İçeriğe atla

İkinci Anafartalar Muharebesi

İkinci Anafartalar Muharebesi
Çanakkale Savaşı / Anafartalar Cephesi
Tarih21-22 Ağustos 1915
Bölge
Sonuç Osmanlı zaferi
Taraflar

Birleşik Krallık Britanya İmparatorluğu

Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu
Komutanlar ve liderler
Birleşik Krallık Tümgeneral Beauvoir De Lisle
Birleşik Krallık Tümgeneral Frederick Hammersley
Birleşik Krallık Tümgeneral William Peyton
Birleşik Krallık Korgeneral William Birdwood
Osmanlı İmparatorluğu Albay Mustafa Kemal
Osmanlı İmparatorluğu Albay Halil
Osmanlı İmparatorluğu Albay Mehmet Selahattin
Güçler

9. Kolordu

  • 29. Tümen
  • 11. Tümen
  • 53. Tümen
  • 54. Tümen
  • 2. Süvari Tümeni (yaya)

Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusu

  • Cox Müfrezesi

Anafartalar Grubu

  • 7. Tümen
  • 12. Tümen
  • 5. Tümen
  • 9. Tümen
  • 6. Tümen
  • 8. Tümen
Kayıplar

6.600

  • İngiliz: 5.300
  • Anzak: 1.300

2.598

  • 7. Tümen: 1.192
  • 12. Tümen: 1.406

İkinci Anafartalar Muharebesi, Çanakkale Savaşı'nda son müttefik taarruzudur. Türk resmi tarihinde 21 Ağustos günü müttefik kuvvetlerce girişilen ve Çanakkale Savaşı’nın son büyük çatışması olan muharebeler, İkinci Anafartalar Muharebesi olarak geçer. İngiliz resmi tarihinde ise iki ayrı stratejik hedefe, iki ayrı cephe kuvvetlerince girişilen iki ayrı muharebedir. Her iki operasyon da Osmanlı tarafı açısından Anafartalar Grup Komutanı Kurmay Albay Mustafa Kemal’in mevzilerine yönelmiştir.

Öncesi

Gelibolu Yarımadası’na yapılan çıkartmalar, Osmanlı savunması karşısında durma noktasında geldiğinde Müttefik kuvvetler komutanı Sır Ian Hamilton, takviye kuvvetlerden oluşan İngiliz 9. Kolordusu’nu Suvla Koyu’na çıkartarak üçüncü bir cephe açmıştı. 6 Ağustos 1915 günü, Birinci Anafartalar Muharebesi’nde Osmanlı taarruzu, aynı saatlerde başlayan İngiliz taarruzunu kırmıştı. Hemen ertesi gün, 10 Ağustos tarihinde Anafartalar Grup Komutanı Kurmay Albay Mustafa Kemal’in Kocaçimen Tepesi – Conk Bayırı hattında giriştiği taarruz da Anzak Kolordusu’nu geri atmıştı. İzleyen günlerde İngiliz 9. Kolordusu, 12 Ağustos günü Tekketepe Muharebesi, 15 Ağustos günü de Kireçtepe Muharebesi olmak üzere iki başarısız taarruz geliştirmişti.

Müttefik kuvvetler üst komutanı General Sır Ian Hamilton, 15 Ağustos'ta, 9. Kolordu komutanı General F. Stopford’u görevden alarak yerine Seddülbahir Cephesi’ndeki 29. İngiliz Tümeni komutanı General B. De Lisle’i atamıştı. De Lisle, ertesi gün, yaptığı incelemelere dayanarak Hamilton’a bir rapor göndermiştir. Bu rapor öylesine olumsuz ifadeler içermekteydi ki, Hamilton İngiliz Savaş Bakanı Lord Kitchener’e gönderdiği telgrafta, 45.000’i kayıpları karşılamak, 50.000’i de takviye olmak üzere 95.000 askerlik yeni kuvvet istemiştir.

Kuvvetler ve taarruz planı

Gelibolu Yarımadası’nda Osmanlı 5. Ordu’sunun 13 tümeni vardır. Bu 13 tümenden ikisi Kuzey Grup Komutanı (Arıburnu) Esat Paşa’nın, dördü Güney Grup Komutanı (Seddülbahir) Vehip Paşa’nın, yedisi de Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal emrindedir. Mustafa Kemal, ihtiyatlarını cephesinin merkez- gerisinde konuşlandırmıştır. Böylece cephenin gerek duyulacak her kesimine hızla ilerletmek mümkün olacaktır.

General De Lisle’in Suvla’da görevi devraldığında İngiliz 9. Kolordusu bünyesinde 11 tugay bulunmaktadır. Birkaç gün içinde Mısır’dan aktarılan 5.000 mevcutlu bir tümen de sahile çıkmış olacaktır. Ayrıca Anzak Kolordusu’ndan bir tugay 9. Kolordu’yla birlikte hareket edecektir. Yapılması planlanan taarruz için, Seddülbahir Cephesi’nde bulunan İngiliz 29. Tümeni’nin üç tugayı da Suvla’ya aktarılmıştır.

Yusufçuk Tepe ve İsmailoğlu Tepesi’ne yapılması planlanan taarruz, Suvla Koyu’nun Osmanlı topçusunun ateşinden koruyabilmek ve cephe hattını kısaltmak amaçlıdır. Bomba Sırtı taarruzu ise Suvla Koyu ile Anzak cephesi arasındaki zayıf hattı düzenlemeyi amaçlamaktadır. Bu hat devriyerle tutulmaktaydı ve özellikle geceleri çok güvensizdi. General Hamilton ve General W. Birdwood, İsmailoğlu Tepesi ile Bomba Tepe arasında bir siper kazılarak bu hattın güven altına alınmasında büyük yarar görmekteydiler.

Taarruzlar için belirlenen tarih 21 Ağustos 1915 günüdür. Plana göre 9. Kolordu’nun 11. Tümeni İsmailoğlu Tepesi’ne, 29. Tümen’in 86. ve 87. tugayları ise Yusufçuk Tepe’ye taarruz edecektir, 88. Tugay ihtiyatta tutulacaktır. Yarım saat sürdürülecek hazırlık ateşi için o güne kadar kullanılan en yüksek sayı olmak üzere 85 namludan oluşan kara topçusu ve bir zırhlı, üç kruvazör, iki destroyerlik donanma ateşi öngörülmüştür. Her iki tümenin taarruz bölgesi Albay Selahattin Adil komutasındaki 12. Tümen bölgesidir. Saat 15:00’da başlayacak taarruz, Osmanlı kuvvetlerinin dikkatini bu bölgeye çekmişken bir tugaylık kuvvet de Mestan Tepe’ye taarruza geçecektir.

Bomba Tepe’ye Anzak Kolordusu’nun bir tugayı taarruz edecektir. Özellikle Sarı Bayır Harekatı’nda uğranılan kayıplar nedeniyle ancak dört tugay bir araya getirilerek bir tugaylık kuvvet oluşturulabilmiştir. İngiliz, Avustralyalı, Yeni Zelandalı ve Gurkalardan oluşan tugay General Cox komutasında, 45 dk.lık bir hazırlık ateşi ardından saat 15:00’de taarruza geçecektir. Taarruz, Albay Halil Bey komutasındaki 7. Tümen mevzilerine yönelmektedir.

Savaş

İsmailoğlu Tepesi

Taarruz günü olan 21 Ağustos gün doğumundan itibaren, müttefik üst komutanlığının beklentileri tersine olarak, müttefik siperlerindeki en küçük bir hareketlilik dahi, Osmanlı tarafından yoğun ateş altına alınmaya başlanmıştır. Ayrıca gerideki Osmanlı ihtiyatları cephe hattına daha yakın bir konuma ilerlemiştir. Taarruzun öğleden sonraya alınmasının nedeni, güneşi arkaya alarak taarruz etmek idi. Ne var ki Ağustos ayı olmasına karşın bulutlanan hava güneşi örtmüştü. Üstüne üstlük, ovadan yükselen hafif bir sis, Osmanlı siperlerinin üstüne çökmüştür. Öte yandan bombardıman sırasında fundalıklar ateş almış, yoğun bir duman örtüsü araziye yayılmıştır.

11. tümen’in 34. Tugay’nın sağ kanattaki taburları ilk hedef olan Osmanlı siperlerine girmeyi başarmıştır. Bu siperler düzenlenmeye başlanmışken Osmanlı tarafından yoğun bir ateş açılmıştır. Ardından başlayan Osmanlı taarruzlarını karşılayabilmek için tugayın bir bölümünün bu yana kaydırılması gerekmiş, bu unsurların planda öngörülen ileri hareketleri iptal edilmiştir.

34. Tugay’ın sol kanadındaki iki taburun ileri hareketi Osmanlı siperlerinden yoğun bir ateş altına alınmıştır. Bu taburlardan biri kısa süre içinde tüm subayların kaybetti. İki tabur da ateş altında hedeflerinden daha kuzeye kaydılar ve ağır bir yan ateşine uğradılar. Taburlar, ağır kayba uğrayarak dağınık halde geri çekildi. Diğer iki tabur hızla ilerledi ise de hedefleri olan siperler takviye edilmişti. İlerleme olanağı bulamayarak geri çekildiler.

Sonuç olarak 34. Tugay’ın taarruzu, planda öngörülen hedeflerin küçük bir parçasındaki iki kuyuyu ve bir siper parçasını elde edebilmiştir. Buradaki İngiliz birlikleri de ertesi gün Osmanlı kuvvetlerinin giriştiği taarruzla geri atılmıştır.

34. Tugay’ın solunda taarruz eden 32. ve 33. tugayları da Osmanlı siperleri önünde yoğun şekilde ateş altına alınmıştır. Makineli tüfek etkisi yapan başarılı bir ateş yönetimi ve isabetlilikle subaylarından çoğunu yitirerek geri çekildiler.

29 Tümen’in cephe hattında 86. Tabur’un öncü müfrezleri kendi topçu ateşi altında kalmıştır. Diğer taburlar gün bitimine kadar Osmanlı siperlerine 500 metreden fazla yaklaşamadılar. Doğrudan Yusufçuk Tepe’ye taarruz eden 87. Tabur’un İrlandalı askerleri ileri atılarak tepeyi ele geçirdiler. Ancak Anafartalar sırtlarından açılan ateş sonucu tepenin batı yamaçlarına çekilmek zorunda kaldılar. Akşamüstü bölgeye ulaşıp taarruza geçen Mısır’dan yeni gelmiş olan 2. Tümen her ne kadar tepeye ulaştıysa da şiddetli ateş yiyerek geri çekildi. İleri çıkan bir müfreze kuşatılarak imha edildi. Tümeni bizzat yöneten Lord Longford harekât sırasında kayboldu ve cesedi bulunamadı.

Gece Yusufçuk Tepe’deki Osmanlı birlikleri geri alınmıştır. Osmanlı subaylar, bu tepede asker bulundurmanın artık gereksiz olduğunu, tepenin yan ateşlerle barınılamaz hale getirilmiş olduğunu düşünmüşlerdir. Gerçekten de Yusufçuk Tepe, gün boyu hemen kuzeyindeki tepedeki Osmanlı müfrezesi tarafından oldukça başarılı bir biçimde ateş altına alınabilmişti. Bu tepe de İsmailoğlu Tepesi tarafından çok iyi korunabilmekteydi. Gerçekten bu üç tepe sırası içinde İsmailoğlu Tepesi kilit konumundaydı.

Hava karardığında tüm müttefik kuvvetlerinde sağ kalabilen subaylar dağılan birlikleri toplamak ve siper kazmakla meşguldürler. Bir subay şunları yazmaktadır. “Soldan, ricat diye yüksek bir ses işitildi ve bütün hat süratle geriye aktı.” Birliklerin çoğunda erat, tam bir bozgun havasındadır, en ufak bir olayda paniğe kapılma ve sahile doğru akma eğilimdedirler. Dağılan birlikler ve kaybedilen subaylar yüzünden komuta birliği de sarsılmıştır. Gece, 86. Tugay karargâhına çağrılan bir yarbaya gece taarruzu için emir verilmiştir. Bu subay birliğindeki subaylara şunları söylemiştir. “Bir istihkam zapt edeceğiz. Fakat bunun nerede olduğunu ben bilmiyorum. Bilen olduğunu da zannetmiyorum. Buna rağmen ileriye yürüyeceğiz ve karşımıza çıkan Türklere taarruz edeceğiz.” Böyle bir harekâtın doğal sonucu olarak birlik ağır kayba uğrayarak geri çekildi ve söz konusu yarbay da öldü.

Müttefik kuvvetler geceyi, yaralıların ve dökülen malzemenin toplanmasında kullandılar ve gün ağarmadan taarruz çıkış hatlarına geri çekildiler. İngiliz 9. Kolordusu, bu harekâta 14.300 kişi ile katılmış, ölü ve yaralı olarak 5.300 kayba uğramıştır. Hedeflerin hiçbirisine ulaşılamamıştır. Osmanlı kuvvetlerinin kayıpları ise 2.600'dür.

Bomba Tepe

Anzak tugayının taarruzu için öngörülen hazırlık ateşi 45 dk.lık bir ateşti ve tugay, saat 13:00'de, İsmailoğlu Tepesi'ne taarruz eden İngiliz 11. Tümeni ile aynı saatte taarruz edecekti. Ancak 21 Ağustos sabahı plan değiştirildi, hazırlık ateşi yarım saat olarak uygulandı ve taarruz, saat 15:30'da başlatıldı. Saat 15:00'de taarruza geçen 11. Tümen'in 34. Tugay'ı, Osmanlı siperlerinin bir bölümünü ele geçirmişti, ancak sağ yanı açık kaldığı için Osmanlı kuvvetleri bu siperlere rahatlıkla karşı taarruza geçebildiler ve bir kısım kuvveti, ileri harekâttan alıkoydular.

Taarruzun sağ kanadında ilk dalgayı oluşturan 150 erat ve subaydan ancak 40'ı, ateşten korunaklı bir hatta ulaşabildi. İkinci dalga aynı sonuca uğradı, üçüncü dalga ileri çıkamadı. Taarruzu karşılamak için Osmanlı topçusunun açtığı ateşle fundalıklar tutuşmuştu, yaralılardan bir kısmı bu ateş içinde kaldı.

Bunun sol kanadından taarruz eden birlikler küçük bir siper parçasını ele geçirdiler. Fakat bu siperi ele geçirenler küçük bir gruptu. Takviye olarak geriden gelen müfreze Osmanlı tarafından ateş altına alındı ve sadece bir er, öndekilere ulaşabildi.

Anzak taarruzunun en sol kanadı da fazla bir ilerleme gösteremedi. Gün sonunda taarruz ancak Bomba Tepe'nin eteklerine ulaşabilmiştir.

Ertesi gün sabahında yenilenen ileri harekât, Anzak hattını tepeye bir miktar daha yaklaştırmıştır.

Dış bağlantılar

Kaynakça

  • Aspinall-Oglander, C. F., (2005) Büyük Harbin Tarihi: Çanakkale Gelibolu Askeri Harekatı (Haz. Metin Martı). İstanbul: Arma Yayınları.
  • Yılmazer, T. (2005) Alçıtepe'den Anafartalar'a Çanakkale Kara Muharebeleri. İstanbul: Yeditepe Yayınları
  • Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi, Osmanlı Devri: Birinci Dünya Harbi'nde Türk Harbi, 5'inci Cilt: Çanakkale Cephesi Harekatı 3'üncü Kitap (Haziran 1915-Ocak 1916). Ankara: Genelkurmay Basımevi, 1980.
  • Aspinall-Oglander, C. F. (1932). Military Operations: Gallipoli, May 1915 to the Evacuation. History of the Great War Based on Official Documents by Direction of the Committee of Imperial Defence. London: Heinemann.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Çanakkale Savaşı</span> I. Dünya Savaşında, 1915–1916 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan savaş

Çanakkale Savaşı veya Çanakkale Muharebeleri, I. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir. İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya ile güvenli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak, başkent İstanbul'u zapt etmek suretiyle Almanya'nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletleri'ni zayıflatma amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'nı seçmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Kara ve deniz savaşı sonucunda iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Birinci İnönü Muharebesi</span> Askeri harekât

I. İnönü Muharebesi, 6 Ocak 1921 tarihinde iki koldan taarruza geçen Yunan kuvvetleriyle İnönü mevzilerinde savunmada olan Ankara Hükümeti kuvvetleri arasında yapılan muharebedir. 6 Ocak 1921 tarihine kadar Uşak ve Bursa bölgesinde hazırlıklarını sürdüren Yunanlar, Türk-Batı Cephesi birliklerinin Çerkez Ethem Kuvvetlerinin Tenkili harekâtı ile meşgul olmasından da faydalanarak, İnönü-Eskişehir istikametinde taarruza başladılar. 6-9 Ocak 1921 tarihleri arasındaki muharebeler, örtme ve emniyet kuvvetleri harekâtı şeklinde cereyan etti. İnönü mevzilerindeki muharebeler 10 Ocak 1921 tarihinde başlamış, Yunan kuvvetlerinin taarruz çıkış hatlarına çekildiği 11 Ocak 1921 tarihine kadar sürmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Arıburnu Cephesi</span> Çanakkale Savaşının bir parçası olan I. Dünya Savaşı cephesi

Arıburnu Cephesi, 25 Nisan 1915 tarihindeki Arıburnu Çıkarması ile başlayan ve 6 Ağustos 1915 tarihine kadar süren çarpışmaları kapsayan, Çanakkale Savaşı'nın bir parçası olan cephedir. Bu tarihte Müttefik kuvvetlerce üçüncü bir cephe olarak açılan Anafartalar Cephesi ile birleşmiştir. Arıburnu Çıkarması, 25 Nisan 1915 günü Gelibolu Yarımadası’nın Ege Denizi sahillerinde, “Anzak Koyu” olarak bilinecek olan kumsal ve civarına Anzak Kolordusu tarafından yapılan çıkarmadır.

<span class="mw-page-title-main">Seddülbahir Cephesi</span> Çanakkale Savaşında bir cephe

Çanakkale Savaşı'nın bir parçası olan Seddülbahir Cephesi, 25 Nisan 1915 tarihinde Seddülbahir bölgesine beş ayrı noktadan yapılmıştır. Her iki tarafın da ağır kayıpları ile sonuçlanan saldırılar yapılmıştır. Sonuç olarak Haziran ayının sonlarında Osmanlı güçleri ilerlemeyi durdurmuş ve çıkarma başarısız olmuştur, daha sonra bu bölgede savaşın sonuna kadar kısıtlı ve etkisiz siper çatışmaları devam etmiştir.

Birinci Kirte Muharebesi Çanakkale Savaşı sırasında Seddülbahir Cephesi'nde İngiliz-Fransız kuvvetleriyle Osmanlı tarafı arasında gerçekleşen 28 Nisan 1915 tarihli muharebedir.

<span class="mw-page-title-main">İkinci Kirte Muharebesi</span>

İkinci Kirte Muharebesi I. Dünya Savaşı sırasındaki Çanakkale Savaşı’nda, İtilaf kuvvetleri’nin Kirte Köyü ve hemen gerisindeki Alçıtepe’yi ele geçirmek için giriştikleri taarruzla 6 Mayıs - 8 Mayıs 1915 tarihleri arasında yaşanan muharebelerdir.

Üçüncü Kirte Muharebesi I. Dünya Savaşı sırasındaki Çanakkale Savaşı’nda, İtilaf kuvvetleri’nin Kirte Köyü ve hemen gerisindeki Alçıtepe’yi ele geçirmek için giriştikleri üçüncü taarruzlarıdır. Seddülbahir Cephesi'ne 25 Nisan 1915 tarihinde çıkartılan kuvvetlerin hedefi, Alçıtepe'nin ele geçirilmesiydi. Bu hedef için girişilen birinci ve İkinci taarruzlarının başarılı olmaması üzerine uygulamaya konmuştur.

Birinci Kerevizdere Muharebesi veya 83 Rakımlı Tepe Muharebesi, Çanakkale Savaşı'nın Seddülbahir Cephesi'nde Fransız Kolordusu'nun 21 Haziran 1915 tarihinde başlayan saldırısı ve iki gün süren çatışmalardır.

Zığındere Muharebeleri, Çanakkale Savaşları'nın Seddülbahir Cephesi'nin sağ kanadında İngiliz taarruzlarıyla 28 Haziran 1915 tarihinde başlayan, 5 Temmuz 1915 günü sonlanan muharebelerdir. Müttefik taarruzu, Zığındere'nin doğu ve batı yakalarındaki sırtlardaki Osmanlı mevzilerini ele geçirmeyi hedeflemiştir. Batı kesimde Osmanlı mevzileri ele geçirilmiş ancak, doğu yakadaki sırtlardaki hedeflerin gerisinde kalınmıştır.

İkinci Kerevizdere Muharebesi veya Kanlı Dere Muharebesi, Çanakkale Savaşı'nda, Seddülbahir Cephesi'nin merkez ve sağ kanadında İngiliz ve Fransız birliklerince girişilen taarruzlarla birlikte 12 Temmuz 1915 tarihinde başlayan, 13 Temmuz 1915 günü sonlanan muharebedir. İngilizler tarafından "Kanlı Dere Muharebesi," Fransızlar tarafından ise "5. Kerevizdere Muharebesi" olarak adlandırılır. Müttefik taarruzu, daha önce Zığındere Muharebesi ile ileri çıkan sol kanat ile geride kalan sağ kanadı ve orta kesimi aynı hizaya getirmek amacıyla, Osmanlı mevzilerini ele geçirmeyi hedeflemiştir. Cephenin sağ kanadını oluşturan Fransız bölgesinde hedeflere ulaşılmış, İngiliz kesiminde ise ufak bir alanda başarı sağlanabilmiştir.

Kirte Bağları Muharebesi Seddülbahir Cephesi'nde girişilen, Osmanlı kuvvetlerinin dikkatini yarımadanın güneyine çekmeyi amaçlayan bir yanıltma taarruzudur. 1915 yılının Ağustos ayı başında, Arıburnu Cephesi'nde bir taarruz harekâtı ve Suvla Koyu Çıkarması planlanmıştı. Müttefiklerin söz konusu taarruzu, bir anlamda bu harekâtları örtme amacı taşımaktadır. Kirte Bağları Muharebesi, 6 Ağustos 1915 günü Müttefik taarruzuyla başlamış olup çatışmalar 13 Ağustos 1915 tarihine kadar sürmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Anafartalar Cephesi</span> Çanakkale Savaşında bir cephe

Çanakkale Savaşı'nın üçüncü cephesi olan Anafartalar Cephesi, 6 Ağustos 1915 tarihindeki Suvla Koyu civarında Müttefik kuvvetlerce yapılan çıkarma harekâtıyla başlamış ve hemen ertesinde Arıburnu Cephesi kuvvetleriyle birleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kanlısırt Muharebesi</span> Geliboluda bir savaş

Kanlısırt Muharebesi, Anzak Kolordusu'nun 6 Ağustos 1915 tarihinde Kanlısırt'a yönelik taarruzları ile bu bölgede üç gün süren çatışmalardır. Taarruzla Anzaklar Osmanlı siperlerinin önemli bir bölümünü ele geçirmişlerdir. Hemen ardından başlayan Osmanlı karşı taarruzları ise başarılı olamamış, siperler Anzak birliklerinin elinde kalmıştır.

Birinci Anafartalar Muharebesi, Gelibolu'daki Müttefik Kuvvetleri'ne ulaşan takviye kuvvetleri ile gerçekleşen Suvla Koyu çıkarması ardından bu birliklerle Osmanlı kuvvetleri arasında 9 Ağustos 1915 tarihinde gerçekleşen muharebelerdir.

<span class="mw-page-title-main">Conk Bayırı Muharebesi</span>

Conkbayırı Muharebesi, 7 Ağustos 1915 tarihinde Anzak ve İngiliz birliklerinin Conk Bayırı Osmanlı mevzilerine taarruzlarıyla başlayan ve 10 Ağustos 1915 tarihine kadar süren çarpışmalardır.

Kocaçimen Tepe Muharebesi, 6 Ağustos 1915 tarihinde Anzak Kolordusu'na bağlı birliklerin Conk Bayırı Osmanlı mevzilerine taarruzlarıyla başlayan ve 10 Ağustos 1915 tarihine kadar süren savaşlardır.

Sarı Bayır Harekâtı veya Ağustos Taarruzları, Çanakkale Savaşı sırasında müttefikler tarafından Arıburnu Cephesi’ndeki çıkmazı sonlandırmak için yapılan son büyük girişim. Taarruzlar, Arıburnu Cephesi’nin kuzey (sol) bölümünden, takviyeli bir Anzak tümeni tarafından gerçekleştirilmiştir. Aynı zamanda güneyden de (sağ) bir Avustralya tümeni bir şaşırtma taarruzu gerçekleştirmiştir. Harekâtın stratejik hedefi, müttefiklerin "Sarı Bayır" olarak adlandırdığı Kılıçbayırı, Düztepe, Conkbayırı ve Kocaçimen Tepe hattının işgal edilmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Kılıçbayır Muharebesi</span>

Kılıçbayır Muharebesi I. Dünya Savaşı'nın Çanakkale Cephesi'nde, Sarı Bayır Harekâtı’nın bir parçası olarak 7 Ağustos 1915 tarihinde gerçekleşmiş muharebedir. Muharebe, Cesaret Tepe bölgesindeki Osmanlı siperlerine taarruz eden Avustralya birliklerinin ağır kayıplar vererek saldırıyı durdurmasıyla sonuçlanmıştır. Müttefik yazınında "Nek Muharebesi" olarak geçen taarruz, Çanakkale Savaşı'nın en dramatik olaylarından biri olarak kabul edilir. Hazırlık ateşine komuta eden topçu komutanıyla taarruza komuta eden komutanın saatleri arasındaki 7 dakikalık fark, taarruza katılan birliklerin ağır kayıplara uğramasına yol açmıştır.

Tekketepe Muharebesi, 12 Ağustos 1915 tarihinde Anafartalar Cephesi’nin kuzey –sol– kesiminde, İngiliz kuvvetlerince, Tekketepe’nin kontrolü için girişilen taarruzdur.