İçeriğe atla

İhtiyati tedbir

İhtiyati tedbir, geçici nitelikteki hukuki korumadır. Kanun koyucu tarafından konulan ve ne zaman biteceği belli olmayan yargılama sürecinin sonuçlanmasına kadarki devam eden süreçte oluşabilecek ve telafisi mümkün olmayan zararın önlenebilmesi amacıyla getirilmiş geçici himaye niteliğindeki korumaya ihtiyati tedbir denmektedir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 389 ve 399. maddeleri arasında düzenlenmiş olan ihtiyati tedbir, mevcut şartlarda değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesinin ciddi şekilde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelebilmesi ihtimali veya uzun hukuki süreçten ötürü yaşanacak bekleme sebebiyle ciddi bir zararın doğacağından kaygı duyulduğu durumlarda, ana davanın açılmasından önce veya ana dava açılırken veya yargılama süreci devam ederken mahkemeden istenen hukuki tedbirlerin tesisi işlemidir.[1][2][3][4][5]

İhtiyati tedbir çeşitleri

  • Eda maksatlı tedbir
  • Teminat (güvence) maksatlı tedbir
  • Düzenleme maksatlı tedbir[6][7][8]

Kaynakça

  1. ^ "Hukuk Muhakemeleri Kanunu" (PDF). 26 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 26 Eylül 2022. 
  2. ^ "Hukuk Muhakemeleri Kanununa Göre İhtiyati Tedbirin Uygulanmasını". 10 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Eylül 2022. 
  3. ^ "İhtiyati Tedbir Kararları ve Uygulaması - Arbitration & Dispute Resolution - Turkey". www.mondaq.com. 26 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Eylül 2022. 
  4. ^ "Tedbir Kararı Nedir, Nasıl Alınır? Tedbir Hangi Durumlarda Konur? - En Son Haberler - Milliyet". Milliyet. 17 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Eylül 2022. 
  5. ^ "6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU'NA GÖRE İHTİYATİ TEDBİRLER". 25 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Eylül 2022. 
  6. ^ "6100 sayılı hukuk muhakemeleri kanununda ihtiyati tedbirler". 25 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Eylül 2022. 
  7. ^ Erişir, Evrim (2010). İhtiyati tedbir türleri (Thesis tez). DEÜ Sosyal Bilimleri Enstitüsü. 
  8. ^ "Hukuk Muhakemeleri Kanunu" (PDF). 26 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 26 Eylül 2022. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Kambiyo senedi, ticaret hukukunda, kıymetli evrakın bir alt türü olarak incelenen hak doğurucu niteliğe sahip senetlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Adli tıp</span> Tıbbi bilim dalı

Adli tıp, tıp biliminin ceza hukuku ve medeni kanunlara, özellikle de ceza hukuku tarafında, kabul edilebilir kanıtların ve ceza usulünün yasal standartlarına uygun olarak, ceza soruşturması sırasında uygulanmasıdır. Adli bilim insanları, araştırma sırasında bilimsel kanıtları toplar, muhafaza eder ve analiz eder. Bazı adli bilim insanları delilleri toplamak için suç mahalline seyahat ederken diğerleri başkalarının kendilerine getirdiği nesneler üzerinde analiz yaparak laborant rolünü üstlenirler.

<span class="mw-page-title-main">Sayıştay (Türkiye)</span> Türkiyenin mali yargı organı

Sayıştay, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda düzenlenen mali yargı organıdır.

Vergi hukuku, kamu hukuku içinde yer alan ve devletin mali faaliyetlerinin hukuki yönünü inceleyen mali hukukun bir alt dalıdır. Mali hukuk; vergi (gelir) hukuku, harcama (gider) hukuku ve bütçe hukuku olmak üzere üç alt sınıflandırmaya tabidir. Vergi hukuku, devletin kamu gücüne dayanarak elde ettiği kamu gelirlerinin hukuki rejimini inceler.

<span class="mw-page-title-main">Yüksek Seçim Kurulu (Türkiye)</span> Türkiyede seçim işleriyle ilgili en yüksek devlet kurumu

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Türkiye Cumhuriyeti'nde, Yargıtay ve Danıştay'ın kendi içlerinden çıkardıkları üyelerden oluşan, Türkiye'deki seçimlerin genel yönetimi ile denetimini sağlayan ve seçimlerin yargısal denetimini sağlayan bir karma idari ve yargı merciidir. 1950 yılında kurulun oluşturulması ile seçimler üzerinde yargı denetimi esas alındı. Milletvekili tutanaklarının iptali yetkisi meclise verildi. 1954'te yapılan değişikliklerle bu yetki YSK'ye verildi ve kurulun teşekkülü belirlendi. Kurulun başkanının Yargıtay Başkanı olacağı, üyelerin de Yargıtay ve Danıştay üyelerinden seçileceği, kurulun vereceği kararların kesin nitelikte olduğu hükme bağlandı. 1957 yılında yapılan değişiklikle, partilerin seçimlere ittifak yaparak girmeleri engellendi.

Ceza Muhakemesi Kanunu, Türkiye Büyük Millet Meclisinde 4 Aralık 2004'te kabul edilen ve 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren 5271 sayılı kanundur. 4 Nisan 1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nu yürürlükten kaldırdı.

<span class="mw-page-title-main">Savcı</span> İddia makamı olarak adalete hizmet eden kişi

Savcı, ceza yargılamasında iddia makamı olarak adalete hizmet eden kişidir. Savcılık ceza muhakemesinde iddia görevini yaparak devlet adına ceza davası açan makamdır. Bu makamdaki yetkiliye savcı adı verilmiştir. Özetle savcı, suç haberinin kendisine ulaşmasıyla birlikte devlet adına araştırma ve soruşturma faaliyetinde bulunmak, kamu davasının açılmasını gerektiren şartlar oluştuğunda dava açmak ve yürütmek, mahkemelerin verdiği kararları yerine getirmek ve kanunla kendisine verilen diğer görevleri yapmak durumunda olan ve yargı organı içinde yer alan kamu görevlisi olarak tanımlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye Cumhuriyeti Anayasası</span> 1982 yılından beri yürürlükte olan Türkiye Anayasası

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası veya resmî olmayan kullanımıyla 1982 Anayasası, Türkiye'nin 9 Kasım 1982'den bu yana geçerli olan anayasasıdır. 12 Eylül Darbesi sonrasında askerî yönetimin emriyle Danışma Meclisi tarafından hazırlanmış, 23 Eylül 1982 tarihinde Danışma Meclisi tarafından ve 18 Ekim 1982 tarihinde Millî Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilmiştir. Devlet Başkanı Kenan Evren, Anayasa'nın ilk üç maddesinin "değiştirilemeyeceğini ve değiştirilmesinin teklif edilemeyeceğini" dördüncü madde olarak taslağa ekletmiştir. 7 Kasım 1982 Pazar günü yapılan halk oylaması sonucu yüzde 91,37 oranında kabul oyu ile kabul edilmiştir.

İmran Öktem, Türk hukukçu. Türkiye Yargıtay eski başkanı.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de yargı teşkilatı</span>

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesi uyarınca “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.” Ancak, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkındaki Kanun içinde yer alan bazı belirleyici hükümler haricinde tüm yargı teşkilatının görev ve yetkisini belirleyen kapsayıcı ve genel bir yasal düzenleme yapılmamıştır. Dolayısıyla, hangi durumda hangi mahkemenin yetkili olacağı çeşitli kanunlarda dağınık ve sistematikten uzak bir biçimde yer aldığından mevcut mevzuat konuya genel bir bakış sağlamaktan uzak bir görüntü sunmaktadır.

Noterlik hukuku, noterlik kurumunu bütün yönleri ile inceleyen hukuk dalı.

Ağır ceza mahkemesi, Türkiye'de ceza davalarına bakan mahkemeler arasında, kanunlarda öngörülen cezaların ağırlığı kriteri uygulanarak asliye ceza mahkemelerinin görevini aşan tüm suçlara ilişkin davalara bakmakla görevlendirilmiş olan mahkemedir. Ağır ceza mahkemesi kanunların ayrıca görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere, Türk Ceza Kanunu'nda yer alan yağma, irtikap, resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık, hileli iflas suçları ile ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve "10 yıldan fazla" hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla görevlidirler. Ele aldıkları davaların cezaları daha ağır olduğundan, sulh ceza hakimlikleri ve asliye ceza mahkemelerinden sonra ilk derece ceza mahkemeleri arasında 3. basamakta yer alan yüksek görevli mahkemelerdir. Avukatların görevi sırasında işledikleri suçların yargılaması ağır ceza mahkemesinde yapılır.

Medeni usûl hukuku, özel hukuk yargılama usulünü konu alan hukuk dalıdır. Çekişmeli ve çekişmesiz yargı şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Çekişmeli yargının konusu davadır. Çekişmesiz yargı ise genel anlamda taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan, kişinin daha çok malvarlığı ve şahısvarlığına etki eden işleri konu edinen bir yargılama türüdür.

Türkiye'de tüketici mahkemeleri, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıkan her türlü uyuşmazlığa bakmakla görevlidir. Tüketici mahkemelerinin yargı çevresi, Hakimler ve Savcılar Kurulunca belirlenir. Tüketici mahkemelerinde tüketiciler, tüketici örgütleri ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından açılacak davalar her türlü resim ve harçtan muaftır. Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca gider avansı ödenmesi gerekmektedir.

Ceza muhakemesi veya ceza yargılaması, ceza hukukunda iddia, savunma ve yargılama sürecidir. Amaç ise maddi gerçeğe ulaşılmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı hukuku</span>

Osmanlı İmparatorluğu idaresindeki hukuki yapıya Osmanlı hukuku denir. Genelde çok kültürlülüğe uygun yargılama usulüyle öne çıkar. Hukuk anlayışı şer'i ve örfi olmak üzere iki temelde incelenmektedir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Türkiye Büyük Millet Meclisinde 12 Ocak 2011'de kabul edilen ve 1 Ekim 2011'de yürürlüğe giren 6100 sayılı kanundur. 18 Haziran 1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nu yürürlükten kaldırdı.

Israrlı takip; özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, tehdit ve şantaja başvurmak gibi yollarla bir kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma durumudur. Eylemi gerçekleştiren kişi karşı tarafta korku uyandırmayı, ona gözdağı vermeyi ve kendisini güvensiz hissetmesini hedefler. Psikoloji, sosyoloji, kriminoloji ve hukuk gibi disiplinlerin çalışma alanına girmekle birlikte ısrarlı takibin hukuki bir nitelik kazanması nispeten daha yeni bir olaydır. Çeşitli uzmanlar tarafından farklı tanımları yapılmış olsa da genel itibarıyla bir taciz ve sarkıntılık türü olduğu kabul edilmektedir. Günümüzde ısrarlı takip pek çok ülkede suç olarak sayılmakta ve ilgili yasalarca yaptırıma tabii tutulmaktadır. Literatüre İngilizce "stalking" kelimesinden türeyerek giren ısrarlı takibin tam Türkçe karşılığı "musallat olma" veya "dadanma"dır.

Hukuki şekilcilik ya da hukuki formalizm, hakimlerin yargılama sürecinde nasıl karar vermesi gerektiğini açıklayan teorilerden biri. Hukuki gerçekçilikten farklı olarak, hukuki şekilcilik, hukuki işlemlerin yasalarca öngörülen şekil kurallarına uygun olarak yapılması, hakların yasalarda belirlenen zaman aralıklarında kullanılması ve sonuçlarının kategorik ilkelerle belirlendiği sistemdir. Yapılmak istenen işlemin birtakım şekil şartlarına bağlı olarak yapılabilmesini, böylece işlemin yapılmasını güçleştirmeyi amaçlar. Böylece bu işlemi yapmak isteyenler, öncesinde bu işlemi yapmak isteyip istemediklerini değerlendirerek daha isabetli kararlar alabilecektir.

Nur Başar Centel Türk hukukçu, akademisyen.