İçeriğe atla

İkinci modernite

Ulrich Beck

İkinci modernite, Alman sosyolog Ulrich Beck'in tarafından türetilen ve onun modernite sonrası dönem olarak kullandığı tabirdir.

Modernitenin tarım toplumunu sanayi toplumu olacak şekilde değiştirdiğini ve ikinci modernitenin sanayi toplumunu yeni ve daha farklı bir ağ toplumuna ya da bilgi toplumuna dönüştürmesi üzerinedir.

Risk toplumu

İkinci modernite, modernitenin beşeri kıtlık sorunuyla başa çıkmadaki başarısının yarattığı risklere - bitki, hayvan ve insan olmak üzere tüm yaşam biçimlerine yönelik risklere - dair yeni bir farkındalığın damgasını taşımaktadır. Daha önce hem doğal hem de sosyal risklere karşı koruma sağlıyor gibi görünen sistemlerin, işleyişlerinin bir yan ürünü olarak küresel ölçekte insan kaynaklı yeni riskler ürettiği giderek daha fazla kabul görmektedir. Bu tür sistemler çözümün değil, sorunun parçası haline geliyor. Modernizasyon ve bilgi yolunda ilerlemeler, bilişim suçları gibi yeni sosyal tehlikeler yaratırken, bilimsel ilerlemeler ise klonlama veya genetik mühendisliği gibi kararların uzun vadeli sonuçları değerlendirmek için yeterli kapasite olmaksızın zorunlu olarak alındığı yeni alanlar açmaktadır.

Bu düşünümsel modernleşmenin yarattığı yeni ikilemlerin farkında olan Beck, ulusal çıkarların artık tek başına ulusal düzeyde etkili bir şekilde desteklenemediği bir dünyanın zorluklarının üstesinden gelmek için yeni bir "kozmopolitan Realpolitik" önermektedir.

Bilgi toplumu

İkinci modernite aynı zamanda bilgi toplumu olarak adlandırılan ve farklı bilgi türlerinin çoğullaştığı bir dönemle de ilişkilendirilmektedir. Özellikle bilgiye bağlı riskler - bilgi dünyasının kendisi tarafından üretilen belirsizlikler - ile karakterize edilmektedir.

Direniş

İkinci moderniteye karşı bazı direniş biçimleri ortaya çıkmıştır bunlardan biri de Avrupa şüpheciliği olmuştur.

Beck, El Kaide terör örgütünü yalnızca bilgi teknolojisi araçlarının kullanımı yolunda değil, aynı zamanda senkretist ideolojisinde de ikinci moderniteye karşı direnişin bir yan ürünü olarak görmektedir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  •  Allan, Stuart, Barbara Adam, and Cynthia Carter (eds.). 1999. Environmental Risks and the Media. London and New York: Routledge. ISBN 9780415214469 (cloth); ISBN 9780415214476 (pbk); ISBN 9780203164990 (e-book).
  •  Beck, Ulrich. 2006. The Cosmopolitan Vision, translated by Ciaran Cronin. Cambridge, UK; Malden, MA: Polity Press. ISBN 0-7456-3398-6 (cloth); ISBN 0-7456-3399-4 (pbk)
  •  Carrier, Martin, and Alfred Nordmann. 2011. Science in the Context of Application. Dordrecht, London, and New York: Springer. ISBN 9789048190508.
  •  Harding, Sandra G. 2008. Sciences from Below: Feminisms, Postcolonialities, and Modernities. Next Wave. Durham: Duke University Press. ISBN 9780822342595 (cloth); ISBN 9780822342823 (pbk).
  •  He, Chuanqi. 2012. Modernization Science: The Principles and Methods of National Advancement. Berlin and New York: Springer Verlag. ISBN 9783642254581 (cloth); ISBN 9783642254598 (ebook).
  •  Marchetti, Raffaele, and Davorka Vidović (eds.). 2010. European Union and Global Democracy. Zagreb: CPI [Centar za Politološka Istraživanja]/PSRC [Political Science Research Center]. ISBN 9789537022211.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ekonomi</span> belirli bir alandaki farklı temsilciler tarafından sınırlanmış mal veya hizmetlerin üretimi, dağıtımı veya ticaretinden oluşan sistem

Diğer anlam için Ekonomi sayfasına bakınız

Postmodernizm, modernizmin sonrası ve ötesi anlamında bir tanımlama olarak kullanılmaktadır ve modern düşünceye ve kültüre ait temel kavram ve perspektiflerin sorunsallaştırılmasıyla ve hatta bunların yadsınmasıyla birlikte yürütülmektedir. 20. yüzyılın ortalarında ortaya çıkan postmodernizm; mimari, felsefe, edebiyat, resim gibi alanlarda kendini göstermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Modernizm</span>

Modernizm veya çağdaşlık, 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında Batı toplumunda sanayileşme, kentleşme ve teknolojik ilerlemenin getirdiği hızlı değişimlere bir yanıt olarak ortaya çıkan kültürel ve sanatsal bir harekettir. Hareket, yenilik arzusu ve geleneksel sanat, edebiyat ve felsefe biçimlerinin reddedilmesiyle karakterize edilir.

<span class="mw-page-title-main">Anarko-ilkelcilik</span>

Anarko-ilkelcilik ya da anarko-primitivizm uygarlığın kökeni ve gelişimini anarşist bakış açısı ile inceleyen düşünce biçimleridir. Tarım devriminin insanlığa getirmiş olduğu yerleşik düzeni ve bu düzenin sistemli şekilde yürütülmesini sağladığını iddia eden yönetim erklerinin karşısında yer almaktadır. Tarım öncesi dünyada ekoloji ile barışık bir şekilde yaşamlarını devam ettirmiş olan avcı-toplayıcı bireyleri, toplulukları, sürüleri ve kabileleri incelemekte ve insanlığın nihai çıkışını burada görmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Frankfurt Okulu</span>

Frankfurt okulu, Almanya'da 1923 yılında kurulan ve sosyoloji, siyaset bilimi, psikanaliz, tarih, estetik, felsefe, müzikoloji gibi farklı disiplinlerden insanları bir araya getiren Toplumsal Araştırma Enstitüsü'nün bir düşünce akımı olarak ifade edilmesidir. Okulun genel yaklaşım biçimi eleştirel teori olarak adlandırılmaktadır.

Modernite, Avrupa'da yaklaşık olarak 17. yüzyıl civarında ortaya çıkan, zamanla tüm dünyaya yayılan toplumsal değerler sistemine ve organizasyonuna verilen isimdir. Genel anlamda gelenek ile karşıtlık ve ondan kopuşun; bireysel, toplumsal ve politik yaşam alanlarının tamamındaki dönüşümü ya da değişimidir. Anthony Giddens'a göre moderniteyi özgün yapan niteliklerinden biri devamsızlık özelliğidir. Marxist felsefeye dayalı tarihsel materyalizme dayanan bu düşünceye göre özellikle modernite öncesi ile modernite arasında oldukça belirgin bir kırılma söz konusudur. Modernite, toplumsal ve bireysel hayatın her aşamasını hem derinden, hem de geniş bir açıdan sarsmış ve değiştirmiştir.

Kapitalizm ya da diğer adlarıyla sermayecilik ve anamalcılık, üretim araçlarının özel mülkiyetine ve kâr amacıyla işletilmesine dayanan ekonomik sistemdir. Kapitalizmin tanımlayıcı özellikleri arasında sermaye birikimi, rekabetçi piyasalar, fiyat sistemleri, özel mülkiyet, mülkiyet haklarının tanınması, kişisel çıkar, ekonomik özgürlük, meritokrasi, iş ahlakı, tüketici egemenliği, ekonomik verimlilik, hükûmetin sınırlı rolü, kâr güdüsü, kredi ve borcu mümkün kılan finansal bir para ve yatırım altyapısı, girişimcilik, metalaşma, gönüllü değişim, ücretli emek, mal ve hizmet üretimi, inovasyon ve ekonomik büyümeye güçlü bir vurgu yer alır. Bir piyasa ekonomisinde kararlar ve yatırımlar, servet, mülk veya sermaye ya da üretim kapasitesini yönlendirme yeteneğine sahip kişiler tarafından belirlenir. Fiyatlar, mal ve hizmetlerin dağıtımı ise büyük ölçüde mal ve hizmet pazarlarındaki rekabet tarafından şekillendirilir.

<span class="mw-page-title-main">Naftalin</span>

Naftalin veya naftalen, kapalı kimyasal formülü C10H8 olan, aromatik hidrokarbondur.

<span class="mw-page-title-main">Aydınlanma Çağı</span> aydınlanma felsefesinin oluştuğu çağ

Aydınlanma Çağı olarak adlandırılan tarihsel dönem, aydınlanma felsefesinin 18. yüzyılda doğup benimsenmeye başladığı dönemdir. Batı toplumunda 17. ve 18. yüzyıllarda gelişen, akılcı düşünceyi eski, geleneksel, değişmez kabul edilen varsayımlardan, önyargılardan ve ideolojilerden özgürleştirmeyi ve yeni bilgiye yönelik kabulü geliştirmeyi amaçlayan düşünsel gelişimi kapsayan dönemi tanımlar. Aynı zamanda Arapça eserlerin Latinceye çevirilmesi, Aydınlanma Çağı'na zemin hazırlamıştır.

Postmodernite, postmodernizmin toplumsal ve kültürel yansımalarını ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Bu terim, 20. yüzyıl sonu ve 21. yüzyıl başlarında yaşanan hayatın eşsiz niteliklerinin bir sonucu olan çağdaş sanat, kültür, ekonomi ve toplumsal durumun aldıkları görünüme atfen filozoflar, sosyal bilimciler ve sanat eleştirmenleri tarafından kullanılır. Postmodern durumu yaratan bu nitelikler arasında küreselleşme, tüketimcilik, otoritenin küçük parçalara ayrılması ve bilginin metalaştırılması sayılabilir.

Yeni Çağ veya Erken Modern Çağ, Avrupa tarihinde Orta Çağ'ın sonu ile Yakın Çağ ve Sanayi Devrimi arasındaki dönemdir. Bu bağlamda Erken Modern Dönem, 15. yüzyılın ikinci yarısından 18. yüzyılın ikinci yarısına kadar geçen yaklaşık üç asırlık dönemi kapsar. Çağın başlangıcı farklı tarih olaylarına bağlanmıştır. Yeni Çağ, 1453 senesinde Fatih Sultan Mehmed liderliğindeki Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu Roma İmparatorluğu'nun başkenti Konstantinopolis'in fethi ile başlamıştır. Avrupa'da Rönesans'ın başlaması veya coğrafi keşifler dönemi de çağın başlangıç noktalarından kabul edilmektedir. Çağ, sınıf ayrılılıkları sebebiyle patlak veren ve daha sonra bütün Avrupa ile dünya ülkelerinin tarihini değiştiren Fransız İhtilali ile bitmiştir.

İlerlemecilik, ilericilik ya da progressivizm, her alanda ileri düzeyde önlemler uygulayarak insanların mevcut durumlarını iyileştirmeyi ve toplumun statüsünü yükseltmeyi amaçlayan, bu doğrultuda toplumsal reformu destekleyen politik felsefedir. Bilim, teknoloji, ekonomik kalkınma ve sosyal organizasyondaki ilerlemelerin insanın yaşam koşullarını geliştirmede büyük öneme sahip olduğunu ifade eden İlerleme Düşüncesine dayanır. Modern siyasette ilerlemecilik, siyasi değişim ve hükûmet eylemlerinin desteği yoluyla sıradan insanların çıkarlarını temsil etmeyi amaçlayan bir sosyal veya siyasi harekettir ve genellikle sol-liberal geleneğin bir parçası bağlamında düşünülür. Ancak bu, ideolojilerin eş anlamlı olduğu anlamına gelmez.

<span class="mw-page-title-main">Dayanışma</span> ortak bir çıkar üzerinde duygu veya eylem birliği

Dayanışma, solidarizm veya solidarite; bir topluluğu oluşturan gruplar veya sınıflar arasında psikolojik bir birlik duygusu yaratan duygu, düşünce ve ortak çıkarlarla birbirlerine karşılıklı olarak bağlanmasıdır. Sınıf işbirliği savunur ve sınıf çatışmasını reddeder. Kolektivizmden farklı olarak dayanışmacılık, bireyleri reddetmez ve bireyleri toplumun temeli olarak görür. Toplum içindeki sosyal ilişkilerden yararlanarak insanların birbirlerine bağlı olduğunu savunur. Terim sosyal bilimlerde, özellikle sosyolojide ve psikolojide yaygın olarak kullanılır.

Üretilmiş risk; risk kavramı modernliğin ortaya çıkması ile var olmuştur. Modernliğin getirmiş olduğu ekonomik, kültürel ve teknolojik gelişimlerin getirdiği risklerin doğurduğu risklere diyebiliriz.

<i>Bir Halkı Savunmak</i>

Bir Halkı Savunmak, PKK lideri Abdullah Öcalan tarafından yazılan ve ilk kez 2004 yılında basılan kitap. Aynı zamanda Öcalan'ın yakalanmasından sonra mahkemeye verdiği savunma metni olarak da bilinmektedir.

Postanarşizm, postmodern ve postyapısalcı düşünce gelenekleri ile anarşist düşünce geleneğinin bir sentezi olarak nitelendirilebilir. Aynı zamanda postyapısalcı anarşizm olarak da bilinen postanarşizm, tek bir çerçeveden ilerleyen bir düşünce geleneği olmaktan ziyade, birçok postmodern düşünce akımının etkisinde kalınarak geliştirilmiş farklı anarşist yaklaşımların bir bütün olarak ele alınmalıdır.

Cinsiyet rolü olarak da bilinen bir cinsiyet rolü, bir kişinin cinsiyetine bağlı olarak bir kişi için genellikle kabul edilebilir, uygun veya arzu edilir olarak kabul edilen bir dizi davranış ve tutumu kapsayan sosyal bir roldür. İstisnalar ve varyasyonlar olmasına rağmen, toplumsal cinsiyet rolleri genellikle erkeklik ve kadınlık kavramlarına odaklanır.

Nataša Jonoska, bir matematikçi ve Güney Florida Üniversitesi'nde DNA hesaplama konusundaki çalışmaları ile tanınan profesördür. Araştırmaları "özellikle hücresel veya diğer sonlu otomat türleri, biçimsel dil teorisi sembolik dinamikleri ve moleküler hesaplamayı tanımlamak için topolojik çizge teorisi gibi resmi modelleri kullanarak" biyolojinin hesaplamayı nasıl gerçekleştirdiği hakkındadır.

<span class="mw-page-title-main">Pehlevî İranı</span> 1925ten 1979a kadar İranı yöneten rejim

İran Şehinşah Devleti ya da yaygın ismiyle Pehlevi İranı, 1925 yılından İran Devrimi'nin bir sonucu olarak monarşinin devrildiği 1979 yılına kadar varlığını sürdürmüş devlet.

Post-Politika, Soğuk Savaş sonrası dönemde küresel ölçekte bir uzlaşı politikasının ortaya çıkışının eleştirisine atıfta bulunmaktadır: Berlin Duvarı'nın yıkılmasının ardından Doğu Komünist Bloku'nun dağılması, ideolojik uzlaşı sonrası için bir umut oluşturmuştur. Post-komünist ülkelerdeki siyasi gelişim, her birinin komünist parti üyeleriyle başa çıkma konusunda benimsediği yaklaşıma bağlı olarak iki farklı yönde ilerlemiştir. Daha sonra AB'ye katılan Doğu Avrupa ülkelerinde aktif bir komünizmden arındırma süreci yaşanmıştır. Rusya'da ve eski SSCB cumhuriyetlerinin çoğunda ise komünistler eşit şartlarda birçok siyasi partiden biri haline gelmişlerdir.