İçeriğe atla

İhtiyofobi

İhtiyofobi
UzmanlıkPsikoloji

İhtiyofobi veya balık korkusu, balık yeme korkusu, çiğ balığa dokunma korkusu veya ölü balık korkusu gibi kültürel fenomenlerden irrasyonel korkuya (özgül fobi) kadar değişir. Selakofobi veya galeofobi ise, köpekbalıklarına özel gelişen korkudur.[1]

Etimoloji

İhtiyofobi terimi Yunanca "balık"[2] anlamına gelen ἰχθῦς - ichthus ve φόβος - phobos, "korku" sözcüklerinden gelir.[3] Galeofobi ise, Yunanca γαλεός - galeos, "küçük köpekbalığı" kelimesinden gelir.[1][4]

Fobi

İhtiyofobi, Psychology: An International Perspective (Psikoloji: Uluslararası Bir Perspektif) kitabında "olağandışı" özel bir fobi olarak tanımlanır.[5] İhtiyofobinin hem semptomları hem de çareleri, çoğu spesifik fobide ortaktır.

Davranışçılıkta ünlü bir isim olan Amerikalı psikolog John B. Watson, birçok psikoloji kitabında alıntılanan, bir bebekte bir akvaryum balığından kaynaklanan koşullu korkunun bir örneğini ve korkuyu şimdi "kademeli maruz bırakma terapisi" (sistematik duyarsızlaştırma) olarak adlandırılan yöntemle koşulsuzlaştırmanın bir yolunu gösterir.[6]

Buna karşılık, 2007 yapımı The Panic Room adlı belgesel dizide "hayatı etkilenen" balık fobisi olan bir adamı tedavi etmek için "radikal maruz kalma tedavisi" başarıyla kullanıldı.[7]

Kültürel fenomen

Tarihsel olarak, Navajo halkı balıktan hoşlanmadıkları için ihtiyofobik[8][9] olarak tanımlandı. Bununla birlikte, bu daha sonra psikolojik bir durum değil, suda yaşayan hayvanlara karşı kültürel veya efsanevi bir isteksizlik olarak kabul edildi.[10]

Balık yeme korkusu

Amerikan Tabipler Birliği Dergisi, cıva gibi kirleticilerin yiyeceklerde birikmesinden endişe duyanlar arasında balık yeme korkularını ele alan bir araştırma makalesi yayınladı.[11]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b Davis, Charles Patrick (29 Mart 2021). "Medical Definition of Fear of sharks" (İngilizce). MedicineNet. 14 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Şubat 2022. 
  2. ^ ἰχθῦς 1 Şubat 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Henry George Liddell, Robert Scott, A Greek-English Lexicon, on Perseus, (İngilizce)
  3. ^ φόβος 25 Şubat 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Henry George Liddell, Robert Scott, A Greek-English Lexicon, on Perseus, (İngilizce)
  4. ^ γαλεός 5 Mart 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Henry George Liddell, Robert Scott, A Greek-English Lexicon, on Perseus, (İngilizce)
  5. ^ Michael W. Eysenck. Psychology: An International Perspective, Psychology Press, 2004, s. 839, 1-84169-360-X
  6. ^ John B. Watson (1929) "Behaviorism - The Modern Note in Psychology" 27 Kasım 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce)
  7. ^ Tryst Williams. Man cured of 'life affecting' fish phobia. Western Mail, 18 Nisan 2007 (İngilizce)
  8. ^ Washington Matthews. Ichthyophobia, The Journal of American Folklore, Vol. 11, No. 41 (1898), ss. 105-112
  9. ^ William H. Lyon. The Navajos in the American Historical Imagination, 1868-1900, Ethnohistory, Vol. 45, No. 2 (1998), ss. 237-275
  10. ^ Howard M. Bahr. The Navajo as Seen by the Franciscans, 1898-1921: A Sourcebook. Scarecrow Press, 2004, 0-8108-4962-3
  11. ^ Dariush Mozaffarian, Eric B. Rimm, "Fish Intake, Contaminants, and Human Health. Evaluating the Risks and the Benefits", Journal of the American Medical Association, 2006, vol. 296, ss. 1885-1899.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Stereo</span>

Stereo ses ya da kısaca stereo, insan işitme duyusunun doğasına uygun, hoş bir izlenim vermek amacıyla sesin, farklı yönlerde ve simetrik olarak yerleştirilerek iki veya daha fazla bağımsız ses kanalına bağlanmış hoparlörler yardımıyla tekrar üretilmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Mısır hiyeroglifleri</span>

Mısır hiyeroglif yazısı, birbirinden kolaylıkla ayırt edilebilecek yüzlerce sembolden oluşur. Her işaret belli bir sesi veya nesneyi temsil eder. Bu yazı soldan sağa veya sağdan sola ya da yukarıdan aşağı yazılabilir, okumak için ölçüt sembollerdeki insan ya da hayvan figürlerinin baktıkları yöndür. Mısır hiyerogliflerinde 700'den fazla işaret bulunmaktadır. Bu yüzden de okuma yazma oranı düşüktür. Çünkü hiyeroglif bir harf yazısı değildi. Bunlar için yazıcı adlı bir meslek vardı. Bu insanlar uzun bir eğitimden geçerlerdi. Ayrıca hiyeroglif öyle zor bir yazıydı ki sanat halini almıştı.

<span class="mw-page-title-main">Kitonik</span>

Kitonik, tanrılara ait olmak, ilahi, yer altı ruhlarına ait olmak, özellikle Antik Yunan Dini bağlamında.

Melissa veya Melisa bir kıza verilen isimdir. İsim, Yunanca μέλισσα (melissa), "Bal Arısı"ndan gelmektedir. Bu kelime ise μέλι (meli), "bal"dan gelmektedir. İrlanda'da bazen bir feminen formu olarak da kullanılır. Kelt dilinde erkek ismi olarak kullanılan benzer Maoilíosa ise, İsa'nın kulu anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Nimonik</span> hafızaya yardımcı bir öğrenme tekniği

Nimonik hafızaya yardımcı bir öğrenme tekniğidir. Bir takım hatırlatıcılarla bilgilerin hafızadan daha kolay çağrılması hedeflenmiştir. Özellikle uzun süreli hafızayı geliştirmede ve öğrenmeyi kolaylaştırıcı bir teknik olarak kullanılır. Bu teknik sayesinde hatırlama sürecinin etkinliği artar ve bilgiler kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya daha kolay bir şekilde taşınır. Nimonik tekniği genellikle sözlü bilgilerin hatırlanmasında kullanılır. Örneğin bir şiirin ezberlenmesinde ya da bir listenin akılda tutulmasında kullanılabilir. Bunun yanında nimonik görsel, işitsel ya da kinestetik olarak da kullanılabilir. Bu teknik hatırlanması zor olan şeyleri, hatırlanması kolay şeylerle ilişkilendirip daha etkin bir şekilde hafızadan geri çağırma yöntemi olarak özetlenebilir. Yapılan araştırmalarda insan zihninde rastgele dizilere göre; mekansal, kişisel, şaşırtıcı, fiziksel, cinsel, esprili ya da başka anlamlı bilgilerin çok daha kolay bir şekilde hatırlandığı gözlemlenmiştir.

Sözlükbilim, leksikografi veya sözlükçülük, sözlüklerin düzenlenmesi, derlenmesi veya yazılması işine veya bu sanata verilen isim olmakla birlikte, teorik olarak sözlükbilim bir dil sözlüğündeki kelimelerin dizilimsel ve pragmatik ilişkilerini inceleyen, sözlüklerde birbirleri ile ilgili bilgilerin veya bileşenlerin ya da yapıların teorilerini geliştiren, belirli durumlar için kullanıcılar tarafından ihtiyaç duyulan bilgileri düzenleyen ve basılı veya elektronik sözlüklere veri ekleyerek kullanıcılar tarafından erişilmesini sağlayan, tüm bunları semantik açıdan açıklayarak bilimsel olarak tarif eden bir bilim dalıdır. Bazen bu bilim dalı "metaleksikografi" olarak da isimlendirilebilir. Ayrıca bu bilim ile uğraşan kişilere de "leksikograf" (leksikolog) veya "sözlükbilimci" ya da "sözlükçü" adı verilir.

Teknofobi Teknolojik aygıtların ve karmaşık aygıtların, özellikle bilgisayarlara karşı olan korku ya da nefret duygusudur. Teknofobinin sayısız farklı yorumlanması olmasına rağmen, teknoloji gelişmeye devam ettikçe bu tanım karmaşıklaşıyor. Terim genellikle mantıksız bir korku anlamında kullanılır, ancak bir grup korkuların haklı olduğu görüşündedir. Fobi, Sibrofobi ile alakalı ve technophilia'nın tam tersidir. Dr. Larry Rosen, araştırma psikoloğu, bilgisayar eğiticisi ve Kaliforniya Devlet Üniversitesi profesörü, "rahatsız edici kullanıcılar", "bilişsel bilgisayar bulmacaları" ve "endişeli bilgisayar işaretleri" olmak üzere üç ana kategoride teknofobi olduğunu iddia etmektedir. İlk önce Sanayi Devrimi sırasında yaygın olarak dikkat çeken teknofobinin, dünyadaki çeşitli toplumları ve toplulukları etkilediği gözlemlendi. Bu, bazı grupların ideolojilerini korumak için bazı modern teknolojik gelişmelere karşı durmalarına neden oldu. Bu durumların bazılarında yeni teknolojiler, basitlik ve mütevazı yaşam biçimlerini kişisel değerleri gibi belirleyen inançlarla çelişmektedir. Teknofobik fikirlerin örnekleri, Frankenstein gibi edebi eserlerden Metropolis gibi filmlere kadar birçok sanat eserinde bulunabilir. Bu çalışmaların birçoğu teknofobik olarak algılanan teknolojinin daha karanlık tarafını tasvir etmektedir. Teknoloji gittikçe daha karmaşık hale gelip, anlaşılması güçleştiğinden, modern teknolojileri kullanmak ile ilgili endişelerin yayılması olasıdır.

Jinefobi veya feminofobi kadınlara karşı olan anormal korkudur, özel bir sosyal fobi türüdür. Geçmişte bu fobi latin bir terim olan horror feminae ile betimlenmekteydi.

Gerontofobi, kısaca yaşlanma korkusu, fobisidir. Birçok insan bu fobiye sahiptir. Kavram, Türkçe "yaşlı adam" anlamına gelen Yunanca γέρων – gerōn kelimesi ile Türkçe "korku" anlamına gelen φόβος – phobos kelimelerinin birleşiminden oluşur.

Gymnophobia veya gimnofobi çıplaklık korkusu. kelimelerinden türemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Stereoskopi</span>

Stereoskopi, bir görüntüdeki derinlik yanılsamasını, binoküler görüntünün stereopsisi vasıtasıyla oluşturmak veya cismin birbirine benzer iki görüntüsünü birleştirerek, ona üç boyut kazandırması için kullanılan bir tekniktir. Stereoskopi kelimesi Yunancada katı anlamına gelen στερεός (stereos) ve görmek için anlamına gelen σκοπέω (skopeō) kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır. Herhangi bir stereoskopik görüntüye stereogram denir. Başlangıçta, stereogram bir stereoskop kullanılarak görüntülenebilen bir çift stereo görüntü anlamına gelmekteydi.

<span class="mw-page-title-main">Mizofobi</span>

Verminofobi, germofobi, germafobi, bakillofobi veya bakteriyofobi olarak da bilinen mizofobi, kontaminasyon ve mikropların patolojik korkusudur. Terim, 1879'da William A. Hammond tarafından defalarca ellerini yıkayarak sergilenen bir obsesif-kompulsif bozukluk vakasını (OKB) tarif ederken icat edildi. Mizofobi uzun zamandan beri zorlayıcı el yıkama ile ilgilidir. Doğrudan anormal kir ve pislik korkusuyla ilgili isimler arasında, molopobi veya molizofobi, ripofobi ve rupofobi yer alır; oysa bakteri fobisi ve bakteriyofobi terimleri, genel olarak bakteri ve mikrop korkusu anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Sholarhes</span>

Skholarkhes, Antik Yunanistan'daki okullardan birinin başında bulunan kişiydi. Terim, özellikle Akademia gibi felsefe okulları için kullanılmıştır. İlk skholarkhes da hem kurucu hem de mülk sahibi olması bakımından Platon'dur. Bu görevi kırk yıl kadar yürüttükten sonra yeğeni Speusippos'a devretti. Daha sonra skholarkhesleri Akademia'nın üyeleri seçti.

Sözlükçe, lügatçe veya leksikon, bir dilin şubesini oluşturan söz varlığı, şube bilgisi ve ek sözlüktür. Dilbilimde bir dilin sözlük birimlerinin envanteridir. Leksikon sözcüğü Koini Grekçesinde "sözcükler için" anlamına gelen "λεξικός" sözcüğünden türemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Gefirofobi</span> köprü korkusu ile karakterize edilen özgül fobi

Gefirofobi köprü ve tünel korkusu ile karakterize edilen anksiyete bozukluğu veya özgül fobidir. Sonuç olarak, gefirofobi hastaları, kendilerini köprülerden geçirecek rotalardan kaçınabilir veya yolcularsa, bir köprüden geçerken çok endişeli davranabilirler. Gefirofobi terimi, "köprü" anlamına gelen Yunanca γέφυρα (gephura) ve "korku" anlamına gelen φόβος (phobos) sözcüklerinden gelir.

Nozokomefobi, aşırı hastane korkusuna verilen isimdir. Nozokomefobi, Yunanca νοσοκομεῖον (nosokomeion), "hastane" ve φόβος (phobos), "korku" sözcüklerinden gelir.

DSM-IV ruhsal bozukluk sınıflamasına göre yaralanma fobisi, kan-enjeksiyon-yaralanma tipi, özgül bir fobidir. Anormal ve patolojik boyutta bir yaralanma korkusudur.

<span class="mw-page-title-main">Tafefobi</span>

Tafefobi, diri diri gömülmeye ilişkin anormal bir korkudur.

<span class="mw-page-title-main">Sebastian (isim)</span>

Sebastian hem verilen bir isim hem de bir soyadıdır. Şu anda Türkiye'nin orta kesiminde yer alan ve şimdi Sivas olarak bilinen şehrin adı olan "Sebastia'dan" (Σεβάστεια) anlamına gelen Yunanca Sebastianos (Σεβαστιανός) adından gelmektedir; Batı Avrupa'da isim Latinleştirilmiş aracı Sebastianus'tan geliyor. Şehrin adı Yunanca σεβαστός (sebastos), "muhterem" kelimesinden türetilmiştir, σέβας (sebas), "huşu, saygı, korku", σέβομαι (sebomai) fiilinden sırayla "huşu hissedin, vicdan azabı çekin, utanın". Sebastos, Roma imparatorları için kullanılan Augustus adlı Yunan kalkasıydı. Sebastian, üçüncü yüzyılda bir Hıristiyan şehidi olan Aziz Sebastian'ın adı olduğu için yaygın olarak kullanılan bir isim haline geldi.