.
  62. ^ Sophie Hebden (22 Haziran 2006). "Invest in clean technology says IEA report". Scidev.net. 26 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2010. 
  63. ^ "Climate Change". California Air Resources Board. 16 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2015. 
  64. ^ "Roadmap for moving to a low-carbon economy in 2050 – European Commission". 20 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2015. 
  65. ^ Wei, Max; Nelson, James H; Greenblatt, Jeffery B; Mileva, Ana; Johnston, Josiah; Ting, Michael; Yang, Christopher; Jones, Chris; McMahon, James E; Kammen, Daniel M (1 Mart 2013). "Deep carbon reductions in California require electrification and integration across economic sectors". Environmental Research Letters. 8 (1). s. 014038. Bibcode:2013ERL.....8a4038W. doi:10.1088/1748-9326/8/1/014038. ISSN 1748-9326. Erişim tarihi: 21 Mart 2015. 
  66. ^ Williams, James H. (2012). "The technology path to deep greenhouse gas emissions cuts by 2050: The pivotal role of electricity" (PDF). Science. 335 (6064). ss. 53-9. Bibcode:2012Sci...335...53W. doi:10.1126/science.1208365. PMID 22116030. 8 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 21 Mart 2015. 
  67. ^ "Natural Gas and the Environment". Naturalgas.org. 3 Mayıs 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Şubat 2011. 
  68. ^ "Annual Energy Outlook 2015 – Energy Information Administration". Eia.gov. 14 Nisan 2015. 25 Kasım 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mayıs 2016. 
  69. ^ E3 Decarbonizing Pipeline 01-27-2015.pdf (PDF), 17 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi, erişim tarihi: 14 Nisan 2015 
  70. ^ Statistical Review of World Energy 6 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Workbook (xlsx), London, 2016
  71. ^ Edwin Cartlidge (18 Kasım 2011). "Saving for a rainy day". Science (Vol 334). ss. 922-24. 
  72. ^ IEA Renewable Energy Working Party (2002). Renewable Energy... into the mainstream, p. 9.
  73. ^ HM Treasury (2006). Stern Review on the Economics of Climate Change.
  74. ^ International Energy Agency. IEA urges governments to adopt effective policies based on key design principles to accelerate the exploitation of the large potential for renewable energy 22 Eylül 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 29 September 2008.
  75. ^ REN21 (2006). Changing climates: The Role of Renewable Energy in a Carbon-constrained World (PDF) 11 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. p. 2.
  76. ^ New UN report points to power of renewable energy to mitigate carbon emissions 4 Ekim 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. UN News Centre, 8 December 2007.
  77. ^ Joel Makower, Ron Pernick, and Clint Wilder (2008). Clean Energy Trends 2008 10 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Clean Edge, p. 2.
  78. ^ United Nations Environment Programme and New Energy Finance Ltd. (2007). Global Trends in Sustainable Energy Investment 2007: Analysis of Trends and Issues in the Financing of Renewable Energy and Energy Efficiency in OECD and Developing Countries (PDF) 25 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. p. 3.
  79. ^ REN21 (2010). Renewables 2010 Global Status Report 20 Ağustos 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. p. 15.
  80. ^ "Conclusion". Worldwide electricity production from renewable energy sources. Paris: Observ'ER. 2012. 16 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Mart 2013. 
  81. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 4 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 10 Ekim 2019. 
  82. ^ a b Paul Gipe (4 Nisan 2013). "100 Percent Renewable Vision Building". Renewable Energy World. 8 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ekim 2019. 
  83. ^ IPCC (2011). "Special Report on Renewable Energy Sources and Climate Change Mitigation" (PDF). Cambridge University Press, Cambridge, United Kingdom and New York, NY. s. 17. 11 Ocak 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ekim 2019. 
  84. ^ International Renewable Energy Agency (2012). "Renewable Power Generation Costs in 2012: An Overview" (PDF). 15 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ekim 2019. 
  85. ^ Donald W. Aitken. Transitioning to a Renewable Energy Future 19 Ağustos 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., International Solar Energy Society, January 2010, p. 3.
  86. ^ REN21 (2012). Renewables Global Status Report 2012 15 Aralık 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. p. 17.
  87. ^ REN21 (2011). "Renewables 2011: Global Status Report" (PDF). ss. 11-13. 5 Eylül 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ekim 2019. 
  88. ^ Top of the list, Renewable Energy World, 2 January 2006.
  89. ^ Keith Johnson, Wind Shear: GE Wins, Vestas Loses in Wind-Power Market Race 1 Temmuz 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Wall Street Journal, March 25th 2009, accessed on January 7th 2010.
  90. ^ Mark A. Delucchi; Mark Z. Jacobson (2011). "Providing all global energy with wind, water, and solar power, Part II: Reliability, system and transmission costs, and policies" (PDF). Energy Policy. Elsevier Ltd. ss. 1170-90. 16 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 10 Ekim 2019. 
  91. ^ Ben Sills (29 Ağustos 2011). "Solar May Produce Most of World's Power by 2060, IEA Says". Bloomberg. 25 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ekim 2019. 
  92. ^ Smil, Vaclav (2012). "A Skeptic Looks at Alternative Energy". Spectrum magazine. IEEE. 31 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Mart 2013. 
  93. ^ "Japan's nuclear disaster boosts renewables". UPI.com. 21 Mart 2011. 22 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ekim 2019. 
  94. ^ John Vidall (15 Mart 2011). "Japan nuclear crisis prompts surging investor confidence in renewables". The Guardian. Londra. 11 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ekim 2019. 
  95. ^ Lindsay Morris (25 Ocak 2012). "Obama: Sticking to "Promise of Clean Energy"". Renewable Energy World. 28 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ekim 2019. 
  96. ^ REN21 (2010). Renewables 2010 Global Status Report 16 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. pp. 9, 34.
  97. ^ a b c REN21 (2010). Renewables 2010 Global Status Report 20 Ağustos 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. p. 53.
  98. ^ "The Nuclear Renaissance – World Nuclear Association". 2 Mart 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2019. 
  99. ^ Nuclear Renaissance Threatened as Japan's Reactor Struggles 15 Mart 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Bloomberg, published March 2011, accessed 2011-03-14
  100. ^ Analysis: Nuclear renaissance could fizzle after Japan quake 16 Mart 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Reuters, published 2011-03-14, accessed 2011-03-14
  101. ^ Japan nuclear woes cast shadow over U.S. energy policy 24 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Reuters, published 2011-03-13, accessed 2011-03-14
  102. ^ "NEWS ANALYSIS: Japan crisis puts global nuclear expansion in doubt". Platts. 21 Mart 2011. 9 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2019. 
  103. ^ WNA (20 Haziran 2013). "Nuclear power down in 2012". World Nuclear News. 27 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2019. 
  104. ^ Sims, R.E.H., "Ch. 4: Energy supply", Climate Change 2007: Working Group III: Mitigation of Climate Change, Executive summary , in IPCC AR4 WG3 2007
  105. ^ IAEA 2008, s. 42
  106. ^ IEA (16 Haziran 2010), Technology Roadmap: Nuclear Energy. 2010 Edition (PDF), Organization for Economic Co-operation and Development (OECD) / International Energy Agency (IEA) and OECD / Nuclear Energy Agency (NEA), 6 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF), erişim tarihi: 15 Ekim 2019 , pp. 5–6. Also available in Chinese and Italian 12 Eylül 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  107. ^ Kharecha, Pushker A.; Hansen, James E. (7 Mayıs 2013). "Prevented Mortality and Greenhouse Gas Emissions from Historical and Projected Nuclear Power". Environ. Sci. Technol. 47 (9). ss. 4889-95. Bibcode:2013EnST...47.4889K. doi:10.1021/es3051197. PMID 23495839. 
  108. ^ a b Brian Martin. Opposing nuclear power: past and present 10 Mayıs 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Social Alternatives, Vol. 26, No. 2, Second Quarter 2007, pp. 43–47.
  109. ^ M.V. Ramana (Temmuz 2011). "Nuclear power and the public". Bulletin of the Atomic Scientists. s. 44. 1 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2019. 
  110. ^ Mark Cooper (Temmuz 2011). "The implications of Fukushima: The US perspective". Bulletin of the Atomic Scientists. s. 9. 20 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2019. 
  111. ^ "Good reasons not to waste nuclear 'waste'. Mark Lynas 2011". 4 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2019. 
  112. ^ "Radioactive Waste Management – Nuclear Waste Disposal". World Nuclear Association. 2016. 16 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2019. A typical 1000 MWe light water reactor will generate (directly and indirectly) 200–350 m3 low- and intermediate-level waste per year. It will also discharge about 20 m3 (27 tonnes) of used fuel per year, which corresponds to a 75 m3 disposal volume following encapsulation if it is treated as waste. Where that used fuel is reprocessed, only 3 m3 of vitrified waste (glass) is produced, which is equivalent to a 28 m3 disposal volume following placement in a disposal canister. 
  113. ^ Choi, Hangbok; Baxter, Alan (1 Mayıs 2010). "A comparative study on recycling spent fuels in gas-cooled fast reactors". Annals of Nuclear Energy. 37 (5). ss. 723-729. doi:10.1016/j.anucene.2010.01.014. 
  114. ^ "Publication: Key World Energy Statistics 2016" (PDF). s. 25. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 15 Ekim 2019. 
  115. ^ "World Power Reactors". 3 Mart 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mayıs 2016. 
  116. ^ a b c Warner, E. S.; Heath, G. A. (2012). "Life Cycle Greenhouse Gas Emissions of Nuclear Electricity Generation". Journal of Industrial Ecology. Cilt 16. s. S73. doi:10.1111/j.1530-9290.2012.00472.x. 
  117. ^ "IPCC Working Group III – Mitigation of Climate Change, Annex II I: Technology – specific cost and performance parameters" (PDF). IPCC. 2014. s. 10. 16 Haziran 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ağustos 2014. 
  118. ^ "Free exchange: Sun, wind and drain". The Economist. 26 Temmuz 2014. 8 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2019. Sun, wind and drain Wind and solar power are even more expensive than is commonly thought 
  119. ^ "THE NET BENEFITS OF LOW AND NO-CARBON ELECTRICITY TECHNOLOGIES. MAY 2014, Charles Frank PDF" (PDF). 14 Ağustos 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 15 Ekim 2019. 
  120. ^ "Comparing the Costs of Intermittent and Dispatchable Electricity-Generating Technologies", by Paul Joskow, Massachusetts Institute of Technology, September 2011". 25 Mayıs 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2019. 
  121. ^ "Archived copy" (PDF). 17 Ekim 2008 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Kasım 2012. 
  122. ^ Qvist, Staffan A.; Brook, Barry W. (13 Mayıs 2015). "Potential for Worldwide Displacement of Fossil-Fuel Electricity by Nuclear Energy in Three Decades Based on Extrapolation of Regional Deployment Data". PLoS ONE. 10 (5). s. e0124074. Bibcode:2015PLoSO..1024074Q. doi:10.1371/journal.pone.0124074. PMC 4429979 $2. PMID 25970621. 
  123. ^ a b c Brook, Barry W. (1 Mart 2012). "Could nuclear fission energy, etc., solve the greenhouse problem? The affirmative case". Energy Policy. Cilt 42. ss. 4-8. doi:10.1016/j.enpol.2011.11.041. 
  124. ^ a b c Loftus, Peter J.; Cohen, Armond M.; Long, Jane C. S.; Jenkins, Jesse D. (1 Ocak 2015). "A critical review of global decarbonization scenarios: what do they tell us about feasibility?". WIREs Clim Change. 6 (1). ss. 93-112. doi:10.1002/wcc.324. 
  125. ^ a b "A critical review of global decarbonization scenarios: what do they tell us about feasibility? Open access PDF" (PDF). 6 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2019. 
  126. ^ "A critical review of global decarbonization scenarios: what do they tell us about feasibility? Open access PDF. Figure 6" (PDF). 6 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2019. 
  127. ^ Trevor Findlay. The Future of Nuclear Energy to 2030 and its Implications for Safety, Security and Nonproliferation 16 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. February 4, 2010.
  128. ^ Trevor Findlay (2010). The Future of Nuclear Energy to 2030 and its Implications for Safety, Security and Nonproliferation: Overview 12 Mayıs 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., The Centre for International Governance Innovation (CIGI), Waterloo, Ontario, Canada, pp. 10–11.
  129. ^ M.V. Ramana. Nuclear Power: Economic, Safety, Health, and Environmental Issues of Near-Term Technologies, Annual Review of Environment and Resources, 2009, 34, pp. 144–45.
  130. ^ International Energy Agency, World Energy Outlook, 2009, p. 160.
  131. ^ James Kanter. In Finland, Nuclear Renaissance Runs Into Trouble 27 Mart 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. New York Times, May 28, 2009.
  132. ^ James Kanter. Is the Nuclear Renaissance Fizzling? 16 Ocak 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Green, 29 May 2009.
  133. ^ Rob Broomby. Nuclear dawn delayed in Finland 27 Mart 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. BBC News, 8 July 2009.
  134. ^ "China Builds Nuclear Reactor for 40% Less Than Cost in France, Areva Says". Bloomberg. 8 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2019. 
  135. ^ "PRIS – Home". Iaea.org. 23 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mayıs 2016. 
  136. ^ a b Author: Marion Brünglinghaus, ENS, European Nuclear Society. "Nuclear power plants, world-wide". Euronuclear.org. 30 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mayıs 2016. 
  137. ^ World Nuclear Association (December 10, 2010). Nuclear Power in China 13 Şubat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  138. ^ Matthew L. Wald (December 7, 2010). Nuclear 'Renaissance' Is Short on Largess 10 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. The New York Times.
  139. ^ Michael Dittmar. Taking stock of nuclear renaissance that never was 30 Ağustos 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Sydney Morning Herald, August 18, 2010.
  140. ^ Gerd Rosenkranz; Antony Froggatt; Mycle Schneider; Steve Thomas; Otfried Nassauer; Henry D. Sokolski (Şubat 2011). "Nükleer Enerji Masalı - Nükleer enerjiye neden karşıyız" (PDF). Metin Susan; Sungur Savran tarafından çevrildi. İstanbul: Heinrich-Böll-Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği. ISBN 978-6-05889-524-9. 2 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 29 Ekim 2020. 
  141. ^ Gallup International 2011, ss. 9–10
  142. ^ Ipsos 2011, s. 4
  143. ^ Gallup International 2011
  144. ^ Gallup International 2011, s. 3
  145. ^ Ipsos 2011, s. 3
  146. ^ Ipsos (9 Mart 2012), After Fukushima: Global Opinion on Energy Policy (PDF), 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF), erişim tarihi: 15 Ekim 2019 , p. 7. Survey website: After Fukushima: Global Opinion on Energy Policy: Ipsos Public Affairs 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  147. ^ "UK popular support for nuclear power rises -poll". Reuters. 2 Temmuz 2016. 21 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2019. 
  148. ^ Annika Breidthardt (30 Mayıs 2011). "German government wants nuclear exit by 2022 at latest". Reuters. 4 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2019. 
  149. ^ "Beyond ITER". The ITER Project. Information Services, Princeton Plasma Physics Laboratory. 7 Kasım 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Şubat 2011.  – Projected fusion power timeline
  150. ^ Stewart, C. L.; Stacey, W. M. (1 Temmuz 2014). "The SABrR Concept for A Fission-Fusion Hybrid 238U-to-239Pu Fissile Production Reactor". NT. 187 (1). s. 1. doi:10.13182/NT13-102. 28 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2019. 
  151. ^ "Climate Control: a proposal for controlling global greenhouse gas emissions" (PDF). Sustento Institute. 30 Ocak 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Aralık 2007. 
  152. ^ Hackney, Thomas (Temmuz 2009). "#7: Moratorium on New Projects for Fossil Fuel Production & Declining Cap on Existing Production" (PDF). BCSEA's Climate Action Portfolio. BC Sustainable Energy Association. 21 Kasım 2008 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Nisan 2008. 
  153. ^ a b "Archived copy". 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Temmuz 2013. 
  154. ^ Tom Wigley
  155. ^ a b "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 24 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 16 Ekim 2019. 
  156. ^ Alvarez, R. A; Pacala, S. W; Winebrake, J. J; Chameides, W. L; Hamburg, S. P (2012). "Greater focus needed on methane leakage from natural gas infrastructure". Proceedings of the National Academy of Sciences. 109 (17). ss. 6435-40. Bibcode:2012PNAS..109.6435A. doi:10.1073/pnas.1202407109. PMC 3340093 $2. PMID 22493226. 22 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mayıs 2016. 
  157. ^ Brandt, A. R.; Heath, G. A.; Kort, E. A.; O'Sullivan, F.; Pétron, G.; Jordaan, S. M.; Tans, P.; Wilcox, J.; Gopstein, A. M.; Arent, D.; others (2014). "Methane leaks from North American natural gas systems" (PDF). Science. 343 (6172). ss. 733-35. Bibcode:2014Sci...343..733B. doi:10.1126/science.1247045. PMID 24531957. 7 Ağustos 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2015. 
  158. ^ Air-source heat pumps 10 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. National Renewable Energy Laboratory June 2011
  159. ^ Staffell Iain (2012). "A review of domestic heat pumps". Energy and Environmental Science. 5 (11). ss. 9291-9306. doi:10.1039/c2ee22653g. 
  160. ^ Carvalho (2015). "Ground source heat pump carbon emissions and primary energy reduction potential for heating in buildings in Europe—results of a case study in Portugal". Renewable and Sustainable Energy Reviews. Cilt 45. ss. 755-768. doi:10.1016/j.rser.2015.02.034. 
  161. ^ Sternberg André, Bardow André (2015). "Power-to-What? – Environmental assessment of energy storage systems". Energy and Environmental Science. 8 (2). ss. 389-400. doi:10.1039/c4ee03051f. 
  162. ^ "pg 7" (PDF). 6 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 16 Ekim 2019. 
  163. ^ Dodge, Edward (6 Aralık 2014). "Power-to-Gas Enables Massive Energy Storage". TheEnergyCollective.com. 26 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2015. 
  164. ^ Ground, Lukas; Schulze, Paula; Holstein, Johan (20 Haziran 2013). Systems Analysis Power to Gas (PDF). Groningen: DNV, KEMA Nederland B.V. 24 Ocak 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2015. 
  165. ^ "Shell Pearl GTL – Andy Brown" Royal Dutch Shell Company video, March 18, 2011.
  166. ^ Scott, Mark (7 Ekim 2014). "Energy for a Rainy Day, or a Windless One". New York Times. 26 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2015. 
  167. ^ Randall, Tom (30 Ocak 2015). "Seven Reasons Cheap Oil Can't Stop Renewables Now". BloombergBusiness. Bloomberg L.P. 20 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2015. 
  168. ^ "Home – 5th Conference on Carbon Dioxide as Feedstock for Fuels, Chemistry and Polymers". Co2-chemistry.eu. 1 Aralık 2008. 14 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mayıs 2016. 
  169. ^ "OECD Environmental Outlook to 2050, Climate Change Chapter, pre-release version" (PDF). OECD. 2011. 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 23 Nisan 2012. 
  170. ^ "IEA Technology Roadmap Carbon Capture and Storage 2009" (PDF). OECD/IEA. 2009. 3 Eylül 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Nisan 2012. 
  171. ^ "Geoengineering the climate: science, governance and uncertainty". The Royal Society. 2009. 14 Ağustos 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Nisan 2012. 
  172. ^ Hare, B.; Meinshausen, M. (2006). "How Much Warming are We Committed to and How Much can be Avoided?". Climatic Change. 75 (1–2). ss. 111-49. doi:10.1007/s10584-005-9027-9. 
  173. ^ Azar, C., Lindgren, K., Larson, E.D. and Möllersten, K.: (2006)"Carbon capture and storage from fossil fuels and biomass – Costs and potential role in stabilising the atmosphere" 7 Nisan 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Climatic Change, 74, 47–79.
  174. ^ "OECD Environmental Outlook to 2050, Climate Change Chapter, pre-release version" (PDF). OECD. 2011. 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 16 Ocak 2012. 
  175. ^ "Archived copy". 11 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Temmuz 2013. 
  176. ^ "Archived copy". 14 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Temmuz 2013. 
  177. ^ "Archived copy". 11 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Temmuz 2013. 
  178. ^ "Global count reaches 3 trillion trees". 25 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ekim 2019. 
  179. ^ "The most effective way to tackle climate change? Plant 1 trillion trees". 6 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ekim 2019. 
  180. ^ "We Have Room to Add 35% More Trees Globally to Store 580–830 Billion Tons of CO2". 24 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ekim 2019. 
  181. ^ "UN trillion-tree-campaign". 8 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ekim 2019. 
  182. ^ "Restoring forests could capture two-thirds of the carbon humans have added to the atmosphere". 3 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ekim 2019. 
  183. ^ "Restoring forests as a means to many ends". 23 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ekim 2019. 
  184. ^ a b c d Stern, N. (2006). Stern Review on the Economics of Climate Change: Part III: The Economics of Stabilisation. HM Treasury, London: http://hm-treasury.gov.uk/sternreview_index.htm 9 Temmuz 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  185. ^ Lena R. Boysen, Wolfgang Lucht, Dieter Gerten, Vera Heck, Timothy M. Lenton, Hans Joachim Schellnhuber. The limits to global-warming mitigation by terrestrial carbon removal. Earth's Future, 2017; https://www.sciencedaily.com/releases/2017/05/170518104038.htm 17 Ekim 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. DOI: 10.1002/2016EF000469
  186. ^ a b "India should follow China to find a way out of the woods on saving forest people". The Guardian. 22 Temmuz 2016. 14 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Kasım 2016. 
  187. ^ a b "How Conservation Became Colonialism". Foreign Policy. 16 Temmuz 2018. 30 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Temmuz 2018. 
  188. ^ "China's forest tenure reforms". rightsandresources.org. 1 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2016. 
  189. ^ Ding, Helen; Veit, Peter; Gray, Erin; Reytar, Katie; Altamirano, Juan-Carlos; Blackman, Allen; Hodgdon, Benjamin (Ekim 2016). "Climate benefits, tenure costs: The economic case for securing indigenous land rights in the Amazon". World Resources Institute (WRI). Washington DC, USA. 26 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Kasım 2016. 
  190. ^ Ding, Helen; Veit, Peter G; Blackman, Allen; Gray, Erin; Reytar, Katie; Altamirano, Juan-Carlos; Hodgdon, Benjamin (2016). Climate benefits, tenure costs: The economic case for securing indigenous land rights in the Amazon (PDF). Washington DC, USA: World Resources Institute (WRI). ISBN 978-1-56973-894-8. 4 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 2 Kasım 2016. 
  191. ^ "New Jungles Prompt a Debate on Rain Forests". The New York Times. 29 Ocak 2009. 10 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Temmuz 2016. 
  192. ^ Young, E. (2008). IPCC Wrong On Logging Threat to Climate. New Scientist, August 5, 2008. Retrieved on August 18, 2008, from https://www.newscientist.com/article/dn14466-ipcc-wrong-on-logging-threat-toclimate.html
  193. ^ "In Latin America, Forests May Rise to Challenge of Carbon Dioxide". The New York Times. 16 Mayıs 2016. 6 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Temmuz 2016. 
  194. ^ Sengupta, Somini (5 Temmuz 2019). "Restoring Forests Could Help Put a Brake on Global Warming, Study Finds". The New York Times (İngilizce). ISSN 0362-4331. 7 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2019. 
  195. ^ RESTORATION ECOLOGY:The global tree restoration potential 7 Temmuz 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. cdn.website-editor.net, 5 July 2019. Retrieved 9 August 2019.
  196. ^ a b "How cows could repair the world". nationalgeographic.com. 6 Mart 2013. 18 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mayıs 2013. 
  197. ^ a b c d "How fences could save the planet". newstatesman.com. 13 Ocak 2011. 14 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mayıs 2013. 
  198. ^ "Restoring soil carbon can reverse global warming, desertification and biodiversity". mongabay.com. 21 Şubat 2008. 25 Haziran 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mayıs 2013. 
  199. ^ "How eating grass-fed beef could help fight climate change". time.com. 25 Ocak 2010. 17 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mayıs 2013. 
  200. ^ P. Falkowski (13 Ekim 2000). "The Global Carbon Cycle: A Test of Our Knowledge of Earth as a System". Science. 290 (5490). ss. 291-6. doi:10.1126/science.290.5490.291. PMID 11030643. 27 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Şubat 2015. 
  201. ^ K. M. Walter, S. A. Zimov, J. P. Chanton, D. Verbyla, F.S. Chapin III (7 Eylül 2006). "Methane bubbling from Siberian thaw lakes as a positive feedback to climate warming". Nature. 9 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Şubat 2015. 
  202. ^ "CO2 turned into stone in Iceland in climate change breakthrough". The Guardian. 9 Haziran 2016. 28 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Eylül 2017. 
  203. ^ a b c Robinson, Simon (22 Ocak 2010). "How to Reduce Carbon Emissions: Capture and Store it?". Time.com. 25 Ağustos 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ağustos 2010. 
  204. ^ "Arşivlenmiş kopya". 10 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ekim 2019. 
  205. ^ "Global Status of CCS Report:2011". Global CCS Institute. 19 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Aralık 2011. 
  206. ^ Drajem, Mark (14 Nisan 2014). "Coal's Best Hope Rising With Costliest U.S. Power Plant". Bloomberg Business. 22 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ekim 2019. 
  207. ^ "Arşivlenmiş kopya". 19 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ekim 2019. 
  208. ^ "Arşivlenmiş kopya". 19 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ekim 2019. 
  209. ^ Barker, T. (2007). 11.2.2 Ocean fertilization and other geo-engineering options. In (book chapter): Mitigation from a cross-sectoral perspective. In: Climate Change 2007: Mitigation. Contribution of Working Group III to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change (B. Metz et al. (eds.)). Print version: Cambridge University Press, Cambridge, UK, and New York, NY, US. This version: IPCC website. ISBN 978-0-521-88011-4. 29 Mart 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Nisan 2010. 
  210. ^ IPCC (2007). C. Mitigation in the short and medium term (until 2030). In (book section): Summary for Policymakers. In: Climate Change 2007: Mitigation. Contribution of Working Group III to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change (B. Metz et al. (eds.)). Print version: Cambridge University Press, Cambridge, UK, and New York, NY, US. This version: IPCC website. ISBN 978-0-521-88011-4. 2 Mayıs 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2010. 
  211. ^ a b Policy Implications of Greenhouse Warming: Mitigation, Adaptation, and the Science Base 7 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (1992), Committee on Science, Engineering, and Public Policy (COSEPUP)
  212. ^ GAO (2011). Technical status, future directions, and potential responses. July 2011. GAO-11-71 13 Ekim 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  213. ^ The Royal Society, (2009) "Geoengineering the climate: science, governance and uncertainty" 7 Eylül 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Retrieved 2009-09-12.
  214. ^ Statoil, Shell in plan to raise oil output by injecting CO2 – report, AFX News via Forbes, March 8, 2006, checked 2009-01-15
  215. ^ "MIT Energy Research Council: Research Spotlight". Web.mit.edu. 27 Ekim 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ağustos 2010. 
  216. ^ "GreenFuel Technologies Closing Down: Greentech Media". Greentechmedia.com. 13 Mayıs 2009. 15 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ağustos 2010. 
  217. ^ Launder B.; J.M.T. Thompson (2008). "Global and Arctic climate engineering: numerical model studies". Phil. Trans. R. Soc. A. 366 (1882). ss. 4039-4056. Bibcode:2008RSPTA.366.4039C. doi:10.1098/rsta.2008.0132. PMID 18757275. 
  218. ^ Grubb, M. (Temmuz–Eylül 2003). "The Economics of the Kyoto Protocol" (PDF). World Economics. 4 (3). ss. 146-47. 17 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mart 2010. 
  219. ^ "Methane vs. Carbon Dioxide: A Greenhouse Gas Showdown". One Green Planet. 26 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Kasım 2015. 
  220. ^ Burp vaccine cuts greenhouse gas emissions 26 Mart 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Rachel Nowak for NewScientist September 2004
  221. ^ Albrittion, D.L. (2001). "Halocarbons and related compounds". J.T. Houghton (Ed.). Technical summary. Climate Change 2001: The physical science basis. Contribution of Working Group I to the Third Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change. Print version: Cambridge University Press, Cambridge, United Kingdom and New York, NY, USA. This version: GRID-Arendal website. s. 43. 4 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Haziran 2011. 
  222. ^ Glossary: A.P.M. Baede. of the main report: S. Solomon, (Ed.) (2007). "Definition of "Global Warming Potential"". Annex I: Glossary. Climate Change 2007: The Physical Science Basis. Contribution of Working Group I to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change. Print version: Cambridge University Press, Cambridge, United Kingdom and New York, NY, USA. This version: IPCC website. 8 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Haziran 2011. 
  223. ^ Velders, G.J.M. (20 Mart 2007). "The importance of the Montreal Protocol in protecting climate". PNAS. 104 (12). ss. 4814-19. Bibcode:2007PNAS..104.4814V. doi:10.1073/pnas.0610328104. PMC 1817831 $2. PMID 17360370. 24 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Haziran 2011. 
  224. ^ "The Future of the Canals" (PDF). London Canal Museum. 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 8 Eylül 2013. 
  225. ^ Lowe, Marcia D. (Nisan 1994). "Back on Track: The Global Rail Revival". 4 Aralık 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2007. 
  226. ^ Schwartzman, Peter. "TRUCKS VS. TRAINS—WHO WINS?". 20 Şubat 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2007. 
  227. ^ Fulton, William; Pendall, Rolf; Nguyen, Mai; Harrison, Alicia (2001). "Who Sprawls Most? How Growth Patterns Differ Across the U.S" (PDF). Survey Series. Washington D.C.: The Brookings Institution Center on Urban and Metropolitan Policy. 13 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 20 Ekim 2019. 
  228. ^ "Energy Saving Trust: Home and the environment". Energy Saving Trust. 29 Ağustos 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ağustos 2010. 
  229. ^ Osborne, Hilary (2 Ağustos 2005). "Energy efficiency 'saves £350m a year'". Guardian Unlimited. Londra. 
  230. ^ Fetcher, Ned (Aralık 2009). "Effects of climate and institution size on greenhouse gas emissions from colleges and universities in the United States". Sustainability: The Journal of Record. 2 (6). ss. 362-67. doi:10.1089/SUS.2009.9820. 
  231. ^ "Greenhouse Gas Emissions of Colleges and Universities". 19 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2011. 
  232. ^ Rosenfeld, Arthur H.; Romm, Joseph J.; Akbari, Hashem; Lloyd, Alan C. (Şubat–Mart 1997). "Technology Review". Painting the Town White – and Green. Massachusetts Institute of Technology. 26 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Kasım 2005. 
  233. ^ Committee on Science, Engineering; Public Policy (1992). Policy Implications of Greenhouse Warming: Mitigation, Adaptation, and the Science Base. Washington, D.C.: National Academy Press. ISBN 978-0-309-04386-1. 
  234. ^ "Agriculture: Sources of Greenhouse Gas Emissions by Sector". EPA. 2019. 5 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2019. 
  235. ^ FAO Agriculture and Consumer Protection Department (2006). "Livestock impacts on the environment" (PDF). Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü. 28 Ağustos 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2016. 
  236. ^ "Bovine genomics project at Genome Canada". 10 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2019. 
  237. ^ "Canada is using genetics to make cows less gassy". 24 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2019. 
  238. ^ Joblin, K. N. (1999). "Ruminal acetogens and their potential to lower ruminant methane emissions". Australian Journal of Agricultural Research. 50 (8). s. 1307. doi:10.1071/AR99004. 
  239. ^ "The use of direct-fed microbials for mitigation of ruminant methane emissions: a review". 5 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2019. 
  240. ^ Parmar, N.R.; Nirmal Kumar, J.I.; Joshi, C.G. (2015). "Exploring diet-dependent shifts in methanogen and methanotroph diversity in the rumen of Mehsani buffalo by a metagenomics approach". Frontiers in Life Science. 8 (4). ss. 371-378. doi:10.1080/21553769.2015.1063550. 
  241. ^ Boadi, D (2004). "Mitigation strategies to reduce enteric methane emissions from dairy cows: Update review". Can. J. Anim. Sci. 84 (3). ss. 319-335. doi:10.4141/a03-109. 
  242. ^ Martin, C. et al. 2010. Methane mitigation in ruminants: from microbe to the farm scale. Animal 4 : pp 351-365.
  243. ^ Eckard, R. J. (2010). "Options for the abatement of methane and nitrous oxide from ruminant production: A review". Livestock Science. 130 (1–3). ss. 47-56. doi:10.1016/j.livsci.2010.02.010. 
  244. ^ Machado, Lorenna; Magnusson, Marie; Paul, Nicholas A.; de Nys, Rocky; Tomkins, Nigel (22 Ocak 2014). "Effects of Marine and Freshwater Macroalgae on In Vitro Total Gas and Methane Production". PLoS ONE (İngilizce). 9 (1). ss. e85289. doi:10.1371/journal.pone.0085289. ISSN 1932-6203. PMC 3898960 $2. PMID 24465524. 
  245. ^ "Seaweed could hold the key to cutting methane emissions from cow burps - CSIROscope". CSIROscope (İngilizce). 14 Ekim 2016. 2 Ekim 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ekim 2018. 
  246. ^ "Livestock Farming Systems and their Environmental Impact". 4 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2019. 
  247. ^ Susan S. Lang (13 Temmuz 2005). "Organic farming produces same corn and soybean yields as conventional farms, but consumes less energy and no pesticides, study finds". 24 Eylül 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2008. 
  248. ^ Pimentel, David; Hepperly, Paul; Hanson, James; Douds, David; Seidel, Rita (2005). "Environmental, Energetic, and Economic Comparisons of Organic and Conventional Farming Systems". BioScience. 55 (7). ss. 573-82. doi:10.1641/0006-3568(2005)055[0573:EEAECO]2.0.CO;2. 
  249. ^ Lal, Rattan; Griffin, Michael; Apt, Jay; Lave, Lester; Morgan, M. Granger (2004). "Ecology: Managing Soil Carbon". Science. 304 (5669). s. 393. doi:10.1126/science.1093079. PMID 15087532. 
  250. ^ A. N. (Thanos) Papanicolaou; Kenneth M. Wacha; Benjamin K. Abban; Christopher G. Wilson; Jerry L. Hatfield; Charles O. Stanier; Timothy R. Filley (2015). "Conservation Farming Shown to Protect Carbon in Soil". Journal of Geophysical Research: Biogeosciences. 120 (11). ss. 2375-2401. Bibcode:2015JGRG..120.2375P. doi:10.1002/2015JG003078. 15 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2019. 
  251. ^ "Cover Crops, a Farming Revolution With Deep Roots in the Past". The New York Times. 2016. 18 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2019. 
  252. ^ Lugato, Emanuele; Panagos, Panos; Bampa, Francesca; Jones, Arwyn; Montanarella, Luca (1 Ocak 2014). "A new baseline of organic carbon stock in European agricultural soils using a modelling approach". Global Change Biology. 20 (1). ss. 313-326. Bibcode:2014GCBio..20..313L. doi:10.1111/gcb.12292. ISSN 1365-2486. PMID 23765562. 
  253. ^ Lugato, Emanuele; Bampa, Francesca; Panagos, Panos; Montanarella, Luca; Jones, Arwyn (1 Kasım 2014). "Potential carbon sequestration of European arable soils estimated by modelling a comprehensive set of management practices". Global Change Biology. 20 (11). ss. 3557-3567. Bibcode:2014GCBio..20.3557L. doi:10.1111/gcb.12551. ISSN 1365-2486. PMID 24789378. 
  254. ^ "What Is Regenerative Agriculture?". Ecowatch. The Climate Reality Project. 2 Temmuz 2019. 3 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2019. 
  255. ^ Facing a changing world: women, population and climate 4 Haziran 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., United Nations Population Fund
  256. ^ Population and Global Warming Factsheet 20 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. from Sierra Club
  257. ^ Population and Global Warming 24 Temmuz 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. National Wild Life Federation
  258. ^ Population and the Environment Fact Sheet 11 Mayıs 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Population Connection
  259. ^ Population Connection 11 Ocak 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Statement of Policy
  260. ^ To the point of farce: a martian view of the hardinian taboo—the silence that surrounds population control 28 Ağustos 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Maurice King, Charles Elliott BMJ
  261. ^ Who is Heating Up the Planet? A Closer Look at Population and Global Warming 22 Ağustos 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. from Sierra Club
  262. ^ Jowit, Juliette; Wintour, Patrick (26 Haziran 2008). "Cost of tackling global climate change has doubled, warns Stern". The Guardian. Londra. 22 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2019. 
  263. ^ "One Earth Climate Model". 24 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2019. 
  264. ^ "Achieving the Paris Climate Agreement goals". 24 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2019. 
  265. ^ Yohe, G.W. (2007). Executive summary. In (book chapter): Perspectives on climate change and sustainability. In: Climate Change 2007: Impacts, Adaptation and Vulnerability. Contribution of Working Group II to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change (M.L. Parry et al., (eds.)). Print version: Cambridge University Press, Cambridge, UK, and New York, NY, US. Web version: IPCC website. ISBN 978-0-521-88010-7. 2 Mayıs 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2010. 
  266. ^ Toth, F.L. (2001). 10.4.7 Emerging Conclusions with Respect to Policy-relevant Scientific Questions. In (book chapter): Decision-making Frameworks. In: Climate Change 2001: Mitigation. Contribution of Working Group III to the Third Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change (B. Metz et al. Eds.). Print version: Cambridge University Press, Cambridge, UK, and New York, NY, US. This version: GRID-Arendal website. ISBN 978-0-521-01502-8. 5 Ağustos 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ocak 2010. 
  267. ^ Rogner, H.-H. (2007). Executive Summary. In (book chapter): Introduction. In: Climate Change 2007: Mitigation. Contribution of Working Group III to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change (B. Metz et al. (eds)). Print version: Cambridge University Press, Cambridge, United Kingdom and New York, NY. Web version: IPCC website. ISBN 978-0-521-88011-4. 2 Kasım 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mayıs 2010. 
  268. ^ a b Banuri, T. (1996). Equity and Social Considerations. In: Climate Change 1995: Economic and Social Dimensions of Climate Change. Contribution of Working Group III to the Second Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change (J.P. Bruce et al. Eds.) (PDF). This version: Printed by Cambridge University Press, Cambridge, UK, and New York, NY, US. PDF version: IPCC website. doi:10.2277/0521568544. ISBN 978-0-521-56854-8. 11 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 23 Ekim 2019. 
  269. ^ a b Goldemberg, J. (1996). Introduction: scope of the assessment. In: Climate Change 1995: Economic and Social Dimensions of Climate Change. Contribution of Working Group III to the Second Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change (J.P. Bruce et al. Eds.) (PDF). This version: Printed by Cambridge University Press, Cambridge, UK, and New York, NY, US. Web version: IPCC website. doi:10.2277/0521568544. ISBN 978-0-521-56854-8. 11 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 23 Ekim 2019. 
  270. ^ Article "Adaptation. If you can't stand the heat" 3 Mayıs 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., The Economist, special report on "Climate change", 28 November 2015, page 10-12.
  271. ^ World Bank (2010). World Development Report 2010: Development and Climate Change. The International Bank for Reconstruction and Development / The World Bank, 1818 H Street NW, Washington DC 20433. doi:10.1596/978-0-8213-7987-5. ISBN 978-0-8213-7987-5. 10 Nisan 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Nisan 2010. 
  272. ^ PBL Netherlands Environment Agency (15 Haziran 2012), "Figure 6.14, in: Chapter 6: The energy and climate challenge" (PDF), van Vuuren, D.; M. Kok (Ed.), Roads from Rio+20, ISBN 978-90-78645-98-6 , p. 177, Report no: 500062001. Report website. 1 Haziran 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  273. ^ Jaeger, C.C.; J. Jaeger (2011), "Three views of two degrees" (PDF), Regional Environmental Change, 11 (1), ss. 15-26, doi:10.1007/s10113-010-0190-9, ISSN 1436-3798, 2 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF), erişim tarihi: 26 Ekim 2019 
  274. ^ Rijsberman, F.J.; R.J. Stewart, (Ed.) (1990), Targets and Indicators of Climate Change, Stockholm, Sweden: Stockholm Environment Institute, ISBN 978-91-88116-21-5, 22 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 26 Ekim 2019 . Summary available 3 Temmuz 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. from the Climate Emergency Institute.
  275. ^ UNFCCC (15 Mart 2011), FCCC/CP/2010/7/Add.1: Report of the Conference of the Parties on its sixteenth session, held in Cancun from 29 November to 10 December 2010. Addendum. Part two: Action taken by the Conference of the Parties at its sixteenth session (PDF), Geneva, Switzerland: UN Office []. Available 5 Ağustos 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. as a PDF in English, Spanish, French, Arabic, and Russian.
  276. ^ UNFCCC (3 Mayıs 2012), Essential Background, UNFCCC, 1 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 26 Ekim 2019 
  277. ^ Oliver Geden (2013), Modifying the 2°C Target. Climate Policy Objectives in the Contested Terrain of Scientific Policy Advice, Political Preferences, and Rising Emissions 20 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., SWP Research Paper 5/13
  278. ^ Oliver Geden (2010), What Comes After the Two-Degree Target? 19 Eylül 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., SWP Comments 19
  279. ^ "EU climate change target "unfeasible"". EurActiv.com. 1 Şubat 2006. 16 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2007. 
  280. ^ Adam, David (14 Nisan 2009). "World will not meet 2C warming target, climate change experts agree". Londra: Guardian News and Media Limited. 6 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2009. 
  281. ^ Amerika Birleşik Devletleri Enerji Bakanlığı World Trends 8 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  282. ^ Oppenheimer, M., et al., Section 19.7.2: Limits to Mitigation, in: Chapter 19: Emergent risks and key vulnerabilities 8 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.(archived), pp. 49–50, in IPCC AR5 WG2 A 2014
  283. ^ Oliver Geden/Silke Beck: Renegotiating the global climate stabilization target. In: Nature Climate Change, 4, 2014, pp. 747–48
  284. ^ Anderson, K. & Bows, A., 2011. Beyond 'dangerous' climate change: emission scenarios for a new world 6 Aralık 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Philos. Trans. Royal Society A.
  285. ^ Alcamo & others 2013, s. xi
  286. ^ Alcamo & others 2013, ss. xiii–xiv
  287. ^ "Implication for Carbon Emissions Target," in: Hansen & others 2013, s. 15
  288. ^ "4. Discussion and conclusions," in: Luderer & others 2013, s. 6
  289. ^ *The Radical Emissions Reduction Conference 19 Ocak 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 2013. Held at the Royal Society, Carlton House Terrace, London. 10–11 Dec.
  290. ^ "Report on the structured expert dialogue on the 2013–2015 review" (PDF). UNFCCC, Subsidiary Body for Scientific and Technological Advice & Subsidiary Body for Implementation. 4 Nisan 2015. 13 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 21 Haziran 2016. 
  291. ^ "1.5°C temperature limit – key facts". Climate Analytics. 23 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2016. 
  292. ^ a b c d e Gupta, S. (2007). "13.2.1.2 Taxes and charges". B. Metz (Ed.). Policies, instruments, and co-operative arrangements. Climate Change 2007: Mitigation. Contribution of Working Group III to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change. Print version: Cambridge University Press, Cambridge, UK, and New York, NY. This version: IPCC website. 29 Ekim 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2010. 
  293. ^ Vourc'h, A.; M. Jimenez (2000). "Enhancing Environmentally Sustainable Growth in Finland. Economics Department Working Papers No. 229" (PDF). OECD website. 13 Eylül 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 21 Nisan 2010. 
  294. ^ Hyun-cheol, Kim (22 Ağustos 2008). "Carbon Tax to Be Introduced in 2010". The Korea Times. 18 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ağustos 2010. 
  295. ^ Jacobson, M.Z. (2009). "Review of solutions to global warming, air pollution, and energy security" (PDF). Energy and Environmental Science. 2 (2). ss. 148-73. CiteSeerX 10.1.1.180.4676 $2. doi:10.1039/b809990c. 24 Nisan 2010 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ekim 2019. 
  296. ^ Jacobson, M.Z.; Delucchi, M.A. (2009). "A Plan to Power 100 Percent of the Planet with Renewables" (originally published as "A Path to Sustainable Energy by 2030")". Scientific American. 301 (5). ss. 58-65. Bibcode:2009SciAm.301e..58J. doi:10.1038/scientificamerican1109-58. PMID 19873905. 9 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ekim 2019. 
  297. ^ Farah, Paolo Davide (2015). "Sustainable Energy Investments and National Security: Arbitration and Negotiation Issues". Journal of World Energy Law and Business. 8 (6). SSRN 2695579 $2. 
  298. ^ How high-pressure politics threatens action on climate 13 Aralık 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. The Observer June 2005
  299. ^ StoryOfStuff.com (2009) "The Story of Cap and Trade" 22 Temmuz 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  300. ^ "Success of Northeast Cap-and-Trade System Shows Market-Based Climate Policy Is Well Within Reach". 8 Ocak 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ekim 2019. 
  301. ^ Emission Trading Scheme (EU ETS) 27 Temmuz 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. from ec.europa.eu
  302. ^ The $20,000,000,000,000 question 15 Haziran 2005 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Robins, Nick for Opendemocracy
  303. ^ State and Trends of the Carbon Market 29 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. International Emissions Trading Association 2005
  304. ^ Statement of G8 Climate Change Roundtable 8 Mayıs 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Convened by the World Economic Forum June 2005
  305. ^ Statement of G8 Climate Change Roundtable 8 Mayıs 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Convened by the World Economic Forum June 2005
  306. ^ a b c d Evans. J (forthcoming 2012) Environmental Governance, Routledge, Oxon
  307. ^ a b Biesbroek. G.R, Termeer. C.J.A.M, Kabat. P, Klostermann.J.E.M (unpublished) Institutional governance barriers for the development and implementation of climate adaptation strategies, Working paper for the International Human Dimensions Programme (IHDP) conference "Earth System Governance: People, Places, and the Planet", December 2–4, Amsterdam, the Netherlands
  308. ^ Mee. L. D, Dublin. H. T, Eberhard. A. A (2008) Evaluating the Global Environment Facility: A goodwill gesture or a serious attempt to deliver global benefits?, Global Environmental Change 18, 800–810
  309. ^ Elinor Ostrom (Ekim 2009). "A Polycentric Approach for Coping with Climate Change" (PDF). Policy Research Working Paper Series. World Bank. 1 Kasım 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2019. 
  310. ^ Tokimatsu, Koji; Wachtmeister, Henrik; McLellan, Benjamin; Davidsson, Simon; Murakami, Shinsuke; Höök, Mikael; Yasuoka, Rieko; Nishio, Masahiro (Aralık 2017). "Energy modeling approach to the global energy-mineral nexus: A first look at metal requirements and the 2 °C target". Applied Energy. Cilt 207. ss. 494-509. doi:10.1016/j.apenergy.2017.05.151. 
  311. ^ a b Preston. B. L, Westaway. R. M, Yuen. E. Y (2004) Climate adaptation planning in practice: an evaluation of adaptation plans from three developed nations, European Management Journal, 22(3) 304–314
  312. ^ UNFCCC (2011) Report on the twentieth meeting of the Least Developed Countries Expert Group, Subsidiary Body for Implementation, United Nations Framework Convention on Climate Change
  313. ^ UNFCCC (2011) Annual report of the Joint Implementation Supervisory Committee to the Conference of the Parties serving as the meeting of the Parties to the Kyoto Protocol, United Nations Framework Convention on Climate Change
  314. ^ World Bank Group (6 Haziran 2019), State and Trends of Carbon Pricing 2019 (İngilizce), 26 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 29 Ekim 2019 
  315. ^ "Industrial Technologies Program: BestPractices". Eere.energy.gov. 2 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ağustos 2010. 
  316. ^ "Clinton Hails Global Warming Pact". All Politics. CNN. 11 Aralık 1997. 2 Mayıs 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Kasım 2006. 
  317. ^ "How the White House Worked to Scuttle California's Climate Law" 17 Haziran 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., San Francisco Chronicle, September 25, 2007
  318. ^ a b Reuters, January 30, 2007, free archived version at http://www.commondreams.org/headlines07/0130-10.htm 2 Şubat 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., last visited Jan. 30, '07
  319. ^ Written testimony of Dr. Grifo before the Committee on Oversight and Government Reform of the US House of Representatives on January 30, 2007, archived at "Archived copy" (PDF). 5 Ağustos 2009 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Aralık 2009. 
  320. ^ written testimony of Rick Piltz before the Committee on Oversight and Government Reform of the US House of Representatives on January 30, 2007, archived at "Archived copy" (PDF). 31 Ocak 2007 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ocak 2007.  last visited Jan. 30, 07
  321. ^ Barringer, Felicity (13 Ekim 2012). "In California, a Grand Experiment to Rein in Climate Change". The New York Times. 8 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2019. 
  322. ^ Kahn, Brian (13 Nisan 2019). "Minnesota Introduces Bold New Climate Change Bill Crafted by Teens". Gizmodo. 15 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Nisan 2019. 
  323. ^ Sims Gallagher, Kelly; Zhang, Fang. "China is positioned to lead on climate change as the US rolls back its policies". The Conversation. 25 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2019. 
  324. ^ Aronoff, Kate (27 Nisan 2019). "Spanish Socialists Running for Re-election Sunday on a "Green New Deal de España"". The Intercept. 30 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Nisan 2019. 
  325. ^ Sauer, Natalie (29 Nisan 2019). "Spain's socialists win election with Green New Deal platform". Climate Home News. 30 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Nisan 2019. 
  326. ^ Morgan, Sam (13 Haziran 2019). "EU leaders to aim for final climate deal 'in early 2020'". Euroactive. 15 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Haziran 2019. 
  327. ^ Dapcevich, Madison (19 Haziran 2019). "EU Aims to Tackle Climate Change With Newly Adopted 'Green Finance' Guidelines". Ecowatch. 21 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2019. 
  328. ^ Prototype Carbon Fund 9 Nisan 2005 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. from the World Bank Carbon Finance Unit
  329. ^ a b c Jessica Brown, Neil Bird and Liane Schalatek (2010) Climate finance additionality: emerging definitions and their implications 3 Ağustos 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Overseas Development Institute
  330. ^ Free trade can help combat global warming, finds UN report 3 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. UN News Centre, 26 June 2009
  331. ^ "Latin America and Caribbean Climate Week 2019 Key Messages for the UN Climate Action Summit" (PDF). Latin America and Caribbean Climate Week 2019. 14 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 25 Ağustos 2019. 
  332. ^ "Latin American & Caribbean Climate Week Calls for Urgent, Ambitious Action". United Nations Climate Change. 3 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2019. 
  333. ^ Andrew Biggin (16 Ağustos 2007). "Scientific bodies must take own action on emissions". Nature. 448 (7155). s. 749. Bibcode:2007Natur.448..749B. doi:10.1038/448749a. PMID 17700677. 
  334. ^ Anderson, K; Bows, A (2008). "Reframing the climate change challenge in light of post-2000 emission trends". Philosophical Transactions of the Royal Society A: Mathematical, Physical and Engineering Sciences. 366 (1882). ss. 3863-82. Bibcode:2008RSPTA.366.3863A. doi:10.1098/rsta.2008.0138. PMID 18757271. 20 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2019. 
  335. ^ Anderson, K (17 Haziran 2008). "Reframing climate change: from long-term targets to emission pathways". 3 Ekim 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2019. (esp. slide 24 onward) 
  336. ^ Gössling S, Ceron JP, Dubois G, Hall CM, Gössling IS, Upham P, Earthscan London (2009). Hypermobile travellers. and Implications for Carbon Dioxide Emissions Reduction. In: Climate Change and Aviation: Issues, Challenges and Solutions, London. The chapter: Chapter 6 19 Haziran 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  337. ^ "Green Electric? GE unveils eco-strategy". MSNBC. 20 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2019. 
  338. ^ "Aviation groups set targets to limit their environmental impact". FT.com. 
  339. ^ "5 Mutual Funds for Socially Responsible Investors". Kiplinger. 22 Şubat 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2019. 
  340. ^ "Investing to Curb Climate Change" (PDF). USSIF. s. 2. 21 Eylül 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2019. 
  341. ^ "Video: Paradise lost? – Need to Know". PBS. 30 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2019. Palau suing the industrialized countries over global warming 
  342. ^ "Inuit suing the US in regards to global warming". 25 Ağustos 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2019. 
  343. ^ "Environmental Integrity Project, Sierra Club Announce Plans to Sue EPA Unless It Revises Nitrogen Oxide Emissions Standard, Curbs Nitrous Oxide Pollution Linked to Global Warming – NewsOn6.com – Tulsa, OK – News, Weather, Video and Sports – KOTV.com -". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2013. 
  344. ^ Edward Lorenz (1982): "Climate is what you expect, weather is what you get"
  345. ^ Stott, et al. (2004), "Human contribution to the European heatwave of 2003", Nature, Vol. 432, 2 December 2004
  346. ^ Grossman, Columbia J. of Env. Law, 2003
  347. ^ "Climate change 'ruining' Everest". Heatisonline.org. 17 Kasım 2004. 17 Mayıs 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ağustos 2010. 
  348. ^ Climate change 'ruining' Belize 18 Ağustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. BBC November 2004
  349. ^ Climate Justice 18 Haziran 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Ongoing Cases
  350. ^ Hague, Arthur Neslen The (24 Haziran 2015). "Dutch government ordered to cut carbon emissions in landmark ruling". The Guardian. 23 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2019. 
  351. ^ "Klimaat en Energie – Thema's – Urgenda – Samen Sneller Duurzaam". 26 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2019. 
  352. ^ "VPRO Tegenlicht". 2 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2019. 
  353. ^ "Klimaatzaak". 17 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2019. 
  354. ^ "Over ons – Klimaatzaak". 18 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2019. 
  355. ^ Press release (29 January 2004). Archived press release: Exxonmobil's contribution to global warming revealed 11 Mayıs 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Friends of the Earth Trust. Retrieved May 25, 2015.
  356. ^ "New York is investigating Exxon Mobil for allegedly misleading the public about climate change". The Washington Post. 5 Kasım 2015. 6 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Aralık 2015. 
  357. ^ Rosane, Olivia (14 Ağustos 2019). "29 States and Cities Sue to Block Trump's 'Dirty Power' Rule". Ecowatch. 15 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ağustos 2019. 
  358. ^ "Major milestone: 1000+ divestment commitments". 350.org. 22 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Aralık 2018. 
  359. ^ Josh Gabbatiss, Josh (15 Aralık 2018). "Teenage activist inspires school strikes to protest climate change after telling leaders they are 'not mature enough'". The Independent. 12 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Aralık 2018. 
  360. ^ Conley, Julia. "I'm Sure Dinosaurs Thought They Had Time, Too': Over 12,000 Students Strike in Brussels Demanding Bold Climate Action". Common Dreams. 12 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ocak 2019. 
  361. ^ "Extinction Rebellion: Climate protesters block roads". BBC. 16 Nisan 2019. 16 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2019. 
  362. ^ Ruiz, Irene Banos (22 Haziran 2019). "Climate Action: Can We Change the Climate From the Grassroots Up?". Ecowatch. Deutsche Welle. 5 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Haziran 2019. 
  363. ^ Zoe Low, Zoe (18 Temmuz 2019). "Asia's young climate activists on joining the worldwide campaign for government action on global warming". South China Morning Post. 22 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ağustos 2019. 
  364. ^ "Working people encourage students to take climate strike action 20 – 27 September". Mirage News. 30 Temmuz 2019. 5 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ağustos 2019. 
  365. ^ CHILLINGSWORTH, LUKE (1 Ağustos 2019). "Britain set for strike chaos as five million plan 'solidarity stoppage' for Greta Thunberg". Express. 1 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2019. 
  366. ^ Korte, Kate (10 Temmuz 2019). "Elizabeth May holds nonpartisan town hall at UVic for constituents". Martlet Publishing Society. 2 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2019. 
  367. ^ Conley, Julia (23 Eylül 2019). "4 Million Attend Biggest Climate Protest in History, Organizers Declare 'We're Not Through'". Ecowatch. 7 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Eylül 2019. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Fosil yakıt</span> Milyonlarca yıl önce ölmüş bitki ve hayvanlardan oluşan yakıt

Fosil yakıt veya mineral yakıt, hidrokarbon ve yüksek oranlarda karbon içeren doğal enerji kaynağı. Kömür, petrol ve doğalgaz; bu türden yakıtlara başlıca örnektir. Ölen canlı organizmaların oksijensiz ortamda milyonlarca yıl boyunca çözülmesi ile oluşur. Fosil yakıtlar endüstriyel alanda çok geniş bir kullanım alanı bulmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İklim değişikliği</span> Dünyanın ortalama sıcaklığındaki mevcut artış ve buna bağlı olarak hava modellerindeki büyük ölçekli değişimler

İklim değişikliği, küresel ısınmayı ve bunun Dünya'nın iklim sistemi üzerindeki etkilerini ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Sera gazları</span> Atmosferde bulunan ve termal kızılötesi aralıktaki radyasyonu emen ve yayan gaz

Sera gazları, Dünya'nın yüzeyi, atmosferi ve bulutları tarafından yayılan kızılötesi radyasyon spektrumu dahilinde belirli dalga boylarındaki radyasyonu emen ve yayan, atmosferin hem doğal hem de antropojenik gaz hâlindeki bileşenleridir. Bu özellikleri nedeniyle, sera etkisine neden olurlar. Su buharı (H2O), karbondioksit (CO2), nitröz oksit (N2O), metan (CH4) ve ozon (O3) başlıca sera gazlarıdır. Sera gazları olmadan, Dünya yüzeyinin ortalama sıcaklığı mevcut ortalama olan 15 °C yerine yaklaşık -18 °C olurdu.

İklim değişiklikleri, bilimsel olarak klimatoloji dalına göre incelenen bir tür atmosferik ya da astronomik değişikliklerdir.

<span class="mw-page-title-main">Rüzgâr gücünün çevre üzerindeki etkisi</span>

Rüzgâr enerjisinin başlıca etkisi, fosil yakıtlı santrallerin elektrik üretiminde neden olduğu kirliliği göstermemesidir. Değişik enerji kaynakları, klasik enerji kaynaklarıyla yer değiştirebilirken, rüzgâr enerjisinin çevresel maliyeti çok daha düşük olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Dünya enerji tüketimi</span> Küresel enerji üretimi ve tüketimi

Dünya enerji tüketimi‭ ‬bütün insan‭ ‬uygarlığı‭ ‬tarafından kullanılan toplam‭ ‬enerji‭yi ‬ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Elektrik üretimi</span>

Elektrik üretimi, elektrik ve diğer kaynaklardan birincil enerji üretme sürecidir. Elektrik üretiminin temel ilkeleri İngiliz bilim insanı Michael Faraday tarafından 1820'lerde ve 1830'ların başında keşfedildi. Onun temel yöntemi bugün hâlâ kullanılmaktadır: Elektrik, bakır gibi iletken bir telin manyetik bir alan içinde hareket ettirilmesi ile üretilir. Elektrik jeneratörü, bir mıknatıs içinde dönen sarılı iletken tellerin bulunduğu ve bu tellerin mıknatıs içinde dönmesiyle elektrik akımı üreten bir makinedir. Evlerimizde, işyerlerimizde, endüstride gereksinim duyduğumuz büyük miktardaki elektrik enerjisini elde etmek için, elektrik jeneratörlerini döndürecek büyük güç santrallarına ihtiyaç duyarız. Çoğu güç santrali, jeneratörü döndürmek için ısı üretiminde bulunurlar. Fosil yakıtlı santrallar ısı üretimi için doğal gaz, kömür ve petrol yakarlar. Nükleer santrallar da uranyum yakıtını parçalayarak ısı üretirler. Ancak bütün bu değişik tip santrallar ürettikleri ısıyı, suyu buhar haline dönüştürmek için kullanırlar. Oluşan buhar ise elektrik jeneratörüne bağlı olan türbine verilir. Su buharı, türbin şaftı üzerinde bulunan binlerce kanatçık üzerinden geçerken daha önce üretilen ısıdan almış olduğu enerjiyi kullanarak, türbin şaftını döndürür. İşte bu dönme, jeneratörün elektrik üretmek için gereksinim duyduğu mekanik harekettir. Jeneratörde oluşan elektrik ise iletim hatları denilen iletken teller ile kullanılacağı yere gönderilir. Türbinden çıkan, enerjisi diğer bir deyişle basınç ve sıcaklığı azalmış buhar ise yoğunlaştırıcı (kondenser) denilen bölümde soğutulup su haline dönüştürüldükten sonra, tekrar kullanılmak üzere santralın ısı üretilen bölümüne geri gönderilir. Yoğunlaştırıcıda soğutma işini sağlayabilmek için deniz, göl veya ırmaklarda bulunan su kullanılır. Su kaynaklarından uzak bölgelerde ise santralın hemen yanında bulunan ve uzaktan bakıldığı zaman geniş dev bacalara benzeyen soğutma kuleleri kullanılır. Bu kulelerin üzerinde görülen beyaz duman ise su buharıdır.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de iklim değişikliği</span>

Türkiye'de iklim değişikliği, Türkiye iklimindeki değişiklikleri, bu değişikliklerin etkilerini ve ülkenin bu değişikliklere nasıl uyum sağladığını kapsamaktadır. Türkiye'nin yıllık sıcaklıklarının yanı sıra en yüksek sıcaklıkları da yükselmektedir. 2020 yılı, Türkiye'de kayda geçmiş en sıcak üçüncü yıldı. Türkiye, iklim değişikliğinden büyük ölçüde etkilenecek olmakla beraber, şimdiden sert hava koşullarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu durumun başlıca tehlikeleri kuraklık ve sıcak hava dalgalarıdır. Türkiye'nin mevcut sera gazı emisyonları, küresel toplamının yaklaşık %1'ine karşılık gelmektedir ve kömüre yoğun bir şekilde devlet desteği yapılması, Türkiye'nin enerji politikası kapsamındadır. Türkiye, Paris Anlaşması'nı Aralık 2015 yılında imzalamıştır. 4 Kasım 2016 tarihinde yürürlüğe giren anlaşma, Türkiye tarafından ancak 6 Ekim 2021 tarihinde onaylandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Türkiye'nin iklim değişikliğine uyum sağlamasını koordine etmektedir. Nehir havzasındaki su kaynakları ve tarım için iklim değişikliğine uyumu, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından planlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de sera gazı emisyonu</span> Avrasya ülkelerinde iklim değişikliğine sebep olan gazlar

Türkiye'de sera gazı emisyonu ya da salınımı kişi başına yaklaşık 6 tondur. Türkiye her yıl 500 milyon ton sera gazı salmaktadır. Bu oranla Türkiye, dünyanın yıllık salınımının yaklaşık olarak %1'ini meydana getirmektedir. Sera gazı salınımının yaklaşık üçte biri kömür kaynaklıdır. Türkiye, hidroflorokarbon sera gazı salınımının azaltılması hakkındaki Montreal Protokolü'nün Kigali Düzeltmesini imzaladı ve 2021 yılında onayladı.

<span class="mw-page-title-main">Paris Anlaşması</span> İklimi korumaya yönelik uluslararası anlaşma

Paris Anlaşması, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kapsamında, iklim değişikliğinin azaltılması, adaptasyonu ve finansmanı hakkında 2015 yılında imzalanan, 2016 yılında yürürlüğe giren bir anlaşmadır. Mart 2021 itibarıyla, BMİDÇS'nin 191 üyesi anlaşmaya taraftır. Anlaşmayı onaylamayan beş BMİDÇS üye devlet vardır: Eritre, İran, Irak, Libya ve Yemen. Bu beş ülke içinde en büyük emisyon kaynağı ilk 20 içinde yer alan İran'dır. Amerika Birleşik Devletleri 2020'de anlaşmadan çekildi, ancak 2021'de yeniden katıldı.

Sera gazı giderimi olarak da bilinen Karbon dioksit giderimi (CDR), amacı karbondioksit'in atmosferden büyük ölçekli uzaklaştırılması olan bir grup teknolojiyi ifade eder. CDR, CO2'nin enerji istasyonu gibi büyük fosil yakıt nokta kaynaklarının baca emisyonlarından giderilmesine farklı bir yaklaşımdır. İkincisi atmosfere olan emisyonu azaltır, ancak atmosferde bulunan karbondioksit miktarını azaltamaz. CDR karbondioksiti atmosferden giderdiğinden, ev tipi ısıtma sistemleri, uçaklar ve araç egzozları gibi küçük ve dağınık nokta kaynaklarından gelen emisyonları dengeleyen negatif emisyonlar 'yaratır'. Bazıları tarafından bir iklim mühendisliği formu olarak kabul edilirken diğer yorumcular bunu karbon yakalama ve depolama veya aşırı iklim değişikliği hafifletmesi olarak tanımlamaktadır. CDR'nin "iklim mühendisliği" veya "jeomühendislik" ile ilgili ortak tanımları karşılayıp karşılamayacağı genellikle üstlenileceği ölçeğe bağlıdır.

<span class="mw-page-title-main">Enerji güvencesi</span> Enerji mevcudiyetine ilişkin ulusal güvenlik değerlendirmeleri

Enerji güvencesi ulusal güvenlik ile enerji tüketimi için doğal kaynakların bulunabilirliği arasındaki ilişkidir. (Nispeten) ucuz enerjiye erişim, modern ekonomilerin işleyişi için zorunlu hale gelmiştir. Bununla birlikte, enerji kaynaklarının ülkeler arasında eşit olmayan dağılımı, ciddi kırılganlıklara neden olmuştur. Uluslararası enerji ilişkileri, hem enerji güvenliği hem de enerji kırılganlığına yol açan dünyanın küreselleşmesine katkıda bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Karbon vergisi</span> Karbon emisyonu vergisi

Karbon vergisi, ulaşım ve enerji sektöründe, yakıtların karbon içeriğine uygulanan bir vergi'dir. Karbon vergileri karbon fiyatlandırması'nın bir biçimidir. Karbon vergisi terimi ayrıca karbon dioksit eşdeğeri vergiyi ifade etmek için kullanılır. Oldukça benzerdir, ancak herhangi bir ekonomik sektör tarafından yayılan her türlü sera gazı veya sera gazı kombinasyonuna uygulanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Sera gazı emisyonları</span> İnsan faaliyetleri sonucu atmosfere salınan sera gazlarının kaynakları ve miktarları

İnsan faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonları sera etkisini güçlendirerek iklim değişikliğine neden oluyor. Çoğu fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan karbondioksittir: kömür, petrol ve doğal gaz. En büyük kirleticiler arasında Çin'deki kömür ile çoğu OPEC ve Rusya'da devlete ait olan büyük petrol ve gaz şirketleri yer alıyor. İnsan kaynaklı emisyonlar, Dünya atmosferindeki Karbondioksiti yaklaşık %50 oranında arttırdı.

<span class="mw-page-title-main">Kişi başına düşen karbondioksit emisyonlarına göre ülkeler listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Bu, kişi başına yıllık karbondioksit emisyonlarına göre ülkelerin listesidir.

İklim değişikliği komplo teorileri, küresel ısınma hakkındaki bilimsel fikir birliğinin, güdülenmiş veriler üretme ya da karşıtlığı bastırma amaçlı komplolara dayandığını iddia eder. Bu fikir birliğine karşı çıkan siyasal ve kamusal tartışmalar üretmeye çalışmak, iklim değişikliğinin yadsınmasında kullanılan bir dizi yöntemden biridir. Komplo teorisyenleri tipik olarak, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin arkasındaki bilimin, dünya çapındaki uzmanca ve cezai suistimal eylemleri yoluyla ideolojik ya da finansal nedenlerle icat edildiğini ya da çarpıtıldığını iddia ederler.

Düşük karbon ekonomisi, düşük karbonlu ekonomi veya karbondan arındırılmış ekonomi, düşük düzeyde sera gazı emisyonu üreten enerji kaynaklarına dayalı bir ekonomidir. İnsan faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonları, 20. yüzyılın ortalarından beri gözlemlenen iklim değişikliğinin baskın nedenidir. Devam eden sera gazı emisyonu, insanlar ve ekosistemler için şiddetli, yaygın ve geri döndürülemez etkilerin olasılığını artırarak dünya çapında uzun süreli değişikliklere neden olacaktır. Küresel ölçekte düşük karbonlu bir ekonomiye geçiş, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler için önemli faydalar sağlayabilir. Dünyanın dört bir yanındaki birçok ülke, düşük emisyonlu geliştirme stratejileri tasarlıyor ve uyguluyor. Bu stratejiler, uzun vadeli sera gazı emisyonlarını azaltırken ve iklim değişikliğinin etkilerine karşı dayanıklılığı artırırken sosyal, ekonomik ve çevresel kalkınma hedeflerine ulaşmayı amaçlıyor.

<span class="mw-page-title-main">Enerji geçişi</span>

Enerji geçişi, bir enerji sistemindeki enerji arzı ve tüketiminde yapılan büyük bir yapısal değişikliktir. Şu anda iklim değişikliğini hafifletmek için sürdürülebilir enerjiye geçiş süreci devam etmektedir. Sürdürülebilir enerjinin çoğu yenilenebilir olduğundan, yenilenebilir enerji geçişi olarak da bilinmektedir. Mevcut geçiş, çoğunlukla fosil yakıtları aşamalı olarak azaltarak ve mümkün olduğunca çok sayıda süreci düşük karbonlu elektrikle çalışacak şekilde değiştirerek enerjiden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını hızlı ve sürdürülebilir bir şekilde azaltmayı amaçlamaktadır. Bir önceki enerji geçişi belki de Sanayi Devrimi sırasında 1760'tan itibaren odun ve diğer biyokütlelerden kömüre, ardından petrole ve daha sonra da doğalgaza doğru gerçekleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Net sıfır emisyon</span>

Küresel net sıfır emisyon, insan faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonları ile bu gazların uzaklaştırılmasının belirli bir süre boyunca dengede olduğu durumu tanımlamaktadır. Genellikle basitçe net sıfır olarak ifade edilir. Bazı durumlarda emisyon, tüm sera gazlarının emisyonlarını ifade etmekteyken, bazı durumlarda ise yalnızca (CO2 ) emisyonlarını ifade etmektedir. Net sıfır hedeflerine ulaşmak için emisyonları azaltmaya yönelik eylemler gerekmektedir. Fosil yakıt enerjisinden sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçiş buna bir örnek oluşturmaktadır. Kuruluşlar genellikle karbon kredisi satın alarak artık emisyonlarını dengelemektedir.

Metan emisyonlarındaki artış, Dünya atmosferindeki sera gazlarının artmasına büyük ölçüde katkıda bulunmakta ve kısa vadeli küresel ısınmanın üçte birinden sorumlu olmaktadır. 2019 yılında, küresel olarak salınan metanın yaklaşık %60'ı insan faaliyetlerinden kaynaklanırken, doğal kaynaklar %40'lık bir kısmını oluşturmuştur. Metan emisyonlarının azaltılması ve bu gazın yakalanarak kullanılmasının hem çevresel hem de ekonomik faydalar sağlayabileceği belirtilmektedir.